Çevrimdışı
Ankara merkezli gençlik hareketi Genç İslami Müdafaa, ümmeti şuurlandırmak ve İslami bir gündem oluşturmak amacıyla çalışmalarına devam ediyor.
Bu hafta gündem edilen konu, Esad diktatörünün kuşatma altına almaya çalıştığı Halep oldu. “Halep Kuşatma Altında” konulu afişlerin asıldığı ve bu konuda sohbetlerin yapıldığı çalışmanın fotoğrafları ve açıklaması:
“Halep Kuşatma Altında”
Suriye Müslümanları takriben 4 senedir devam eden bir savaş ile kış mevsimine girdi. 22 milyonluk Suriye nüfusunun yarısı mülteci konumuna geldi. Bunu komşu ülkelere siyasi ve psikolojik baskı olarak kullanan Esed rejimi 250.000’i aşkın Müslümanı katletti. 400.000’i aşkın insanın ise yaralanmasına neden oldu. Rejim bu katliamı İran, Lübnan, Rusya ve Çin’in desteğiyle gerçekleştirdi. Bu destek askeri ve siyasi mecralar ile sınırlı kalmayıp ekonomi ve medyada da kendini gösterdi.
2014 yılında ise ABD-Suud merkezli koalisyon, rejim ile koordineli bir şekilde Sünni direnişine ve sivillere yönelik hava saldırıları düzenlemeye başladı. Bundan cesaret alan Esad rejimi de varil bombalarıyla adeta Sünni şehirlerinde taş üstünde taş bırakmadı. Kitlesel çapta sivil ve çocuk ölümleri yaşandı. Böylelikle rejime destek veren devletler İran, Lübnan, Rusya ve Çin ile sınırlı kalmayıp koalisyona katılan devletlerin tamamı haline geldi.
İslam Ordusu 636 yılında gerçekleşen Yermük savaşında 200 bin kişilik Bizans ordusunu bozguna uğratmış sonra Şam bölgesi ve ardından da Kudüs’ün fethini gerçekleştirmiştir. (bkz. Taberi, 1, 2347- Belazüri,160- İbn-i A’sem, 1, 230)
Tarihin tekerrür edeceğini hesap eden sömürgeci devletler Şam beldesinde Müslümanların otoritesini istemiyor. Çünkü Şam beldesinde meydana gelecek İslami bir otorite tüm İslam ümmetini ayağa kaldıracaktır. Kudüs’e giden yolu açacaktır. İsrail’e tehdit olacaktır. Şii devletlerin ihanetlerine göz yummayacaktır. Bu ve bunun gibi nedenlerden dolayı farklı politikalara sahip çoğu devlet Suriye meselesinde müttefik hale geldi. Bu nedenle emperyalistler, Suriye’de her türlü İslami oluşuma karşı çıkıyor ve 250.000 can için hiç bir şey yapmıyor. Şu an ise Rejim Halep’i kuşatmaya çalışıyor ve her gün hava saldırısı yapıyor. Mücahidler Zehra bölgesinde ve farklı noktalarda rejime saldırarak bu kuşatmanın önüne geçmek istiyor. Aksi takdirde rejim ve destekçileri Halep’te bir buçuk milyon Müslüman halkı kuşatarak ve aç bırakarak bu kış katletmeye çalışacak.
“Bir haksızlığa uğradıkları zaman yardımlaşırlar.” (Şura, 39) ayetinin gereği müslümanlara düşen sorumluluk ortadadır.
Yine “Doğuda bir Müslümanın ayağına diken batsa, batıdaki bunu yüreğinde hissetmiyor ise gerçek iman etmiş sayılmaz.” hadisinin gereği Müslümanlara düşen sorumluluk ortadır. (Buhari, Edeb, 27)
Gayr-i İslami olan mevcut siyasanın etkisinde kalan kişi ve kurumların, Suriye kıyamının başından beri meydana getirdiği spekülasyonları bırakalım. 250.000 canı yüreğimizde hissediyor muyuz? Şu an canımızla ve malımızla Şam Müslümanlarına destek olmanın vaktidir. 250.000 Müslüman katledildi ve hala gündemimiz Suriye değil ise, Halep değil ise bizler hangi yüzle yaşıyor, hangi yüzle onlara kardeş diyor ve ümmetçilik edebiyatı yapabiliyoruz?
“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmanına teslim etmez. Kim, mümin kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanın kusurunu örterse, Allah da Kıyamet günü onun kusurunu örter.” (Buhârî, Mezâlim, 3, Müslim, Birr, 58)
Genç İslami Müdafaa
www.facebook.com/gencislamimudafaa
www.twitter.com/islamimudafaa
Ümmet-i İslam / Haber Merkezi
Bu hafta gündem edilen konu, Esad diktatörünün kuşatma altına almaya çalıştığı Halep oldu. “Halep Kuşatma Altında” konulu afişlerin asıldığı ve bu konuda sohbetlerin yapıldığı çalışmanın fotoğrafları ve açıklaması:
“Halep Kuşatma Altında”
Suriye Müslümanları takriben 4 senedir devam eden bir savaş ile kış mevsimine girdi. 22 milyonluk Suriye nüfusunun yarısı mülteci konumuna geldi. Bunu komşu ülkelere siyasi ve psikolojik baskı olarak kullanan Esed rejimi 250.000’i aşkın Müslümanı katletti. 400.000’i aşkın insanın ise yaralanmasına neden oldu. Rejim bu katliamı İran, Lübnan, Rusya ve Çin’in desteğiyle gerçekleştirdi. Bu destek askeri ve siyasi mecralar ile sınırlı kalmayıp ekonomi ve medyada da kendini gösterdi.
2014 yılında ise ABD-Suud merkezli koalisyon, rejim ile koordineli bir şekilde Sünni direnişine ve sivillere yönelik hava saldırıları düzenlemeye başladı. Bundan cesaret alan Esad rejimi de varil bombalarıyla adeta Sünni şehirlerinde taş üstünde taş bırakmadı. Kitlesel çapta sivil ve çocuk ölümleri yaşandı. Böylelikle rejime destek veren devletler İran, Lübnan, Rusya ve Çin ile sınırlı kalmayıp koalisyona katılan devletlerin tamamı haline geldi.
İslam Ordusu 636 yılında gerçekleşen Yermük savaşında 200 bin kişilik Bizans ordusunu bozguna uğratmış sonra Şam bölgesi ve ardından da Kudüs’ün fethini gerçekleştirmiştir. (bkz. Taberi, 1, 2347- Belazüri,160- İbn-i A’sem, 1, 230)
Tarihin tekerrür edeceğini hesap eden sömürgeci devletler Şam beldesinde Müslümanların otoritesini istemiyor. Çünkü Şam beldesinde meydana gelecek İslami bir otorite tüm İslam ümmetini ayağa kaldıracaktır. Kudüs’e giden yolu açacaktır. İsrail’e tehdit olacaktır. Şii devletlerin ihanetlerine göz yummayacaktır. Bu ve bunun gibi nedenlerden dolayı farklı politikalara sahip çoğu devlet Suriye meselesinde müttefik hale geldi. Bu nedenle emperyalistler, Suriye’de her türlü İslami oluşuma karşı çıkıyor ve 250.000 can için hiç bir şey yapmıyor. Şu an ise Rejim Halep’i kuşatmaya çalışıyor ve her gün hava saldırısı yapıyor. Mücahidler Zehra bölgesinde ve farklı noktalarda rejime saldırarak bu kuşatmanın önüne geçmek istiyor. Aksi takdirde rejim ve destekçileri Halep’te bir buçuk milyon Müslüman halkı kuşatarak ve aç bırakarak bu kış katletmeye çalışacak.
“Bir haksızlığa uğradıkları zaman yardımlaşırlar.” (Şura, 39) ayetinin gereği müslümanlara düşen sorumluluk ortadadır.
Yine “Doğuda bir Müslümanın ayağına diken batsa, batıdaki bunu yüreğinde hissetmiyor ise gerçek iman etmiş sayılmaz.” hadisinin gereği Müslümanlara düşen sorumluluk ortadır. (Buhari, Edeb, 27)
Gayr-i İslami olan mevcut siyasanın etkisinde kalan kişi ve kurumların, Suriye kıyamının başından beri meydana getirdiği spekülasyonları bırakalım. 250.000 canı yüreğimizde hissediyor muyuz? Şu an canımızla ve malımızla Şam Müslümanlarına destek olmanın vaktidir. 250.000 Müslüman katledildi ve hala gündemimiz Suriye değil ise, Halep değil ise bizler hangi yüzle yaşıyor, hangi yüzle onlara kardeş diyor ve ümmetçilik edebiyatı yapabiliyoruz?
“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmanına teslim etmez. Kim, mümin kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanın kusurunu örterse, Allah da Kıyamet günü onun kusurunu örter.” (Buhârî, Mezâlim, 3, Müslim, Birr, 58)
Genç İslami Müdafaa
www.facebook.com/gencislamimudafaa
www.twitter.com/islamimudafaa
Ümmet-i İslam / Haber Merkezi
Moderatör tarafında düzenlendi:
