Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Esariler ve Maturidiler Serisi:1 Karadavi'nin Es-ari'ligin dogru akide olduguna dair suphelerine cev

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
E Çevrimdışı

ebu-musa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Esariler ve Maturidiler Serisi:1

Karadavi'nin Esariler'in dogru akide uzerine olduklarini soylemesi ve

Allame Dimeskiyye'nin cevabi

Rahman ve rahim olan Allahin adiyla




Seyh Yusuf el-Karadavi, Esariler'in akidesinin dogru akide oldugunu belirterek, en buyuk delilinin de muslumanlarin hemen hemen hepsinin bu akideye mensup oldugunu soyluyor.




elbetteki Ehli Sunnet menheci uzere olanlarin bildigi gibi, Es-ari'ler ve Maturidi'ler hak ehlinden degildirler. Ehli sunnet menhecinden uzaklardir.





Karadavi'nin bu sozunun karsisinda zamanimizin buyuk alimlerinden olan Seyh Abdurrahman Dimeskiyye(Allah onu korusun) bir cevap veriyor. bu Cevabi kendisi sesli olarak vermistir. bende konusmasini hzlica turkeceye cevirdim ki Ehli Sunnet menheci uzere olan butun Muslumanalr fayda gorsunler ve Es-ari'lerin ve Maturidi'lerin sapik inanclarinin farkina varsinlar.





Cevabi su sekildedir:




Unutmaki muhterem Karadavi, imam Ebulhasen el-esari tovbe ettiginde, ehli sunnet velcemaat akidesi uzerine dondu ve dedi ki: Benim akidem imam el-mubeccel(yuce) Ahmed bin hanbel'in itikadidir. Iste Imam Esari itikadda Hanbelilik ile ovunuyor(imam esarinin selefi salihin akidesine geri dondugunu imam subki cezmederek zikrediyor ve hic suphesiz akidesinin Ahmed bin Hanbelin akidesi oldugunu soyluyor).




imam Esari kendisi kitaplarinda defalarca,’’ akidem Ahmed bin hanbeli'n akidesi uzerinedir’’ demistir. Imam subuki tabakatu safiiyye adli eserinde, zikretmistir. Peki: Neden esariler itikadda Hanbelilik ile ovunmuyorlar? Herhangi bir esari, ben itikad'da Ahmed bin Hanbel'in mezhebi uzerineyim diyebilir mi? Eger derse yalan soylemis olur, cunku biliyor ki Esariligin menheci ve uzerinde durduklari cizgi, Selefin akidesine ve menhecine muhaliftir.




Simdi bu dedigim seyler uzerinde misal verecegim:




1-Hafiz ibni hacer el-askalani, Esariler Allah'in harf ve ses ile konusmasini mumkun gormediklerini zikreder, ardindan ise imam Ahmed bin hanbel'in bu konudaki itikadinin Allah'in ses ile konustugu oldugunu zikreder.(fethul-bari. Bunun benzerini de imam Zebidi ithafu sadetil muttakin adli eserinde de zikretmistir).




Demek ki;Esariler, Ahmed bin hanbel'e muhalefet ediyorlar. Ismi ile kendilerini andiklari ebulhasen el-esari, mutezile, kelam vb. itikadlari birakip Ahmed bin hanbelin akidesi uzerine oldugunu zikretti. Ey muhterem Karadavi: Eger gercekten esari iseniz ve bununla, bir de muslumanlarin dunyadaki en cok resmi okullari esaridir diye de iftihar ediyorsaniz, eger oyleyse, neden siz kendi imaminiz olan ve itikadda hanbeli olan Esari'ye muhalefet ediyorsunuz? Deyin, biz'de hanbeliyiz deyin, ama hayir, diyemezsiniz, iste esari akidesi cevher ve arz(kelam ilmi'nde olan bazi istilahlar), ve havadis'in(sonrada olusmus seyler disinda olan hersey hadistir, bu da kelam ilminde olan istilahlar'dan biridir), gibi bozuk kurallar uzerine bina edilmistir, iste bu sizin itikad ettiginiz akide, kesinlikle ne adindan baska bir seyini bilmediginiz, imam ebulhasen el-esari'nin eski bozuk akidesinden cikip, dogru bulup itikad ettigi akidedir, nede imam Ahmed bin hanbelin akidesi'dir, ve kesinlikle imam Esarinin akidesi, sonradan esariler'in uzerinde gittigi akide degildir.





2-Sayin Karadavi: Peygamberimiz (sav)’in sunnetine sarilanlari ovmesini bildigin halde, onlarin ummetinin arasinda garipler olarak kalacaklarini bildigin halde, peygamberimiz (sav)’in din garip olarak basladi ve nasil ki garip olarak basladi ise garip olarak sona erecek, ne mutlu o gariplere, hadisini bildigin halde, hak uzere olanlari, serri isteyenlerin arasindaki, hayri isteyen az bir topluluk diye vasfettigini bildigin halde, onlara uyanlarin, onlara uymayanlardan daha az olduklarini bildigin halde(bu dedikleri hakkinda hasdisler mevcuttur), yani senin gibi birisine peygambermizin(s.a.v.) hak yolda olanlari az topluluk diye overken, sen bazi taifeleri az topluluk diye nasil kotuleye bilirsin? Nasil ki bundan sonra insanlarin cogu esaridir diyerek bize delil getirebiliyorsun? Cok kisi olmak sende artik huccet mi oldu acaba? Ummetten cok kisiyi fitneye sokacak verdigin bu fetva ile. Allah'in karsisinda sorumlu tutulacaksin.




Sunu da ben anlayamiyorum. Onceden Ibni temiyye'yi seven ve ihtiram gosteren ve hatta onun yaptigi davet karsiliginda, o tek basina bir ummet idi, diye itikad eden, ve hatta onun itikad'ini da oven birisi, nasil da simdi esariler cok daha fazla oldugu icin onu tercih ediyor? Iste selefi akide, onceden, senin bildigin ve ovdugun ibni teymiyye'nin akidesinin ta kendisidir, eskiden hep ihticac(ihticac: muteber gordugu alim'den nakiller yaparak onun sozlerini desteklemek) ettigin ibni teymiyye'yi artik yok mu saydin? Yoksa sen ibni teymiyye ile, selefiler'i ihvanin itikad'ina ozendirmek icin mi ihticac ettin? Bilmiyorum neden ihticac ediyordun.




Gercekten, simdi de bu fetva Allah onu affetsin: karadavinin, tenakuzlarina ve hatalarina eklenen yeni bir kayit oldu.

Hakki bulmakta, mizan kesinlikle azlik veya cokluk degildir. Allah'u teala,(peygamberimizin(SAV) dili ile) kiyamet gunu bazi peygamberler yanlarinda bir veya iki kisi ile gelecekelerini, bazilarinin da yanlarinda hic bir kisi olmadan hasrolunacaklarini bizlere haber veriyor. Allah'u teala Kurani Kerim’inde her an okudugumuz ayetler'de soyle buyuruyor:

(Onunla (Nuh aleyhisselam) birlikte cok azi haric iman etmediler)(Hud:40).

(Ama insanlarin cogu bilmezler)(Araf:187).

(Ama insanlarin cogu iman etmezler)(Hud:17.).

(Ama insanlarin cogu sukretmezler)(Gafir:40), vb.




Iste cok fazla ayet bizlere acikliyor ki iman edenler, iman etmeyenlerden cok daha az olacak, bu yuzden Fudayl bin iyad(Allah ona rahmet eylesin) soyle demistir: Huda(hak olan) yollarini takip et ve yolunun uzerinden gecenlerin az olmasi seni bu yoldan alikoymasin.Dalalet yollarindan ise sakin ve bu yol uzerindeki helak olanlarin coklugu ise seni aldatmasin(cok gorupte dogru sanip bu yola girme)(imam satibi'nin itisam adli eseri,vb,inde zikredilmistir).




Burada dikkat edilecek baska bir nokta daha var.O da avam olan halktan yuzlerce kisi, sadece isim olarak esariler'den sayilmaktadirlar, cunku onlar ne imam Esari hakkinda, nede esarilerin yaptiklari teviller hakkinda, nede esari'nin(yolun basinda iken) cagirdigi cebri menheci hakkinda, nede esariler arasindaki tenakuzlari(bazen bir sey soylemek ardindanda baska yerde tam tersiniz soyleme, yani gorus uzerin'de sabit kalmamak) hakkinda, bazen kendilerin'i selefi menhec'denmis gibi gostermeleri, bazende kendilerini mutezile menhecinden gibi gostermeleri hakkinda, hic bir sey bilmezler, esariler gercekten izdivac'li bir topluluktur, acik, yerlesmis, tanakudsuz bir akide uzerinde degildirler.




Insanlar fitrat uzere Muslumandirlar. Muslumanlarin avami ise, fitrat uzerine birakildigi muddetce, ehli sunnet'den sayilmaktadirlar, ama esari mezhebinin davet ettigi, icinde havadis araz vb gibi avamin anlayamacagi bir fitrat hangi fitrattir acaba?




Iste bu yuzden imam Gazali avamin akidesini, kelamci esariler'in akidesine ustun tutup tercih etmistir. Bu nedenle demistir'ki: avamin(halkin) imani, istikrarsizlastirici, bir kenara atilmis, ruzgarin hangi tarafa alip gotururdugu belli olmayan, Esariler'in akidesin'den daha sabittir.(ihya ulumu ed-din--- elmunkizu min ed-dalal, ikiside imam gazalanin eserleridir, muracaat edilebilir) ve Esariler kelam alimleridirler, iste bu nedenle: Esariler'in buyuk hocalarindan olan imam El-cuveyni, tovbesini(yani esarilikten ve kelamciliktan) ilan etmistir, ve ben net bir sekilde gormesem'de imam gazali'dende tovbe ettigi zikredilmistir, ama avami kelam ilminden ali koymak icin bir kitap yazdigi ise dogrudur(ilcamu el-avam an ilmi el-kelam), iste bu kitapta kelam'i terk edip, iltizam etmeme'yi savunuyor, ve kelam ilmi'de esari mezhebi'nin asil olan usullerinden birisidir, ayni zamanda hafiz ibni hacer el-askalani'nin lisanu el-mizan adli eserinde zikrettigi gibi imam Fahreddin er-razi olmeden once bir vasiyyet yazmistir, bu vasiyyette de itikadinin duzeldigini zikretmistir, itikadi duzelmeden once hangi akide uzerinde idi acaba? Esari degilmiydi? Oysa ki hic bir zaman mutezile olmamisti ki mutezililikten tovbe etsin?




Ayni sekilde esarilerin itikaddaki mezhepleri(kelamcilarin esarilere en yakin taifesi olan) maturidilerin mezheplerinden cok daha farklidir, aralarinda cok fazla ahkamlarda ihtilaf vardir, tanakuzlar vardir, hatta kendi aralarinda birbirlerini tekfire kadar ileriye gitmislerdir, hatta maturidiler bir zamanlar demistirlerki: Esariler'in arkasinda namaz kilmayiz, cunku onlar biz insaAllah muminiz diyorlar(insaAllah muminiz demek esariler'de, ehli sunnet'de dogru bir gorustur, maturidilerde ise boyle demek imanda suphe etmek demektir derler) ve maturidilerin buyuk imalarindan olan imam Serhandi en-naksibendi, imam Esari'yi bir cok yazilarinda tenkid etmistir,(serhandi'nin mektubati serifesinin arapca baskisiyla 330.sayfada: Esarilerin itikadinin hakiki cebriyye itikadinin dairesinin icine girdigini zikretmistir).




Iste senin ovdugun akide hangi akide? muslumanlarin avamlarina hakikatleri gizleyerek hangi akidenin dogru oldugundan bahsediyorsun? Ve avama insanlarin cogunun Esari oldugunu neye dayanarak soyluyorsun? Simdi Esariler muslumanlarin en cogumu oldu?

Aslinda sende, coklugun hic bir kiymeti olmamasi lazim, sen onceden demisting ki: Alemlerin rabbi bile secimlere katilsa, belkide oylarda birinci olamaz(yani burada insanlarin din'den uzaklasmalarindan bahsediyor. seyh karadavi, bazen insanlarin cogunun Esari itikadi'na mesnup olduklari icin delil getirirken, bazen de insanlarin cogunun dalalet uzerinde dinden uzaklasmasini soylemesi, sozlerinin tenakuz icinde oldugunu gosteriyor).




3-esariler'in eskilerinden olan Hafiz ibni asakir, Hafiz Beyhaki'nin zamanindaki esari'lerdendir (o zaman'daki esariler, ehlis sunnet'e cok daha yakinlar idi). Iste o gun bile esariler, bugunkunden daha hayir uzerinde idiler, ibni asakir diyorki: belki birisi derki: insanlarin cogu ne Esari'yi onderleri olarak gorurler, nede onun mezhebinin (itikadi mezhebinin) dogru oldugunu soylerler, ve muslumanlarin hak uzere olan toplulugunun(hadiste geldigi gibi:) buyuk kara topluluk(yani muslumanlarin cogunun) oldugunu iddia ederler. Iste bakin: burada insanlarin cogunun esari olmadigini soyluyor, iste o zamanlar esari mezhebi cok kucuk, yayilamamis bir mezhep idi, ve ibni asakir de esariler'in az bir topluluk oldugu icin dalalet uzere oldugu iddia edilmistir, simdi gorelim ibni asakir bakalim ne demis? Ey karadavi ibni asakir'in verdigi cevabi biz ise, bugun sana veriyoruz, ibni asakir demistirki: el-cevap: Ne Avamin coklugunda(hak uzere olmak icin ihticac edilecek)bir ibret yoktur, nede cahillerin coklugu ile ihticac edilir, suphesizki itibar edilenler: ilim erbabidir, takip edilecekler ise: basiret ve akil sahipleridir, iste onlar(yani ilim erbabalari) Esari'nin taifesinde, kalan taifelerdeki ilim erbabindan daha fazladirlar, ve bunlar da baskalarinda olmayan faziletler vardir, suphesiz Allah soyle buyurmustur(onunla(hz nuh ile) cok azi haric iman etmemislerdi)… bundan sonrada hafiz ibni asakir, bizim yukarida zikrettigimiz ayetleri zikrediyor ve sonar da zikrettigimiz fuday bin iyadin sozunu nakil ediyor(bu nakili tebyinu kezibi elmufteri adli eserde bulabilirsiniz). Ey karadavi: iste burada ibni asakir ummetin cogunun esari olmadigini soyluyor, simdi buna ne diyeceksin?




Ey Karadavi, benim bildigim gibi sende biliyorsunki Esariler, Allah'in sifatlari hakkinda cogu yerde mutezile'yi taklid etmislerdir. Mesela:

Ayetteki istiva manasini istivla(her seye sahip oldu) diye tevil etmeleri.

Hadiste gecen: Rabbim'iz gecenin son ucte birinde gok yuzune iner,(metavatir hadislerdendir) hadisini, gok yuzune rahmeti iner seklinde tevil etmeleri.




Allah'in kurani kerimde(rabbin ve melekleri saf ile dizilmis sekilde gelir(yani kiyamet gununde) gibi ve bu manada olan ayetleri ve hadisleri), Allah'in gelme sifatini, onun emri gelir seklinde tevil etmeleri.




Iste bu sekilde'ki teviller, aslinda itizali(mutezile: dalalet'e dusmus sapik firkalardan birisidir) goruslerdir, Esariler bu tevilleri Mutezi'leden almistir.




4-Peki simdi buna ne diyeceksein acaba: ibni hacer el-askalani, fethul-bari'de (arapca baski ile 1.cilt'in 70-71sayfalarinda), esariler'in, teklif mertebesine ulasmis olan bir mukellef'in yapacagi ilk is, akli calistirip, nazar etmek(yani ictihad etmek), kaidesini Esarile'rin mutezileden aldigini zikrediyor, bunu da ikrar edercesine(bu kaideyi esarilerin mutezileden aldigini ikrar edercesine) Esariler'in buyuklerinden olan Ebu cafer es-semnani'den nakil ediyor. Ayni zaman'da ibni hacer kitabinda esarilerden bahsederse, onlar diye bahsediyor, bizler diye bahsetmiyor, buda hafiz ibni hacer'in esari mezheb'inden olmadigini gosterir.




5-Allah'in istiva sifat'i hakkinda ise, Hafiz ibni asakir, tebyinu kezibi el-mufteri(arapca baskisi ile no:150), adli eserinde, mutezile'nin istiva sifati hakkinda istila(her seyin,sahib'i olmus) dediklerini ve mucessime'lerin ise istiva sifatinda Allah'in arsa oturup, icine hulul ettigi'ni zikreder, ardindan ise Ebu el-hasen el-esari'nin bu iki yol arasi'nda orta yollu oldugu'nu zikreder, ve istiva hakkinda'ki gorusunun, Allah'in bir sifati oldugu'nu zikreder. Yani ne mutezile'nin nede mucessime'nin dedigi'ni Kabul etmemistir, gunumuzdeki Esariler'in gorusu ise istiva sifatin'da mutezile'leri takip etmektir, buda Esariler'in mutezile'den etkilendikleri'ni gostermektedir. Sen insanlar'i Esariler'in mutezileye uyduklari seylerde avam'i boyle hatalar'dan, ve takipcilikten, ve koru korun'e yaptiklar'i taklid'den sakindirman gerekirken, insanlari esariler'in yaptiklar'i gunahlarda esariler'e takibe mi davet ediyorsun?




6-sunu'da uzulerek belirteyim: Esari mezheb'i kendi icinde mutanakiz bir mezheptir(sozleri bir birine uymaz), kendi icinde mezhep iki firka'ya bolunmustur:




Birinci firka: Allah'in isim ve sifatlari'nin manasi'ni bilmeyi iddia etmeyi caiz gormemistir, yani Allah'in kendi hakkinda soyledi'gi: Latif(lutfeden)_habir(her sey'den haberi olan)_istiva(daha onceden aciklamistik),vb. gibi isim ve sifatlar'da ne dendigi'ni bilemeyiz derler, bununla birlikte yetinmeyip, Allah'in sifatlar'i hakkinda konusmayi haram gorurler.


Bu firka acaba nasil isim ve sifatlari bilmemeyi iddia edebilir? Yani Rahim(cok'ca rahmet eden), ve muntakim(intikam alici olan), isimleri arasindaki manadaki farki nasil anlayamazlar?.




Ikinci firka ise: allah'in sifalar'ini tevil etmeyi vacip gorurler,(yani mana'yi bilmiyoruz demek caiz degil, halbuki manasi'ni bilmek gerekir), yani birinci firka'nin tam zitti'dir.

Ve bu iki firka'da kendini Esarilige nisbet eder. Ey Esari'ye kendini nisbet eden kisi: senin secim sansin var, ister Allah'in sifatlari'ni tevil etmek vaciptir dersin, ister'de tevil etmek haram'dir dersin, nefsine hangisi hos geliyorsa, hangisi'ni seversen, ve begenirsen buyur sec, iste nasil hevese gore bina edilmis bir mezhep oldugu cok aciktir. Peki simdi hak nerede? Benim canim'i sikan sey de iste budur,esariler'in istedigini sec demeleri, bu iki firka'dan birisi hak uzere diyeri ise batil uzere demiyorlar, nasil oluyorsa ikisine de hak diyorlar.




7-imam el-lekkani'nin bir sozunu hatirliyorum, kendisi Esariler'in buyuklerindendir, bir siir'inde soyle der:




Her hayir selef'i takip etmektedir=her ser halefin cikarttigi bidatlardadir. Yani: hayir'i istiyorsan selef'i salihin'i takip et, ve her batil, yanlis, ser, kotu seyler ise, seleften sonra gelen halefin yeni cikarip uydurduklari, din'e soktuklar'i seylerdir.




Iste biz selefi derken selefi'den kasit budur, eger birisi selefiyim derse, cok hassasiyetli olup neden kiziyoruzki peki? Bizim menhecimiz budur, yani Lekkani'nin dediginden baska bir sey demiyoruz.




8-Esar'i akidesinin, masdarlari ise: acik olmak gerekirse, hep mutezileyi takip etmektedirler, ve istiva sifatini istivla diye tevil etmelerindeki deliller'i ise, Hristiyan hacli olan El-ehtal adli kisi'nin soyledigi bir siirdir, demek'ki esari akides'i hristiyanlar'in sozu ile bina edilmistir, Hristiyan Ehtal siiri'nde soyle der: Bisr(bir kisinin ismi) irak'a isiva etti,(yani irakin sahibi oldu, valis'i oldu mutezileler ve onlarin yolundan giden esariler bu manay'i Allah c.c. hakkindaki istiva manasin'i bu sekilde yorumlarlar) (meseley'e tafisalt'li bakmak icin Fethulbari, arapca baskisi ile: kitabu et-tevhid 13.cilt no:405-407), sizin akide'nizin masdari(asli) bumudur? Oysaki imam Buhari'nin sahihi'nde, imam mucahid, ve ebu el-aliye gibi selef'ten gelen rivayet'lerde istiva sifatinin: yuceldi, ve yukselid manasinda tefsir etmislerdir, peki neden ummetin alimler'ini, mucahid'i ebu el-aliye'yi birakip'ta, gidip hirstiyan birisi'nin soyledig'i bir soze sarildiniz? peki dogru akide bu mu ey Karadavi?.




9-Allah'in kelam'inin(konusma sifati'nin), nefsi bir mana oldugu'nu soylerler,(sozler'in basinda'da bu konudak'i ehli sunnet'in gorusunun Allah'in ses ile konustugunu ama sesinin nasil oldugunu bizim bilemedegimizi basta zikretmistik), ve Allah'in kelam'i, esariler'de nefsi olmasi ile birlikte, ezeli idir, yani bir vakitte konusup, baska bir vakitte konusmaz diye bir sey yok, her an Allah konusur, ve ne konustu ise her an ve hala onu konusuyordur, buda Allah'in her an durmadan ayni seyleri konusuyor manasini verir, yani kuranda Allah'in Musa’ya, sag elinde tasidigin sey nedir, vb gibi sozleri demekki esariler'e gore bugune kadar hep Allah c.c. ayni sozleri tekrarliyor ve musaya ayni soruyu soruyor, hz Musa vefat etti, ama esariler'de, musa yaratilmadan once bile, ve hala Allah c.c. ayni soruyu soruyor.




10- Esaril'er derlerki: Eger Allah goktedir derseniz, ona bir cihet isnad etmis olursunuz, ama, ayni zamanda Allah c.c. ahiret'te cihetsiz ve mukabelesiz bir sekilde gorunur derler. Hic akillari ile dusunmezlermi acaba? Nasil oluyor acaba? Iste bu yuzden mutezileler(mutezile, ehli sunnet'e muhalefet ederek, Allahin ahirette gorunmeyecegini soyler) demislerdir ki: kim Allah ahirette gorunur diyip de, cihetde yoktur derse, kendi akil kitsizligi ile yaptiklari bu hatadan dolayi, insanlari kendilerine guldururler. Yani esariler'in soyledikleri seyler arasinda birbirine uyumsuzluk vardir.




11-Hatta yaptiklari yanlis teviller'den birisi de (sahih hadislerde geldigi gibi):Allah'in gulme sifatini, yani Allah bir tane melegi gulduruyor, diye tevil etmeler'idir, (bu tevil'i seleften hic kimse yapmamistir).

12-imam El-kuseyri El-esari, yazdigi risales'inden, Allah'in salih kullari ile coplugu supurecegini zikretmistir, ve imam El-kuseyri, en buyuk esariler'den birisi olmak'la beraber, bagdat fitnesi diye bilinen, buyuk olaylar'in baslamasina sebep olmustur (bagdat fitnesi, ehli sunnet ile esariler arasinda olan buyuk bir fitne'dir, tarih kitaplari muracaat edilebilir).




13-Esariler'de Allah'in sirki affetmesi caizdir, hatta daha da ilerige giderek, Allah'in butun cocuklari, hatta salihleri, hatta peygamberleri bile cehenneme atmasi caizdir ve butun kafirleri ise cennete koymasi da caizdir, ama oyle yapmaz, derler(imam zebidi'nin ithafu sadeti elmuttakin).




14-imam Er-razi El-esari, buyuk tefsirinde Nisa suresindeki Allah sirki affetmez, ve onun disindaki herseyi (yani gunahlari) istedigine affeder ayetinin tefsirinde derki: biz derizki bizim mezhebimizde (yani esarilik'te) affetmesi caiz idir.

Sanki onlariin mezhebi Kuran'in disinda ayri bir mezhep, (imam razi'nin hayati'nin sonun'da tovbe ettigini aciklamistik, tovbesi de onun boyle goruslerinden dondugunu acikca acikliyor).




15-Esari’lerde Bicak'in kesme etkisi yoktur, yani bicak'ta kesme tabiat'i yoktur, peki nasil bicak keser denildigi zaman ise, derlerki: bicagin kesme tabiati, bicagi kesilen seye koydugun an gelir, ama normalde bicak kesen bir sey degildir, o anda sadece keser, kesme diye bir sey olusur. cunku Esariler'in mezhebine gore eger dersen ki bicakta kesme tabiati vardir, Allah'a sirk kosmus olursun derler, cunku eger oyle dersen Allah disinda baska bir sebep yaratmis olursun(halbuki ehli sunnet boyle dememistir), peki simdi esariler'e sorarsak, madem'ki bicak normalde kesici bir sey degildir, nasil bicak keser? care nedir peki? O zaman'da derlerki: her sey ile kesme olur, yani mesela patates ile, karton ile, her sey ile kesme olabilir, kesici bicak degildir derler, bizde derizki: eger oyle ise patates ile tavu'gu kesmeye calisalim, kesemeyiz, sadece bicak ile kese biliriz, peki bundan sonra nasil bicak'ta kesme tabiat'i bulunmaz deyebilirsiniz? Bu ne kadar birbirine uyumsuz ve ilginc bir itikad?.




16-imam ebulhasen el-esari, bozuk akidesinden ehli sunnet'in akidesine donmeden once, kati bir cebri akidesin'e sahip idi, ve insanlar'in yaptiklari seyler(yani fiiler'i hareket etmeler'i vb) nasil'ki su akti, tas hareket etti deniliyorsa, ayni sekilde insan'a gercek manad'a degil'de mecazi manada nisbet edilir derdi(yani gercekte harekelerimiz'in sahibi biz degiliz bir hareket etmiyoruz, fazla bilgi icin cebriyye akidesinden bahsedilen kitaplar muracaat edilebilir), iste simdi'ki esariler'in akidesi ise budur(yani simdik'i esariler, imam ebulhasen el-esarinin tovbe etmeden onceki akidesi uzerinde oldugunun isbatidir).




17-allah'in Alem’in ustunde(hadiste geldigi gibi Allah goklerin ustundedir) oldugunu soyleyenler'i ise azarlarlar, ve batil bir inanc uzere oldugunu soylerler, ve bu dediklerinin hakikatine bakarsak, aslinda bu Cehmiyye akidesidir (en tehlike'li sapik firkalardan birisidir), selef alimlerinin dedigi gibi cehmiyye'nin akidesi: gokte bir sey yoktur demektir, imam Abdullah bin Ahmed bin hanbel kitabu es-sunne adli eserinde, Hammad bin zeyd'den soyle rivayet eder: Hammad'in yaninda cehmiyye anildi(zikredildi), ve onlar'in Allah'in gokte oldu'gunu inkar etmeler'inden bahsedil'di, bunun uzerine Hammad dediki: bunlar'in demeye calistiklari sey gokte bir sey(Allah) yoktur demektir.

Iste gunumuzdeki Esariler'in akideside budur, yani gokte ilah yoktur derler. Allah c.c. (yarattigi) Alemin icinde degildir, disinda'da degildir derler. Peki Alem'in icinde degildir kismini anladik, peki Alem’in disindada degildir nasil yani?(ehli sunnet Allah'in goklerin ustunde ve yarattiklarindan ayridir derler) Peki o zaman Allah yarattiklarinin icindede degil, disindada degil ise nerede? Bu Suyu-i akidesi degilmidir? Allah yok der suyu-iler, ne icerde ne disarda ne… o zaman bu mantik ile hareket edersek ilah olmazki? Iste cehmiyye ve onlarin takipcileri hakkinda: onlar oyle bir akidededirlerki kendi ilahlar'ini kaybetmislerdir, deyen dogru soylemsitir.

Karadavi'ye yapilan bu cevabin aslina arapca olarak bakmak istiyorsaniz:

Birinci bolum: ‫?? ????? ?????? ??? ??? ???????? ???? ????? ?????? 2-2.wmv‬‎ - YouTube

Ikinci bolum:

‫?? ????? ?????? ??? ??? ???????? ???? ????? ?????? 2-2.wmv‬‎ - YouTube

Seyh Allame Abdurrahman Dimeskiyye'nin Resmi sitesin'e girmek isterseniz:

www.dimashqiah.com




Ebu Musa
ehliilm
 
M Çevrimdışı

mustafa_mardin

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
karadavi en büyük saptırıcılardan. bi de şii-sünni çatışması konusunda sünnilerin sözcüsüymüş gibi kendi kendine gelin güvey olması yok mu. bu kardavi mahmut efendi ve cemaati şöyle sünnet ehlidir böyle büyük imamdır onda hurafe yoktur die övmüştü.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Şubhesiz ehli sunnetin içerisinde bulunan Eşari ve Maturidilerin kendi arasında bazı ictihadi farklar olduğu gibi Selef anlayışıyla da bazı farklar bulunması doğaldır.
Aşırı tekfir hastalığının vermiş olduğu yan etkinin belirtisi olarak önce tekfirin engellerine itibar eden Şeyhulislam ibn Teymiyye'nin kitaplarına kuşku sokarak 18. Yy. Necd alimleri 'Abdulvahhab' vb. gibi tekfirde cehaletin mazeret olabilme durumlarını kısıtlayan görüşlerine sarılmıştır. Böylece istediği şekilde ummeti tekfir edebilme tevilleri bulabildiği gibi Maturidi ve Eşari gibi asırlardır ehli sunnet alimlerinin itibar ettiği anlayışları bir çırpıda Sapık ilan edebilmekte.
İmam Şafii'nin öğrencileri arasında zikredilebilen imam Ahmed bin Hanbel'in itikadına sokulmaya çalışılmıştır. Oysa her iki alimimizde ameli mezheb önderleridir. Tüm bunlar imam Şafii'nin isminden çekinildiğinden Ahmed bin Hanbele rucu ettirilmiştir.
Not : Yazı kitlenmiş devamı halinde yasak gelecektir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt