Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

el-Makamu’l-Mahmud

E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
قال ابن تيمية في مجموع الفتاوى – (4 / 374) فَقَدْ حَدَثَ الْعُلَمَاءُ الْمَرْضِيُّونَ وَأَوْلِيَاؤُهُ الْمَقْبُولُونَ : أَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُجْلِسُهُ رَبُّهُ عَلَى الْعَرْشِ مَعَهُ

el-Makamu’l-Mahmud:

İbn Teymiyye dedi ki Mecmuul el-Fetava’da (4/374) Bazı Razı olunmuş alimler ve makbul kişiler demiştir ki Allah Muhammedi yanında arşı üzerinde oturtacaktır.

Şeyhulİslam İbn Teymiyye rahımullah’ın bahsettiği: Bu razı olunmuş alimler ve makbul kişiler ise şunlardır.

1-Kadı Büyük İlim Adamı Ebu Bekr b.el-Arabi Ahzab Süresinde Yüce Allah’ın İçinde olanı gizlersin buyruğunu açıklarken şunları söylemektedir:

İşte Muhammed s a v ister cahiliye döneminde ister ondan sonra-Allah’ın ona bir ikramı lutfu ve yüceltmesinin eseri ile-Rabbine asla isyan etmemiştir.Rabbi lutfuyla onu en yüksek mevkiye yükseltmiştir Böylelikle Rabbi onun kendisiyle beraber kürsisi üzerinde o hak günde hüküm vermek için (mahlukatı arasında) oturmaya elverişli olsun diye.(el-Uluvv li’l Aliyyi’l-Azim.s.312) (mahlukatı arasında Bu ifade Kadı Ebu Bekir İbnu’l Arabi Ahkamu’l-Kur’an (III,1530)’dan eklenmiştir.

Hafız Zehebi diyor ki: Bu konuda uzunca bir takım açıklamalar zikretmektedir.Ben Kadı’nın bu sözleri söylerken Mücahid’in dışında herhangi bir mesnedinin olduğunu bilmiyorum Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.

Nesebi Ebu Bekr Muhammed b.Abdullah b.Muhammed b.Abdullah b.Ahmed el-Meafiri el-Endelüsi olup Kadı Ebü Bekir İbnü’l-Arabi lakabıyla meşhur olan İbn’ül-Arabi 22 Şaban 468/1075 yılında Endülüs’ün İşbiliye şehrinde dünyaya gelmiştir.(Zehebi Tezkiratü’l-huffaz IV,1294-1297 Zehebi Siyeru alemi’n-nübela XX,197-204) İbnu’l-Arabi Ebdülüs imamlarının büyüklerindendir İlim için yolçuluklara çıkmış Terrad ez-Zeynebi’ye ve ona benzer büyük ilim adamlarına yetişmiştir.Onun eserlerini kafileler alıp başka taraflara götürmüştür 540 küsür yılında vefat etmiştir.( el-Uluvv li’l Aliyyi’l-Azim.s.313)

2-Bağdat’ın Hafızı İbn Sa’id Hafız Ebü Bekir el-Acurri eş-Şeri’a adlı eserinde ki iki cilttir İmam Muhammed Yahya b.Muhammed b.Sa’id’den onun bu fazilet yani Peygamber s a v’in Arşın üzerinde oturacağı hususunda şöyle dediğini nakletmektedir: Biz bunu reddetmeyiz Bu hususta tartışmaya da girmeyiz Peygamber s a v’in bir faziletinin söz konusu edildiği bir hadis hakkında hiçbir şekilde konuşmayız.İbn Sa’id 90 yaşında 318 yılında vefat etti Bu alanda önderlerden birisi idi Malik’in ve Hammad b.Zeyd’in arkadaşlarına yetişti eserler telif etti ve rivayetler derleyip topladı. el-Uluvv li’l Aliyyi’l-Azim.s.259.261)

3-el-Mervezi dedi ki Ben Abdullah el-Hallaf’I şöyle derken dinledim Ben Musâb’I Umulur ki Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a gönderir buyruğunu okuyunca şöyle dedi Evet onu kendisi ile birlikte Arşın üzerinde oturtacaktır.İmam Ahmed b.Muhammed b.Mus’ab dedi ki:Ben ondan rivayet yazdım O ne müthiş bir adamdı

Hafız Zehebi dedi ki: Peygamer efendimizin (Kıyamette) Arşın üzerinde oturması meselesine gelince bu hususta herhangi bir nas sabit olmamıştır Aksine bu konuda vahi (oldukça zayıf) bir hadis vardır.) el-Uluvv li’l Aliyyi’l-Azim.s.209

Halbuki sahih hadislerde Makam-I Mahmud’un (Kıyamet gününde Arş’ın üzerinde oturması değil) Peygamber efendimize özel olarak verilecek olan umümi şefaat olduğu sabittir. el-Uluvv li’l Aliyyi’l-Azim.s.209 (dipnot)

el-Makamu’l-Mahmud Birinci görüş: Bu ibare İsra-79 ayetinde geçer ve meşhur görüşe göre ayetle Allah’ın Hz Peygamberi yükselteceği el-Makamu’l-Mahmud ona vereceği şefaat etme makamıdır(Sahih olan görüş budur)Bu görüş Selman el-Farisi Mücahid Hasen el-Basri Katade’den rivayet edilmiştir.Taberi Camiu’l-Beyan (XV/114,145) Ayrıca bu görüş bizzat Hz Peygamberden de rivayet edilmiştir.(Tirmizi Sünen Tefsiru’l-Kur’an 18 r.3137 (V/363) Zehebi Tezkire I/509) Darimi Sünen II/325)

İkinci görüş: Diğer bir görüşte el-Makamu’l-Mahmud Allah’ın Hz Pyegameri s a v arş üzerinde yanına oturtmasıdır.Eşari’nin dediğine göre sadece Hadis ehlinden bazıları el-Makamu’l-Mahmud’u Allah’ın Hz Peygamber s a v’i arş üzerine oturtması şeklinde açıklamışlardır.(Eşari Makalat.s.211)

Ancak o bu görüşü ileri sürenlere dair herhangi bir isim zikretmezken kaynaklar bu görüşün ilk olarak Mücahid rahımullah tarafından ileri sürüldüğünü göstermektedir.(Bkz Taberi Camiu’l-Beyan XV/145) Ibn Fürek Müşkilu’l-Hadis.s.163 İbn Batta el-İbane s.61 İbn Ebi Yala Malati et-Tenbih ve’r-Red.s.80)

Daha sonraları el-Makamu’l-Mahmud’un bu şekildeki bir yorumunun Hanbeliler arasında yaygınlaştığı anlaşılmaktadır.

Bu alimlerden bazıları şunlardır:

1-Nitekim Ebu Bekr el-Hallal bu konuda 93 rivayet nakleder ve onları ispata çalışır es-Sünne I/53.54.209

2-Ebu Bekir el-Mervezi İbn Asakir Tebyinu Kezibi’l-Müfteri,s.392(dipnot)

3-Berbehari İbn Ebi Yala Tabakat II/37 Berbehari’nin içinde Allah’ın arşta Muhammed’le beraber oturduğunun konuşulmadığı mecliste oturmadığı rivayet edilmektedir.

4-Ebu Bekir el-Saydalani İbn Ebi Yala Tabakat II/56

5-Ebu Bekir en-Neccad İbn Ebi Yala Tabakat II/9-10 O eriştiği Hanbeli ulemasının da bu görüşte olduğunu söylüyor.

6-İbn Batta el-İbane.s.60-61

7-Yine el-Makamu’l-Mahmudu bu şekilde yorumlayanlar arasında Ebu Davud es-Sicistani’nin de adı geçmekte ve o Mücahid’in bu konudaki görüşüne dair rivayeti inkar edenin Cehmi olduğunu söylemektedir.İbn Ebi Yala Tabakat II/10 Der ki: Men redde hadisu Mücahid fehuve Cehmiyyun.

8-İbn Sa’id el-Acurri eş-Şeria Zehebi el-Uluvv li’l Aliyyi’l-Azim.s.259.261

9- Kadı Büyük İlim Adamı Ebu Bekr b.el-Arabi el-Uluvv li’l Aliyyi’l-Azim.s.312 Kadı Ebu Bekir İbnu’l Arabi Ahkamu’l-Kur’an (III,1530)

10-İbn Mus’ab el-Uluvv li’l Aliyyi’l-Azim.s.209

Son olarak Şeyh Elbani Rahımullah’ın Zehebi Muhtasar el-Uluv li’l-Aliyyi’l-Azim’de ki bazı sözlerini ve dipnotlara düştüğü notları aktarmak isterim: Şeyh diyor ki: Yüce Allah’ın Umulur ki Rabbim seni övülmüş bir makama gönderir (İsra 17/79) buyruğunun tefsirinde rivayet edilmiş bulunan Rabbim beni Arş’ın üzerine oturtacaktır şeklinde ki hadistir Musannıf bunu (Yani Hafız Zehebi) s.74-75 de İbn Mes’ud’tan merfu olarak rivayet etmiş ve Bu hadisi mürsel olarak nakleden kişi rivayet ettiği hadisleri terk olunan (metruk bir ravi olan) el-Ahmed’dir sözleriyle oldukça zayıf olduğunu belirtmiştir.Aynı şekilde bunu (s.99)’da İbn Abbas’tan böylece mevkuf olarak rivayet etmiş ve şunları söylemiştir.Senedi sakıttır (muteber değildir) Ömer b.Mudrik er-Razi ise metruk bir ravidir.Bu Mücahid’in sözü olarak meşhur bir rivayet olmakla beraber merfu bir hadis olarak da rivayet edilmektedir ama batıldır.Ben bu iki hadisi de Sülsiletü’l Ehadisi’d-Da’ife’de (871) tahriç etmiş bulunuyorum.

Yine Şeyh Elbani rahımullah (s.259-260-261)’de düştüğü dipnotta şöyle demektedir:

Derim ki: Fakat müellifin ( Hafız Zehebi’nin) daha önce 53 numaralı biyografinin sonlarında açıkça ifade ettiği gibi bu hususta gelmiş olan hadis oldukça vahi (oldukça zayıf)’dır Bazılarının Yüce Allah’ın Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama gönderir buyruğunu Peygamber s a v ‘in Buhari ve Müslim’in Sahih leri ile başka hadis kaynaklarında övülmüş olan makamın (Makam-ı Mahmud) büyük şefaat olduğuna dair rivayetlere muhalefeti ile birlikte onu arşın üzerine oturtması diye tefsir etmeleri şüphesiz rivayet olarak Peygamber s a v’e merfu olarak ulaşmayan maktu bir rivayet ile tefsirdir Bu rivayet mürsel olarak sahih olsa dahi bunda delil olacak bir taraf yoktur.Tabiinden birisine kadar ulaşan maktu ve mevkuf bir rivayet olduğuan göre nasıl delil olabilir.

Geçmiz bazı muhaddislerin bu oldukça vahi (zayıf) olan hadise bu münker rivayete hamasetle sarılmalarına bu hadisi reddeden kimseye karşı tepki göstermekte aşırıya kaçarak onun akidesi hakkında kötü düşüncelere sahip olmalarına şaşkınlığım bitmek bilmez gibidir.Musannıf (Hafız Zehebi) rahımullah kitabın aslında (s.124-126) bu kanaatte olanların bir kısmının isimlerini sıralamış bulunmaktadır Muhtasar’ında başkalarını da eklemiştir.Ben de gördüğüm kadarıyla o sanki bu şahısların heybetine kapılmış gibidir Bundan dolayı onlara muhalefet etmek ile muvafakat etmek arasında tereddüt göstermektedir Musannıf (Hafız Zehebi) Ebu Bekr en-Necad’ın:

Eğer bir kimse talak ile yemin ederek Allah’ın Muhammed s a v’I Arşın üzerine oturtacağını söyleyecek olursa ben de Doğru söyledin ve çok iyi söyledin derim sözünü naklettikten sonra şu sözleriyle onun bu görüşünü reddederken çok güzel bir iş yapmıştır:

Şimdi Allah seni hevaya kapılmaktan korusun Şunu basiretle dikkat et Bu büyük muhaddisin aşırıya kaçması onu nasıl münker bir rivayeti kabul gerekli görmek noktasına kadar götürdüğünü gör.Bunlar bügün uluvv hakkında açık bir takım hadisleri reddediyor hatta bazı TAĞUTLAR şanı Yüce Allah’ın Rahman Arşa istiva etmiştir buyruğunu dahi reddetmeye kalkışıyor.

Rahımullah bu sözyleriyle doğru olanın bu sıfatı kabul etmeyen Muattıla ile sahih olmayan rivayetleri kabul etmek süretiyle aşırıya gidenler arasında mutedil ortalama bir yol tutturmak olduğuna işaret etmektedir.Bununla birlikte onu bir başka yerde (s.143) tekrar o münker rivayete dönerek onu benimsediğini ve bu rivayette insanlığın efendisine ait bir özellik olarak bu pek büyük menkıbeyi bu hadisin ihtiva ettiğini açıkça ifade ederek şunları söylediğini görüyoruz:

(Hafız Zehebi diyor ki)Mücahid’in böyle bir sözü ise bir tevkife dayanmadan (yani ashabdan gelen bir rivayete dayanmadan) söylemesi uzak bir ihtimaldir.

(Şeyh Elbani) Derim ki: İşin böyle olduğunu varsayalım Böyle bir rivayet-durum bu iken-mürsel bir hadis gibi yahut mürsel hadis hükmünde olmaktan öteye gidebilir mi Mürsel bir hadis ise muhaddislere göre zayıf hadisin kısımlarından biri değilmidir Peki bununla bu fazilet nasıl sabit kabul edilebilir Hatta Allah-u Teala’nın Peygamberi s a v kendisi ile birlikte Arşın üzerinde oturtacağına dair kaidesi böyle bir rivayet üzerine nasıl bina edilebilir.Belirttiğimiz şekilde en iyi durumu ile mürsel hadis gibi değerlendirilebilecek böyle bir rivayete dayanarak buna inanmayı caiz kabul eden kimselerin ise şeriate muhalif anlamlar ihtiva etse dahi her bir mürsel hadis kabul etmesi de gerekir Garanik kıssası gibi Çünkü kıssa birçok mürsel senet ile gelmiştir ve bu kıssanın rivayetleri tabiinden onu mürsel olarak rivayet edenlere kadar sahihtir ve onlar benim o kıssaya dair özel olarak yazmış olduğum Nasbu’l-Mecanik adlı risalemde açıkladığım gibi merfu olduğunu açıkça ifade etmişlerdir.Eğer Musannıf (Zehebi) Allah bizi de onu da affetsin nihai olarak Mücahid’in bir tevkif bulunmaksızın söylemesi uzak bir ihtimal olduğunu gerekçe göstererek bu rivayeti kabul etmeyi uygun görüyor ise o zaman tabiinden ravileri Garanik kıssasını Peygamber s a v’e açık dille merfu olarak rivayet etmelerini delil göstererek bu olayı da kabul etsin.Hatta bunun merfu olduğu açıkça ifade edildiğine dair yaptığımız açıklamalar dolayısıyla kabul etmek daha da uygundur.Diğer taraftan bu kıssayı rivayet edenler Mücahid’den gelen eser (rivayet)’in aksine bir topluluktur İşte bundan ibret alacak herkese bir ibret vardır. Muhtasar-el-Uluvv li’l Aliyyi’l-Azim.s.259-260-261 (dipnot)



tevhid1.jpg
 
Üst Ana Sayfa Alt