Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü "Dini Arkasına Atıp, Komşusunun Üzerine Kılıçla Yürüyüp Onu Şirkle İtham Eden Kişi" Hadisini Nasıl Anlamalıyız?

A Çevrimdışı

antitağut1979

Üyeliği İptal Edildi
Banned
şirk üzerinde olanların savunduğu bu hadisi nasıl anlamalıyız
Huzeyfe İbn el-Yemmân (r.a.) dan rivayetine göre; Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi vesellam) şöyle buyurdu :

Sizin için en çok endîşe ettiğim kişi; Kur’an’ı okuyan, Kur’an’ın güzelliği üzerinde görülen ve İslâm’ın yardımcısı olan, fakat Allah’ın dilediği zaman bundan uzaklaşan ve onu arkasına atan, komşusunun üzerine kılıçla yürüyüp/saldırıp onu ŞIRK ILE ITHAM eden kişidir.

Ben : Ey Allah’ın peygamberi, bu ikiden hangisi şirke daha lâyıktır; saldıranmı yoksa saldırılanmı(şirkle itham edilen)? diye sordum.

Bilakis, saldiran (şirkle itham eden), buyurdu.


[Ibn Hibban Sahih'inde(resim); Tahkik Albani, 1/200, 81. hadis,,Albani dediki: Bu hadis hasendir. bkz Albani, silsilat el hadis el sahiha,hadis 3201]
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
şirk üzerinde olanların savunduğu bu hadisi nasıl anlamalıyız
Huzeyfe İbn el-Yemmân (r.a.) dan rivayetine göre; Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi vesellam) şöyle buyurdu :

Sizin için en çok endîşe ettiğim kişi; Kur’an’ı okuyan, Kur’an’ın güzelliği üzerinde görülen ve İslâm’ın yardımcısı olan, fakat Allah’ın dilediği zaman bundan uzaklaşan ve onu arkasına atan, komşusunun üzerine kılıçla yürüyüp/saldırıp onu ŞIRK ILE ITHAM eden kişidir.

Ben : Ey Allah’ın peygamberi, bu ikiden hangisi şirke daha lâyıktır; saldıranmı yoksa saldırılanmı(şirkle itham edilen)? diye sordum.

Bilakis, saldiran (şirkle itham eden), buyurdu.


[Ibn Hibban Sahih'inde(resim); Tahkik Albani, 1/200, 81. hadis,,Albani dediki: Bu hadis hasendir. bkz Albani, silsilat el hadis el sahiha,hadis 3201]


Bahsettiğiniz rivâyeti Hafız Ebu Ya'lâ el-Mavsılî , Âraf suresinin Bel'am bin Baura'nın , Musa (a.s.)'a ihanetiyle ilgili ayetin (Âraf 175) izâhatında tefsirinde almış, İbn Kesir (rahimehullah)'ta bunu tefsirine Ebu Ya'lâ'dan olarak aktarmıştır.
Şirk koşanların (tasavvuf) bu rivayeti, kendilerini tevhide dönmeye çağıran muslumanların aleyhine ileri sürmeleri abesle iştigâldir. Musa (a.s.) şirk, bid'at ve hurafelerden beri olduğu gibi, zamanın Tağutların, Firavunları yıkmış, düzenlerine iştirak edib, firavunlara ve devletlerinin zeval görmemesi için dualarda bulunmamıştır.

Şimdi meseleyi İbn Kesir'den görelim:


"Onlara âyetlerimizi verdiğimiz halde, onlardan sıyrılan ve şeytânın arkasına taktığı ve sonunda azgınlardan olan o kimsenin haberini anlat.
Dileseydik onu, bununla yükseltirdik. Fakat o; yere saplandı ve hevesine uydu. Artık onun hali; o köpeğin hali gibidir ki, üstüne varsan da dilini sarkıtıp solur, kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin hali böyledir. Sen kıssayı anlat, belki düşünürler.
Âyetlerimizi yalanlayarak kendilerine zulmeden kavmin misâli ne kötüdür." (Âraf 175 - 177)

Bu âyet-i kerîme'nin meşhur olan nuzul sebebine gelince; O, İsrâiloğulları zamanında eskilerden bir adamdı. Nitekim İbn Mes'ûd ve seleften başkaları böyle söylemişlerdir. İbn Abbâs'tan rivayetle, Ali îbn Ebu Talha onun zorbaların şehrinden Bel'âm adında Allah'ın ism-i A'zâm'ını bilen birisi olduğunu söyler.
Abdurrahmân İbn Zeyd İbn EsIem ve selef âlimlerinden başkaları şöyle derler:
Duası kabul olunurdu. Alah'tan ne istemişse; Allah kendisine onu vermiştir. Ona, peygamberlik verilmişti de bundan sıyrılıb çıkmıştı, diyenlerin sözü ise; görüşlerin en garibi, hattâ en uzak ve en hatalı olanıdır. îbn Cerîr, bunu bazı kimselerden rivayet etmişse de sahih değildir.

İbn Abbâs'tan rivayetle, Ali îbn Ebu Talha der ki: 'Mûsâ ve yanındakiler; zorbaların bulunduğu yere indiklerinde, Bel'am'ın amcaoğullan ve kavmi kendisine gelerek :
"Muhakkak ki Mûsâ sert bir adamdır. Yanında kalabalık bir ordu vardı. Eğer o bize gâlib gelirse; mahvoluruz. Allah'a duâ et de Mûsâ ve yanındakileri bizden geri çevirsin, dediler.
O: Eğer ben Mûsâ ve yanındakileri geri çevirmesi için Allah'a duâ edersem; dünyam ve âhiratim gider, dedi.
Onlar; bu isteklerinde devam edince; O da Musa ve yanındakilere beddua etti ve Allah Teâlâ da ona verdiklerini çekip aldı. İşte Allah Teâlâ'nın : «Onlardan sıyrılan ve şeytânın arkasına taktığı...» kavlinin anlamı budur.

Suddî der ki: Allah Teâlâ'nın «Orası onlara kırk yıl haram edildi.» (Mâide, 26) buyurduğu, kırk sene sona erdiğinde; Allah Teâlâ, Yûşa' İbn Nûn'u peygamber olarak gönderdi. O, İsrâiloğullarını çağırıp onlara peygamber olduğunu, zorbalarla savaşı kendisine emrettiğini haber verdi. Ona bîat edib kendisini doğruladılar.
İsrâiloğullarından Bel'am denilen bir adam —âlim birisiydi, Allah'ın gizli olan ism-i A'zam'ını biliyordu ve küfretmişti— ayrılıb zorbaların yanına vardı ve onlara : "İsrâiloğullarından korkmayınız. Onlarla savaşmak üzere çıktığınız zaman; ben, onlara öyle bir beddua edeceğim ki helak olacaklar", dedi.
Onların yanında, dünyalıktan ne dilerse kendisine verildi. Ancak kadınlara yaklaşamıyordu. Zîrâ onları büyük görüyordu. Bu sebeble kendisinin olan bir dişi merkeble munâsebette bulunurdu. İşte Allah'ın : «Onlardan sıyrılan...» buyurduğu kimse budur.


«Şeytânın arkasına taktığı...»
Şeytân; ona galebe çalmıştı. Şeytân; ona ne emrederse hemen uyuyor ve itaat ediyordu. Bu sebebledir ki Allah Teâlâ : «Ve sonunda azgınlardan (şaşkınlardan ve helak olanlardan) oldu.» buyurmaktadır.
Bu âyeti tefsir sadedinde, Hafız Ebu Ya'lâ el-Mavsılî'nin Musned'inde şöyle bir hadîs zikredilir :
Bize Muhammed İbn Merzûk'un... Huzeyfe İbn el-Yemmân (r.anh) dan rivayetine göre; Allah Rasûlu (s.a.v.) şöyle buyurdu :
Sizin için en çok endîşe ettiğim kişi; Kur'an'ı okuyan, Kur'an'ın güzelliği üzerinde görülen ve İslâm'ın yardımcısı olan, fakat Allah'ın dilediği zaman bundan uzaklaşan ve onu arkasına atan, komşusunun üzerine kılıçla yürüyüp onu şirk ile itham eden kişidir.
Ben : Ey Allah'ın peygamberi, bu ikiden hangisi şirke daha lâyıktır; atılan mı yoksa atan mı? diye sordum.
Bilakis, atan, buyurdu.

Bu hadîsin isnadı ceyyid olub, râvîler içindeki Salt îbn Behrâm (veya Mihrân) Kûfe'lilerin güvenilir râvîlerindendir. Murcie'-den olmak dışında başka bir şeyle itham edilmemiştir. İmâm Ahmed İbn Hanbel, Yahya İbn Maîn ve başkaları; onu, güvenilir kabul etmişlerdir.

(İbn Kesir -rahimehullah- Tefsiri)
 
A Çevrimdışı

antitağut1979

Üyeliği İptal Edildi
Banned
bu sofiler batıl davalarını haklı çıkartmak için her şeyi yapıyor ama ehli sünnet Allah razı olsun cevabını veriyor Allahtan umut kesilmez inşallah anlarlar
 
Üst Ana Sayfa Alt