Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Cennette Mezid Günü Hadisin Sıhhati Nasıldır?

EhliSünnetVelCemaat Çevrimdışı

EhliSünnetVelCemaat

Üye
İslam-TR Üyesi
Ebubekir Bin Ebi'd-Dunyâ , Muafa Bin İmrân'dan rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Cennette, Tûbâ denen bir ağaç vardır. Eğer imkân verilseydi de rahvan ata binmiş bir süvari onun gölgesinde gitmiş olsaydı, yüz sene müddete onun gölgesinde giderdi. Yaprağı yeşil zümrüttendir. Çiçekleri sarı örtülerdir. Etrafı (dalları) ipek ve atlastandır. Meyvesi, güzel elbiselerdir. Zamkı, zencefil ve baldır. Vadisi, kızıl yakuttan ve yeşil zümrüttendir. Toprağı misk, otları da safrandır. Yakıtsız ısınır. Dibinden selsebil (tatlı su) ve saf şarap ırmağı fışkırır. Gölgesi, cennet ehlinin meclislerinden biridir. Ona alışıp ısınırlar. Orada hepsi konuşurlar. Bir gün onlar orada konuşup sohbet etmekleyken melekler onlara yakuttan develeri sürüp getirirler. O develere ruh üflenmiş-tir. Yularları altın zincirdir. Yüzleri kandil gibidir. Üzerlerinde, levhaları inci ve yakuttan olan palanlar vardır. Palanlar, inci ve mercanla işlenmiştir. Astarları kızıl altındandır. Atlas ve erguvanla örtülmüştür. Melekler bu develeri cennetlikler için çöktürürler.
Onlara: "Rabbiniz size selâm söylüyor. Durumunuzu görmek için sizi ziyaret etmek istiyor ki, siz de O'nu görebilesiniz; O'na selam veresiniz, O da sizi sevsin, O'nunla konuşasınız, size olan lutfunu artırsın. Çünkü O büyük lütuf ve geniş rahmet sahibidir."

Cennetliklerden her biri bineğinin başına geçer. Sonra düzgün bir saf halinde yola koyulurlar. Bu kafilede kimse kimseyi geçmez. Birinin devesinin kulağı, diğerinin kulağının hizasını geçmez. Bir devenin dizi, diğerinin dizinin hizasını geçmez. Cennet ağaçlarından hangisinin yanına varırlarsa, o ağaç onlara mutlaka meyvesini hediye olarak verir. Saflarının bozulmasını istemediğinden dolayı, yollarından çıkıp bir kenara çekilir ki iki kişinin arasını ayırmasın.

Her istediğini yapacak güç sahib olan Allah'ın huzuruna çıkarıldıklarında Allah onlara mubârak yüzünü gösterir. Büyüklük ve yücelikle onlara tecellide bulunur.
Onlar Rablerini görünce: "Rabbimiz sen selâmsın. Selâm sendendir. Ululuk ve ikram hakkı senindir." derler.
Aziz ve Celil olan Rableri de onlara der ki: "Doğrusu selâm benim. Selâm bendendir. Ululuk ve ikram hakkı benimdir. Vasiyetimi yerine getiren, hukukuma riâyet eden, gıyaben benden korkan, her hâl-û kârda benden çekinen kullarıma merhaba diyorum."
Kullar O'na derler ki: "Üstünlüğüne ve mekânının yüceliğine yemin ederiz ki; senin kadrini hakkıyla bilemedik. Bütün haklarını sana ödemedik. Sana secde etmemize izin ver."
Rableri onlara der ki: "Sizden ibadet yükünü kaldırdım. Bedenlerinizi rahatlandırdım. Çünkü (dünyadayken) bedenlerinizi benim için çok yordunuz; yüzlerinizi zelil kıldınız. Şimdi ise ruhuma, rahmetime, ikramıma kavuştunuz. Dileyin benden ne dilerseniz. Temennide bulunun ki temenni ettiğiniz şeyleri size vereyim. Bugün sizleri amelleriniz kadar değil, rahmetim, ikramım, geniş lutfum, ululuğum, mekânımın üstünlüğü ve sânımın yüceliği kadar mukâfatlandıracağım."

Kullar dilek ve temennilerde bulunmaya devam ederler. Öyle ki en az dilekte bulunan kimse, -Cenab-ı Allah'ın yarattığı günden yok edeceği güne kadar İçinde var olmuş ve olacak şeyler de dahil olmak üzere tüm dünya kadar dilekte bulunur.

Aziz ve Celil olan Allah onlara şöyle buyurur: "Çok az dilekte bulundunuz. Size lâyık olmayan şeylerle yetindiniz. Dileyip temenni ettiğiniz şeyleri sizin için vacip kıldım,(onları muhakkak size vereceğim) soylarınızı size kalacağım. Dilemekte hayal edemediğiniz şeyleri dahi size vereceğim."

[
İbn-i Kesîr , en-Nihaye fi'l-Fiten ve'l-Melahim] Hadis-i Şerifinin tefsiri nedir ?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Yukarıda İbn Kesir'in en-Nihaye fi'l-Fiten ve'l-Melahim'den vermiş olduğunuz rivâyet sahih değildir!

*****


Dârakutnî, Muhammed b. Nuh - Muhammed b. Musa b. Sufyân es-Sukkerî- Abdullah b. el-Cehm er-Râzî- Amr b. Ebu Kays-Ebu Tayyibe-Âsım- Ebu'l-Yakzân Osman b. Umeyr - Enes b. Mâlik (r.anh) yoluyla, Yine Bezzar, Enes b. Mâlik (r.anh) yoluyla rivayet ettiği bir hadiste Peygamber (s.a.v.) buyururlar ki:

"Cibril yanıma geldi. Elinde beyaz bir ayna, aynada siyah benek gibi bir şey vardı.
Sordum
: Ey Cibril! Bu nedir?
Cevab verdi: - Bu, Cumua'dır. Allah, hem senin hem de senden sonra ummetin için bayram olsun diye bu günü sana sunuyor.
O günde bizim için ne vardır?
- Sizin için o günde hayır vardır. O günde sen ilk olacaksın. Yahudî ve Hristiyanlar sırada senden sonra gelecekler. Senin için o gün içinde bir saat vardır ki bir kul, o saatte Allah'tan (c.c.) kendi payına düşen bir şey istese mutlaka verir. Kendi payına düşen bir şey yoksa ondan daha üstün olanını verir. O kulun başına gelmesi takdir edilen bir şerden de Allah onu korur. Böyle bir şey yoksa bundan daha büyük bir şerri ondan def eder.
- Peki, bu siyah benek nedir?
- Cumua günündeki saattir. Cumua günü bizim gözümüzde günlerin efendisidir. Ahirat halkı ona "Mezîd Günü" der.
Mezid günü ne demektir?
Rabbin cennette, beyaz misk akıtan geniş bir vadi edindi. Cumua günü olunca yüksek oan illiyyîn makamından oraya inip (kendine has şekilde) kürsüsünün üzerine oturur. Sonra o kursûnün çevresine nurdan minberler kurulur. Peygamberler gelip o minberlere otururar. Sonra o minberlerin çevresine altundan kursûler konulur. Sıddıklar ve şehider gelip o kursûlere otururlar. Daha sonra cennet ehli gelib (miskten) tepenin üzerine otururar. Aziz ve Celil olan Rableri onlara tecellîde buunur ki onlarda O´nun mübarek zâtını seyretsinler. Rableri onlara: "Size verdiğim sözü yerine getirdim. Nimetimi size tamamladım. Burası benim ikramda bulunacağım yerdir. Dileyin benden ne dilerseniz." der. Onlar da artık hiç bir istek ve arzuları kalmaymıncaya dek dilekte bulunurlar. O esnada Rableri onlara gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, insanın kalbinden geçmemiş şeyleri verir. İnsanların Cumua namazından sonra (camiden) ayrılıp gitmeleri kadar bir zaman geçtikten sonra yüce Allah kursûye çıkar. O´nunla birlikte şehidler ve sıddıklar da yerlerine otururlar. Oda (gurfe) sahibleri de beyaz inciden veya kızıl yakuttan, yahut yeşil zebercedden mamul olan odalarına dönerler. O odaların kapıları süslü olup yanlarında meyveleri aşağı sarkmış ağaçlar vardır. Odalarda (mu'minlerin) eşleri ve hizmetçileri de vardır. Daha fazla ikram görmek ve yüce Rabbin mubârak zâtını seyretmek için onlar, Cumua gününe ihtiyaç duydukları kadar başka bir şeye ihtiyaç duymazlar. Bu nedenle Cumuaya, mezid günü denilmiştir."
(Nureddin el Heysemî, Mecma´uz-Zevâid, 10/421)
(Şafiî, Musned, 1/148; Suyûtî, ed-Durru'l-Mensûr adlı tefsirinde (56/108) bu hadisi kaydederek, rivayet kaynaklarını şöyle sıralamıştır:
İbn Ebî Ş eybe, Bezzâr, Ebu Ya'lâ, İbn Ebi'd-Dunya -Sı/atu'l-Cennel adlı eserinde-; İbn Cerîr, İbnu'l-Munzir; Taberânî, Evsat, 7/15; İbn Merdûye, Acurrî -eş-Şerîa'da-; Beyhakî -Rûyet'te- , Ebu Nasr es-Siczî (el-İbâne'de). Hadisin isnâdı zayıftır.)
(Abdulazim el-Munziri, et-Tergib ve't-terhib, 1/169, 280-281)

(İbn Kesîr, Ölüm Ötesi Tarihi, Çağrı Yayınları, İstanbul, 2001: 448-451)

İlgili bu rivâyetin sıhhati hakkında hadis âlimleri genelde zâyıf olduğu hakkında görüş bildirmekle beraber, bazılarına göre de hasen seviyesindedir.

Taberâni, bu rivayetin senedinde yer alan bir râvinin
“teferrud” ettiğini bildirmek suretiyle onun zayıf olduğuna işaret etmiştir (Taberâni, el-Evsat, 7/15)

el-Munziri, bu rivayeti Taberâni, el-Evsat, 7/15' den nakletmiş olmasına rağmen senedinin “ceyyid = iyi” olduğunu belirtmiştir.

Zeynu’l Iraki de: “Şafii, Taberâni ve İbn Merduye’nin yaptığı bu rivayetin
senetlerinin zayıf olduğunu belirtmiştir. (Zeynu’l Iraki, Tahricu ahadisi’l-İhya, 1/211)

Nureddin el Heysemi de, bu hadisi kısaca aktaran Ebu Yalâ'nın rivâyetinin “sahih”olduğunu bildirmiştir. Taberâni’nin de rivayetlerinden birinin râvilerinin sağlam olduğunu, ancak birinin hakkında farklı / zayıf olduğu olduğunu bildirmiştir. (Nureddin el Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, 10/421-22)
 
Üst Ana Sayfa Alt