Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Cennetliklere Kalan Miras Hakkındaki Hadis Sıhhati Nedir ?

ebuammara Çevrimdışı

ebuammara

Üye
İslam-TR Üyesi
Ebû Ümâme'den (r.a) rivayet edildiğine göre; Resûlullah (asm) şöyle buyurdu, demiştir:

Allah (Azze ve Celle) sizden cennete dahil ettiği her adama yetmiş iki zevce verir. Bunlardan ikisi gözleri geniş hurilerden ve yetmişi cehennemlik olanlardan kalma mîrasındandır. Bu zevcelerin hepsinin kadınlığı çok şehvet çekicidir ve cennetlik olan her adamın şehvet gücü daimidir. (Sünen-i İbni Mace, Zühd, hadis no. 4337 , Tirmizî, Sıfatü’l-cenne, 23)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
"... Ebû Umâme (Radıyallâhu anh)'den rivayet edildiğine göre; Rasûlullah (Sallaltahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Allah (Azze ve Celle) sizden cennete dahil ettiği her adama yetmiş iki zevce verir. Bunlardan ikisi gözleri geniş hurilerden ve yetmişi cehennemlik olanlardan kalma mîrasındandır. Bu zevcelerin hepsinin kadınlığı çok şehvet çekicidir ve cennetlik olan her adamın şehvet gücü daimidir.
(İbn Mâce, Zuhd, Bab 39, Hadis no: 4337)

Zâyıf hadis


Hişam bin Hâild hadîsinde; Bâzı erkekler cehenneme (ebedî olarak) girerler ve Fir'avun'un kansı (Âsiye) miras olarak (kıyamette) alınmış (olacağı) gibi cennet ehli olan erkekler onların (imanlı) kadınlarını miras olarak alırlar.

Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi söz götürür durumdadır. Çünkü râvilerinden Halid bin Yezid bin Ebu Mâliki, el-tcll ve Ahmed bin Salih el-Mısrl güvenilir saymışlardır. Ama Ahmed, îbn-i Muin, Ebû Davûd, Nesai, ibnul-Carûd es-Sad, el-Ukayll ve başkaları bu râviyi zayıf saymışlardır.


İzahı
Said bin el-Museyyeb (Radıyallâhu anh)'in hadisini Tirmizi, Ebvâbu Sıfatu'l-Cenne" bölümünde "Cennet Çarşısı" adlı babında rivayet etmiştir.
Bilindiği gibi cennette güneş, gündüz ve gece olmadığı için günler ve haftalar da olmaz. Çarşıdan maksad da cennet halkının toplanıp görüştükleri ve arzuladıkları her türlü eşyanın onların emrine verildiği yer demektir. Cennet halkının bu yerde görüşmeleri süresinin dünya günleri ile mukayese edildiğinde bir Cuma günü kadar olduğu burada ifâde edilmiştir.

Muslim de Cennet kitabının 5. babını cennet çarşısına tahsis ederek orada Enes bin Mâlik (Radıyallâhu anh)'den rivayet ettiği bir hadîste Rasûl-u Ekram (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) meâlen;
"Cennette muhakkak bir çarşı vardır. Cennet halkı her Cumua günü oraya varırlar. Sonra şimal rüzgârı eserek yüzlerine ve elbiselerine (güzel kokular) serper. Bu suretle güzellikleri ve parlaklıkları artar. Sonra ev halkının yanlarına cemal ve güzellikleri artmış olarak dönerler. Ev halkı da Vallahi siz bizden ayrıldıktan sonra cemal ve güzelliğiniz cidden artmıştır, derler. Onlar da Vallahi siz de biz ayrılalı daha güzel ve parlak hâle gelmişsiniz, derler."

Muslim'in yukarıya mealini aldığım hadise göre cennet ehli her Cumua günü anılan çarşıda toplanacaklar. Ancak yukarda işaret ettiğim gibi maksad dünya hesablanna göre bir haftalık süre geçtikçe o sürenin yedide biri miktarınca çarşı denilen yerde toplanırlar ve birbirleriyle görüşüb ziyâretleşirler.
Hadiste geçen Minberlerden maksad yüksek koltuklar ve tahtlardır.
Kusban Kesîb'in çoğuludur, kum yığınları ve tepecikler demektir.

Bedir, On dört günlük gök ayıdır ki buna dolunay denilir. Açık havada gündüzün ortasında güneşe bakan ve on dördüncü gecesinde gök ayına geceleyin bakan bir kimse güneşi ve dolunayı hiç bir şubhe ve tereddude meydan kalmıyacak biçimde gördüğü gibi cennet halkı da Allah (Azze ve Celle)'yi görüb cemâli ile muşerref olacaklar. Hadîste bu durum belirtiliyor. Allah bizleri de cemali ile muşerref edeceği sevgili kullarından eylesin.
Ebû Umâme (Radıyallâhu anh)'ın hadîsi Zevaid nevindendir. Notta belirtildiği gibi senedi pek sağlıklı değildir. Tirmizi'nin Ebû Sald-i Hudri (Radıyallâhu anh)'den rivayet ettiği bir hadiste de cennet ehli olan erkeklerden makamı en aşağı olanın yetmiş iki zevcesi bulunduğu ifâde edilmiştir.



Yetmiş kadın, kocası küfür üzerinde ölen imânlı kadınlardandır. Bu tür kaçanlar cehennem halkından cennet halkına miras kalan zevcelerdir. Râvi Hişâm bin Hâlid hadîsin bu bölümünü açıklarken örnek olarak Fir'avun'un karısını göstermiştir. Bilindiği gibi Fir'avun küfür üzerinde ölmüş, karısı Asiye (Radıyallâhu anhâ) ise imân etmiştir. Tahrîm sûresinin 11. âyetinde Fir'avun'un karısı (Âsiye) mu'minler için örnek gösterilmiştir. Bu hâtûn, âhiratte Rasûl-u Ekram (Aleyhi's-salâtu ve's-selâm)'in zevcesi olmak şerefine kavuşacaktır.

Câmiu's Sağir'in yazarının beyânına göre Taberâni, Sa'd bin Cenâde (Radıyallâhu anh)'den şu merfû hadîsi rivayet etmiştir.
"(Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki) Allah, İmrân'ın kızı Meryem'i, Fir'avun'un karısını (yâni Asiye'yi) ve Musa'nın kız kardeşini (Kulsûm'u) cennette bana zevce olarak vermeye hüküm eyledi."
 
Üst Ana Sayfa Alt