Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Canlılar nasıl yaratıldı ???

M Çevrimdışı

MaTchlesS MaTuriDi

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Es-selâmu 'aleykum

Bazı canlılar birbirinin devamı (üst modeli) şeklinde, buda sanki o canlının bir öncekinden türediğini gösteriyor !

Kutsal Kitabımızda canlıların nasıl yaratıldığı konusunda bilgi var mı ?
Yada hadislerde bu konu ile ilgili bilgi var mı ?
bu konu beni çok düşündürüyor??? :kafaçakma
yardımcı olursanız sevinirim hayırlı akşamlar...
 
USULU'D DİN Çevrimdışı

USULU'D DİN

Üye
İslam-TR Üyesi
Reenkarnasyon inancı mı yani ?
alim ibn kayyım rh ın eserlerinden birinde şuna benzer cümle kuruyor

''bizler ancak delillere göre gerçek Rabbı bulabiliriz''
bunun içindir ki idrak edilemeyen durumlarda bir iddiayı kabul edebilmek için deliller gerekir.bu delillerin doğruluğu bize gerçeği bulduracaktır.

ahiret inancı,ruhların varlığı,yaratılışın başlangıcı,ileriye yönelik henüz yaşanmamış olayların haberleri vs bunların hepsi bize kapalı(gayb)olan bilgilerdir
Allahu Teala bize delilleriyle anlatmış kalbi tatmin edici cevaplar vermiştir.o halde bu delilleri ağır ağır Allah ın izniyle kalbe işlemek gerekir.bunun içinde Kur an tefsirini iyi bilmek lazım gelir.

bunun dışındaki heva ehli insanların boş iddiaları hep gözle görülemeyen Rabbın delillerinden yüz çevirdikleri ve bazı hakikatleri de göz ardı edemedikleri için gönüllerinin mutmain olması için uydurduğu kuruntulardır.

Allahu Teala Kur an da ''okuyana şifadır'' diyor.bu şüphe ve hastalıklı düşüncelerden kurtulmanın yolu sürekli Kur an ı evirerek çevirerek defalarca hadisler eşliğinde anlamaya çalışmaktır.

bunu da forumda değil ancak günlük yaşantıda ciddi bir araştırmayla anlayabilirsiniz.

şimdilik kısa bir açıklayıcı yazı buldum.
kardeşlerden yeterli cevap gelmediği takdirde ben size yardımcı olurum Allah ın izniyle.



Kur'an-ı Kerim, insanın muhtelif yaratılış devrelerinden bahseder. Bunu ana hatlarıyla ikiye ayırmak mümkündür. Birisi; ilk insan Hz. Adem (as)'ın, ikincisi de diğer insanların yaratılmasıdır. Bu farklı yaratılışlara bazen ayrı ayrı ayetlerde, bazen de aynı ayette dikkat çekilir. Nitekim Mü'minun suresinde;

"Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülasadan yarattık. Sonra onu (Hz. Adem'in nesli olan) insanı sarp ve metin bir karargahta (rahimde) bir nutfe (zigot) yaptık. Sonra o nutfeyi alaka (yapışan şey) haline getirdik, derken o alakayı mudga (bir çiğnem et) yaptık, o bir çiğnem eti kemik(lere) çevirdik (ve) o kemiklere de et (kaslar) giydirdik. Sonra onu başka yaratılışla inşa ettik (can verdik, konuşma verdik)..." (Mü'minun, 12-14).

Görüldüğü gibi, insanın ilk yaratılıştan itibaren geçirdiği devreler safha safha nazara verilmektedir. Bunlardan kendi yaratılış devrelerimizi anlamak, ilk yaratılışa da ışık tutacaktır.

Yukarıdaki Ayet-i Kerimede geçen yaratılışla ilgili hususlara, bir hadis-i şerifte de işaret edilir:

"Her birinizin yaratılışı ana rahminde nutfe olarak 40 gün derlenip toparlanır. Sonra aynen öyle (40 gün daha) alaka (yapışan şey) olur. Sonra yine öyle (bir 40 gün daha) mudga (et parçası) halinde kalır. Ondan sonra melek gönderilir. Ona ruh üfler..." (Mehmet Sofuoğlu, Sahih-i Müslim ve Tercemesi, VIII, 114).

Bu hadiste, zigot, morula ve blastula safhaları, derlenip toparlanma devresi (nutfe) olarak ifade edilmiştir. Bugün embriyoloji ilminin tespiti de yukarıda bahsedilen gelişim devrelerine paralellik gösterir. Yumurtalık kanalında döllenen yumurta, ana rahmine doğru inmeye başlar. Daha inerken bile bölünmektedir. Ana rahmine gelen yumurta, plasenta (eten=eş) oluşunca mukoza ve kasları içine iyice yapışarak gömülür. Bir başka ifade ile tohum gibi ekilir. Bu safha, ayet ve hadislerde "alaka" (*) (yapışan şey) kelimesiyle ifade edilir.

Buradaki embriyo, çıplak gözle görülmeye başladığı zaman, küçük bir et kütlesi (mudga) halindedir. Bulunduğu yerde gelişir ve kademe kademe bir insan şeklini almaya başlar.

Bugün ilim, insanın yaratılışı hakkında Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerin ortaya koyduğu hükümlerin ancak bir kısmını tesbit edebilmiştir. Mesela; his ve duygular, bu maddi gelişimin hangi safhasında vücutta yerini almaktadır? İlim buna henüz bir cevap bulamamıştır. Peygamberimiz (sav) ise, 120 gün sonra ruhun geldiğini bildirmekle, insan vücudunu süsleyen duyguların göreve başladığı zamana işaret etmiştir.

Zigot teşekkülünden itibaren 120 gün kadar cenin sadece büyüme kanununa tabidir. Yani, bu devre içinde hücreler bölünür ve farklılaşır. Aynı büyüme kanunu, bitki ve hayvan embriyolarında da cereyan eder. Bir başka ifade ile cenin, 120 gün sonra insan mertebesine yükselir. Nitekim bu duruma ayette; "... sonra onu bambaşka bir yaratık (insan) yaptık..." (Mü'minun, 14) beyanı ile dikkat çekilir.

Hz. Adem (as)'in topraktan yaratıldığını bildiren pek çok ayet vardır. "Allah sizi (Hz. Adem'i) bir topraktan, sonra bir meniden (Hz. Adem'in neslini) yarattı." (Fatır, 11). Şu Ayet-i Kerimelerde de insanın topraktan yaratıldığı belirtilir: 3/59; 18/37; 22/5; 35/11; 40/67; 30/20.

İlk insanın yaratılışında da günümüzdeki yaratılış gibi çeşitli devreler yer alır. "O'dur ki her şeyin yaratılışını güzel yaptı ve insanı yaratmaya çamurdan başladı." (Secde, 7).

Şu ayette de bu çamurun mahiyetinden bahsedilir:

"Andolsun biz insanı kuru bir çamurdan, değişmiş cıvık balçıktan yarattık..." (Hicr, 26).

Bu Ayet-i Kerimelerden, yaratılışın; toprakla başladığını, daha sonra bunun çamur halini aldığını anlamak mümkün. Bu çamur da süzülerek çamur özü hasıl olmuştur. "Andolsun ki biz insanı çamurdan süzülmüş bir hülasadan (özden) yarattık." (Mü'minun, 12). Daha sonra balçık halini alan bu çamur özünün zamanla değiştiği ifade edilir. "(İblis: "Ben bir salsaldan (kurumuş çamurdan) değişken bir balçıktan (Hamein mesnun) yarattığın insana secde edemem" dedi" (Hicr, 33).

Bazı müfessirler "insanı bir nutfeden yarattık" hükmünün, Hz. Adem (as) için de geçerli olabileceğini ileri sürerler. Onlara göre bu balçıktan nutfe hasıl edilmiştir. (Elmalılı, V, 3058).

Bu safhaya kadar olan gelişmeler, günümüzdeki ceninin ilk dört aylık (120 günlük) durumuna benzerlik gösterir. Midedeki besinlerden spermanın süzülerek çıkarıldığı gibi, çamur da süzülerek çamur özü (sülale) hasıl edilmiştir. Bir müddet bu halde kalan çamur özü, balçık şeklini (Hamein mesnun) almış ve daha sonra katı hale (salsal) sokulmuştur. Bu devreden sonra kuruyan bu balçığa insan şekli verildiğini anlıyoruz. "... sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin" dedik..." ('Araf, 11).

Nuh suresinde ise, gerek ilk insan ve gerekse insan neslinin merhale merhale yaratılışına da işaret edilir: "Halbuki O, sizi çeşitli merhaleler halinde yarattı." (Nuh, 14).

İlk insanın bu safhaya kadar bitki ve hayvanlarda görülen büyüme, gelişme ve farklılaşma kanunlarına tabi olduğu söylenebilir. Artık bundan sonra ceninde olduğu gibi, yeni bir yaratılış safhası başlayacaktır. Yani, ruh bedene gelecektir. Çünkü, insanın terkip ve tesviyesi tamamlanmıştır.. "..sonra onu bambaşka bir yaratık (insan) yaptık..." (Mü'minun, 14). "Onun (şeklini) düzeltip ona ruhumdan üflediğim zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın" (Sa'd, 72).

Şu Ayet-i Kerimede de yaratılışın bütün safhalarına işaret edilir:

"Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilmek hususunda herhangi bir şüphe içinde iseniz şu muhakkaktır ki biz sizi(aslınızı) topraktan, sonra (onun neslini) insan suyundan (spermadan) sonra alaka (yapışan şey)'dan daha sonra da hilkati belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık (ve bunları) size (kudretimizin kemalini) apaçık gösterelim diye (yaptık) sizi dileyeceğimiz muayyen bir vakte kadar rahimlerde tutuyoruz, sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz." (Hacc, 5).

Bu Ayet-i Kerimenin son bölümündeki hükümler, yani yaratılışta tabi olduğumuz kanunlar, günümüzde aynen cereyan ediyor. Bu bize, ayetin başında zikredilen topraktan yaratılmanın da vuku bulduğunu ifade etmez mi? Bütün bunlarla Cenab-ı Hak, dilediğini dilediği şekilde yaratacağını göstermiştir.

İnsan vücudundaki elementlerin büyük bir kısmı toprakta mevcuttur. Özellikle balçık ve yapışkan çamurda karbon (C—4) ve (N—3) molekülleri eksi değerlidir. Bunlar, topraktaki oksijen, fosfor ve hidrojenle kolaylıkla birleşerek insan vücudunun teşkilinde önemli görev almış olabilir. Ama bütün bunlar, bir kudret olmadan nasıl şekilden şekle girecektir?

Günümüz insanı her şeyi, kendi akıl ölçüleriyle değerlendirmeye çalışır. Eline bir avuç çamur alır, bundan insanın nasıl yaratılabileceğini düşünür. Bir çamura, bir de kendisine bakar. Arada hiç benzerlik yok. Ona göre bundan, ya tuğla veya çömlek yapılabilir. Çünkü kendi gücü buna yetmektedir.

Aslında tek hücreden insan yaratılması, çamurdan insan yaratılmasından daha kolay değildir. Gözle görülemeyecek kadar küçük bir hücreden, dokuz ayda şuur ve akıl sahibi bir insan süzülüyor. Zigotun bebek haline gelinceye kadar geçirdiği değişiklikleri adım adım takip etmek mümkün. Ama, hadisenin izahını nasıl yapacağız? Hangi kudret kalbi tanzim ediyor; baştan gözü, ağızdan dişi çıkarıyor? Hem de, Hz. Adem (as)'den beri bütün insanlarda aynı kanunlar hükmünü icra ediyor. Şunu itiraf etmek durumundayız ki, insanın yaratılışı gerçekten bir mucize. İster ilk insan, isterse günümüz insanı olsun, bu hüküm hepsi için geçerli.

Meselenin anlaşılmasındaki güçlük, sanırım yanlış kıyastan ileri geliyor. Biz, kainattaki hadiselerin cereyan tarzını devamlı kendi güç, kuvvet ve ilmimizle mukayese ediyoruz. Tabii ki, sonuçta işin içinden çıkamıyoruz. Halbuki bu hadiselere Cenab-ı Hakk'ın kuvvet, kudret ve ilmi noktasından bakmak gerek. O zaman, her şeyin gerek vücuda gelmesi, gerekse ortadan kalkması o kadar kolay olur ki, şüpheye mahal kalmaz.

İlk insanın yaratılışını açıklamak hususunda evrimciler çıkmaz yoldadırlar. Bunu kendileri de itiraf ediyorlar. O halde, "Yapan bilir, bilen konuşur" kaidesince, yapanın beyanına kulak vermek gerekiyor. O, insanı topraktan yarattığını bildiriyor. "Muhakkak sizi topraktan yarattık..." (Hacc, 5). Hem de en güzel şekilde. "Biz insanı en güzel biçimde yarattık" (Tin, 4). On defa evrimcileri dinleyenlerin, hiç olmazsa bir defa da Yaratan'ın fermanlarına nazar etmesi gerekmez mi?



Prof. Dr. Adem Tatlı




(*) "Alaka" kelimesinin manalarından birisi "kan pıhtısı" diğeri de "yapışan" veya "asılıp tutunan şey"dir. "Yapışan şey" ceninin bu safhasına daha uygun düşmektedir.
 
M Çevrimdışı

MaTchlesS MaTuriDi

Üyeliği İptal Edildi
Banned
alak suresini okuyunuz ve başka birçok ayette yaratılış geçmektedir

bu ayetlerde İnsanoğlunun nasıl yaratıldığını söylüyor bunları biliyorum...
benim merak ettiğim diğer canlıların nasıl yaratıldığı ; onlarda bir atadan mı yaratıldı , yoksa hepsi ayrı ayrı mı yaratıldı, ben bunu merak ediyorm ?
Allah razı olsun.
 
USULU'D DİN Çevrimdışı

USULU'D DİN

Üye
İslam-TR Üyesi
subhanAllah

Kur an da belli şüphelere verilmiş sağlam deliller bulunuyor.
bu şüphelerin özelliklerine bakıldığında
insanları derinden sarsan içinden çıkılması zor fitneler
asırlar öncesinden kalma geleneklerin devam etmesi (bid'at tevessülün isim değiştirerek putlardan medet ummak yerine şeyhlerden medet olayı, kabirlerden medet olayı gibi)
yahut gayba dair atılan şüphelere verilen cevaplar

fakat
senin bahsettiğin 'diğer canlıların ortak atalardan mı yaratıldığı' şüphesi köklü bir şüphe değil ve fazla büyütülmesi gereken takılıp kalınacak bir şüphe değil.

burada Kur an ve sünnet ile elbette cevaplar verilebilir fakat senin istediğin gibi ''insanların ilki olanın nasıl yaratıldığı sonradan insanların nasıl cenin haline geldiği'' gibi insanın detaylı anlatıldığı şekliyle diğer canlıların nasıl yaratıldığına dair detaylı bilgi Kur an da ve sünnette bulamazsın

canlıların mutasyona uğrayarak, çeşitli evrelerden geçerek, kara, deniz ve hava olarak yeryüzüne yayıldığı saçmalıkları Kur an ve sünnete ihtiyaç duyulmadan bilimle uğraşan kişiler tarafından imkansız olacağı açıklandı

yaratılışta yüz milyon küsür canlının ne ortak atadan olabileceği ne de kalıtsallıkları bozularak mutasyona uğrayıp yeni hal kazanılabileceğinin imkansız olduğu bilmem ne ''oloji'' bilim dallarından araştırarak bulabilirsin.

eğer Kur an ve sünnetten delil istiyorsan da
Allah ın yeryüzünü yarattığını üstüne çeşitli canlıları nasıl dağıttığına dair ayetleri görebilirsin

şunu da söyleyeyim ki
Kur an da insan yaratılışının geniş çapta anlatılışı dahi diğer canlıların ortak atalarının olmadığına delildir.eğer öyle olsaydı Allahu Teala Adem as yarattıktan sonra onun geninden hayvanları böcekleri yarattık derdi ki-böyle birşey yok-bu bilgi de zaten bizi ilgilendirmiyor.yani ataların ortak genden olup olmaması gayet açık ve net olmakla birlikte bunu araştırarak elimize geçecek birşey de yok

o halde anlaşıldı ki
bu çürütülmeye en açık batıllığı en belirgin bir şüphelerdendir.

ama senin aklına
çevrendeki kişiler içinden çıkamayacağın bir takım şüpheler attı iseler biraz bilgilendir de istediğin cevabı almanda yardım etsin Allah bize.

bu sorunun cevabı şu an ki bilim dallarının araştırmalarından geçiyor.Kur an ve sünnet ise daha ciddi şüphelere cevap veriyor.

Allah yardımcımız olsun
 
M Çevrimdışı

MaTchlesS MaTuriDi

Üyeliği İptal Edildi
Banned
subhanAllah

Kur an da belli şüphelere verilmiş sağlam deliller bulunuyor.
bu şüphelerin özelliklerine bakıldığında
insanları derinden sarsan içinden çıkılması zor fitneler
asırlar öncesinden kalma geleneklerin devam etmesi (bid'at tevessülün isim değiştirerek putlardan medet ummak yerine şeyhlerden medet olayı, kabirlerden medet olayı gibi)
.
.
.
.
.
.

Değerli bilgileriniz için tşk ederim Allah razı olsun,

Yinede istediğim cevabı alamadım ;
tam olarak sorduğum ( insanlar hariç ) diğer canlılar nasıl yaratıldı ? tek canlıdan , mikroorganizmadan (hücreden ) mi yaratılıp çoğaldılar , yoksa her biri ayrı ayrı mı yaratılıp türediler ve bugünkü hallerini aldılar
Bu sorduklarım ile ilgili Kur-an'ı Kerim'de yada hadislerde yada islam düşünürlerinin kaynaklarında bilgi var mı
Cevaplarınızı bekliyorm ??? Hayırlı akşamlar
 
USULU'D DİN Çevrimdışı

USULU'D DİN

Üye
İslam-TR Üyesi
Kur an ve sünnette elbette bu konuya dair mutlaka cevaplar vardır.çünkü Allahu Teala
''bu kitapta hiçbirşeyi eksik bırakmadık'' buyuruyor.
fakat sana verilecek cevaplar elbette seni tatmin etmeyecek.fakat bunların tatmin edici olmasını istiyorsan günümüzdeki bilimsel araştırmalarla birlikte o ayet -varsa hadisleri- anlaman gerekiyor.

örnek veriyorum ki
''göğü ve yeri ayırdık'' ayetini her ne kadar bir varsayım mı diyorlar teori mi diyorlar tam bilmiyorum big bang olayına yorumluyorlar.
çünkü onların varsayımlarına göre big bang ile beraber yer ve gök ayrılmaya başlamıştır.

o halde bende sana şimdi Allahu Teala nın '' canlıları yeryüzüne dağıtmıştır'' ayetini delil getirsem '' yeri ve göğü ayırdık'' ayeti bilimsel olarak seni ikna etmedikçe bu da ikna etmeyecektir.

o halde burada sana düşen
yeryüzündeki en uzun ömürlü fosil buluntuları bitkilere mi aittir hayvanlara mı?
yeryüzünde ilk canlı olarak tek hücreliler ne zaman görüldü?

bulunan ilk insan fosilinin ne kadar ömrü var ?

bu sayılanların tarihini karşılaştırdığında sorunun cevabını alırsın.
biz şundan eminiz ki

insan Allahu Teala nın bizzat ona şekil vermesiyle yaratılmıştır.insan cennetten yeryüzüne nasıl indirildiği belirtilmeksizin bambaşka bir canlı olarak imtihan için indirilmiştir.

insanların diğer canlıların yahut diğer canlıların da insanlarla aynı ataya sahip olamayacağının bir diğer delili ise ''biz insanı bir çok yarattıklarımızdan şerefli kıldık'' ayetidir.

akıl ve irade olarak insan diğer yaratıklardan üstündür.o halde aynı atadan oluşmak demek ya diğer varlıklarıda insan gibi akıllı yapar yahut insanları diğer varlıklar gibi şuursuz iradesiz yapar.

aynı atadan olmayacağına dair diğer bir delil ise ''sizin yerinize benzerlerini getirelim'' ve buna benzer ayetlerdir.

insan yaratılışı sürekli aynı biçimde gerçekleşiyor.hiçbir yaşayan doğurduğunda bir at yahut fok balığı yahut bir kurbağa görmüyor.bu yaratılışta bir sabitlik ve sürekliliği ayetlerde belirtildiği gibi bugunde böyleyse geçmişte de gelcekte de böyle olduğunu gösteriyor.

bunun bir çok delilleri bulunur Allah ın izniyle.kesin deliller arıyorsan bilimsel araştırmalara ve fosillerin arasındaki yıllara bak.fakat unutma ki bunlar varsayım ve asla tam olarak Kur an ve sünnet kadar kesinlikleri yok.

kaldı ki bu şüphenin Allahualem çok bir ömrü yok.onun için alimlerin bu konuyla ilgili değil de daha ciddi konularda yazı yazmış olsalar gerek.

dikkat et ki evrim teorilerinden bahseden ve kendinden emin konuşan o boş kafalılar kalbine şüphe atmasın.ben biraz göz attım bir çok çelişkili ve islamiyete aykırı sözler var.

benden bu kadar.

 
Üst Ana Sayfa Alt