Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Beyinsizlerin İnkar Ettiği Bazı Hadisler?

S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu Hadisleri agnostik kafirlerin sitesinden buldum. Bu hadisler doğru mudur, uydurma mıdır?
Doğru ise nasıl anlamamız gerekir?

Hırsızlıkta ısrar edenleri öldürün. [1631-Ebû Dâvud-Nesâî]

İçki içmede beşinci kez ısrar edenleri öldürün. [1643-Ebû Dâvud-Tirmizî]

Kur’an okudukları halde traş olanları öldürün. [4816-Buhâri-Müslim-Muvatta-Nesâî-Ebu Dâvud]

Müslüman cinlere üç gün süre verin. Yine de görünürlerse, onları öldürün. [4941-Müslim-Muvatta-Ebu Davud]
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Salafimedia;223484' Alıntı:
Bu Hadisleri agnostik kafirlerin sitesinden buldum. Bu hadisler doğru mudur, uydurma mıdır?
Doğru ise nasıl anlamamız gerekir?


Hırsızlıkta ısrar edenleri öldürün. [1631-Ebû Dâvud-Nesâî]

İçki içmede beşinci kez ısrar edenleri öldürün. [1643-Ebû Dâvud-Tirmizî]

Kur’an okudukları halde traş olanları öldürün. [4816-Buhâri-Müslim-Muvatta-Nesâî-Ebu Dâvud]

Müslüman cinlere üç gün süre verin. Yine de görünürlerse, onları öldürün. [4941-Müslim-Muvatta-Ebu Davud]




Bu hadisler çarpıtılarak, Hadislerle alay edilmek, aşağılanmak istenmiş.


Müslüman cinlere üç gün süre verin. Yine de görünürlerse, onları öldürün. [4941-Müslim-Muvatta-Ebu Davud]

Ebu Saib, Ebu Said el-Hudri (r.anh)'ın yanına evinde bulunduğu bir sırada girdi. Dedi ki: Onun namaz kılmakta olduğunu gördüm. Namazını bitirsin diye oturup bekledim. Bu sırada evin bir tarafındaki (çatıda bulunan) kuru hurma dalları arasında bir hareket duydum. Dönüp baktığımda bir yılan olduğunu gördüm. Onu öldürmek üzere üzerine atıldım.
Bana: “Otur” diye işaret etti, ben de oturdum. Namazı bitirince evdeki bir odaya işaret etti ve şöyle dedi:
Şu odayı görüyor musun?
Ben: “
Evet” dedim. Şöyle dedi:
Burada bizden yeni evlenmiş bir genç vardı. Rasulullah (s.a.v.) ile birlikte Hendek'e çıktık. Günün ortalarında bu genç Rasulullah (s.a.v.) 'den izin alır ve hanımının yanına giderdi. Bir gün ondan izin istedi. Rasulullah (s.a.v.) ona:
"
Üzerine silahını al. Çünkü ben Kureyzalıların sana zarar vereceğinden korkarım." diye buyurdu. Adam silahını aldı, sonra (evine) döndü. Hanımının iki kapı arasında ayakta dikilmekte olduğunu gördü. Hemen hanımına saplamak üzere mızrağı ile üzerine yürüdü. Çünkü bundan dolayı hanımını kıskanmıştı. Hanımı ona:
Mızrağını tut ve benim dışarıya çıkmama neyin sebeb olduğunu görmek için evin içerisine gir”, dedi.

Genç içeri girdiğinde yatak üzerinde katlanıp durmuş büyükçe bir yılan ile karşılaştı. Elindeki mızrakla üzerine atılıp mızrağını ona sapladı, sonra çıktı. Mızrağını evin ortasına sapladı ve yılan onun üzerinde bir süre hareket etti. Önce yılan mı öldü yoksa genç delikanlı mı daha çabuk öldü, bilinmiyor.
(Ebu Said) dedi ki: Rasulullah (s.a.v.)'in yanına gelip ona durumu anlattık; dedik ki:
Onu bize diriltsin diye Allah'a dua et.”
Peygamber şöyle buyurdu: "Arkadaşınız için mağfiret dileyiniz." Sonra şöyle buyurdu:
"Şüphesiz Medine'de müslüman olmuş cinler vardır. Onlardan herhangi birilerini görecek olursanız üç gün süreyle ona izin veriniz (uyarınız). Eğer bundan sonra bir daha size görünürse onu öldürünüz. Şüphesiz ki o, bir şeytandır." (Sahih-i Muslim ; Selam bahsi)

Bu hadis-i şerif bu gencin, cinlerden birisi olan o yılan sebebiyle öldürüldüğüne delildir.


Kur’an okudukları halde traş olanları öldürün. [4816-Buhâri-Müslim-Muvatta-Nesâî-Ebu Dâvud]

174) (Abdullah) İbn-i Ömer (Radiyallahu anhumâ)'den Rasulullah (Sallallakü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, dediği rivayet olunmuştur :
«Öyle genç bir cemâat türeyecek ki Kur'an okuyacaklar. Fakat okudukları Kur'an onların boğazlarının çemberlerinden öteye geçmiyecektir. Onlardan bir grup çıktıkça hemen kökleri kazılmalıdir
İbn-i Ömer dedi ki: Ben Rasûlulah (Sallallahu Aleyhi veSellem) 'den
«Onlardan bîr grup çıktıkça hemen kökleri kazılmalıdır» fıkrasını 20 defadan fazla işittim. (Râvî İbn-i Ömer bundan -sonra Rasulullah'ın buyurduğu hadisin son parçasını şöyle nakletti.) :
«Nihayet bu cemâatin sürdürdüğü hile ve aldatma esnasında veya onların askerleri arasında Deccal çıkıverecektir.»
(Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bunun senedi sahihtir. Buharı bunun bütün râvilerini huccet saymıştır.
İbn Mace, Mukaddime, 174)




175) Enes bin Malik (Radıyallahu anh)'den Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, dediği rivayet olunmuştur :
-Son zamanlarda veya bu ummet arasında öyle bir kavim çıkacaktır ki Kur'an okuyacaklar. Fakat (okudukları) Kuran onların boğazlarının çemberlerini veya boğazlarını geçmiyecektir. Onların alâmeti (başlarını) kazımak suretiyle tıraş olmalarıdır. Siz onları gördüğünüz veya onlara rastladığınız zaman hemen onları öldürünüz

Hadisin metninde bulunan «veya...» tabiri râvî'nin tereddüdünü ifade ediyor. Rasul-u Ekrem'in ifade buyurduğu söz ya budur ve ya sudur, demek oluyor. Tabiî bu değişiklik mânayı etkilemez.

Bâzı kimseler ustura ve benzeri şeylerle başın saçını kazımanın mekruh olduğunu söyleyerek bu hadîsi delil göstermişlerdir. Fakat Muslim'in şârihi Nevevi:
«Hadis bu tip tıraşın kerahatine delâlet etmez.Çünkü bu tıraş şeklinin onların alâmeti olabilmesi için mubah olmaması gerekmez. Zira, alâmet haram bir şeyle olabildiği gibi helâl bir şeyle de olabilir. Nitekim bir hadiste Rasul-u Ekrem «Onların alâmeti siyah ve iki kolundan birisi kadın memesine benziyen bir adamdır», buyurmuştur. Halbuki bu eşkâlin helâl veya haram olmadığı malûmdur.
Diğer tarafta sahîh bir isnad ile «Sünen-i Ebî Davud'da rivayet edilmiştir ki: Rasu-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), başının bir kısmı kökünden tıraş edilmiş olan bir çocuğu görüyor ve : «Yâ tamamını böyle tıraş ediniz veya tamamını bırakınız» diye emir buyuruyor.
Bu hadis, başın saçlarının kökünden tıraş edilmesinin mubah olduğunu sarahaten bildiriyor. Her hangi bir tevile muhtemel değildir», diyor.
«Miftahu'l-Hâce» muellifi diyor ki Şafii âlimleri, her türlü saç tıraşını mubah görmüşler. Ancak saçlarını temiz tutanlar için kökünden traş etmemeleri ve temiz tutmakta güçlük çekenler için kökünden traş etmeleri mustehabtır, demişlerdir. Ama saçın bir kısmını kökünden traş etmek ve diğer kısmını bırakmak mekruhtur.

176) Ebû Gâlîb (Radıyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre Ebû Umame (Radıyallahu anh) şöyle buyurmuştur :

«Öldürülen Haricîler, gök cildi (görülen tabakası) altında öldürülenlerin en kötüleridir. Öldürülen insanların en hayırlısı da Haricîlerin öldürdüğü kimselerdir. (Çünkü şehid olurlar.) Hâriciler Cehennem ehlinin köpekleridir. Bunlar müslüman idiler sonra kâfir oldular.
(Râvi Ebû Galib diyor ki) : Ben Ebu Umâme'ye :
Bu söz, senin söylediğin bir şeydir! dedim. Ebû Umame : Hayır! Ben bu sözü Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim, dedi.
İbn Mace, Mukaddime, 176)

İzahı

Sindi: Hadîsin «Haricîler Cehennem ehlinin köpekleridir» fıkrası onların kâfir olduğunu açıkça belirtiyor, «Onlar dinden çıkarlar» ve benzeri hadis fıkraları da bu hususu teyid ediyor, fakat cumhur onları tekfir etmiyor. Cumhur'un görüşüne göre onların kâfir olduğuna dair tabir kufran-ı nimet (nankörlük) mânasına yorumlanır. Keza «Dinden çıkarlar» cümlesi de, «Dinin kemâlinden çıkarlar» şeklinde tevil edilir, demiştir.


İçki içmede beşinci kez ısrar edenleri öldürün. [1643-Ebû Dâvud-Tirmizî]

36. (Had Vurulduktan Sonra) İçki İçmeye Devam Edene Ait Hükümler

4482... Muaviye b. Ebi Sufyan (r.anh) demiştir ki:
Rasûlullah (s.av.): "İçki içtikleri zaman onlara dayak atınız. Sonra yine içerlerse dövünüz, sonra tekrar içerlerse, yine dövünüz, sonra yine içerlerse öldürünüz." buyurdu. (Tirmizi, Hudud 15; îbn Mace, Hudud 17; Nesai, Eşribe 42; Ebu Davud, Hadler, 36)

4483... Nafi, İbn Ömer radıyallahumâ vasıtasıyla Rasûlullah (s.a.v.) 'dan bu (önceki) hadisi manası ile rivayet etmiştir. Ravi (bu rivayette) şöyle demiştir:
Zannediyorum, (şeyhim) beşincisinde: "Eğer (yine) içerse onu öldürünüz" buyurdu.
Ebu Dayud der ki:
"Ebu Gutayfın hadisinde de; "beşincisinde" şeklindedir." (Ebu Davud, Hadler, 36)

4484... Ebu Hurayra (r.anh)'den, Rasûlullah (s.a.v.) 'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

"(Bir kimse) sarhoş olduğu zaman ona dayak atınız, sonra (yine) sarhoş olursa (yine) dayak atınız, sonra sarhoş olursa yine dövünüz, dördüncü defa tekrarlarsa onu öldürünüz." (Ebu Davud, Hadler, 36; İbn Mace, Hudud 17; Nesai. Eşribe 42)

Ebu Davud şöyle demiştir:
"Ömer b. Ehi Seleme nin babasından, onun da Ebu Hurayra (r.anh) vasıtasıyla Rasûlullah (s.a.v.)'den rivayet ettiği hadiste aynıdır. (Bu rivayette) Rasûlullah söyle buyurmuştur: "Şarap içtiği zaman ona dayak atınız.
Dördüncü kez tekrarlarsa öldürünüz"
Yine Ebu Davud şöyle der:
Suheyl'in Ebu Salih'ten onun da Ebu Hurayra vasıtasıyla Rasûlullah (s.a.v.)'den rivayeti aynı şekilde şöyledir:
"Dördüncü defa içerlerse onları öldürünüz" ibn Ebi Num'un ibn Ömer vasıtasıyla Rasûlullah'tan, Abdullah b, Amr'ın Rasûlullah (s.a.v.)'den ve Şeıid'in Rasulullah'tan rivayet ettikleri hadisler de aynıdır.
el-Cedelî (Abd b. Abdi'nin Muaviye vasıtasıyla Rasûlullah (s.a.v.)'den rivayet ettiği hadiste ise Efendimiz:
"Üçüncü veya dördüncüde tekrarlarsa onu öldürünüz" buyurdu.
(Ebu Davud, Hadler, 36)

4485... Kabîsa b. Zueyb (r.anh)dan rivayet edildi ki: Rasûlullah (s.a.v.):

"Bir kimse şarap İçerse ona dayak atınız, tekrarlarsa yine dayak atınız. Yine tekrarlarsa üçüncüsünde veya dördüncüsünde onu öldürünüz" buyurdu.
Rasûlullah'a içki içmiş olan bir adam getirildi, ona dayak attı, sonra (yine) getirildi, yine dayak attı. Sonra (tekrar) getirildi, (tekrar) dayak attı. Sonra (tekrar) getirildi, yine dayak attı öldürmedi, (bu) bir ruhsattı.
Sufyan şöyle dedi:
"Zuhri bu hadisi, yanında Mahsur b. el-Mu'temir ve Muhavvel b. Raşid varken rivayet etti ve onlara: "Bu hadis ile Iraklıların elçileri olunuz' dedi.
Ehu Dantel şöyle demiştir: Bu hadisi Şenel b. Suveyd, Şiirahbil b. Evs, Abdullah b. Amr, Abdullah b. Ömer, Ebu Gutayf el Kindi ve Ebıt Seleme b. Ahdurrahman, Ebu Hurayra (r.anh)'den rivayet etmişlerdir.
(Ebu Davud, Hadler, 36)

Açıklama


Bu hadislerin isnadlan tenkide tabi tutulmamıştır. Yani isnadlan sağlamdır. Ancak son hadisin sahabe ravisi Kabîsa b. Zueyb'in Mekke fethi yılında dünyaya geldiği, dolayısıyla Rasûlullah'dan hadis rivayet edecek bir yaşta olmadığını söyleyenler olmuştur. Öbür taraftan bu zatın hicret yılında dünyaya geldiği, binaenaleyh Rasûlullah vefat ettiği zaman on yaşında olduğu için, ondan hadis rivayet etmesinin tabii olduğunu söyleyenler de vardır.
Yukarıda geçen hadislerden ilk üçü bir kimsenin içki içmeyi tekrarlaması halinde ilk üç seferde dayak atılacağını, dördüncü veya beşinci kez içmesi halinde öldürüleceğini ifade etmektedirler.
Dördüncü hadiste ise (4485) Hz. Peygamber (s.a.v.)'in öldürmeyi kaldırdığı yani kendisine içki içtiği için dördüncü kez getirilen şahsı öldürmediği bildirilmektedir.
Zahirilere göre İçki içmeye devam eden kişi dördüncü kerresinden sonra öldürülür. Bunlar yukarıda geçen hadislere istinad etmektedirler. Şafii alimlerinden Celaleddin es-Suyutî de bu görüşü benimsemiş ve bu hükmün mensuh olduğunu söyleyenlere itiraz etmiştir.

Cumhuru ulemâya göre ise içki içmekte ısrar eden kişinin dördüncü kerreden sonra öldürüleceğini bildiren hadisler mensuhtur. Hz. Peygamber (s.a.v.)in kendisine dördüncü kez içki içtiği için getirilen şahsı öldürmediğini bildiren hadis öbürlerini neshetmişiir. Bazı alimlere göre ise bu, içkiyi helal görenler için veya Rasûlullah'ın maksadı tehdiddir, ya da öldürülme siyaseten tazir cezasıdır. Şimdi bu görüşleri serdeden bazı alimlerin dediklerini nakledelim:

Tirmizi, Kitabu'l-Ilcl'inde şöyle diyor:
"insanlar onun (öldürmenin) terkedildiğinde, yani, mensuh olduğu üzerinde icma etmişlerdir. Yahut da bu öldürme şiddetli dövme ile tevil edilir."
Munziri'nin nakline göre Tirmizi, Buhari'nin bu hükmün ilk dönemlere ait olup bilahare neshedildiğini söylediğini ifade etmiştir.
Yine Munziri. İmam Şafii'den şu sözleri nakletmektedir:
"Kati (öldürme) bu ve başka hadislerle neshedilmiştir."
Tıybî: "Ravinin (Kabisa b. Zueyb'in): "onu öldürmedi" sözü, RasûlulIah'ın; "onu öldürünüz" sözünün şiddetli dayaktan mecaz olduğuna delildir" der.
Hattabi de şöyle der:
"Bazan emir. cezayı vaad (ceza ile tehdit) şeklinde olur. Onunla bir fiilin vukuu kastedilmez. Onunla ancak bir işten sakındırmak kastedilir. Rasûlullah (s.a.v.)'in şu sözleri buna örnektir: "Bir kimse kölesini öldürürse biz de onu öldürürüz. Kölesinin bir organını kesenin biz de organını keseriz." Halbuki tüm alimlerin görüşüne göre, kölesini öldüren kişi öldürülmez.
Beşinci kez içmesi halinde öldürmenin vacib olup, sonradan neshedil-miş olması da muhtemeldir. Çünkü içki içen kişinin öldürülmeyeceği konusunda ümmet icma etmiştir. Kabîsa b. Zueyb'ten, buna delâlet eden sözler zikredilmiştir."
Bu istikametteki sözlere İbn Kayyım'ın Zadu'l-Meâd'deki şu sözleri ile son verelim:
"Alimlerden bir grup dördüncü defa içmesi halinde öldürülmesi emrinin icma ile terkedildiğini söylemişlerdir. Bu, Tirmizi ve başka alimlerin sözüdür. O hükmün Abdullah Hammar'ın hadisi ile neshedilmiş olduğunu söyleyenler de vardır. Rasûlullah (s.a.v.); "dördüncüsünde öldürülür" dememiştir. Onu (öldürmeyi) niçin terkettin? diyenlere Ahmed b. Hanbel, Osman'ın, "bir müslümanın kanı ancak üç şeyden birisi için helal olur" hadisinden dolayı cevabını vermiştir.
Bunların hepsi tenkide açıktır. Öldürmenin hilafında icma olduğu iddiası geçersizdir. Çünkü icma yoktur. Abdullah b. Ömer onu (içki içeni) dördüncüde bana getirin öldüreyim, demiştir. Bu bazı Selef ulemanın görüşüdür. Abdullah Hammar'ın hadisi ile neshedildiği iddiası da ancak onun sonradan varid olduğunun ve dördüncü kerreden sonra getirildiğinin sübutu ile sözkonusudur. (Bu da sabit değildir).
"Bîr müslümanın kanı ancak üç şeyden biri ile helal olur," hadisi ile neshedildiği görüşü de yerinde değildir. Çünkü o hadis âmdır, beşinci kez içki içeni öldürmeyi ifade eden hadis ise hastır.
Delilin gereği olarak söylenecek söz şudur: İçki içeni dördüncüden sonra öldürmeyi ifade eden emir, vucub için değildir. Aksine bu, maslahat gereği ta'zirdir. İnsanlar içki içmekte aşın giderler, cezalar da onları
engellemeye kafi gelmezse ve İmam öldürmeyi yararlı görürse öldürebilir. Bundan dolayı Hz. Ömer (r.anh) bir seferinde onu hapseder. Bir seferinde başım tıraş eder ve seksen değnek vurulurdu. Halbuki Rasulullah (s.a.v.) ve Hz. Ebu Bekir (r.anh) kırkar değnek vurmuşlardı. Öyleyse onu dördüncüsünde öldürmek had değil, maslahat gereği tazirdir."

Muhtelif alimlerden yukarıya naklettiğimiz sözlerden elde ettiğimiz sonuç şudur:

Bir kimse içki içtiği zaman kaç kere içerse içsin öldürülmez. Cezası dayaktır. Dördüncü veya beşinci seferinde öldürüldüğünü bildiren hadislerden maksat şunlardan birisi olabilir:

1- Önceleri öldürme vardı, bu, ümmetin icmacı ile terkedildi.
2- Önceleri öldürme hükmü vardı, bilahare bu hüküm neshedildi.
3- Rasûlullah'in maksadı, içki içmekten sakındırmak için tehdid idi. Öldürülmesi emri değildi.
4- Rasûlullah'ın "Onu öldürünüz" emri şiddetli dayaktan kinayedir.
5- Öldürme emri had değil, siyasettir. Devlet başkanı öldürmeyi maslahata uygun görürse öldürebilir.
Hanefi ulemasına göre, içki haddinde tedahül caridir. Yani bir kimse muteaddit defalar içki içmiş olsa ve bunlardan dolayı had vurulmamişsa hepsi için sadece bir defa had vurulur. Ama had vurulduktan sonra, tekrar içerse yine had vurulur, Bu hal her içki içişte tekrarlanır. Çünkü ceza fayda vermemiş dernektir. Onun için tekrar cezalandırılır.
(Ebu Davud, Hadler, Cilt 15, s. 36)

Hırsızlıkta ısrar edenleri öldürün. [1631-Ebû Dâvud-Nesâî]

21. Birkaç Kerre Hırsızlık Yapan Hırsızın Durumu

4410... Cabir b. Abdullah (r.anh) şöyle dedi: Rasûluıllah (s.a.v.)'e bir hırsız getirildi. Efendimiz:
"Onu öldürün" buyurdu. Sahabîler:
Ya Rasulullah, o sadece hırsızlık yaptı, dediler. Rasulullah:
"Onun (elini) kesiniz" buyurdu ve kesildi.
Sonra adam ikinci kez getirildi, Rasulullah (s.a.v.) yine:
"Onu öldürünüz" buyurdu.
Oradakiler:
Ya Rasulullah o sadece hırsızlık yaptı, dediler. Bunun üzerine efendimiz:
"Onu (n ayağını) kesiniz" buyurdu ve kesildi. Sonra üçüncü defa getirildi, Rasulullah (s.a.v.) yine: "- Onu öldürünüz" buyurdu. Sahabeler; "Ya Rasulullah, o sadece çaldı," dediler. Bu sefer efendimiz yine;
"Onu (n sol elini) kesiniz" buyurdu.
Aynı adam dördüncü kez getirildi, Rasulullah (s.a.v.);
"Onu öldürünüz" buyurdu.
Sahabîler:
Ya Rasulullah o sadece çaldı, dediler Rasulullah (s.a.v.)
"Onu (n sol ayağını) kesiniz," buyurdu.
Adam beşinci kez getirildi bu sefer de Rasulullah (s.a.v.)
Onu öldürünüz, buyurdu.
Cabir der ki:
Biz adamı götürdük ve öldürdük, sonra sürüyüp bir kuyuya attık ve üzerine taş attık.
(Nesai, katu’s-sârık, 15; Ebu Davud, Hadler, 21)

Açıklama

Hadisi şerif metni; Rasulullah (s.a.v.)'ın kendisine defalarca getirilen hırsız için dört kez, Önce: "Onu öldürünüz" buyurduğu, sahabelerin kendisine "Ya Rasulullah o sadece hırsızlık yaptı" demeleri üzerine de: "Onu kesiniz" buyurduğu şeklindedir.
Ancak biz terceme ederken. Darekutnî'nin Ebu Hurayra'den rivayet ettiği hadisi göz önüne alarak; "elini ayağını, sol elini, sol ayağını" şeklinde takdirlerde bulunduk. Şüphesiz Rasûlullah'ın "Onu kesiniz" buyururken maksadı, adamın kesilmesi değil, organlarının kesilmesidir. Hadisin delaleti ile o organlar da, tercemede parantez içerisinde takdir ettiğimiz şekildedir.

Yukarıda işaret ettiğimiz; Darekutnî'nin hadisi şu şekildedir:

Rasulullah (s.a.v.) hırsız hakkında:
"Eğer çalarsa elini kesiniz, sonra yine çalarsa ayağını kesiniz, sonra çalarsa elini kesiniz, sonra yine çalarsa ayağını kesiniz." buyurdu.
Nesâî, bu hadisin munker olduğunu, raviler arasında bulunan Mus'ab. b. Sabit'in hadiste kuvvetli birisi olmadığını söyler.
İbn Kayyım'in Zadu'l-Meâd'daki ifadesine göre bazı alimler de hadisi hasen kabul etmişler ve hadisteki hükmün sadece o şahsa has olduğunu söylemişlerdir.
Üçüncü bir grup alime göre ise hadis sahihtir ve birisi beşinci kez hırsızlık yaparsa öldürülür. Bu üçüncü görüş Malikilerden Ebu'l-Mus'ab'ın görüşüdür.

Ulemanın büyük çoğunluğuna göre - bazı alimler bunu icma olarak ifade etmektedirler. Hırsızlıktan dolayı Ölüm cezası yoktur. Gerçi muctehidler, hırsızlık fiilini 3,4, kez tekrarlayan kişiye verilecek ceza konusunda farklı görüştedirler ama hiç birisi beşinci kezde Öldürüleceğini söylememişlerdir. Oysa bu hadisin zahiri beşinci kez hırsızlık yapanın öldürülmesi gereğine delâlet etmektedir.

Alimler bu hadisi nasıl anlamışlar da, zahirde muhalif görünen bir görüşe sahip olmuşlardır ve görüşlerinde neye dayanmışladır. Şimdi kısaca bu konuya göz atalım:

Ulema bu hadisteki hükmü değerlendirirken şu görüşleri öne sürmüşlerdir:

1- Hırsızlık yapan şahsın irtidat etmiş olup, Peygamber (s.a.v.)'in buna vakıf olmuş olması muhtemeldir. Adamın öldürüldükten sonra, sürünerek bir kuyuya atılması ve üzerinin taşlarla örtülmesi bunu te'yid etmektedir. Çünkü müslüman birisi büyük günah işlemiş de olsa cezası verilir ve öldüğünde cenazesi kılınır. Özellikle, kendisine had uygulanıp da temizlendikten sonra namazı kılınır.

2- Bu hadis-i şerif, bir müslümanın kanının ancak üç şeyden dolayı helâl olduğunu bildiren hadisle neshedilmiştir. (Hadis no: 4352, 4353)
Ancak bu iddia pek uygun görülmemektedir. Çünkü neshin subutu için hadislerin vurud tarihlerinin bilinmesi gerekir. Oysa bu hadislerden birisinin ötekinden sonra varid olduğuna dair bir bilgi mevcut değildir.

3- Suç işleyen kişi yeryüzünde fesad çıkaranlardan sayılırsa bazı fakihlere göre had olarak değil de tâzir olarak öldürülebilir. Devlet başkanı maslahatın gerektirdiğine göre kişiye hadden daha fazla da ceza verebilir. Hatta gerekirse öldürülebilir. İşte hadisin zahiri bu görüş çerçevesinde değerlendirilebilir.
Hattabi'bu görüşün Malik b. Enes'e nisbet edildiğini söyler ve rasulullah'ın hırsız daha ilk getirildiğinde, önce öldürülmesini emretmesinin bu görüşün haklı yanını güçlendirdiğine işaret eder.

4- Rasûlullah (s.a.v.) vahiyle adamın ilerde yapacaklarına muttali olmuş ve onun için öldürülmesini emretmiştir. Bu hüküm sadece bu şahsa aittir.

5- Adam fesadı meşhur biridir. Onun hırsızlığı tekrarlaması herkesçe malumdu. Bu huyuna son vermesi mümkün görülmez. Onun için öldürülmüştür.

6- Bu hadis munkerdir, istidlale elverişli değildir.
Bu görüşler içerisinde en uygunu kanaatimizce birinci maddedekidir.
İbn Kayyım, hırsızın öldürülmeyeceğine dair icma olduğu iddiasının yerinde olmadığını, çünkü Abdullah b. Ömer'in: "Bana dördüncü kez hırsızlık yapanı getirin, onu öldürmem gerekir" dediğini ve bunun seleften bazılarının mezhebi olduğunu söyler.
Yine İbnu'l-Kayyim, nesh iddiasını reddederek, nasih olduğu söylenen hadisin âm, bu hadisin ise hâs olduğunu ifade eder. İbn Kayyım'ın bildirdiğine göre bu hadisteki "öldürün" emri kesinlik ifadesi için değil, maslahatın gerektirdiği bir tazir cezasıdır. Nitekim bir yerde içki içenler çoğalır, hadlerden ibret alıp içkiyi terketmek mümkün olmaz ve imam gerekli görürse içki içeni öldürebilir. Bu yüzden Hz. Ömer içki içeni bir seferinde hapsedip, bir seferinde saçını tıraş edip seksen sopa vururdu. Halbuki Rasûlullah (s.a.v.) ve Hz. Ebu Bekir içki içene kırk sopa vururlardı.

İbn Kayyım'ın bu sözleri gözardı edilecek cinsten değildir.
Birden fazla hırsızlık yapana verilecek ceza konusundaki görüşler:

1- Dört mezheb imamları, birinci defa hırsızlık yapanın sağ elinin ikinci kez hırsızlık yapanın sol ayağının kesileceğinde muttefiktirler. Ancak daha fazla hırsızlık yapana verilecek cezada ihtilâf halindedirler.

2- Şafii ve Malikilere göre, üçüncü hırsızlıkta sol eli, dördüncü hırsızlıkta da sağ ayağı kesilir. Beşinci kez çalarsa hapsedilir ve tazir edilir. İshak b. Râhûye ve Katade de aynı görüştedirler. Delilleri Darakutnî'nin Ebû Hurayra (r.anh)'den rivayet ettikleri şu hadistir: "Rasûlullah (s.a.v.) hırsız hakkında şöyle buyurdu:
"Eğer hırsızlık yaparsa elini kesin, sonra çalarsa ayağını kesin, sonra yine çalarsa elini, sonra yine çalarsa ayağını kesiniz." Önce sağ elinin kesileceği "hırsızlık yapan erkeğin ve hırsızlık yapan kadının ellerini kesiniz" mealindeki ayetin İbn Mes'ud'un kıraatında "Sağ ellerini kesiniz" şeklinde okunması delildir. Çünkü bu, haber-i meşhur hükmündedir.

3- Ahmed b. Hanbel, Şa'bi, Nehai, Hammad b. Ebi Suleyman ve Evzaî'ye göre birinci çalışında sağ eli, ikinci çalışında da sol eli kesilir. Üçüncü kez çaldığında artık el ve ayak kesme yoktur, hapsedilir.

4- Hanefilere göre de üçüncü kez çalanın bir tarafı kesilmez. Ancak çaldığı ödettirilir. Tevbe edinceye kadar hapselir ve ta'zir edilir.

Üçüncü ve daha sonraki hırsızlıktan dolayı el ve ayak kesilmeyeceğini söyleyenlerin delilleri şudur:
Beyhakî'nin Hz. Ali (r.anh)'den rivayet ettiği bir habere göre; Hz. Ali'den, sağ eli ve sol ayağı kesikken hırsızlık eden birisinin sol elini kesmesi istenildiğinde: "Onu da kesersem bu adam ne ile taharetlenir, ne ile yer?" demiştir.
Ayağını kesmesi istenildiğinde de: "Ayağını nasıl keserim? O zaman neyin üzerinde yürür? Ben Allah'tan utanırım" demiş ve onu dövmüş muebbeden hapse atmıştır.
Görüldüğü gibi bu görüşün delili sahabe tatbikatı ve maslahattır.
(Ebu Davud, Hadler, 15. cilt)


İLGİLİ KONULAR :


Hadis İnkarcılarının Reddettiği Bazı Hadisler

https://www.islam-tr.org/konu/hadis-inkarcilarinin-reddettigi-bazi-hadisler.11977/

Manası Garip(!) Gelen Hadisler ve Sahihliği ?

https://www.islam-tr.org/konu/manasi-garib-tuhaf-gelen-hadisler-ve-sahihligi.11920/

Bu Hadisler Sahih midir?

https://www.islam-tr.org/konu/bu-9-hadis-sahih-midir.25730/
 
Ebukutub Çevrimdışı

Ebukutub

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu Hadisleri agnostik kafirlerin sitesinden buldum. Bu hadisler doğru mudur, uydurma mıdır?
Doğru ise nasıl anlamamız gerekir?

Hırsızlıkta ısrar edenleri öldürün. [1631-Ebû Dâvud-Nesâî]

İçki içmede beşinci kez ısrar edenleri öldürün. [1643-Ebû Dâvud-Tirmizî]

Kur’an okudukları halde traş olanları öldürün. [4816-Buhâri-Müslim-Muvatta-Nesâî-Ebu Dâvud]

Müslüman cinlere üç gün süre verin. Yine de görünürlerse, onları öldürün. [4941-Müslim-Muvatta-Ebu Davud]

Abi hakkını helal et.Yalnız o pisliklerin sitesine girmekten seni sakındırırım.Zira onlar islami senden benden daha iyi bilmekteler.Adamlar İslamın (olmayan)zaaflarını araştırıp insanlara onlarla gidiyorlar.o Tür konularda acaip gereksiz bilgi sahibiler.Aman onlarla cedele girme.Aklını karıştırırlar.Bir müslüman kardeşinden tavsiyeydi.(Tecrübeyle Sabittir).
 
J Çevrimdışı

jihat fisabilillah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Abi hakkını helal et.Yalnız o pisliklerin sitesine girmekten seni sakındırırım.Zira onlar islami senden benden daha iyi bilmekteler.Adamlar İslamın (olmayan)zaaflarını araştırıp insanlara onlarla gidiyorlar.o Tür konularda acaip gereksiz bilgi sahibiler.Aman onlarla cedele girme.Aklını karıştırırlar.Bir müslüman kardeşinden tavsiyeydi.(Tecrübeyle Sabittir).


onların islamı bizden daha iyi bildiklerini filan yok.Dünyada başta yahudiler olmak üzere islam aleyhtarı çalışma yapan birçok kişi vardır.Bunlar da onların türkiye şubesi olarak çalışır.Ben bu site gibi yerli-yabancı siteleri gezmişliğim var.Iddıa ettikleri şeyler aksine dini bilmediklerini gösteriyor.Öyle iddialarda bulunuyorlar ki en cahil olduğum zamanlarda bile yanlışlarını anlayabiliyordum.Zaten bir müddetten sonra dikkate değer şeyler olmadığını hiç uğraşmaya bile değmeyeceğini anlayıp bıraktım.Kafamda oluşturdukları çok büyük soru işaretleri teker teker çözülmeye başlayınca imanım daha bir artmıştı ve şöyle bir sonuca ulaşmıştım.Bu dinde her şeyin muhakkak mantıklı bir açıklaması var.
 
Ebukutub Çevrimdışı

Ebukutub

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
vardır kardeş.Ama cahil adamı acaip etkiliyor.Ben kendimden örnek verecek olursam beni etkilemişler ve aklımı bulandırmışlardı...
 
Üst Ana Sayfa Alt