Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Allahu Teâlâ'nın İsimleriyle Tevessül Etmek

DAVA Çevrimdışı

DAVA

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
"Sana ait olan isimlerinle senden istiyorum..." sözüne gelince; burada kul, bildiği ve bilmediği Allah'ın bütün isimleriyle O'na tevessül etmiştir. Bunlarla yapılan tevessüller, Allah'a yapılan en güzel tevessülerdir. Çünkü isimlerine delalet eden sıfat ve fiilleriyle yapılan tevessüldür.
"Kur'an'ı kalbimin hayatı / baharı, gözlerimin nuru kılmanı istiyorum." sözüne gelince; hadiste geçen "er-Rebi" yeryüzüne can veren yağmur demektir. Kur'an'ın buna benzetilmesi de kalplere hayat verdiği içindir.
( Bahar yağmuru diye manalandırılan "er-Rebi" kelimesi, bitkileri canlandırıp yeşerten feyizli ve bereketli bir yağmurdur.)
Aynı zamanda Allahu Teâlâ, yağmuru da buna benzetmiştir. Suyla hayat olacağını, nurla da ışık ve aydınlığın sağlanacağını belirtmiş ve bunların ikisini de bazı âyetlerinde bir arada şöyle toplamıştır:
"Gökten bir su indirdi de vadiler, kendi miktarlarınca sel olup aktılar. Sel de suyun yüzüne çıkan bir köpük yüklendi. Bir ziynet eşyası veya bir değerli mal yapmak için, ateşte üzerini körükledikleri madenlerden de onun gibi bir köpük meydana gelir. İşte Allah hak ile bâtılı böyle çarpıştırır. Fakat köpük atılır gider, insanlara faydası olan ise, yerde kalır. İşte Allah böyle misaller verir." (Rad, 17),
"Onların durumu, bir ateş yakanın durumu gibidir. (Ateş) çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların (gözlerinin) nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler." (Bakara, 17),
"Yahut (onların durumu), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşekler bulunan bir yağmura tutulmuşun hâli gibidir. Yıldırımlarla ölmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Oysa Allah, inkarcıları tamamen kuşatmıştır." (Bakara, 19),
"Allah, göklerin ve yerin nurudur (aydınlatıcısıdır). O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba bir billur içindedir; o billur da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan çıkan yağdan tutuşturulur. (Bu öyle bir ağaçtır ki) yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese bile ışık verir. (Bu ışık) nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruyla hidayete iletir. Allah insanlara (işte böyle) misal verir. Allah her şeyi bilir." (Nur, 35),
"Görmez misin ki Allah bulutları (dilediği yere) sürüklüyor; sonra onları bir araya getirip üst üste yığıyor. İşte görüyorsun ki, bunlar arasında yağmur çıkıyor. O, gökten, sanki oradaki dağlardan da dolu indirir. Artık onu dilediğine isabet ettirir; dilediğinden de onu uzak tutar; bu bulutlardan çıkan şimşeğin parıltısı nerdeyse gözleri alır!" (Nur, 43)
İşte böylece Kur'an'ın hayat verişi ile duaların da kalplere hayat verdiği, içleri nurlandırdığı ve böylece hayatın ve nurun bir arada toplandığı anlaşılmaktadır. Allahu Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:
"Ölü iken hidayetle dirilttiğimiz, kendisine insanlar arasında yürüyecek bir nur verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp, ondan çıkamayan kimse gibi olur mu? Fakat kâfirlere, yaptıkları, böyle süslü gösterilir." (Enam, 22)
Buna göre; kişinin içi, kalbinden daha geniş kapsamlı olduğuna göre, kendisine hâsıl olan nur da ona göre kalbine doğru akar gider. Çünkü kendisinden daha geniş olana hâsıl olmuştur. Bedenin ve organların hepsinin hayatta olmaları kalbin hayatta olmasına bağlı olduğuna göre, hayat da ondan içe doğru akar gider. Sonra organlara taşınır. Hadiste, bunun asıl maddesi olan "er-Rebi" yi yani can vereni (duasında) istemiştir.
Hüzün, sıkıntı ve tasa...
Bunlar kalbine ve nuruna ters şeyler olduğundan bunların Kur'an ile yok olması için dua etmiştir. Çünkü bu hastalıklar, Kur'an ile yok olup bir daha geriye dönmezler.
Şayet Kur'andan başka şeylerle, mesela; sağlıkla, makamla, servetle, eşle, evlatla vb. ile yok olacak olursa, bunların gitmesiyle hastalıklar yine geriye dönecektir. Kalbe gelecek olan çirkin şeyler, şayet geçmişte olan şeylerle alakalıysa hüznünü ortaya çıkarır. Gelecek ile alakalıysa tasasını ortaya koyar. O anki durumuyla alakalıysa, bu sefer de üzüntüsünü meydana getirir.


Ibn Kayyim - El Fevaid
 
Üst Ana Sayfa Alt