Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Allah'ın Görülmesi (Rü'yetullah)

ibni kayyım Çevrimdışı

ibni kayyım

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Âhirette nail olacağımız Allah'ın cemâlini seyretmek nimeti,
bazı kelâmcıların ve başkalarının sandığı gibi değildir (Kelâmcılardan maksadın Mu'tezile Kelâmcıları olduğu açıktır. (Danışman) ). Onlar, kadın, yiyecek, içecek v.s. gibi yaratılmış şeylerin, nimet olduğunu sanıyor ve onlardan zevk alınır diyorlar. Halbuki Allah (c.c.) 'in cemalinden kulların alacağı nasip, hoşluk ve sonsuz nimet,



Resülüllah' (s.a.v.) den gelen şu duada olduğu gibi gerçektir. Buyurur ki:
«Allahım, cemâlini seyretmenin lezzetine ermek ve darlığa, ziyâna düşmeden, fitneye uğrayıp elim ayağım dolaşmadan sana kavuşmak iştiyakını duymak isterim» (Neseî, Sehv 62; Müsned 5 / 191).


Hadisi, Nesei ve başkası rivayet etmiştir. Sahîh-i Müslim'de ve diğerlerinde de Suheyb (r.a.) 'den şu hadîs rivayet edilir: Resülüllah (s.a.v.) buyurdu ki:


«Cennetlikler Cennete girdiği zaman bir münâdi kendilerine şöyle seslenir: Size Allah katında bir söz var, Allah onu yerine getirecek.' O da neymiş, derler, yüzlerimizi ağartmadı mı, bizi cennete koyup cehennemden âzâd etmedi mi? Bu sırada perde kaldırılır. O sübhân olan Allah'ı görürler. Allah onlara, cemâlini seyretmekten daha büyük bir lütufta bulunmamıştır. İşte 'ziyâde' budur» (Müslim, İman 297; Tirmizî, Cennet 16, Tefsir, sûre 11/1; Ahmed İbn Hanbel lV/332, 333, VI/11) (10 Yûnus 26'da «ihsan edenler (her işi en güzel şekilde yapanlar, ihsan derecesine erenler, ihsânkâr olanlar) için daha güzeli (yâni cennet) ve ziyâde (Allah'ı görmek) vardır buyurulur.)


Bu hadîste Resülüllah (s.a.v.), Allah'ın Cennette, cennetliklere verdiği nimetler sonsuz olduğu halde, onların O'nun cemâlini seyretmekten daha sevimli bir nimete nail olamayacaklarını ifade ediyor. Elbette onlar için en sevimli ve en güzel nimet budur. Çünkü bundan alınan zevk ve duyulan lezzet başka şeyden alınamaz. Sevilenin, arzu edilenin duyulması lezzetidir bu. Ve bir şey insana ne kadar sevgili ise, sevgisi ne kadar fazla olursa, onu elde etmenin lezzeti de o kadar çok olur.


Mezid gününün (âyette geçen «ziyâde», yani Allah'ı görme gününün) Cuma günü olduğu rivayet edilmiştir. Tabiî bu gün, âhiret günlerinden bir gündür. Hadîslerde ve haberlerde bunu doğrulayan birçok ifâde bulunmaktadır. Allah Teâlâ kâfirler hakkında şöyle buyurur :
«Kesinlikle, onlar o gün Rablerinden perdelenecekler (O'nu göremeyecekler), sonra onlar çılgın bir ateşe gireceklerdir». (83 Mutaffifin 15-16)


O halde görememenin ızdırabı, azabların en büyüğü, O'nu görmenin lezzeti de mükâfatların en yücesidir. İnsanların yaratıklardan aldıkları nasib ise, hiçbir zaman Allah'tan alacakları nasîb derecesine denk olamaz.
İşte bu iki asıl, Kitâb ve Sünnetle sabittir. İlim ve îman ehli olanlar bunu kabul ederler. Arif -i billâh büyük sûfîler de bunu dillerinden düşürmezler. Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâat bunlara îman eder, halk bunlara inanır. Çünkü bu, Allah'ın insanlara verdiği fıtrî bir özelliktir.


Onlar, bu temel ilkeleri inkâr edenlerle de gerek âyet ve hadîslerle, gerekse zevk ve vecdleriyle delil getirerek mücâdele ettiler. Çünkü zevk ve vecd hâlini yaşayan bir insanın bu hâli, zevk ve lezzeti inkâr edene karşı bir delildir. Bazan benzerleriyle kıyâsa giderek aklî yoldan da bunların hak olduğunu isbât ettiler.
 
Üst Ana Sayfa Alt