Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Allah'ın Emrini Yapmamak, İnkar Etmek Gibi midir?

Mercan Çevrimdışı

Mercan

Eski nick : Salih Kul
İslam-TR Üyesi
selamun aleykum,
kardeşler aşağıdaki al-i imran-4'de geçen "inkar edenler için şiddetli bir azap vardır." cümlesi Allah'ı inkar edenler için mi kullanılmıştır?
aklıma gelen ilk şu soru oldu? Yüce Allah'ın kitabında yapmamızı emredip bizim yap(a)madığız, yapmamamızı emredip bizim yaptığımız (amel) işlerden dolayı inkarcı durumuna düşüyor muyuz? Daha da açayım, olmazsa olmazımız 5 vakit namaz (teheccüdle 6-vakit) dan unutarak veya vakit yetiremeyerek veya uyuyarak veya safsaklayarak kaçırdığımız vakitlerden dolayı yapmamaktan ötürü bir inkar doğar mı?
Namazı misal verdim, örnekleri çoğaltabiliriz. Faiz belası, miras hukuku, ceza hukuku.
(1-ceza hukukunda topu devlete atıp, sorumluluğu sisteme mi yüklemek lazım.) KESİNLİKLE HAYIR, ÖYLEYSE=>
(2-hüküm veren olarak devleti tanımıyorsam, zinayı alenen yapan aklıönünde zavallıya kırbacı vuramamaktan dolayı sorumluğumu düşünüyorum.)
Meali okudukça; yapılması ve yapılmaması gerekenleri görüyor ve altında ezildiğimi hissediyorum.
Önce soruma cevap, ardından hayırlı dualarınızı bekliyorum.
Allah hepinizden razı olsun kardeşler.
Daha önce de, insanlara doğru yolu göstermek üzere Furkan'ı indirmiştir. Bilinmeli ki, Allah'ın ayetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah, suçlunun hakkından gelen mutlak güç sahibidir. Âl-i İmrân / 4
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Salih Kul;302424' Alıntı:
selamun aleykum,
kardeşler aşağıdaki al-i imran-4'de geçen "inkar edenler için şiddetli bir azap vardır." cümlesi Allah'ı inkar edenler için mi kullanılmıştır?
aklıma gelen ilk şu soru oldu?

Yüce Allah'ın kitabında yapmamızı emredip bizim yap(a)madığız, yapmamamızı emredip bizim yaptığımız (amel) işlerden dolayı inkarcı durumuna düşüyor muyuz?

Daha da açayım, olmazsa olmazımız 5 vakit namaz (teheccüdle 6-vakit) dan unutarak veya vakit yetiremeyerek veya uyuyarak veya safsaklayarak kaçırdığımız vakitlerden dolayı yapmamaktan ötürü bir inkar doğar mı?

Namazı misal verdim, örnekleri çoğaltabiliriz. Faiz belası, miras hukuku, ceza hukuku.
(1-ceza hukukunda topu devlete atıp, sorumluluğu sisteme mi yüklemek lazım.) KESİNLİKLE HAYIR, ÖYLEYSE=>
(2-hüküm veren olarak devleti tanımıyorsam, zinayı alenen yapan aklıönünde zavallıya kırbacı vuramamaktan dolayı sorumluğumu düşünüyorum.)
Meali okudukça; yapılması ve yapılmaması gerekenleri görüyor ve altında ezildiğimi hissediyorum.
Önce soruma cevap, ardından hayırlı dualarınızı bekliyorum.
Allah hepinizden razı olsun kardeşler.
Daha önce de, insanlara doğru yolu göstermek üzere Furkan'ı indirmiştir. Bilinmeli ki, Allah'ın ayetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah, suçlunun hakkından gelen mutlak güç sahibidir. Âl-i İmrân / 4
Aleykum selam we rahmetullah;
Sormuş olduğunuz Âl-i İmran suresi 4. ayetin açıklamasını İmam Tâberi'den inceleyelim:

"Ey Muhammed, Allah, sana geçmiş kitapları tasdik eden hak bir kitap indirdi. İnsanlara doğru yolu göstermek için daha önce de Tevrat ve İncili indirmişti. Şimdi ise hak ile bâtılı ayıran (Kur'anı) indirdi. Şubhesiz ki Allanın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azab vardır. Allah, her şeye galibdir, hak edenlerin cezasını verendir." (Âl-i İmran 3 - 4)

Ey Muhammed, Rabbin sana, Tevrat ve İncile tâbi olanların ihtilaf ettikleri hususlarda, hakkı ortaya koyan bu kitabı indirdi. Bu kitap, Allah tarafından, önceki Peygamberlere indirilen kitapları tasdik eden bir kitaptır. Rabbin bu kitaptan önce, insanlara Allahın birliğini ve dininin hükümlerini açıklamak için Musa'ya Tevratı, İsa'ya da İncili indirmiştir. Şimdi ise İsa hakkında ve diğer hususlarda hak ile bâtılı ayırdeden ve akılları tatmin edici kesin bir delil olan Kur'an-ı indirdi.
Şubhesiz ki Allahın âyetlerini, ilahlığını ve birliğini gösteren delilleri inkâr eden, İsa'yı ilah ve rab kabul eden kâfirlere, kıyamet gününde şiddetli bir azab vardır. Allah, hükümranlığında her şeye galibdir. Azab etmeyi dilediği zaman, yapacağı azabı önleyecek hiçbir kimse yoktur. Allah, hak edenlerin cezasını verendir. Âyetlerini ve diğer delillerini inkâr edenlerden intikam alandır.

Bu âyet-i kerime, gerçek açıklandıktan sonra ona karşı inat edenler ve delillerle isbat edildikten sonra doğru yoldan ayrılanlar için bir ikaz ve tehdittir.
Ayet-i kerimede zikredilen ve "Hak ile bâtıl ayırdeden" diye tercüme edilen kelimesi, Muhammed b. Cafer b. Zubeyr tarafından İsa (a.s.) hakkında ileri sürülen iddialar hususunda hakkı bâtıldan ayıran şeklinde izah edilmiş, Katade ve Reb'i b. Enes tarafından ise "îslam'ın bütün hükümleriyle hakkı bâtıldan ayıran" diye izah edilmiştir. Bunlara göre burada Kur'an-ı Kerim'in sıfatıdır. Allah teala, Kur'anı Muhammed (s.a.v.) e indirerek hak ile bâtılın arasını ayırmıştır. Kur'anla nelerin helal nelerin haram olduğunu açıklamış, ceza hükümlerini beyan etmiş, farzları emretmiş, kendisine itaat edilmesini istemiş ve kendisine isyan edilmesini yasaklamıştır. İşte bu yolla Kur'an hak ile batılı birbirinden ayırmıştır.
Tâberi buradaki kelimesinin, Rasulullah ile İsa hakkında tartışan Hristiyanlann arasını ayırdeden mânâsına yorumlanmasının daha evla olduğunu söylemiştir. Zira bundan önceki âyette Allah teala, Muhammed (s.a.v.)'e kitabı indirdiğini beyan ederek Kur'anı indirdiğini zikretmiştir. Burada zikredilen nida Kur'an mânâsına almak faydasız bir tekrar olur ki, bu ilahi kelamda bulunmaması gereken bir şeydir. (Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri)

Ayette inkârdan kasıt, İslam'ı, Kur'an-ı Kerimi ve Muhammed (s.a.v.)'e iman etmeyenlerin şiddetli bir azab ile cezalandırılacağı bildirilmiştir. Âyetteki "Allah'ın ayetlerini inkar etmek"ten maksad, İslam dinini kabul etmemek (kâfir) olduğundan, İslam dinini kabul etmiş fakat bazı beşeri zaaflarından dolayı Allahın emrettiği bazı emir (ibadet) ve nehiylerin "inkâr kastı olmaksızın" yapılamaması (sadece namazın "inkâr kastı olmasa da terki durumunda Ahmed bin Hanbel'in ictihadına göre kişi kâfir olur), Âl-i İmran 4. ayetteki bahsi geçen inkar/kâfirlik kapsamına girmemektedir. Fakat günah kategorisine girmesi kuvvetle muhtemeldir.

İlgili Konu :

Namazı Terk Etmenin (Kılmayanın) Hükmü
https://www.islam-tr.org/konu/namazi-terk-etmenin-kilmayanin-hukmu.11226/
 
Üst Ana Sayfa Alt