Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Abdeste Başlarken Bismillah Demenin Hükmü Nedir?

S Çevrimdışı

Seyyid Talha bin Asım

Sen neden korkuyorsun ölmek varken kaderde?!.
Banned
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

‘Abdest almayan kimsenin namazı, abdeste başlarken Bismillah demeyen kimsenin de abdesti yoktur!’ buyurdu.”

Ahmed 2/418, Ebu Davud 101, İbni Mace 399, Darekutni 1/71, Hakim 1/1476

Hocam çoğu fıkıh kitabında "Besmele", Abdestin Sünnetleri başlığı altında geçmekte. Hatta güvenilir bir fıkıh kitabında Abdestin Sünnetleri başlığı altında bu hadis-i şerif'i vermiş ve bu hadis-i şerif'e göre Besmele'nin sünnet olduğuna işaret ediyor. Yukarıda bulunan hadis-i şerif'in şerhi nedir? Türkçesinden anladığımz kadarıyla "...abdeste başlarken Bismillah demeyen kimsenin de abdesti yoktur!". Allah Razı olsun. Haklarınızı helal edin İnşeallah.

السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullâhi we berâkâtuh;

Ebu Hurayra (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
"Abdest olmayanın namazı, abdeste başlarken besmele çekmeyen kimsenin de abdesti yoktur.”
(Ebû Dâvud, Tahârat, Bab 48, Hadis no: 101, 102; Tirmizî, Tahâra, 20; İbn Mâce, Tahâra 41; Dârimî, vudu ' 25; Ahmed b. Hanbel, II, 418; III, 41; IV, 70; V, 38; VI, 382; Dârakutni 1/71; Hakim 1/1476)

Rabîa (b.Ebî Abdurrahman) dan "Abdeste başlarken besmele çekmeyen kimsenin abdesti yoktur" hadisini "âbdest alıp da namaz abdestine niyyet etmeyen, yıkanıp da cunubluğu gidermeye niyyet etmeyen kişi" olarak yorumladığı nakledilmiştir.

Âliyyu'l-Kaarî'nin Kâdî'dan naklettiğine göre bu hadis-i şerifteki "yoktur" anlamına gelen "Lâ" kelimesi;
1- Hakiki mânasında kullanıldığı zaman, bir şeyin yok olduğunu ifâde der,
2- Mecazen mânasında, bir şeyin sahih olmadığından dolayı nazar-i itibara almaya değmediği anlamına gelir.
3- Mecazen, o şeyin "kâmil olmadığı" mânâsını da ifâde eder.

Binaenaleyh "abdesti olmayanın namazı yoktur" cümlesinde "Lâ" kelimesi, hakiki manasında kullanılmıştır ki, abdesti olmayan kimsenin gerçekte namazı da yoktur. "Besmele çekmeyenin abdesti yoktur" cümlesinde ise, mecazi anlamda kullanılmıştır ki, "abdeste başlarken besmele çekmeyenin abdesti kâmil değildir" demektir.
"Mescide komşu olanın mescid dışında namazı yoktur" (Suyûtî, el Câmi'u's- Sağîr II, 210) cümlesinde olduğu gibi... Bununla beraber besmele ile ilgili cümledeki "lâ" kelimesi üzerinde ulemâ arasında görüş farkları vardır:

Zahirî'lere, İshâk'a ve Ahmed bin Hanbel'e göre: "Kasden besmele çekilmeyen abdest sahih değildir, iadesi gerekir.”
Delilleri: Yukarıdaki hadis-i şerif ve onu te'yid eden diğer hadislerdir.

Şafîî', Malik'e ve Hanefi'lere göre ise, besmele çekmeyenin abdestinin kemâli yoktur. Fakat sahihtir.
Delilleri: Dârakutnî ve Beyhakî'nin naklettiği şu hadis-i şeriftir:
"Kim besmeleyle abdest alırsa, bütün vücudunu temizlemiş olur, kim de besmelesiz abdest alırsa sadece abdest organlarını temizlemiş olur." (Aynî, Binaye I, 136-137; Zeylâî, Nasbıı'r-râye 1, 7)
Ancak bu hadis-i şerifin senedinde Abdullah b. el-Hakan ez-Zahirî vardır ki hakkında hadis uydurduğu söylentileri vardır. Fakat bu hadis-i şerif yine Dârakutnî ve Beyhakî tarafından başka senetlerle rivayet edilerek kuvvet kazanmıştır. (Aynî, Binaye 1,137)

İbn Seyyidi'n- Nâs'ın Tirmizî'de bu hadis üzerinde yaptığı açıklamaya göre mevzumuzu teşkil eden bu hadisi bazı râviler: "Besmele çekmeyenin abdesti kâmil değildir" şeklinde rivayet etmişlerdir ki, eğer bu rivayet sabitse, bu ikinci görüşün doğruluğunda şubhe yoktur.
İmam Tahâvî, Rasûlullah (s.a.v.)'in Allah'ın ismi olan selâm kelimesini abdestsiz ağzına almayı çirkin gördüğünü ve selamı abdestli olarak almayı arzu ettiğini, ifâde eden hadisi (Ebû Dâvud, Tahârat, Bab 8, Hadis no: 17; Nesai, Tahara 6; İbn Mâce, Tahare, 27) delil getirerek abdest için besmelenin şart olmayıp sünnet olduğunu söylemiştir.

Menbel yazarının açıklamasına göre "besmelesiz abdest olmaz" hadisinin, besmeleyi kasden terkedenlere yukarıda tercemesini sunduğumuz Darakutnî ile Beyhakî'nin rivayet ettikleri hadisin de besmeleyi unutarak terk edenlere ait olduğunu kabul ettiğimiz zaman, hadisler arasında bir çelişki kalmaz.

İbnu'l-Humâm ise, bu mevzuda şunları söylemektedir:
"Abdestin başında besmeleyi unutan kimse sonra onu hatırlar da abdestin ortasına besmele çekerse, sünneti yerine getirmiş olmaz. Ama yemek ortasında çekilirse, sünnet işlenmiş olur."

Keza Hidâye şerhlerinden tnâye'de de şöyle denilmektedir: "Abdest tek bir iş olduğundan ortasında çekilen besmele yetmez ama yemeğin her lokması ayrı bir iş olduğundan besmelesiz yenen lokmaları telâfi edemezse de yemek arasında çekilen besmele, çekildiği andan itibaren yenecek olan lokmaların sünnet üzere yenilmiş olmasına kifayet eder."

İmam Nevevi’nin açıklamasına göre besmelenin, abdestin sıhhatinin şartı olmayıb kemâlinin şartı olduğunun en büyük delili "Besmeleyle başlamayan hiç bir önemli iş tam değildir" (Suyûtî el-Câmiu's-Sağîr, II, 97) hadis-i şerifidir.


Abdestte Besmele'nin Hükmü :

Zahirîlere göre besmele çekmek abdestin sıhhati için farzdır.
Ahmed b. Hanbel'den gelen bir rivayete göre ise besmele, hatırlayan kimse için abdestin sıhhati bakımından farzdır.
Hanbelî Mezhebine göre ise, abdeste, gusûl ve teyemmüme başlarken besmele çekmek farzdır. Besmeleyi bilerek terk edenin abdesti olmaz. Ancak, “besmele” çekmesini bilmeyen veya bildiği halde unutan kimsenin aldığı abdest geçerlidir. (Cezırî, el-Mezahibu’l-Erbaa, Abdest ve Gusûl Bölümü)
Binaenaleyh besmeleyi kasten terk edenin abdesti sahih değildir. Fakat unutarak terk etmek abdestin sıhhatine zarar vermez. Besmelenin yerini de hiç bir şey tutmaz. Bir kimse meselâ, "bismi'l Kuddûs" dese besmele çekmiş olmaz.

Besmele aynı zamanda gusûl ve teyemmum için de farzdır.

Hanefi, Mâlikî ve Şâfîîlere göre ise, besmelenin hükmü sünnettir. Bir rivayete göre, Ahmed b. Hanbel'in de görüşü budur.
Besmele şu lâfızlardan ibarettir. Bismillah, velhamdulillah, Hanefi kitablarından Fethu'l-Kadir'de şöyle deniliyor: "Besmelenin lâfzı ashab-ı kiram, tabiîn ve tebe-i tabiînden nakledilegelmiştir. Buna göre, abdest alırken Bismillâhilâzim, velhamdulillahi alâ dini'l- İslam denilmelidir. Efdal olanın (eûzu)'den sonra Bismillâhir- Rahmani'r Rahîm demek olduğuna da işaret edilmiştir.
el-Muctebâ isimli eserde bu iki şekil birleştirilmiştir. el-Muhît isimli eserde ise, eğer bir kimse Lâ ilahe illallah ve elhamdulillah veya eşhedu enlâilahe illallah dese, besmele yerine geçer" denilmektedir. (İbnu'l-Humam, Fethu'l-Kaadir, 1, 14)
Şâfiîlerde bismillah yeterlidir, fakat Bismillâhir- Rahmani'r Rahîm demek daha faziletlidir.

 
Üst Ana Sayfa Alt