Öyle bir zikir düşünün ki çocuğunuz olmadığında size çocuk olacak, yağmur yağmadığında size yağmur olacak, fakir olup geçinemediğinizde size rızık olacak...
Böyle bir zikrin varlığından haberi olan bir Müslüman bilsin ki rahmet kapısına gelmiş, Rahman ona en büyük lütuflardan birini lütfetmiştir. Çünkü bu zikir bir kurtuluştur. Çünkü bu zikrin etkisi hayatınızı en önemlisi de kalbinizi kuşatmaktadır. Buna nail olmak ise hiçte zor değildir. Sizden beklenen tek şey onu kalbinizden ve dilinizden düşürmemektir...
Şimdi ey dünya telaşına düşmüş ve kalpleri katılaşmaya yüz tutmuş gafiller sizi müjdeliyorum! Ey ayakları günah çukurunda param parça olmuş günahkarlar sizi müjdeliyorum! Ey sıkıntılardan bunalmış kalplerine kasvet düşmüş acizler sizi müjdeliyorum! Ve ey kalbi zikre aç müslümanlar sizi müjdeliyorum; rahmet kapınıza geldi:
Birgün adamın biri İbni barzak’a gelir ve derki; "Ey hazret evlendim, seneler geçti fakat hala bir çocuğum olmadı". İbni barzak rahmetullahi aleyh kendisine; "istiğfar getir “estağfirullah elazim” kelimesini dilinden eksik etme" der. Birkaç ay sonra adam tekrar gelir ve derki; "Ey hazret dediğini yaptım karım hamile kaldı" der. Başka bir adamda Hasan Basri'ye gelir ve derki; "Ey Hasan Basri gökyüzü yağmuru kesti, kıtlık vardır". Hasan basri rahmetullahi aleyh; "istiğfar getir “estağfirullah elazim” kelimesini dilinden eksik etme" der. Başka biri gelir yine Hasan Basri'ye; "Ya Hasan Basri çok fakirim ekmek bulamıyorum" der. Hasan Basri bu kişiye de; "istiğfar getir “estağfirullah elazim” kelimesini dilinden eksik etme" der. Ardından meclistekiler Hasan Basri'ye her gelip şikayet edene “istiğfar getir “estağfirullah elazim” kelimesini dilinden eksik etme” diyorsun diyerek bir nevi sitem ederler. Hasan Basri onlara; "Allah tealanın şu ayetini okumuyormusunuz?" diyerek onlara Nuh suresinin 10-12 ayetlerini okudu;
فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ اِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا يُرْسِلِ السَّمَاءَ عَلَيْكُمْ مِدْرَارًا وَيُمْدِدْكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَنٖينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ اَنْهَارًا
"Dedim ki: ‘Rabbinize istiğfar getirin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır.’ ‘Bağışlama dileyin ki, üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.’ Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın."
Böyle bir zikrin varlığından haberi olan bir Müslüman bilsin ki rahmet kapısına gelmiş, Rahman ona en büyük lütuflardan birini lütfetmiştir. Çünkü bu zikir bir kurtuluştur. Çünkü bu zikrin etkisi hayatınızı en önemlisi de kalbinizi kuşatmaktadır. Buna nail olmak ise hiçte zor değildir. Sizden beklenen tek şey onu kalbinizden ve dilinizden düşürmemektir...
Şimdi ey dünya telaşına düşmüş ve kalpleri katılaşmaya yüz tutmuş gafiller sizi müjdeliyorum! Ey ayakları günah çukurunda param parça olmuş günahkarlar sizi müjdeliyorum! Ey sıkıntılardan bunalmış kalplerine kasvet düşmüş acizler sizi müjdeliyorum! Ve ey kalbi zikre aç müslümanlar sizi müjdeliyorum; rahmet kapınıza geldi:
Birgün adamın biri İbni barzak’a gelir ve derki; "Ey hazret evlendim, seneler geçti fakat hala bir çocuğum olmadı". İbni barzak rahmetullahi aleyh kendisine; "istiğfar getir “estağfirullah elazim” kelimesini dilinden eksik etme" der. Birkaç ay sonra adam tekrar gelir ve derki; "Ey hazret dediğini yaptım karım hamile kaldı" der. Başka bir adamda Hasan Basri'ye gelir ve derki; "Ey Hasan Basri gökyüzü yağmuru kesti, kıtlık vardır". Hasan basri rahmetullahi aleyh; "istiğfar getir “estağfirullah elazim” kelimesini dilinden eksik etme" der. Başka biri gelir yine Hasan Basri'ye; "Ya Hasan Basri çok fakirim ekmek bulamıyorum" der. Hasan Basri bu kişiye de; "istiğfar getir “estağfirullah elazim” kelimesini dilinden eksik etme" der. Ardından meclistekiler Hasan Basri'ye her gelip şikayet edene “istiğfar getir “estağfirullah elazim” kelimesini dilinden eksik etme” diyorsun diyerek bir nevi sitem ederler. Hasan Basri onlara; "Allah tealanın şu ayetini okumuyormusunuz?" diyerek onlara Nuh suresinin 10-12 ayetlerini okudu;
فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ اِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا يُرْسِلِ السَّمَاءَ عَلَيْكُمْ مِدْرَارًا وَيُمْدِدْكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَنٖينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ اَنْهَارًا
"Dedim ki: ‘Rabbinize istiğfar getirin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır.’ ‘Bağışlama dileyin ki, üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.’ Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın."