Çevrimdışı
Basın Açıklaması
Bismillah elhamdülillah esselatu vesselamu ala rasulillah
Estauzübillah
Rabbişrahli sadri ve yessirli emri…
Taha suresinden okumuş olduğum bu duayı, Hz Musa Firavunu doğru yola çağırmak üzere görevlendirildiğinde okumuştu. Bizler de bugün ODTÜ’lü müslüman öğrenciler olarak firavunlașan siyonist, terörist işgalci israili, onun en büyük işbirlikçisi ABD’yi ve işlevsiz hale gelmiş uluslararası kuruluşları protesto etmek üzere toplanmış bulunmaktayız.
Müslüman Coğrafyalar, on yıllardır küresel emperyalist güçlerin tasallutu altında iken, güya evrensel barışı tesis etmek için kurulduğu söylenen Birleşmiş Milletler’in işlevsizliği dün Srebrenitsa'da, Hocalı’da, Grozny'de yaşanan katliamlarda görüldüğü gibi bugün de İsrail'in soykırımında tekrar ayyuka çıkmıştır. 7 aydır engel olunamayan bu soykırımın son aşaması da 1.5 milyon insanın sıkışıp kaldığı Refah bölgesine, ateşkes müzakereleri devam ederken yapılan saldırı ile başlamıştır.
Müslüman Coğrafyaları ve Müslümanları, yer yer de ülkemizi insan haklarına uymamakla suçlayıp mahkum etmeye çalışan, Müslümanları Suriye'de, Irak'ta Doğu Türkistan'ta, Afganistan'da yıllardır sömüren, öldüren ve işkenceye tabi tutanların; Aksa Tufanı operasyonu sonrasındaki tutumları, suskunlukları ve Amerikan üniversitelerindeki İsrail karşıtı protestolara yapılan polis müdaheleleri tekraren göstermiştir ki:
Dünyaya sözde insan hakları olarak dayatılan şey yalnızca yahudi haklarıdır. Özgür düşünce, siyonizme dokunana kadar özgürdür.
Bunların yanı sıra, öz eleștirimizi de yapmamız gerekmektedir. Peygamberimiz “müminler bir vücudun azaları gibidir” buyurmasına rağmen Müslüman ülkelerin ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın İsrail soykırımına karşı aksiyonunun kınamaktan ve küçük birkaç yaptırımdan öteye geçmemesi hepimiz için bir sorgulama ve utanç vesilesi olmuştur.
Özetle; Aksa Tufanı operasyonu, küresel güç haline gelmiş devletlerin iki yüzlülüğünü, sözde Birleşmiş Milletler barış düzeni ve uluslararası kuruluşların çürümüşlüğünü göstermiştir.
Artık insan hakları beyannamelerinin, uluslararası sözleşmelerin ve Batının yalanlarının devri geçmiştir.
Terörist Siyonist İsraille mücadelenin diplomasi ve sahte insan hakları lafları ile olamayacağını bize fark ettiren Filistin halkını ve direnişçileri selamlıyoruz.
Bu uğurda şehadet mertebesine erişen başta ODTÜ Mezunu Hasan Mamon abimiz olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyoruz.
Allah onlardan razı olsun.
Başta ODTÜ’lü öğrenci arkadaşlarımız olmak üzere tüm vicdan sahibi insanları İsrailin ve siyonizmin zulmüne alışmamaya, elimizle engelleyemediğimiz bu zulümden dilimizle insanları haberdar etmeye, bu zulme destek olan kişi, kurum, şirket ve devletlere boykotu sürdürerek direnişi desteklemeye davet ediyoruz.
Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.
(Ali İmran 139)
Taleplerimiz
Okulumuzdan beklentilerimiz:
- ODTÜ ve İsrail üniversiteleri arasında yapılmış tüm öğrenci değişim programları ve iş birliği anlaşmalarının iptali ve bunun duyurulması
- ODTÜ içindeki resmi ve özel işletmelerde boykotlu ürünlerin kaldırılması
Devletimizden beklentilerimiz:
- Ticarette olduğu gibi, İsrail'e ulaşan her türlü kaynağın (petrol vs) geç olmadan kesilerek tam kapsamlı bir ambargo uygulanması
- Gazze'nin dünyaya açılan kapısı olan Refah sınır kapısının işgali sonrasında daha da önem kazanan, Türkiye’den yola çıkıp Gazze ablukasını kırma hedefi olan yardım gemilerinin engellenmemesi, hatta önünün açılarak destek olunması.
