I
Çevrimdışı
1- Namazın Terki Küfürdür.
Allah Teala müşrikler hakkında şöyle buyuruyor; "Eğer tevbe eder, namazı kılar, zekatı verirlers e onlar sizin din kardeşlerinizdir."(Tevbe 11) Yani, şirklerinden ve küfürlerinden tevbe ederler, namazların farz olduğuna inanarak kılarlar, şartlarını yerine getirirle rse ve farz olan zekatı verirlers e onlar İslam dininde kardeşlerinizdir. Ayetin mefhumu; şirkinde, namazı terk etmede veya zekatı terkte ısrar eden sizin İslam'da din kardeşleriniz değildir demektir.
Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem buyuruyor ki; "İnsanlarla "La ilahe illallah deyinceye, namazı kılıncaya ve zekatı verinceye kadar savaşmakla emrolundu m. Bunları yaptıkları takdirde kanlarını ve mallarını benden ancak İslam hakkıyla korumuş olurlar. Hesapları ise Allah'a aittir."(Buhari ve Müslim)
Cabir Bin Abdullah r.a.'den; Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu ki; "Kişi ile küfür arasında namazın terki vardır."(Müslim)
Yine buyurdu ki; "Kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır."(Müslim)
Diğer metninde şöyle geçer; "Kul ile küfür arasında ancak namazın terki vardır." Diğer bir hadiste de şöyle buyurmuştur; "Bizimle onlar arsındaki ahit namazdır. Kim onu terk ederse kafir olur."(sahihtir.)
Mihcen Bin el-Edra el-Eslemî, Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'in bulunduğu mecliste namaz için ezan okudu. Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem namaza kalktı, Mihcen ise yerine döndü. Ona; "Sen müslüman değil misin? Neden bizimle namaz kılmıyorsun?" buyurdu. Dedi ki; "Ben evde kılmıştım" bunun üzerine Rasululla h şöyle buyurdu; "önceden kılmış olsan da buraya geldiğinde insanlarl a beraber namaz kıl."(Sahih) bunun anlamı; "Eğer müslüman isen kılarsın" demektir.
Müminlerin emiri Ömer Bin el-Hattab r.a. dedi ki; "Namazı terk edenin islamdan bir nasibi yoktur." Diğer bir rivayette şöyle demiştir; "Namazı terk edenin İslam'da bir hakkı yoktur."
İbn Mesud r.a. dedi ki; "Namazı terk edenin dini yoktur."(Hasendir.)
Abdullah Bin Şakik Ebu Hureyre r.a.'den rivayet ediyor; "Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem'in sahabeler i namazın terki dışında bir amelin terkini küfür olarak görmezlerdi[42]."(Sahihtir)
Ebud Derda r.a.'den; "Namazı olmayanın imanı, abdesti olmayanın da namazı yoktur."(sahihtir.)
İbrahim en-Nehaî dedi ki; "Namazı terk eden kafir olmuştur." Eyyub dedi ki; "Namazı terk edenin kafir olduğu konusunda ihtilaf edilmemiştir."
İmam Ahmed rahimehul lah dedi ki; "Kişinin namaz kılmayan, cünüplükten gusletmey en ve Kuran öğrenmeyen eşiyle kalmasının helal olmamasından korkarım."[43]
İbnul Cevzi rahimehul lah diyor ki; "Bedeni sıhhatli olmasına rağmen namaz kılmayanın şahitliği geçersizdir. Müslümanın onu yedirmesi, kızını onunla evlendirm esi, onunla aynı çatı altına girmesi helal olmaz."[44]
Farz olduğuna inandığı halde tembelliğinden dolayı namazı terk edenin küfrünün dinden çıkaran küfür olmasında alimler ihtilaf ettiler. O halde biz namazı terk edenin kulağına şunu fısıldayalım;
Tevhid dini olan İslam dinine mensup olman ve Muhammed sallallah u aleyhi ve sellem'in ümmetinden olmanın alimler arasında ihtilaf sebebi olması seni razı eder mi? Bir grup alim; "Sen kanı, malı helal olan kafirsin, müşriksin, sen yaşamayı hak etmiyorsu n! Müslümanların veliyul-emri seni mürted olduğun için öldürmelidir. Senin müslüman bir kadınla evlenmen caiz değildir. Şer'an çocuklarının velisi de olamazsın. Sen ne varis olabilir, ne de miras bırakabilirsin. Sen ölünce yıkanmaz, cenaze namazın kılınmaz ve Müslümanların kabristanına gömülemezsin! Sen firavun, haman, Ubey Bin Halef ve diğer din düşmanlarıyla beraber sonsuza kadar cehennemd e kalacaksın" derlerken, diğer bir grup alim; "Bilakis sen (kafir olmasan da) fasık, isyankar, günahkar birisin. Namazı terk etmede ısrar edersen ceza olarak öldürülmen gerekir!.." diyor.
Ey namazını terk eden!
Namazın senden şikayetçi
Vakitleri nde diyor ki;
Allah beni terk edene lanet eder
2- Namazın Terki En Büyük Günahtır
Muhammed Bin Nasr el-Mervezî'den; İshak (Bin Rahuye) şöyle dedi; "Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem'den namazı terk edenin kafir olduğuna dair rivayetle r sahih olarak sabit olmuştur[45]. Aynı şekilde Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem'in ashabından ilim ehli, özürsüz olarak kasten bir namaz vaktini kılmadan geçirenin kafir olduğu görüşündedirler."
İmam İbn Hazm rahimehul lah der ki; "Şirkten sonra vakti çıkıncaya kadar namazın kılmamaktan ve haksız yere bir mümini öldürmekten büyük bir günah yoktur."[46]
Muhakkik İmam İbn Kayyım el-Cevziyye rahimehul lah diyor ki; "Müslümanlar farz namazın kasten terk edilmesin in en büyük günah olduğunda ihtilaf etmemişlerdir. O Allah katında, bir kimseyi öldürmenin günahından, hırsızlıktan, zinadan ve içki içmekten daha büyük bir günahtır. Namazı terk eden, Allah'ın gazabına, dünyada ve ahirette aşağılanmaya maruzdur."[47]
İmam Zehebi rahimehul lah diyor ki; "Namazı vaktinden erteleyen büyük günah sahibidir . Bir vakit namazı hiç kılmayan zina etmiş veya hırsızlık yapmış gibidir. Zira namazı terk etmek veya onu kaçırmak büyük günahtır. Bunu yinelerse o büyük günah ehlinden olur. Ancak tevbe ederse o başka. Şüphesiz namazı terk etmeye devam etmek, onu hüsrana uğrayan bahtsız mücrimlerden yapar."[48]
3- Namazın Terki Nifaktır
Allah Teala buyuruyor ki; "Şüphesiz münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar; halbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı da pek az hatıra getirirle r."(Nisa 142) Yani; onlar gösteriş için namaz kılarlar ve bu onlara ağır gelir. Ondan sevap ummazlar ve terkinden dolayı uğrayacakları cezaya inanmazla r.
İbn Abbas r.a.'nın şöyle dediği rivayet edilmiştir; "Kişinin namaza üşenerek kalkması[49] çirkin görülmüştür. Lakin güler yüzle, azimle, istekle ve sevinerek kalkması gerekir. Çünkü Allah ile münacat yapacaktır. Allah şüphesiz kendisine yöneleni affeder ve dua ederse duasını kabul eder."
Allah Azze ve Celle münafıklar hakkında şöyle buyurur; "Onların harcamala rının kabul edilmesin i engelleye n, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmeleri, namaza ancak üşenerek gelmeleri ve istemeyer ek harcamala rından başka bir şey değildir."(Tevbe 54)
İbn Abbas r.a. diyor ki; "Onlar eğer cemaat arasında olurlarsa namazı kılarlar. Yalnız iken ise kılmazlar." Onlar namazın sevabını ummazlar ve terk etmenin cezasından korkmazla r. Nifak ibadette üşengeçlik meydana getirir. Onların namaza rağbeti sadece insanların hoşnutluğunu kazanmak, iman ettikleri görüntüsü vermek, kınanmaktan kaçmak ve ganimet kazanmak içindir. Onlar namaza kalktıklarında üşenerek kalkar ve onu da huşu ve kalp huzuru ile kılmazlar. Onlar Yaratıcıdan yaratılmışlara kaçanlardır! Tıpkı Allah Teala'nın onlar hakkında buyurduğu gibi; "Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. [50] Onlar gösteriş yapanlardır, Ve hayra da mâni olurlar."(Maun 4-7)
Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem namazı geciktire nleri şöyle kötülüyor; "Bu münafığın namazıdır! –bunu üç defa tekrarladı – biriniz oturur, güneşi gözetler, şeytanın boynuzları arasına gelince – veya; şeytanın boynuzları üzerine gelince dedi – kalkar ve gagalar gibi dört rekat kılar ve onda da Allah'ı çok az zikreder"(Müslim)
En kötü münafık bile namazı üşenerek kılar, vaktini geciktire rek de olsa kılarken, ya hiç namaz kılmayanın, alnını Allah için secdeyle tanıştırmayanın hali ne olur !!?
Abdullah Bin Mesud r.a. cemaat ile namaz hakkında şöyle diyor; "Ancak münafıklığı bilinenle rin cemaatten geri kaldığını görürdük. Hasta olan adam bile iki kişi arasında gelir safa dururdu."(Müslim)
İbn Ömer r.a. dedi ki; "Biz bir kimseyi sabah ve yatsı namazlarında göremezsek onun hakkında kötü zanda bulunurdu k."(Sahihtir)
Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem münafıkların yatsı namazı ile ilgili durumu hakkında şöyle buyurmuştur; "Şayet onlardan biri yağlı bir kemik bulacağını bilse mutlaka gelirdi."(Müslim) Yani; şayet alabilece kleri bir dünyalık görseler ve buna emin olsalar mutlaka gelirler. Yine onların işlerinden ve adetlerin dendir ki; "Haydi şehvetlere gelin" desen, koşa koşa gelirler. Ama haydi namaza deyince üşenerek kalkarlar . Onlar günah konusunda sebatlıdır fakat taat konusunda hareketsi zlikte sebatlıdırlar.
Ebu Hureyre r.a.'den; Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu ki; "Münafıklara en ağır gelen namaz yatsı ve sabah namazlarıdır.[51] Şayet bu namazlard a olanı bilselerd i, sürünerek de olsa gelirlerd i. Ezan okutup namaza başlamayı, sonra halkın namazını kıldırması için yerime birini bırakmayı, sonra da beraberle rinde odun desteleri olan bir grup erkekle namaza gelmeyenl ere gitmeyi ve evlerini üzerlerine yıkmayı düşündüm."(Buhari ve Müslim)
Kurtubi rahimehul lah diyor ki; "Yatsı namazına gelmeleri nin ağır gelmesi, gündüz çalıştıklarından yoruldukl arı içindir. Sabah namazında ise uyku daha tatlı geldiğinden ağır gelir. Şayet kılıç korkusu olmasa yine gelmezler di."
Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem'in onlar hakkında şöyle demesi ne kadar doğrudur; "Şüphesiz Allah her kibirli kaba saba kimseden, oburdan, sokaklard a nara atandan, geceleri ceset gibi yatan gündüzleri merkep gibi çalışandan ve dünya işlerinin alimi olup ahiret işlerinin cahili olan kimseden nefret eder."(Sahihtir)
Münafıklar geceleri odun, gündüzleri gürültücü olur. Gece karanlığı onları örtünce odun gibi uyurlar. Ne Allah'ı zikrederl er ne de namaz kılarlar. Sabah olunca dünya hırsı ve tamahı ile gürültüye başlarlar. Bu yüzden onlar hakkında; "Gece ceset gibi yatan, gündüzleri merkep gibi olan" buyrulmuştur. Böyle denmesini n sebebi, gün boyunca dünya işi için çalışıp gece boyunca da ölü gibi hareketsi z yattıkları içindir. Katade r.a. diyor ki; "Münafık gece kalkamaz"
Münafıklar, kıyamet gününde müminlerin rablerine yaptıkları secdelere katılmak isteyecek ler, buna güç yetiremey eceklerdi r. Onlardan her hangi biri secde etmeye çalıştıkça sırt üstü kapaklana caktır. Zillet ve aşağılık içinde kalacakla rdır. Allah Teala buyuruyor ki; "O gün baldırdan açılır ve secdeye davet edilirler; fakat güç getiremez ler. Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde kendileri ni zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorl ardı (fakat yine secde etmiyorla rdı)."(Kalem 42-43)
4- Namazın Terki, Karalık, Karanlık ve Dünya İle Ahirette Helak Sebebidir
Namazı terk etmek, kalbi karanlıklaştırır ve yüzü karartır. Zira taat nurdur, günah karanlıktır. Karanlık kuvvetlen dikçe şaşkınlık artar. Öyle ki namazı terk eden yalnız başına karanlığa çıkan kör bir kimse gibi farkında olmadan sapıklıklara düşer. Bu karanlık kuvvetlen dikçe gözde belirir, sonra yüzü kaplar. Basiret ehlinin fark edeceği şekilde kararır. İşte o zaman kendisiyl e hayırlı insanlar arasında bir soğukluk meydana gelir. Bu soğukluk arttıkça onlardan uzaklaşır, onlardan faydalanm a bereketin den mahrum kalır. Rahman'ın taraftarl arından uzaklaştığı oranda şeytanın taraftarl arına yakınlaşır.[52] Bu hal, Cebbar ve Melik olan Allah'a arz olunacağı günde kötü arkadaşlarla beraber olmaya ve şerlilerden olmaya kadar sürer; "İşte onlar şeytanın yandaşlarıdır. İyi bilin ki şeytanın yandaşları hep kayıptadırlar."(Mücadele 19)
Abdullah Bin Amr r.a. peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor; "Kim namazı muhafaza ederse onun için kıyamet gününde bir nur ve bir burhan olur. Namazı muhafaza etmeyen için ise kıyamet gününde nur, burhan ve kurtuluş olmaz. O kıyamet gününde Karun, Firavun, Haman ve Ubey Bin Halef ile beraber olur."(sahihtir.)
Bazı ilim ehli şöyle der; “Namazı terk eden bu dört kimseyle haşrolunur. Çünkü namazı terk edeni, ya malı, ya reisliği, ya memuriyet i, ya da ticareti engeller. Namaz kılmaktan malı engelleye nler Karun’la beraber, saltanatı engelleye nler Firavunla beraber, memuriyet ve vezirliği engelleye nler, Haman ile beraber ve ticareti engelleye nler Mekke kafirleri nin tüccarı olan Ubey Bin Halef ile beraber haşrolurlar.”[53]
Allah'ın peygamber lerle, sıddıklarla, şehitlerle ve Salihlerl e arkadaşlık ile nimetlend irmesini, yukarıda sayılanlara arkadaşlık karşılığında satanlar ne kadar akılsız kimselerd ir! Allah'ın gazabı ve laneti onlar üzerinedir. Onlar için kötü bir varış yeri olan cehennem hazırlanmıştır!
5- Namazı Terk Etmek Kötü Sona Sebeptir
İmam Ebu Muhammed Abdulhak rahimehul lah der ki; "Bil ki, dış aleminde istikamet üzere olup, iç alemini ıslah eden kimsenin kötü sona düçar olduğu duyulmamıştır ve elhamduli llah böyle bir şey bilmiyoru z. Ondan Allah'a sığınırız. Kötü son ancak, aklında bozukluk olan veya büyük günahlarda ısrar edip de tevbe etmeden kendisine ölüm yetişen, ölüm anında şeytanın - Allah korusun - o dehşetli anda musallat olup koparması veya istikamet üzerinde olup da sonradan halinin değişmesi ve yolundan çıkması gibi durumlard a böyle kimselere bu sebeplerl e vaki olmuştur."[54]
Nitekim Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem; "Ameller ancak sonuçları iledir" buyurmuştur.(Buhari)
Yine buyurmuştur ki; "Her kul hangi halde öldüyse onunla diriltili r"(Müslim)
Namazı kötü kılmak kötü sonu hazırlayan sebeplerd en olunca, onu hiç kılmamak nasıl olur?!! Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem rükusunu tam yapmayan, secdesini de gagalar gibi yaparak namaz kılan birini görünce şöyle buyurur; "Şayet bu durumda ölseydin, Muhammed'in (sallallah u aleyhi ve sellem) dini dışında bir din üzere ölmüş olurdun."(Hasendir)
Namazı terk edenlerin ölüm hallerine şahid olan nice kimseler bundan ibret almışlar, durumun ciddiyeti onlara gizli kalmamıştır. Kalbi Allah'ın zikrinden gafil olan, hevasına uyan ve işi ihmalkarlık olan kimse nasıl güzel sona muvaffak olabilir? Namazı zayi eden ve onu terk etmekte ısrar eden kimse nasıl kötü sona uğramaz?!!
6- Namazı Terk Etmek Kabir Azabına Sebeptir
Allah Teala buyuruyor ki; "Kim de benim ‘zikr’imden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır” (Tâhâ, 124) Bu ayette geçen sıkıntılı geçim ifadesi kabir azabı olarak tefsir edilmiştir. Şüphesiz kabir azabı sıkıntılı hayattandır ve Allah onu dünyada, berzahta ve kıyamet gününde zikrinden yüz çevirenlere musallat edecektir . İbnul Kayyım rahimehul lah diyor ki; "Allah Teala'nın; "İyiler muhakkak cennetted irler, Kötüler de cehennemd edirler."(İnfitar 13-14) ayetini yalnızca kıyamet gününe has zannetme. Aksine onlar hayatlarının üç devresind e de nimetler içinde, diğerleri ise hayatlarının üç devreleri nde de azaptadırlar."[55]
Namazı terk eden, cehennem ehli günahkarların amelini işlemektedir. Şayet Allah'a Nasuh tevbesi ile tevbe edemeden ulaşırsa Allah korusun kötü son ile ölür. Sonra kötü ameli ona kabrinde arkadaşlık etmek için gelir. Nitekim Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem günahkar kimsenin gömüldükten sonraki durumu hakkında şöyle buyurmuştur;
"Ona çirkin suratlı, çirkin elbiseli, kötü kokulu bir adam gelir ve der ki; "Kötülüklerinle müjdelerim seni. Bu senin vaad olunduğun gündür." O da; "Allah da seni şer ile müjdelesin. Sen kimsin? Yüzün ancak şer getiren kimsenin yüzü gibidir" der. "Ben senin pis amelinim" diye karşılık verir."(Sahihtir.)
Kıyamet gününe kadar elim azap içinde kalır. Semura Bin Cundeb r.a.'den; Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu ki; "Gece iki kişi gelip elimden tutup götürdüler…" bu şekilde başlayan hadiste şu ifadeler de geçer; "Derken uzanıp yatmakta olan bir adamın yanına vardık. Bir adam onun başucunda durmuş bir kayayı başına atıyor ve onun başını taş yarıyordu. Taş yuvarlanıp gidiyor, tekrar gelip onu yakalıyordu. Bakıyor ki başı tekrar eski haline sapasağlam olarak gelmiş. Yine vuruyor, yine yarılıyor. Taş geliyor ve onu eski halinde sapasağlam buluyor…" hadis böyle devam ediyor. iki melek Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem'e gördüğünü şöyle açıklıyorlar; "Hani o gördüğün o başı taşla yarılan adam var ya, o adam Kuran'ı alıp okumadan bir kenara bırakıyordu. Farz namazdan yana uykudaydı, kılmıyordu."
7- Namazı Terk Etmek "Sekar" Ashabının Şiarıdır
"Sen biliyor musun sekar nedir? Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o. İnsanın derisini kavurur. Üzerinde on dokuz (muhafız melek) vardır.`(Müddessir 27-30)
"Her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir; Ancak sağdakiler başka. Onlar cennetler içinde günahkârların durumunu sorarlar. Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? Diye Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik, Yoksulu doyurmuyo rduk, (Bâtıla) dalanlarl a birlikte dalıyorduk`(Müddessir 38-45)
Namazı terk edenler sekar'dadır. Allah Azze ve Celle'ye rüku etmekten kibirlene nler ve namaz vakitleri ni geçirenlere veyl vardır. Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; "Onlara "Ruku edin" denildigi nde rukua varmazlar . O gün, (hakikatle ri) yalan sayanlara veyl vadır!"(Mürselat 48-49)
"Fakat veyl o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar."(Maun 4-5)
Namazı zayi ve ihmal edenlere "el-gayy" vardır. Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; "Sonra bunların arkasından bozuk bir güruh geldi, namazı ziyan ettiler ve şehvetlerinin ardına düştüler; bunlar da Gayya kuyusunu boylayaca klardır."(Meryem 59)
Ey namazı terk eden! Bir günde beş vakit namaz kılmanın sayılamayacak kadar çok olan faziletle ri, irin içmekten, demirlerl e doğranmaktan ve şiddetli azaba düçar olmaktan daha iyi değil mi?
8- Namazı Terk Etmek Şehvetlere Batmanın Sebebidir
Burada namazı zayi etmenin, şehvetlere batmanın, hatalarla kirlenmen in sebebi olduğu açıklanacaktır. Nitekim Allah Teala, babaları hidayet üzere iken, namaza sarılmışlar, onu muhafaza etmişlerken ve Allah'a yakın kimseler iken arkalarından gelen neslin namazı terk ettikleri ni haber vermiştir; "Sonra bunların arkasından bozuk bir güruh geldi, namazı ziyan ettiler ve şehvetlerinin ardına düştüler; bunlar da Gayya kuyusunu boylayaca klardır."(Meryem 59)
Namazı terk eden herkes mutlaka şehvetlerinin kölesi olmaktadır. Bir kötülüğü diğer bir kötülük takip eder.
İmam Beyhaki rahimehul lah der ki; "Peygamber ler ve öncekiler, kendileri ne Rahman'ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapandıkları zikredili yor ve övülüyorlar. Sonra da onların yolundan ayrılıp kötülenenler zikredili yor; "Sonra bunların arkasından bozuk bir güruh geldi, namazı ziyan ettiler ve şehvetlerinin ardına düştüler." Sonra varacakla rı kötü akibeti haber veriyor; "bunlar da Gayya kuyusunu boylayaca klardır." Yani – Allahu a'lem – namazı terk ederek işlerini düzeltmediler lakin yoldan döndüler. Onlar böyle devam ettikçe bir fesattan diğer fesada düştüler. Yoldan sapıp da bir helakten diğer helake sürüklenen kimse gibi fesadının sonu gelmez. Bu bize namazın değerinin büyüklüğünü ve ibadetler arasındaki önemli yerini gösteriyor. Vallahu a'lem"[56]
Namazın faydalarından birisinin hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyması olduğu gibi, hayasızlık ve kötülük de namazdan alıkoyar. Bu hayasızlık ve kötülükler; insanı şehvetlere köle eden, namazdan alıkoyan içki ve kumar gibi şeyleri getirir. Allah Teala buyuruyor ki; "Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?"(Maide 91) Bu sebeple sarhoş olmak yüzünden namazı terk eden kimsenin musibeti büyük olmuş ve cezası katlanmıştır;
Abdullah bin Amr r.a.'dan; Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu ki; "Kim sarhoşlukla bir defa namazı terk ederse, dünyayı ve içindekileri çalmış gibidir. Kim sarhoşluk sebebiyle dört defa namazı terk ederse Allah'ın onu tıynetul habaldan içirmesi hak olur." Denildi ki; "Tıynetul habal nedir ey Allah'ın Rasulü?" buyurdu ki; "Cehenneml iklerin akıntılarıdır."(sahihtir)
Allah Teala müşrikler hakkında şöyle buyuruyor; "Eğer tevbe eder, namazı kılar, zekatı verirlers e onlar sizin din kardeşlerinizdir."(Tevbe 11) Yani, şirklerinden ve küfürlerinden tevbe ederler, namazların farz olduğuna inanarak kılarlar, şartlarını yerine getirirle rse ve farz olan zekatı verirlers e onlar İslam dininde kardeşlerinizdir. Ayetin mefhumu; şirkinde, namazı terk etmede veya zekatı terkte ısrar eden sizin İslam'da din kardeşleriniz değildir demektir.
Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem buyuruyor ki; "İnsanlarla "La ilahe illallah deyinceye, namazı kılıncaya ve zekatı verinceye kadar savaşmakla emrolundu m. Bunları yaptıkları takdirde kanlarını ve mallarını benden ancak İslam hakkıyla korumuş olurlar. Hesapları ise Allah'a aittir."(Buhari ve Müslim)
Cabir Bin Abdullah r.a.'den; Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu ki; "Kişi ile küfür arasında namazın terki vardır."(Müslim)
Yine buyurdu ki; "Kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır."(Müslim)
Diğer metninde şöyle geçer; "Kul ile küfür arasında ancak namazın terki vardır." Diğer bir hadiste de şöyle buyurmuştur; "Bizimle onlar arsındaki ahit namazdır. Kim onu terk ederse kafir olur."(sahihtir.)
Mihcen Bin el-Edra el-Eslemî, Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'in bulunduğu mecliste namaz için ezan okudu. Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem namaza kalktı, Mihcen ise yerine döndü. Ona; "Sen müslüman değil misin? Neden bizimle namaz kılmıyorsun?" buyurdu. Dedi ki; "Ben evde kılmıştım" bunun üzerine Rasululla h şöyle buyurdu; "önceden kılmış olsan da buraya geldiğinde insanlarl a beraber namaz kıl."(Sahih) bunun anlamı; "Eğer müslüman isen kılarsın" demektir.
Müminlerin emiri Ömer Bin el-Hattab r.a. dedi ki; "Namazı terk edenin islamdan bir nasibi yoktur." Diğer bir rivayette şöyle demiştir; "Namazı terk edenin İslam'da bir hakkı yoktur."
İbn Mesud r.a. dedi ki; "Namazı terk edenin dini yoktur."(Hasendir.)
Abdullah Bin Şakik Ebu Hureyre r.a.'den rivayet ediyor; "Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem'in sahabeler i namazın terki dışında bir amelin terkini küfür olarak görmezlerdi[42]."(Sahihtir)
Ebud Derda r.a.'den; "Namazı olmayanın imanı, abdesti olmayanın da namazı yoktur."(sahihtir.)
İbrahim en-Nehaî dedi ki; "Namazı terk eden kafir olmuştur." Eyyub dedi ki; "Namazı terk edenin kafir olduğu konusunda ihtilaf edilmemiştir."
İmam Ahmed rahimehul lah dedi ki; "Kişinin namaz kılmayan, cünüplükten gusletmey en ve Kuran öğrenmeyen eşiyle kalmasının helal olmamasından korkarım."[43]
İbnul Cevzi rahimehul lah diyor ki; "Bedeni sıhhatli olmasına rağmen namaz kılmayanın şahitliği geçersizdir. Müslümanın onu yedirmesi, kızını onunla evlendirm esi, onunla aynı çatı altına girmesi helal olmaz."[44]
Farz olduğuna inandığı halde tembelliğinden dolayı namazı terk edenin küfrünün dinden çıkaran küfür olmasında alimler ihtilaf ettiler. O halde biz namazı terk edenin kulağına şunu fısıldayalım;
Tevhid dini olan İslam dinine mensup olman ve Muhammed sallallah u aleyhi ve sellem'in ümmetinden olmanın alimler arasında ihtilaf sebebi olması seni razı eder mi? Bir grup alim; "Sen kanı, malı helal olan kafirsin, müşriksin, sen yaşamayı hak etmiyorsu n! Müslümanların veliyul-emri seni mürted olduğun için öldürmelidir. Senin müslüman bir kadınla evlenmen caiz değildir. Şer'an çocuklarının velisi de olamazsın. Sen ne varis olabilir, ne de miras bırakabilirsin. Sen ölünce yıkanmaz, cenaze namazın kılınmaz ve Müslümanların kabristanına gömülemezsin! Sen firavun, haman, Ubey Bin Halef ve diğer din düşmanlarıyla beraber sonsuza kadar cehennemd e kalacaksın" derlerken, diğer bir grup alim; "Bilakis sen (kafir olmasan da) fasık, isyankar, günahkar birisin. Namazı terk etmede ısrar edersen ceza olarak öldürülmen gerekir!.." diyor.
Ey namazını terk eden!
Namazın senden şikayetçi
Vakitleri nde diyor ki;
Allah beni terk edene lanet eder
2- Namazın Terki En Büyük Günahtır
Muhammed Bin Nasr el-Mervezî'den; İshak (Bin Rahuye) şöyle dedi; "Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem'den namazı terk edenin kafir olduğuna dair rivayetle r sahih olarak sabit olmuştur[45]. Aynı şekilde Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem'in ashabından ilim ehli, özürsüz olarak kasten bir namaz vaktini kılmadan geçirenin kafir olduğu görüşündedirler."
İmam İbn Hazm rahimehul lah der ki; "Şirkten sonra vakti çıkıncaya kadar namazın kılmamaktan ve haksız yere bir mümini öldürmekten büyük bir günah yoktur."[46]
Muhakkik İmam İbn Kayyım el-Cevziyye rahimehul lah diyor ki; "Müslümanlar farz namazın kasten terk edilmesin in en büyük günah olduğunda ihtilaf etmemişlerdir. O Allah katında, bir kimseyi öldürmenin günahından, hırsızlıktan, zinadan ve içki içmekten daha büyük bir günahtır. Namazı terk eden, Allah'ın gazabına, dünyada ve ahirette aşağılanmaya maruzdur."[47]
İmam Zehebi rahimehul lah diyor ki; "Namazı vaktinden erteleyen büyük günah sahibidir . Bir vakit namazı hiç kılmayan zina etmiş veya hırsızlık yapmış gibidir. Zira namazı terk etmek veya onu kaçırmak büyük günahtır. Bunu yinelerse o büyük günah ehlinden olur. Ancak tevbe ederse o başka. Şüphesiz namazı terk etmeye devam etmek, onu hüsrana uğrayan bahtsız mücrimlerden yapar."[48]
3- Namazın Terki Nifaktır
Allah Teala buyuruyor ki; "Şüphesiz münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar; halbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı da pek az hatıra getirirle r."(Nisa 142) Yani; onlar gösteriş için namaz kılarlar ve bu onlara ağır gelir. Ondan sevap ummazlar ve terkinden dolayı uğrayacakları cezaya inanmazla r.
İbn Abbas r.a.'nın şöyle dediği rivayet edilmiştir; "Kişinin namaza üşenerek kalkması[49] çirkin görülmüştür. Lakin güler yüzle, azimle, istekle ve sevinerek kalkması gerekir. Çünkü Allah ile münacat yapacaktır. Allah şüphesiz kendisine yöneleni affeder ve dua ederse duasını kabul eder."
Allah Azze ve Celle münafıklar hakkında şöyle buyurur; "Onların harcamala rının kabul edilmesin i engelleye n, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmeleri, namaza ancak üşenerek gelmeleri ve istemeyer ek harcamala rından başka bir şey değildir."(Tevbe 54)
İbn Abbas r.a. diyor ki; "Onlar eğer cemaat arasında olurlarsa namazı kılarlar. Yalnız iken ise kılmazlar." Onlar namazın sevabını ummazlar ve terk etmenin cezasından korkmazla r. Nifak ibadette üşengeçlik meydana getirir. Onların namaza rağbeti sadece insanların hoşnutluğunu kazanmak, iman ettikleri görüntüsü vermek, kınanmaktan kaçmak ve ganimet kazanmak içindir. Onlar namaza kalktıklarında üşenerek kalkar ve onu da huşu ve kalp huzuru ile kılmazlar. Onlar Yaratıcıdan yaratılmışlara kaçanlardır! Tıpkı Allah Teala'nın onlar hakkında buyurduğu gibi; "Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. [50] Onlar gösteriş yapanlardır, Ve hayra da mâni olurlar."(Maun 4-7)
Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem namazı geciktire nleri şöyle kötülüyor; "Bu münafığın namazıdır! –bunu üç defa tekrarladı – biriniz oturur, güneşi gözetler, şeytanın boynuzları arasına gelince – veya; şeytanın boynuzları üzerine gelince dedi – kalkar ve gagalar gibi dört rekat kılar ve onda da Allah'ı çok az zikreder"(Müslim)
En kötü münafık bile namazı üşenerek kılar, vaktini geciktire rek de olsa kılarken, ya hiç namaz kılmayanın, alnını Allah için secdeyle tanıştırmayanın hali ne olur !!?
Abdullah Bin Mesud r.a. cemaat ile namaz hakkında şöyle diyor; "Ancak münafıklığı bilinenle rin cemaatten geri kaldığını görürdük. Hasta olan adam bile iki kişi arasında gelir safa dururdu."(Müslim)
İbn Ömer r.a. dedi ki; "Biz bir kimseyi sabah ve yatsı namazlarında göremezsek onun hakkında kötü zanda bulunurdu k."(Sahihtir)
Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem münafıkların yatsı namazı ile ilgili durumu hakkında şöyle buyurmuştur; "Şayet onlardan biri yağlı bir kemik bulacağını bilse mutlaka gelirdi."(Müslim) Yani; şayet alabilece kleri bir dünyalık görseler ve buna emin olsalar mutlaka gelirler. Yine onların işlerinden ve adetlerin dendir ki; "Haydi şehvetlere gelin" desen, koşa koşa gelirler. Ama haydi namaza deyince üşenerek kalkarlar . Onlar günah konusunda sebatlıdır fakat taat konusunda hareketsi zlikte sebatlıdırlar.
Ebu Hureyre r.a.'den; Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu ki; "Münafıklara en ağır gelen namaz yatsı ve sabah namazlarıdır.[51] Şayet bu namazlard a olanı bilselerd i, sürünerek de olsa gelirlerd i. Ezan okutup namaza başlamayı, sonra halkın namazını kıldırması için yerime birini bırakmayı, sonra da beraberle rinde odun desteleri olan bir grup erkekle namaza gelmeyenl ere gitmeyi ve evlerini üzerlerine yıkmayı düşündüm."(Buhari ve Müslim)
Kurtubi rahimehul lah diyor ki; "Yatsı namazına gelmeleri nin ağır gelmesi, gündüz çalıştıklarından yoruldukl arı içindir. Sabah namazında ise uyku daha tatlı geldiğinden ağır gelir. Şayet kılıç korkusu olmasa yine gelmezler di."
Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem'in onlar hakkında şöyle demesi ne kadar doğrudur; "Şüphesiz Allah her kibirli kaba saba kimseden, oburdan, sokaklard a nara atandan, geceleri ceset gibi yatan gündüzleri merkep gibi çalışandan ve dünya işlerinin alimi olup ahiret işlerinin cahili olan kimseden nefret eder."(Sahihtir)
Münafıklar geceleri odun, gündüzleri gürültücü olur. Gece karanlığı onları örtünce odun gibi uyurlar. Ne Allah'ı zikrederl er ne de namaz kılarlar. Sabah olunca dünya hırsı ve tamahı ile gürültüye başlarlar. Bu yüzden onlar hakkında; "Gece ceset gibi yatan, gündüzleri merkep gibi olan" buyrulmuştur. Böyle denmesini n sebebi, gün boyunca dünya işi için çalışıp gece boyunca da ölü gibi hareketsi z yattıkları içindir. Katade r.a. diyor ki; "Münafık gece kalkamaz"
Münafıklar, kıyamet gününde müminlerin rablerine yaptıkları secdelere katılmak isteyecek ler, buna güç yetiremey eceklerdi r. Onlardan her hangi biri secde etmeye çalıştıkça sırt üstü kapaklana caktır. Zillet ve aşağılık içinde kalacakla rdır. Allah Teala buyuruyor ki; "O gün baldırdan açılır ve secdeye davet edilirler; fakat güç getiremez ler. Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde kendileri ni zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorl ardı (fakat yine secde etmiyorla rdı)."(Kalem 42-43)
4- Namazın Terki, Karalık, Karanlık ve Dünya İle Ahirette Helak Sebebidir
Namazı terk etmek, kalbi karanlıklaştırır ve yüzü karartır. Zira taat nurdur, günah karanlıktır. Karanlık kuvvetlen dikçe şaşkınlık artar. Öyle ki namazı terk eden yalnız başına karanlığa çıkan kör bir kimse gibi farkında olmadan sapıklıklara düşer. Bu karanlık kuvvetlen dikçe gözde belirir, sonra yüzü kaplar. Basiret ehlinin fark edeceği şekilde kararır. İşte o zaman kendisiyl e hayırlı insanlar arasında bir soğukluk meydana gelir. Bu soğukluk arttıkça onlardan uzaklaşır, onlardan faydalanm a bereketin den mahrum kalır. Rahman'ın taraftarl arından uzaklaştığı oranda şeytanın taraftarl arına yakınlaşır.[52] Bu hal, Cebbar ve Melik olan Allah'a arz olunacağı günde kötü arkadaşlarla beraber olmaya ve şerlilerden olmaya kadar sürer; "İşte onlar şeytanın yandaşlarıdır. İyi bilin ki şeytanın yandaşları hep kayıptadırlar."(Mücadele 19)
Abdullah Bin Amr r.a. peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor; "Kim namazı muhafaza ederse onun için kıyamet gününde bir nur ve bir burhan olur. Namazı muhafaza etmeyen için ise kıyamet gününde nur, burhan ve kurtuluş olmaz. O kıyamet gününde Karun, Firavun, Haman ve Ubey Bin Halef ile beraber olur."(sahihtir.)
Bazı ilim ehli şöyle der; “Namazı terk eden bu dört kimseyle haşrolunur. Çünkü namazı terk edeni, ya malı, ya reisliği, ya memuriyet i, ya da ticareti engeller. Namaz kılmaktan malı engelleye nler Karun’la beraber, saltanatı engelleye nler Firavunla beraber, memuriyet ve vezirliği engelleye nler, Haman ile beraber ve ticareti engelleye nler Mekke kafirleri nin tüccarı olan Ubey Bin Halef ile beraber haşrolurlar.”[53]
Allah'ın peygamber lerle, sıddıklarla, şehitlerle ve Salihlerl e arkadaşlık ile nimetlend irmesini, yukarıda sayılanlara arkadaşlık karşılığında satanlar ne kadar akılsız kimselerd ir! Allah'ın gazabı ve laneti onlar üzerinedir. Onlar için kötü bir varış yeri olan cehennem hazırlanmıştır!
5- Namazı Terk Etmek Kötü Sona Sebeptir
İmam Ebu Muhammed Abdulhak rahimehul lah der ki; "Bil ki, dış aleminde istikamet üzere olup, iç alemini ıslah eden kimsenin kötü sona düçar olduğu duyulmamıştır ve elhamduli llah böyle bir şey bilmiyoru z. Ondan Allah'a sığınırız. Kötü son ancak, aklında bozukluk olan veya büyük günahlarda ısrar edip de tevbe etmeden kendisine ölüm yetişen, ölüm anında şeytanın - Allah korusun - o dehşetli anda musallat olup koparması veya istikamet üzerinde olup da sonradan halinin değişmesi ve yolundan çıkması gibi durumlard a böyle kimselere bu sebeplerl e vaki olmuştur."[54]
Nitekim Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem; "Ameller ancak sonuçları iledir" buyurmuştur.(Buhari)
Yine buyurmuştur ki; "Her kul hangi halde öldüyse onunla diriltili r"(Müslim)
Namazı kötü kılmak kötü sonu hazırlayan sebeplerd en olunca, onu hiç kılmamak nasıl olur?!! Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem rükusunu tam yapmayan, secdesini de gagalar gibi yaparak namaz kılan birini görünce şöyle buyurur; "Şayet bu durumda ölseydin, Muhammed'in (sallallah u aleyhi ve sellem) dini dışında bir din üzere ölmüş olurdun."(Hasendir)
Namazı terk edenlerin ölüm hallerine şahid olan nice kimseler bundan ibret almışlar, durumun ciddiyeti onlara gizli kalmamıştır. Kalbi Allah'ın zikrinden gafil olan, hevasına uyan ve işi ihmalkarlık olan kimse nasıl güzel sona muvaffak olabilir? Namazı zayi eden ve onu terk etmekte ısrar eden kimse nasıl kötü sona uğramaz?!!
6- Namazı Terk Etmek Kabir Azabına Sebeptir
Allah Teala buyuruyor ki; "Kim de benim ‘zikr’imden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır” (Tâhâ, 124) Bu ayette geçen sıkıntılı geçim ifadesi kabir azabı olarak tefsir edilmiştir. Şüphesiz kabir azabı sıkıntılı hayattandır ve Allah onu dünyada, berzahta ve kıyamet gününde zikrinden yüz çevirenlere musallat edecektir . İbnul Kayyım rahimehul lah diyor ki; "Allah Teala'nın; "İyiler muhakkak cennetted irler, Kötüler de cehennemd edirler."(İnfitar 13-14) ayetini yalnızca kıyamet gününe has zannetme. Aksine onlar hayatlarının üç devresind e de nimetler içinde, diğerleri ise hayatlarının üç devreleri nde de azaptadırlar."[55]
Namazı terk eden, cehennem ehli günahkarların amelini işlemektedir. Şayet Allah'a Nasuh tevbesi ile tevbe edemeden ulaşırsa Allah korusun kötü son ile ölür. Sonra kötü ameli ona kabrinde arkadaşlık etmek için gelir. Nitekim Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem günahkar kimsenin gömüldükten sonraki durumu hakkında şöyle buyurmuştur;
"Ona çirkin suratlı, çirkin elbiseli, kötü kokulu bir adam gelir ve der ki; "Kötülüklerinle müjdelerim seni. Bu senin vaad olunduğun gündür." O da; "Allah da seni şer ile müjdelesin. Sen kimsin? Yüzün ancak şer getiren kimsenin yüzü gibidir" der. "Ben senin pis amelinim" diye karşılık verir."(Sahihtir.)
Kıyamet gününe kadar elim azap içinde kalır. Semura Bin Cundeb r.a.'den; Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu ki; "Gece iki kişi gelip elimden tutup götürdüler…" bu şekilde başlayan hadiste şu ifadeler de geçer; "Derken uzanıp yatmakta olan bir adamın yanına vardık. Bir adam onun başucunda durmuş bir kayayı başına atıyor ve onun başını taş yarıyordu. Taş yuvarlanıp gidiyor, tekrar gelip onu yakalıyordu. Bakıyor ki başı tekrar eski haline sapasağlam olarak gelmiş. Yine vuruyor, yine yarılıyor. Taş geliyor ve onu eski halinde sapasağlam buluyor…" hadis böyle devam ediyor. iki melek Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem'e gördüğünü şöyle açıklıyorlar; "Hani o gördüğün o başı taşla yarılan adam var ya, o adam Kuran'ı alıp okumadan bir kenara bırakıyordu. Farz namazdan yana uykudaydı, kılmıyordu."
7- Namazı Terk Etmek "Sekar" Ashabının Şiarıdır
"Sen biliyor musun sekar nedir? Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o. İnsanın derisini kavurur. Üzerinde on dokuz (muhafız melek) vardır.`(Müddessir 27-30)
"Her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir; Ancak sağdakiler başka. Onlar cennetler içinde günahkârların durumunu sorarlar. Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? Diye Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik, Yoksulu doyurmuyo rduk, (Bâtıla) dalanlarl a birlikte dalıyorduk`(Müddessir 38-45)
Namazı terk edenler sekar'dadır. Allah Azze ve Celle'ye rüku etmekten kibirlene nler ve namaz vakitleri ni geçirenlere veyl vardır. Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; "Onlara "Ruku edin" denildigi nde rukua varmazlar . O gün, (hakikatle ri) yalan sayanlara veyl vadır!"(Mürselat 48-49)
"Fakat veyl o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar."(Maun 4-5)
Namazı zayi ve ihmal edenlere "el-gayy" vardır. Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; "Sonra bunların arkasından bozuk bir güruh geldi, namazı ziyan ettiler ve şehvetlerinin ardına düştüler; bunlar da Gayya kuyusunu boylayaca klardır."(Meryem 59)
Ey namazı terk eden! Bir günde beş vakit namaz kılmanın sayılamayacak kadar çok olan faziletle ri, irin içmekten, demirlerl e doğranmaktan ve şiddetli azaba düçar olmaktan daha iyi değil mi?
8- Namazı Terk Etmek Şehvetlere Batmanın Sebebidir
Burada namazı zayi etmenin, şehvetlere batmanın, hatalarla kirlenmen in sebebi olduğu açıklanacaktır. Nitekim Allah Teala, babaları hidayet üzere iken, namaza sarılmışlar, onu muhafaza etmişlerken ve Allah'a yakın kimseler iken arkalarından gelen neslin namazı terk ettikleri ni haber vermiştir; "Sonra bunların arkasından bozuk bir güruh geldi, namazı ziyan ettiler ve şehvetlerinin ardına düştüler; bunlar da Gayya kuyusunu boylayaca klardır."(Meryem 59)
Namazı terk eden herkes mutlaka şehvetlerinin kölesi olmaktadır. Bir kötülüğü diğer bir kötülük takip eder.
İmam Beyhaki rahimehul lah der ki; "Peygamber ler ve öncekiler, kendileri ne Rahman'ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapandıkları zikredili yor ve övülüyorlar. Sonra da onların yolundan ayrılıp kötülenenler zikredili yor; "Sonra bunların arkasından bozuk bir güruh geldi, namazı ziyan ettiler ve şehvetlerinin ardına düştüler." Sonra varacakla rı kötü akibeti haber veriyor; "bunlar da Gayya kuyusunu boylayaca klardır." Yani – Allahu a'lem – namazı terk ederek işlerini düzeltmediler lakin yoldan döndüler. Onlar böyle devam ettikçe bir fesattan diğer fesada düştüler. Yoldan sapıp da bir helakten diğer helake sürüklenen kimse gibi fesadının sonu gelmez. Bu bize namazın değerinin büyüklüğünü ve ibadetler arasındaki önemli yerini gösteriyor. Vallahu a'lem"[56]
Namazın faydalarından birisinin hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyması olduğu gibi, hayasızlık ve kötülük de namazdan alıkoyar. Bu hayasızlık ve kötülükler; insanı şehvetlere köle eden, namazdan alıkoyan içki ve kumar gibi şeyleri getirir. Allah Teala buyuruyor ki; "Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?"(Maide 91) Bu sebeple sarhoş olmak yüzünden namazı terk eden kimsenin musibeti büyük olmuş ve cezası katlanmıştır;
Abdullah bin Amr r.a.'dan; Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu ki; "Kim sarhoşlukla bir defa namazı terk ederse, dünyayı ve içindekileri çalmış gibidir. Kim sarhoşluk sebebiyle dört defa namazı terk ederse Allah'ın onu tıynetul habaldan içirmesi hak olur." Denildi ki; "Tıynetul habal nedir ey Allah'ın Rasulü?" buyurdu ki; "Cehenneml iklerin akıntılarıdır."(sahihtir)