KUR’AN’DAN ŞÜPHEYE DÜŞTÜKLERİ HUSUSLARDA ZINDIKLARA VE CEHMİYE’YE REDDİYE
Müellif: İmam Ahmed bin Hanbel (H. 164-241)
CEHMİYE’YE REDDİYE
12.bölüm: Allah nerededir ve nerede değildir
Allahu Teala’nın “Rahman, Arş'a istiva etti” kavli ve Şanı yüce Allah’ın yarattığı şeylerden ayrı oluşunun ispatı
Yüce Allah: “Rahman, Arş'a istiva etti.” (Ta-Ha 20/5) buyurmaktadır. Yine şöyle buyurmaktadır: “Rabbiniz o Allah'dır ki, gökleri ve yeri ve ikisinin arasındakilerini altı günde yaratan ve sonra da arşa istiva edendir.” (Yunus 10/3) Ama Cehmiyye, “Allah Arşın üzerinde olduğu gibi aynı zamanda yerin yedinci tabakasındadır. Allah Arşın üzerindedir, göktedir, yerdedir, kısacası her yerdedir; O’nun bulunmadığı hiçbir mekan yoktur; bir yerde olup başka bir yerde olmaması diye bir şey söz konusu değildir” derler ve “O göklerde de, yerde de Allah'dır.” (el-Enam 6/3) gibi ayetleri kendilerine delil alırlar.
Onlara cevap olarak dedik ki: Müslümanlar, Rablerinden hiçbir şeyin bulunmadığı çok yer biliyorlar. Ne gibi yerler, dediler. Onlara şöyle dedik: Sizin iç organlarınız, barsaklarınız, domuzların barsakları, işkembeler, pislik yerleri, evet bütün bu gibi yerlerde Rab Teala’dan hiçbir şey yoktur. Rabbimiz, gökte olduğunu haber vererek şöyle buyurmuştur:
“Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp-çalkalanmaktadır. Gökte olanın başınıza tas yağdırmasından güvende mısınız? Benim uyarmamın nasıl olduğunu yakında bileceksiniz.” (el-Mülk 67/16-17)
Yine şöyle buyurmuştur: “Kim, izzet istiyorsa; izzet bütünüyle Allah'ındır. Güzel sözler O'na yükselir. Onu da salih amel yükseltir.” (Fatır 35/10)
“O vakit ki, Allah Teala buyurdu: «Ya İsa! Muhakkak seni vefat ettirecek olan Ben'im ve seni Bana yükselteceğim.” (Al-i İmran 3/55) ve “Bilakis Allah onu (İsa'yı) kendi nezdine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir.” (en-Nisa 4/158)
“Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Katında olanlar O'na kulluk etmekten çekinmezler ve usanmazlar.” (el-Enbiya 21/19)
“Göklerde ve yer yüzünde bulunan canlılar ve bütün melekler, kibirlenmeden Allah'a secde ederler. Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar.” (en-Nahl 16/49-50)
“Melekler ve ruh, miktarı elli bin yıl süren bir gün içinde O'na yükselir.” (el-Mearic 70/4)
“O, kulları üzerinde kahredici olandır. O, Hakim'dir, Habir'dir.” (el-Enam 6/18)
“O, Aliyyul Azimdir(yani yücedir, büyüktür.” (el-Bakara 2/255)
Yüce Allah , kendisinin gökte olduğunu haber veriyor. Ayrıca Kur’an’da aşağıda olanların kınandığını görüyoruz. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Şüphe yok ki, münafıklar ateşin en aşağı tabakasındadırlar. Ve elbette onlar için yardımcı da bulamazsın.” (en-Nisa 4/145)
“Ve küfredenler derler ki: Rabbımız; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da alçaklar olsunlar.” (Fussilet 41/29)
Ayrıca onlara dedik ki: İblis’ in de şeytanların da varlıkta bir yer işgal ettiklerini bilmiyor musunuz? Allah ve İblis kesinlikle aynı mekanda bir araya gelmemiştir. Yüce Allah’ın: “O göklerde de, yerde de Allah'dır.” (el-Enam 6/3) kavli ise şu anlamdadır: Allah, göktekilerin de yerdekilerin de ilahıdır. O, Arş’ın üzerindedir, ama ilmi, Arş’ın aşağısını da kuşatmıştır; ilminin ulaşmadığı hiçbir yer yoktur; ilminin bir yere ulaşıp diğerine diye bir durum söz konusu değildir. Yüce Allah şu sözünde bunu dile getirmektedir:
“Allah, yedi kat göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Ferman bunlar arasından inip durmaktadır ki, böylece Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.” (Talak 65/12)
Şeffaf camdan yapılmış bir maddeyle dolu bir bardak düşünün, insan bu bardağa baktığında her tarafını görür. Ama insan o bardağın içinde değildir. Allah da -en yüce mesel Allah'ındır- yaratıkların içinde olmadığı halde , yaratıkların hepsini ihata eder.
Yine bir adam düşünün, kendisine bir ev inşa ediyor. Sonra kapısını kapatıp çıkıyor. Bu adam evinde kaç oda bulunduğunu, her odanın genişliğini bilir. Allah Azze ve Celle de –ki en yüce mesel Allah’ındır- yaratıkların hiçbir şeyin içinde olmadığı halde yaratıklarının hepsini ihata eder; ne durumda olduklarını ve ne olduklarını bilir.
13. bölüm: Allah her zaman ve her mekanda ilmiyle her yanı kuşatandır
Cehmiyye, Yüce Allah’ın: “Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur.” (el-Mücadele 58/7) kavlini te’vil ederek: Allah Azze ve Celle bizimle beraberdir ve bizim içimizdedir, derler. Onlara deriz ki: Ayetin tamamını zikretmeden, niçin bir kısmını diğerinden kopuk olarak naklediyorsunuz? Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Göklerde ve yerde olanları Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir.” (el-Mücadele 58/7)
Görüldüğü gibi ayet Allah’ın ilminden bahisle başlamakta ve onunla son bulmaktadır.
14. bölüm: Allah’ın her yerde olduğu iddiasının reddi
Cehmilere ayrıca şöyle denilir: Allah, azametiyle bizzat bizimle birlikte ise, kendisiyle yaratıkları arasında olup bitenler hususunda size mağfiret eder mi? Şayet evet diyecek olurlarsa Allah’ın yaratıklarının dışında olduğunu ve yaratıkların O’nun dununda (haricinde) olduğunu kabul etmiş olur. “Bağışlamaz” diyecek olursa o zaman da küfre girmiş olur.
Eğer bir Cehmiyecinin:
Allah her yerdedir, bir yerde olurken başka bir yerde olmaması söz konusu değildir, dediğinde, aslında yalan söylediğini anlamak istersen, ona şu soruyu sor:
Hiçbir şey yok iken Allah var değil miydi? Evet, diyecektir. O zaman şunu söyle:
Allah mahlukatı yaratırken, onları kendi içinde mi yarattı, yoksa kendi dışında mı?
Bu sorunun cevabı bağlamında üç görüş belirginleşecektir.
Bu görüşlerden biri:
1- Allah mahlukatı kendi içinde yarattı, demektir. Bu cevabı verecek olsa, küfre sapmış olur. Çünkü insanların, cinlerin ve şeytanların Allah’ın içinde olduklarını iddia etmiş olur. Şayet:
2- Onları kendi dışında yarattı, sonra kendisi onların içine girdi, dese, bu sefer de küfre sapmış olur. Çünkü Allah’ın, kirli, pis bir mekana girdiğini iddia etmiş olur. Eğer:
3- Allah mahlukatı kendisinin dışında yarattı, ama onların içine girmedi, şeklinde bir cevap verse, diğer bütün yanlış görüşlerinden dönmüş olur. Ki, ehl-i sünnetin görüşü de budur.
16.bölüm: Allah’ın yarattıklarının içinde olduğu iddiasına reddiye
ALLAH , Musaya (kardeşi Harun’la birlikte ikisini kasdederek) “Ben sizinle beraberim.” (Ta-Ha 20/48) dediğinde bunun anlamı Ben ikinizide korurum manasındadır ve yine “Hani onlar mağaradaydı o arkadaşına üzülme çünkü Allah bizimle beraberdir diyordu.” (et-Tevbe 9/40) buda bizi savunmak için anlamı taşır. Ve yine “Nice az sayıda birlik Allah’ın izniyle çok sayıdaki birliği yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.” (el-Bakara 2/249) burada onlara düşmanlarına karşı verilen zafer kastedilir ve yine “Üstün durumdayken gevşeyip barışa çağırmayın Allah sizinle beraberdir.” (Muhammed 47/15) burda onlara düşman üzerine verilen zafer kastedilir ve yine “Onun razı olmadığı sözü düzüp kurarken O onlarla beraberdi.” (en-Nisa 4/108) burda Allah’ın onlardan haberdar olması kastedilir ve yine “İki topluluk birbirini görünce Musanın adamları işte yakalandık dediler. Musa asla dedi. Rabbim şüphesiz benimledir bana yol gösterecektir.” (eş-Şuara 26/61-62) burada Firavuna karşı yardım edeceği kastedilir.
Dedik ki ona Cennet, cehennem, arş ve gök ve dirilme olmayacak mı evet dedi o zaman Rabbimiz nerede olacak diye sorduk şöyle cevap verdi: Dünyada herşeyde olduğu gibi oradada herşeyde olacak. Ona dedik ki: O halde sen Allah’ın arşı, bahçesi, ateşi ve havası arasında bölüneceğine inanıyorsun. Böylece Allah’a karşı yalanları apaçık ortaya çıktı.
alıntıdır.
Müellif: İmam Ahmed bin Hanbel (H. 164-241)
CEHMİYE’YE REDDİYE
12.bölüm: Allah nerededir ve nerede değildir
Allahu Teala’nın “Rahman, Arş'a istiva etti” kavli ve Şanı yüce Allah’ın yarattığı şeylerden ayrı oluşunun ispatı
Yüce Allah: “Rahman, Arş'a istiva etti.” (Ta-Ha 20/5) buyurmaktadır. Yine şöyle buyurmaktadır: “Rabbiniz o Allah'dır ki, gökleri ve yeri ve ikisinin arasındakilerini altı günde yaratan ve sonra da arşa istiva edendir.” (Yunus 10/3) Ama Cehmiyye, “Allah Arşın üzerinde olduğu gibi aynı zamanda yerin yedinci tabakasındadır. Allah Arşın üzerindedir, göktedir, yerdedir, kısacası her yerdedir; O’nun bulunmadığı hiçbir mekan yoktur; bir yerde olup başka bir yerde olmaması diye bir şey söz konusu değildir” derler ve “O göklerde de, yerde de Allah'dır.” (el-Enam 6/3) gibi ayetleri kendilerine delil alırlar.
Onlara cevap olarak dedik ki: Müslümanlar, Rablerinden hiçbir şeyin bulunmadığı çok yer biliyorlar. Ne gibi yerler, dediler. Onlara şöyle dedik: Sizin iç organlarınız, barsaklarınız, domuzların barsakları, işkembeler, pislik yerleri, evet bütün bu gibi yerlerde Rab Teala’dan hiçbir şey yoktur. Rabbimiz, gökte olduğunu haber vererek şöyle buyurmuştur:
“Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp-çalkalanmaktadır. Gökte olanın başınıza tas yağdırmasından güvende mısınız? Benim uyarmamın nasıl olduğunu yakında bileceksiniz.” (el-Mülk 67/16-17)
Yine şöyle buyurmuştur: “Kim, izzet istiyorsa; izzet bütünüyle Allah'ındır. Güzel sözler O'na yükselir. Onu da salih amel yükseltir.” (Fatır 35/10)
“O vakit ki, Allah Teala buyurdu: «Ya İsa! Muhakkak seni vefat ettirecek olan Ben'im ve seni Bana yükselteceğim.” (Al-i İmran 3/55) ve “Bilakis Allah onu (İsa'yı) kendi nezdine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir.” (en-Nisa 4/158)
“Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Katında olanlar O'na kulluk etmekten çekinmezler ve usanmazlar.” (el-Enbiya 21/19)
“Göklerde ve yer yüzünde bulunan canlılar ve bütün melekler, kibirlenmeden Allah'a secde ederler. Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar.” (en-Nahl 16/49-50)
“Melekler ve ruh, miktarı elli bin yıl süren bir gün içinde O'na yükselir.” (el-Mearic 70/4)
“O, kulları üzerinde kahredici olandır. O, Hakim'dir, Habir'dir.” (el-Enam 6/18)
“O, Aliyyul Azimdir(yani yücedir, büyüktür.” (el-Bakara 2/255)
Yüce Allah , kendisinin gökte olduğunu haber veriyor. Ayrıca Kur’an’da aşağıda olanların kınandığını görüyoruz. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Şüphe yok ki, münafıklar ateşin en aşağı tabakasındadırlar. Ve elbette onlar için yardımcı da bulamazsın.” (en-Nisa 4/145)
“Ve küfredenler derler ki: Rabbımız; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da alçaklar olsunlar.” (Fussilet 41/29)
Ayrıca onlara dedik ki: İblis’ in de şeytanların da varlıkta bir yer işgal ettiklerini bilmiyor musunuz? Allah ve İblis kesinlikle aynı mekanda bir araya gelmemiştir. Yüce Allah’ın: “O göklerde de, yerde de Allah'dır.” (el-Enam 6/3) kavli ise şu anlamdadır: Allah, göktekilerin de yerdekilerin de ilahıdır. O, Arş’ın üzerindedir, ama ilmi, Arş’ın aşağısını da kuşatmıştır; ilminin ulaşmadığı hiçbir yer yoktur; ilminin bir yere ulaşıp diğerine diye bir durum söz konusu değildir. Yüce Allah şu sözünde bunu dile getirmektedir:
“Allah, yedi kat göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Ferman bunlar arasından inip durmaktadır ki, böylece Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.” (Talak 65/12)
Şeffaf camdan yapılmış bir maddeyle dolu bir bardak düşünün, insan bu bardağa baktığında her tarafını görür. Ama insan o bardağın içinde değildir. Allah da -en yüce mesel Allah'ındır- yaratıkların içinde olmadığı halde , yaratıkların hepsini ihata eder.
Yine bir adam düşünün, kendisine bir ev inşa ediyor. Sonra kapısını kapatıp çıkıyor. Bu adam evinde kaç oda bulunduğunu, her odanın genişliğini bilir. Allah Azze ve Celle de –ki en yüce mesel Allah’ındır- yaratıkların hiçbir şeyin içinde olmadığı halde yaratıklarının hepsini ihata eder; ne durumda olduklarını ve ne olduklarını bilir.
13. bölüm: Allah her zaman ve her mekanda ilmiyle her yanı kuşatandır
Cehmiyye, Yüce Allah’ın: “Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur.” (el-Mücadele 58/7) kavlini te’vil ederek: Allah Azze ve Celle bizimle beraberdir ve bizim içimizdedir, derler. Onlara deriz ki: Ayetin tamamını zikretmeden, niçin bir kısmını diğerinden kopuk olarak naklediyorsunuz? Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Göklerde ve yerde olanları Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir.” (el-Mücadele 58/7)
Görüldüğü gibi ayet Allah’ın ilminden bahisle başlamakta ve onunla son bulmaktadır.
14. bölüm: Allah’ın her yerde olduğu iddiasının reddi
Cehmilere ayrıca şöyle denilir: Allah, azametiyle bizzat bizimle birlikte ise, kendisiyle yaratıkları arasında olup bitenler hususunda size mağfiret eder mi? Şayet evet diyecek olurlarsa Allah’ın yaratıklarının dışında olduğunu ve yaratıkların O’nun dununda (haricinde) olduğunu kabul etmiş olur. “Bağışlamaz” diyecek olursa o zaman da küfre girmiş olur.
Eğer bir Cehmiyecinin:
Allah her yerdedir, bir yerde olurken başka bir yerde olmaması söz konusu değildir, dediğinde, aslında yalan söylediğini anlamak istersen, ona şu soruyu sor:
Hiçbir şey yok iken Allah var değil miydi? Evet, diyecektir. O zaman şunu söyle:
Allah mahlukatı yaratırken, onları kendi içinde mi yarattı, yoksa kendi dışında mı?
Bu sorunun cevabı bağlamında üç görüş belirginleşecektir.
Bu görüşlerden biri:
1- Allah mahlukatı kendi içinde yarattı, demektir. Bu cevabı verecek olsa, küfre sapmış olur. Çünkü insanların, cinlerin ve şeytanların Allah’ın içinde olduklarını iddia etmiş olur. Şayet:
2- Onları kendi dışında yarattı, sonra kendisi onların içine girdi, dese, bu sefer de küfre sapmış olur. Çünkü Allah’ın, kirli, pis bir mekana girdiğini iddia etmiş olur. Eğer:
3- Allah mahlukatı kendisinin dışında yarattı, ama onların içine girmedi, şeklinde bir cevap verse, diğer bütün yanlış görüşlerinden dönmüş olur. Ki, ehl-i sünnetin görüşü de budur.
16.bölüm: Allah’ın yarattıklarının içinde olduğu iddiasına reddiye
ALLAH , Musaya (kardeşi Harun’la birlikte ikisini kasdederek) “Ben sizinle beraberim.” (Ta-Ha 20/48) dediğinde bunun anlamı Ben ikinizide korurum manasındadır ve yine “Hani onlar mağaradaydı o arkadaşına üzülme çünkü Allah bizimle beraberdir diyordu.” (et-Tevbe 9/40) buda bizi savunmak için anlamı taşır. Ve yine “Nice az sayıda birlik Allah’ın izniyle çok sayıdaki birliği yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.” (el-Bakara 2/249) burada onlara düşmanlarına karşı verilen zafer kastedilir ve yine “Üstün durumdayken gevşeyip barışa çağırmayın Allah sizinle beraberdir.” (Muhammed 47/15) burda onlara düşman üzerine verilen zafer kastedilir ve yine “Onun razı olmadığı sözü düzüp kurarken O onlarla beraberdi.” (en-Nisa 4/108) burda Allah’ın onlardan haberdar olması kastedilir ve yine “İki topluluk birbirini görünce Musanın adamları işte yakalandık dediler. Musa asla dedi. Rabbim şüphesiz benimledir bana yol gösterecektir.” (eş-Şuara 26/61-62) burada Firavuna karşı yardım edeceği kastedilir.
Dedik ki ona Cennet, cehennem, arş ve gök ve dirilme olmayacak mı evet dedi o zaman Rabbimiz nerede olacak diye sorduk şöyle cevap verdi: Dünyada herşeyde olduğu gibi oradada herşeyde olacak. Ona dedik ki: O halde sen Allah’ın arşı, bahçesi, ateşi ve havası arasında bölüneceğine inanıyorsun. Böylece Allah’a karşı yalanları apaçık ortaya çıktı.
alıntıdır.