Seneler önce TV'de (sanırım Semerkand TV idi) Rabıta konusunu işlediler. Bu forum ile yeni Tevhidi öğrenmiştim ve Rabıta için bu forumda neler deniliyor biliyorsunuzdur.
Neyse, burda öğrendiklerimi öğrendikten sonra (rabıtanın ne olduğunu bile ilk burda öğrendim, daha önce adını duyduysam da ne olduğunu bilmiyordum) ilk defa Rabıtayı açıklayacak birileri ile karşılaştım o gün. Benim burda öğrendiğime göre şirk olan bir şeyi, bir hoca (!) ayet ve hadislerle! açıklayacaktı! Nefesimi tuttum, izlemeye başladım ama burda öğrenerek "bu şirktir" dediğim bir şeyi aklayacak diye öyle bir endişe ile izledim ki. En nihayetinde yolun başındayım o zamanlar, öğrendiğim şeylerin doğru mu yanlış mı olduğunu adım adım kontrol edip "ya yanlışsam" korkusu ile sık sık imtihan ediliyordum. Bir sofi konuşunca "şimdi aklayacak ve günahım ortaya çıkacak, Allah'ım sen beni affet yanlışsam" şeklinde diken üstünde kalıyordum.
Yine neyse, konuşmaya başladı; giriş: Allah'a ulaşmaya vesile arayın ayeti. Allah'ım bu ayet var, vallahi doğru. Sonra görüldüğünde Allah'ı hatırlatan insanların hayırlı oluşu hadisi, biliyorum var bu hadis, yine doğru. Nefesimi tuttum, devam ediyorum dinlemeye. Ayet ve hadisi gördüm ya, az sonra tevbe edip görüşümden dönmem gerekecek sandım, o derecede dikkatle ve gergince dinliyorum. Ardından Allah'ın insanları görüp gözetlediği, kulların buna göre yani Allah tarafından izlendikleri bilinciyle hayatlarını düzenlemeleri gerektiğini söyledi. Ya Rabbim, bu da doğru. Derken ne dese beğenirsiniz? İnsan her daim Allah'ın kendisini gözetlediği bilincinde olamaz, bu yüzden kul (Allah'ın yerine!) kendisini Şeyhi görüyormuşçasına hareket etmelidir, bu daha kolaydır. (Sonrası ise komple rabıtanın nasıl yapıldığı vs uydurmaları, rabıtayı öven sözde alimlerin sözleri...)
Buyrun, ayet ve sahih hadislerle, alakasız hadislerle delillendirdiği Rabıta şirki! Baştaki ayet ile, sondaki sunulan şeyin ne alakası var? Ayrıca bir kulun, SADECE Allah için, Allah korkusundan ötürü yaptığı ameli kabul olunur. Şeyh görüyormuşcasına edeplenen kul, günahtan elini çeken kul, sevap işleyen kul, Allah için mi amel etmiştir Şeyh için mi?
İşte bu kadar mantıksızlık, işte bu kadar cımbızlama, işte bu kadar eğme bükme.
Dinimizde bir amelin kabul edilebilirliğinin 3 şartı vardır:
1. Kişi müslüman olacak
2. Sadece Allah için yapılacak
3. İslam'ın emrettiği şekilde yapılacak.
Müslüman olmayanların iyi amelleri kabul edilmez.
Allah için olmayan amel kabul edilmez.
İslam'a (ayete hadise uygun) olmayan amel kabul edilmez.
"Ehl-i Sünnet Vel Cemaat" adını taşımak ne demek? Kur'an ve Sünnete uyan! Uymalarını bekliyoruz; ama cımbızlamadan, çarpıtmadan, eksiltmeden ve artırmadan.