Selamun aleykum.
Ben evli olduğum şahıstan talak istemiştim , o da hapisteyken mektup ile beni boşadığını söylemişti. O günden sonra ne konuştuk ne görüştük zaten iddetimde bitti ve farklı memleketlerdeyiz. Sorum şu ki ben çok detaycı ve takıntılı biriyim. Fıkhı çok okuyorum ve öğrendikçe dibine giriyorum. Talak konusunda şunları okuduktan sonra ; "Talakı (bir kâğıt üzerine) yazar da talakı niyet ederse, eşi kendisinden boşanmış olur. Talakı niyet etmeksizin yazarsa, İmam Ahmed'in iki rivâyetinden (görüşünden) birisine göre talak vuku bulur. Bu, Şa'bî, Nehaî, Zührî, Hakem, Ebu Hanife ve Mâlik'in görüşüdür. Şâfiî de bu görüştedir. Eğer niyet etmeksizin talak yazarsa, cumhurun görüşüne göre talak vuku bulmaz. Çünkü yazı, ihtimallidir. Çünkü yazı ile kalemin nasıl yazı yazdığı denenmiş olabilir veya hattı güzelleştirmek veyahut da hanımı korkutmak kast edilmiş olabilir. Bu sebeple niyet edilmeksizin talak vuku bulmaz." ("el-Muğnî"; c: 7, s: 373) Şimdi benim aklıma "Onun ne yaptığı belli olmaz, ya niyet etmediyse diye düşünceler geliyor. Oysa ne yukardaki gibi birşey söyledi ne konuştuk ne ettik. Benim bu yaptığım vesvese midir? Sonuçta kalbini bilemem değil mi? Yani cumhurun görüşü doğruysa.
Ben evli olduğum şahıstan talak istemiştim , o da hapisteyken mektup ile beni boşadığını söylemişti. O günden sonra ne konuştuk ne görüştük zaten iddetimde bitti ve farklı memleketlerdeyiz. Sorum şu ki ben çok detaycı ve takıntılı biriyim. Fıkhı çok okuyorum ve öğrendikçe dibine giriyorum. Talak konusunda şunları okuduktan sonra ; "Talakı (bir kâğıt üzerine) yazar da talakı niyet ederse, eşi kendisinden boşanmış olur. Talakı niyet etmeksizin yazarsa, İmam Ahmed'in iki rivâyetinden (görüşünden) birisine göre talak vuku bulur. Bu, Şa'bî, Nehaî, Zührî, Hakem, Ebu Hanife ve Mâlik'in görüşüdür. Şâfiî de bu görüştedir. Eğer niyet etmeksizin talak yazarsa, cumhurun görüşüne göre talak vuku bulmaz. Çünkü yazı, ihtimallidir. Çünkü yazı ile kalemin nasıl yazı yazdığı denenmiş olabilir veya hattı güzelleştirmek veyahut da hanımı korkutmak kast edilmiş olabilir. Bu sebeple niyet edilmeksizin talak vuku bulmaz." ("el-Muğnî"; c: 7, s: 373) Şimdi benim aklıma "Onun ne yaptığı belli olmaz, ya niyet etmediyse diye düşünceler geliyor. Oysa ne yukardaki gibi birşey söyledi ne konuştuk ne ettik. Benim bu yaptığım vesvese midir? Sonuçta kalbini bilemem değil mi? Yani cumhurun görüşü doğruysa.
Moderatör tarafında düzenlendi: