Yapmayın kardeşlerim..
Basiretsiz olmayın o kadar. Kalem, nefis,medya ve mal ile cihaddan söz etmeyin. Beriye atmayın silahla cihadı.
Bu sefer duygularımı bir kenara atıp, sizin yanlış alıgıya kurban olan "cesaret ve zafer " duygularınızı gün yüzüne çıkarmak istiyorum. Öncelikle sizin düşüncenizi tek cümlede yazacağım inşaallah. Ondan sonra ise cevabını.
Silahla Müslüman olmayan insanları öldürüyorsunuz. Cihad yaparken inançta baskı yapıyorsunuz.
Dünyada herkesi ahirette sadece müminleri rahmeti altına alan Allah'ın adıyla..
"Dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar.Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz.
Size ne oldu ki Allah yolunda ve 'Ey Rabb'imiz! Bizi şu ahalisi zalim olan şehirden çıkar ve bize katından bir koruyucu ver, bize katından bir yardımcı gönder!' Diyen zayıf erkek, kadın ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?
Îman etmiş olanlar, Alllah yolunda savaşırlar; kafir olanlar da tağut yolunda savaşırlar. Artık şeytanın dostlarıyla savaşın. Şüphe yok ki şeytanın hilesi zayıftır." (Nisa 74-76)
Peki kardeşlerim burdan gördük değil mi: İslam'ın emrettiği savaş, inançta baskı değil, zulmü ve taşkınlığı ortadan kaldırmak, zulmü yıkıp adaleti varetmek, emniyet ve huzuru gerçekleştirmek ve zavallıları korumak içindir.
Ey kardeşim! gördüğün gibi salya sümük edebiyat yaparak değil anlayacağımız şekilde söyledim.
Hani kimileri sadece Kuddüs-Filistin türküleri söyler ya sabahlara kadar, işte Yahudinin anlayacağı dil o değildir. Yahudinin elindeki silahı alacaksın ve ona çevireceksin.
Ve birşey da söylemek gerekirse;
Islam, ayetlerde zikredilenlerin dışında amaçlar besleyen savaşları kesinlikle hoş görmez.
Ee peki şim diyeceksin ki (aslında demiyeceksin fakat yine de beyin jimnastiği olsun diye söyliyeyim
)
Evet, ayet zulüm gördüğünde diyor fakat belki benim zulüm anlayışım farklı. Belki orada kastedilen zulüm farklı şekildedir?
O zaman zulüm neymiş öğrenelim öncelikle.
Zulüm, birşeyi kendi yerinden başka bir yere koymak, birşeyi, bir kimseyi gayesinin dışında kullanmak veya bir hakkı sahibinden alıp başkasına vermektir. Diğer anlamı da karanlıktır o zaman sana bir ayet söyleyeceğim.
"Hani Lokman, oğluna öğüt vererek; 'Ey yavrucuğum! Allah'a ortak koşma. Çünkü O'na ortak koşmak büyük bir zulümdür.' Demişti." (Lokman 13)
Suphanallah ayetler arasındaki polidom (uyum) tüylerimi ürpertiyor gerçekten..
Şöyleki "cihad cihad cihad" diyen kardeşler ,ötelere giden kardeşler ve gitmek isteyip de o aşkla tutşan fakat gitmek nasip olmayan kardeşler ;öncelikle şirki-tevhidi idrak etmiş veya etmeye çalışan, her yerde bas bas bağırıp "tevhid tevhid" diyen kardeşlerdir bilirsiniz.
Ve tevhidin zıttı şirktir.
O zaman diyeceğiz ki ;cihad toprakların da Allah swt'nın hakkını ve sıfatlarını, hükmünü alıp bir beşere verilmesi söz konusu var şirk var! Şirkte ayette denildiği gibi zulüm ise?
Ee fıtrat ve yaratılış kulluğa indeksli oluğu için haliyle fıtrat ve mahluk şirkin işlenmesini yani kulluğun dışına çıkılması halini;
DNA'sına yanlış numaranın kodlanması gibi kabul edemiyor ve eğreti duruyor. O zamanda toplumda bozukluklar, ifsatlar ortaya çıkıyor.
Söylesene kardeşim portakalın hücresini muza aşılasan tuhaf birşey çıkar, bir bozukluk çıkar değil mi?
Bizim DNA'mıza kulluk kodlandığından ve tevhid var olduğundan dolayı şirk işin içine girdiğinde, beraberinde zulüm ve taşkınlığı getiriyor. Al sana başlı başına koskocaman, büsbüyük sorun.
Ne yapacağız peki Allah sana hayır versin kardeşim?
O zaman işte cihad edip misliyle karşılık verilmek zorundalığı oluyor.
Diyeceğim o ki kardeşim..
Allah swt sana Naim cennetlerini versin Silahla cihad bizdendir.
Hadi ama Osmanlı , nice fetihleri kılıçsız gerçekleştirdi diyemezsin.
Basiretsiz olmayın o kadar. Kalem, nefis,medya ve mal ile cihaddan söz etmeyin. Beriye atmayın silahla cihadı.
Bu sefer duygularımı bir kenara atıp, sizin yanlış alıgıya kurban olan "cesaret ve zafer " duygularınızı gün yüzüne çıkarmak istiyorum. Öncelikle sizin düşüncenizi tek cümlede yazacağım inşaallah. Ondan sonra ise cevabını.
Silahla Müslüman olmayan insanları öldürüyorsunuz. Cihad yaparken inançta baskı yapıyorsunuz.
Dünyada herkesi ahirette sadece müminleri rahmeti altına alan Allah'ın adıyla..
"Dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar.Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz.
Size ne oldu ki Allah yolunda ve 'Ey Rabb'imiz! Bizi şu ahalisi zalim olan şehirden çıkar ve bize katından bir koruyucu ver, bize katından bir yardımcı gönder!' Diyen zayıf erkek, kadın ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?
Îman etmiş olanlar, Alllah yolunda savaşırlar; kafir olanlar da tağut yolunda savaşırlar. Artık şeytanın dostlarıyla savaşın. Şüphe yok ki şeytanın hilesi zayıftır." (Nisa 74-76)
Peki kardeşlerim burdan gördük değil mi: İslam'ın emrettiği savaş, inançta baskı değil, zulmü ve taşkınlığı ortadan kaldırmak, zulmü yıkıp adaleti varetmek, emniyet ve huzuru gerçekleştirmek ve zavallıları korumak içindir.
Ey kardeşim! gördüğün gibi salya sümük edebiyat yaparak değil anlayacağımız şekilde söyledim.
Hani kimileri sadece Kuddüs-Filistin türküleri söyler ya sabahlara kadar, işte Yahudinin anlayacağı dil o değildir. Yahudinin elindeki silahı alacaksın ve ona çevireceksin.
Ve birşey da söylemek gerekirse;
Islam, ayetlerde zikredilenlerin dışında amaçlar besleyen savaşları kesinlikle hoş görmez.
Ee peki şim diyeceksin ki (aslında demiyeceksin fakat yine de beyin jimnastiği olsun diye söyliyeyim
)Evet, ayet zulüm gördüğünde diyor fakat belki benim zulüm anlayışım farklı. Belki orada kastedilen zulüm farklı şekildedir?
O zaman zulüm neymiş öğrenelim öncelikle.
Zulüm, birşeyi kendi yerinden başka bir yere koymak, birşeyi, bir kimseyi gayesinin dışında kullanmak veya bir hakkı sahibinden alıp başkasına vermektir. Diğer anlamı da karanlıktır o zaman sana bir ayet söyleyeceğim.
"Hani Lokman, oğluna öğüt vererek; 'Ey yavrucuğum! Allah'a ortak koşma. Çünkü O'na ortak koşmak büyük bir zulümdür.' Demişti." (Lokman 13)
Suphanallah ayetler arasındaki polidom (uyum) tüylerimi ürpertiyor gerçekten..
Şöyleki "cihad cihad cihad" diyen kardeşler ,ötelere giden kardeşler ve gitmek isteyip de o aşkla tutşan fakat gitmek nasip olmayan kardeşler ;öncelikle şirki-tevhidi idrak etmiş veya etmeye çalışan, her yerde bas bas bağırıp "tevhid tevhid" diyen kardeşlerdir bilirsiniz.
Ve tevhidin zıttı şirktir.
O zaman diyeceğiz ki ;cihad toprakların da Allah swt'nın hakkını ve sıfatlarını, hükmünü alıp bir beşere verilmesi söz konusu var şirk var! Şirkte ayette denildiği gibi zulüm ise?
Ee fıtrat ve yaratılış kulluğa indeksli oluğu için haliyle fıtrat ve mahluk şirkin işlenmesini yani kulluğun dışına çıkılması halini;
DNA'sına yanlış numaranın kodlanması gibi kabul edemiyor ve eğreti duruyor. O zamanda toplumda bozukluklar, ifsatlar ortaya çıkıyor.
Söylesene kardeşim portakalın hücresini muza aşılasan tuhaf birşey çıkar, bir bozukluk çıkar değil mi?
Bizim DNA'mıza kulluk kodlandığından ve tevhid var olduğundan dolayı şirk işin içine girdiğinde, beraberinde zulüm ve taşkınlığı getiriyor. Al sana başlı başına koskocaman, büsbüyük sorun.
Ne yapacağız peki Allah sana hayır versin kardeşim?
O zaman işte cihad edip misliyle karşılık verilmek zorundalığı oluyor.
Diyeceğim o ki kardeşim..
Allah swt sana Naim cennetlerini versin Silahla cihad bizdendir.
Hadi ama Osmanlı
, nice fetihleri kılıçsız gerçekleştirdi diyemezsin.
