Türkiye'nin, İslami geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bazıları, "Sancak düştüğü yerden kalkar" diye düşünerek; İslam'ın istikbalini bu topraklarda görmektedir. Sonuçta, İstanbul takriben 4 asır hilafet sancağını barındırma şerefine nail olmuştur velakin günümüzdeki hali maaleseft hepimizin malumudur.
Dünya'nın diğer ülkelerindede -çoğu Türkiye kadar olmasada- ciddi bir İslami yozlaşma görüyorum. Suudi Arabistande genç yaşta evlilik yasaklanıyor, barlar discolar açılıyor ve Fıskını açıktan belli eden bir zâlim tağut fiilen iktidar oluyor ama ne halkta, ne ulemada nede İslami hareketlerde tık yok.
Suriye'de ise Türkiye öncülüğünde bir demokratik rejim hazırlığı yapılıyor, SMO denen ekseran Ebu Riğal çeteleri her geçen gün birazdaha parlatılıyor, sözde Muhaliflerin destekçisi olan Türkiye hükümeti bu planda baş aktör kesiliyor. Mücahidler, adeta İdlibe hapsediliyor.
Yemende'de keza Mücahidlerin elindeki yerleşkeler bir bir alınıyor, ve onlarda çöllere çekilerek gerilla grubu haline gel meye başlıyor.
Lübnan'da ise Abdullah Azzam Tugayları'nın adeta ismi var cismi yok, Hizbullat ise Suriye'ye dahi müdahil oluyor.
Hamas gibi bir Ehli Sünnet camia önce seçimlere giriyor, Selefilerin camisini basıyor ve şimdide kasım Süleymani porteleri ile Gazze'yi donatıyor.
Irak'ta, harici cemaat ve ensar el İslam dışında neredeyse direnen kalmıyor. Hariciler, mücahidleri tekfir ile meşgul. Ensar el İslam ise hemen hiç etkinlik gösteremiyor.
Libya'da ise Demokrasi ve Otokrasi'den başka cebhe adeta kalmıyor. İslami cenah hızla tasfiye ediliyor.
Somali'de, İslam mücahidleri her türlü zorluğa rağmen bölgelerini koruyorlar ancak durumları hepimizin malumu, kayda değer bir ilerlemede görünmüyor.
Bütün bu ahval içinde insanın en çok umutlandığı yer Afganistan oluyor. Geçen seneden bu yana bile etki alanını %50 genişletmiş durumda olan bir Taliban var orada, ABD ile bir anlaşma sürecine girildi. Medyadan takip ettiğim kadarı ile Müslümanların leyhine bir anlaşma imzalandı ama sonra ne oldu bilmiyorum, medya üç maymunu oynamakta ısrarcı bu konuda. Bilgisi olan kardeşler aktarırsa mutlu olurum.
Ve Türkiye...
Aslında fazla uzun yazmama gerek yok. (Fırattan) batıda 70'li yıllarda -her ne kadar pek çok konuda tasvib etmesekte- akıncılar teşkilatı ve Şehid Metin Yüksel önderlğinde bir mücadele veriliyor. O yıllarda ülkücü olan bir akrabam şunları anlatmıştı bana "Ellerinde oraklarla bizi bekliyorlardı, bir ellerine geçirselerdi vallaha biçeceklerdi, canımızı zor kurtarmıştık" diye anlatıyordu beni mücahidlerden soğutmak için..
Gerçekten muazzam bir İslami faaliyet oluyor ama bu faaliyetlerin meyvelerini 80 sonrasında kapitalist/demokrat Özal yiyor. Ama, Müslümanlar yılmıyor, 80'li yıllarda faaliyeter devam ediyor. 90'lı yıllarda mücadele hayatı başlıyor, Müslümanlar Çeçenistana ve Bosnaya yardım gönderiyor, şehidler gecesi düzenliyor, harıl harıl kitaplar tercüme ediliyor bir nevi istikbaldeki bir Cihadın temelleri (Fırattan) batıda İBDA, doğuda Hizbullah ile atılmaya başlıyor. Doğuda Hizbullah, PKK'ya ve Rejime karşı beklenmedik bir başarı gösteriyor. Bu sırada dönemin İslamcı partisi seçimleri kazanıyor. Sene olmadan 28 şubat yaşanıyor ama Müslümanlar yılmıyor.
Taaki 2002 senesine kadar...
2002 senesinden sonrası hepimizin malumu aslında: TSK mücahid ilan edildi, Türkiye; Müslümanların son kalesi, Erdoğan halife...
Ömer Halisdemir, Fethi Sekin, Aydoğan Aydın vb kişiler artık yeni Hattab, Basayev hatta Metin Yükselimiz oldu.
Bir zamanlar şu veya bu sebeble "Müslümanım ama şeriatçı değilim diyenler: Namazda kılsalar hacca gitseler kafirdir! Ebucehillerden beter Stalinlerden beter kafirdir! Bunları sevenlerde müşriklerdir! Bunları tutanlarda Müşriklerdir!" Naraları atanların bu gün geldiği sefalet, rezalet ve zilleti hepimiz görüyoruz. Kendilerinin değimi ile "Asrın cihadı Vahhabiler ile mücadele"dir onlar için.
Halkında, hatta İslami cenahında en çok itibar ettiği sözde alimleri böyle diyor. Bir zamanlar, İslami temayülü olan herkes için başucu kitabı olan "Yoldaki İşaretler" sakıncalı kitap, Şehid Seyyid Kutub ise mezhebsiz oldu...
Biliyorum "Fazla uzun yazmaya gerek yok" dedim ve bir sürü şey yazdım ama dikkat ederseniz diğer yerlerin aksine geçmişi yazdım çünkü günümüzde durum belki =0 değil ama ≈0 haline geldi, yazacak bir şey bulamadım. Yanlış anlamayın illaki kıtal olan mücadeleden bahsetmiyorum, hiçbir şey bulamadım. Tüm arıza ve bidat ve hatta fısklarına rağmen doğudaki Hizbullah cemaati'nin faaliyetleri ve bir kaç küçük Selefi cemaat ve ufak tefek Sufi hareketleri elbetteki var ama hiçbirisi gözle görünecek boyutta değil. İnsanlar İslama hizmet deyince AKP'ye oy vermeyi anlamaya başladı.
Vallahi şu anda gitmeleri gelmelerinden hayırlı gelmeye başladı nezdime(elbetteki yanlış düşünüyor olabilirim). CHP'mi gelsin diyorlar ya, CHP gelseydi en azından "Çeçen komutanları Ruslara, Uygurları Çinlilere onlar verdi" derdik. "Amerika'ya, Afganistanda onlar yardım etti" yada "Mavi Marmara davasına onlar sahib çıkmadı" derdik.
Neyse daha fazla uzatmayayım kardeşler, asıl sormak istediğim bunlar değil çünki.
Böyle bir ahvali tefekkür ederken bazen Şeytan bana sğdan yaklaşıyor gibi hissediyorum. İstanbulun kıyamete yakın fethedileceğine dair olan rivayetler var. Hatta kaynağını bulamadım ama "İstanbuldan batıl hilafet çıkacak" diye bir hadis naklediliyor bizim caimada. Asla ilim iddia eden birisi değilim, rivayetin durumunu bilmem bilen varsa yazarsa müteşekkir olurum.
Elbetteki bu tip rivayetler Müteşabih hükmündedir ve amel edilmez, yol haritası hiç belirlenmez ama bu ahvali görünce insan ister istemez daha bir karamsarlaşıyor.
Dünya'daki İslami durumun kötü olması hasebi ile yine karamsarlaşıyorum. Raşid Hilafetin geri geleceğini biliyorum ama pek çok kimse bunun mehdi zamanında olacağını söylüyor. Delilleri ise gayet sağlam gibi duruyor:
"Hilafetin mukaddes topraklara indiğini gördüğünde muhakkak ki depremler, belalar ve büyük işler yaklaşmıştır. O gün kıyamet, benim elimin senin başına yakın olduğundan daha yakın olacaktır."
"Beytu'l Makdis'in imarı Yesrib'in harabıdır. Yesrib'in harabı savaşın çıkmasıdır. Savaş, İstanbul'un fethidir, İstanbul'un fethi Deccal'in çıkmasıdır! buyurdu. Sonra elini , konuşmakta olduğu kimsenin dizine vurdu ve: 'Senin burada oturuyor olman nasıl gerçekse, bu söylediğim de öyle gerçektir.' buyurdu."
Buralardan hareketle: "Hilafet, Kudüse ineceğine ve Kudüste Mehdi tarafından fetholunacağuna göre Hilafet, Mehdi ile gelecektir" yorumu yapılmaktadır. Buna en karşı olan ve çekirdek çitleterek mehdi beklenmemesi gerektiğini söyleyen benim. Ama İslami hareketin düştüğü arzettiğim durum, şeytanın bana buradan yaklaşmasına vesile olmaktadır. Sizden ricam, arzettiğim rivayetleri sahih olarak şerhetmeniz ve şübhelerimi izale etmek konusunda nasihat etmenizdir
Dünya'nın diğer ülkelerindede -çoğu Türkiye kadar olmasada- ciddi bir İslami yozlaşma görüyorum. Suudi Arabistande genç yaşta evlilik yasaklanıyor, barlar discolar açılıyor ve Fıskını açıktan belli eden bir zâlim tağut fiilen iktidar oluyor ama ne halkta, ne ulemada nede İslami hareketlerde tık yok.
Suriye'de ise Türkiye öncülüğünde bir demokratik rejim hazırlığı yapılıyor, SMO denen ekseran Ebu Riğal çeteleri her geçen gün birazdaha parlatılıyor, sözde Muhaliflerin destekçisi olan Türkiye hükümeti bu planda baş aktör kesiliyor. Mücahidler, adeta İdlibe hapsediliyor.
Yemende'de keza Mücahidlerin elindeki yerleşkeler bir bir alınıyor, ve onlarda çöllere çekilerek gerilla grubu haline gel meye başlıyor.
Lübnan'da ise Abdullah Azzam Tugayları'nın adeta ismi var cismi yok, Hizbullat ise Suriye'ye dahi müdahil oluyor.
Hamas gibi bir Ehli Sünnet camia önce seçimlere giriyor, Selefilerin camisini basıyor ve şimdide kasım Süleymani porteleri ile Gazze'yi donatıyor.
Irak'ta, harici cemaat ve ensar el İslam dışında neredeyse direnen kalmıyor. Hariciler, mücahidleri tekfir ile meşgul. Ensar el İslam ise hemen hiç etkinlik gösteremiyor.
Libya'da ise Demokrasi ve Otokrasi'den başka cebhe adeta kalmıyor. İslami cenah hızla tasfiye ediliyor.
Somali'de, İslam mücahidleri her türlü zorluğa rağmen bölgelerini koruyorlar ancak durumları hepimizin malumu, kayda değer bir ilerlemede görünmüyor.
Bütün bu ahval içinde insanın en çok umutlandığı yer Afganistan oluyor. Geçen seneden bu yana bile etki alanını %50 genişletmiş durumda olan bir Taliban var orada, ABD ile bir anlaşma sürecine girildi. Medyadan takip ettiğim kadarı ile Müslümanların leyhine bir anlaşma imzalandı ama sonra ne oldu bilmiyorum, medya üç maymunu oynamakta ısrarcı bu konuda. Bilgisi olan kardeşler aktarırsa mutlu olurum.
Ve Türkiye...
Aslında fazla uzun yazmama gerek yok. (Fırattan) batıda 70'li yıllarda -her ne kadar pek çok konuda tasvib etmesekte- akıncılar teşkilatı ve Şehid Metin Yüksel önderlğinde bir mücadele veriliyor. O yıllarda ülkücü olan bir akrabam şunları anlatmıştı bana "Ellerinde oraklarla bizi bekliyorlardı, bir ellerine geçirselerdi vallaha biçeceklerdi, canımızı zor kurtarmıştık" diye anlatıyordu beni mücahidlerden soğutmak için..
Gerçekten muazzam bir İslami faaliyet oluyor ama bu faaliyetlerin meyvelerini 80 sonrasında kapitalist/demokrat Özal yiyor. Ama, Müslümanlar yılmıyor, 80'li yıllarda faaliyeter devam ediyor. 90'lı yıllarda mücadele hayatı başlıyor, Müslümanlar Çeçenistana ve Bosnaya yardım gönderiyor, şehidler gecesi düzenliyor, harıl harıl kitaplar tercüme ediliyor bir nevi istikbaldeki bir Cihadın temelleri (Fırattan) batıda İBDA, doğuda Hizbullah ile atılmaya başlıyor. Doğuda Hizbullah, PKK'ya ve Rejime karşı beklenmedik bir başarı gösteriyor. Bu sırada dönemin İslamcı partisi seçimleri kazanıyor. Sene olmadan 28 şubat yaşanıyor ama Müslümanlar yılmıyor.
Taaki 2002 senesine kadar...
2002 senesinden sonrası hepimizin malumu aslında: TSK mücahid ilan edildi, Türkiye; Müslümanların son kalesi, Erdoğan halife...
Ömer Halisdemir, Fethi Sekin, Aydoğan Aydın vb kişiler artık yeni Hattab, Basayev hatta Metin Yükselimiz oldu.
Bir zamanlar şu veya bu sebeble "Müslümanım ama şeriatçı değilim diyenler: Namazda kılsalar hacca gitseler kafirdir! Ebucehillerden beter Stalinlerden beter kafirdir! Bunları sevenlerde müşriklerdir! Bunları tutanlarda Müşriklerdir!" Naraları atanların bu gün geldiği sefalet, rezalet ve zilleti hepimiz görüyoruz. Kendilerinin değimi ile "Asrın cihadı Vahhabiler ile mücadele"dir onlar için.
Halkında, hatta İslami cenahında en çok itibar ettiği sözde alimleri böyle diyor. Bir zamanlar, İslami temayülü olan herkes için başucu kitabı olan "Yoldaki İşaretler" sakıncalı kitap, Şehid Seyyid Kutub ise mezhebsiz oldu...
Biliyorum "Fazla uzun yazmaya gerek yok" dedim ve bir sürü şey yazdım ama dikkat ederseniz diğer yerlerin aksine geçmişi yazdım çünkü günümüzde durum belki =0 değil ama ≈0 haline geldi, yazacak bir şey bulamadım. Yanlış anlamayın illaki kıtal olan mücadeleden bahsetmiyorum, hiçbir şey bulamadım. Tüm arıza ve bidat ve hatta fısklarına rağmen doğudaki Hizbullah cemaati'nin faaliyetleri ve bir kaç küçük Selefi cemaat ve ufak tefek Sufi hareketleri elbetteki var ama hiçbirisi gözle görünecek boyutta değil. İnsanlar İslama hizmet deyince AKP'ye oy vermeyi anlamaya başladı.
Vallahi şu anda gitmeleri gelmelerinden hayırlı gelmeye başladı nezdime(elbetteki yanlış düşünüyor olabilirim). CHP'mi gelsin diyorlar ya, CHP gelseydi en azından "Çeçen komutanları Ruslara, Uygurları Çinlilere onlar verdi" derdik. "Amerika'ya, Afganistanda onlar yardım etti" yada "Mavi Marmara davasına onlar sahib çıkmadı" derdik.
Neyse daha fazla uzatmayayım kardeşler, asıl sormak istediğim bunlar değil çünki.
Böyle bir ahvali tefekkür ederken bazen Şeytan bana sğdan yaklaşıyor gibi hissediyorum. İstanbulun kıyamete yakın fethedileceğine dair olan rivayetler var. Hatta kaynağını bulamadım ama "İstanbuldan batıl hilafet çıkacak" diye bir hadis naklediliyor bizim caimada. Asla ilim iddia eden birisi değilim, rivayetin durumunu bilmem bilen varsa yazarsa müteşekkir olurum.
Elbetteki bu tip rivayetler Müteşabih hükmündedir ve amel edilmez, yol haritası hiç belirlenmez ama bu ahvali görünce insan ister istemez daha bir karamsarlaşıyor.
Dünya'daki İslami durumun kötü olması hasebi ile yine karamsarlaşıyorum. Raşid Hilafetin geri geleceğini biliyorum ama pek çok kimse bunun mehdi zamanında olacağını söylüyor. Delilleri ise gayet sağlam gibi duruyor:
"Hilafetin mukaddes topraklara indiğini gördüğünde muhakkak ki depremler, belalar ve büyük işler yaklaşmıştır. O gün kıyamet, benim elimin senin başına yakın olduğundan daha yakın olacaktır."
"Beytu'l Makdis'in imarı Yesrib'in harabıdır. Yesrib'in harabı savaşın çıkmasıdır. Savaş, İstanbul'un fethidir, İstanbul'un fethi Deccal'in çıkmasıdır! buyurdu. Sonra elini , konuşmakta olduğu kimsenin dizine vurdu ve: 'Senin burada oturuyor olman nasıl gerçekse, bu söylediğim de öyle gerçektir.' buyurdu."
Buralardan hareketle: "Hilafet, Kudüse ineceğine ve Kudüste Mehdi tarafından fetholunacağuna göre Hilafet, Mehdi ile gelecektir" yorumu yapılmaktadır. Buna en karşı olan ve çekirdek çitleterek mehdi beklenmemesi gerektiğini söyleyen benim. Ama İslami hareketin düştüğü arzettiğim durum, şeytanın bana buradan yaklaşmasına vesile olmaktadır. Sizden ricam, arzettiğim rivayetleri sahih olarak şerhetmeniz ve şübhelerimi izale etmek konusunda nasihat etmenizdir
