İslam aleminde Kabiliyeti Namı ve Makamı olan, Hakkı gizlemekten mazur görülmez. Allah (سبحانه و تعالى) onu mükellef kılmıştır. Çünkü alimler Nebilerin varisleridir. Ve Nebiler ne Dinar ne de dirhem miras bıraktılar. Onlar bu ilmi miras bıraktılar. Selef'in imamları bir araya gelinen yerlerde, mescitlerde, toplantılarda ve diğer yerlerde hakkı konuşurlardı.
Sahih senedle Darimi'nin Süneninden El-Evzai'nin tarikiyle geldiği üzere şöyle dedi;
"Bana Ebu Kesir dedi ki", o da dedi ki;
"Bana babam şöyle dedi:
"Ben Ebu Zerr'e kendisi orta cemrede oturuyorken gittim. İnsanlar ondan fetva almak için etrafında toplanmışlardı. Bir adam gelip ona; "Sizin fetva vermez yasaklanmadı mı?" Dedi. O da başını ona doğru kaldırıp "Sen benim bekçim misin?" Dedi. ( boynunu göstererek) keskin kılıcı buraya koysanız, Ben de siz beni vurmadan Allah'ın Resulü'nden (صلى الله عليه و سلم) duyduğum bir şeyi söyleyebileceğimi düşünsem, söylerdim." dedi.
Buhari bunu Sahih'inde cezm siğasıyla nakletmiştir.
Selefin imamlarından hiçbiri marufu emredip münkeri nehyetmede bir sorun bulmazdı. Onun hak olduğunu bildikleri halde nasıl yaparlar? Kendilerini evlerine bağlayıp Hakkı konuşmak ve batıla karşı çıkmak için resmi bir izin beklemezlerdi.
Allame Muhaddis Süleyman el ulvan ( حفظه الله )
Moderatör tarafında düzenlendi: