Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şafak Mektubları

Ö Çevrimdışı

özgürlüğe hasret

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ŞAFAK MEKTUPLARI

Canım Kardeşim


Mektubunu aldım, teşekkür ederim. Mektubunu her okuyuşumda sorumluluk bilincini ve ağırlığını daha fazla hissettim.

Firavunların tanınmasından, Hz. Musa(a.s.)'dan ve Hz. Musa tavrından bahsediyorsun. Çeşitli kaynaklardan bu meseleyi tekrar okudum. Yaşanan olayları gözümde canlandırınca ve kendimi Hz. Musa(a.s.)'ın yerine koyarak imtihana tabi tutunca, kendimi ve Hz. Musa (a.s.)'ı daha yakından tanıdım. Onun ne olduğunu ve benim ne olmadığımı anladım.

Selam, sevgi ve rahmet,

O seçkin ve seçilmiş insanlar üzerine olsun. Onları tanıdıkça daha çok seviyor ve onlara daha çok gıpta ediyorum.


Hz. Musa(a.s.) Rabbimizden, kardeşi Harun(a.s.)'ı yardımcı olarak istemişti. Çünkü tebliğin önemini kavrıyor ve en güzel tarzda yapılmasını istiyordu.

Bütün peygamberler zaten buna dikkat etmemiş miydi? Bu seçkin peygamberlerin ve Resulullah (s.a.v.)'in pak sünnetini dikkate alarak tekrar kendime baktım, kendimi düşündüm...

Elim, ayağım gevşedi, boynum büküldü, dillerim dolandı..

Oturup ağlamak istedim. Kendi kendime "Sen kimsin, firavunların karşısına çıkmak kim?" dedim. Çünkü sadece cesaretle değil, cesaretle birlikte ilim ve ferasetle yapılması gereken bir eylemdi bu.

Dünyanın her ülkesinde bu kutlu görevi hakkıyla yerine getirebilecek alimler olmalıdır diye düşündüm.

Hem böyle değil miydi?

Bu görev, "Biz peygamber varisiyiz" diyen, ehil olmayanlara haddini bildiren ve onlara "Arapça, hadis, fıkıh, tefsir ilmini bilmeden, bu ilimlerde uzun yıllar derinleşme-den ağzınızı açmayın.." diyerek onları suskunluğa mahkum eden alimlerin görevi değil miydi?

Haddimi bildim Salih abi ve büyük şehrin, bazı büyük alimlerini dolaştım. Beni bu alimlerin yanına büyük methiyeler ile götüren müslümanların belirttiği gibi alim insanlar.

Her şeyden önemlisi, birçoğu firavunları tanıyorlar ve bu çağdaş firavunların halkı köleleştirdiğini biliyorlardı. Kapılar kapandıktan ve makamlarında kendilerini rahat hissettikten sonra bana uzun uzun tağutu, müstekbirleri ve firavunları anlattılar. Fakat birçoğu anlattıkları bu hak gerçeklerden sonra beni firavunların tespit ettiği yolda ve onların müsaade ettiği sahada İslam adına mücadeleye davet etti!.

"Efendim!. Zikrettiğiniz firavunlar insanları ezmekte, insanları sömürmekte ve en önemlisi insanları ALLAH'a kulluktan menetmektedirler. Her gün firavunu dost bilen binlerce insan, tevhidden bihaber, İslam'dan bihaber ölmektedir. Firavunlar bu insanlara çoğu kez dost ve gerektiği zaman Müslüman gözükmektedirler. Firavunların bu maskelerinin düşürülmesi ve küfürle kaplanan kapkara yüzlerinin insanlara gösterilmesi gerekmektedir. Bunun için kapalı kapılar ardında ve dışarıdan duyulmayacak bir sesle bana anlattığınız bu hak gerçekleri, müstekbirlerin karşısına dikilerek ve mustazafların da duyacakları bir sesle açık-lamanız gerekmez mi?" dedim.

Herhalde haddimi aştım ki yanımdaki müslümanın çimciğine, diğerlerinin ise sert bakışlarına maruz kaldım. :şaplak



Karşımda oturan efendi(!) ise hafif sendeledi. Sonra düşmeyi alışkanlık haline getiren insanların tabi bir şekilde doğruldukları gibi doğrularak ve kendisine değil, bana acı-yan bir yüz ifadesiyle bakarak.,

"Peki, sonra ne olacak?" dedi.

Artık haddimi aştığımı veya aşmam gerektiğini ben de biliyordum. :cimcime1

"Firavunlar size ve söylediğiniz hakka karşı gösterecekleri tavır ile gerçek yüzlerini meydana çıkaracaklar ve insanlar kimin ne olduğunu ve kime kulluk yaptıklarını anlayacaklardır" dedim.

Ne dediğimi ve ne demek istediğimi gayet iyi anladı. Sehpayı ve iki metrelik urganı düşünmüş olacak ki gözleri korku ile büyüdü. Eliyle boğazını sıvazlayarak yutkundu. Sonra kendisine kör umutlarla bağlanan Müslümanlara baktı. Yerinde sağa sola kıpırdanarak oturduğu kaba minderin rahatlığını hissetti. Dünya sevgisinden oluşan gözkapaklarıyla hakkı gören gözlerini kapatarak ve yaşama sevgisiyle derin bir nefes alarak., "Bir kafirin tanınması için, bir alim feda edilir mi?" dedi.

Bu cevap yanımdaki müslümanlara cazip gelmiş olacak ki rahat bir nefes aldılar. Hocalarına sevgi ve muhabbetle baktılar. Ben ise tek yönlü yolda ateşle çarpışan barut gibiydim. Artık sabredemiyor ve onlarla bir arada kalmak istemiyordum. Yanlarından ayrılırken.,


"Bir Yezid'in tanınması için bir Hüseyin, kendisini ve ailesini feda etti. Siz onlardan daha mı değerlisiniz?" dedim.

Sonradan duydum ki Hz. Hüseyin(r.a.)'dan örnek verdiğim için Şii olduğumu söylemişler. :güldüm Hanefi olduğumu bilen Müslümanlar da saygısızlık olmasın diye susmuşlar.. :buneya



Ne yapayım Salih kardeşim?

Bu durumda hangi kapıyı çalayım?

Hangi peygamber varisini, peygamber görevine davet edeyim?

Müslümanların umut bağladığı ve kendilerince tespit edilen vasıfları üzerinde taşıyan birçok alim, kapalı kapılar arkasında bulunmaktalar!.

"Öterim de keserler" endişesiyle, sabaha davet eden, sabahı müjdeleyen horoz olmak yerine, gün doğduktan sonra meydanı boş bularak cıvıldaşan serçe olmak istiyorlar!.

Oysa insanların zulüm karanlığını görmeleri, aydınlık haberi almaları, sabahı özlemeleri ve sabaha doğru koşmaları gerekir.

Ve bunun için, bunun gerçekleşmesi için, kapalı kapılar ardında bin alim değil; sokaklarda, halkın arasında, mustazafların yanında, müstekbirlerin karşısında bir alim, sadece ALLAH'tan korkan gerçek bir alim lazım.


Ne yapayım Salih kardeşim?



Can korkusu ile firavunlara haddini bildirmeyen, rahat ve yumuşak minderlere oturarak yaşamadıkları ilim ile övünen ve bu faydasız ilim ile Müslümanlara haddini bildiren alimlerin sözünü dinleyerek, haddimi bileyim mi?


Çağdaş firavunlar ALLAH'a karşı haddini bilmez iken. ben bu söz alimlerine karşı haddimi bileyim mi?



Söyle dostum, söyle canım kardeşim.,



Ne yapayım?..

Mehmed Alagaş

 
eylemzayi Çevrimdışı

eylemzayi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"Efendim!. Zikrettiğiniz firavunlar insanları ezmekte, insanları sömürmekte ve en önemlisi insanları ALLAH'a kulluktan menetmektedirler. Her gün firavunu dost bilen binlerce insan, tevhidden bihaber, İslam'dan bihaber ölmektedir. Firavunlar bu insanlara çoğu kez dost ve gerektiği zaman Müslüman gözükmektedirler. Firavunların bu maskelerinin düşürülmesi ve küfürle kaplanan kapkara yüzlerinin insanlara gösterilmesi gerekmektedir. Bunun için kapalı kapılar ardında ve dışarıdan duyulmayacak bir sesle bana anlattığınız bu hak gerçekleri, müstekbirlerin karşısına dikilerek ve mustazafların da duyacakları bir sesle açık-lamanız gerekmez mi?"

evet gerekiyorsa haddimizi aşmalıyız...

ALLAH razı olsun...
 
ruveyda Çevrimdışı

ruveyda

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
eylemzayi ' Alıntı:
"Efendim!. Zikrettiğiniz firavunlar insanları ezmekte, insanları sömürmekte ve en önemlisi insanları ALLAH'a kulluktan menetmektedirler. Her gün firavunu dost bilen binlerce insan, tevhidden bihaber, İslam'dan bihaber ölmektedir. Firavunlar bu insanlara çoğu kez dost ve gerektiği zaman Müslüman gözükmektedirler. Firavunların bu maskelerinin düşürülmesi ve küfürle kaplanan kapkara yüzlerinin insanlara gösterilmesi gerekmektedir. Bunun için kapalı kapılar ardında ve dışarıdan duyulmayacak bir sesle bana anlattığınız bu hak gerçekleri, müstekbirlerin karşısına dikilerek ve mustazafların da duyacakları bir sesle açık-lamanız gerekmez mi?"

evet gerekiyorsa haddimizi aşmalıyız...

ALLAH razı olsun...
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt