Âleykum selam we rahmetullâhi we berakâtuh;
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ben Rabbimden dört şey istedim; üçünü bana verdi, bir tanesini vermedi; Allah’dan ummetimi dalâlette birleştirmemesini istedim, bana (bunu söz) verdi.
Allah’dan, daha önceki ummetleri helak ettiği gibi, onları (ummetimi) kıtlıkla helak etmemesini istedim, bunu da bana verdi.
Allah’dan, düşmanlarının onlara (sürekli gâlib olacak şekilde) üstün getirmemesini istedim, onu da bana (söz) verdi. Sonra Allah’dan onların arasına tefrika vermemesini, onların kendi aralarında birbirlerine -iç çatışmalarla- acı vermemelerin istedim, bunu benden esirgedi.
(Ahmed b. Hanbel, Musned, 45/200; Taberânî, Hadis no: 2171)
Zayıf rivâyet!
Hafız Nureddin el Heysemi, bu rivâyette bir meçhul râvi bulunduğundan bunun zayıf olduğunu belirtmiştir. (Nureddin el Heysemi, Mecmau’z Zevaid, Hadis no: 11966)
Hadis, müslümanların içindeki birliğin sağlamasının nasib olması müslümanların kendi aralarında bunu sağlaması ile olabileceğini göstermektedir. Müslümanlar buna çaba gösterirse Allah onlara nasib eder.
Amir b. Sa'd babası Sa'd Ebû Vakkas, (r.anh)'dan: Sa'd b. Ebû Vakkas (r.anh) dedi ki:
Rasûlullah (s.a.v.), bir gün yayladan geldi. Benî Muâviye'nin mescidine uğradığında içeri girerek orada iki rekat namaz kıldı Onunla birlikte biz de kıldık. Namazda Rabbine uzun uzun dua etti. Sonra bize döndü de şöyle buyurdu:
"Rabbimden üç şey istedim. Bana ikisini verdi, birini vermedi: Rabbimden ummetimi açlıkla helak etmemesini diledim, onu da verdi. Felaketlerini kendi aralarında vermemesini diledim. Bunu, bana vermedi."
(Muslim, Kitabu'l-Fiten, Bab 5, Hadis no: 20; Sunen-i Tirmizî, Kitabu'l-Fiten, Bab 13, Hadis no: 2266; Sunen-i İbn Mâce, Kitabûl-Fiten, Bab 9, Hadis no: 3951)
Sevbân (r.anh)'ın rivayetiyle şöyle buyuruyor Rasûlullah (s.a.v.):
"Gerçekten Allah, bana yeri topladı da onun doğusunu, batısını gördüm. Hiç şubhe yok ki, ummetim bana toplanan yerlerin mülküne ulaşacaktır. Bana kırmızı ve beyaz iki define de verildi.
Ben Rabbimden, ummetimi, kıtlık sebebiyle helak etmemesini diledim. Bir de onların üzerine kendilerinden başka bir düşman musallat edib de onların kökünü kibrit suyu damlatmamasını istedim.
Rabbim: "Ya Muhammed, Ben, bir hüküm verirsem, o geri çevrilmez. Ben, ummetini umumi kıtlıkla helak etmeyeceğime ve üzerlerine kendilerinden başka varlığına son verecek bir düşman musallat etmeyeceğime söz verdim. Velev ki üzerlerine yerin her tarafındakiler -yahut yerin memleketleri arasındakiler, demiştir- toplanmış olsunlar. Tâ ki, birbirlerini helak edib birbirlerini esir alıncaya kadar, buyurdu."
(Muslim, Kitabu'l-Fiten, Bab 5, Hadis no: 19; Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Fiten, Bab 13, Hadis no: 2267; Sûnen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Fiten, Bab l, Hadis no: 4252; Sünen-i İbn Mâce, Kitabu'l-Fiten, Bab 9, Hadis no: 3952; Ahmed b. Hanbel, Musned, C. 5, Sf. 284 Şeddad b. Evs'den)