“Din namına sonradan ortaya çıkarılan şeylerden sakının. Gerçekten sonradan ortaya çıkarılan herşey bid’attır ve her bid’at de sapıklıktır. Bu durumda sizin yapmanız gereken şey, benim sünnetime ve birer hidayet ve irşad rehberi olan halifelerimin sünnetlerine sarılmanızdır.” (Ebû Dâvud, Sünnet, 5)
“Allah bid'at sahibinin orucunu, namazını, sadakasını, haccını, umresini, cihadını, sarfını (maddi yardımını), şehadetini kabul etmez. O, kılın yağdan çıktığı gibi İslâm'dan çıkar.”
(İbn Mace, Mukaddime, 7/49)
Buhari ve Muslim’in ittifak ederek rivayet ettikleri bir hadis bu konuya güneşli bir günün aydınlığı gibi açıklık getirmektedir: “Her kim bizim bu işimizin (yani dinimizin) içine, ondan olmayan bir şeyi yeniden sokarsa (o yaptığı iş) merdudtur, başına çalınır.”
"Sonradan (din adına) ortaya çıkan herşey bid'attir; her bid'at sapıklıktır ve her sapıklık insanı ateşe sürükler. "(Müslim, Cumua, 43; Ebû Davud, Sünnet 5; Nesâî, lydeyn, 22; İbn Mâce, Mukaddime, 7)
İmam Ebu Hanife (ra), bidat hakkında şöyle der: “İnsanların ihdas ettikleri ve kendiliklerinden ortaya koydukları şey, onları hidayete eriştirmez. Aslolan Kur'an-ı Kerim'in getirdiği, Peygamber'in davet ettiği, insanlar arasında tefrika ortaya çıktığı devreye kadar Peygamber'in ashabının yapmakta devam edegeldikleri şeylerdir. Bundan başkası ile amel edenler bid'atçi ve kendiliklerinden ihdas edicilerdir.”
(el-Vasiye, s.79)
İmam Malik (rh.a) şöyle der: “Her kim İslam’da güzel görüp bir bid’at çıkarırsa, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in risâleti edâ etmede ihânet ettiğini iddiâ etmiş olur. Çünkü Allah Teâlâ: ‘Bugün sizin için dîninizi tamamladım’ diye buyurmaktadır. Bu sebeple o gün dîn olmayan hiçbir şey bugün de dîn olamaz.”
(İmam Şâtıbî (rh.a), el-İ'tisâm)
Ömer bin Abdulaziz (ra) şöyle demiştir: “Bir bidat çıkaran herkes tahrif ettiği bir delile dayanır.” (Ahmed, Zühd, 1714)
Huzeyfe (ra) şöyle dedi: “Canımı elinde tutan Allah’a(cc) yemin olsun ki, öyle bid’atler ortaya çıkacak, onlardan biri terk edildiği zaman, “Sünnet terk edildi” diyecekler.”
(İmam Şatıbî (rh.a), el-İ’tisam, 1/99)
“Allah bid'at sahibinin orucunu, namazını, sadakasını, haccını, umresini, cihadını, sarfını (maddi yardımını), şehadetini kabul etmez. O, kılın yağdan çıktığı gibi İslâm'dan çıkar.”
(İbn Mace, Mukaddime, 7/49)
Buhari ve Muslim’in ittifak ederek rivayet ettikleri bir hadis bu konuya güneşli bir günün aydınlığı gibi açıklık getirmektedir: “Her kim bizim bu işimizin (yani dinimizin) içine, ondan olmayan bir şeyi yeniden sokarsa (o yaptığı iş) merdudtur, başına çalınır.”
"Sonradan (din adına) ortaya çıkan herşey bid'attir; her bid'at sapıklıktır ve her sapıklık insanı ateşe sürükler. "(Müslim, Cumua, 43; Ebû Davud, Sünnet 5; Nesâî, lydeyn, 22; İbn Mâce, Mukaddime, 7)
İmam Ebu Hanife (ra), bidat hakkında şöyle der: “İnsanların ihdas ettikleri ve kendiliklerinden ortaya koydukları şey, onları hidayete eriştirmez. Aslolan Kur'an-ı Kerim'in getirdiği, Peygamber'in davet ettiği, insanlar arasında tefrika ortaya çıktığı devreye kadar Peygamber'in ashabının yapmakta devam edegeldikleri şeylerdir. Bundan başkası ile amel edenler bid'atçi ve kendiliklerinden ihdas edicilerdir.”
(el-Vasiye, s.79)
İmam Malik (rh.a) şöyle der: “Her kim İslam’da güzel görüp bir bid’at çıkarırsa, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in risâleti edâ etmede ihânet ettiğini iddiâ etmiş olur. Çünkü Allah Teâlâ: ‘Bugün sizin için dîninizi tamamladım’ diye buyurmaktadır. Bu sebeple o gün dîn olmayan hiçbir şey bugün de dîn olamaz.”
(İmam Şâtıbî (rh.a), el-İ'tisâm)
Ömer bin Abdulaziz (ra) şöyle demiştir: “Bir bidat çıkaran herkes tahrif ettiği bir delile dayanır.” (Ahmed, Zühd, 1714)
Huzeyfe (ra) şöyle dedi: “Canımı elinde tutan Allah’a(cc) yemin olsun ki, öyle bid’atler ortaya çıkacak, onlardan biri terk edildiği zaman, “Sünnet terk edildi” diyecekler.”
(İmam Şatıbî (rh.a), el-İ’tisam, 1/99)