Çevrimdışı
NEFİS
Yoktan yaratılan insanoğlu kendi nefis muhasebesini tam olarak yapamamakta, kar ve zararını dengeleyememektedir. İnsanoğlunun yapısında bulunan nefis düşüncelerine yön vermektedir.
Her ne kadar yanlıştan uzak durmaya çalışsak da nefis sürekli bizlere yanlış yaptırmaya meylettirmektedir. Habil (as) nefsinin temiz olması, Kabil’in nefsinin kötü olması buna örnektir. Yaptığımız amellerin faydalı olması için çalışmalı faydasız söz ve fiili davranışlardan da uzak durmaya çalışmalıyız.
Yeryüzünde ev sahipliği yapan insanoğlu elde ettiği mallar nefsine hoş geldikçe çalışma hırsını daha da arttırmaktadır. Dünyada her şey nasıl bir denge içerisinde dizayn edilmişse zengin ve fakirin durumu da o derecede eşitlenmiştir. Herkes zengin olsaydı o zaman nefis imtihanını kimse anlayamazdı. Herkes fakir olsaydı durum yine aynı olmuş olurdu.
Allah yeryüzünü bizlere bir barınma yeri kıldı. Burada doğuyoruz, burada yaşıyoruz ve burada ölüyoruz. Bu süreç içerisinde yalnızca bu yolu yürüyoruz, çalışıyoruz, kazanıyoruz, ihtiyacımızı karşılıyoruz sonrada her şeyi yerinde bırakıp zamanı geldiğinde ebedi aleme göç ediyoruz.
Bizler ebediyet azığını ruhumuz için toplamalıyız. Elbette ki bedenimiz için de çalışmalıyız ama bedensel ihtiyaçlar bu dünya içindir. Ebedi alem için ibadet, hayır ve hasenat azığını toplamalıyız.
Karun’un hazinesi ona kalmadığı gibi, en fakir bir hamalın ipliği de ona kalmayacaktır. Fakat helal yollardan kazanılan ve haram yollardan kazanılanın hesabı çok farklı olacaktır.
“Fakirler, cennete zenginlerden önce girecekler, çünkü onların hesap verecekleri malları, servetleri yoktur. Zenginler ise mallarının ve servetlerinin hesabını verecekler, nereden kazanıp nerede harcadıklarını sorgulayacağından dolayı gecikirler. Ancak cennete girdikten sonra haseneleri daha fazla ise fakirlerden dereceleri daha üstün olur. Nitekim zengin nebiler, sıdıklar ve diğerleri haseneleri fazla olduğu için fakirleri geçerler.”
Dünya malına tamah etmemek, ama kazancını helal yollardan çalışıp kazanmak ve kazandıklarını Allah yolunda harcamak elbette ki önemlidir.
Nefis insanların duygularına yön verdiği gibi kişiyi helal yollara da götürebilir, haram yollara da sevk edebilir. İnsanlarda ki kibir, gurur, kendini beğenmişlik, üstün görme gibi hareketler nefsi kötü bir şekilde tatmin olmasına kolaylık sağlamış olur. Oysaki bizler bu davranışlardan kesinlikle uzak durmalıyız.
İş çalışmalarında üst sınıf ve alt sınıf kademeleri farklılığa da sebep olmaktadır. Bayanlar arasındaki kıskançlık, gençler arasındaki kıskançlık kalplerde bozulmalara sebep olmaktadır.
Peygamber efendimiz (sav) hadisinde buyuruyor; “Dikkat edin vücutta öğle bir et parçası vardır ki, o iyi olursa bütün vücut iyi olur, o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin o kalptir.”
Bizler kıskançlıkla buğz etmediğimiz sürece insanlar arasında iyiliğin yayılmasına vesile olduğumuz sürece kalbimizi temiz tutmuş oluruz. Nasıl ki elbisemize bulaşan bir lekeyi temizlemek için yıkamamız gerekiyorsa, kalplerimizdeki kirlerden de Allaha çokça tövbe ederek ve kulluk görevimizi yerine getirterek temizleriz. Eğer bizler elbiseye bulaşan lekeyi yıkamaz ve üzerine yeni bir elbise giyersek o lekeyi kaybetmiş olmayız. Yapmış olduğumuz hatalardan dolayı tövbe dilemeli ve dua da bulunmalıyız. Kalplerde ki kirlerimizden de böylece arınmış oluruz.
Dünya bir imtihan yeridir. “ Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele ( bakara 155).”
Mal mir fitnedir, evlat bir fitnedir. Bunlara çokça sevgi duyduğumuzdan ötürü yine bunlarla imtihan edilmekteyiz.
Bizleri yoktan var eden Allah, fakir iken zengin eden, çocuk sahibi değilken lütfundan ikram eder. Verilen emanetin bir gün geri iade edileceğini bilerek sahiplenmek gerekir. Ne çok bağlanmak nede az bağlanmak iyi değildir. Mallar da, evlat da emanettir o halde emanete sahip çıkınız. Nefsinize hakim olunuz. Geçici dünya için şeytana uyup da kötü nefisler peşinde koşmayınız. Bedeninize giren her maddenin helal olmasını sağlayınız.
Rabbim bizleri şeytanın vesveselerinden korusun. Bizleri hayır üzerine bir hayat yaşamayı nasip etsin.(amin)
Yoktan yaratılan insanoğlu kendi nefis muhasebesini tam olarak yapamamakta, kar ve zararını dengeleyememektedir. İnsanoğlunun yapısında bulunan nefis düşüncelerine yön vermektedir.
Her ne kadar yanlıştan uzak durmaya çalışsak da nefis sürekli bizlere yanlış yaptırmaya meylettirmektedir. Habil (as) nefsinin temiz olması, Kabil’in nefsinin kötü olması buna örnektir. Yaptığımız amellerin faydalı olması için çalışmalı faydasız söz ve fiili davranışlardan da uzak durmaya çalışmalıyız.
Yeryüzünde ev sahipliği yapan insanoğlu elde ettiği mallar nefsine hoş geldikçe çalışma hırsını daha da arttırmaktadır. Dünyada her şey nasıl bir denge içerisinde dizayn edilmişse zengin ve fakirin durumu da o derecede eşitlenmiştir. Herkes zengin olsaydı o zaman nefis imtihanını kimse anlayamazdı. Herkes fakir olsaydı durum yine aynı olmuş olurdu.
Allah yeryüzünü bizlere bir barınma yeri kıldı. Burada doğuyoruz, burada yaşıyoruz ve burada ölüyoruz. Bu süreç içerisinde yalnızca bu yolu yürüyoruz, çalışıyoruz, kazanıyoruz, ihtiyacımızı karşılıyoruz sonrada her şeyi yerinde bırakıp zamanı geldiğinde ebedi aleme göç ediyoruz.
Bizler ebediyet azığını ruhumuz için toplamalıyız. Elbette ki bedenimiz için de çalışmalıyız ama bedensel ihtiyaçlar bu dünya içindir. Ebedi alem için ibadet, hayır ve hasenat azığını toplamalıyız.
Karun’un hazinesi ona kalmadığı gibi, en fakir bir hamalın ipliği de ona kalmayacaktır. Fakat helal yollardan kazanılan ve haram yollardan kazanılanın hesabı çok farklı olacaktır.
“Fakirler, cennete zenginlerden önce girecekler, çünkü onların hesap verecekleri malları, servetleri yoktur. Zenginler ise mallarının ve servetlerinin hesabını verecekler, nereden kazanıp nerede harcadıklarını sorgulayacağından dolayı gecikirler. Ancak cennete girdikten sonra haseneleri daha fazla ise fakirlerden dereceleri daha üstün olur. Nitekim zengin nebiler, sıdıklar ve diğerleri haseneleri fazla olduğu için fakirleri geçerler.”
Dünya malına tamah etmemek, ama kazancını helal yollardan çalışıp kazanmak ve kazandıklarını Allah yolunda harcamak elbette ki önemlidir.
Nefis insanların duygularına yön verdiği gibi kişiyi helal yollara da götürebilir, haram yollara da sevk edebilir. İnsanlarda ki kibir, gurur, kendini beğenmişlik, üstün görme gibi hareketler nefsi kötü bir şekilde tatmin olmasına kolaylık sağlamış olur. Oysaki bizler bu davranışlardan kesinlikle uzak durmalıyız.
İş çalışmalarında üst sınıf ve alt sınıf kademeleri farklılığa da sebep olmaktadır. Bayanlar arasındaki kıskançlık, gençler arasındaki kıskançlık kalplerde bozulmalara sebep olmaktadır.
Peygamber efendimiz (sav) hadisinde buyuruyor; “Dikkat edin vücutta öğle bir et parçası vardır ki, o iyi olursa bütün vücut iyi olur, o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin o kalptir.”
Bizler kıskançlıkla buğz etmediğimiz sürece insanlar arasında iyiliğin yayılmasına vesile olduğumuz sürece kalbimizi temiz tutmuş oluruz. Nasıl ki elbisemize bulaşan bir lekeyi temizlemek için yıkamamız gerekiyorsa, kalplerimizdeki kirlerden de Allaha çokça tövbe ederek ve kulluk görevimizi yerine getirterek temizleriz. Eğer bizler elbiseye bulaşan lekeyi yıkamaz ve üzerine yeni bir elbise giyersek o lekeyi kaybetmiş olmayız. Yapmış olduğumuz hatalardan dolayı tövbe dilemeli ve dua da bulunmalıyız. Kalplerde ki kirlerimizden de böylece arınmış oluruz.
Dünya bir imtihan yeridir. “ Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele ( bakara 155).”
Mal mir fitnedir, evlat bir fitnedir. Bunlara çokça sevgi duyduğumuzdan ötürü yine bunlarla imtihan edilmekteyiz.
Bizleri yoktan var eden Allah, fakir iken zengin eden, çocuk sahibi değilken lütfundan ikram eder. Verilen emanetin bir gün geri iade edileceğini bilerek sahiplenmek gerekir. Ne çok bağlanmak nede az bağlanmak iyi değildir. Mallar da, evlat da emanettir o halde emanete sahip çıkınız. Nefsinize hakim olunuz. Geçici dünya için şeytana uyup da kötü nefisler peşinde koşmayınız. Bedeninize giren her maddenin helal olmasını sağlayınız.
Rabbim bizleri şeytanın vesveselerinden korusun. Bizleri hayır üzerine bir hayat yaşamayı nasip etsin.(amin)
