Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Namazda Huşu Nedir Ne Değildir?

_katre_ Çevrimdışı

_katre_

الحمدلله
Site Emektarı
Namazda huşu nedir ne değildir?




Yazmakla bitmeyecek bir konu daima önümde duruyor. Nasıl oluyorsa oluyor, çoğu kez benim gündemim namazdan oluşuyor. Son günlerde bu konuda artan sorular, yakınmalar, memnuniyetsizlikler beni yeni bir namaz yazısı yazmaya mecbur etti.


“Namaza kendimi veremiyorum” “namazlarımda huşuyu yakalayamıyorum” “Aklıma hep birşeyler geliyor” “İçimden gelmezse namaz kılmanın ne anlamı var” “Allah isterse bir gün bende kılarım” ” namaza başlıyorum ama devam edemiyorum” ” Arasıra bıraktığım oluyor” “Sabah namazına kalkamıyorum” Bunlar hatırladığım yakınmalardan bazıları. Evet biz yaranın farkındayız ama yarayı adlandıramıyoruz. Bizim derdimiz ne? Öncelikle derdimizin adını koyup sonra çaresi nedir onu bulmaya çalışalım.


Namaz kılmayan ama müslüman olan çoğu kişi kılmadığı namazın ezikliğini taşır. Bu, kalbi İslama ve Allah’a meyilli olan kişiler için geçerlidir. Aklının bir köşesinde daima birgün namaza başlamak fikri vardır. İşlerim hafiflesin, çocuğum biraz daha büyüsün, emekli olayım sonra namaza başlarım gibi kendince bir yığın haklı gerekçeyi de hazırda tutar. Ya da benim günahlarım çok, Allah benim namazımı kabul eder mi? Diyenlerde az değildir.


“Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Şüphesiz ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut suresi 45)


O halde namaz bir kesim için değil, herkes için farz ve kaçışı olmayan bir ibadet. En geç 10 yaşından itibaren her müslüman namazla emrolunmuştur. Hiç bir hastalık, delilik haricinde hiçbir sakatlık namaza engel değildir. Kişinin sadece gözleri çalışır durumda dahi olsa namazını ima yoluyla kılmak zorunda. Kaldıki çoğumuz sağlıklı, her iş elinden gelen, gücü yeten insanlarız.


Peki bize engel olan ne ki namazlarımızı ihmal ediyoruz? Zor zahmet namaza başlayınca istiyoruz ki namazda hep huşu içerisinde olalım, aklımıza dünyalık işler gelmesin. Hatta hep namazları ağlayarak kılalım. Aslında özel bir zevk almak istiyoruz namazdan.


Huşu nedir?


“Namazlarını hûşu ile kılan müminler kurtuluşa ermişlerdir.” (Mü’minun,1)

Farkettim ki çoğumuz huşu nedir bilmiyoruz. Bizim anladığımız huşu, namaz kılarken bir nevi trans haline geçip etrafta olup biteni duymamak.

Huşunun sözlük anlamı: “Allah’a karşı korku ve sevgi ile boyun eğme ve bu duygu ile alçak gönüllülük ve tevazu gösterme.”

Efendimiz (s.a.v) “Kul namazına durduğu zaman, ancak Allah’ın huzurundadır. Sağa sola iltifat ederse Cenab-ı Hak: kime iltifat ediyorsun? Benden hayırlısına mı? Bana dön ey ademoğlu! Çünkü ben iltifat ettiğin şeyden daha hayırlıyım.” Buyurur.


Alimler namazdaki huşû’u şöyle izah etmişlerdir: “Namazda huşû; bütün himmetini namaz için toplamak, namazın dışındaki her şeyden yüz çevirmek, gözlerini secde yerinden ayırmamak, sağa sola bakmamak, elbisesiyle oynamamak ve parmaklarını çıtlatmamaktır” (En-Nesefî, Kadî Beydâvî ve Hak Dini Kur’ân Dili, Mü’minûn, 23/2).


İbn-i Abbas: “Manasını düşünerek huzur ve huşu ile kılınan iki rekat namaz, gafil kalple akşamdan sabaha kadar kılınan namazdan hayırlıdır.” buyurmuştur.


Aişe Validemizin annesi Ümmü Rüman R.a anlatıyor: namazımda sallanıyordum Ebu Bekir beni o vaziyette görünce öyle bir azarladı ki, az daha namazdan çıkacaktım. Hz Ebu Bekir dedi ki: Resulullah Efendimizi (S.A.V) dinledim şöyle buyuruyordu: “Herhangi biriniz namaza durduğunda her tarafı sakin olsun, yahudiler gibi sallanmasın zira, namazda azalarda sakin olması namazın tamamındandır.”


Neden Huşuyu Yakalayamıyoruz?
Ne zaman namaza dursak aklımıza normalde gelmeyen bir çok düşünce geliverir. Unuttuklarımız, daha önce hiç düşündüklerimiz, kaybettiklerimiz, en parlak fikirler namazda gelir aklımıza. Bazen öylesine dalarız ki bu düşüncelere, namazın hangi rekatında olduğumuzu hatta surenin neresinde olduğumuzu bile unuturuz. Geçenlerde bir takipcim, namaza bir yıldır başladığını ve ne zaman namaz kılmaya başlasa Allah’ın cemalini, sonsuzluğu ve daha bir çok insan aklının alamayacağı şeyi düşündüğünü söylüyordu.


Şeytanın her insana yaklaşma şekli farklıdır. Şeytan evvelden beri namaz kılan, namazı bırakma ihtimali neredeyse sıfır olan insanları namazında şaşırtmak, namazını ifsad etmek yoluyla yoldan çıkarmaya çalışır. Aklına türlü türlü fikirler getirir. Namaza yeni başlamış, yeni bilinçlenmeye başlamış insanları ise akaidlerinde yani inançlarında saptırmaya çalışır. Akıllarına insan mantığının alamayacağı sorular ve düşünceler getirir ve kişiyi vesveseye düşürerek namazından vazgeçirmeye çalışır.


“Kuşkusuz şeytan, sizin damarlarınızda kanın dolaştığı gibi dolaşır…” (Buharî, Ahkâm, 21)


Bir dizi, bir film seyrederken, dünyalık zevklerle meşgul olurken nasılda konsantre oluruz, aklımıza meşgul olduğumuz zevkten başkası gelmez değilmi? Sanki şeytan o sırada sırtımızı sıvazlar da “Devam et” der bize…


Bazı sahabelerin, takvalı zatların namazlarındaki hallerini okudukça namazlarımızın olmadığını düşünürüz. Namaz kılarken akrep soksa farketmeyenler, duvar yıkılsa duymayanlar, vücuduna saplanan oku namazda çıkartanlar… Ne güzel, ne mutlu onlara… Peki biz neden böyle olamıyoruz? Neden namazlarımız dünyadan bağımsız değil? Niçin namaza durunca Allah korkusuyla vücudumuz titremiyor? Allah aşkıyla ağlayamıyoruz?


Huşuya Engel Olan Sebepler?
Öncelikle bilelim ki eskilere nazaran kötülükler, kötü görüntüler, kötü sesler çok daha fazla. Gözlerimizin gördüğü, kulaklarımızın duyduğu haramlar kalbimizi ve beynimizi ziyadesiyle kirletiyor. Etrafımız, kendimizi namazımıza, ibadetlerimize verebilmemize engel olan şeytanın tuzaklarıyla dolu .


Sabahtan akşama kadar, akşamdan gece yarılarına kadar saçma sapan program ve dizileri seyrediyoruz. Sabah programlarında kim kimi aldattı, kim kimi öldürdü. Öğlen olur, kim kiminle evlenecek? Akşam ki dizide Leylanın çocuğunun babası kim? Falan ne giymiş, filan kiminle yakalanmış? Beynimizi dünya kadar saçmalıkla iğdiş ediyor sonra da namazda huşuyu bekliyoruz. Kaynanayı dert et, gelini dert et, komşunla otur, onu konuş, bunu konuş. Seninle alakası olmayan her şeyi merak et. İmanı zayıflatan, bizi ibadetlerimizden uzaklaştıran bir dolu sebep ve hatalarımız…


Huşuyu Yakalamak için Ne yapmalıyız?

1- Allah’ı tanımak

“Onlar Allah’ı hakkıyla tanıyıp bilemediler. Kıyamet günü bütün yeryüzü O’nun tasarrufundadır…”(Zümer 67)


Bütün ibadetlerin gönül huzuruyla yapılabilmesi huşunun yakalanması için öncelikle Allah’ı iyi tanımamız lazım. Rabbimiz Kur’an’ın bir çok yerinde kendisini bizlere tanıtmıştır.


“Allah O’dur ki, sizin için yeri bir karargah, göğü de bir bina yaptı, size şekil verdi, sonra da şekillerinizi güzelleştirdi ve hoş nimetlerden size rızkı verdi. İşte O Allah’tır Rabbiniz! Ne yücedir O alemlerin Rabbi olan Allah!” (Mümin 64)


“Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki kendileri için on-larla akıl erdirecekleri kalpler ve onlarla işitecekleri kulaklar olsun! Ama gerçek şu ki gözler kör olmaz, fakat göğüslerdeki kalpler (basiretler) kör olur.” (Hac 46)


Kur’anla hem hal olmadan, Rabbimizin bize ne anlattığını anlayamadan, O’na karşı sevgi ve haşyet duygusu beslememiz zor olacaktır. Bu açıdan mümkün oldukça Kur’an meali okumalı, yaratılan her şeye hikmet nazarıyla bakıp her vesileyle Allah’ı hatırlamalı, Yaratanımızı daha iyi tanımaya çalışmalıyız.


2-Boş işlerden yüz çevirmek
Dünyadan tamamen kopmak mümkün değil elbette, fakat gereksiz, boş ve yararsız olan şeylerden yüz çevirmek bizim elimizde. Tıpkı Rabbimizin buyurduğu gibi:


”Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir. Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler. Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler…” (Müminun 2-3) Kur’an ayetleri arasındaki muhteşem uyumu farkediyor musunuz? Demek ki boş ve yararsız işlerle meşgul olmak huşuya engelmiş ki Rabbimiz iki hususu arka arkaya zikretmiş. Yukarıda bahsettiğim gibi gereksiz şeylerden yüz çevirmek namazlarımızın kalitesini artıracaktır.


3-Namaza hazırlanmak ve namazı vaktinde kılmak

Namaz vakti gelmeden önemli işlerimizi yapmak, aklımızı meşgul edecek işleri olabildiğince azaltmak çok önemlidir. Ezan okunmadan abdest alıp namazı beklemek, namazı kolaylaştırır. Namaz ne kadar erken kılınırsa o kadar hafiftir. Namazı geciktirdikçe namaz ağırlaşır, kılınması zorlaşır. namaza başlamadan önce Namazı güzelce kılabilmek, şeytanın vesveselerinden kurtulabilmek için Allah’a dua etmek inanın çok işe yarıyor.


Namazı önemseyin. Allah’a olan bağlılığınızı namaza verdiğiniz önemle gösterin. Yapabilirseniz namaza başlamadan önce sizi motive edecek bir ayet veya bir hadis okuyun.


4-Şeytanın vesveselerine kulak asmamak
Şeytan serseri bir mayın gibi etrafınızda, kanınızda, aklınızda dolaşmaya devam edecek. “Abdestin düzgün olmadı.” “Yanlış kıldın”. “Bu kadar günahla senin namazın kabul olmaz”. “Zaten sen cehennemliksin!” “İçinden gelmiyorsa namazın ne anlamı var?” Neler neler fısıldar o mel’un kulağınıza. Hiçbirine aldırış etmeyin. Ne olursa olsun, aklınıza ne gelirse gelsin namazınızı bırakmayın. Siz sabırla namaza devam ettikçe, tadil-i erkâna riayet ettikçe şeytanda sizden ümidini kesecek, sizinle eskisi kadar uğraşamıyacak, namazlarınız daha da güzelleşecektir inşaAllah.


Özet olarak
Namazda Huşu transa geçmek değildir. Tadil-i Erkana riayet etmek, kimin huzurunda olduğunu ve namazı kim için kıldığını bilmek, namazda ciddi olmak, sağa sola bakmamak, elbiseyle veya başka bir şeyle oynamamak, surelerin anlamlarını düşünmek Huşunun kapsamında olan hallerdendir.


Bizler zevk almak için namaz kılmıyoruz. Eğer namaz, yemek içmek gibi zevkli bir iş olsaydı, elbetteki herkes namaz kılmak isterdi. Biz namazı Allah’ın emri olduğu için kılarız. İstesekte, istemesekte, hastalıkta sağlıkta sadece Allah rızası için namazlarımıza devam ederiz. Namazlarımızda ağladığımız, bitmesini istemediğimiz, kendimizi Allah’a çok yakın hissettiğimiz zamanlarda olur, namazın bize ağır geldiği, zorlandığımız zamanlarda.


Namaz bir imtihandır. Allah’ın bizim namazımıza ihtiyacı yok! Bilakis bizim namaza ihtiyacımız var.


“Allah nasip ederse bende namaz kılarım” sözü boş bir lakırtıdır. Şeytanın aldatmacasıdır. Bilelim ki Allah hidayeti sadece isteyene verir. Hidayet gökten önünüze indirilen bir şey değildir. Hidayeti arzu etmeli, aramalı ve uğrunda emek vermelisiniz.


“Arkalarından öyle kötü bir nesil geldi ki namazı zayi ettiler…” (Meryem 59) Namaz insana verilmiş en büyük emanetlerden biridir. Kim namazı terk ederse emaneti zayi etmiş olur.


“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:“Kafirlerle aramızdaki fark namazdır. Kim onu terkederse muhakkak ki kafir olmuştur.”(Tirmizi, nesei, İbn-i mace)


İlk hesaba çekileceğimiz amel namazdır. Namazsız mümin, meyvesiz yapraksız kupkuru bir ağaç gibidir. Namaz kılmayan kişinin yaptığı bütün iyi ameller boşa gider.
Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki;
“Şüphesiz Allah (c.c) her namaz vaktinde şöyle seslenir: Ey adem oğlu, (yaptığınız kötülüklerin sebebiyle ) kendiniz için yakmış olduğunuz ateşlerinizi, namaz kılmakla söndürünüz.”(Taberani,camius-sağir)


Vakit saat dolmadan, hâlâ vaktimiz varken gaflet uykusundan uyanalım. Namazlarımıza sımsıkı sarılalım ki; yarın kaybedenlerden olmayalım inşaAllah…


Cahide Sultan
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt