Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Müslümanın Şeref Ve Haysiyeti Korunma Altına Alınmıştır

Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Frm. Yöneticisi
Kur'an ve sünneti gözden geçirdiğimizde insan haklarının en önemlilerinden olan ve çoğunlukla "ırz" kavramıyla ifade edilen kişinin haysiyet, şeref ve onurunun çok ciddî bir şekilde korunma altına alındığını görüyoruz.

Bilindiği üzere İslam dini, iman, ahlak ve beden açısından sağlıklı bir toplumun meydana gelmesi için insanoğlunun bir takım değerlerini muhafaza altına almış ve bu değerlere zarar verecek tüm şeyleri onlar için yasaklamıştır. Bu değerlere "Külliyat-ı Hamse" veya "Zarurat-ı Hamse" adı verilmiştir. Yani korunması ve muhafaza edilmesi zorunlu olan beş esas… Bu esaslar sırasıyla şu şekildedir:

1- Din Emniyeti.
2- Can Emniyeti.
3- Irz Emniyeti.
4- Akıl Emniyeti.
5- Mal Emniyeti.

İslam'da bu beş esasa zarar verecek her şey haram kılınmıştır. Örneğin, adam öldürmek haramdır; sebebi ise can emniyetinin ihlalidir. İçki haramdır; sebebi ise akıl emniyetini ortadan kaldırmasıdır. Hırsızlık ve gasp haramdır; nedeni ise mal emniyetine zarar vermesidir.

İşte gıybette tıpkı bu sayılanlar gibi haramdır. Sebebi ise insanın "ırz" kavramıyla ifade edilen haysiyet, şeref, onur ve hürmetinin ihlalidir.

Bilinmelidir ki, Allah'a iman etmiş bir kulun saygınlığı Allah indinde Kâbe'nin saygınlığından daha üstündür. Bu ifade ilk bakışta biraz garip gelebilir; ama Efendimiz aleyhisselam'ın şu hadisini okuyan bir kimse bu ifadenin hiçte garip olmadığını anlar. O, Mekke'den çıkmaya mecbur bırakıldığında bir tepeye çıkmış ve tam ayrılacağı esnada tekrar Kâbe'ye bakarak şu müthiş cümleleri söylemişti:

"Merhaba sana ey Kâbe! Sen ne yücesin, dokunulmazlığın ne de yüce! (Ama) iman etmiş bir kulun Allah katındaki dokunulmazlığı (hürmeti) seninkinden daha üst seviyededir. Allah senin hakkında bir şeyi haram kılmışken mümin hakkında üç şeyi haram kılmıştır: Onun kanını, malını ve hakkında su-i zan beslenilmesini."

Bu ifadelerden net olarak anlaşılan odur ki, Allah'a iman etmiş bir kulun saygınlığı Kâbe'nin saygınlığından daha üstündür. Kâbe'ye yapılan bir saygısızlık nasıl ki Allah indinde çok büyük bir günahsa, aynı şekilde bir müminin şeref ve haysiyetine yapılan saygısızlıkta aynı şekilde Allah katında çok büyük bir günahtır. Allah celle celâluhu, nasıl ki Kâbe'sine hürmetsizlik edenleri ve oraya haksız bir şekilde kast edenleri cezalandıracaksa, aynı şekilde iman eden kullarına haksız yere eziyet edenleri ve zulmen onları lekelemeye yeltenenleri de cezalandıracaktır…

Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Rasûlullahsallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Her müslümanın kanı, ırzı (şerefi, haysiyeti, namusu) ve malı öteki müslümana haramdır!"

Bir kimsenin olmadığı ortamlarda gerek onun şahsıyla ilgili maddî, bedenî, dünyevî, manevî, ahlâkî ve dinî kusurlarından söz edilmesi, gerekse çocukları, ebeveyni ve diğer yakınlarının kusurlarının anlatılması gıybet sayılmıştır. Çünkü bu onun haysiyet ve şerefini ihlal etmekte, insanlar arasındaki konumuna zarar vermektedir. Yani gıybet, bazen kişinin fizikî görünümü ile alakalı olabileceği gibi bazen de ahlakî, amelî ve karakteristik özelliklerinde olabilir. Bunu bir Örnekle izah edelim: Mesela bir insan kısa boylu, tombul veya cılız olabilir. Eğer bu hasletini onun olmadığı bir ortamda eleştirel manada dillendirirsek gıybet etmiş oluruz. Ya da bir insan ahlak olarak sözünde durmayan, aldığını vermeyen veya çok konuşan birisi olabilir. Bunlar hoş olmayan ve Allah'ın yasakladığı amellerdir; lakin bu hasletlerin tamamı onun kendi şahsî problemidir. Onun bu hasletlere sahip olması bizimde onu çekiştirmemizi gerektirmez. Eğer çekiştirir ve arkasından konuşursak gıybetini yapmış oluruz. Aynı bunun gibi bir insan yapısı gereği kızgın, tembel, uyuşuk veya uyumayı çok seven birisi olabilir. Onun böylesi bir yapıya sahip olması bütünüyle onun yaratılışı ile alakalıdır. Eğer biz bu hususlarda arkasından eleştiri sadedinde konuşursak gıybetini yapmış oluruz.
 
Üst Ana Sayfa Alt