Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Mehmet Emin Akın &mehmet Pamak (hadisin Kur'an'a Arzı)

A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
M.emin Akın = "Hadis kur'ana göre arzedilerek hadis midir? değil midir? anlaşılamaz. ümmet böyle bir şeyi reddetmiştir. Zayıf hadisler yada çok zayıf, mevzu hadisler içindir.
3. Kur'anla uyuşan hadisler ya da uyuşmayan hadisler meselesi bizim meselemiz değildir. Kadiyanilerin meselesi, Kurancıların, mısırdaki ahmed meselesi, şahdın meselesidir vs.
Müslümanlar bir hadis kendilerine sahih bir şekilde sıhhat şartlarını içerin bir şekilde adil sika zabt olan imam ve alimlerden Rasulullah'a iktisab edinceye kadar, ulaştıktan sonra sahih olan bir hadisi inkar eden Suyutinin fetvasıdır, selahın , hazmın, kesir, hanbelin fetvasıdır, kafirdir, müslüman değildir.""[yukarıdaki videodan alınmıştır].(not: imamların isimleri yazarken düzgün yazamamış olabilirim)

Allah razı olsun paylaşan arkadaştan ve konuşmacı hocalardan. Bende hadisleri Kur'ana arzetmenin ilim ehli olmayan kişilerin bunu yapmalarını doğru bulmuyorum. Hocanın dediği gibi hangi akılla.

Fakat alimlerin hadisleri Kur'an'a arz etmesi meselesinde yukarıdaki sözlerde bazi alimler fetva verdiğini belirtiyor. Yani;

bir hadis sihhat şartlarını taşıyorsa, ravileri sika(güvenilir) ise bu hadisi inkar etmek küfürdür. Şimdi ben burada bu hoca tekfir ediyor, filan tekfir etmiyor meselesine hiç girmek istemiyorum. Onu bir kenara bırakalım ilim ehli kendi arasında konuşsun. Biz avam tabakasına lazım olan kısmıyla ilgilenelim o da şöyleki;

1. Hadislerin sıhhat şartları: Bu şartlar tüm alimlerce aynı mıdır? Sıhhat şartları alimlerin icma ettiği bir mesele midir? Yoksa ihtilaf ettikleri maddeler var mıdır?

2. Sika (güvenilir) raviler. Bir ravinin güvenilir olması için gerekli şartlar tüm alimlerce aynı mıdır? Bu şartlar üzerinde alimler icma etmiş midir? Yoksa ihtilaf edilen şartlar var mıdır?

Eğerki bu şartlar üzerinde icma yoksa ister istemez, bir imama göre sahih olan bir hadis, diğer imamın şartlarına göre zayıf olmakta, dolayısıyla bir konuda hüküm verirken o hadisi (zayıf kabul ettiğinden) göz önünde bulundurmaması sebebiyle farklı hükümler oluşmaktadır.

Bu durumda bu sebeplerden dolayı (inkar etmesi değil) böyle hüküm veren alimlere biz avam (halk) tabakası nasıl bakmalıdır? Bu şekilde hüküm verilen alimlere itibar edilmeli midir? Yoksa itibar edilmemeli midir?

Şimdi burayı kapatayım. Ayrı bir hususu yazmak istiyorum.

Yukarıdaki imam suyutinin, ibn Hazm, Ahmed b.Hanbel'in fetvası iddia edilen fetva üzerinde icma var mıdır? Yoksa bu konuda da alimler ihtilaf etmiş midir?Zira ben başka yerlerde okuduğumda Mütevatir, meşhur olmayan fakat sahih derecesinde olan hadisleri inkar edenlerin "küfre girmez fakat dalalet ehli, sapık ehli olarak bakılır" hükmü verildiğini okuyorum.

En önemli soru şu ki; Mezheplerin meşhur alimlerinden, yine meşhur hadis imamlarından her imamın kendine göre sıhhat şartları tamam olduğu halde, Kur'an'daki açık ayetlere ters gibi gözüktüğü için bu anlamdaki sahih hadisleri kabul etmediği görülmüş müdür?

Bu sorulara cevap verecek birileri umarım çıkar. Zira hangi alimlere itibar edilecek, hangi alimlere itibar edilmeyecek konusunu belirleyebilmek için bu soruların cevabını bilmemiz biz Avam (halk) tabakası için çok gerekli görüyorum.
 
Çay-Şakird Çevrimdışı

Çay-Şakird

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
hadislerin kurana arzı meselesi problemli bir konudur, sebebi ise kurana arz edecek olan ortak bir akıldan bahsedemeyişimizdir. çokça sahih hadisi kendince kurana arz edip izahını okumadan "bu kurana terstir, öyleyse sahih değildir" diyenlerin yaptıkları yanlışları gördüm. hadisleri kurana arz dediğimiz bir olayı zaten tam manasıyla yapamayız, kuranı ve hadis rivayetini ne kadar anlamış ve nasıl yorumlamış isek o kadar arz edebiliriz ki bu da yine geneli bağlayacak bir sonuca ulaştırmaz.
 
21Subat Çevrimdışı

21Subat

Üyeliği İptal Edildi
Banned
M.emin Akın = "Hadis kur'ana göre arzedilerek hadis midir? değil midir? anlaşılamaz. ümmet böyle bir şeyi reddetmiştir. Zayıf hadisler yada çok zayıf, mevzu hadisler içindir.
3. Kur'anla uyuşan hadisler ya da uyuşmayan hadisler meselesi bizim meselemiz değildir. Kadiyanilerin meselesi, Kurancıların, mısırdaki ahmed meselesi, şahdın meselesidir vs.
Müslümanlar bir hadis kendilerine sahih bir şekilde sıhhat şartlarını içerin bir şekilde adil sika zabt olan imam ve alimlerden Rasulullah'a iktisab edinceye kadar, ulaştıktan sonra sahih olan bir hadisi inkar eden Suyutinin fetvasıdır, selahın , hazmın, kesir, hanbelin fetvasıdır, kafirdir, müslüman değildir.""[yukarıdaki videodan alınmıştır].(not: imamların isimleri yazarken düzgün yazamamış olabilirim)

Allah razı olsun paylaşan arkadaştan ve konuşmacı hocalardan. Bende hadisleri Kur'ana arzetmenin ilim ehli olmayan kişilerin bunu yapmalarını doğru bulmuyorum. Hocanın dediği gibi hangi akılla.

Fakat alimlerin hadisleri Kur'an'a arz etmesi meselesinde yukarıdaki sözlerde bazi alimler fetva verdiğini belirtiyor. Yani;

bir hadis sihhat şartlarını taşıyorsa, ravileri sika(güvenilir) ise bu hadisi inkar etmek küfürdür. Şimdi ben burada bu hoca tekfir ediyor, filan tekfir etmiyor meselesine hiç girmek istemiyorum. Onu bir kenara bırakalım ilim ehli kendi arasında konuşsun. Biz avam tabakasına lazım olan kısmıyla ilgilenelim o da şöyleki;

1. Hadislerin sıhhat şartları: Bu şartlar tüm alimlerce aynı mıdır? Sıhhat şartları alimlerin icma ettiği bir mesele midir? Yoksa ihtilaf ettikleri maddeler var mıdır?

Hadislerin sıhhat şartı Malikiler ve Hanefiler için farklıdır. Fakat bu iş mezhep işi değildir. Ehli Hadis'in, yani Muhaddislerin arasında çok ufak bir iki ihtilaf vardır. İbn Hibban, Suyuti gibileri ise hadiste gevşek oldukları için eleştirilmiştir. Yani alimlerden bu konuda nakledilen ihtilaf azdır.

2. Sika (güvenilir) raviler. Bir ravinin güvenilir olması için gerekli şartlar tüm alimlerce aynı mıdır? Bu şartlar üzerinde alimler icma etmiş midir? Yoksa ihtilaf edilen şartlar var mıdır?

Eğerki bu şartlar üzerinde icma yoksa ister istemez, bir imama göre sahih olan bir hadis, diğer imamın şartlarına göre zayıf olmakta, dolayısıyla bir konuda hüküm verirken o hadisi (zayıf kabul ettiğinden) göz önünde bulundurmaması sebebiyle farklı hükümler oluşmaktadır.

Bu durumda bu sebeplerden dolayı (inkar etmesi değil) böyle hüküm veren alimlere biz avam (halk) tabakası nasıl bakmalıdır? Bu şekilde hüküm verilen alimlere itibar edilmeli midir? Yoksa itibar edilmemeli midir?

Hayır, şart üzerinde icma yoktur. Fakat Ehli Hadisin üzerinde ittifak ettiği kaidelerin üstüne bazıları eksiltme yapmışlardır. İbn Hibban, Suyuti ve Beyhaki gibileri. Ama genel olarak ittifak mevcuttur.

Avama düşense Esere, yani Hadis Ehli'nin yoluna tutunmaktır, dini talim etmektir. Her konuda laf yapıpta fıkhta "Ben avamım" diyenler ise yalancıdır. Ancak kötürüm, aklı basmayan yaşlı kimselerin imamları mutlak takliti caizdir. Diğer kimseler için taklit caiz değildir. Ancak delil sorarak ittiba etmek caizdir. Zira bunu İbn Abdilberr ve İbn Kayyım çok güzel şekilde açıklamıştır.

Şimdi burayı kapatayım. Ayrı bir hususu yazmak istiyorum.

Yukarıdaki imam suyutinin, ibn Hazm, Ahmed b.Hanbel'in fetvası iddia edilen fetva üzerinde icma var mıdır? Yoksa bu konuda da alimler ihtilaf etmiş midir?Zira ben başka yerlerde okuduğumda Mütevatir, meşhur olmayan fakat sahih derecesinde olan hadisleri inkar edenlerin "küfre girmez fakat dalalet ehli, sapık ehli olarak bakılır" hükmü verildiğini okuyorum.

Evet bir sahih hadisi inkar edenin kafir olacağı üzerine verilmiş bu fetva üzerinde Ehli Hadis'te ittifak vardır. Aynısı Ebu Davud'dan ve Şafii'dende nakledilmiştir.

Şurada bir hata mevcut. Naklettiğinizde yanlışlık mevcuttur. Hiç bir Ehli Sünnet alimi Mütevatir hadisi inkar eden sapık olur dememiştir. Zira Mütevatir hadis, ayet hükmündedir. Mütevatir hadislerden kimisi, hatta çoğu Kur'an ayetlerinden daha sahihtir. Bu yüzden her mütevatir hadisi inkar eden kafirdir.

Öyle dediğini iddia ettiğiniz kimse, ismini ve sözünü naklederseniz, bizde rahatça konuşabiliriz o kişi hakkında. Zira Seleften, ehli sünnetten kimseden böyle birşey nakletmemiştir.

En önemli soru şu ki; Mezheplerin meşhur alimlerinden, yine meşhur hadis imamlarından her imamın kendine göre sıhhat şartları tamam olduğu halde, Kur'an'daki açık ayetlere ters gibi gözüktüğü için bu anlamdaki sahih hadisleri kabul etmediği görülmüş müdür?

Bu sorulara cevap verecek birileri umarım çıkar. Zira hangi alimlere itibar edilecek, hangi alimlere itibar edilmeyecek konusunu belirleyebilmek için bu soruların cevabını bilmemiz biz Avam (halk) tabakası için çok gerekli görüyorum.

Sahih bir hadisin Kur'an aykırı olması mümkün değildir. Ya sahih hadis zıt olarak Kur'an'ın hükmünü nesh etmiştir, ya da tahsis etmiştir. Sahih olduğu halde cem edilmeyecek ihi hadiste yoktur.

Sahih olduğuna kanaat getirdiği halde, aklı ve hevası ile hadisi inkar eden kişi zaten kafir olacağından bu kişinin imam olması mümkün değildir. Ancak Mutezile veya Kadiyani bir kimsedir.
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Avama düşense Esere, yani Hadis Ehli'nin yoluna tutunmaktır, dini talim etmektir. Her konuda laf yapıpta fıkhta "Ben avamım" diyenler ise yalancıdır. Ancak kötürüm, aklı basmayan yaşlı kimselerin imamları mutlak takliti caizdir. Diğer kimseler için taklit caiz değildir. Ancak delil sorarak ittiba etmek caizdir. Zira bunu İbn Abdilberr ve İbn Kayyım çok güzel şekilde açıklamıştır.

İnsanlar neden mezheplere tutunmuşlardır? Avama düşen Ehli hadis'in yolunu tutmaktır diyorsunuz. Acaba insanlar mezheplere değilde Ehli Hadise tutunduklarında Telfik yapacaklarından korktukları için mi mezheplere tutunmuşlar?
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hanefilerde Haberi vahid

Özellikle Ebu Hanife ve talebelerinin haber-i vâhidden anladıkları, terimin sözlük an*lamına uygun olarak, tek kişinin rivayet ettiği haberdir. Nitekim Ebu Hanife ve Ebu Yusuf, tek kişinin haberi olarak tarif ettikleri haber-i vahidi, kabul edilemez şaz haberler olarak değerlendirmişlerdir. Mesela istiskâ (yağmur duası)da namazın olup olmadığını soran İmam Muhammed'e Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir: "İstiskâda namaz yoktur. O sadece duadır". İmam Muhammed'in, "insanların orada namaz için toplanmasını ve imamın açık*tan kıraatini uygun bulmuyor musun?" sorusu üzerine Ebu Hanife "hayır, bunu kabul etmiyorum. Bize sadece Resulullah (s.a.v.)'ın dua ettiği, Ömer b. el-Hattab'ın da minbere çıkıp dua ettiği ve yağmur istediği haberi ulaşmış*tır. İstiskâda namazın olduğuna dair tek bir (vâhid) şaz haberden başka bize bir şey ulaşmamıştır. Bu da kabul olunmaz" demiştir.[730] İmam Muhammed, hocasının bu görüşüne katılmamaktadır.[731]

Diğer bir meselede Ebu Hanife, yanında iki atıyla savaşa katılan kim*senin sadece bir atına hisse verilebileceğini belirtirken, Evzâî:

İki atına da hisse verilmesi gerektiğini, bundan fazlasına hisse gerekmiyeceğini söyle*mekte, Ebu Yusuf ise Ebu Hanife'nin görüşünü şöyle müdafaa etmektedir:

"Ne Hz. Peygamber'den, ne de herhangi bir ashabından, Resulullah'ın iki ata da hisse verdiğine dair, bir hadisin dışında bize bir şey ulaşmamıştır. Tek haber (haber-i vâhid) bize göre şazdır, onu kabul etmeyiz".[732]

[730] Şeybânî, el-Asl, I, 448-449.
[731] Age., I, 449.
[732] Ebu Yusuf, er-Redd, 40-41.


Daha sonra haber-i vahid konusunu incelerken de göreceğimiz gibi, hanefiler, Kur'an'a muhalif olan haber-i vahidleri manevi inkıta gerekçesiyle reddetmişlerdir Serahsî, Usul, 1,364.

İkinci kısım sünnet ise. Peygamber (s.a.v.)'in oturuşu, kalkışı, giyini*şi, hayvana binişi gibi hususlarda benimsediği tarzı nakleden rivayetlerdir.

Hz. Peygamber'in ibadetlerdeki sünneti de tabi olunacak sünnetlerden*dir. Bunlardan bir kısmının terki mekruhtur. Bir kısmını terkeden ise günah*kâr olur. Diğer bir kısmı daha vardır ki, uyan, güzel bir iş yapmış olur, an*cak terkeden de günahkâr olmaz. Sahabenin "şöyle şöyle emrolunduk", "şu şekilde nehyolunduk" şeklindeki mutlak ifadeleri bize göre bunların, Resulullah (s.a.v.)'ın emri olmasını gerektirmez. Şafiî'ye göre bu şekildeki mut*lak ifadeler, bunların Peygamber (s.a.v.)'in emri olduğunu ifade eder.
Serahsî, Usul, I, 115.

İmam Ebu Hanife'nin Hadis anlayışı ve Hadis metodu, İsmail Hakkı Ünal
===============================================================

Yukarıda da görüldüğü gibi her yönden sahih dahi olsa tek kişiden gelen bir hadisin bu konuda desteklediği başka hadisler olmadığı yerde İmam_ı Azam'a göre şaz olarak değerlendirilip hüküm verilirken dikkate alınmıyor.
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bende yazıda "Bu ahad haber hüccet olmaz"diye öyle bir şey demedim zaten. Ahad Haber (haberi vahid) içerisinde sahih derecesine ulaşmış olduğu halde dikkate almadığı hali (durumu) kastettim.

Yani öyle bir durum oluyor ki Ebu Hanife, Ebu Yusuf gibi imamlar dahi sahih derecesine ulaşan bir hadisi şaz yönü nedeniyle kabul etmeyebiliyorlar. Yukarıdaki alıntılardan bunu kastettim.

Yoksa Bütün haberi vahidleri (ahad haberleri) hüccet kabul etmediğini yazmadım.

Yukarıdaki fetva da sahih derecesine ulaşan hadisleri inkar edenler hakkında geçen yazıya istinaden bu konuyu yazdım. Bir imama göre hadisin sıhhat şartları ile başka imamın sıhhat şartları arasında farklılık olduğunda kimine göre delil olurken, diğerine göre delil olarak görülmeyebilir.
 
Çay-Şakird Çevrimdışı

Çay-Şakird

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
derin ilmim yok o yüzden mazur görün ancak mezheplerin zayıf hadisi kıyastan evla gördüklerini hatırlıyorum sanki, elbette zayıf hadis de kıyas da mutlak bir delil değildir fakat zayıf hadisin kabul edilme kriteri nedir? mezhep imamlarının kimisine bazı hadisler ulaşmayıp o konuda zayıf hadislerle fetva verdiklerini de biliyoruz fakat yine bunda da zayıf hadisi delil alış metodları farklılaşmıyor mu?
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"Ne Hz. Peygamber'den, ne de herhangi bir ashabından, Resulullah'ın iki ata da hisse verdiğine dair, bir hadisin dışında bize bir şey ulaşmamıştır. Tek haber (haber-i vâhid) bize göre şazdır, onu kabul etmeyiz".[732]
[732] Ebu Yusuf, er-Redd, 40-41.

Sürekli bir aşağılama, bir kınama, yerme. Forumlarda nedense böyle insanlar hep oluyor. Bir meseleyi araştırmak bile suç kabul edilecek neredeyse. Kime ne hakaret yapıyoruzda böyle davranılıyor anlamıyorum. Aldığımız yerin kaynağını gösteriyoruz, o kitapda nerde alıntı yapmışsa onu da belirtiyoruz. Eğer böyle bir şey yoksa bu alıntı yapılan yerler "Yanlış" sebebi de şunlar şunlar dersiniz. Ne diye hakaretvari sözler yazıyorsunuz.

Ben Hanefi mezhebine göre hareket ettiğim için Hanefi mezhebinden örnekler veriyorum. Bu durum diğer mezheplerde de görülüyor. Bir tek Hanefi mezhebine has bir durum değil.

Yukarıya aldığım yazı ne demek istiyor siz anlatın, biz dinleyelim. Burada "Ebu yusuf'un bir hadis dışında bize ulaşan bir haber yoktur" dediğinde bu hadis neden sahih gömüyor.

Yine namaz içerisinde elleri kaldırma meselesinde "Ebu Hanife ile İmam Evzai"nin konuşmaları var. Ebu Hanife İmam Evzai'nin getirmiş olduğu hadisi neden kabul etmiyor. Sahih değildir dediği için mi kabul etmiyor? Yoksa kendi Hocalarından aldığı hadisi daha sahih gördüğü için mi kabul etmiyor?

Buyrun dinliyorum.
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Benim kınadığım nokta senin okuyup araştırman değil, araştırman ve sorgulaman sırasında bazı meseleler hakkında kesinmiş gibi konuşman. "Yani öyle bir durum oluyor ki Ebu Hanife, Ebu Yusuf gibi imamlar dahi sahih derecesine ulaşan bir hadisi şaz yönü nedeniyle kabul etmeyebiliyorlar" demen. Alim sahih derecesinde olduğuna inansa neden onunla amel etmesin?

Yani ne Ebu Hanife nede talebesi Ebu Yusuf sahih kabul ettikleri halde hadisle ameli terk etmiş değiller. Kendi usullerindeki hadisin sıhhat şartları yerine geldiği takdirde o hadisle amel etmişlerdir. Senin yukarıda aktardığın rivayete bakan bir insan Ebu Yusuf'un ahad haberi şaz kabul ettiğini zanneder. Halbuki durum böyle değildir. Ahad haber Hanefi ulemasına göre şartlar yerine geldiği zaman ilim ifade eder.

"Kesinmiş gibi" konuştuğumu sen bakış açınla anlayabiliyorsun. Fakat bu düşüncen benim "kesinmiş gibi" konuştuğumu göstermez. o zaman zann ederek bir başkasını ayıplamaman gerekir. Durumu net olarak anlamak içinde bu düşüncenin sahibine soru sorup görüşünün ne olduğunu tam,kesin,net anladıktan sonra böyle bir ayıplamaya, kınanamaya gidebilirsin ki bu bile benim tasvip ettiğim bir davranış yöntemi değildir. Bir kişi böyle zannedebilir, güzellikle kendi bildiği doğruyu anlatır. Neden ayıplama, kınama gibi bir davranışa yönelsin. Böyle yaparsa eline nefretten başka hiçbir şey geçmez.

benim bu açıklamam İnsanların bakış açısına göre ahad haberi şaz kabul eder, etmez değişir. Birileri böyle bakacaksa bakar, ben veya sen bunu engelleyebilecek gücümüz yoktur. Elbetteki her müçtehid imamın kendine göre usulü, metodu vardır. İşte bende, sende aynı şeyi diyoruz fakat birimizin bu olaylara bakış açısı ile diğerimizin bu olaylara bakış açısı farklı. Fakat sonuç "yeri geliyor ahad haberi" delil olarak kullanmıyorlar. İster bunu imamın kendi usulüne uymadığı için deyin, ister başkasının sahih kabul ettiğini başka imam zayıf kabul edebiliyor, kendisine göre sahih olsa amel etmemezlik yapmaz, deyin. Sonuçta hadislerin derecelendirilmesi,usul farklığı olduğundan aynı kapıya çıkar.

Sonuç aynıdır. O halde nasıl bakacağız bu olaya? Hadisler Kime göre sahih, kime göre zayıf veya uydurma. Denilir ki "alimlerin hüküm çıkarmadaki metod, yöntem farklılığıdır". O zaman hangi alimin metodu sahih (sağlam), hangi alimin metodu zayıf. Mesele buraya varıyor o zaman. Bugün alimlerden duymadıkki Filan mezhebin metodu "hüküm çıkarmada" zayıftır, falan mezhebin metodu "hüküm çıkarmada" sahihtir (sağlamdır). Bu konuda genel bir hüküm alimlerden çıkmadığı için ferdin, kişinin yapabileceği (yapmak zorundadır demiyorum) şudur.

Bu sorunun cevabını bulabilmek için Mezheplerin hüküm çıkarmadaki metodlarını incelemeli. Hangi metod kendine göre daha doğru zannederse o mezhebin hükümlerine göre hareket etmeli. Fakat bu durum asla diğer mezheplerin batıl, yanlış, zayıf olduğu anlamını taşımamalı.
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Madem işi çözmüşsün neden soruyorsun? Amacın laf yarıştırmak mı anlamış değilim her şeye laf yetiştirme derdindesin.

Daha ilk yazından adamın birinin yazısını yapıştırıp altına "Yukarıda da görüldüğü gibi her yönden sahih dahi olsa tek kişiden gelen bir hadisin bu konuda desteklediği başka hadisler olmadığı yerde İmam_ı Azam'a göre şaz olarak değerlendirilip hüküm verilirken dikkate alınmıyor." demişsin.

Hadis, imamın yanında her yönden sahih olacak ama bu hadisi destekleyen başka hadisler olmadığı için İmam Ebu Hanife o hadisi şaz olarak değerlendirecek öylemi?

Bak arkadaşım sana laf yetiştirmek için söylemiyorum. Bu forumlarda gerçekten öğrenmek amacıyla yazan adam azdır. Madem Hanefi mezhebini takip ediyorsun o zaman o mezhebin usulünü bir hanefi aliminden oku. Ama onun dizinin dibine otur. Böyle ordan burdan parça parça nakille bir mezhebin usulünü öğrenemezsin. Ebu Yusuf öyle demiş o zaman böyle.. gibi bir şey yok. Önce mezhebin usulünü öğrenirsin sonra o mezhebin kitaplarını okuyup alimlerin kasıtlarını anlarsın. Yoksa eline bir kitap alırsın der ki kitapta:"Ebu Hanife'ye göre bu mekruhtur" ama sen o mekruhu kerih görülen helal sanarsın. Halbuki Ebu Hanife'nin fıkhında mekruh haram manasında kullanılır. Bunların hepsi usulü fıkıh konusudur ve bunu da ancak Hanefi mezhebinin usulünde mütemekkin bir alimden veya ilim talebesinden öğrenebilirsin.

Neyse sen zaten kimin nasıl ne şekilde yapması gerektiğine dahi vakıfmışsın şu durumda sana bir şey anlatmanın da bir manası yok.

Amacım kimseye laf yetiştirmek değil, ben okudukça bazı bilgiler ediniyorum ve bunun sonucunda bazı düşüncelere varıyorum. Bu düşüncelerde doğru mu diye forumda yeri geldiğinde yazıyorum. Bunları paylaşmak kötü bir şey değildir. Yanlış düşüncelerse forumdaki insanlardan yanlış olduğunun sebebini öğrenmeye, doğru olarak iddia edilenleri de duymak istediğimdendir. Kendi düşüncelerimi insanlara doğru olarak empoze etmeye çalışmıyorum. Madem Forum bilgi alışverişi, fikir paylaşımının yapıldığı yerdir, benim bu yaptığımda doğaldır, normaldir. Ben yazdım siz bana cevap verdiniz. Bende size cevap verince laf yetiştirmek olarak algılamayın. Cevap yazmak zorunda da değilsiniz.
 
Üst Ana Sayfa Alt