Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kuran Ve Sünnette: Dinin Asli

B Çevrimdışı

BüyükBarbaros

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
KURAN VE SÜNNETTE: DİNİN ASLI

Allah Teâlâ kuranı kerimde dinin asıllarını beyan ederek şöyle buyurmuştur: (Yahudiler) Allah’ı bırakıp, hahamlarını; (hıristiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır. (Tevbe, 31)

“Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.” (Beyyine, 5)

“Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” diye peygamber gönderdik. Allah, onlardan kimini doğru yola iletti; onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.” (Nahl, 36)

Görüldüğü gibi: ayetlerden dinin asıllarından bahsedilir ancak asıllar içeriisnde tekfir konusu zikredilmez.

-Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim Lâ ilahe illallah der de Allah'tan başka ibadet olunanları reddederse, malı ve kanı haram olur. Hesabı da Allah'a aittir.”[1]

-Peygamber efendimiz (s.a.v) caddelerde sokaklarda dolaşarak kureyş kavimin tevhide davet ediyor ve şöyle diyordu: “Ey insanlar! Lâ ilâhe illallah deyin, kurtuluşa erin!”[2]

-Muâz İbni Cebel (radıyallahu anh) şöyle dedi: Ben, merkeb üzerinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in terkisinde idim. Peygamber: “Ey Muâz! Allah’ın kullar üzerinde, kulların da Allah üzerinde ne hakkı vardır, bilir misin?” buyurdu.

Ben: Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dedim. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’ın, kulları üzerindeki hakkı, onların sadece Allah’a kulluk etmeleri ve hiçbir şeyi O’na ortak tutmamalarıdır. Kulların da Allah üzerindeki hakkı, kendisine hiçbir şeyi ortak tutmayan(lar)a azâb etmemesidir” buyurdu. Ben hemen:

- Ey Allah’ın Resûlü! Bunu insanlara müjdeleyeyim mi? dedim.

- “Müjdeleme, onlar buna güvenip tembellik ederler” buyurdu.[3]

-Rasulullah (s.a.v) Muaz bin Cebeli Yemene vali olarak gönderirken yola çıkacağı sırada Muaz'a şu emir ve tavsiyelerde bulundu: "Sen Ehl-i kitap bir kavmin yanına gidiyorsun. Onları, bir olan Allah'a îmân ve benim de Resûlullah olduğuma şehâdete dâvet et. Eğer bunu kabul ederlerse, onlara, Allah'ın her gün ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Eğer bunu da kabul ederlerse, Allah'ın kendilerine, zenginlerden alınıp fakirlere verilecek zekâtı farz kıldığını bildir. Eğer, bunu kabul ederlerse, sakın mallarının en kıymetlilerini alma! Mazlumun duâsından sakın! Çünkü bu duâ ile Allah Taâlâ arasında bir perde yoktur."

-Hirakl, Ebu Süfyan’a Peygamber olduğunu söyleyen o kimse, size neyi emrediyor? diye sorunca, Ebu Süfyan şöyle cevap vermişti: “Bize tek olan Allah'a ibadet etmemizi ve ona hiçbir şeyi ortak koşmamızı emrediyor. Bizi, atalarımızın taptığı şeylerden de menediyor.”

-Bedevînin biri Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve: Ey Allah’ın Resulü! İşlediğim takdirde cennete gireceğim bir amel söyle bana, dedi. Rasûl-i Ekrem: “Allah’a, hiçbir şeyi ortak koşmaksızın kulluk edersin. Farz olan namazları kılarsın. Yine farz olan zekâtı verirsin ve ramazan orucunu tutarsın” buyurdu.

Bedevî: Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, bu söylediklerine hiçbir şey ilâve etmem, dedi.

Adam dönüp gidince Peygamber aleyhisselâm: Cennetlik birini görmek kimi mutlu ediyorsa, şu kişiye bakıversin!” buyurdu.[4]

Bu kişi; İslam dininden yerine getirilmesi gereken şeyleri öğrenmek istemiş ve bunun cevabını almıştı. Almış olduğu cevapta ise tekfir şartı yok idi.

Yukarıda bir kaçını zikretmeye çalıştığımız hadislerin içermiş olduğu anlam ve bu hadislerin delalet ettiklerine bakıldığında; bu hadisler de davet edilen esasları yahut İslam dinin şartlarının içerisinde tekfir yoktur.[5]


[1] Müslim, 23, Ahmed, 4/459.

[2] Ahmed, Müsned, 5/341.

[3] Buhârî, Cihâd 46; Müslim Îmân 48, 49. Ayrıca bk. Buhârî, Libâs 101, İsti’zân 30, Tevhîd 1; Tirmizî, Îmân 18; İbni Mâce, Zühd 35.

[4] Diğer rivayetlerden anlaşıldığına göre bu kişinin Dammam bin Sa’lebe olduğu haver verilir. Buhârî, Zekât 1; Müslim, Îmân 15, Fezâilü’s-sahâbe 150. Ayrıca bk. İbni Mâce, Rü’yâ 10.

[5] Bu konuda İslam dinin esaslarının sayıldığı meşhur Cibril hadisi ve şu hadiside zikredebiliriz: İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “İslam beş esas üzerine kurulmuştur. Allah’tan başka ilah olmadığına Muhammed’in, Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucu tutmak ve Ka’be’yi haccetmek.” (Müslim, İman: 1; Buhârî, İman: 1)
 
Üst Ana Sayfa Alt