Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kafirlerle Kurulan Dostluk Hangi Durumda Küfürdür?

tawh1d Çevrimdışı

tawh1d

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kafirlerle kurulan dostluk hangi durumda küfürdür?


بسم الله الرحمن الرحيم



Soru:

Kafirler ile kurulan dostluk hangi boyuta ulaştığı zaman kişiyi dinden çıkartır? Müslüman olmayan birini arkadaş edinebilir miyim, bu arkadaşlığın sınırları nereye kadardır?

Cevap:

Birincisi; kafirlerle kurulan dostluğun boyutu müslümanlara karşı kafirlere yardımcı olma ve müslümanlar üzerinde kafirlere üstünlük kazandırmaya çalışma mesabesine vardığı zaman kişiyi dinden çıkartır.

İkinci mesele, kafirlerin de dininin doğru olduğu yönünde inanç taşımaktır. Örneğin kafirlerin yolunu sözlü olarak doğrulamak veya -ibadetde büyük şirk işlediği bilindiği halde- bir müşriğin de müslüman olabileceğini iddia etmek.

- Bir müslümanın bir kafire duyduğu muhabbet müslümanlara duyduğu muhabbet ile aynı orandaysa, bu küfürdür.

- Kafire muhabbet duyuyor ve bunu müslümanlara eş tutmuyor, fakat bu dünyevi sevgi kendisini Allah'a karşı -küfür olmayan- herhangi bir haram işlemeye sevkediyor ise, bu durumda böylesi bir muhabbet haramdır.

- Kafire karşı beslediği dünyevi sevgi, kendisini ne küfüre ne de harama sevketmiyorsa, böylesi bir muhabbet meşrudur.

Allah (Subhanehu ve Teala) şöyle buyuruyor:

أَفَنَجْعَلُ الْمُسْلِمِينَ كَالْمُجْرِمِينَ

Öyleyse, Müslümanları suçlu günahkâr olanlar gibi (eşit) kılar mıyız? (Kalem 35)

أَفَمَن كَانَ مُؤْمِنًا كَمَن كَانَ فَاسِقًا لَّا يَسْتَوُونَ

Hiç mü’min, fasık gibi olur mu? Bunlar (elbette) eşit olmazlar. (Secde 18)


Öyleyse bilinmelidir ki, müslümanlarla kafirleri eşit değerlendiren kişi hiç şüphesiz müslüman değildir.

Şeyh-ul-İslam İbn Teymiyye şöyle der:

" Hak ehli ve hasenat ehli olan, hidayete ermiş takvalı mü'minler ile günahkar ve masiyet ehli olan, yoldan çıkmıs sapık kafirlerin durumunu ayırt etmek Furkan'dandır.

Allah (Subhanehu ve Teala) buyurur: أًمْ حَسِبَ الَّذِينَ اجْتَرَحُوا السَّيِّئَاتِ أّن نَّجْعَلَهُمْ كَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَوَاء مَّحْيَاهُم وَمَمَاتُهُمْ سَاء مَا يَحْكُمُونَ Yoksa kötülük işleyenler, kendilerini, inanıp salih amel işleyenler gibi kılacağımızı; hayatlarının ve ölümlerinin bir olacağını mı sanıyorlar? Ne kötü hüküm veriyorlar! (Câsiye 21)

أَمْ نَجْعَلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ كَالْمُفْسِدِينَ فِي الْأَرْضِ أَمْ
نَجْعَلُ الْمُتَّقِينَ كَالْفُجَّارِ
Yoksa biz iman edip salih ameller işleyenleri, yeryüzünde fesat çıkaranlar gibi mi tutacağız? Yoksa Allah’a karşı gelmekten sakınanları yoldan çıkan arsızlar gibi mi tutacağız? (Sâd 28)

أَفَنَجْعَلُ الْمُسْلِمِينَ كَالْمُجْرِمِينَ
Biz müslümanları suçlular gibi kılar mıyız? (Kalem 35)

مَثَلُ الْفَرِيقَيْنِ كَالأَعْمَى وَالأَصَمِّ وَالْبَصِيرِ وَالسَّمِيعِ هَلْ يَسْتَوِيَانِ مَثَلاً أَفَلاَ تَذَكَّرُونَ
Bu iki grubun örneği; kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz? (Hûd 24)

أَمَّنْ هُوَ قَانِتٌ آنَاء اللَّيْلِ سَاجِدًا وَقَائِمًا يَحْذَرُ الْآخِرَةَ وَيَرْجُو رَحْمَةَ رَبِّهِ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
Yoksa o, gece saatinde kalkıp da secde ederek ve kıyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini umud eden (gibi) midir? De ki: «Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Hiç şüphesiz, temiz akıl sahipleri öğüt alıp düşünmektedir.» (Zumer 9)
وَمَا يَسْتَوِي الْأَعْمَى وَالْبَصِيرُ
وَلَا الظُّلُمَاتُ وَلَا النُّورُ
وَلَا الظِّلُّ وَلَا الْحَرُورُ
وَمَا يَسْتَوِي الْأَحْيَاء وَلَا الْأَمْوَاتُ إِنَّ اللَّهَ يُسْمِعُ مَن يَشَاء وَمَا أَنتَ بِمُسْمِعٍ مَّن فِي الْقُبُورِ
إِنْ أَنتَ إِلَّا نَذِيرٌ
إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَشِيرًا وَنَذِيرًا وَإِن مِّنْ أُمَّةٍ إِلَّا خلَا فِيهَا نَذِيرٌ
Kör ile gören bir olmaz.
Karanlıklar ile aydınlık bir olmaz.
Gölge ile sıcaklık bir olmaz.
Diriler ile ölüler de bir olmaz. Allah, dilediğine işittirir. Sen, kabirde bulunanlara işittirecek değilsin.
Sen, ancak bir uyarıcısın.
Şüphesiz biz, seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarında bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın. (Fâ tir 19-24)
أَوَ مَن كَانَ مَيْتًا فَأَحْيَيْنَاهُ وَجَعَلْنَا لَهُ نُورًا يَمْشِي بِهِ فِي النَّاسِ كَمَن مَّثَلُهُ فِي الظُّلُمَاتِ لَيْسَ بِخَارِجٍ مِّنْهَا كَذَلِكَ زُيِّنَ لِلْكَافِرِينَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ
Ölü iken kendisini dirilttiğimiz ve insanlar içinde yürümesi için kendisine bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, karanlıklarda kalıp oradan bir çıkış bulamıyanın durumu gibi midir? İşte, kâfirlere yapmakta oldukları böyle 'süslü ve çekici' gösterilmiştir. (En'âm 122)
أَفَمَن كَانَ مُؤْمِنًا كَمَن كَانَ فَاسِقًا لَّا يَسْتَوُونَ
Hiç mü’min, fasık gibi olur mu? Bunlar (elbette) eşit olmazlar. (Secde 18) Allah (Subhanehu ve Teala), Allah ve Rasulüne karşı itaatkar olan birinci zümre ile Allah ve Rasulüne karşı günahkar olan ikinci zümrenin farkını açıklamıştır. Böylece Allahu Teala, verdiği emirlerin ve koyduğu yasakların farkını açıklamıştır. "Bilinmelidir ki, kafirlerle kurulan ilişkilerin sınırları, Allah'ın dinine muhalefet edilmeyen yere kadardır. Allah'ın dinine muhalefet edildiği vakit bu arkadaşlık haram olur; yine kişiyi kafirler ile müslümanları eşit görmeye sevkederse küfür olur, zina alkol ve faiz gibi şeylere sevkederse haram olur.

Şeyh Ebu Meryem Abdurrahman el-Mihlif
 
Üst Ana Sayfa Alt