Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Islamoğlu'ndan Iddialara Cevap !

DAVA Çevrimdışı

DAVA

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
islamoglu_cevap.jpg





Mustafa İslamoğlu Hoca, Kendisi Hakkında Konuşulan İddialara Cevap Veriyor.

Mezhepsiz olduğu,Mezheplere Ve Mezhep İmamlarına Muhalafet Ettiği,Hayızlı Kadının Namaz Kılabileceğini Söylediği,Sahabeler Hakkında Kötü Söz Söylediği İddialarının Hepsine Cevap Verdiği Konuşmasını İslamgündem Takipçilerine Sunuyoruz.



İslamoğlu'ndan İddialara Cevap on Vimeo
 
S Çevrimdışı

salimmuhammed

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeş Video'yu izledim..

11:00 dakikasında sorulan soruya

"Şia ismini sevimli göstermek için "Ehli Beyt Mektebi" kavramını kullandığınız doğru mu?

İslamoğlunun yanıtı:

Ehli Beyt v ya Şia.Hadi Şia…Sevimli göstermekte ne demek?Nefret ettirmekle birileri çok mu sevinecek?Yani Şia'dan ne kadar nefret ederseniz takvanız o kadar artar diye bir şey var mı?Ben böyle bir şeye inanmıyorum.Ehli Beyt Mektebi'nin de bu ümmetin bir parçası olduğuna inanıyorum.Bu ümmet'in Vahdet'ine inanıyorum.Ümmetimizin bir tek ümmet olduğuna inanıyorum.Bu vahdeti sağlayamadan bizim başarının rüyasına göremeyeceğimize inanıyorum.
Mezhep savaşlarıyla bu ümmetin harcadığı değerlerin tarih boyunca başımıza bela olduğuna inanıyorum.Onun için mezhep ihtilafına mezhep holiganlığına,mezhep savaşına "Hayır" diyorum.
Dolayısıyla Ehli Sünnet’iyle Şia’sıyla;Bu ümmetin İslam ümmeti olduğunu.kıblesinin,Rabbinin,Peygamber’inin(sav) ve kitabı’nın bir olduğunu İhtilafın ise;Teferruatta olduğunu düşünüyorum.Ben de böyle düşünüyorum.Bunu böyle bilirseniz bunu böyle söylerseniz bana iftira olmaz.Ama bundan öte bir şey iftira olur.

Benim Nacizane Cevabım:

Hamd ezelden ebede yanlız Allah’a mahsustur, O’na hamd eder, O’ndan yardım dileriz. O’na istiğfar eder, nefsimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. Allah kime hidayet vermişse onu saptıracak kimi de saptırmışsa ona da hidayet edecek kimse yoktur.


“Ey iman edenler! Allahtan korkun ve doğru söz söyleyin. Çünkü böyle davranırsanız, Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” Ahzap Suresi

Ve doğru sözlü olmamı emreden Allah’a (cc) sığınırak bir kaç şey söylemek istiyorum İnsafsız tespitler benden,doğrular şanı yüce Allah’tandır..Umarım tespitlerimi vicdan ile temaşa edersiniz.

Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar.İşte onlar, Allah'ın kendilerini hidayete eriştirdikleridir ve onlar, temiz akıl sahipleridir.Zümer-18



Bu nasıl bir akidedir ki,Aynı Allah’a aynı Peygamber’e(sav) aynı Kitab’a ve aynı Kıbleye iman etmiş insanlar arasında.Cennet ile cehennem kadar fark vardır.

Madem ki aynı Allah’a iman ettik,derler ama Allah’ın kitabı Kuran’a hakaret ederler,bu nasıl bir vahdettir ki Allah Resulu ve tüm ehli sünnet 5 vakit namaz kıldıkları halde.onlar 3 vakit kılarlar.Bu nasıl bir vahdettir ki.Sünnilere kafir derler.Bu nasıl bir vahdettir ki türbelere taparlar kurbanlarını “Allah’u Ekber” adı yerine “Ya Ali diye keserler” Bu nasıl bir vaat ettir ki Ezan’a ekleme yaparlar “Aliyyun veliyyulla Aliyyun Huccettulah” derler.

Bu nasıl bir vahdettir ki.Hz.Ebubekir.Hz.Ömer ve Hz.Osman’ a söverler.Ve onlarına cehenneme gideceğini söylerler.Bu nasıl vahdettir ki.Hz.Aişe validemize (haşa fahişe)derler.

Peygamber mü'minlere canlarından ileridir. O'nun eşleri de mü'minlerin anneleridir. Akraba olanlar miras hususunda Allah'ın kitabına göre birbirlerine muhacirlerden ve ensardan daha yakındır. Dostlarınıza yapacağınız uygun bir vasiyet bunun dışındadır. Bunlar kitapta yazılmıştır."Ahzap-6

Bu nasıl vahdettir ki.ateşeperest bir Mecusi (ebu lü'lu) tarafından şehit edilen Hz.Ömer’in bu katiline kafir yerine Müslüman şehit deyip hürmet ederler.Türbe yaparlar dua ederler.

İslamcılar'dan İran'a: O türbeyi yıkın - Press Medya


Ebu Lü'lüe El-Mecusi'ye gösterdikleri sevgi ve saygını videosu
Ebu Lü'lüe El-Mecusi

Bu nasıl bir vahdettir ki ırak’ta Sünnilere karşı şii’lere yardım ederler.Bu nasıl vahdettir ki küfür botları ile tüm İslam beldelerini ezip geçerken mukaddesatı yerle bir ederken.Onlar kendi güçleri ve nükleerleri ile övünüp sadece İslam Ümmetinin yok oluşunu izlerler.
Ve küfre karşı bir tek hamle yapmazlar.

Irak Polisi Şii Direnişçilerle Çatışıyor - Press Medya

Tecavüze uğrayan Iraklı kadına müebbet hapis cezası - Press Medya

Eğer Mustafa İslamoğlu tüm bunları teferruat olarak görüyorsa.Allah’a binlerce defa şükürler olsun.Onun gibi hakkı ayakta tutmak adına Kafir Şii’leri İslam’dan bir cüz...İslam’ın bir meseb’i göreceğime.Hakkı ayakta tutmak adına tefrikacı yada tekfirci olmak ve böyle adlandırılmaktan onur duyarım .Ve burada ona ,onun ümmete haykırdığı gibi haykırıyorum.Ölmeyecek misin Mustafa İslamoğlu..
Hesap vermeyecek misin?Allah’tan kork.Hakk sana senin istediğin gibi istediğin kişiye dağıtasın diye verilmedi.Hakk hak sahibine verilsin diye sana ilim olarak verildi.
O halde İslam’ın ve Allah Resulu’nun hakkını ver.

"El Mar'u me'a men ahabba" "Kişi sevdiği ile beraberdir"Buhari.

“İmanın temeli Mümini sevmek ve kâfiri sevmemektir.” İmamı Ahmed

“İmanın efdali Allah için sevgi, Allah için buğzdur.” Taberânî

Artık bizde kişinin safını sözlerine yani zahirine göre izah edeceğiz.
İslamoğlunun dediği gibi: Bunu böyle bilirseniz bunu böyle söylerseniz bana iftira olmaz.Ama bundan öte bir şey iftira olur

Artık onun sözleri safının netleştiği kanaatindeyyim.

Ama ondan önce:


Şiiler kimlerdir.Yada Şia nedir bir parça değinelim.

"Kim bir hayra aracılık ederse ona o hayr'dan ecir vardır.Kim bir şerre aracılık ederse ona o şerden günah vardır"Buhari

Humeyni diyor ki “ Peygamber(sav) döneminde Din tamamlanmamıştır, dini ancak son mehdi Muhammed bin Asakir gelecek tamamlayacaktır.” Mehdi zuhur edince de Ebu Bekir ve Ömer (r.anhume) çarmıha gerilir diye inanırlar.

Bu söz Rasulullah’a ve Kuran’a yapılan büyük bir iftiradır, bu yüzden Nasuriddin elbani(ra) humeyni’yi bu sözünden dolayı kafir saymıştır. [ sadece bu sözü onu kafir yapmaya kafii değilmidir]Allah bizi bu sözden ve küfürden korusun, zira Allah ayetinde dinin tamamlandığını bildirmiştir;
Bugün sizin hesabınıza dininizi bütünledim. Size yönelik nimetimi tamama erdirdim ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim.Maide:3
(Kaynak Humeyni kitapları Keşfu’l Esrar-Hukumetu’l İslamiye ilk baskıları )

Ve yine Humeyni şöyle der: “İmamlarımız öyle bir makamdadırlar ki ona ne

mukarreb melek ne de gönderilen peygamber ulaşabilir. İmamlar bu kainat hakkında kararlar verirler.”

Simdi Humeyni’nin meshur Fıkıh kitabı olan “Tahriru’l Vesiyle” den bazı görüşleri vereyim

En meshur ve en kuvvetli görüse göre: Erkek, kadının rızası olmadan dahi ona
arkasından yaklasabilir lakin en ihtiyatlısı kadının rızası bulunmadıgı için terk etmektir.”194

9 yasına ulasmamıs kızla ister muta nikahı ister daimi nikah olsun cinsel iliski
kurmak caiz degildir. Fakat, nikahın dısında ki faydalanmalardan; Sehvetle dokunmak,
sürtüsme ve cisimleri birlestirme de bir beyis yoktur. Bu kız çocugu hatta emzikde (yani
annesinden süt emme yasında olan) dahi olsa caizdir. “
Ve eger kisi 9 yasına ulasmamıs kızla iliski kurarsa güçlü görüse göre günahdan baska
üzerine bir vebal yoktur.”195

Bu sapıklığa ne buyurursun peki kardeşim.Bırak İslam liderlerine basit bir müslüman bile bu kadar aşağılık düşünebilr mi?

Humeyni “el-Hukumetu’l İslamiyye” adında ki meşhur kitabında diyor ki:

“İmam için övülmüş bir makam vardır (Tıpkı Allah’ın sadece Muhammed (s.a.v)’e has kıldığı övülmüş makam (makamu’l mahmud) gibi! )
âlemin hükümranlığı, kainatın tüm zerreleriyle imamların vilayetine ve egemenliğine boyun eğer. Mezhebimizin inanç gereklerinden bir tanesi de; imamlarımızın bir makama sahip olması ve o makama ne yaklaştırılmış meleklerin ne de resullerin, nebilerin ulaşamamasıdır.

Elimizde ki rivayet ve hadislerin gerektirdiği şeylerden bir tanesi de, en büyük Peygamber (s.a.v) ve İmamlar (a.s) bu âlemin yaratılışından önce birer nurdular ve Allah onlara kendisini Allah’tan başka kimsenin bilmediği bir menzile ve yakınlığa yerleştirdi. İmamlarımızdan (a.s) rivayet olunuyor ki: “Bizim Allah ile aramızda bazı özel haller vardır, ona ne yakınlaştırılmış melekler ne de resuller, peygamberler ulaşır” aynı şekilde Fatıma el-Zehra (a.s)’da böyle bir menzile sahiptir...”

“Ve biz inanıyoruz ki, imamların emir ve işleri diğerlerininkinden farklıdır. Biz mezhebimiz gereği inanıyoruz ki, imamlarımızdan gelen her emir ve iş vefatlarından sonra bile yapılması gerekip, bilakis o işlere ve emirlere tabi olmak vaciptir!”

“Daha önce de belirttiğim gibi, imamların talimi, Kur’an’ın talimi gibidir ve bu talimler herkes için her asırda ve zamanda geçerli olup, uymak ve uygulamak ise vaciptir!”

Kaynak
el-Hukumetu’l İslamiyye: Sayfa: 52

el-Hukumetu’l İslamiyye: Sayfa: 90

el-Hukumetu’l islamiyye , Sayfa: 112

“İmam’ın velayetine ve egemenliğine kâinatın tüm zerreleri boyun eğer” sözü hakkında diyorum ki: Bu kesinlikle olamaz, bu sadece Allah’a has bir haldir. “İmamların bir makama sahip olması ve bu makama ne yakınlaştırılmış meleklerin ne de resul ve nebilerin ulaşamamasına” gelince bu da hilafsız apaçık Humeyni’nin küfrüdür.


Osman, Muaviye, Yezid gibi adamlara iktidar bahş eden Allah'a nasil itaat etmek mumkundur? (Humeyni, Keşf-ul-Asar, s. 107)

Bu küfür değildir de nedir?


Şia Bid'at ehlidir:Ve bidat ehli ateştedir.İşta ispatı

Muâz b. Cebel:

" Ey insanlar! İlim kaldırılmadan önce, ilim öğrenmeye bakınız. Şunu biliniz ki ilmin kaldırılması, ilim ehlinin gitmesidir.Bid’atlerden, bid’at çıkarmak-tan ve aşırıya gitmekten sakınınız, siz eski halinize uymaya bakınız."[İbn-i Vaddâh; "el-Bideu ven-Nehyu Anhâ"]

Huzeyfe b. Yemân:

"Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbının ibâ-det diye yapmadığı hiçbir ibâdeti siz de yapmayın. Çünkü önce gelen, sonra gelene söyleyecek söz bırakmamıştır.Ey âlimler topluluğu!Allah’tan korkun. Sizden öncekilerin izlediği yolu tutun."[İbn-i Batta, "el-İbâne" adlı eserinde rivâyet etmiştir]

"(Sünnete) uyun,bid’at çıkarmayın.Sizin başka bir şeye ihtiyacınız yoktur (dîniniz tamamlanmıştır). Siz eski yola uymaya bakınız."[Dârimî, süneninde rivâyet etmiştir.]

İmam Mâlik b.Enes:
"Sünnet Nuh'un gemisidir. Ona binen kurtulur, ondan geri kalan suda boğulur."[Suyûtî; "Miftâhul-Cenne Fil-İ'tisâm Bis-Sünne"]

İmam MAlik:
"Bu ümmetin başı ne ile düzelmişse, sonu da ancak onunla düzelir.O gün dîn olmayan hiçbir şey bugün de dîn olamaz."[Kadı İyâd;" eş-Şifâ". Cilt: 2, sayfa: 88]

"Her kim, bu işimizde (dînimizde) olmayan bir şeyi ona ihdâs ederse, o ihdâs ettiği şey kendisine iâde olunur."[Buhârî ve Müslim]

Kuran'ı Kerim'e itirazları...

Birliğe yaklaşma hususunda onların ve bizim ortak kaynağımız olması gereken Kur'an-ı Kerim'i dahi kabul ettikleri din esaslarına göre, Sahabe (RA)'ın Peygamber (SAV)'den anladığının tam tersine yorumlamakta ve ayetlerin manalarını saptırmaktadırlar. Bunun da ötesinde Necef ulemasının büyüklerinden birisi olan Hacı Mirza Hüseyin b Muhammed Takıyyin-Nuri Et-Tabersi ki Şia bu alime çok saygı duyar ve severdi. Hatta öldüğünde (1320) onu Necef'te en mukaddes saydıkları EI-Meşhed el-Murtazavi binasında Sultan Nasır Lidinillah kızı Banu el-Uzma'nın odasına defnetmişlerdir. İşte bu Necefli alım 1292 senesinde imam Ali'ye nispet ettikleri kabrin yanı başında "Fasl-ul-Hıtab fi ispati Tahrifi Kitab-i Rabbil-Erbab" (Rabler Rabbinin Kitabını Tahrifi ispatta Son Söz) isimli kitabı telif etmiştir. Bu kitapta çeşitli asırlarda yaşamış Şia ulema ve müçtehidlerinin Kur'an-ı Kerim'in eksiltildiğine, bazı ayetlerin çıkarılıp bazı ilaveler yapıldığına dair yüzlerce nass ve delillerini zikretmiştir. Bu kitap İran'da basıldığında gurultu koparmışlardı Çünkü onlar Kur'an hakkındaki bu şüpheye düşürücü inançlarının kendi üst tabakalarında ve muteber kitaplarında dağınık olarak kalmasını istiyorlardı Bu inançlarını ortaya koyan delilerin bir kitapta toplanıp binlerce basılarak hasımlarının eline geçmesini ve aleyhlerinde delil olmasını istemiyorlardı. Şia ileri gelenleri bu düşüncelerini açıklayınca müellif ölmeden iki sene önce kitabını müdafaa için bir reddiye kitap daha yazdı ve "Reddu Ba'zı ş-Şübuhat an Fasl-ıl-Hıtab fi ispatı Tahrifi Kitabı Rabbil-Erbab" (Rabbler Rabbinin Kitabını Tahrifi ispatta Son Söz Kitabı Üzerindeki Şüphelerin Bazılarına Cevap) diye isimlendirdi. Bu Kur'an'ın muhraref olduğunu ispat eden çalışmasına mükafat olarak onu Necef'deki (kendilerince) mukaddes mekana defnettiler
Bu Necefli alimin Kur'an'da noksanlık olduğunu beyanlarından birisi "Velayet Si!resi" ismini verdikleri surenin Kur'an'da bulunmamasıdır. Bu surede Hz Ali'nin velayeti zikredilmektedir Surenin baş kısmındaki ayet: "Ey sizleri doğru yola götürsün diye size gönderdiğimiz Peygamber ve veliye inananlar., vs." Sayfa : 180.

Mısır Adalet Bakanlığı uzmanlarından Muhammed Ali Suudi buna muttali olmuştur Muhammed Abduh'un ileri gelen talebelerinden biri de, Müsteşrik Brayn, İran basımlı bir mushafta aynı sureyi görmüştür Bu mushafta ayetlerin üzerine Fars'ça tercüme yapılmıştır. Kur'an'da tahrif olduğunu Tabersi meşhur kitabında yazdığı gibi, aynı iddia Muhsin Fani EI-Keşmiri'nin farsça yazdığı "Debistan Mezahib" isimli kitabında da vardır Bu kitap İran'da defaatla basılmıştır. Bu uydurma sureyi Müsteşrik Noldke "Tarihul-Masahıf" isimli kitabında (cilt: 2. Sh : 102) Debistan Mezahib'den nakletmiştir Ve EI-Asyaviyye el-Fransiyye gazetesi de 1342 senesinde 431-439 sayılarında neşretmiştir.

Necef'li alim Kur'an'ın muharref olduğunu Velayet suresinin çıkarıldığıyla ispat ederken "EI-Kafi" isimli kitaplarının 289 uncu sayfasındaki (1278 Iran baskı) şu satırları nakletmiştir : (Kafi kitabı Şia'nın muteber hadis kitabıdır. Bizdeki Buhari'ye olan itimadımız onlarda bu kitabadır).
"Bizimkilerden birkaçı Sehl b. Ziyad'dan. o da Muhammed b. Süleyman'dan, o da bazı arkadaşlarından, onlar da Ebu-l-Hasan (A.S.)'dan (Yani ikinci Ebul Hasan 206 senesinde vefat eden Ali b. Musa Er-Rıza) şöyle dediğini rivayet etmişlerdir:
"Ona, sana canım feda olsun, bizler Kur'an'da öyle ayetler işitiyoruz ki bizde işittiklerimiz gibi değil ve sizden bize ulaştığı gibi de okuyamıyoruz. Bunun için günahkar olur muyuz? Dedi ki: Hayır, nasıl öğrendiyseniz öyle okuyun. Zira size onu öğreten birisi gelecektir."
Bu söz Şia'nın, imamları Ali b. Musa Rızaya uydurdukları bir şey olduğunda şüphe yoktur. Fakat bunun manası onlara göre Osman mushafından öğrenilip okunmasının günah olmadığına dair bir fetvadır. Soma Şia'nın ileri gelenleri birbirlerine hangi kısmın kandı imamlarınca var olduğunu, hangi kısmın çıkarıldığını öğreteceklerdir.

Şia'nın Takıyye inancına göre gizledikleri Kur'an'ları ile Müslümanlar arasında yaygın olan Hz. Osman Mushafı'nın farkını beyan etmek için Tabersi yukarda ismi geçen kitabını yazmıştır. Yine Şiq Takıyye inancı gereği bu kitabı kabul etmediklerini söyleseler de, bu kitap muteber kitaplarındaki alimlerinin yüzlerce görüşünü topladığından onların Kur'an' m tahrif edildiği inançlarını ispat etmektedir. Kur'an hakkındaki bu inançların yayılarak aleyhlerinde kullanılmasını istememektedirler
Onlara göre iki Kur'an vardır. Birisi ortada yaygın olan diğeri ise gizli olan hususi Kur'an işte bu gizli Kur'an Velayet suresini de içine almaktadır Bu gizli Kur'anı imamları Alı b. Musa Rıza'ya isnat ederek uydurdukları "Nasıl öğrendiyseniz öyle okuyun Zira size onu öğreten birisi gelecektir" sözünden çıkarıyorlar

Şia'nın iddialarından biri de, inşirah suresinden "ve caalna Alıyyen sıhrake" (Ali'yi sana damat kıldık) diye uydurdukları bir ayetin çıkarıldığıdır inşirah suresinden böyle bir ayetin çıkarıldığını iddia ederken bu surenin Mekki surelerden olduğunu, Hz Ali'nin ise Mekke'de iken Peygamberimiz'e damat olmadığını bildikleri halde utanmadan bu iddiayı sürdürürler Mekke'de Peygamberimizin tek damadı EI-As b. er-Rabı' el-Emevi'dir. Resulullah (SAV); Hz. Ali. Ebu Cehil'in kızıyla evlenmek istediğinde Hz. Fatıma babasına (SAV) şikayet etmişti de Resulullah (SAV) de Medine'deki mescidinin minberinde As b Rabı'ı methetmişti Hz Ali Resulullah'ın bir kızını almışsa Hz Osman iki kızını almak suretiyle Resulullah'a (SAV) yaklaşmıştır. Hatta ikincisi de vefat edince Resulullah (SAV) ona "Eğer bir üçüncü (kızımız) olsaydı seni onunla evlendirirdik " buyurmuştur.

Şii alimlerinden Ebu Mansur Ahmed b Ali b Ebi Talıb Et-Tabersi (588 senesinde vefat eden İbnu Şehr Âşub'un hocalarından bindir) "İhticac ala Ehli-Lucac" isimli kitabında Hz Ali'nin zındıklardan birine (ismini zikretmiyor) şöyle dediğini söylüyor : Senin bana isyanın, karşı gelmen "Vein hıftum ella tuksitu fılyetama fenkıhu ma tabe lekum mınennisa" (Himayeniz altındaki yetim kızlarla evlendiğinizde onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız hoşunuza giden başka kadınlarla iki. üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz) ayetine aykırıdır Yetim kızlara adaletli davranmak başka kadınlarla evlenmeye benzemez. Bütün kadınlar da yetim değildir. Daha önce söylediğim gibi o ayetteki "filyetama" kelimesi ile "fenkihu" kelimesi arasında Kur'an'ın üçte birinden fazlasına denk miktarda ayet münafıklar tarafından Kur'an'dan çıkarılmış
Ebu Mansur burada münafıklar sözüyle Resulullah'ın (SAV) ashabını kastetmektedir.

Bu ashab Kur'an'ı toplamış ve Osman mushafının yazmasıyla bizzat Ali b Ebi Talıb halifeliğinde uğraşmıştır "El-ihticac ala Ehli Lücac" isimli kitapta Hz Ali'ye nispet edilen bu uydurma söz hakikaten Hz. Ali'den sadır olsa bu onun İslam'a ihaneti demektir Kur'an'ın üçte biri gibi bir bölümünü saklıyor. En azından halifeliği zamanında saklı olan kısmı insanlara tebliğ etmiyor ve onunla ameli terk ediyor demektir Halbuki halifeliği zamanında onun önünde bunları yapmakta hiçbir engel yoktu. Kur'an'dan bu miktar ayetleri kendi rızası ile isteyerek saklaması (haşa) nifak demektir. Hz Ali'ye bu sözleri isnat eden Ebu Mansur et-Tabersı bu kitabıyla aslında Hz Ali'ye ihanet ve küfür damgası vurarak bütün ashabı kiramı münafıklıkla suçlamaktadır.



Daha bir dünya yazabilirim.Ama ne gerek var ne de akıl sahibleri için bu yazdıklarım kafi gelir

Artık bu delillerden sonra isteyen istediğine inanır.Ve istediği kişi ile Vahdet birliği kurar.

Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiç bir kavim (topluluk) bulamazsın ki, onlar Allah'a ve Rasulüne karşı başkaldıran kimselere bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, isterse babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orda ebedi olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın fırkası olanlar, felah (umutlarını gerçekleştirip kurtuluş) bulanların ta kendileridir.Mücadele-22

Ayetinin hükmüyle Allah rızası için tüm şia’ya buğz edin.İslam’da vel’a ve bel’a nın sınırları velidir. Biz Allah ve Resulu’ne (sav) düşman olanları asla sevemeyiz dost ve kardeş bilemeyiz.

Ey iman edenler, Allah'a itaat edin; peygambere itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, artık onu Allah'a ve Resulüne döndürün. Şayet Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız. Bu, hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir.Nisa -59

Umarım Rabbim bu yazıyı okuyanları
Allah´tan ´İçi titreyerek korkan´ öğüt alır-düşünür. Ala -10

Ayetiyle rızıklandırır.

Ben ancak:

Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın. Gaşiye 21

Ayetinin hükmiyle hareket ettim.

Vesselam.

Not:Cevabımı word içinde (elektrik kesintisi vb.)bir aksaklık olmasın diye hazırlamıştım,hatalı yerleri düzelttim.
 
DAVA Çevrimdışı

DAVA

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Demek ki Dikkat etmemisim ALLAH razi olsun kardesim,
Ebu Lü´lüe ile ilgili videoyu bende youtubede paylasmistimm

 
E Çevrimdışı

El-Hak

Üyeliği İptal Edildi
Banned
bismillah.

Mustafa islamoğlu hocamız, gerekli sorulara/sorunlulara cevap vermiştir. sorununuz/sorunuz hala devam ediyorsa, -ki devam ediyor- kendisine sorabilirsiniz.

www.mustafaislamoglu.com

vesselam.
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
EBU LULE'YE DUA EDEN , ONUNLA HAŞROLUNMAK İSTEYEN ONUN DOSTU OLAN MÜŞRİKLERİN RABBİM KAHRETSİN !
 
kskaya Çevrimdışı

kskaya

Üye
İslam-TR Üyesi
ya bu islamoğlunun gecen bi videosunu dinledim müzik dinleyin bende ahmet kayayı dinliyorum türkü dinliyorum diyor....niye günah olsunki diyor.bide oy kullanın diye milleti yönlendiriyor...ben cözemedim bu adamı......
 
S Çevrimdışı

selefi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
1-Şianın cahillerinden yüzçeviriyoruz tıpkı sunnilerin cahillerinden yüzçevirdiğimiz gibi,ancak Faddallah gibi şia alimleri o aktarılan gayri islami şeyleri ve şiadaki sahabe düşmanlarını her konuşmasında yermişlerdir.Vahdeti sağlamak için cımbızla gulatı şiadan olanların yaptıkları davranışları görüp yermek yerine ortak paydalarda birlleşmek gerekir.Yoksa Cemel vakasını tekrar arzu edenlerden oluruz.Bu tarafgir yaklaşımlar cemel vakasında 70.000 müslümanın ölmesi ile sonuçlandı.Allah bizi bu fitne tohumundan korusun,aklımızı başımıza alalım.

2-Mustafa İslamoğlu hatası ile sevabı ile bir insandır.Kendisi şia akidesinden değildir.Onun akidesi muhammed gazali,yusuf el kardavi ve ihvanın akidesine daha yakındır,ve vahdet için tefrika konularını tasvip etmemektedir.

3-Oy verme konusuna gelince kardeşler basiret ehli bir insan onun kastını çok iyi anlar,o oy vermeyen müslümanların gerekçelerinide kuvvetli görüyor ama muhayyer bırakıyor.

4-Şarkı,Müzik dinleme konusunda onu eleştiren kardeşim,bu konu ihtilaf olunan bir konudur,ve Üstad İbni Hazm çalgı aletlerinin haramlığı konusunda tüm hadisleri sened ve metin tenkidine tabi tutarak red etmiştir,belkide bu reddinde biraz mubalağada yapmıştır,ancak basiretli bir insan bu meselenin ictihadi bir mesele olduğunu ümmeti bölecek bir neden olmadığını anlar.

Velhamdulillahi rabbil alemiyn.
 
DAVA Çevrimdışı

DAVA

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
ALLAH senden razi olsun akhim bence son Nokta !
 
H Çevrimdışı

Halil_ibrahim

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Not : Kirmizi yazilar bana aittir ...

1-Şianın cahillerinden yüzçeviriyoruz tıpkı sunnilerin cahillerinden yüzçevirdiğimiz gibi,ancak Faddallah gibi şia alimleri o aktarılan gayri islami şeyleri ve şiadaki sahabe düşmanlarını her konuşmasında yermişlerdir.Vahdeti sağlamak için cımbızla gulatı şiadan olanların yaptıkları davranışları görüp yermek yerine ortak paydalarda birlleşmek gerekir.Yoksa Cemel vakasını tekrar arzu edenlerden oluruz.Bu tarafgir yaklaşımlar cemel vakasında 70.000 müslümanın ölmesi ile sonuçlandı.Allah bizi bu fitne tohumundan korusun,aklımızı başımıza alalım.

Kardesim,aktarilan bilgilerden sonra böyle yaklasman sasirtici dogrusu...Bahsettigin sekilde sahabeyi yermeyen,tekfir etmeyen,Aise anamiza sövmeyen,ve bu gibi küfürleri akidesine karistirmayan zaten muslumandir.Kaldiki sianin cok cok az bi grubu bunlari böyle düsünür.Büyük bi cogunlugu ,suankii yani,yukarda kardesin aktardigi seylere gönül vermis insanlardir...Biz islam ummeti olarak kendi icimizdekileri ya da söyle söyliyim kendilerini islama nispet edenleri halledemezsek,disariya karsi hic mucadele edemeyiz...Öncelik kendi kaleni saglama almaktir...Bugün dünyada kafirler muslumanlara karsi hacli seferlerini baslatmislarken,bayram törenlerinde kendi nükleer silahlarilya gövde gösteri yapmak(sialar,iran)munafikliktan baska bisey degildir...Kaldiki,bunlar kafirlere karsi mucadele eden insanlari zindanlara atmakta ve muslumanlara giden yardimlari farketikleri zaman engellemektedirler...Bu sekilde olaya yaklasanlara su soruyu soruyorum : Sabah aksam annene babana küfür etse , lanet okusa hasa annene fahise dese birisi , acaba bununla nasil bir vahdet olusturucaksin ?!Bu akimi baslatan Abdullah ibni Sebe munafigi `nin sonunu bi arastirin bakalim Ali r.a ne yapmis bu adama ?!Kimse kusura bakmasin kardesler , söylemlerinde vazgecmesi gereken , saf ve sahih akideye sahip ehli sünnet degil, Allah`in kuranda razi oldugunu ifade ettigi sahabeyi yerip,tekfir eden siadir...Ve bizler Mucadele suresi 22.ayet geregi , böyle bir toplululuktan Allah icin nefret ediyoruz...

2-Mustafa İslamoğlu hatası ile sevabı ile bir insandır.Kendisi şia akidesinden değildir.Onun akidesi muhammed gazali,yusuf el kardavi ve ihvanın akidesine daha yakındır,ve vahdet için tefrika konularını tasvip etmemektedir.

Mustafa Islamoglu akidesi bozuk olan bir sahis olup,Allah`in dinini bulaniklastiran ekran belamlarindan sadece biridir...Bu zihniyette olan insanlar , aslen kendileri tefrika olusturup,cihad bayragini dalgalandirmis mucahidlerin ayaklarinda bag olmaktan baska bisey degillerdir...Eger kaypakca dini anlatma yerine , tevhidi insanlara haykirip,insanlari en büyük amel olan , düsmani defetmeye cihada sevkederlerse,o zaman tefrikanin nasil bittigini cok iyi göreceklerdir...Tefrikanin bitmesi gerekir diye tellallik yapanlar , kendilerinden baslamalidirlar önce...

3-Oy verme konusuna gelince kardeşler basiret ehli bir insan onun kastını çok iyi anlar,o oy vermeyen müslümanların gerekçelerinide kuvvetli görüyor ama muhayyer bırakıyor.

Bu zaten basli baslina adamin akidesinin bozuk oldugunu gösteriyor...oy vermeyenlerin görüslerini kuvvetli görmesine gelince,bunu ben inandirici bulmuyorum,sadece karsisina cephe almak istemedigi icin böyle yapiyor...Fakat bu kendisinin belamligini düsürmüyor...Bu insanlarin , taguttan sakindirdiklarini niye hic görmüyoruz?!Küfür Kanunlarindan sakindirdiklarini,demokrasiden sakindirdiklarini ve cihada tesvik ettiklerini niye hic görmüyoruz?!Niye hic bu insanlarin bi kerede olsa enfal39 ve bakara 193 ayetlerinden bahsettiklerini ve uzun uzuunnn anlattiklarini görmüyoruz ?! Seyh Sankiti edvaul beyan isimli eserinde,bu demokrasi küfründen süphe duyanlarin ancak,Allah`in gözlerini kör ettigi ve basiretlerini aldigi kendileri gibi(demokratlar gibi) müsrik olan kimselerdir diyor...

4-Şarkı,Müzik dinleme konusunda onu eleştiren kardeşim,bu konu ihtilaf olunan bir konudur,ve Üstad İbni Hazm çalgı aletlerinin haramlığı konusunda tüm hadisleri sened ve metin tenkidine tabi tutarak red etmiştir,belkide bu reddinde biraz mubalağada yapmıştır,ancak basiretli bir insan bu meselenin ictihadi bir mesele olduğunu ümmeti bölecek bir neden olmadığını anlar.

Herseyden önce sunu söylemekte fayda var...Kime Kurandan bir ayet veya Sünnetten sahih bir hadis ulasirsa ona tabi olmak zorundadir...Simdi gelelim ibni Hazmin bu meseleye yaklasimina...Birincisi Ibni Hazmin hadis ehli yaninda o kadar büyük bi yeri yoktur ... bunu bilmekte fayda vadir...Ikincisi hadisler Imam Buhari ve Imam NEvevi gibi hadis alaninda otorite kabul edilmis alimler tarafindan sahih kabul edilmistir...Imam Buhari ve imam Nevevinin yaninda , hadis alaninda ibni Hazmin tenkidleri isabetsizdir...Bununla birlikte bu konuda lokman suresi 6. ayetin tefsirinde , sahabelerin bu konuya yaklasimlarini okursaniz ins sahabenin yaklasmini da ögrenmis olursunuz...Ayrica islamoglunun ilim ehli biri olmadiginin delilide,bu konuda kendisine yöneltilen bir soruya , sadece kendi lehine gelen sekliyle cevap vermis olmasi ve ibni Hazmin bu konudaki fikrini söylemesidir...Baska alimlerden neden delil getiremiyorda , sadece ibni Hazmdan getirebiliyor acaba ?! Ehli Sünnet alimlerinden olan imam MAlike göre ney bile haram kabul edilmisken,-ki kendiside hadis ilminde önemli bi yerdedir bildigimiz üzre - neden insanlar sadece kendi islerine gelen görüsleri alimlerden cimbizla cekmektedirler... Yine hadis alaninda önemli bi yerde bulunan Imam Ahmedden bi kisa anlatip,bitiricem ins :

Adamin biri imam Ahmedin yanina gelip söyle diyor: Ey Imam , insanlar artik ,sahih hadisleri birakip, Sufyani Sevrinin sözlerine bakar oldular...Imam Ahmed bu adama söyle cevap veriyor : Her kime sahih bi hadis ulasirda,o Sufyani Sevrinin sözüne tabii olursa , su ayete muhatap olmaktan korksun :

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Nur 63 : "...Bu sebeple, O'nun(oeygamberin) emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar. "

Velhamdulillahi rabbil alemiyn.
 
H Çevrimdışı

halkar

Üyeliği İptal Edildi
Banned
BU VATANDAS TAM BIR KATMERLI SAPIKTIR ALIN KITAPLARINI DEMIYECEGIM BEDAVA OKUYABILECEGINIZ YERLER VARSA OKUYUNN MEALINI ALDIGI ILIMADAMLARI TAMAMI ILE YAHUDI AJANLARIDIR.HUMEYNI DEDIGI ADAMIN NE OLDUGU BELLIDIR YORUM YAPMAYA BILE GEREK YOK ARTI SIA BIR MEZHEP DEGILDIR BUNU IYICE BELLEYIN EGER 4 MEZHEPDE ARADIGINIZI BULAMIYOR ISENIZ KENDINIZDEN SUPHE EDIN AF DILEYIN MAGFIRET DILEYIN ALLAH HEPIMIZE HIDAYET ETSIN.ISLAMOGLU DENILEN ADAM KENDI KAFASINAGORE BANA GORE BOYLE DIYOR BU DEVIRDE YASAYAN HICBIR ISLAM ALEMININ BOYLE BIR CUMLEYI AGZINA BILE ALMASI ONUN NEKADAR SAPIK OLDUGUNUN ISARETIDIR AHMET BIN HANBELI HZ. BILE HER HADISIN SONUNDA ALLAH BILIR DIYOR .
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
BU VATANDAS TAM BIR KATMERLI SAPIKTIR ALIN KITAPLARINI DEMIYECEGIM BEDAVA OKUYABILECEGINIZ YERLER VARSA OKUYUNN MEALINI ALDIGI ILIMADAMLARI TAMAMI ILE YAHUDI AJANLARIDIR.HUMEYNI DEDIGI ADAMIN NE OLDUGU BELLIDIR YORUM YAPMAYA BILE GEREK YOK ARTI SIA BIR MEZHEP DEGILDIR BUNU IYICE BELLEYIN EGER 4 MEZHEPDE ARADIGINIZI BULAMIYOR ISENIZ KENDINIZDEN SUPHE EDIN AF DILEYIN MAGFIRET DILEYIN ALLAH HEPIMIZE HIDAYET ETSIN.ISLAMOGLU DENILEN ADAM KENDI KAFASINAGORE BANA GORE BOYLE DIYOR BU DEVIRDE YASAYAN HICBIR ISLAM ALEMININ BOYLE BIR CUMLEYI AGZINA BILE ALMASI ONUN NEKADAR SAPIK OLDUGUNUN ISARETIDIR AHMET BIN HANBELI HZ. BILE HER HADISIN SONUNDA ALLAH BILIR DIYOR .


M.İslamoğlu'nun Ajan olduğunu söyleyen ''DELİL'' lerini getirmezsen Müfteri İlan edilirsin..
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Abduh hakkında kitaplardaki bilgiler özetle şöyledir:

Beyrut mason locası başkanı diyor ki:
(Mısır’da Efgani’den sonra mason locası başkanı olan imam Abduh, masonluk ruhunu yayarak çok hizmet etti.) [Daire-tül-mearif-ül-masoniyye s. 197]

Efgani’den sonra, Abduh da, masonluğa çok yardım etti. (Les franco-maçons s. 127)

“Salih amel işleyen kâfir de olsa, Cennete girer” diyor. Hayranı Seyyit Kutup bile, “Üstad Abduh, düşünüşünü nakzeden âyetleri hatırlamıyor” diyerek tenkit ediyor. [Nisa 124. âyetinin tefsirinde]

Fil suresindeki kuşlara, sivrisinek; attıkları taşlara da mikrop diyor. Elmalılı Hamdi, tefsirinde buna gerekli cevabı vermiştir. (s. 84, 87)

İslamiyet ve nasraniyyet kitabında, “Bütün dinler birdir. Dış görünüşleri değişiktir” diyor. Londra’daki papaza yazdığı mektupta, (İslamiyet ve Hıristiyanlık gibi iki büyük dinin el ele vererek kucaklaşmasını beklerim. O zaman, Tevrat ve İncil ve Kur'an birbirlerini destekleyen kitaplar olarak her yerde okunur) diyor.

Yine İslamiyet ve nasraniyet kitabında, “Bir kimseden, yüz bakımdan kâfirliği, bir bakımdan imanı bildiren bir söz işitilse, o kimse imanlı kabul edilir. Herhangi bir filozofun, fikir adamının yüz bakımdan kâfirliği gösterdiği halde, bir bakımdan imanı göstermeyen söz söylemiyeceğini düşünmek, ahmaklıktır. O halde, herkes imanlı bilinmelidir. İslamiyet'te zındık kelimesi yoktur. Sonradan meydana çıkmıştır” demektedir. Küfrü açıkça görülmeyen bir Müslümanın sözündeki bir iman, onu küfürden kurtarır, kaidesini yanlış anlatarak, bütün kâfirlere, filozoflara mümin demektedir. Kendi de zındık olduğu için, bu kelimenin söylenmesini istememektedir.

C. Zeydan, “Abduh, eski âlimlerin koyduğu kuralları beğenmezdi” diyor. (Medeniyet-i İslamiyye)

Mehmet Sofuoğlu, “Abduh faize helal der, Kur’anı mahluk kabul eder” diyor. (Tefsir kitabı s.41)

İstanbul yüksek İslam enstitüsü eski müdürü ve öğretim üyesi Ahmed Davudoğlu Hoca, Din Tahripçileri kitabında diyor ki:
1) Şeyh-ül-islam Mustafa Sabri efendinin Mevkıful akl kitabında dediği gibi, Abduh, Efgani vasıtasıyla Ezhere masonluğu sokup kadınların açılmasını destekledi. (s. 81)

2) Ezher Mecellesinde, “Mısır’da ilk mason locasını kuran Abduh’tur” diyor. (s. 81)

3) Şeytan, Cin gibi şeyleri kabul etmez. Mucizeler, ona göre İslam için birer kara lekedir. Mesela Hazret-i Musa’nın denizi yarma mucizesine med-cezir olayı der. (s. 82, 83)

4) Kur'anda bulunan her şeye doğru demek gerekmediğini söyler. (s. 82)

5) Teselsülün bâtıllığına inanmaz. (s. 82)

Büyük İslam âlimi, 14. asrın müceddidi olan seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
(Abduh, İslam âlimlerinin büyüklüğünü anlayamamış, İslam düşmanlarına satılmış, sonunda mason olarak İslamiyet’i içerden yıkan azılı mülhidlerden olmuştur.)

İngilizler, yüzyıllardır İslam ülkelerini binlerce Müslümanı ve din adamlarını aldatarak, mason yapmış, insanlığa yardım, kardeşlik gibi laflarla, dinden çıkmalarına, dinsiz olmalarına sebep olmuştur. İslamiyet’i büsbütün yok etmek için, bir çok paşa, maşa olarak kullanılmıştır. Mesela, Mustafa Reşit Paşa, Ali Paşa, Fuat Paşa ve Mithat Paşa, Talat Paşa gibi masonlar, İslam devletlerini yıkmakta kullanıldıkları gibi, Efgani ve Abduh gibi masonlar ve yetiştirdikleri [Reşit Rıza gibi] çömezler de, İslam bilgilerini bozmaya, yok etmeye alet olmuşlardır. (Faideli Bilgiler)

Abduh da, üstadı Efgani gibi mason olmuş, mucizeleri inkâr etmiş, sahih hadislere uydurma damgası vurmuş, Kadir gecesi gibi mübarek gecelerin hiçbir kıymeti olmadığını söylemiştir. Abduh yabancılar tarafından destek görmüştür.

Mısır sömürge valisi Lord Cromer diyor ki:
(Elbette İslami reformist hareketin geleceği Şeyh Muhammed Abduh'un çizdiği yolda ümit vaad ediyor. Ve o yolun yolcuları Avrupa'nın her türlü yardım ve teşviklerine layıktır.) [M. Muhammed Hüseyin, Modernizmin İslam Dünyasına Girişi, Tercüme Sezai Özel]

ISLAMOGLUNUN SITESINDEN ALINTI YAPACAKTIM AMA KALDIRMISLAR KADINLAR ILE TERS ILISKI YAPILABILIR DIYEBILEN YORUMLARI YAZACAKTIM BU ABDUH UB ALLAH A PUT DEDIGINIDE YAZACAGIM AMA SU AN BIRAZ ISIM VAR ALLAH A EMANET OLUNUZ...
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Beyrut mason locası başkanı diyor ki:
(Mısır’da Efgani’den sonra mason locası başkanı olan imam Abduh, masonluk ruhunu yayarak çok hizmet etti.) [Daire-tül-mearif-ül-masoniyye s. 197]


Abduh veyahut Efgani Mason Locasından Neden ayrıldılar ve Ne dediler,O zaman ki Mason Localarını Müslümanlara kim anlattı daha sonra asıl gayelerini...

Bırakalım bu Saçmalıkları ''Mustafa İslamoğlu'' nu bende fazla sevmem-Üslup olarak, ancak bu Şahıs Müslümanların Gündemine girdiği kadar ''Şirk Meselesi'' girmiyor...

İsmailağa Cemaati adlı bir Nakşibendi Ekolü Mitolojik Sofistlerinde ''Mustafa İslamoğlu'' na Düşmanlık ettikleri bilinmektedir...Tarikatçıların Sırtına Dünya üzerinde herekes Bindi ve Parti kurdu Hükümet kurdu...

Tarikatçı/Tasavvufcuların Allah tasavvuru ve Helal - Haram tasavvurları - daha önemlisi ŞİRK tasavvurları yoktur,gelişmemiştir...Bu İnsanlar Kullanılıyor,Potansiyelleri -Paraları sömürülüyor...ayrıca Şirk içinde olduklarını kabullenemiyorlar ve Agresifleşiyorlar...

Bu İnsanlar Muvahhid birer ''TEVHİD AKİDESİ'' Tevhid Eri olabilirler ve Allah yolunda O saçma Nefisle Cihad Felsefesini bırakıp,Tevhide uygun olarak Mücadele ve Mücahede ederler belki...

Hepsi tutunmuş Şizofren bir üsted ve Şeyhin eteğinden Onu Allah Dostu olmaya Mecbur ve Mahkum etmiş kendilerini Aşşağılamışlar ve Onların Önünden iki büklüm Boyun eğmişlerdir..

Hükümetler /Partiler ve Kukla Liderlerin Dünya çapında en çok Kullandıkları Müslüman Potansiyel bu Mitolojik Şirk Dini Tasavvufcular olmaktadır...


Sofiler Duygusal insanlardır...Duygularına Pompaladıkları Şirk Akidesi yolu ile bu İnsanlar Allaha Yakınlaşma Cehdini ve çalışmasını Nefisle mücadele ve Şeyhlerin Ruhlarından yardım alma yolu ile Ulaşacaklarını ''ZAN'' ettirilmektedirler...

Fıtratlarına sonrdan yerleştirilen bu ''ŞİRK VİRÜSÜ TASAVVUF'' işte böyle bitiriyor İnsanları...Ve Mücahid olacak insanı Allah yolunda TEVHİD DİNİ uğruna hareket edeceğine Kafirlerin ve Müşriklerin Sandıklarına OY doldurmaktadırlar...HELAL VE HARAM KOYMA YETKİSİNİ BU ALÇAKLARA VERMEKTEDİRLER...



Bir Proje üret Kardeş b u Proje '' Nakşibendi - Nurcu - Kadiri v.s Vahdet-i Vucud ve Hakikat-i Muhammediyye inancına -Aracılık ve Tevessülde Şeyh ve Hocaefendilerini alanları Tebliğ Esası taşısın...

Şirk ne kadar azalır ve Tevhid Akidesine girişler ne kadar artarsa Tevhid Dini o kadar Hakim olacaktır..Aile - Kurum - Kuruluş ve Hayatımıza...Ben buna çalışıyorum...Bunu anlatmak istiyorum...


Sen kardeşime de Potansiyelini bu Şirki temizlemeye vermeni...Ancak İslamoğlu'nun da Şirke girdiği Noktalar varsa asla Taviz verme yok...Onunda Şirkini yazmanı beklerim...

Bu Din Küçük Bir Köyde Hakim olana kadar Mücadele verelim...Bir Köyde bile Din Hakim değilken nedir bu Şaşkın Telaşımız..
 
feCre Çevrimdışı

feCre

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
cahil toplumlar vardır kendilerini İSLAM'a hizmet ettiklerini sanırlar söylerler .

tağutlarla işbirlıkliği yapararak gerçek islam alimlerine iftira atarlar hatta dahada ileri giderler
bir gün ders çıkışında kapıda baskına gelen bu cahil toplulukları görür üstüne gelmek isteyenler vardır.

engel olmak isteyen doslarına bırakın gelsinler ben ALLAH için yazar ALLAH için konuşurum
kendine güvenen yürekli varsa gelsın beni öldürsün ben ALLAH 'a sığnıyorum der
ve O cahil topluluk adeta buz keser ve geri geri terk ederler meydanı ...

Rab'bim bu topluluğa hidayet versin

selam ve dua ile
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَاِذَا هُوَ زَاهِقٌ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ
Hayır, biz hakkı batılın üzerine atarız da beynini parçalar. Bir de bakarsın yok olup gitmiş. Allah’a karşı yakıştırdığınız nitelemelerden ötürü yazıklar olsun size!
enbiya 18.....
ALLAH hidayete eristirsin hepimizi
 
K Çevrimdışı

Kadirovic61

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Sayın Abdulhak beyefendi şöyle diyor: ‘‘Mustafa İslamoğlu her ne kadar ehl-i sünnete aykırı görüşleri olsa da, bazı hadisleri kabul etmeyip farklı değerlendirse de, hataları ve yanlış açıklamları da bulunsa da (şimdilik) Tekfir edilemez, edilmemelidir.‘‘
Mustafa İslamoğlu, ''Oy kullanmak kişiyi küfre veya şirke düşürür mü?'' sorusuna bakın nasıl kaypakça cevap veriyor:

[flash]http://content.longtailvideo.com/fi...-tr.org/images/statusicon/forum_old.gif&flash width=500, height=350[/flash]

Bu kadar önemli bir soruyu sulandırıp komediye çeviriyor ve ''Oy verme, koy ver mi diyeyim'' diyor.
Şimdi soruyorum sayın Abdulhak beyefendiye:
Mustafa İslamoğlu’nu oy kullandığı için kınarım eleştiririm diyorsunuz. Peki bu adam (Mustafa İslamoğlu) sorulan bu kadar mühim bir soru karşısında, oy kullanmanın açık ve net bir şekilde şirk olduğunu söylememesi, hakkı ketmetmek değil midir? Bildiği halde hakkı söylemeyen dilsiz şeytan olmaz mı? Yoksa bu hususta Mustafa İslamoğlu’nun cahil olduğunu mu varsayarak veya düşünerek veya bilerek bu adamı sadece kınamakla ve eleştirmekle yetiniyorsunuz? Cehalet mazereti var da onun için mi tekfir etmiyorsunuz? Eğer cahil değilse ve hakikaten oy kullanmanın şirk olduğunu biliyorsa, insanlara bu soru karşısında ‘‘ne söylememi bekliyorsunuz, oy verme, koy ver mi diyeyim‘‘ veya ‘‘tercih sizindir‘‘ demesi kendisini küfre ve şirke düşürmez mi? Bunu yapan, Müslümanları sırat-ı mustakim’den saptıran bir bel’am olmaz mı? Küfürde ziyadeleşme olmaz mı, hem kendi küfre giriyor, hem de insanları küfre saptırıyor.
Sayın Abdulhak beyefendi,
Müslümanların, Mustafa İslamoğlu gibi hocaların(!) şerrinden emin olabilmeleri için açık ve net bir şekilde tekfir edilmeleri maslahata daha uygun değil midir?
Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun…
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Kadiroğlu kardeşim ;
Evvela "ilmi munazaralar" başlığı altındaki ehli sünnet alimlerinin özellikle tekfir konusunda izledikleri menheci iyi öğreniniz. Alimlerin Tekfir konusunda sizin dediğiniz gibi maslahaten tekfir diye bir şey yapmadıkları gibi duygusal davranıp öfkeyle tekfire de kaymamaktadırlar.

Maslahaten yapılacak olan bu adamdan uzak durup düşüncelerindeki sakat yönleri ifşa etmeliyiz.
Tekfir konusu ise sınıf ayırımı yapılmadan tekfirin şartları, kriterleri göz önünde bulunup şahısla görüşülerek sonuca bağlanır. Evet fiilin küfür olduğunda kimsenin ihtilafı yoktur. Mutlak olarak küfürdür.
Mutlak tekfiri yaptığımız gibi muayyen tekfire gelince o da aynen deyip düz gidemeyiz. Alimlerimiz , mutlak tekfir ile muayyen tekfirin arasını açmış , muayyen tekfirde frene basmak gerektiği, şahısta tekfire engel şartların (durumların) bulunup bulunmadığına hassasiyetle sorgulnır.
Diyeceklerim bu kadardır .

Tekfir Meseleleri Üzerine Sitemizden Duyuru

https://www.islam-tr.org/yonetim-duyurulari/13962-tekfir-meseleleri-uzerine-sitemizden-duyuru.html


Kardeşim bir daha aynı mesajı 4 farklı konuya (yere) kopyalamayınız. Tek mesajda da tekfir edebiliyorsunuz!
 
K Çevrimdışı

Kadirovic61

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Abdulhak kardeşim, ilk önce şunu söylemek isterim; ‘’Tek mesajda da tekfir edebiliyorsunuz!‘‘ diye yazdınız, bu alaylı uslubunuzu kınıyorum! Ayrıca merak ediyorum, açık bir şekilde ‘‘Oy kullanıp kullanmamak sizin tercihinizdir‘‘ diyen bir adamın küfrüne hükmetmemek için elinizden gelen çabayı sarfediyorsunuz, oy kullanmak kişiyi küfre veya şirke düşürür mü sorusuna ‘‘Oy verme, koy ver mi diyeyim‘‘ diye cevap veren bir adamın küfrüne hükmetmemek için ne gibi mazeretler var doğrusu merak ediyorum, tekfir edilmesine engel hangi şartlar var, bunları bana açıklar mısınız? Ayrıca şunu da peşinen söyliyeyim, ben hiçbir kimseyi tekfir etme sevdalısı da değilim. Ancak Mustafa İslamoğlu’nun ‘‘Oy kullanmak kişiyi küfre veya şirke düşürür mü‘‘ sorusuna cevap verdiği video’da sergilemiş olduğu sözler ve tavırlar zahiren küfrüne hükmetmemizi gerektirir, kalbini Allah (c.c.) bilir!
‘‘Müslümanların, Mustafa İslamoğlu gibi hocaların(!) şerrinden emin olabilmeleri için açık ve net bir şekilde tekfir edilmeleri maslahata daha uygun değil midir?‘‘ derken şunu kastetmiştim: Mustafa İslamoğlu gibilerinin ismi zikredilerek tekfir edilmesi gerekir, ta ki Müslümanlar bunun gibilerinin şerrinden emin olsun, saptırmalarına kanmasın!
Eğer bu adamı tekfir etmemek için yemin etmediyseniz, Allah rızası için bana tekfir edilmesine engel olan hangi şartlar varsa onları yazın da biz de günaha girmeyelim!
Vesselam…
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Sana tekfir hakkındaki izlediğimiz yolu, menheci bildirdim .
Sitemizdeki bu konudaki tutumumuzu da aktardım.
Bilhassa tevilini dinleyip, tevildeki ve diğer manilerdeki hatasını bilmediğim, bunun neticesinde de kendisine hatasını anlataıp düzeltemediğim, İslam kaygısı olduğuna inandığım ve yaptığına da müslümanların lehine diye olumlu bakarak yapanların küfür işlediklerini bilmekle beraber tekfirinden uzak duruyorum. İslami hassasiyetli(!) olduğu zannedilen partilere Oy kullananların büyük çoğunluğu aynı tür mazeretlerle bu küfrü işlemektedirler. Fakat muteber alimlerimiz oy kullananları ayırım yapmadan , kayıtsız şartsız tekfir etmemektedirler.
( https://www.islam-tr.org/ilmi-munaz...lan-herkesi-ayirim-yapmadan-tekfir-etmek.html )
Belki bu tür işlere bulaşan şahıslar sonuçta kafir de çıkabilir ama ben kendi imanımı-ahiretimi tehlikeye atamadığımdan (sokakta bulmadığım için), sizin kadar cesur davranamıyorum. Bu yüzden güneş gibi açık seçik olmadan ihtilaflı meselelerde ırzı, kanı malı canı namusu helal ebedi kafirdir demekten çekiniyorum.
Bunu siz diyorsanız böyle düşünüp iman etmekte serbestsiniz, fakat bu düşüncenizin mutlak doğru , bana katılmayanlarda onun gibi kafirdir vs gibi fitne tavırlarına girmeyiniz.
 
Üst Ana Sayfa Alt