Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Islam'da Kadının Yöneticiliği Caiz midir ?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"İşlerini (idarelerini) yürütmek için bir kadını başlarına geçiren bir topluluk asla felah bulmaz." Hadisinin sıhhat derecesi nedir?
Bu hadis, kadının, İslâm'daki liderlik vasfını eksiltmek ve onun yeteneklerini gözardı etmek için midir?

Cevap:

Hamd, yalnızca Allah'adır.

Bu hadis, ümmetin sahih olarak kabul ettiği hadislerdendir.

Hadis şöyledir:

Ebu Bekra'dan -Allah ondan râzı olsun-rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

(( لَقَدْ نَفَعَنِي اللَّهُ بِكَلِمَةٍ سَمِعْتُهَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَيَّامَ الْجَمَلِ بَعْدَ مَا كِدْتُ أَنْ أَلْحَقَ بِأَصْحَابِ الْجَمَلِ فَأُقَاتِلَ مَعَهُمْ . قَالَ : لَمَّا بَلَغَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّ أَهْلَ فَارِسَ قَدْ مَلَّكُوا عَلَيْهِمْ بِنْتَ كِسْرَى قَالَ :لَنْ يُفْلِحَ قَوْمٌ وَلَّوْا أَمْرَهُمْ امْرَأَةً.)) [رواه البخاري والنسائي في السنن، وبوب عليه النسائي بقوله: النهي عن استعمال النساء في الحكم]

"Andolsun ki Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-'den işittiğim bir söz ile Allah bana hayır ve menfaat ihsan buyurdu da cemel (vakası) günlerinde cemel ashabına katılarak (Ali'ye karşı) onlarla birlikte savaşacaktım (ki onlara katılmadım).

Ebû Bekra (o sözü bildirerek) der ki:

Persler, başlarına (ölen kral) Kisra'nın yerine onun kızını kraliçe olarak geçirdikleri haberi Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e ulaştığında O şöyle buyurdu:

-İşlerini (idarelerini) yürütmek için bir kadını başlarına geçiren bir topluluk asla felah bulmaz."[1]

Bu hadiste kadının,İslâm'daki liderlik vasfını eksiltmek ve onun yeteneklerini gözardı etmek diye bir şey yoktur. Aksine kadınınefsî, bedenî ve şahsî tabiatına uygun olmayan işlerde heder olup kaybolmaktan ve onu fesada uğramaktan veya ifsat etmekten korumuşolan İslâm şeriatının diğer hükümlerine uymayan şeylerden korumak için kadının yeteneklerini, doğru ve uygun tarafa yönlendirmek vardır.

İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komisyonu'na:

"Kadının,namazda insanlara imamlık yapmamakla birlikte erkeklerden daha kültürlü olan bir grup müslüman kadının erkeklere liderlik (yöneticilik) yapmaları câiz midir? Kadının, devlette bazı makamlara ve başkanlığa gelmesine (lider olmasına) engel olan diğerşeyler nelerdir? Bunlar niçin engeldir?"

Diye sorulmuş, bunun üzerine komisyon şöyle cevap vermiştir:

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünneti, İslâm şeriatının amaç ve hedefi, icmâ ve vâkıa, kadının emirlik makamı ile kazâ (hâkim ve yargıçlık) makamını üstlenemeyeceğine delâlet etmiştir. Çünkü Ebu Bekra'nın Allah ondan râzı olsun- bu konuda rivâyet ettiği hadisin hükmü geneldir. Bu hadis şöyledir:

((لَمَّا بَلَغَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّ أَهْلَ فَارِسَ قَدْ مَلَّكُوا عَلَيْهِمْ بِنْتَ كِسْرَى قَالَ: لَنْ يُفْلِحَ قَوْمٌ وَلَّوْا أَمْرَهُمِ امْرَأَةً.)) [رواه البخاري]

"Fâris ehli (İranlılar), başlarına (ölen kral) Kisra'nın yerine onun kızınıkraliçe olarak geçirdikleri haberi Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e ulaştığında O şöyle buyurdu:

-İşlerini (idarelerini) yürütmek için bir kadını başlarına geçiren bir topluluk asla felah bulmaz."[2]

Çünkü hadiste geçen "kavm/topluluk" ve "imrae/kadın" kelimeleri, nefiy (olumsuz) bağlamında nekire olarak gelmiştir. Bundan dolayı umuma delâlet eder. Fıkıh usûlünde bilindiği üzere itibar, lafzın umumî oluşunadır, sebebin hususî oluşuna değildir.

Bunun sebebi de şudur:

Kadınların şânından olan akıl yönünden eksik olma, zayıf düşünme ve çok duygusal olma gibi hasletler, onların düşünmelerine engel olur. Çünkü tebânın hâlini araştırmak, emirliğinşânındandır. Emir, tebânın ıslahı için gerekli olan umumî işleri üstlenir. Bunun için de vilâyetlere yolculuğa çıkmak, ümmetin fertleri ve topluluklarıyla biraraya gelmek, kimi zaman cihad için orduya komuta etmek, düşmanlarla akit ve ahitler imzalamak için onlarla karşı karşıya gelmek, savaşta ve barışta beyatleşmek için ümmetin erkek ve kadın fertleri ile biraraya gelmek zorunda kalır. Bütün bunlar, onun kadınlık haline uygun değildir. Çünkü kadınınırzının korunmasıyla ilgili hükümler, onu satmak gibi iğrenç şeylerden korumak için meşrû kılınmıştır.

Râşid halifeler asrında ümmetin icmâı ile hayırla anılan ilk üç dönemin önderlerinin ilmî icmâı da, kadına emirlik ve kazâ (hâkim ve yargıçlık) verilmemesi buna delildir. Nitekim bu dönemlerde yaşayan kadınlardan Kur'an, hadis ve ahkâm ilimleri gibi dînî ilimlerde nice kültürlü kadın vardı. Buna rağmen bu dönemlerde kadınlar, emirlik ve buna bağlı makamlara ve umumi başkanlığa gelmek ve bu makamlarda görev almaya göz dikmemişlerdir."[3]


Allah Teâlâ en iyi bilendir.

[1] Buhârî, hadis no: 4425. Nesâî, 'Sünen', c: 8, s: 227. Nesâî bu hadis hakkında bir bab açmış ve şöyle demiştir: 'Kadınları hükümde kullanmaktan nehiy'

[2] Buhârî, hadis no: 4425

[3] Komisyon başkanı:Abdulaziz b. Baz. Üye: Abdurezzak Afîfî. Üye: Abdullah b. Ğudeyyân. İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komisyonu Fetvâları, c: 17, s: 13-17
 
E Çevrimdışı

Ebu Remle

Üye
İslam-TR Üyesi
DİNİMİZ BİR KADININ HÂKİM OLMASINA CEVAZ VERİR Mİ? İSLAM DİNİNDE KADIN HÂKİM OLABİLİR Mİ?

Bütün islam âlimleri kadının (hâkim/yargıç) olmasının caiz olmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir. Şayet böyle bir şey olursa, o kadına bu görevi veren kimse günahkâr olur. Kadının bu göreve getirilmesi batıldır ve vermiş olduğu bütün hükümler geçersizdir yerine getirilmez. Bu görüş Hanbelî, Şafii, Maliki ve bazı Hanefi âlimlerinin görüşüdür. Konu için bkz: Bidayetü-l Müctehid, 2/531. El-Mecmu’, 20/127. El-Muğni, 11/350.

Bu konuda genel olarak şu delilleri almışlardır:

1- Rabbimiz şöyle buyurur: “Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarf etmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hâkimdirler.” (Nisa, 34)

Erkek, kadın üzerinde kayyim olandır yani kadını idare eden, kadının büyüğü, kadına hükmedendir. Ayet kadının; velayetinin olmadığını ifade eder. Eğer bazılarını dediği gibi olmuş olsaydı yani kadın hâkimlik vs şeyler yapsaydı erkeklerin üzerine yönetici olmuş olurdu. Bu ise ayetin ifade etmiş olduğuna terstir. Çünkü ayet erkeğin velayetini yani idareci ve sorumluluğunu ifade eder.

2-“Erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azîzdir, hakîmdir.” (Bakara, 228)

Ayette görüldüğü gibi Allah teala erkeklere kadınlardan bir derece üstünlük vermiştir. Dolayısıyla şayet kadına hâkim/yargıçlık görevine getirilirse erkek ve kadın aynı dereceye çıkmış olur. Bu ise Allah tealanın erkek için sabit olan bir derece üstün kılmış olduğuna ters düşer. Çünkü hâkim bir kadın davacılar karşısında bir derece üstündür. Hükmeden, hükmedilecek olandan üstündür. Hükmedecek olan davalı ve davacıdan üstün olsun ki hükmedebilsin.

3- Peygamber efendimize (s.a.v) Farisilerin kisranın kızını yönetici yaptıkları haberi ulaşınca şöyle demiştir: "İşlerini bir kadına bırakan topluluk asla felah bulamaz." (Buhârî, Meğâzî, 82, Fiten, 18; Tirmizî, Fiten, 75; Nesaî, Kudât, 8; Ahmed b. Hanbel, 5/43, 51, 38, 47)

Âlimler bu hadisten delil alarak kadının hâkimlik yapamayacağını söylemişlerdir. Çünkü bir toplumun felah bulamaması; bir zarardır dolayısıyla bu zararın sebeplerinden de kaçınmak gerekir. Hadis geneldir bu yüzden kadının insanların herhangi bir işinde iş başına getirilmesi caiz değildir. Çünkü hadiste buna delalet eden (emrahum) “Müslümanların işlerinde” cümlesi; Müslümanların bütün işlerini kapsamaktadır.

-İmam Şevkani şöyle demiştir: Felah bulamamaktan öte, daha kötü ve daha şiddetli bir tehdit yoktur. Dolayısıyla hâkimlik makamı/görevi Müslümanların bütün işlerinin görüldüğü yer olduğu için hadiste belirtilen Müslümanların işlerinin içerisine öncelikle girer. (Es-Seylül Cerrar, 4/273)

Ezher fetva komisyonu hadis ile alakalı şöyle demiştir: Peygamber efendimiz (s.a.v) ümmetine; İşlerini bir kadına bırakan topluluk asla felah bulamayacağını haber vermiştir. Zira peygamber, ümmetininin en güzel ve en hayırlı olana ulaşmak için neler yapabileceğini ve bütün kötülük ve şerlerden de uzaklaşmak için neler yapmaması gerektiğini beyan etme makamındadır. İşte bunun için peygamber; ümmetini, işlerini bir kadına bırakarak Farisilerin düşmüş olduğu hataya düşmelerinden nehyetmiştir.

Rasulullah (s.a.v) kendine özgü üslubuyla dini hususunda hırslı ve gayretli ümmetine kendisine uymayı emretmiş ve kurtulamayacaklarını kesin bir dille beyan etmiştir. Bir kadının iş başına getirilmesi, ümmetin kurtulamamasını gerektirir. Hadis her hangi bir zaman diliminde bir kadının Müslümanların genelini ilgilendiren bir iş başına getirilmesini yasaklayan bir niteliği vardır. Bu ise hadisin siğası ve genel bir üslup kullanmasından anlaşılmaktadır.

4-Kadının yaratılışı ve tabiatı insanların genel işlerinin başına geçmesine engeldir.

Ezher fetva komisyonu hadisin bu konuya hangi yönleriyle delalet ettiğini açıkladıktan sonra şöyle demiştir: hadis "İşlerini bir kadına bırakan topluluk asla felah bulamaz." Buyurur. Hadis sadece bunu haber vererek kalmaz. Yani hikmet ve illetlerine bakmaksızın bu sadece Rabbimizin emrine itaat edip, ibadet etmekle alakalı değildir. Bu konu erkek ve kadın farklılığı; çokça anlamlar, hikmetler ve illetler taşıyan bir konudur.

Dolayısıyla hadiste: "İşlerini bir kadına bırakan topluluk asla felah bulamaz."Denilerek, kadın olması felaha ulaşmamaya illetlendirilmiştir. O halde illet kadının kendisidir. Çünkü kadın tabiatı itibariyle erkekten farklıdır bu nedenle de kadının yapabileceği şeyleri yaratılış fıtratına uygun olanlardır. Kadının yaratılışına uygun olan; kadının annelik yapması, çocuklarını yetiştirip büyütmesidir. Zaten kadında var olan bu yöndeki annelik duyguları kadını buna yiter.

Aynı zamanda kadın, kadın olmasının gereği her bir ay da karşılaştığı hastalıkları vardır. Bu yüzden kadın manevi olarak zayıflar ve hasta olur. Bu sebeple de bir takım şeylerinde zayıflama görülür. Görüş ve duyguları zayıflar. Karar verme, karar alma kabiliyeti, mücadele etme ve bir yol üzere sabretme enerjisi zayıflar. Duygusallığı galebe çalar ve vermesi gereken kararları veremeyebilir. Bu anlatmaya çalıştığımız şeyler kadınların çokça yaşamış olduklarından bazılarıdır.

5- Bu konuda birçok tecrübeler yaşanmıştır. Kadınların hakimlik makamına getiren bazı devletler görmüşlerdir ki, kadın bu konu için elverişli değildir. Nitekim şeriatın yasaklamış olduğu bir şeyde de mutlaka bir maslahat ve menfaat vardır. islam şeriatının emirlerinin ve yasaklarının ne derece faydalı olduğu bir takım aklı kıt kişiler idrak edemeyebilir ve göremeyebilir.

Bir islam devleti bir dönem başarılı kadınlara hâkimlik ve yargıçlık kapılarını sonuna kadar açtı. Ancak beş sene sonra başarılı olmayınca kapattı. Zira edinilen tecrübeye göre başarı elde edilememişti. Bu yüzden bütün kadın hâkimlerin işlerine son verdi. Nitekim bu alanda açmış olduğu okulların kapatılmasına karar verdi. Teorik alanda kadınlar ne kadar erkeklerden daha başarılı ve üstün olsalar da, ne kadar eğitim ve öğretim alanında birçok imkânlar tanınsa da başarılı olmamıştır.

Bir başka devlette yine aynı tecrübeyi yaşadıktan sonra bu alanda yetişen kadınları güzel sanatlar ve araştırma görevlileri olarak istihdam etmeye başladı.

Bütün bunlar göstermektedir ki, kadın hâkimlik veya yargıçlık gibi işler için elverişli değildir.

6- Bunlarla birlikte kadın için bir başka engel ise kadının erkeklerin bulunduğu meclislere gelmesi ve onlarla karışmak zorunda kalmasıdır. Davacı erkeklerle, şahitlerle karşı karşıya gelmesi gerekecektir. Oysa islam dini kadının ırz ve namusunu korumuş, kötü bakışlardan muhafaza etmiş ve kadını oyuncak edenlerinden elinden almıştır. Bu yüzden islam dini kadına evinde kalmasını emretmiştir. Evinden ancak zaruri durumlar için çıkmasına izin vermiştir. İslam kadını bütün tehlikelerden korumak için erkeklerle karışmamasını, erkeklerle baş başa kalmamasını emrederek kadının muhafaza etmiş, ırz ve namusunu koruma altına almıştır.

7- Ayrıca hâkimlik ve yargıçlık zekâ ister, akli olgunluk ve isabetli görüşe ihtiyaç duyar oysa kadın bu konuda erkekten daha noksandır. Kadının hayat deneyimi daha az ve davacıların yapabileceği hile ve aldatmalara karşıda daha tecrübesizdir. Bunun yanında kadının tabiatı gereği her ay maruz kalmış olduğu hastalıkları; hayız, doğum, çocuk emzirme, hamilelik vb şeylerde eklenince kadının bedene yıpratır. Nitekim kadın bu yüzden meseleleri derinlemesine yaklaşmasına engel olur ve meseleleri kavrayamaz. Hâlbuki hâkimlik mesleği ise her zaman zinde bulunmayı, meseleleri kavramaya, hile ve tuzaklara karşı koymaya ihtiyaç duyan bir makamdır. (Bkz: HafzıMuhammed Enver mastır tezi “Vilayetü-l Mere Fil- Fıkhı-l İslami” 250-217)
 
I Çevrimdışı

islamirade571

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Peki Hz. Aişe'nin ordu komutanlığı yapmasını bu konu bağlamında nasıl değerlendirebiliriz? Günümüzde, tarihteki bu tür olaylar dikkate alınarak kadınların ön plana çıkabileceği, erkeklere hitap edebileceği vs şeyler çok söylemekte.
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem deyince onun kadınları yermek için değil emredileni ve fıtrata uygun olanı söylediği anlaşılır. Zira onun bir başka insanı küçümsemek için söylemesi düşünülemez bile.
"Sizin en hayırlılarınız kadınlarınıza karşı en iyi davrananınızdır." diyen mi küçümseyecek?

Fakat bu tarz gerçeklikleri referans alarak kadınları hor görüp büyüklük taslayan, kıymetsiz gören birtakım insanlar mevcut.
-----------
Bunların yanında kadınların zaten bu işlerle (yapabilecek olsaydı bile) uğraşmasına gerek yok, zaten aynı zamanda 5-10 tane iş yapan bir kadının bide yönetici olması mı?
Üstelik hayatı boyunca bir erkekten daha fazla fiziksel acı çekebilecek dayanıklılıkta olmasına rağmen mi?
Birtakım bulgulara göre çocuğun zekasının genetik olarak daha çok anneden geçmesine rağmen kadın yönetici olmasa da olur.
Yetiştirdiği her çocuğun sözlerinde, davranışlarında, kararlarında annesinin parmak izi varken...
Yaptıkları o kadar şeyin ve fedakarlıklarının yanında bide dünyayı yönetse, her işe karışsa erkeklere ne kalacak ki?

Aldous Huxley'in bir sözü var.
"Bütün dünyayı bir erkek yönetir. O erkeği de bir kadın."
Adam gavur ama bir gerçeği ortaya koymuş, birçok erkeğin yönetildiklerini ruhları bile duymaz.

Vay be! Aklı erkeklerden bir miktar eksik olan kadın tüm bunları yapabiliyorsa, bide erkeklerle aynı akıl seviyesinde olsaydı neler yapabileceğini bide siz düşünün.!
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Kadını kadın, erkeği erkek olarak yaratan ve her birine "yarattığı fıtrata uygun sorumluluklar" yükleyen Rabbimize hamd olsun. Bana yüklenen sorumlulukların gücüm dahilinde olduğuna ve bana kolaylaştırıldığına şahidim, elhamdülillah her daim.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt