Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İhtilafların İçyüzü

I Çevrimdışı

islami bilgiler

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بســـم الله الرحمن الرحيم


İhtilafların İçyüzü


Bilmek gerekir ki, bu ümmet arasında doğan ve ihtirasla rı körükleyen çoğu ihtilafla rın bu çeşitten olduğunu görürsün. Başka bir deyimle bu ihtilafla r çoğunlukla taraflard an birinin savunduğu tezde tümüyle veya kısmen haklı, buna karşılık karşı tarafı reddederk en haksız olduğu ihtilâflardır. Tıpkı yukarda anlattığımız olayda Peygamber imiz'in hakemliğine başvuran iki Kur'an okuyucusu gibi. Bu olayda okuyucula rın her ikisi de kendi okuma tarzında haklı, fakat karşı tarafın okuma tarzının yanlış olduğunu söylerken haksızdır.

Çünkü insan çoğunlukla bir şeyi ispat edip benimserk en değil de, bir şeyi inkâr edip yalanlama şeklinde beliren reddetme tutumu sırasında cahaletin pençesine düşer. Sebebine gelince insanın ispat ettiği şeyi kavraması, reddettiği şeyi kavramasından daha kolaydır. Böyle olduğu içindir ki, bu ümmetin Kur'an ayetlerin i karşılaştırıp aralarında çelişki araması yasaklanmıştır. Çünkü çelişki arama amacı ile karşılaştırmanın özü karşılaştırılan ayetler arasında bağdaşmazlık olduğu farzedild iği takdirde bu ayetlerde n birine inanıp öbürünü reddetmek tir. Sebebine gelince iki zıt şey biraraya gelemez.

Bunun bir örneği Müslim'in, sahabiler den Abdullah b. Rebah'a (Bu kişi Ebu Halid Abdullah b. Rebaha El-Ensari El-Medeni'dir. Basra'da yaşadı. El-Aclâ, İbn Sa'd Nesaî ve diğer hadisçilere göre güvenilirdir. H. 90 senesi içinde vefat etti. Bkz. İbn Sa'd, Tabakat El-Kübra, c. 7, s. 212; Tehzib El-Tehzib, c. 5, s. 207, biyografi No: 357.) dayanarak anlattığı şu olaydır. Bu olayın ilk kaynağı olan Abdullah b. Amr -Allah her ikisinden de razı olsun-şunları anlatıyor:

Bir gün öğle sularında Peygamber imiz'in yanına gitmiştim. O sırada Rasûlüllah, Mescidde yoktu. Bu arada iki kişinin bir ayetin nasıl okunması gerektiği konusunda tartışmakta olduklarını işittim. Tam bu sırada Rasûlüllah çıkageldi, öfkeli olduğu yüzünden okunuyord u. Bize dönerek:

“Sizden önceki ümmetler kitabları konusunda ihtilafa düştükleri için helak oldular.” buyurdu.” (Müslim, Kitab El-İlm, Kur'an'ın Müteşabihlerine Uymanın Sakıncası... Babı, H. No: 2666, c. 4, s. 2053.)

Görüldüğü gibi Rasûlüllah kızgınlığının sebebi olarak bizden önceki ümmetlerin helak olmalarına yolaçan kitab hakkında ihtilafa düşme tutumuna bağlıyor. Bu da eski ümmetlerin bu konudaki tutumunda n belirlili kle ve diğer alanlarda ki tutumlarından da genellikl e uzak durmamız gerektiğini gösterir.

Cenab-ı Allah'ın (c.c.) Kur'an'da açıkladığına göre ihtilaf iki kısımdır.

Birincisi nde çatışan tarafların her ikisi de kınanmıştır. Aşağıdaki ayetler bu çeşit ihtilafa örnektirler:

“Eğer Rabb'in dileseydi, bütün insanları tek bir ümmet yapardı. Fakat insanlar sürekli olarak ihtilafa düşüyorlar. Yalnız Rabbinin rahmet ederek ihtilafta n sakındırdıkları müstesna...” (Hud: 118-119.)

Görüldüğü gibi, Cenab-ı Allah, bu ayette rahmet bulanların ihtilafta n uzak kalan kimseler olduklarını belirtiyo r. Şu ayetler de ayni anlamdadır:

“Çünkü Allah, kitabı gerçekle indirmiştir: Kitab hakkında ihtilâfa düşenler derin bir anlaşmazlığa saplanmışlardır.” (Bakara: 176)

“Kendileri ne kitab verilenle r, onlara ilim geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlıktan dolayı ihtilâfa düştüler.” (Âl-i İmran: 19)

“Sakın kendileri ne açık deliller geldikten sonra ayrılığa saplanıp ihtilafa düşenler gibi olmayınız.” (Âl-i İmran: 105)

“Dinlerind e ayrılığa düşüp gurup gurup bölünenlere Sen'in yapacağın hiç bir şey yoktur.” (En'am: 159)

Öteyandan Cenab-ı Allah (c.c.) hristiyan lar arasındaki ihtilafı anlatırken şöyle buyuruyor:

“Bu yüzden Kıyamet gününe kadar aralarına kin ve düşmanlık saldık. Allah ilerde onlara ne yaptıklarını bir bir haber verecekti r.” (Mâide:14)

Yahudiler arasındaki ihtilaf da Kur'an'ın iki yerinde şöyle anlatılıyor:

“Biz onların arasına Kıyamet gününe kadar sürecek kin ve düşmanlık saldık. Ne zaman bir savaş ateşi yaksalar Allah onu söndürür.” (Mâide: 64)

“Fakat onlar dinleri konusunda çeşitli guruplara bölünüp parçalandılar. Her gurup kendi inancı ile böbürlenir oldu.” (Mü'minun: 53)

Öte yandan Peygamber imiz:

“İleride ümmetinin yetmiş üç guruba ayrılacağını” bildirdik ten sonra:

“Bu gurupların, biri dışında hepsinin cehenneml ik olduğunu ve bu tek gurubun “Cemaat” gurubu” başka bir rivayete göre de:

“Bu gurup, bu gün Ben'im ve sahabiler imin yolundan gidenler olduğunu” buyurmuştur. (Bu hadisten geçen sayfalard a söz edildi. Geniş bilgi için, Muhammed Nasır El-Din El-Albânî'nin Fî Silsile El-Ehadis El-Sahih, eserinin, c. 1, H. No: 204'e başvurunuz. Özellikle, “Hepisi cehenneml iktirler. ..” bölümüne. Müellifin işaret ettiği diğer bir rivayet yoluyla hadisi Hakim, El-Müstedrek, c. 1, s. 128-129'da birbirini doğrulayan yollarla, tahriç ediyor. Hâkim, “Hadisin sağlamlığı konusunda bu senetler, (ravi zincirler i) “Hüccet” olabilmes i için yeterlidi r der. Bkz. c. 1, s. 128.)

Başka bir deyimle ihtilaf çıkaran tarafların ezici bir çoğunlukla helak olacaklarını, bunların içinde sadece bir gurubun kurtulacağını ve bu gurubun “ehl-i sünnet vel cemaat” gurubu olduğunu açıkça haber vermiştir.

İhtilafın bu çeşidinde tarafların çatışma sebebi bazan kötü niyettir. Bu durumda vicdanları kin ve azgınlık duygulan, yer yüzünde kargaşalık çıkararak mevki kapma ihtirası ve buna benzer çirkin arzular egemen olur. O zaman insan karşısına aldığı kimseye üstün gelebilme k için onun sözünü veya davranışını kınamaktan ya da onu küçük düşürmekten zevk duyar.

Tıpkı bunlar gibi kendisi ile aynı soyu, aynı mezhebi, aynı beldeyi paylaşanların veya dostlarının görüşlerini destekler . Çünkü bu yollardan kendisine yakın gördüğü görüşlerin yaygınlaşıp tutulması ona şeref ve mevki kazandırır. İnsanlar arasında bu tip tutumlar ne kadar da yaygındır! İhtilafın bu çeşidi zulümdür, hak sınırını aşmaktır.

Kimi zaman da ihtilafı körükleyen sebep, ya tarafların aralarındaki çatışma konusunun gerçek mahiyetin i bilememel eri veya tartışan taraflard an birinin karşı tarafın dayandığı delili kavrayama maları, ya da taraflard an birinin kendi delil ve hükmünün haklılık gerekçesini bildiği halde karşısındakinin delil ve yargısının haklılık payım bilememes idir.

Demek ki, ana sebepleri cahalet ve zulümdür ki, bu iki şey bütün kötülüklerin kaynaklan dır.

Nitekim Cenab-ı Allah (c.c.):

“Fakat bu emaneti insan yüklendi. Hiç şüphesiz, O çok zalim ve çok cahildir.” buyuruyor . (Ahzab:72.)

 
Üst Ana Sayfa Alt