Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Ihsan Şenocak’ın Çeçenistan Cihadına Attığı Iftiralara Cevap

Muhammed087 Çevrimdışı

Muhammed087

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
photo369171500612298944-1024x723.jpg
Rusya’nın Suriye’ye Esad’ın çöküşten kurtarmak için ordularını gönderdiği günlerde, İhsan Şenocak Çeçen cihadını “Selefiler”in baltaladığını, bu yüzden Rus yenilgisine maruz kalındığını, Suriye’deki Selefiler sebebiyle de durumun bundan farklı olmayacağını iddia eden bir yazı yayınladı.

İhsan Şenocak’ı böyle bir zamanlamayla “çamur at izi kalsın” tarzı yazmaya iten sebep konjektörlüğünü yaptığı kesimin emri ya da ricası mıydı yahut bir el onu buna zorlamış mıydı bilinmez, ancak yazıda cihadın öncü isimlerinden bir kısmı “tasavvuf ehli” (!) diye anılıyor, cihadın bel kemiği olan diğer kısım da adam yerine konmaksızın ismi bile zikredilmeden ateşi kızıştırılmış selefi kazanında yakılıyordu…
Anlaşılan birileri Suriye’deki cihadın bitmesini istiyor ya da temenni ediyor. Bu başarısızlık için de günah keçisi bulup halka gösterme görevi de İhsan Şenocak’a verilmiş. İhsan Şenocak’ın temelsiz iddialarının bazılarına cevap verme gereği duydum ki, tarikat ehlinin Çeçenistan mücahidlerine attığı bu iftiraların yersiz olduğu ortaya çıksın. Bu tür şahıslar biraz devlet medyası desteğiyle, biraz da popüler kültür rüzgârını arkasına alarak Müslüman topluma mühendislik yapma gayretinde. Bu nedenle özellikle tevhid akidesi ve cihad menhecine saldırılarına cevaplar vermek, insaf ehlinin üzerine düşen bir yükümlülüktür.

İhsan Şenocak ve taifesinin saptırmasının önüne geçmek için öncelikle Birinci Çeçen Cihadını hatırlamamız gerek. Çünkü İhsan Şenocak Çeçen cihadının ilk yıllarında söylenen sözlerden alıntılar yaparak kitlesine “Bakın bu devlet laik ve demokratik bile olsa cihad ehli bu devlete duacıdır, bu nedenle bizim de devleti meşrulaştırmamız doğrudur.” mesajı veriyor.

İhsan Şenocak bununla da kalmıyor, Kafkas cihadının sufi bir cihad olduğunu söyleyip, Çeçenistan’da savaşın “tekfirci Vahabiler” yüzünden bittiğini iddia ediyor!

Screenshot1.png

Bu iddialara/iftiralara cevap vereceğiz. Öncelikle Çeçen cihadının tarihini kısaca hatırlayalım.

Sovyetler Birliği 1990’ların başında çökmeye başladı ve başta Orta Asya ve Doğu Avrupa olmak üzere, sömürdüğü devletler birer birer bağımsızlığını ilan etti. Bu süreçte Çeçenistan’da da bağımsızlık fikri halk arasında yayılıyordu. 1990’da Çeçen Halk Kurultayı toplandı. Kurultayda Çeçen Milli Komitesi kurulması kararı alındı ve komitenin başına Cevher Dudayev getirildi. Rus Hava Kuvvetleri’nden kendi isteğiyle ayrılan General Cevher Dudayev ülkesine döndü ve Ekim 1991’de Çeçenistan tek taraflı olarak bağımsızlık ilan etti. Rusya ilk etapta saldırmaya cesaret edemese de Aralık 1994’te en güçlü birlikleriyle Çeçenistan’a saldırmaya ve işgal etmeye başladı.

Dört asırdır işgal altındaki Kafkasya için en zor yüzyıl bu yüzyıl olmuştur çünkü Sovyetler Birliği İslam dinine savaş açmış bir ideolojiye sahip Komünist Parti tarafından yönetiliyordu. Bu nedenle İslam namına ne varsa yasaklandı, İslami kitaplar toplatıldı ve yakıldı, camilerin kapısına kilit vuruldu, İslami ders yapmak yasaklandı, ne kadar âlim varsa katledildi. Böyle bir 80 yılın ardından Çeçen halkı milli ve dini söylem ile savaşmaya başlamıştı. İslam fıtratlarını ve Allah’a olan imanlarını koruyorlardı ama 80 yıl boyunca din öğretimi yasak olduğunda din namına hiçbir şey bilmiyorlardı.

Bizzat Sovyetler Birliğinde komutan olan Çeçen lider Cevher Dudayev ile Rus işgaline karşı haklı bir direnişe geçtiler. 1994’te başlayan savaşta Rusya yüzbinlerce Çeçen’i katletti ama kazanamadı. Rus ordularını 2 yıllık sürede darmadağın eden Çeçenler, 1996 yılında Rusların geri çekilmesi ile bağımsızlığına kavuştular. Çeçenler İslam ahlakına sahip olsa da, İslami bir dini altyapıya sahip değildi ve kurdukları devlet şeriat devleti değil demokratik laik bir Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti oldu. Burada onları eleştirmekten ziyade, İslam âlimlerinin hala bu konularda sustuğunu hatırlayalım. Bu insanlar komünist bir eğitimden geçmişlerdi ve “cenk-cihad-şehadet”ten ötesini pek bildiklerini halk bazında söylenemezdi. İçlerindeki şuurlu olanlar ise muhalefette kalmışlardı.

Nisan 1996’da Çeçenistan Devlet Başkanı başkomutan Cevher Dudayev uydu telefonuyla görüşürken Amerika yerini tespit etti ve Rusya’ya bildirdi. Cihadın mimarı başkomutan Dudayev, Rusya’nın saldırıyla şehid edildi. Yeni cumhurbaşkanı Aslan Mashadov seçildi.

Çeçenistan, izzetin Batı’ya değil Allah’a yönelmekte olduğunu görmüş, insanlara kulluk olan laikliği reddederek Allah’a kulluk olan şeriata yönelmeye başladı. 1996 yılında Çeçenistan İçkerya Cumhurbaşkanı Zelimhan Yandarbiyev seküler-laik mahkemeleri lağveden ve onların yerine Şeriat Mahkemelerini getiren kararnamesini imzaladı. 1999’un Şubatında yeni cumhurbaşkanı Aslan Mashadov bir adım daha giderek “Çeçen İçkerya Cumhuriyeti topraklarında tam bir Şeriat yönetiminin uygulanması hakkında” 39. numaralı kararnamesini imzaladı.

Rusya’nın 1999 yılında Dağıstan’da katliam yapmasına komutan Şamil Basayev ve komutan Hattab razı olmadı ve Çeçenistan’daki askerleriyle birlikte işgal altındaki komşu devlet Dağıstan’a geçip Rus ordusunun 250 Müslümanı öldürmesine cevap verdiler. Savaş yeniden başlayacaktı ve Rusya bunu bekliyordu. yüzbinlerce askerden oluşan Rus ordusu Çeçenistan’ı işgal etti ve savaş yeniden başladı.

Tüm bu İslami gelişmeler Müslümanları sevindirirken Çeçenlerin içerisindeki münafıkları rahatsız etmeye başladı. İslami bir Çeçenistan’da yaşamaktansa Hristiyan Rusya’nın işgali altında laik bir yaşamı tercih eden bu zavallılar Rusya safına geçerek ihanetlerine başladı. Şeyh Şamil’in yenemeyen Rusya, “Çar tabancaları” olarak adlandırılan münafık Çeçenlerin yardımıyla “Çarlara baş eğmeyen Dağlı”yı durdurmuştu. Rusya her zamanki gibi makam ve para ile hainleri satın alarak yerli uşaklar buldu kendine. Bunların başını da Rusya’nın yeni sömürge valisi Kadiri tarikatından Kadirov çekiyordu.

İkinci savaş birincisinden farklıydı, çünkü yeni lider Putin kazanmak için her türlü katliam ve işkencenin yapılmasını emretmişti. Ruslar ağır kayıplar verse de Çeçen mücahidler de ağır kayıp verdiler. Çeçen komutanlar birer birer şehid düşmeye başladı.

Mart 2005’te Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Aslan Mashadov, Rus özel kuvvetleri ile girdiği çatışmada şehid edildi.

2006’da ÇİC Cumhurbaşkanı Abdulhalim Sadullayev devlet yapısındaki reformlar gibi temel konular üzerinde bir açıklama yayınladı. Kuzey Kafkasya’yı tek bir İslam devleti olarak bir araya getirecek bir programı ilan etti. ÇİC Anayasası’nın 1.maddesini duyurarak tüm dünyaya meydan okumaya devam ettiklerini gösterdi: “Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Çeçen halkının kendi kaderini tayin etmesi sonucu kurulan egemen ve bağımsız İslami bir hukuk devletidir. Tüm kararların kaynağı Kur’an ve Sünnet’tir.”

Çeçenistan cihadı laik ve demokratik bir İslami (!) amaçla başlamış, ancak Allah’a hamd olsun ki cihad, yavaş yavaş akideyi temizlemiş ve safları arındırmıştır.

Haziran 2006’da Çeçenistan İçkerya Cumhurbaşkanı (ÇİC) Abdulhalim Sadullayev, Ruslarla girdiği orantısız çatışmada şehid düştü. Bir ay sonra da Kafkas Mücahidleri Askeri Emiri efsane kumandan Şamil Basayev şehid oldu.

7 Ekim 2007 (25 Ramazan 1428) tarihi Kafkasya için yeni bir dönüm noktası oldu. ÇİC Cumhurbaşkanı Emiri Dokku Umarov Çeçen İçkerya Cumhuriyetini feshedip parlamentoyu kaldırarak Çeçenya Devletinde ve Kuzey Kafkasya topraklarında tam bir Şeriat yönetimi ilan edildiğini duyurdu. Artık hedef Çeçenistan’da bağımsız İslami bir devletin kurulmasından çok daha öteye, bütün Kafkasya’yı kapsayan birleşik İslami bir devletin kurulmasına taşındı. Cumhurbaşkanlığını görevini bırakıp demokrasiyi reddeden Dokku Umarov Kafkasya İslam Emirliği’nin ilk Emiri olarak tarihe geçecek şu açıklamayı yaptı: “Yüce Allah’ın huzurunda devletin Şeriat Hukukunu yeniden kurmak, Müslümanların canını, onurunu, itibarını korumak ve Kafkasya’yı Dar’ul-İslam’a geri döndürmek için buna karar verdim.”

Bakın burası önemli. Çeçenistan’daki cihad, biraz milli biraz dini bir söylemle başladı, daha sonra demokratik ve laik bir Çeçenistan Cumhuriyeti kuruldu, daha sonra yine aynı Çeçen kadrolar başta iken Cumhuriyet ve parlamento feshedilip Şeriat ilan edildi. Ve bunu bizzat cumhurbaşkanı yani cihadın başkomutanı olan Emir Dokku Umarov yaptı.

Bunun yapılması akidenin tevhid üzerine oturması için gerekliydi. Tevhid akidesinden yüz çeviren Çeçenler hemen isyan bayrağı açtı. Çeçenistan savaşı ilk başladığında milli ve dini bir hisle başlamıştı. Şimdi ise mesele Çeçenistan olmaktan çıkmış, tüm Kafkasya’yı kapsayan şeriat devleti amacına dönüşmüştü. Emir Dokku Umarov bununla da yetinmiyor, Endülüs’ten Çin’e kadar tüm işgal edilmiş İslam toprakları kurtuluncaya kadar savaşacağız diye haykırıyordu!

Böyle bir süreç, kavmiyetçi bir dava için savaşan Çeçenlere silah bıraktırdı. Bunların liderlerinden hala Avrupa’da rahatça yaşayan Ahmed Zakayev, parlamentonun devam ettiğini iddia etse de kaile alan olmadı. Şeriatı savunan Emirlikçilere muhalif olan İçkeryacı denilen Çeçenlerin silah bırakması önemli bir kırılma oldu. İhsan Şenocak’ın tarikatçıları ise çoktan silahı bırakmış, Kadirov’un görkemli camiler ve medreseler yapması ile mest olmuşlardı! Daha açık bir ifade ile para ile satın alınmış, Putin’in kuklası sözde Çeçenistan Özerk Bölgesi lideri Kadirov’un maaşlı memurları haline gelmişlerdi. Dağlarda direnen sadece tevhid üzerine olan mücahidler kaldı. Bu nedenle 2007 yılı safların ayrılmasıdır. 2008 yılında verdiği bir röportajda Emir Dokku Umarov tarikat ehlinin ve kavmiyetçilerin ayrılmasını arınma olarak açıklamış ve şunu demiştir: “Mücahid saflarındaki büyük arınma devam ediyor.”

Evet, bu insanların ayrılması belki maddi güç olarak cihada darbe vurmuştur. Ancak şeriatı ilan etmesi için baskı yapıp rest çeken dönemin Çeçenistan Başkadısı Emir Seyfullah’ın (Anzor Astemirov, 2010’da şehid düştü) bu konu üzerine yazdığı makalenin başlığı, cihadı bırakan tarikatçı ve kavmiyetçi kesime verilmiş net bir cevaptır: ”Tağut’un reddi, Kafkas mücahidlerinin esas zaferidir!”

Bu yazısında Başkadı Seyfullah şunu diyordu: “Bizim için en önemli kazanım tevhid mücadelesini yükseltmek olmuştur. Bu sebeple Yüce Allah’ın yardımını kazandığımıza inanıyoruz. O’nun yardımıyla bütün zorlukların üstesinden geleceğiz. Biz sadece O’na hizmet ederiz sadece O’na güveniriz.”

Yani mesele İhsan Şenocak’ın dediği gibi bazı Vahabilerin – Selefilerin safları bölmesi değildir. Mesele tarikat ehlinin bidatlerinden vazgeçmeyip cihad ulemasının eleştirilerine tahammül edemeyişi, daha sonra da Kadirov’un sahte cennetine aldanıp cihadı terk etmeleridir. Bir yandan cihadı terk eden bu kesim, diğer yandan “Dağdan indik ama size küstük” diyorsa zerre kadar samimi değildir. Buyrun Kafkas dağları sizleri bağrına basmaya hazırdır, madem Kafkasya Emirliğini Selefi mücahidler görüyorsunuz, kendiniz tekkelerden çıkıp memurluktan ayrılıp dağlara çıkın da yiğit kimdir gösterin!

* * *

Bakın İhsan Şenocak şunu diyor:

“Çeçenistan’a giden tekfirci vahhabilerle müslümanları birbirine düşürdüler, cihadı bitirdiler, rahatlattıkları Rusyayla şimdi Suriye’yi vuruyorlar.”

Çeçenistan cihadında safları İhsan Şenocak’ın dediği Vahabi/Selefiler bölmemiştir. Yukarıda da belirttiğim gibi bizzat dönemin Çeçen lideri Umarov ve dönemin Çeçen başkadısı Astemirov’un cumhuriyeti feshedip Şeriatı ilan etmesi bölmüştür. Bu da İslami açıdan olması gereken bir adımdır. Emir Dokku Umarov 4 yıl sonra yayınladığı beyanatta bu kararın çok daha öncesinden alındığını, Şamil Basayev’in bizzat kendisine bunu şart koştuğunu söylemiştir. Bu beyanatlar için Beyaz Minare Kitap’tan Çıkan Emir Dokku Umarov’un Hayatı ve Beyanatları kitabına bakılabilir. Ve bu ayrışma, tevhid ile şirkin, hak ile batılın ayrışması olduğundan, böyle bir ayrışmada suçlu aranacaksa şeriatı ilan edenleri değil, bunu kendine yediremeyen ve Kadirov saflarına geçenlerde aranmalıdır.

İhsan Şenocak “Çeçenistan’a giden Vahabiler” diyor. Kimmiş söylesin de kamuoyu da bilsin! Üç tane Vahabi sayabilir mi İhsan Şenocak? Onun Vahabi olarak itham ettikleri Arap mücahidlerdir. İhsan Şenocak ve tarikat yataklarında zikir çekerek Ruslara karşı cihad ederken o Arap gençleri Rusya’yı sarsan darbeler vurmuştur.

İhsan Şenocak isim vermez ama ben vereyim. Çeçen mücahidlerin tevhidi bir çizgiye geçmesine ve şeriatın ilan edilmesine Çeçenistan’da savaşıp komutanlığa yükselen Araplar etkili olmuştur. Bunlar başta Hattab, Ebu Velid, Ebu Hafs ve Doktor Muhanned’tir. Bu Araplar ahlakı, ilmi ve cesaretiyle komutanlık makamına çıkmış, her biri Çeçen halkının gözünde birer kahramandır. Hatta ilk savaştaki oynadığı önemli rolden dolayı 1996 yılında bizzat cumhurbaşkanı Cevher Dudayev tarafından Hattab Çeçenistan’da Milli Kahraman ilan edildi, kendisine Üstün Cesaret Madalyası takdim edilip ayrıca Çeçen Hükümeti tarafından General rütbesi ile onurlandırıldı.

Ebu Hafs ve Ebu Velid gibi komutanlarında Çeçenistan cihadındaki büyük başarıları ortadadır. İhsan Şenocak’ın selefi Vahabi sözleriyle güya aşağıladı bu komutanlar, rahat bir yaşamı geride bırakıp hicret edip yıllarca Çeçen cihadına komutanlık yapıp şehid düşmüştür. Bu komutanları bugün Çeçenistan’daki Müslümanları birbirine düşürdü diye itham etmek, bizzat Çeçenler tarafından reddedilecek apaçık bir iftiradır.

“Çeçenistan’daki Vahabiler” söylemi, aslında sadece İhsan Şenocak’ın değil, Rusya’nın da Çeçenistan’daki tarikatçıları mücahidlerden soğutmak için sık kullandığı kara propagandadır. Vahabilik konusuna burada girmek istemiyorum çünkü konu uzar.

Bakın Dokku Umarov “Çeçenya Müslümanlarına Mesaj” isimli beyanatında ne diyor:

“Bugünkü cihad, düşmanların tüm dünyaya anlattıkları gibi “Vahhabizm” değildir. Şunu bilmelisiniz ki burada cihad sizden evvel de vardı. Sürgün edildiğimiz 1944 yılında, ondan evvel 1917’de… Müslümanlar o zaman da Allah yolunda cihad ettiler. Çünkü biz her zaman Allah’ın emirlerini yerine getirmek için çabaladık.” (1)

Emir Dokku Umarov neden böyle bir açıklama ihtiyacı hissetti?

Çünkü Rusya bu tarz söylemle birkaç şey amaçlıyorlar. Vahabilik Arabistan kökenli bir akım olduğundan bu cihadın “dışarı güdümlü” olduğu izlenimi vermek. Hâlbuki Ruslara karşı savaş dört asırdır devam ediyor ve cihad sancağı atalardan mirastır. Bir başka amaçları da tarikatların yaygın ve güçlü olduğu Kafkasya’da Vahabilik’in bu konudaki sert eleştirel bakışını gündeme getirerek halkı mücahidlerden soğutmak.

Aynı şekilde 2009 yılında “Kadirov’un Yalanlarına Yanıt ve Mürtedlerin Ebeveynlerine Mesaj” başlıklı beyanatında Emir Dokku Umarov şunu diyor:

“Onlar bizi Kazakistan’a sürgüne gönderdiklerinde, üzerimize etiket astılar. Bugün bize ‘Vahhabiler’ diye hitap ediyorlar. Geçmişte aynı propagandaya sahiptiler. Her bir savaşta her zaman propaganda vardır.” (2)

İhsan Şenocak da Rusya’nın yaptığı bu kara propagandayı, Türkiye’deki saf ama cahil gençlere yaparak gençleri cihad cephelerine karşı şüpheli bir bakış kazandırmaya çalışıyor!

* * *

Peki, o halde Çeçenistan’da Rusya neden kısmi de olsa başarıya ulaştı? Bunun birinci sebebi cihadı terk edip Kadirov’un Rus cumhuriyetine razı olan tarikatçı ve milliyetçi kesimdir. Bu kesimler üç kuruşluk dünyaya razı olup Kadirov’un safına geçtiler.

İkinci sebep Rusya’nın ekonomik ve askeri güçlenmesidir. Savaş adam ve silah gücüne bakar. Rusya bırakın Kafkas mücahidlerini, 2008’de Gürcistan ordusunu birkaç günde perişan edip Güney Osetya’yı işgal etti. 2014 yılında da Ukrayna’nın Kırım eyaletini işgal etti, Ukrayna ordusu hiçbir şey yapamadı. Avrupa da müdahale bile edemedi.

Üçüncü sebep de Irak, Afganistan ve Suriye cihadının ümmetin maslahatı gereği daha önemli bir noktada durması. Böyle olunca adam ve maddi destek bu bölgelere kaymış, hatta yurtdışındaki Kafkasyalılar bile Suriye cihadına yoğun bir şekilde katılmıştır. Bir Müslüman için mesele ümmetin maslahatıdır, bu nedenle bölgesel kalabilecek Kafkas cihadı beklemeye ve pasif direnişe alınmış, Ortadoğu’da büyük zaferler getirecek ve Kudüs’ün kapısını açacak Suriye cihadı desteklenmiştir. Şu an hala Kafkasya Emirliğine bağlı binden fazla mücahid Suriye’dedir. Rusya’nın Suriye’ye müdahalesinin bir sebebi de budur. Putin bu mücahidlerin Suriye’de askeri ve sayısal olarak güçlendikten sonra Kafkasya’ya döneceklerini bilmektedir. Savaşın Kafkasya’da gerçekleşmemesi için bu mücahidlerle savaşmaya Suriye’ye gelmiştir.

Yani anlayacağınız, İhsan Şenocak ve tarikatçılar bitti dese de, Kafkasya cihadı bitmemiştir! Sadece bu hafta Dağıstan’da 3 mücahid, Çeçenistan’da 3 mücahid Rus özel kuvvetleri ile çatışarak şehid düşmüştür. (3)

İhsan Şenocak anlaşılan tarikatçılar cihadı bıraktıktan sonra Kafkasya cephesi hakkında haber okuma gereği duymamış ki Kafkasya’daki cihadı bitti sanıyor!

İhsan Şenocak son 5 yılda bir tane gencini Kafkasya cephesine göndermiş midir? Ya da son 5 yıldır maddi olarak Kafkasya cihadına ne yardım yapmıştır? Bu sorunun cevabını tahmin etmek zor değildir. O halde bir soru daha soruyoruz; ne adam ne para göndermediğiniz Kafkasya cihadını ne hakla sahipleniyor, ne hakla orada can veren muhacirlere “Müslümanları böldü, cihadı bitirdi” iftirası atıyorsunuz? Madem onlar Müslümanları böldü ve cihadı bitirdi, yüzlerce talebenle neden Müslümanları birleştirmeye ve Kafkasya cihadını devam ettirmeye kalkışmıyorsunuz?!

İhsan Şenocak’ın Kafkasya cihadından bihaber olduğunun bir başka delili de Çeçenistan demesidir. Çeçenistan diye bir dava 2007’den bu yana yok! 2007 yılında Kafkasya Emirliği ilan edildi ve Çeçenistan cihadı Kafkas cihadına dönüştü. Hatta son yıllarda Kafkasya cihadındaki Ruslara ve işbirlikçi hainlere yapılan saldırıların yarısından fazlası Dağıstan’da yapıldı. Yani son yıllarda cihadın merkezi Dağıstan olmuştur. Hatta Kafkasya Emiri Çeçen Dokku Umarov’un 2014’te şehadetinden sonra önce Dağıstanlı Emir Ebu Muhammed (Ali Ashab Kebekov), onun 2015’te şehadeti üzerine de gene Dağıstanlı olan Emir Ebu Osman Gimravi genel Emir seçilmiştir. İhsan Şenocak “Çeçenistan’da cihad bitti” diyor, savaş tüm Kafkasya’da devam ediyor ama İhsan kafasında çoktan bitirmiş!

İhsan Şenocak bir başka yazımızda cevap vereceğimiz bu konudaki yazısında Türkiye’deki tarikatların ve cemaatlerin Çeçenistan cihadına önceleri destek olduğunu yazıyor. Madem önceleri maddi olarak yardım ediyordunuz, gördüğünüz gibi cihad da devam ediyor, o halde maddi yardımı neden bıraktınız? Ortada biten bir cihad yok ama yavaşlayan bir cihad var. Bunun suçlusunu İhsan Şenocak aramak istiyorsa, önceden destek olup da şimdi köstek olan cemaatlerine ve tarikatlarını eleştirerek başlamalıdır.

Kafkasya Emirliği’nin kuran ve 2014’te şehid olan Kafkasya cihadının lideri Emir Dokku Umarov, 2012 yılında Suriye direnişine destek açıklaması yapmıştı. Bakın o konuşmasında da “Kafkasya’da cihad bitti” diyen fitnecilerin zerre kadar Kafkas cihadına yardım etmediğinin altını çizmişti:

“Tüm kardeşlerden sözlerimi doğru şekilde anlamalarını istiyorum çünkü orada neler olduğunu biliyorum, hatta oraya gidip Kafkasya’da Cihadın olmadığını, Cihadın sonuna gelindiğini, bu nedenle Suriye’ye geldiklerini söyleyen insanlar olduğunu biliyorum. Hayır, Kafkasya’da Cihad vardır ve Suriye’dekinden daha ciddi ve daha şiddetlidir. Ve hiç kimse Kafkasya’daki Cihad için herhangi bir yardım ya da destek vermiyor. Ne zamanki Kafkasya’daki Cihad tamamen Allah yolunda sabitlendi, yalnızca Allah rızası için yapıldı ve şirkin her çeşidini uzaklaştırdı o zaman Kafkasya’da Cihadın sona erdiğini savunmaya başladılar ve bugün bu kara propagandalarını Suriye’ye taşıdılar.” (4)

Görüldüğü gibi Kafkas cihadı İhsan Şenocak gibi tarikat ehli için bitse de cihad ehli için bitmemiştir. Tarikat ehlinin cihad eden mücahidleri karalaması da tamamen kendi acizliklerini örtbas etmek içindir.

Çeçenistan cihadına hicret eden Hattab, Ebu Hafs ve Ebu Velid gibi komutanlar bu iftiraları hak etmiyor. Onlar sahih İslam’ı, Ehli Sünnet vel Cemaat akidesini öğrettiler 80 yıllık komünist rejimin enkazından çıkan mazlum Çeçen halkına. Onlar şehid olup göremese de, onların yetiştirdiği Çeçen kardeşleri Kafkasya’da şeriat ilan etti ve bu Kafkasya’nın gerçek zaferi oldu!

Ebu Hafs, Hattab, Ebu Velid, Muhanned gibi Arap komutanlar çok şey kattı Kafkas cihadına. Ümmetin unutulmuş toprakları olan Kafkasya’da onların şehid düşmesini bu ümmetin evlatları asla unutmadı! Bugün cihad cephelerine dünyanın dört bir yanından hicret eden gençler varsa, hepsi az ya da çok 17 yaşında zengin bir yaşamı geride bırakıp cihad için hicret eden Hattab’ların vesilesidir. Kafkasya dağlarında vurulup düşen her Arap, her Türk, her Kürt öğretti Çeçen gençlerine tek ümmet ve tek ordu olduğumuzu… Bugün Çeçen mücahidler Suriye’de en ön safta savaşıyorsa, bilin ki bu yaptıkları Hattab’ın onlara bıraktığı mirası sürdürmek, ahde vefa göstermektir.

Bakın Suud’dan Suriye cihadına hicret etmiş potansiyel “Vahabi” Şeyh Muhaysini katliam yapmaya gelen Rus ordularına birkaç gün önce nasıl seslendi:

“Ey uçaklarıyla Dünyanın ve Şam’ın gökyüzünü dolduran Rusya’ya mesaj gönderenler. Ruslara deyin ki, ne yapabildi Hama’da tanklarınız? Selam olsun o topraklara. Söyleyin o Ruslara; ‘Eğer siz Hattab’ı unuttuysanız, Allah’ın izniyle Şam’da karşınızda bin Hattab bulacaksınız’!”(5)

Bugün Şam topraklarında mücahid âlimler Rusya’ya Hattab’ı hatırlatarak tehdit ediyorsa, Hattab Kafkasya için görevini yapmış demektir…

Sözlerimi Kafkasya cihadında başkomutan Emir Dokku’nun yardımcılığına kadar yükselen Arap Komutan Ebu Hafs (2006’da şehid düştü) ile şehadetinden bir ay önce yapılan röportajının son cümleleri ile noktalamak istiyorum ki şehid komutanın verdiği mesajı az da olsa hissedebilelim:

“Yakında bayram gelecek. Bu bayram Irak’ın, Afganistan’ın Çeçenistan’ın ve Filistin’in kurtulduğu gün olacaktır. Hep birlikte saf olup, omuz omuza vererek Yahudilerden temizleyeceğimiz Mescidi Aksa’mızda namaz kılıp tekbirler getireceğiz. Bütün dünya şunu bilsin ki, mücadelemiz Çeçenistan’da yüreklerimiz ise Kudüs’tedir.” (6)

* * *

İhsan Şenocak bu konuya paralel olarak paylaştığı yazısında Selefi cihadı bir yandan itham ederken, bir yandan da tarikat ehlinin cihadını savundu. Meselenin uzun olması sebebiyle bu konudaki iddialarına cevabımızı başka bir yazımızda vereceğiz.
 
Halid Ahmed Çevrimdışı

Halid Ahmed

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
O kadar güzel cevap ki...Allah razı olsun
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

şenocakın desteklediği akkoyunlu devletinin askeri uçakları şu anda abd önderliğinde suriye ve ırakda bombardımana başladı , aşşağıdan desteği de meccusiler yapmakta , adamoy kullanmayı şehadet olarak açıklamakta buna da abd önderiğinde cihad diyebilir , beyaz minare=beyaz saray diyen abuklar vardı bir dönem acaba onlarla alakası var mıdır ?

http://www.haberturk.com/gundem/haber/1153426-iside-karsi-hava-ve-kara-operasyonu-baslatildi

neyse maslahat maslahat hep bunlar maslahat
ilk_turbanli_hakim_kursuye_cikti_h65953_3a903.jpg
 
Üst Ana Sayfa Alt