Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Ibn Teymiyyenin Uydurma Hadisler Amel Etmesi !

H Çevrimdışı

hizhizmetci_tr

Üye
İslam-TR Üyesi
selamun aleykum kardeslerım


Günümüzde selefi görüşü adı altındaki bazı muslumanlar kendılerini hadis ehli tasavvuf ehlini zayıf ve uydurma hadislerle amel eden kımseler olarak görüyodu asagıdakı yazıda bunun böyle olmadığını göreceksiniz.


1.. Elbanıye neden heen kayıtsız sartıs ıtıbar edılmez once onu acıklayalım.


2 .Sonra ıbn teymıyyenın uydurma hadıslerle amel ettıgını ve buharının sartlarına gore sahıh bır hadıse nasıl uydurma dedıgını acıklıcaz .


3 . Sonra ıbn kayyımın zayıf ve uydurma hadıslerle amel ettıgını yazıcaz bu dedıklerımızın kaynagı elbanıdır yanı yukarda acıklıyacaklarımızı Elbanının dedıklerıyle kaynak gosterıcez.


1...Elbanıden baslıyalım


Elbanî’nin Çelişkilerinden Bir Tanesi


Elbânî’nin Mâlik ed-Dâr hadisini zayıf göstermeye çalışırken yaptığı tahrif ve Mâlik ed-Dâr hakkında hadis âlimlerinin verdikleri bilgileri eksik ve çarpıtarak aktarması, okuyucularına bildirmemesi, Elbânî’nin güvenilmez olduğuna delâlet eden tek olay değildir.


Meselâ, Prof. Dr. Zekeriya Güler, başka bir hadisi ele alırken şu tespitleri yapıyor:


Ebû’l-Cevza Evs b. Abdullah radıyallahu anh’dan; “Medine halkı şiddetli bir kıtlığa maruz kalmıştı. Onlar Aişe radıyallahu anha’ya gelerek durumdan yakındılar. Bunun üzerine Aişe radıyallahu anha:


“Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in kabrine bakın, ondan semaya doğru bir delik açın. Onunla sema arasında bir engel bulunmasın!” dedi. Onlar da hemen dediğini yaptılar. Bunun üzerine, bize öyle bol yağmur yağdı ki, otlar yeşerdi, develer yağdan çatlarcasına semizleşti. Bundan dolayı o yıla: “çatlama yılı” denildi.”


Elbânî Bu hadisi zayıflatmaya çalışırken bakın ne yapıyor:


Elbânî (“Râvîlerden Saîd b. Zeyd’de zayıflık vardır” iddiasına delil olarak), Saîd b. Zeyd’in zayıf bir râvî olduğu fikrinde olanları söz konusu ederken, onun sika olduğunu ifade eden (İbn Maîn, İbn Sa’d, Buhârî, İclî, Ebû Ca’fer ed-Dârimî, Ahmed b. Hanbel ve İbn Hibbân gibi) otoriteleri âdeta görmezlikten gelmektedir.


Elbânî , sika gormedıgı aynı ravıyı baska bır hadıste yanı Saîd b. Zeyd’in bulunduğu başka bir hadis için şu değerlendirmeyi yaptığını da görmekteyiz:


“Hadisin isnadı hasendir. Râvîlerin hepsi de sikadır. Saîd b. Zeyd hakkında söz söylenmiştir. Ama bu, onun hadisini hasen derecesinden aşağı düşürmez…


Elbânî bir yerde bir raviye zayıf derken başka bir yerde aynı ravıye sıka dıyor


Elbânî’nin Saîd b. Zeyd’ bu çelişkili durumu Hasan b. Alî es-Sekkâf, Tenâkuzât-ı Elbânî isimli birkaç ciltlik eserinde, bu ve başka misallerle bu tezatlıkları açıklamıştır. Ayrıca Mamud Saîd Memduh Naktu’s-Sahih Haşiyesi’nde, birçok örnekler ortaya koymuştu.


Mahmud Said Memduh Albânî'nin İmam Müslim'in Sahihi'nde rivayet ettiği bazı hadislere zayıf demesinden dolayı Tenbîhü'l-müslim ilâ te'addi'l-Albânî alâ Sahihi Müslim adlı küçük hacimli kitabını kaleme almış, bilahare Albânî'nin değerlendirmelerini tenkit ettiği et-Ta'rîf bi evhâmi men kassame's-Sünen ilâ sahihin ve zaîf adıyla (İbadât kısmı) altı cilt halinde Dubai'de tabedilmistir.


Elbânî’nin bu yaptığına ne denir?! Bir yerde haklı çıkmak, hadisi zayıflatmak için Saîd b. Zeyd’i zayıf ravi deyip kabul etmiyor. Başka bir yerde aynı raviyi kabul ediyor. Böyle bir hadisçinin sözlerine ne kadar güvenilir.


Sonuç olarak, bu rivayete itiraz eden Elbanî’nin gerekçelerinin yetersizliği anlaşılmakla beraber, bu hadisle amel etmeye engel olacak bir sonuç çıkarmak, pek de ilmî olmasa gerekir. Ciddi hadis çalışmaları olan Elba-nî’nin, hadislerden yola çıkarak kadına altını haram etmesi, gibi Ehli Sünnet dışı bir görüş ortaya atması başka konularda da hatalı olabileceğini gösterir.


Elbanî, bazı erkekler nişan yüzüğü adı altında, parmaklarına altın yüzük takarlar. Bu âdet bize Hıristiyanlardan geldiği için, evvelâ onlara benzemek olur. Sonra da, İslâm prensiplerine göre, altın takmak erkeklere zaten harâmdır. İleriki sayfalarda zikrettiğimiz, altını kadınlara bile yasak eden naslara muhalefet etmektir.[1]


Elbânî, erkeklere altın yüzük takmanın harâm olduğuna dair altı tane hadîs-i şerîf zikrettikten sonra, kadınlara da altın yüzüğün harâm olduğuna dair şu hadis-i şerîfi zikretmektedir:


“Dostuna ateşten bir halka giydirmek isteyen, parmağına altın bir yüzük taksın. Mahbûbunun boynuna ateşten bir tasma takmak isteyen, altından bir gerdanlık taksın. Dostunun koluna ateşten bir çember takmak isteyen, altından bir bilezik taksın.”[2]


Kitabın mütercimi Ali Aslan, bu hadîs-i şerîfin altına şöyle bir not ilâve etmiş: “Bu fetva, dört mezhebe muhalif bir fetvadır. Dört mezhebe göre de, altın kadınlara helâldir, bilinsin.” demektedir.


Görüldüğü gibi, Elbanî bilerek veya bilmeden büyük hatalar yapıyor. Böyle hatalar yapan birisinin tahriçlerine güven olur mu? Selefi görüşü üzere olduğunu idda edenler, Elbânî’ye “Asrın Muhaddisi” diyorlardı. Elbanî’nin durumunu gördükten sonra, Elbanî’nin bir hadise zayıf veya uydurma dediği zaman, o hadisin öyle olmayabileceği bilincinde olmaları lazım.

İTİRAZ:


Dost düşman herkesin şehadetiyle konunun uzmanı olan bir âlimin, ulaştığı yeni bilgilerle ictihadını değiştirip hatasından dönmesinin neresinde bir çelişki vardır?

İmam Ebu Hanife, “Ey Ebu Yusuf! Benden her duyduğunu yazma! Çünkü ben bir beşerim. Bugün bir şey söyler, yarın ondan dönebilirim.” Derken size göre “Ben tenakuzları olan çelişkili birisiyim.” mi demek istemiştir?


İmameyn -söylendiğine göre mezhebin üçte birinden geri dönerken size göre çelişkiye mi düşmüştür? Elbani’nin çelişki ve tenakuzatına değil, hatadan dönme erdemini göstermiştir.


CEVAP:



Evet, bir âlimin, ulaştığı yeni bilgilerle ictihadını değiştirip hatasından dönmesi gayet normaldir. Fakat Elbânî’nin çelişkili ifadeleri hataları birkaç tane değil. Elbanî'nin ne kadar büyük bir otorite (!) olduğu, Mahmud Saîd Memduhun Ref'u'l-Menare'sini, et-Ta'rîf isimli eserini, ondaki Elbanin Kütüb-i Sittedeki bin civarındaki rivayet üzerinde cahilce yaptığı " zayıftır" damgalamaları ve verdiği yersiz hükümleri , en-Nakdu's-sahîh'ini, Hasan Sekkaf'ın "Tenakuzatü'l-Elbânî" isimli üç ciltlik kitabında yüzlerce zikrettiği çelişkileri okuyanlar çok güzel anlar.

Abdulaziz el-Ğumarî'nin eseri baştan sona onun hatlarını çelişkilerini, Abdullah el-Ğumarî'nin bu kıssa ile alakalı olarak kaleme aldığı risalesinde onun, işine geldiği yerde bir raviyi nasıl güvenilir, gelmeyen yerde ise Buharinin ravilerini nasıl yerden yere vurduğunu anlatır.


Onu Selefi görüşü üzere olduğunu iddia edenler, Elbânî’ye “Asrın Muhaddisi” diyorlar. Elbânî bir hadise zayıf veya uydurma demişse artık o hadis zayıf veya uydurma olarak görürler. Diğer eski meşhur muhaddislerin dedikleri ikinci planda kalır. Önemli olan bunca hataları olan Elbânî’nin Müslümanların yaptıklarına dair getirdikleri hadislere zayıf veya uydurma demesiyle o Müslümanların yaptıklarına bidat veya şirk denmesine sebep olmasıdır. Siz madem Elbani'nin hataları olabileceğini hatasından dönmesini bir erdem olarak kabul ediyorsunuz o zaman onun bir hadise zayıf dediği zaman o hadisin zayıf olmayabileceğinide düşünmeniz lazım kayıtsız şartsız onun görüşlerine teslim olmamanız lazım. Hadisleri kolayca zayi etmemeniz lazım.



ALINTI : Selefilik Adı Altındaki Görüşlere Selefice Cevaplar





[1] Evlenme Adabı, s. 64.


[2] Evlenme Adabı, s. 66.




2...ELBANİ IBN TEYİYYENİN UYDURMA HADİSLERLE AMEL ETTİĞİNİ SÖYLEMESİ



Utbe b. Gazvân radıyallahu anh’dan rivâyet edilen bir hadis-i şerifte


Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:


عنعتبةبنغزوانرضىاللهعنهعنالنبىصلىاللهعليهوسلمقال: إذاأضلأحدكمشيئاأوأرادأحدكمعوناوهوبارضليسبهاأنيسفليقل: ياعباداللهأغيثوني،ياعباداللهاغيثونىفإنللهعبادالانراهم.


“Sizin biriniz bir şey kaybederse yahut yanında arkadaşı bulunmadığı bir yerde yardım dilerse;

“Ey Allah’ın kulları bana yardım edin! Ey Allah’ın kulları bana imdat edin!” desin. Çünkü Allah’ın bizim görmediğimiz kulları vardır.”[1]


Bunu Taberânî rivâyet eder. Ve râvîleri güvenilir kabul edilmiştir. Ancak bazılarında bir zayıflık vardır.

Şu kadar vardır ki Yezid Utbeye yetişmemiştir. (Yani râvîler sîka kabul edilmekle beraber içlerindeki birinde biraz zayıflık görülmüş, dolayısıyla bu râvî hasenü’l-hadisdir. Diğer yandan munkatıdır. Bu Hanefî usulcülerine göre zarar vermez. Hasen hadis, her ne kadar kuvvet itibariyle sahih hadisten aşağıda ise de, delil olma yönüyle hasen hadisle de amel edilir.


Fıkıh bilginlerinin tamamı ve hadis bilginlerinin çoğunluğuna göre, hasen hadis, akâid esasları dışındaki bütün dinî hükümlerde delildir;


Evet İbn Teymiyye (istigâse) kabul etmezken bu hadisteki gibi “Ey Allâh’ın kulları!” diye seslenerek yardım istemeyi sünnete uygun gördüğü fikrine kapılıyoruz. Çünkü İbn Teymiyye bu hadisteki gibi duâ edilmesini sünnete uygun görmüş ki, bu hadisi nerede nasıl sünnete uygun dua edileceğini öğretmek için yazdığı el-Kelimu’t Tayyib “Sünnete Uygun Duâ” adlı eserine almış İtıraz da etmemiş .


Böyle seslenmeyi uygun görmemiş olsaydı “Sünnete Uygun Duâ” adlı eserine almazdı veya alıp böyle seslenme doğru değil, deyip itiraz etmeliydi. Görüldüğü üzere itiraz da etmemiş.



İTİRAZ:


İbn Teymiyye, zayıf hadis ile amel edilmesini caiz görmeyen âlimlerden biridir. Mezkûr hadisi delil getirmesi, onun indinde bu hadisin sahih olduğuna kanaat etmesine işaret eder. Lakin o da, her beşer gibi hatadan masun değildir.


Ayrıca Elbani İbn-i Teymiyye’nin adı geçen kitabında zikredip itiraz etmediği tek zayıf hadis de bu olmadığını kitabın tahkikinde, bununla beraber onlarca zayıf hadis olduğunu, dahası birkaç tane mevzu hadis bulunduğunu da ifade etmiştir. (Elbani, el-Kelimu’t-Tayyib, Tahkik, 49-57)

CEVAP:


Selefi görüşü üzere olduğunu iddia edenler zayıf hadislerle amel etmediklerini ve hadis ehli olduklarını iddia ediyorlardı. Şeyhul İslam dedikleri görüşlerinin en büyük kaynaklarından biri olan İbn-i Teymiyye’dir. Elbani İbn-i Teymiyye’nin kitabında zikredip itiraz etmediği onlarca zayıf hadis olduğunu, dahası birkaç tane mevzu hadis bulunduğunu söylüyor. (Elbani, el-Kelimu’t-Tayyib, Tahkik, 49-57)


Ayrıca Elbani İbn-i Teymiyye’nin sahih bir hadise zayıf bir kısmına uydurma dediğini halbuki hadisin sahih olduğunu söylüyor.


Elbani kendisinin "Silsietu Hadis sahiha" adli kitabinin 4 ciltinin 344 sayfasinda diyor ki:


أننيرأيتشيخالإسلامبنتيمية,قدضعفالشطرالأولمنالحديث,وأما

الشطرالآخر,فزعمأنهكذب!وهذامنمبالغتهالناتجةفيتقديريمنتسرعهفيتضعيفالأحاديثقبلأنيجمعطرقهاويدقق النظر فيها


"Ben Şeyhülislam İbni Teymiyyenin hadisin (Ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır) birinci kısmını zayıf ikinci kısmını ise yalan ve uydurma adlandırdığını görünce bu konu üzerine uzun bir yazı yazmak zorunda kaldım.


Benim fikrimce böyle abartısının (İbni teymiyyenin) arkasındaki sebeb Onun (İbni Teymiyyenin) bazı hadisleri uygun şekilde görmeden önce onların asılsızlığı yönünde aceleci karar vermiş olmasıdır" (Silsiletu Hadis sahiha, cilt 4,sayfa 344)


Elbaninin "Silsiletu hadis sahiha" adlı kitabının 4 cildinin 331 - 344 sayfasında.:


"Ben kimin Mevlasıysam Alide onun Mevlasıdır. Allahım ona dost olana dost ol,Ona düşman olana düşman ol...


Bunu Ahmed ibni Hanbel (4/370), Ibni Hibban "Sahihinde (2205)" Ibn Ebu Asim (1367,1368),Teberani (4968)


(Elbani) hadisin senedi hakkında dedi ki: "Hadisin isnadı Buhari kriterine göre sahihtir". Heytemi kendi mecmuasında (9/104) Ahmed (bin Hanbel) tarafindan bütün raviler sahih, Fatir bin Halife ise Sikadır (güvenilirdir)... Aynı zamanda ben kimin Mevlasıysam Ali de onun Mevlasıdır Tirmizi tarafindan nakledilmiş (2/298) ve Hadis Hasen Sahihtir demiştir.


Elbani sonraki sayfada "Hadisin isnadi Sahiheyn kriterlerine göre sahihtir" diyor.(Silsiletu Hads Sahiha,cilt 4,sayfa 331-344)Formun Üstü


Burada da görüleceği gibi elbani ıbn teymiyyenin zayıf hadislerle uydurma hadislerle amel ettiğini itiraz etmediğini söylemişti şimdi ibn teymiyyenin sahih bir hadise zayıf ve uydurma olduğunu söylüyor.


İbnü’l Kayyim el-Cevziyye’nin durmu:


İbn-i Teymiyye’nin talebesi İbnü’l Kayyim el-Cevziyye’nin Kitâbu’r-Ruh adlı eserini tercüme eden selefi görüşü üzere olduğunu iddia eden hoca dip notlardaElbani nin görüşünü ve kitabını refarans göstererek İbnü’l Kayyim el-Cevziyye’nın Kitâbu’r-Ruh adlı eserinde ölülerin işittiğini, ölülere kur’an okunabileceğini, ruhların yardım edebileceğini, ruhların rüyalarda insanlara yardım ettiği gibi birçok mesele için delil getirdiği hadislerin bir çoğunun Elbaniye göre zayıf bazılarının da uydurma olduğunu söylüyor. Böyle olunca dört durum ortaya çıkıyor.


1.Elbani nin dediği doğruysa İbn-i Teymiyye ve İbnü’l Kayyim’ın kitaplarında itiraz etmeyip zayıf ve uydurma hadisleri delil getirerek amel ettikleri gibi bir durum ortaya çıkıyor.


2. Biz demiyoruz sizin hadis aliminiz olan elbani sizin diyer aliminiz olan İbn-i Teymiyye nin sahih hadise zayıf uydurma dediğini dolayısıyla Resulullahın bir sözünü bilerek veya bilmeden iptal ediyor, yok sayıyor.

Kim bilir böyle kaç hadisi zayi etti .

Onun için İbn-i Teymiyye nin bir hadise zayıf veya uydurma dediğinde ihtiyatlı davranıp hemen kabul etmemek lazım.


3. İbn-i Teymiyye ve İbnü’l Kayyim’ın bu hadislerin zayıf ve uydurma olduğunu anlıyamadıkları için mi, yoksa zayıf hadislerle amel edileceğini düşündükleri için mi kitaplarına aldılar.


4. Elbânî’nin bir raviye bir yerde zayıf başka bir yerde sika demesi, bir hadise bir yerde zayıf aynı hadise başka bir yerde sahih demesi gibi hata ve çelişkilerini 6 cilt başka bir muhaddis de 2 cilt kitap halinde açıklamıştır. Aşağıda örneklerle izah edilecektir. Elbani’nin bu durumunu bildikten sonra İbn-i Teymiyye ve İbnü’l Kayyim’ın kitaplarındaki Elbani’nin zayıf ve uydurma dediği o hadislerin zayıf ve uydurma olmayabileceği ihtimalini de düşünmemiz gerekiyor.Onun için Elbani nin bir hadise zayıf veya uydurma dediğinde ihtiyatlı davranıp hemen kabul etmemek lazım.



Selefi görüşü üzere olduğunu iddia edenlerin Elbânî ye asrın muhaddisi demelerinin isabetli olmadığı ortaya çıkıyor. Bütün bunlardan sonra selefi görüşü üzere olduğunu iddia edenlerin biz hadis ehliyiz demeleri tartışılır bir hal almış oluyor.


Her dört durumdan hangisi doğru olursa olsun selefi görüşü üzere olduğunu iddia edenler için pek iyi bir durum değildir. Asrın muhaddisi dedikleri Elbani, söylediği şu sözü: İbn-i Teymiyye’nin adı geçen kitabında zikredip itiraz etmediği tek zayıf hadisin de bu olmadığını ve ayrıca kitabın tahkikinde, bundan başka onlarca zayıf hadis olduğunu, dahası birkaç tane mevzu hadis bulunduğunu söylemiştir. (Elbani, el-Kelimu’t-Tayyib, Tahkik, 49-57)





ALINTI : Selefilik Adı Altındaki Görüşlere Selefice Cevaplar






[1]Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, (no: 290), XVII, 117, Mecmau’z-Zevâid, (no: 17103), X, 188.

 
Moderatör tarafında düzenlendi:
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sen kim oluyorsun be ay gafil... İslam ümmetinin ŞEYHULİSLAM olarak ünvanlandırdığı Büyük bir alimi inetrenetten kopyala yapıştırla Bazı zırvalarla itham edersin....BİZİM MAHALLEMİZDE SALYANGOZ SATAMAZSIN...sen git kap kacak artığı yalayan o zavalılara yuttur bu zırvaları...RABBİM HİDAYET ETSİN...ŞUUR VERSİN
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Yediği silleden sonra Şirke davetin hizmetçi_tr'si yine Ali Hoşafçı ile piyasaya düşmüş.


6. ZULUM ve REDDİYE

Kabr-i Şerif İle Tevessul 2_


Ebul Cevza Evs Bin Abdullah radıyallahu anh’den;
İmâm Hafız Dârimî (v. 255/869), Sunen’inde “Allah’ın, Peygamberimiz’e vefatından sonra verdikleri” başlığıyla açmış olduğu babta şöyle demiştir: “Ebû Nûman, Said b. Zeyd’ten, o, Amr b. Mâlik en-Nekri’den, o da Ebû’l-Cevza Evs b. Abdullah’dan şunu rivâyet etmiştir:
قحط أهل المدينة قحطا شديدا فشكوا إلى عائشة رضى الله عنها فقالت: انظروا إلى قبر رسول الله صلى الله عليه وسلم فاجعلوا منه كوة إلى السماء حتى لا يكون بينه وبين السماء سقف ففعلوا فمطروا حتى نبت العشب وسمنت الإبل حتى تفتقت من الشحم.
“Medine halkı şiddetli bir kıtlığa maruz kalmıştı. Onlar Aişe radıyallahu anha’ya gelerek durumdan yakındılar.
Bunun üzerine Aişe radıyallahu anha; Peygamber (s.a.v.)’in kabrine bakın, ondan semaya doğru bir delik açın. Onunla sema arasında bir engel bulunmasın!” dedi.
Onlar da hemen dediğini yaptılar. Bunun üzerine bize öyle bol yağmur yağdı ki, otlar yeşerdi, develer yağdan çatlarcasına semizleşti. Bundan dolayı o yıla; “çatlama - yarık - yağ yılı” denildi.”
(İbni Cevzi, el Vefa, (1534); Dârimî, Mukaddime, 15, no: 92 - 93, 1/47; Delaili nubuvvet, 12, es-Sunen, I, 56; Suyûti, Hasais, 2/280 ; Nebhani, Huccetullah, sf: 1090; Zurkani, Şerhu'l Mevahib, 8/801; Zubeydi Tacul Arus, 13/388; İbni Esir, Nihaye, 3/409; Behcetu'l Mehafil, 2/129; Aliyyu'l Kâri, Mirkat, 10/290, Mişkatul Mesabih, 5950, Mevahibu'l Leduniye, 2/365, Cem’ul Fevaid, 2086, Şevahidul Hak, sf: 160; İbn-i Teymiye, el İstiğâse fi'r Reddi ale'l Bekri, sf: 265, Ziyareti'l Kubur, sf: 32; İbn-i Kesir, Telhisu'l İstiğâse fi'r Reddi ale'l Bekri, sf: 28 - 30; İbni Merzuk Beraatul Eşari, sf: 357, Gımari İrgam, sf: 24; İsmail Bin Mahfuz, Mesaf, sf: 187; el Elbâni, et Tevessul, sf: 140 - 142, 178; Ahkâmu'l Cenâiz, sf: 335, 1 nolu dipnot; Amr AbdulMun'im Hedmu'l -Menâr limen Sahhaha Ehadise't Tevessuli ve'z Ziyâra, sf: 208- 224)

Zayıf Hadis.


1- Bu kıssa sahih değildir. Çünkü râvileri arasında Hammad bin Zeyd'in (179/795) kardeşi Sa'id Bin Zeyd el Ezdi (167/784) bulunmaktadır. Sa'id Bin Zeyd'de zaaf vardır. Kendisini Yahya bin Sa'id (198/813), İbrahim bin Yakub es Sâdi el Cevzecâni (259/873), Nesai ve diğerleri zayıf görmüş (Zehebi, Mizânu'l İtidal, C. 2, 138-139, No: 3185), İbni Hâcer hakkında "Sadûk olub, evhâmı vardır." demiştir. (İbn Hacer, Takribu't Tehzib, sf: 378, No: 2325; Tehzibu't Tehzib, 4/29, No: 2405)



2- Ashab-ı kiram'dan sabit olduğuna göre onlar kıtlıkla karşılaştıklarında ya mescidde (Buhari, no : 932, 933, 1013, 1019i1021,1029,1033, 3582, 6093, 6342; Muslim, no: 897 Enes bin Mâlik radıyallahu anh'den) ya da açık arazide (musallâ) (Buhari, no: 1027- 1028; Muslim, no: 894, Abdullah bin Zeyd el Ensâri radıyallahu anh'den) Allah'a dua ederek yağmur yağdırmasını dilerlerdi. (İbn Kesir, Telhisu'l İstiğâse fi'r Reddi ale'l Bekri, sf: 28)

3- Buhari tarafından rivâyet edilen; "Peygamber (s.a.v.) ikindi namazını güneş benim hucremde iken ve gölge henüz yayılmadan kılardı." (Buhari, no: 546, 522, 544 - 545; Muslim, no: 611 Aişe radıyallahu anha'dan) hadisinde de görüldüğü üzere Aişe (57/677) (radıyallahu anha)'nın odasının tavanının bir kısmı kapalı değil, açıktı. Bu rivâyet Aişe (radıyallahu anha)'nın evinin tavanının bir bölümünün açık olduğunu ve buradan güneşin girdiğini göstermektedir. Aişe (radıyallahu anha)'nın hayatı boyunca da evin bu şekli bozulmamıştır. Binaenaleyh evin çatısına bir delik açılmasına nasıl gerek olabilir? Bu da kıssanın bâtıl olduğuna işaret etmektedir. (İbn Kesir, Telhisu'l İstiğâse fi'r Reddi ale'l Bekri, sf: 29 - 30)


4- Meşrû olsun ya da olmasın sözü edilen fiil, anlaşmazlık hususunda delil olamaz. Çünkü böyle bir uygulama, yağmurun Rasulullah'ın kabri üzerine yağmasını istemek demektir. Allah'u Teala zaten rahmetini peygamberlerinin ve salih kullarının kabirlerine indirmektedir. Söz konusu eserde ölümlerinden sonra onlardan bir istekte bulunmaya, bir şey taleb etmeye ve istiğâsede bulunmaya dâir en küçük bir işaret yoktur. (İbn Kesir, Telhisu'l İstiğâse fi'r Reddi ale'l Bekri, sf: 30)
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt