Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İbadetlerimizde olması gereken ölçü

deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
İnsanların yanlışa düşmesine yol açan zihni
bulanıklığını gidermek


Enes b. Malik (r.a.) şöyle rivayet etmektedir:
Bir grup [üç] erkek Hz. Peygamberimin zevce-i paklerinin hane-i saadetlerine gelerek Rasulullah (s.a.v) in (evdeki) ibadeti hakkında sordular. Sordukları husus kendilerine açıklanınca sanki bunu az bularak: "Rasulullah kim, biz kimiz? Allah O'nun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetmiştir. (Bu sebeple O'na az ibadet de yeter)" dediler. İçlerinden biri: "Ben artık hayatım boyunca her gece namaz kılacağım", ikincisi: "Ben de hayatım boyunca hep oruç tutacağım, hiç bir gün terk etmeyeceğim", üçüncüsü de: "Kadınları ebediyen terk edip, onlara hiç temas etmeyeceğim" dedi. (Durumdan haberdar olan) Hz. Peygamber (s.a.v) onları bularak: "Sizler böyle böyle söylemişsiniz. Halbuki Allah'a yemin olsun Allah'tan en çok korkanınız ve yasaklarından en ziyade kaçınanınız benim. Fakat buna rağmen, bazen oruç tutar, bazen yerim; namaz da kılarım, uyurum da; kadınlarla beraber de olurum. (Benim sünnetim budur), kim sünnetimi beğenmez terk ederse benden değildir" buyurdu. (Buhari, Nikah 1 (4776); Müslim, Nikah 5 (1401) )


Bu hadise vesilesiyle aşağıdaki hususları vurgulayabiliriz:

* Hz. Peygamber çoğunlukla, kişileri değil yanlışları topluma açıklamak için, "İnsanlara ne oluyor da şöyle şöyle söylüyorlar" diyerek şahısların kimliğini gizler, doğruya ve yanlışa dikkat çekerdi.

- Salih insanlara gıpta edilmeli ve onların davranışları öğrenilmelidir.

- Dini herhangi bir konuyu erkeklerden öğrenmek mümkün değilse, onu kadınlardan öğrenmek caizdir.

- Bir insan, başkalarının faydası için -gösterişten sakınarak-kendi yaptığı davranışlardan bahsedebilir.

- ibadette aşırıya gitmek kişiyi bıktırabilir ve ibadetlerden uzaklaştırabilir. Şüphesiz en iyisi mutedil olmak, orta yolu bulmaktır. (İbn Hacer, Fethu'l-Bari~ IX, 104)

- Yanlışlar, genellikle yanlış anlayışlardan kaynaklanır.
Eğer fikirler doğru anlaşılırsa, yanlışlar da azalacaktır. Nitekim yukarıdaki hadiste bahsi gecen sahabilerin aşırı ibadet ve inzivayı benimsemelerinin sebebi, kurtuluşa ermek için ibadet hususunda Hz. Peygamber'in davranışlarının üstünde bir şeyler yapmaları gerektiğine inanmalarıydı. Çünkü biliyorlardı ki O'nun (s.a.v.) tüm günahları affedilmişti; fakat kendileri için böylesi bir durum söz konusu değildi. Ancak Hz. Peygamber onlara, affedilmiş olsa da kendisinin insanlar içinde Allah'tan en çok korkan olduğunu, bu sebeple ibadet hususunda sünnetine uymaları gerektiğini belirtti.

Benzer bir durum, Kehmes el-Hilali (r.a.) adlı başka bir sahabinin başına gelmişti. O şöyle rivayet etmektedir: Müslüman oldum ve Hz. Peygambere gittim. O'na Müslüman olduğumu söyledim ve ardından bir sene boyunca inzivaya çekildim. Geri döndüğümde beni baştan aşağıya süzdü. "Beni tanımadın mı?" diye sordum. O da: "Sen kimsin?" dedi. "Ben Kehmes el-Hilali dedim. "Sana ne oldu?" diye sordu. Ben de "Seni gördükten sonra oruçsuz bir gün bile geçirmedim ve geceleri asla uyumadım" dedim. Bu sözler üzerine: "Sana kendine zulmetmeni kim söyledi. Sabır ayı (Ramazan) boyunca ve diğer aylarda ise birer gün oruç tut" buyurdu. Ben ise: "Bana daha fazlasını yapmam için izin ver" dedim. Efendimiz: "Ramazan ayı boyunca ve diğer aylarda ise ikişer gün oruç tut" buyurdu. Ben yine: "Bana daha fazlasını yapmam için izin ver, onu yapabilirim dediğimde. "Ramazan ayı boyunca ve diğer aylarda ise üçer gün oruç tut buyurdu. (Tabedinl. Mu'cemü'l-Kebir, XIX, 194 (435); Heyseml. Mecmau'zZeuaid, III, 197)

Bazı yanlış anlayışların sebebi, kişilerin insanları değerlendiriş şekillerinden kaynaklanır. Peygamber (s.a. v.) böylesi yanlışları düzeltmede titizlik gösterir ve insanlara yol gösterirdi. Nitekim Sehl b. Sa'd (r.a.) şöyle rivayet etmektedir:
Rasulullah'ın yanında birkaç kişi oturuyordu. Oradan bir adam geçti. Nebi (s.a.v.) "Bu adam hakkındaki kanaatiniz nedir?" diye sordu. "O, halkının eşrafındandır. Vallahi bir kıza talib olsa hemen evlendirilir; birisi lehine şefaatte bulunsa şefaati yerine getirilir" diye cevap verildi. Rasulullah bir müddet sükut etti. Daha sonra, yanlarından bir başka adam geçti. Rasulullah: "Peki bunun hakkındaki kanaatiniz nedir?" diye sordu. "Ey Allah'ın Rasulü Bu, Müslümanların fakir takımındandır. Vallahi, bir kıza talib olsa evlendirilmez, şefaatte, bulunsa, aracı olsa itibar edilmez, bir görüş belirtse görüşüne değer verilmez" denildi. Bu sözlerin peşinden Rasulullah şöyle buyurdu: "Bu (ikinci) adam, diğeri gibi bir dünya dolusu adamdan daha hayırlıdır." (Buharı, RikEık 16, Nikah 15; ibn Mace, Zühd 5 )
 
Üst Ana Sayfa Alt