Çevrimdışı
Gecenin sessizliğini koşarak çıkardığı ayak sesleri bozuyordu. Nefes nefese kalmıştı. Yorgunluktan öte korkusu kesiyordu bir bıçak gibi nefesini. Hem koşuyor hemde ağlıyordu aptallığına ah bir de yüreğini yerinden çıkaran şu korkusu! Ne yapacaktı şimdi, hiç bilmiyordu. Arkasında onu kovalayan iki iri cüsseli adamdan kaçıyordu küçücük bedenli kız. Şuursuz bir haldeydi menzili neresiydi bilmeden koş emri vermişti yorgun düşen bacaklarına. Tek isteği namusunu korumak adına kurtulmaktı iki iri cüsseli adamdan. Hoş, çok değil bir kaç gün önce güya aşkından ölüyordu şuan onu kovalayan iki iri cüsseliden biri için.
Aptaldı! Hatta dünyanın en aptal insanıydı o. Gizlenecek bir yer aradı gözyaşlarıyla ıslanan gözleri. Evet! Burada gizlenebilirdi işte. Hemen gözüne kestirdiği ahır gibi bir yere saklandı. Çok pis kokuyordu burası, belli ki hayvanlar için kullanılıyordu. Ama şuan hayvanlar olmadığı için şükretmişti. Kendisi buraya daha layıktı hatta hayvandan bile aşağıydı o, öyle düşünüyordu kendisi için.
Nefesini dizginlemeye çalışırken aptallığına yandı bir kez daha. Bir kaç gün öncesini düşündü 'ahh' diye sızlandı. O bir kaç gün öncesine gidebilseydim keşke.
Yatağına uzanmış kendisine haram olan adam ile haram yazışmalar ile meşguldu. Kendisi sakınan biriydi oysa ki ama gel gör ki şeytan insan sulfetine bürünmüş adam, genç kızı kandırıyordu adeta. Genç kız da dünden razıymış gibi oltaya gelivermişti. İlk defa sosyal medyada dolaşırken görmüştü aşık olduğu (!) adamın profilini. Profil resmine kendisini koymuştu adam. Ne kadar yakışıklı diye iç geçirdi genç kızımız. Sonra adamın paylaşımlarına göz gezdirdi ve hayranlığı bir kez daha arttı genç kızımızın.
'Ne kadar da ilimli ve takvalı' diye geçirdi içinden. Zira adamın paylaşımlarına yorum yapan kızlar vardı ve adam hiçbirine cevab dahi vermemişti. Halbuki profili allame havası oluştururken bir de adamın mesaj kutusunu görmek lazım gelirdi. Meğer adam kızların yorumuna mesaj ile cevab verirmiş. Genç kızın bundan haberi yoktur tabiiki.
Günler böyle geçerken genç kızın takibine karşılık vermişti adamımız. Hal böyle olunca genç kız, onun dikkatini çekmesi gerektiği kanısına varmıştı ve şimdiye dek sosyal medyada tek fotoğrafını dahi paylaşmayan genç kız fotoğraflarını paylaşmaya başlamıştı. Güya yüzüne çiçek böcek koyarak yada yüzünün yarısını, sadece bedenini koyarak da takvalı görünmeye çalışıyordu.
Zaten fırsat kollayan adam genç kıza hiç durmadan mesaj atar. 'Bir kızın fotoğrafını paylaşması doğru mu sence?' diye başlamış söze. Kendinin en yakışıklı fotoğrafını paylaşması hiçbir sorun teşkil etmiyormuşcasına. Bir mesaj beş mesaj derken konular uzamış da uzamış. Fotoğraf koymak doğru değil ama kendisine haram olan biriyle konuşmak dünyanın en büyük doğrusuymuşcasına.
Adam o kadar sinsiydi ki, avına nerden yaklaşacağını çok iyi biliyordu. Bir gün ayet bir gün hadis paylaşmaya başlamış biricik avıyla. Genç kız da ağzı açık her şeye kafa sallıyordu. Sonra bir gün gelmiş adam genç kızdan fotoğrafını istemiş, çok merak ediyormuş da, kimselere göstermezmiş de.
Genç kız, daha dün sen fotoğrafımı paylaştım diye beni uyarmadın mı, diye sorma gereği duymadan en güzel fotoğrafını yollayıvermiş.
Gel zaman git zaman adam kızın kanına iyice girmiş. Annesine babasına düşman etmiş. Sonra bir gün 'Kaç benimle!' diye teklifte bulunmuş. Beni seni çok seviyorum, biliyorum sende beni seviyorsun. Ama biliyorsun işte gelsem istesem ailen vermez seni. Zira işim yoktur henüz ailende vermez bana hiç yüz. Kız deli gibi seviyordur ya (!) dayanmaz yüreği sevdiğine. Zaten ailesine düşman etmişti ırz düşmanı sevgilisi. O zaman düşünmeye ne hacetti kabul etti teklifi.
Şeytan zevkin doruklarını yaşarken, askeri hazırlığını yapmış genç kızı bekliyordu sokak başında arabayla. Markete diye çıkan kız market dediği sevdiğinin arabasına biniverdi. Aniden bastığı gaz ile sokağı inleten adamın varacağı ilk yer nikahlarını kıyacağı imamdı. Çünkü kız tutturmuştu ilk işimiz nikah diye. Yoksa harammış yanyana durmaları, konuşmaları değilde sanki.
Uyduruk bir hocanın yanına gidip kıymışlardı nikahı. Şehir dışına doğru yola koyuldular sonra. Benzinci de durup karısına ben bir kaç bir şey alıp geleyim deyip ayrıldı kızın yanından. Kız aşkla (!) Kocasına bakarken camdan adamın telefonuna gelen mesaj bakışlarını almasına neden olmuştu. Telefonu alıp eline 'Ne de olsa kocamın telefonu' deyip kurcalamaya başladı.
Soğuk duştan soğuk duşa giren kız gördüklerine inanamıyordu. Kendisiyle beraber başka bir sürü kız ile de konuşmuştu sevgili kocası (!) Ayrıca galerisinde bir sürü kız fotoğrafı vardı. Ve kızlar ile konuşmalarının fotoğrafları..
Patron diye kayıtlı birinin mesajı dikkatini çekmişti kızın..
'Getir şu kızı da artık. Adamlarla baş edemiyorum artık. Ayrıca diğer kızlarda başımın etini yedi zırlayıp duruyorlar. Hadiii!'
'Az kaldı patron. Kız tam istediğiniz gibi'
Kızın göz yaşları telefonu ıslatırken adam bir şeyleri fark etmiş olacak ki elindekileri fırlatıp arabaya koştu. Kapıyı sert bir şekilde açtığında kız korkudan telefonu fırlatıverdi. Adam arabaya binip kapıları kilitledi. 'Ne halt ediyorsun sen ha!? Telefonumu mu kurcalıyorsun?' Deyip genç kıza vurmaya başladı. Genç kız ise şoktaydı hala. Aklı almıyordu gördüklerini.
Kızın ses çıkarmadığını gören adam yeniden gaza bastı. Şoktan yeni yeni çıkan genç kız acıyla feryat etti. Adam aniden ona dönünce kız ona vurmaya başladı. 'Allah belanı versin senin. Niye yaptın bunu ha niye Müslüman insan bunu yapar mı!?' Adam arabayı durdurup kıza döndü 'Eğer bir daha o elin kalkacak olursa kökünden kopartırım onu anlıyor musun? Müslüman bunu yapar mıymış! Sen müslüman değil misin? Ne diye sana haram olan biriyle yazıştın? Niye ona fotoğrafını attın? Niye aileni yüzüstü bıraktın?'
Adamın söylediklerinden sonra sustu kız. Çünkü hepsi onun suçuydu. Hepsi onun.
Araba tekrar hareket etti.
Karanlık çökmüştü artık. Genç kız korkudan titriyordu. Gözyaşları ise hiç durmuyordu. Araba durduğunda adam arabadan indi genç kıza da 'İn' diye bağırdı. Adamın bagaja doğru gittiğini gören kız hızla arabadan inip koşmaya başladı. Bunu gören adam küfrederek peşinden koşmaya başladı. Evin önünde dikilen arkadaşını da çağırarak..
Şimdi onlardan saklanmıştı genç kız bu pis kokulu yerde. Keşke ailemi hiç üzmeseydim diye sızlandı. Keşke haram olan biriyle hiç konuşmasaydım.. Fotoğrafımı sosyal medya denen bataklığa hiç atmasaydım. Bunlardan dolayı battığım günahlar bir yana bir de şu durum.. Allah'ım yardım et. Allah'ım bağışla beni. Diye yalvarıyordu sessizce haykırarak.
Adamların sesi ilişti kulaklarına korkudan zıpladı olduğu yerde. Allah'ım ben kendime zulmettim ama sen bana acı diye geçirdi içinden. Adamlar bulunduğu yerde gidip geliyordu, onun ise yüreği ağzındaydı. Allah'ım yardım et, çok pişmanım Rabbim ne olur..
Adamların sesi uzaklaşıyordu sanki. Gittiler diye sevinecekti ki ahırın kapısı aniden açıldı. Kız korkudan nerdeyse ölecekti.
Ahırın sönük ışığı yanınca yaşlı bir amcanın olduğunu gördü. Ağlayarak şükretti Rabbine uygun ortam olsa secdeye kapanacaktı.
Amcaya başından geçenleri anlattı ve hiç vakit kaybetmeden ailesini aradı. Babası gelip onu almış ve bağrına basmıştı. Kız öylesine pişman ve üzgündü ki, ailesinin yüzüne dahi bakamıyordu. İçten içe haykırıyordu adeta tüm genç kızlara Allah için sosyal medya denen bataklığa hiç bulaşmayın. Kullanacaksanız bile sizi Allah'ın gördüğünü asla unutmayın ve yaptığınız küçük hataların nelere mal olduğunu görün. Sakın ama sakın abi, hoca, kardeş veya başka bir niyetle de olsa size haram olan bir erkek ile konuşmayın. Ve ne olursa olsun fotoğrafınızı sosyal medyada paylaşıp böylece milyonlarca erkeğin telefonuna veya bilgisayarına göndermeyin. Ailenizin kıymetini bilin hiç kimseyi ailenize tercih etmeyin. Yaradan'a isyan olmadığı sürece ailenize karşı çıkmayın. Yapmayın kardeşlerim benim düştüğüm hataya düşmeyin.
****
(Bu yazı benim tarafımdan yazılmış bir kurgudur. Fakat adınız kadar emin olabilirsiniz ki, böyle vakalar ve bundan fazlası da yaşanmıştır. Bazen ufak gördüğümüz hataların nelere mal olabileceğine dikkat çekmek istedim. Bu yazıda kötü olan bir erkek olabilir ama unutmayın bu bazen bir kadında olabilir. O yüzden sosyal medya üzerinden insanlara güvenmeyi terk edin. Ailenizi tanımadığınız insanlar uğruna terk etmeyin. Konuşacak çok şey var ama fazla uzatmak istemiyorum. Allah'tan duam gerekli dersler alınır bu yazıdan ve faydalı olur.)
Aptaldı! Hatta dünyanın en aptal insanıydı o. Gizlenecek bir yer aradı gözyaşlarıyla ıslanan gözleri. Evet! Burada gizlenebilirdi işte. Hemen gözüne kestirdiği ahır gibi bir yere saklandı. Çok pis kokuyordu burası, belli ki hayvanlar için kullanılıyordu. Ama şuan hayvanlar olmadığı için şükretmişti. Kendisi buraya daha layıktı hatta hayvandan bile aşağıydı o, öyle düşünüyordu kendisi için.
Nefesini dizginlemeye çalışırken aptallığına yandı bir kez daha. Bir kaç gün öncesini düşündü 'ahh' diye sızlandı. O bir kaç gün öncesine gidebilseydim keşke.
Yatağına uzanmış kendisine haram olan adam ile haram yazışmalar ile meşguldu. Kendisi sakınan biriydi oysa ki ama gel gör ki şeytan insan sulfetine bürünmüş adam, genç kızı kandırıyordu adeta. Genç kız da dünden razıymış gibi oltaya gelivermişti. İlk defa sosyal medyada dolaşırken görmüştü aşık olduğu (!) adamın profilini. Profil resmine kendisini koymuştu adam. Ne kadar yakışıklı diye iç geçirdi genç kızımız. Sonra adamın paylaşımlarına göz gezdirdi ve hayranlığı bir kez daha arttı genç kızımızın.
'Ne kadar da ilimli ve takvalı' diye geçirdi içinden. Zira adamın paylaşımlarına yorum yapan kızlar vardı ve adam hiçbirine cevab dahi vermemişti. Halbuki profili allame havası oluştururken bir de adamın mesaj kutusunu görmek lazım gelirdi. Meğer adam kızların yorumuna mesaj ile cevab verirmiş. Genç kızın bundan haberi yoktur tabiiki.
Günler böyle geçerken genç kızın takibine karşılık vermişti adamımız. Hal böyle olunca genç kız, onun dikkatini çekmesi gerektiği kanısına varmıştı ve şimdiye dek sosyal medyada tek fotoğrafını dahi paylaşmayan genç kız fotoğraflarını paylaşmaya başlamıştı. Güya yüzüne çiçek böcek koyarak yada yüzünün yarısını, sadece bedenini koyarak da takvalı görünmeye çalışıyordu.
Zaten fırsat kollayan adam genç kıza hiç durmadan mesaj atar. 'Bir kızın fotoğrafını paylaşması doğru mu sence?' diye başlamış söze. Kendinin en yakışıklı fotoğrafını paylaşması hiçbir sorun teşkil etmiyormuşcasına. Bir mesaj beş mesaj derken konular uzamış da uzamış. Fotoğraf koymak doğru değil ama kendisine haram olan biriyle konuşmak dünyanın en büyük doğrusuymuşcasına.
Adam o kadar sinsiydi ki, avına nerden yaklaşacağını çok iyi biliyordu. Bir gün ayet bir gün hadis paylaşmaya başlamış biricik avıyla. Genç kız da ağzı açık her şeye kafa sallıyordu. Sonra bir gün gelmiş adam genç kızdan fotoğrafını istemiş, çok merak ediyormuş da, kimselere göstermezmiş de.
Genç kız, daha dün sen fotoğrafımı paylaştım diye beni uyarmadın mı, diye sorma gereği duymadan en güzel fotoğrafını yollayıvermiş.
Gel zaman git zaman adam kızın kanına iyice girmiş. Annesine babasına düşman etmiş. Sonra bir gün 'Kaç benimle!' diye teklifte bulunmuş. Beni seni çok seviyorum, biliyorum sende beni seviyorsun. Ama biliyorsun işte gelsem istesem ailen vermez seni. Zira işim yoktur henüz ailende vermez bana hiç yüz. Kız deli gibi seviyordur ya (!) dayanmaz yüreği sevdiğine. Zaten ailesine düşman etmişti ırz düşmanı sevgilisi. O zaman düşünmeye ne hacetti kabul etti teklifi.
Şeytan zevkin doruklarını yaşarken, askeri hazırlığını yapmış genç kızı bekliyordu sokak başında arabayla. Markete diye çıkan kız market dediği sevdiğinin arabasına biniverdi. Aniden bastığı gaz ile sokağı inleten adamın varacağı ilk yer nikahlarını kıyacağı imamdı. Çünkü kız tutturmuştu ilk işimiz nikah diye. Yoksa harammış yanyana durmaları, konuşmaları değilde sanki.
Uyduruk bir hocanın yanına gidip kıymışlardı nikahı. Şehir dışına doğru yola koyuldular sonra. Benzinci de durup karısına ben bir kaç bir şey alıp geleyim deyip ayrıldı kızın yanından. Kız aşkla (!) Kocasına bakarken camdan adamın telefonuna gelen mesaj bakışlarını almasına neden olmuştu. Telefonu alıp eline 'Ne de olsa kocamın telefonu' deyip kurcalamaya başladı.
Soğuk duştan soğuk duşa giren kız gördüklerine inanamıyordu. Kendisiyle beraber başka bir sürü kız ile de konuşmuştu sevgili kocası (!) Ayrıca galerisinde bir sürü kız fotoğrafı vardı. Ve kızlar ile konuşmalarının fotoğrafları..
Patron diye kayıtlı birinin mesajı dikkatini çekmişti kızın..
'Getir şu kızı da artık. Adamlarla baş edemiyorum artık. Ayrıca diğer kızlarda başımın etini yedi zırlayıp duruyorlar. Hadiii!'
'Az kaldı patron. Kız tam istediğiniz gibi'
Kızın göz yaşları telefonu ıslatırken adam bir şeyleri fark etmiş olacak ki elindekileri fırlatıp arabaya koştu. Kapıyı sert bir şekilde açtığında kız korkudan telefonu fırlatıverdi. Adam arabaya binip kapıları kilitledi. 'Ne halt ediyorsun sen ha!? Telefonumu mu kurcalıyorsun?' Deyip genç kıza vurmaya başladı. Genç kız ise şoktaydı hala. Aklı almıyordu gördüklerini.
Kızın ses çıkarmadığını gören adam yeniden gaza bastı. Şoktan yeni yeni çıkan genç kız acıyla feryat etti. Adam aniden ona dönünce kız ona vurmaya başladı. 'Allah belanı versin senin. Niye yaptın bunu ha niye Müslüman insan bunu yapar mı!?' Adam arabayı durdurup kıza döndü 'Eğer bir daha o elin kalkacak olursa kökünden kopartırım onu anlıyor musun? Müslüman bunu yapar mıymış! Sen müslüman değil misin? Ne diye sana haram olan biriyle yazıştın? Niye ona fotoğrafını attın? Niye aileni yüzüstü bıraktın?'
Adamın söylediklerinden sonra sustu kız. Çünkü hepsi onun suçuydu. Hepsi onun.
Araba tekrar hareket etti.
Karanlık çökmüştü artık. Genç kız korkudan titriyordu. Gözyaşları ise hiç durmuyordu. Araba durduğunda adam arabadan indi genç kıza da 'İn' diye bağırdı. Adamın bagaja doğru gittiğini gören kız hızla arabadan inip koşmaya başladı. Bunu gören adam küfrederek peşinden koşmaya başladı. Evin önünde dikilen arkadaşını da çağırarak..
Şimdi onlardan saklanmıştı genç kız bu pis kokulu yerde. Keşke ailemi hiç üzmeseydim diye sızlandı. Keşke haram olan biriyle hiç konuşmasaydım.. Fotoğrafımı sosyal medya denen bataklığa hiç atmasaydım. Bunlardan dolayı battığım günahlar bir yana bir de şu durum.. Allah'ım yardım et. Allah'ım bağışla beni. Diye yalvarıyordu sessizce haykırarak.
Adamların sesi ilişti kulaklarına korkudan zıpladı olduğu yerde. Allah'ım ben kendime zulmettim ama sen bana acı diye geçirdi içinden. Adamlar bulunduğu yerde gidip geliyordu, onun ise yüreği ağzındaydı. Allah'ım yardım et, çok pişmanım Rabbim ne olur..
Adamların sesi uzaklaşıyordu sanki. Gittiler diye sevinecekti ki ahırın kapısı aniden açıldı. Kız korkudan nerdeyse ölecekti.
Ahırın sönük ışığı yanınca yaşlı bir amcanın olduğunu gördü. Ağlayarak şükretti Rabbine uygun ortam olsa secdeye kapanacaktı.
Amcaya başından geçenleri anlattı ve hiç vakit kaybetmeden ailesini aradı. Babası gelip onu almış ve bağrına basmıştı. Kız öylesine pişman ve üzgündü ki, ailesinin yüzüne dahi bakamıyordu. İçten içe haykırıyordu adeta tüm genç kızlara Allah için sosyal medya denen bataklığa hiç bulaşmayın. Kullanacaksanız bile sizi Allah'ın gördüğünü asla unutmayın ve yaptığınız küçük hataların nelere mal olduğunu görün. Sakın ama sakın abi, hoca, kardeş veya başka bir niyetle de olsa size haram olan bir erkek ile konuşmayın. Ve ne olursa olsun fotoğrafınızı sosyal medyada paylaşıp böylece milyonlarca erkeğin telefonuna veya bilgisayarına göndermeyin. Ailenizin kıymetini bilin hiç kimseyi ailenize tercih etmeyin. Yaradan'a isyan olmadığı sürece ailenize karşı çıkmayın. Yapmayın kardeşlerim benim düştüğüm hataya düşmeyin.
****
(Bu yazı benim tarafımdan yazılmış bir kurgudur. Fakat adınız kadar emin olabilirsiniz ki, böyle vakalar ve bundan fazlası da yaşanmıştır. Bazen ufak gördüğümüz hataların nelere mal olabileceğine dikkat çekmek istedim. Bu yazıda kötü olan bir erkek olabilir ama unutmayın bu bazen bir kadında olabilir. O yüzden sosyal medya üzerinden insanlara güvenmeyi terk edin. Ailenizi tanımadığınız insanlar uğruna terk etmeyin. Konuşacak çok şey var ama fazla uzatmak istemiyorum. Allah'tan duam gerekli dersler alınır bu yazıdan ve faydalı olur.)
