Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Günün Sahih Hadis-i Şerif'i

E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Hatice (Radiyallahu Anha)’nın hakkında:
?“Zamanındaki dünya kadınlarının hayırlısı İmran kızı Meryem’dir.
Bu ümmet kadınlarının hayırlısı da Huveylid kızı Hatice’dir” buyurmuştur.
Buhari 3575, Müslim 2430/69.
 
Pangea Çevrimdışı

Pangea

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Zer radıyallahu anh şu olayı nakletmektedir;
Akkaf b. Bişr et-Temimi ismindeki bir kişi Allah Rasûlünün huzuruna geldi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona “Ey Akkaf! Hanımın var mı?” diye sordu.
Akkaf “Hayır” cevabını verdi.
Rasûlullah “Bir cariyen de mi yok” diye sorduğunda, Akkaf yine aynı cevabı verdi. Bu kez Allah Rasûlü “Sanırım sen varlıklı bir kimsesin” diye sorduğunda, Akkaf bunu doğruladı. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu;
“O halde sen şeytanın kardeşlerindensin. Şayet Hristiyan olsaydın rahip olurdun. Evlenmek bizim sünnetimizdir. En şerlileriniz bekârlarınızdır. Ölülerinizin en şerlileri de bekârlarınızdır. Şeytan ile mi oynuyorsun. Şeytanın Salihlere karşı en etkili silahı kadınlardır. Ancak evli olanlar bunun dışındadır. Onlar müstehcen sözlerden beridir. Yazık sana ey Akkaf! Kadınlar nedeni ile Eyyüb’ün, Davud’un, Yusuf’un ve Kürsüf’ün başına neler gelmişti.”
Orada bulunanlardan biri “Kürsüf’de kimdir ey Allah’ın Rasûlü!” diye sordu. Allah Rasûlü,
“Bir deniz sahilinde 300 yıl ibadet etmiş, gündüzlerini oruçla, gecelerini namazla geçirmiş, sonra da âşık olduğu bir kadın sebebi ile Allahu Azim’i inkar ederek küfre düşmüş bir kimsedir. Allah’a kulluk konusunda yapması gerekenleri terk etmiştir. Sonra Allah, bazı yaptıklarından dolayı onu doğrulttu da o da tevbe edenlerden oldu” buyurduktan sonra tekrar Akkaf’a yöneldi;
“Yazık sana ey Akkaf! Evlen! Yoksa sende sarsılırsın ve kararsızlardan olursun” buyurdu. Bunun üzerine Akkaf dedi ki: “Beni evlendir ey Allah’ın Rasûlü!”
Allah Rasûlü de kendisine “Seni, Kerime binti Külsüm el-Himyeri ile evlendirdim” buyurdu.

Ahmed b. Hanbel, Müsned; Taberani, Mucemil Kebir
 
Pangea Çevrimdışı

Pangea

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Âişe (radıyallahü anhâ) şöyle demiştir:
peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)mahallelerde (veya evlerde) mescidler yapılmasını oraların temiz tutulmasını ve güzel kokular sürülmesini emretti.
Tirmizî, Cum'a 64; İbn Mâce, Mesâcid 9; Ahmed b. Hanbel, IV 279;sünen-i Ebu Davud 455.
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Hureyre (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’in şöyle Söylediği rivayet olunmuştur.
«Sizin biriniz gece uyuyunca şeytan onun boyun köküne üç düğüm düğümler.
Her düğüm yerine: «Senin için uzun bir gece vardır, rahat uyu» diyerek eliyle vurur.
O kimse uyanıp (Kur’an okuyarak, tesbih ve tehlil ederek) Allah’ı anarsa, bir düğüm çözülür.
Abdest alırsa, bir düğüm daha çözülür. Namaz kılarsa son düğüm de çözülür.
Artık o kişi düğümü çözük ve gönlü hoş ve neşeli bir halde sabaha dahil olur.
Fakat zikretmez ve abdest alıp namaz kılmazsa gönlü kirli ve uyuşuk bir halde sabaha girer.»
(Buhari-Müslim)
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“İmkanı olup da kurban kesmeyen kimse, bizim
namazgahımıza yaklaşmasın!”

İbni Mace 3123, Hakim 2/389,
Ahmed bin Hanbel Müsned 2/321, Albânî Cami 6490.

 
Tevhid yolunda Çevrimdışı

Tevhid yolunda

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir hadis-i kudsi'de) Rabbinden naklen buyururlar ki: "Bir kul günah işledi ve: "Ya Rabbi günahımı affet!" dedi.

Hak Teâla da: "Kulum bir günah işledi; arkadan bildi ki günahları affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır."

Sonra kul dönüp tekrar günah işler ve: "Ey Rabbim günahımı affet!" der.

Alllah Teâla Hazretleri de:

"Kulum bir günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır."

Sonra kul dönüp tekrar günah işler ve: "Ey Rabbim beni affeyle!" der. Allah Teâla da:

"Kulum günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle muâhaze eden bir Rabbi olduğunu bildi. Dilediğini yap, ben seni affettim!" buyurdu."

Buhari, Tevhid 35; Müslim, Tevbe 29, (2758).
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez’ buyurdu.
Bir kimse:
−İnsan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını sever dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Şüphesiz Allah güzeldir, güzelliği sever. Kibir ise hakkı def ve
inkâr etmek, insanları hor görmektir’ buyurdu.”
Müslim 91/147.
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allâh Rasûlü (عليه الصلاة والسلام) buyurdu ki ;
"Kişinin fitnesi ehlinde,malında,evlâdında ve komşusundadır.
Namaz,oruç,sadaka,(iyiliği) emr ve (kötülükten) nehy onlara keffârettir"

Buhârî,el-Câmi'us-Sahîh 525.//
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
RASULULLAH ( sav ) " Bir kişi Cennet e girdi ve Cennetin kapısı üzerinde ;
Sadaka karşılığında on misli sevap vardır. Borç karşılığında on sekiz misli sevap
vardır yazılı ifadesini gördü."
buyurdu.
( Taberani Mucemul kebir .Silsiletus Sahiha 3407)
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Rifâa bin Rafi (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Bir gün, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in arkasında namaz kılıyorduk.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) başını rükûdan kaldırdığında:
‘Semialluhu Limen Hamideh’ dedi.
Arkasında namaz kılmakta olan bir adam:
Rabbena Ve Lekelhamd, Hamden Kesiran, Tayyiben Mubareken fih, dedi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namazdan çıkınca:
−‘Konuşan kimdi?’ buyurdu.
O kimse:
−Benim dedi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Allah’a yemin olsun! Otuz şu kadar melek gördüm, o tesbihi hangisi evvel yazacak diye yarış ediyorlardı’ dedi.”
Duanın Manası: “Allah kendisine hamd eden kimseyi işitti, Ey Rabbimiz! Olan Allah’ım! Çok, nezih ve mübarek hamd ile Sana hamd olsun.”

Buhari 794, Malik 1/211, Ebu Davud 770, Nesei 1061, Tirmizi 404.
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘İnsanlara ne oluyor ki namazlarında gözlerini
semaya yükseltiyorlar!’
buyurdu ve bu husustaki
sözü çok şiddetli oldu.
Devamla:
‘Ya bu fiillerinden vazgeçerler yahut onların gözleri
kendilerinden kapıverilecektir!’
dedi.”
İbni Hibban 2284, Buhari 761,
Ebu Davud 913, Nesei 1192, Darimi 1/298.

 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Bir şeyi sattığınızda tartacağınız zaman tartınızı ağır yapınız!’ buyurdu.”
İbn mace 2222.
Albânî Cami 825.


 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
25056

Allah Rasulu صلي الله عليه و سلم buyuruyor ki;

"Kim bir tarikte ilim talebi için süluk ederse, Allah da onu cennet tariklerinden bir tarikte süluk ettirir." (Elbani/Camiu's-Sahih/6297/Sahih)
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kahtalı kara molla senin gibi tasavvufçu ve rabıtacı birine bu site ağır gelir bak sonra hasta olursun.!
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Ekli dosyayı görüntüle 25056
Allah Rasulu صلي الله عليه و سلم buyuruyor ki;

"Kim bir tarikte ilim talebi için süluk ederse, Allah da onu cennet tariklerinden bir tarikte süluk ettirir." (Elbani/Camiu's-Sahih/6297/Sahih)
Çevireceksen tam çevir, kıvırtma! Aynı hadis inkarcılarının Kur'an'daki "hadis" kelimesini istedikleri yerde "söz" olarak istedikleri yerde "hadisi şerifler" aleyhine kullanmaları gibi Kur'an-ı ve Sünneti eğip bükmeyin!!
Şimdi adam gibi çevirelim inşaAllah;
"Kim din hakkında bilgi(ilim) öğrenmek isteğiyle/amacıyla bir yola yönelirse/çıkarsa/başvurursa/o yolda bulunursa/sebat ederse/bağlanırsa, Allah onu cennet yollarından bir yola çıkarır/yöneltir."
Şimdi, hadiste "yol" kelimesi geçmekte ve sen bunu ve "yönelip başvurma" anlamı taşıyan kelimeyi mistik anlamlar çıkartmak ve "bir tarikata bağlanmak" anlamı vermek için "tarikte süluk etmek" diye aktararak aslında kendini ifşa ediyorsun.. "Tarik" yol demek "tarikat" ise yollar demektir! İşte aramızdaki temel fark budur, biz bir yola(İslam'a) bağlanırız, siz ise İslam adına uydurulmuş saptırılmış birçok yollara bağlanırsınız, işinize geldi mi hak yol tek siz olursunuz işinize gelmedi mi "vahhabi" damgasıyla aslında apaçık "kâfir" deme isteğinizi açığa çıkarırsınız.. Hani tarikattı(yollardı), hani hepsi haktı ve hangisine bağlansan Allah'a ulaştırırdı? Yok hayır, sizin istediğiniz yollar da sizin menşeiniz ve menbaınız olmalı yani illa şirk ve hurafe içermeli!! E bu durumda şia ile iyi anlaşmanız gerekiyordu, bazı isimler ve semboller dışında herşeyiniz aynı! Ha mesele sahabeye sövmeleri ise demek siz Allah'a ortak koşulmasını bu küfürlerinden daha hafif görüyorsunuz ki zaten siz de aynı şirketin hissedarlarısınız!!

Resulullah sas yere düz bir çizgi çekti ve şöyle buyurdu "bu benim yolum(İslam)", o çizginin etrafına başka başka çizgiler saçaklar çizdi ve şöyle buyurdu "bu yollar ise her birinin başında saptırmak için oturan şeytanların yollarıdır".

Yine Resulullah sas, ümmetinin 73 fırkaya bölüneceğini ve 72'sinin cehennemlik, Sünnetine ve ashabına uyan 1'inin ise cennetlik olacağını buyurmuştur.

Yine Resulullah sas, sımsıkı sarılırsak asla sapmayacağımız iki şeyi, Kur'an-ı ve sünnetini bize bıraktığını buyurmuştur.


Velhasıl hadiste geçen "cennet yollarından bir yol" cümlesi İslam'ın yollarının çokluğuna değil, tabiri caiz ise İslam otobanından sapmadan içindeki şeritlerdir, yani bu şeritler Kur'an, SAHİH Sünnet, sahabe anlayışı ve ihsan ile tabi olan Müminlerin üzerinde İslam'dan olduğuna/sevab kapıları olduğuna dair icma ettikleri amellerdir. Örneğin bir mümin Allah'a ortak koşmaz ve elinden geldiğince ilim öğrenir ve sahih sünnet ile hayatını yaşamaya çalışır da bir de ek olarak cihad/kital amelini uygularsa cennetin yollarından birine ulaşır, yine aynı özellikteki bir mümin cihad/kital farzı ayn değilken ilimde derinleşmeye ve ilmiyle amel etmeye çabalarken vefat eder ve cennet yollarından birine ulaşır, yine aynı özellikteki bir mümin geçerli mazeretinden dolayı cihad ve kital edemeyip Allah yolunda bolca tasaddukta bulunur ve cennet yollarından birine ulaşır vs örnekleri çoğaltabiliriz. Yeterki itikad(inanç) şirk içermesin, yapılan ameller Allah swt ve Resulullah sas emri doğrultusunda olsun yani bid'at ve hurafe olmasın delilli olsun, tabiri caizse İslam otobanının içinde olsun.
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kıvırtmak?

peki...

بسم الله و به نستعين و ما توفيقي الا بالله

Bakalım İslam dairesinde farklı menhecler, tarikler, sebillerden ne anlamamız gerekiyor? Allah جل جلاله buyuruyor;

يَهْدِي بِهِ اللَّهُ مَنِ اتَّبَعَ رِضْوَانَهُ سُبُلَ السَّلَامِ وَيُخْرِجُهُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِهِ وَيَهْدِيهِمْ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ

(Allah Teala Ehl-i Kitaba hitaben)(Bu Kur'an'la) Allah, rıdvanı'na talib olanı selamet sebillerine iletir. Kendi izniyle zulumattan nura çıkarır ve onları sırat-ı mustakime hidayet eyler.

EVVELEN

Madem çok biliyorsun sana bir soru bu ayet-i kerime'de bir yandan tek başına sırat-ı mustakim zikredilmiş ve bir yadan yollar zikredilmiş o zaman soruyorum ki sırat-ı mustakim dahilinde birtakım menhec ve mesleklerin islama iddihar edilmesinin hükmü nedir?

Sana bir ipucu..

İbn Kesir (رحمه الله) sırat-ı mustakim ibaresini tefsir ederken diyor ki;

أي ينجيهم من المهالك، ويوضح لهم أبين المسالك

''(Yani) Helak olacakları uçurumlardan alıkoyar ve onlara en açık-seçik meslekleri izhar ederiz.''


SANİYEN

Bu ayette geçen سبل kelimesi سبيل kelimesinin cem'i halidir. ve tarik/طريق kelimesiyle eş anlamlıdır.
https://www.almaany.com/ar/dict/ar-ar/%D8%B3%D8%A8%D9%8A%D9%84/

Şimdi tefsirlere geçelim.. Evvela İbn Kesir رحمه الله'ın tefsirini bu bağlamda mütalaa edelim;

kendisi selamet sebillerini;

أي طرق النجاة والسلامة ومناهج الاستقامة *

''Kurtuluş ve selamet tarikatları** ve istikamet menhecleri'' olarak tefsir eylemiştir.
*https://www.altafsir.com/Tafasir.as...No=16&tDisplay=yes&UserProfile=0&LanguageId=1
**Tarik-Tarikat aynı manaya tekabül eder;
https://www.almaany.com/ar/dict/ar-ar/%D8%B7%D8%B1%D9%8A%D9%82%D8%A9/

İmam Kurtubi رحمه الله da tefsirinde diyor ki;

طرق السلامة الموصلة إلى دار السلام المنزَّهة عن كل آفة

''(Yollardan kasıt) Bir takım selamet tarikatlarıdır ki, darusselama iletir bu darusselam her türlü afetlerden de münezzehtir.''
https://www.altafsir.com/Tafasir.asp?tMadhNo=0&tTafsirNo=5&tSoraNo=5&tAyahNo=16&tDisplay=yes&Page=2&Size=1&LanguageId=1

Paylaştığım hadisi bir de şu hadis bağlamında düşün;

ومن دخلَ على إمامٍ يعزِّرُهُ كانَ ضامنًا على اللَّهِ

Kim Allah rızası yolunda olan bir imama ikram eder ve onu ta'zim ederse kendisi Allah'ın koruması altındadır.
الراوي:عبدالله بن عمرو المحدث:الذهبي المصدر:المهذب الجزء أو الصفحة:7/3720 حكم المحدث:إسناده صحيح
https://www.almaany.com/ar/dict/ar-ar/%D8%B9%D8%B2%D8%B1/
https://www.almaany.com/ar/dict/ar-ar/%D9%88%D9%82%D8%B1/


NETİCE!

Demek ki Sırat-ı Mustakim olan İslam'ın içerisinde bir takım menheclerin, mesleklerin ve tarikatların varlığı mümkündür. Bunun caiz olduğunu İbn Teymiyye şöyle açıklıyor;


 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Kıvırtmak?

peki...

بسم الله و به نستعين و ما توفيقي الا بالله

Bakalım İslam dairesinde farklı menhecler, tarikler, sebillerden ne anlamamız gerekiyor? Allah جل جلاله buyuruyor;

يَهْدِي بِهِ اللَّهُ مَنِ اتَّبَعَ رِضْوَانَهُ سُبُلَ السَّلَامِ وَيُخْرِجُهُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِهِ وَيَهْدِيهِمْ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ

(Allah Teala Ehl-i Kitaba hitaben)(Bu Kur'an'la) Allah, rıdvanı'na talib olanı selamet sebillerine iletir. Kendi izniyle zulumattan nura çıkarır ve onları sırat-ı mustakime hidayet eyler.

EVVELEN

Madem çok biliyorsun sana bir soru bu ayet-i kerime'de bir yandan tek başına sırat-ı mustakim zikredilmiş ve bir yadan yollar zikredilmiş o zaman soruyorum ki sırat-ı mustakim dahilinde birtakım menhec ve mesleklerin islama iddihar edilmesinin hükmü nedir?

Sana bir ipucu..

İbn Kesir (رحمه الله) sırat-ı mustakim ibaresini tefsir ederken diyor ki;

أي ينجيهم من المهالك، ويوضح لهم أبين المسالك

''(Yani) Helak olacakları uçurumlardan alıkoyar ve onlara en açık-seçik meslekleri izhar ederiz.''


SANİYEN

Bu ayette geçen سبل kelimesi سبيل kelimesinin cem'i halidir. ve tarik/طريق kelimesiyle eş anlamlıdır.
https://www.almaany.com/ar/dict/ar-ar/%D8%B3%D8%A8%D9%8A%D9%84/

Şimdi tefsirlere geçelim.. Evvela İbn Kesir رحمه الله'ın tefsirini bu bağlamda mütalaa edelim;

kendisi selamet sebillerini;

أي طرق النجاة والسلامة ومناهج الاستقامة *

''Kurtuluş ve selamet tarikatları** ve istikamet menhecleri'' olarak tefsir eylemiştir.
*https://www.altafsir.com/Tafasir.as...No=16&tDisplay=yes&UserProfile=0&LanguageId=1
**Tarik-Tarikat aynı manaya tekabül eder;
https://www.almaany.com/ar/dict/ar-ar/%D8%B7%D8%B1%D9%8A%D9%82%D8%A9/

İmam Kurtubi رحمه الله da tefsirinde diyor ki;

طرق السلامة الموصلة إلى دار السلام المنزَّهة عن كل آفة

''(Yollardan kasıt) Bir takım selamet tarikatlarıdır ki, darusselama iletir bu darusselam her türlü afetlerden de münezzehtir.''
https://www.altafsir.com/Tafasir.asp?tMadhNo=0&tTafsirNo=5&tSoraNo=5&tAyahNo=16&tDisplay=yes&Page=2&Size=1&LanguageId=1

Paylaştığım hadisi bir de şu hadis bağlamında düşün;

ومن دخلَ على إمامٍ يعزِّرُهُ كانَ ضامنًا على اللَّهِ

Kim Allah rızası yolunda olan bir imama ikram eder ve onu ta'zim ederse kendisi Allah'ın koruması altındadır.
الراوي:عبدالله بن عمرو المحدث:الذهبي المصدر:المهذب الجزء أو الصفحة:7/3720 حكم المحدث:إسناده صحيح
https://www.almaany.com/ar/dict/ar-ar/%D8%B9%D8%B2%D8%B1/
https://www.almaany.com/ar/dict/ar-ar/%D9%88%D9%82%D8%B1/


NETİCE!

Demek ki Sırat-ı Mustakim olan İslam'ın içerisinde bir takım menheclerin, mesleklerin ve tarikatların varlığı mümkündür. Bunun caiz olduğunu İbn Teymiyye şöyle açıklıyor;



"Allah, onunla(KUR'AN ile) rızasına tâbi olanı selâmet (güvenilen) yollarına eriştirir. Onları izni ile karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Ve onları dosdoğru bir yola iletir."
Maide 16


Bu ayette hiçbir şekilde senin anladığın gibi ayrı menhec/metod ve tarikatlar olduğuna delil yoktur! Allah swt "yollar" kelimesini yine Kur'an'a tabi kılmıştır. Kur'an; içerisinde bulunduğumuz/bulunacağımız her türlü kötü gidişattan selamete çıkma yollarını bize emir-nehy veya ruhsatlar şeklinde göstermiştir, selamete erince de o halin devamını sağlamanın/siratı mustakim üzere kalmanın yöntemini de bildirmiştir, Kur'an'dan ayrı yollar tutmayı değil! Sizler tarik/sebil/menhec vb kelimeleriyle oynayıp Kur'an ve Sünnet dışında ayrı yollar olarak yorumlarken, ehli sünnet ulemamız Kur'an ve Sünnetin çizdiği çözüm yolları olarak açıklamıştır ki olması gereken de budur, Allah swt açık bir şekilde "onunla(KUR'AN ile)" buyuruyor daha ne eğip büküyorsun?
Hala İbn Kesir'e iftira atarak "selamet yolları""selamet tarikatları" diye, yine "doğru yöntemler"i birbirinden farklıymış gibi "istikamet menhecleri" diye tahrifli çeviriyorsun, orada "kurtuluşun yolları Kur'an" olarak bildirilirken siz "tarikat" diye başlıbaşına ayrı bir yol/kaynak sunuyorsunuz!?!? Tarik yol demektir, tarikat yollar demektir, fantaziye gerek yok, boşuna uğraşma gavs/kutup dinlerine kılıf uyduramazsın.. Yine İmam Kurtubi'ye iftira atarak "(Yollardan kasıt) Bir takım selamet tarikatlarıdır ki" diye tahrif yapmışsın, orada bu cümle yoktur! Cümle şu şekildedir; "selamet yolu(İslam), her türlü afetten munezzeh olan darusselama(cennete) ulaştırır." Sonra
ومن دخلَ على إمامٍ يعزِّرُهُ كانَ ضامنًا على اللَّهِ
cümlesini nasıl o hale getirebildin?!?! Yine adam gibi çevirelim inşaAllah; "Kim yöneticinin yanına girer ve onu sertçe uyarırsa/sakındırırsa, Allah'ın koruması altında olur."
Hele İbn Teymiyye hakkındaki saçmalığın ayrı bir komedi zaten. İbn Teymiyye kendisini imamlara düşman gibi tanıtmaya kalkışanlara karşı imam Ebu Hanife ve diğer isimlerini saydığı kişilerin(Abdulkadir Geylani dahil) aslında zaten bu imamlara bağlı olduğunu iddia edenler gibi olmadıklarını ve tenzih ettiğini dile getiriyor. Yoksa keşke kadiriyim diyen Abdulkadir Geylani gibi muvahhid bir mümin olsaydı, soytarı gibi hoplamayıp zıplamayıp böğürmeseydi, şeyhlerine tapmasaydı kim ne derdi!?!?

NETİCE:
Velhasıl Ehli Sünnet Vel Cemaat ulemamız(Allah swt onlardan razı olsun ve onlara rahmet eylesin) kitab derken talmudu değil Kur'an-ı, Sünnet derken bid'at ve hurafeyi değil Resulullah sas in hayatı ve Raşid halifelerin uygulamasını, imam derken rafızilerin ve diğer müşriki kamillerin ilahlaştırdıklarını değil Allah'a ve Resule itaat eden ve bu yöne ileten idareci veya alimleri, sebil/tarik/menhec derken sapıkların zanlarını ve uydurmalarını değil Kur'an ve SAHİH Sünneti(İslam'ı) kasteder!! Kesinlikle teosofi barikatın seyru sümükü vs ile İslam'ın alakası yoktur..
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Edit:

1. يعزره ibaresine sertçe uyarırsa manasını vermişssin. Zaten senin kafa yapın da bunu gerektirir. Sen Rasulullah sav döneminde yaşasaydın

لِّتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتُعَزِّرُوهُ

Ayetindeki تعزروه kelimsine de aynı manayı verip Allaha Rasulullaha صلي الله عليه وسلم kafa tutmaya kalkardın heralde..

2. imam kurtubiye rah iftira atmaya gelince...

طرق kelimesini طريق manasını verecek kadar gözün dönmüş dönmüş ve kalbin tahvil edilmiş


Kardeş bu iki hatana muttali olmam yeterli geldi bana sözü uzatmıcam diger hatalarını ilim ehli olan kardeşlerime havale ediyorum..
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Edit:

1. يعزره ibaresine sertçe uyarırsa manasını vermişssin. Zaten senin kafa yapın da bunu gerektirir. Sen Rasulullah sav döneminde yaşasaydın

لِّتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتُعَزِّرُوهُ

Ayetindeki تعزروه kelimsine de aynı manayı verip Allaha Rasulullaha صلي الله عليه وسلم kafa tutmaya kalkardın heralde..

2. imam kurtubiye rah iftira atmaya gelince...

طرق kelimesini طريق manasını verecek kadar gözün dönmüş dönmüş ve kalbin tahvil edilmiş


Kardeş bu iki hatana muttali olmam yeterli geldi bana sözü uzatmıcam diger hatalarını ilim ehli olan kardeşlerime havale ediyorum..
1- "يعزره" kelimesini yanlış açıklamaktan dolayı Allah'a sığınıyorum ve bu anlam için tevbe ediyorum. Fakat kelimenin anlamı asla senin dediğin gibi "ikram etmek ve ta'zim etmek" değildir! Kelimenin anlamı desteklemektir;

لتؤمنوا بالله ورسوله وتعزروه وتوقروه وتسبحوه بكرة وٱصيلا
"Tâ ki, Allah’a ve peygamber’ine iman edesiniz, O’na yardım edesiniz, O’nu yüceltesiniz/ağır başlı saygılı olasınız, sabah ve akşam Allah'ı tesbih edesiniz."
Fetih 9

Bu anlam ile mevzu bahis hadise(sıhhatini bilmiyorum) baktığımızda; "Kim imama(idareciye veya RABBANİ bir alim öndere) dahil olur(biat eder) onu desteklerse, Allah'ın koruması altında olur."

2- "طرق" "yol/yöntem"den başka anlamı varsa söyle..

3-Ben yol kelimesinde çoğul kullanılan kısımların İslam(Kur'an ve SAHİH Sünnet) otobanının şeritleri olduğunu söylerken, siz İslam'ın otobanı değil farklı farklı bir çok yolu tali/patika vs olduğunu söylüyorsunuz..

4-Sizin bu inancınız fetönün diyalog dinini doğurdu, hüdaparın vahdet dinini doğurdu, celaleddinin ne olursan gel(değişmene düzelmene gerek yok) dinini doğurdu vs vb..
 
Üst Ana Sayfa Alt