Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Gelin Ve Kayinvalıdeye Dair

Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Frm. Yöneticisi
Insanlık tarihi boyunca süregelen şu gelin-kayinvalide hadisesi hep varolagelmis bir husustur. Türlü programlara, analizlere, makalelere, sohbetlere konu olan gelin ve kayinvalide davası sık sık gündemimizde yer alan karışık bir konu haline gelmiştir. Nesiller boyudur şu gelin ile kayinvalide bir türlü barıştırilamadi.

Bunun yanısıra kayinvalide ile gelin arasındaki bu huzursuzluklar ne yazık ki kendisinden emin olunan biz müslümanlar arasına da sıçramış ve müslümanlar içinde de büyük bir sorun olarak ortaya çıkmıştır..

Gelin ne kadar takvali olursa olsun ve ya kayinvalide her ne kadar islami hassasiyete sahip olursa olsun malesef ki artık onlarda bu husustan dem vurmaktadirlar.

Çevremizdeki çoğu ailenin huzuru, mutluluğu ve sukuneti yakalayamadiklarina sahid oluyoruz. Buna ekstradan kayinvalidenin gelini ile ve ya gelinin kayinvalide ile geçimsizligi de eklenince saadeti yakalamak oldukça zorlasmakta hatta ve hatta binbir zorlukla kurulan aileler dağılmakta ve bosanmalar yaşanmaktadır.

Peki insanlıkla beraber varolan bu gelin ve kayinvalide arasındaki davanın sebebleri ve bu sebeblerin careleri nelerdir diye bu konuyu ele alıp açıklamaya çalışalım InşaAllah.

Gelin-kayinvalide arasındaki geçimsizligin birçok sebebi olmakla birlikte asıl ve en önemli neden kendi görev ve sorumluluklarindan ziyade insanın kendisini ilgilendirmeyen konularda ehliyet ve liyakat sahibi olduğunu zannederek kendi konumundaki yetkiyi aşmasıdır. Halbuki herkes kendisinin sahip olduğu konuma göre hareket edip görev ve sorumluluklarını yerine getirirse bu sorun ve gecimsizlikte kendiliğinden hallolacaktir Allahın izniyle.

Gelin ve kayinvalide arasındaki geçimsizligin en büyük nedeni belki de en öncelikli neden kayinvalidenin, gelinini bir türlü özümseyememesi ve kendi evlatlarının yerine koyamamasidir. Şöyle ki kendi öz kızlarının yapmış olduğu yanlış bir davranışı gelinin yapması büyük bir tantana oluşturup aile içerisinde neredeyse büyük bir kaosa dönüşebiliyor maalesef. Kendi kızının işlemiş olduğu bir hataya aldırış etmeyip gelininin yapmasına kızan kayinvalide şunu gösterir ki o hala gelinini özümseyememis ve onu evlatlarının arasında bir yere oturtamamistir.

Artık halk arasında da yer eden ve yeri geldikçe "Gelinde insanın kızı gibidir." sözü sadece bir cümle olmakla kalmış ve bundan öteye geçememiştir. Elbetteki bazı kayinvalideleri tenzih ederiz lakin sahid olduğumuz bazı örneklikler ve müşahede ettiğimiz bazı durumlar sonuç itibariyle bu soze itibar edilmez bir vaziyet almış ve gelinlerin " Her kayinvalide aynıdır." Kayinvalidelerin " Her gelin aynıdır." sözünün zihinlere yer ettiği kanısını oluşturmuştur bizlerde. Bunun dışında halk arasında genç kızlara enjekte edilen "kayinvalideler kötüdür" algısı durumu daha da ileriye götürmektedir. Öyle ki dikenli bir bitkiye "kaynana dili" diyecek kadar şarkılara da ( kaynanayı ne yapmalı, kaynar kazana atmalı, yandım gelin dedikçe altına odun atmalı...) konu olan bu durum sınırlarımızı olabildiğince zorlamakta ve büyüklere karşı saygılı olmadan aile içi ilişkilerimize kadar sansürlenmiş bir haldedir. Bunun dışında daha evlenmeden gerek çevresi tarafından özellikle de annesi tarafından dolduruluşa getirilen "aman kızım kaynanaya yüz verip başına çıkarma, aman kızım mesafe koy.. vs." gibi söylemler en başından sakat bir evliliği beraberinde getirdiği gibi doğal olarak kayinvalide-gelin arasındaki gerginliği de zirveye taşıyacaktır.

Kimi kayinvalidelerde ise bu durumun tam tersi hatta daha da ilerisi mevcuttur. Şöyle ki öz çocuklarından istemedikleri ilgi ve alakayi gelinlerinden istemekte, gelinlerinin kendilerine her daim özel bir ilgi göstermelerini, herşeyde kendilerine danışılmasini, her ne yaparlarsa tıpkı bir evladın annesine, bir bayanın eşine hesap vermesi gibi hesap vermesini beklemektedirler. Oysa ki gelin hanımın bunları yapma gibi bir mesuliyeti yoktur. Elbette ki gelin eşinin annesine saygı göstermelidir ki bu olması gerekendir. Her ne kadar kendi annesi kadar olmasa da eşinin annesine de sırf annesi konumunda olduğu için ilgi göstermelidir. Bu kocanın da kendisinden razı olacağı bir özelliktir lakin böyle bir kayinvalidenin uç noktalardaki beklentilerini karşılamak bir gelin için meşakkatli olduğu kadar zordur da. Böyle beklentiler en başından beri geçimsizligi ve huzursuzluğu beraberinde getirir. Kayinvalide de bu duruma binaen " Gelin bana kıymet vermiyor." adı altında durumu oğluna şikayet edip karı-koca arasındaki huzuru kaçırıp kavgalara sebebiyet verebiliyor. Hele bide oğulları kendilerine karşı saygılıysa, kayinvalide bunu fırsat bilip daha da ileriye gidebiliyor malesef. Zamanla annenin, oğlunun yanında sürekli eşine atıp tutması ve onu karalamasi anne-evlat arasındaki münasebetlerin de kopmasına neden olabiliyor.
Çünkü evlat zamanla annesinin bu tür huzursuzluklar çıkarmasından dolayı annesine karşı olan saygısını yitirmekle kalmıyor aynı zamanda annesine karşı kendisinde sevgi eksikliğininde oluşumuna zemin hazırlıyor. Üstelik bu tür duygular yalnız annesine karşı olmakla kalmaz eşine de sirayet eder. Nitekim annesinin esini surekli karalamasi hanimina karsi kendisinde bir muhabbet eksikligine yol açar ve evlat hem eşinden hemde annesinden nefret edecek bir düzeye gelir.

Kayinvalidenin gelinine karşı bu tür düşüncelere dalıp huzursuzluk çıkarması bazen yanlış anlaşılmalarin da yol açtığı bir husustur. Şöyle ki kimi gelin vardır ki kendisini sevdirmesini pek beceremez, yine kimi gelin vardır ki kendini ifade etmekte zorlanır ve yahutta maksadı farklı olduğu halde yanlış anlaşılamaya müsait hal ve hareketlerde bulunması bu hususlardan sadece bir kaçıdir. Bu sebeble kayinvalide ve adayları herşeyi çok fazla inceleyip kusur aramamalıdır. Gelinin her yaptığı hareketi kötü algılayıp kendine yapılan bir hakaret olarak almamalıdır.


(Devam edecek InşaAllah)
 
Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Frm. Yöneticisi
Bazı aileler çeşitli nedenlerden dolayı gelinle beraber oturuyorlardır. Bu nedenler genellikle ayrı ev tutmaya maddi olarak imkanın olmaması, gelinin küçük olup evi çekip cevirememesinin düşünülmesi, ebeveynin bakıma muhtaç olması, gelinin yalnız kalması durumunda bazı uygunsuz davranışlarda bulunacağından endişe edilmesi gibi nedenler bunlardan sadece bir kaçıdir.

Aynı evde oturmanın faydaları elbette vardır. Fakat aynı evde oturmanın faydaları olduğu gibi sakıncaları da fazladir. Özellikle de evde kayınların olması büyük bir tehlikedir ki Allah resulu as ın belirttiği gibi "Kayın ateştir." hadisi de bunu destekler mahiyette olup konumuza net bir şekilde açıklık getirmektedir.

Eğer yukarıda saydığımız gibi her hangi özel ve mühim sebebler söz konusu değilse evli çiftin ayrı evde oturmaları hem ebeveyn için hemde evli çift için daha münasiptir. Çünkü gelin zaten bir yabancı olarak rahat haraket edemeyeceği gibi diğer aile fertleri de bu durumdan ötürü rahat hareket edemeyeceklerdir. Aynı lavabo ve banyonun kullanılmasından ötürü oluşan sıkıntıların yanı sıra uygunsuz vakitler ve vaziyetler de evli çiftin sıkıntılara maruz kalmasına yol açacaktır.

Yine şahid olduğumuz durumlardan biri de ayrı evleri olmasına rağmen gelinin eşinin dayatmasına üzerine her gün kayinvalidesine gitmesi ve akşam olup evine dönmesi de bazı ciddi sıkıntılara yol açar. Gelinin kayınvalidesine gidip ihtiyaçlarını karşılaması, ona hizmet etmesi tabii olarak güzel bir davranıştır. Ama kocanın bunu eşine dayatıp hergün yaptırması veya kayinvalidenin " Hergün gelip bana elini atmalıdır ya da temizligimi yapmalıdır." zannına kapılması geline ister istemez sıkıntı oluşturur. Ennihayetinde gelinde bir beşerdir ve onunda kendine has özel durumları doğal olarak vardır. Misalen o gün hastadır ve ya ailesi, arkadaşları o gün onu ziyarete gelecektir ya da o gün kayinvalideye gitmek içinden gelmiyordur. Bu durumda gerek kocanın gerekse de kayinvalidenin bu tür dayatmalarda bulunması hatalı bir davranıştır. Bir şeyi sanki farzmış gibi dayatıp şartlandırırsak o şey insana sıkıntı verir. Her ne kadar klişe olsa da "Zorla güzellik olmaz." sözü bu durumu özetler niteliktedir. Çünkü birşey gönül rızasıyla ve içten yapıldığında değer kazanır ve en makbulu de böyledir. Bunun aksi durumunda ise gelin "edepsiz" damgası yemekle kalmayıp hem eşiyle hemde eşinin ailesiyle türlü sıkıntılar yasayacaktir.

Yine şöyle bir durum vardır ki toplumumuzun nezdinde, gelin, kayinvalideye ve ya kayinbabaya bakmakla, onlara hizmet etmekle sorumludur zehabı oluşmuştur. Halbuki gelin bununla hiçbir şekilde sorumlu değildir. Gelinin Allah rızası için kendiliğinden onlara hizmet edip bakması onun edep ve üstünlüğünden kaynaklı bir durumdur ve takdire en şayan durumda budur.

Kayinvalidenin gelinine baskı kurarak, onu korkutarak, eşiyle tehdit ederek, çocuğunu boşanmaya zorlayarak, gelinini hizmeti altına almaya ve kendi öz evladından daha çok yakın olmayı zorlamaya hakkı yoktur. Beşeri kanunlarda bile böyle hak ve hukuklar bulunmazken kendilerini dindar satan böylesi kişiler bunu neredeyse ilahi bir emirmiş gibi gelinlerine dayatabiliyorlar.

Bu gibi kişiler "Dinimiz büyüklere saygılı, yaşlılara şefkatli olun buyurur." cümlesine o kadar çok şey sığdırmışlardır ki artık onlara göre gelin evlattan öte bir yere gelmiştir.

Kimi kayinvalidelerde ise ayrı eve karşı " Elin kızı geldi, oğlumu elimden aldı." düşüncesi hakimdir. Bu doğru bir düşünce olmamakla beraber dar bir düşüncedir. Çünkü sonuç itibariyle kendi de bir elin kızı olarak kayinvalidesinin oğlunu elinden almıştır denklemi ortaya çıkar.

Her ne kadar gelin ve ya kayinvalide güzel bir ahlâka sahip olurlarsa olsunlar isterlerse yeryüzünün en mükemmel şahsiyetleri olsun farketmez; insanlar belli bir müddet bir arada olunca zamanla ilişkilerde tatsızlıklar ve kalp kırmalar olabiliyor. Beşer tabiatı hata yapma programlı yaratıldığı için geçimsizlik ister istemez baş gösterebiliyor. Insanız ve hata yaparız. Birbirimizi yanlış anladığımız zamanlar olduğu gibi birbirimizi hiç anlamadığımız anlar da olur. Gelinin ve ya kayinvalidenin birbirlerine yapmış olduğu onca iyilik ve fedakarlıklar malesef ki küçük bir noktaya takılıp kalplerinde çizikler oluşmasına ve birbirlerinin kalplerini kırmasına mahal verebiliyor. Bu nedenle geçimsizligin had safada yaşandığı, birbirlerine karşı sınırların aşıldığı bir evde beraber yaşamanın bir anlamı olmadığı gibi evliliğinde bir mana ihtiva etmediğinin bariz bir göstergesidir. Hele ki gelin " istenilmeyen gelin" konumuna düşmüşse, artık o evlilik fay hattına inşa edilmiş bir konut niteliğindedir.

Aynı evde yaşayıpta bu gibi tatsızlık ve geçimsizliklere, kalplerin kırılmasına, gelin ile kayinvalidenin birbirlerini düşman addetmelerindense ayrı evlerin olması hem evli çift için hem evlilikleri için hemde aile büyükleri için en uygun yoldur.

Yalnız burada not etmemiz gereken noktalardan biri; evli çiftin ayrı evde olmalarından dolayı anne ve babayla alakalarini gevsetmeleri hoş bir durum olmamakla beraber seriatimizin de günah saydığı bir durumdur. Bu nedenle onları ziyaret etmeli, elimizden geldiğince hizmetlerini görmeli, ihtiyaçlarını karşılamalı, uzak bir mesafedeyse hemen hemen her gün telefonlanşarak hal ve hatırları sorulmalıdır. Eğer ki bu gibi durumlara riayet edilmezse isra suresinin 23 ve 24. ayetlerince Allahın bir emrini yerine getirmemekle sorumlu tutulur.

Hele hele anne ve babayı yardımsız bırakmak, özellikle de anne ve ya babadan herhangi biri hayatta olmayıp anne ve baba yalnızsa onlarla ilgilenmemek, onları yalnız bırakmak kesinlikle ve kesinlikle yanlıştır.


( Devam edecek )
 
Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Frm. Yöneticisi
Şöyle bir şey vardir ki oda şudur. Ayrı evlerde oturmak büyük bir nimet olmakla beraber elbette ki bunun da çeşitli sıkıntıları olabiliyor. Evlendigi günden bu yana yalnız yaşamaya alışmış bir gelin kayinvalidenin ya da kayinbabanin bir rahatsızlığı nedeniyle kendi evlerine taşınması sonucu sıkıntı yaşayabiliyor. Bu durumda ailenin menfaati düşünülerek adım atılmalı, haram ve helal sınırına dikkat edilerek her iki tarafı hoşnut etmeye çalışmaya gayret edilmelidir. Anne ve ya babanın evladının yanında yaşaması bir rahmet ve berekettir. Bu yüzden gelin " Annen ya da baban benim evime gelmesin ya da ya annen ya ben." gibi cümleler kurarak seviyesini düşürüpte eşini zor durumda bırakmaya hakkı yoktur. Evlat annesini atamaz böyle bir yetkisi şeriatimizce yoktur. Aksi takdirde evlat büyük bir günaha gark olduğu gibi eşini bu duruma iten gelinde bu gunahtan nasibini alır.

Şayet kayinvalide huzuru kaçıran biri ise bu durumda geline düşen hz. Yakub'un da kendine telkin ettiği gibi en güzel sabırla sabretmesi ve kayınvalidesine güzel ahlakla muamele etmesidir. Nitekim sabrın ve güzel ahlakin ulaştığı herşey zamanla bir güzelliğe ve tatlılığa bürünür.

Pekala gelin kızımız, benim böyle zorlu ve geçimsiz kayinvalideyle yaşamaya ve ona katlanmaya ne mecburiyetim var diye düşünebilir. Gelin, bu düşüncesiyle haklıdır lakin onun mecbur olmadığı bir şeye eşi ziyadesiyle mecburdur. Çünkü bu durum onun sorumlulukları arasındadır. Bunun yanısıra müslüman, selametli ve geçimi iyi olan insan manasına geldiği için bu durumu idare etmesi onun muslumanliginin kalitesini gösterir. Ennihayetinde müslüman, yıkıcı değil yapıcıdır.


Üstelik müslüman bir hanımın en önemli amelleri arasında "kocayı memnun etmek" olduğu için onun annesine bakmak, ihtiyaçlarını karşılamak ve bu konuda eşine destek olmak kocasını hoşnut etmeye vesile olacak ayrıcalıklı bir ameldir.

Burada kayinvalide hanım da gelininin çabalarına karşı nankör olmamalı, türlü bahanelerle huzursuzluk çıkarıp ortamı germemelidir.

Bazı kayinvalidelerde " Ben oğlumu doğurdum, büyüttüm, evlendirdim. Bu yuzden gelinim pekala bana bakmaya mecburdur. " düşüncesi vardır. Bu düşünce maalesef islama yabancılaşmış zihniyetlerin düşüncesidir.

Gelinin burda yapması gereken kocasına, anne ve babasına bakması hususunda ve ihtiyaçlarını karşılama noktasında yardımcı olmasıdır. Bu doğrultuda gelinin şu konuda dikkat etmesi lazımdır ki oda şudur; Kocalarına karşı iyilikte bulunduklarında bunu başa kakıpta " Ben mecbur olmadığım halde annene bakıyorum ama sen ne yapıyorsun...?!" lu cümleler kurmaktan sakınması gerektiğidir. Üstelik kayinvalideye yapılan hizmetten dolayı gerek kayinvalideye gerekse de kocaya karşı öfkeli olmak, herşeye afra tafra yapmak huzurun kaçması için yeterli bir sebebtir. Fıtrat dini ıslam, minnetli iş yapmayı ne emreder ne de ister. Şayet gelin böyle davranışlarda bulunursa evlilikte gerilimler arttığı gibi bereket ve rahmet kapısını kapatıp sükunetli bir hayatı kendisinden uzaklaştırmış olur.

Şu gerçeği kesinkes bilmemiz gerekir ki "Anne ve babanın hakkı hiçbir haktan daha önemli olamaz. " bu yüzden gelin, kayinvalideye haksızlık yapıpta onu evine almamazlik edemez. Böyle bir kimsenin ahlaki düşük olduğu gibi ne kocasının indinde ne de Allah swt ın indinde bir değeri olur. Bu gelinin ahlakı tamamen bencilligi yansıttığı gibi geçimsizliği de beraberinde getirir. Bu durumda kocanın eşini değil annesini tercih etmesi daha öncelikli gelir. Çünkü gelin, kendi yetkilerinin sınırlarının dışına çıkıyor demektir. Resullulah as Aişe ra. annemizden rivayet edilen bir hadisinde hanımın kocasını, kocanın da annesini dinlemesi bu konuya yeterince ışık tutmaktadır.
 
Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Frm. Yöneticisi
Yine kimi gelin ve kayinvalide de maalesef ki birbirlerini kuma olarak görmekteler ki bu durumda ne yazık ki kocayı zor durumda birakmaktan öteye geçmemektedir. Kocası annesine sırf biraz fazla ilgi gösterdi diye bunu kendine bir hakaret olarak algılayıp kıskançlık damarları kabaran gelin bunu aslında ana-babaya itaat olarak algilasa hiçbir sorun kalmayacak ya da kayinvalide oğlunun gelinine karşı ikramını eş sevgisi olarak düşünse yine böyle bir duruma girilmeyecektir.

Birbirlerini kuma olarak addetmelerinin türlü sebebleri vardır. Bu sebebler arasında en sık rastladığımız sebeb şudur.

Ne olursa olsun, isterse dünyanın en aşağılık evladı olsun farketmez, her anne evladını sever. Evladını türlü meşakkatlere rağmen fedakarlık göstererek büyüyen anne, zamanı gelince aynı fedakarlığı evladından bekler. Ama ne yazıkki evlenip yuva kuran evlatlar bırakın aynı fedakarlığı göstermeyi doğru düzgün arayıp sormuyorlar bile. Bu doğrultuda kayinvalidenin aklına " Elin kızı geldi, oğlumu değiştirdi." düşüncesi geliyor ve gelinini orada kendine rakip belliyor. Evladın, evlendikten sonra annesini ihmal etmesinden dolayı annesinin, gelinine karşı hased etmesi normal bir durumdur. Bu nedenle evlat, annesine en az eskisi kadar sevgisini vermeli ve hal hatırını sormak için belli aralıklarla ziyaretine gitmelidir. Bu konuda gelin hanım da eşine destek olmalı ve onun iyi bir hatırlatıcısı olmalıdır. Şayet gelin, kocasının annesine karşı ilgisini kıskanıp, gösterilen alakadan rahatsızlık duyarsa bu durumda koca gene ortada kalır. Çünkü bazen öyle durumlar oluyor ki anne razı edilmeye çalışılsa hanım, hanım razi edilmeye çalışılsa anne kızıyor. Böylelikle koca da çareyi kaçmakta buluyor ki bu da geçimsizligin temel nedenleri arasında yerini alıyor.

Gelinin, eşinin kayınvalidesine gösterdiği sevgi ve saygıya karşı düşüncesi bunun Allahın bir emri olan evladın annesine karşı itaati yönünde olmalıdır. Aksi takdirde gelin " eşim benim inadima annesine böyle davranıyor ya da annesini benden daha çok seviyor.. " gibi düşünceler içine girmesi hem eşine hemde kayınvalidesine karşı bir kin ve adavet oluşturur.

Üstelik burada yanlış olan bir diğer husus; gelinin ve ya kayinvalidenin kendilerini birbirleriyle mukayese etmesidir. Herkesin bir konumu vardır ve herkes kendi konumuna göre sevgi görür. Anneye verilen sevgi ayrı eşe verilen sevgi ise apayrıdır. Bu yüzden bu düşüncelere girmek gerçekten abes olmaktan öte saçma bir düşüncedir. Ister gelin olsun ister kayinvalide olsun öncelik olarak dünya saadetini yakalayabilmek için böyle düşüncelerden biran önce sıyrılıp güzel geçinmek için çaba göstermeleri en doğrusudur.

Yine bazı gelinlerin eşinin " annemlere gidelim." teklifi üzerine mırın kırın edip bahaneler uretmesi gerek evlilikleri üzerinde gerekse de kayinvalide ile ilişkileri üzerinde zedelenmeye yol açar. Bir koca eşinin, kendi ailesine bilhassa da annesine karşı değer vermesini ister. Bu durum onu ziyadesiyle memnun ettiği gibi kayınvalideyi de hoşnut eder. Çünkü kocanın ailesiyle mesafeli olmak, onlarla kaynasmamak tabiî olarak gelin-kayinvalide arasında buzdan dağlar örülmesine neden olur. Bu sebeble gelin hanım mümkün mertebe muhabbet ortamı oluşturup kayinvalidenin sevgisini kazanmalıdır. Kayinvalideyle sıcak muhabbetler kurmak, ona dozunda övgüde bulunmak kayinvalidenin gelinine karşı bakış açısını değiştirir.
 
Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Frm. Yöneticisi
Fitneci ve dedikoducu gelin ve kayinvalideler de bu geçimsizliğin başta gelen sebeblerindendir. Gerek kayinvalidenin gerekse de gelinin içinde bulunduğu bu durum hiçbir şekilde onlara bir şey kazandırmaz. Hatta bu durum en kötü düşmanlığı beraberinde getirmekle kalmaz bosanmalara kadar ilerler.

Kayinvalide, gelininin yaptığı her türlü yanlışı oğluna yetiştirip koca ile karının arasını ayırmaya neden olurken, gelin de kayinvalidesini eşine kötüleyerek anne ile evladın arasını açar.

Kayinvalide gelininin yanlışlarını ister eşi olsun ister bir başkası olsun dillendirerek gündem edipte dedikodusunu yapmamalıdır. Çünkü bu durum gelin tarafından işitilince gelinin yanında kayinvalidenin hiçbir saygınlığı kalmıyor. Yine gelinin kayinvalidesinin dedikodusunu bir başkasıyla yapması büyük bir hatadır. Sonuç itibariyle bir başkasının arkasından konuşmak, giybetini yapmak nasıl ki büyük bir günahsa ister bu kişi gelin olsun ister kayinvalide durum aynıdır.

Velhasıl-ı kelam;
Ailenin huzuru, sukuneti ve mutluluğu yakalayabilmesi için gelin ve kayınvalidenin güzel ahlâka bürünmesi en öncelikli haslettir. Yine nefsi ve hevayi bir kenara bırakıp kusurları görmezlikten gelmeli, hataları affetmeli, herkes kendi yetkisine göre hareket edip olur olmaz konulara karismamalı, gelin, kayinvalidesini annesi gibi; kayınvalide de gelinini kızı gibi görüp sevmelidir. Yoksa gelin ve kayınvalideyi asla ve kat'a barıştıramayiz.
 
Üst Ana Sayfa Alt