Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Erkek Evlenmek Niyetiyle Kadının Saçına Bakabilir mi? Nerelerine Bakabilir?

arwa Çevrimdışı

arwa

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi

Cabir'in rivayet ettiği hadiste, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

Evlenmek için bir kadına talip olan kimse yapabilirse nikahlamasına cezbeden yerine baksın.”
Cabir anlatıyor:"Ben bir kadını istemiştim. Onu gizli olarak görmeğe çalışıyordum, nihayet onu görme imkanını buldum ve onunla evlendim.Ebu Davud K.Nikah 1783 ;Ahmed b Hanbel Müsned Mükessirin 14059

selamunaleykum hadiste geçen "cezbeden yerine baksın" ifadesi saçı kapsar mı?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullah;

Hadis_7htm.gif

Câbir b. Abdillah (r.anh)'dan; demiştir ki: "Rasûlullah (s.a.v.):
"
Biriniz bir kadına dünürlük yaptığı zaman kendisini o kadınla evlenmeye sevkeden organlara bakmaya imkân buluyorsa; bunu yapsın " buyurdu"
(Câbir) dedi ki: "Ben bir cariyeyle evlenmek istedim, bunun üzerine (onun haberi olmadan görebilmek için) onu gizli gizli gözetlemeye başladım. Nihayet beni kendisiyle evlenmeye sevkeden organlarını gördüm de onunla evlendim.

(Ahmed b. Hanbel, Musned, Mukessirin, III, 334, 14059; Ebu Davud, Nikah, Bab 17 - 18, Hadis no: 2082)

Bu hadis erkeğin evlenmek istediği kız veya dul kadına bakmasının meşruluğunu ve bunu gizlice yapmakta da sakınca bulunmadığını ifâde etmektedir.

Allah (c.c.)'ın hem muûmin erkeklerin hem de mûmin kadınların gözlerini haramdan sakındırmaları emri, kadınların da erkeklerin de harama bakmasını yasaklamaktadır. Fakat Câbir'in rivayet ettiği hadis, evlenmek isteyen kimsenin bakışını istisna kılarak erkeğin kadına bakmasına cevaz vermektedir.

Behz b. Hakim'in babasından, onun da dedesinden rivayet ettiği bir hadise göre; karı-koca vücutlarının her tarafına bakabilirler.
"Dedim ki;
Ya Rasulullah! Kapanması istenen avret yerlerimizi kime gösterip, kime göstermeyelim?
Allah'ın Rasulu: “Avrat yerini zevcen ve cariyenden başka, herkesten koru" buyurdu.
Erkek, Müslüman olsun olmasın, kendi mahremlerinin yüz ve elinden başka, ziynet mahalli olan yerlerine de bakabilir. Bu hususta herhangi bir tahdid yoktur. Çünkü, bu hususta vârid olan nass mutlaktır. Allahu Teâla şöyle buyurdu:
"
Kendiliğinden görülen kısmı mustesna olmak şartıyla ziynetlerini açmasınlar. Baş örtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Ziynetlerini; kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları, kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınları veya cariyeleri veya erkekliği kalmamış hizmetçiler ya da kadınların mahram yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler." (Nur 31)

Ayette zikredilen bu kimselerin; kadının saçına, boynuna, bileklerine, halhal yerlerine ve bunların dışında ziynet mahalli olarak sayılan azalarına bakmaları caizdir. Çünkü, Allah (c.c.): "Ve ziynetlerini açmasınlar" buyurmaktadır. Ancak ayette adı geçen kimselerin; günlük iş elbiseleri ile çalışmaları esnasında mahremleri olan kadınların ziynet yerlerine bakabilecekleri belirtilerek genel hükümden istisna edilmektedirler. Şafiî (Ahmed b. Hanbel) Musned'inde, Ebu Seleme kızı Zeyneb'den rivayet ettiği hadiste Zeyneb şöyle demiştir:

"Ben Zubeyr'in karısı Esma'dan süt emmiştim. Bu nedenle de Zubeyr'i baba olarak görüyordum. Başımı tararken yanıma girer, saçımın bir bölümünü tutar ve bana dön ve baksana, derdi." (Ahmed b. Hanbel)

Kadının erkeğe ve erkeğin kadına bakmak ihtiyacı ve mecburiyeti olduğu bir durum ortaya çıkarsa, bakılması gereken azaya bakılması mubah olur; o azanın dışında yüz ve el hariç herhangi bir azaya bakılmaz. Hekim, hasta bakıcı, hemşire ve araştırıcı olan kimseler, normalde bakılması haram olan azalara zaruret icabı bakabilirler. Rivâyet edildiğine göre,
Nebi (s.a.v.), Beni Kureyza'ya Sa'd'ı hakem olarak tayin ettiği zaman Sa'd, davanın neticeye varabilmesi için onların eteklerine (avrat yerlerine) bakmıştır."
Osman (r.anh)'dan rivayet olunduğuna göre;
Hırsızlık yapan bir kimse kendisine getirtildi; Osman (r.anh) onun, buluğa erip ermediğini tesbit etmek için: 'Onun eteklerine bakınız' dedi. Baktıklarında, eteklerinde daha kıl bitmediği görülünce, hırsızlık suçundan dolayı elini kesmedi."
Osman (r.anh) bu işi, sahabelerin gözleri önünde yaparken hiçbir sahabe buna karşı çıkmadı.

Şayet herhangi bir zaruret yoksa, kadının el ve yüzünden başka yerlerine bakılması haram olur. Aişe (r.anha)'ın rivayetine göre Ebu Bekir'in kızı Esma, ince bir elbise giymiş olarak Rasulullah (s.a.v.)'ın odasına girince, Allah'ın Rasulü yüzünü çevirerek şöyle dedi:
"
Ey Esma! Kadın hayız görmeğe başladığı zaman onun şurası ve şurası -ellerini ve yüzünü işaret ederek- dışında kalan azalarının görünmesi doğru olmaz."
(Ebu Davud, Libas, 3580)

Allah (c.c.) Kur'an'da el ve yüzü "Kendiliğinden görünen kısımları mustesna" ifadesiyle istisna kılmıştır.
İbni Abbas bu ifadeden kastın yüz ve eller olduğunu söylemektedir. Kadın tarafından ziynetin açılmasını yasaklamak, avret mahallini açmasını yasaklamak demektir. Kadının ziynet yerlerini açmasının yasak oluşu, mutlak olarak buralara bakmanın da yasak olduğuna delalet eder. Bir takım kimselerin kendiliğinden görünen yerlere bakabilmeleri konusunda istisna edilmeleri ise bakmalarının caiz olduğunu gösterir. Kadının şahidlik yapması gerektiği zaman gözlerinden tanınması, alış-veriş veya icare gibi bir işlemde gerektiği zaman ona muracaat edebilmesi, borç aldığı veya borcunu ödeyeceği zaman veya bir başka kadınla karıştırması gibi durumlarda kimliğinden emin olabilmesi için yabancı bir erkek, kendine yabancı bir kadının yüzüne ve ellerine bakabilir. Aynı şekilde kadın da erkeğin avrat mahalli olmayan yerlerine bakabilir. Rivayet edildiğine göre, Aişe (r.anha) şöyle demiştir:
"Mescidde oynamakta olan Habeşli'ye bakarken Allah Rasulu beni kendi elbisesiyle örtüyordu."
"Bayram hutbesini okuyup bitirdikten sonra, Allah Rasulü, beraberinde Bilal olduğu halde, kadınların bulunduğu yere geldi. Kadınlara sadaka vermelerini emretti."

Bu hadisler, kadınların erkeklere bakabileceklerini Allah Rasulunün ıkrar ettiği hususunda açık ve net nasslardır. Aişe (r.anha)'nın mescidde oynamakta olan Habeşlilere bakması, avrat yerlerinin dışında görünen bütün uzuvlarına baktığının delilidir. Kadının erkeğe bakması, avret yerlerinin dışında harhangi bir şeyle kayıtlı olmayıp mutlaktır.
Amr bin Şuayb'ın babasından, onun da dedesinden rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Herhangi biriniz hizmetçisini, kölesi veya ücretlisi ile evlendirdiği zaman, göbekten aşağı ve dizden yukarısına bakmasın. Çünkü, bu kısım avrat mahallidir."
(Ebu Davud, Salah, 418, Libas, 3587)

Bu hadis; göbekle dizler arasında kalan kısmın dışında kalan yerlere bakmanın mubah olduğunu ifade etmektedir. Bu mubahlık mutlak olarak kadın ve erkeğe şamildir. Ummu Seleme'den rivayet edilen bir hadiste şöyle deniliyor:

Ben ve Hafsa Nebi (s.a.v.)'in yanında oturmuştuk. İbn-i Ummu Mektum girmek için izin istedi. Nebi (s.a.v.) bize;
örtünün dedi.
Ben:
Ya Rasulullah! o, kör bir adam, görmez, dedim.
Allah Rasulü:
O, kör ise de siz onu görmüyor musunuz? buyurdu."
(Ebu Davud, Libas, 3585, Nebhan kanalıyla rivayet edilmiştir)

Nebhan hakkında ise Nesei şöyle demektedir: "Biz, Zuhri'nin dışında Nebhan'dan rivayet edilenleri bilmiyoruz"
İbn-i Abdilberr: "Nebhan, meçhul bir kişidir. Ancak Zuhri'nin bu hadisteki rivayeti ile bilinmektedir."
Meçhul ravilerin rivayet ettikleri hadis zayıftır. Zayıf hadisle ise istidlal yapılmaz.
Cerir b. Abdullah'tan rivayet edilen hadiste şöyle denilmektedir:
"Ben, Peygamber (s.a.v.)'e
istek dışı aniden meydana gelen bakışı sormuştum. Allah Rasulu gözümü oradan hemen ayırmamı bana emrettiler."
Ali (r.anh)'ın rivayet ettiği hadiste ise şöyle geçmektedir:
"Rasulullah (s.a.v.) bana şöyle dedi:
Arka arkaya bakma, ilk bakış senin hakkındır, fakat diğer bakışlar senin değildir, dedi."

Bu hadisler, erkeğin kadına bakması hakkında olup, kadının erkeğe bakmasıyla ilgili değildir. İlk hadisten anlaşılan mana, kadının el ve yüzünden başka yerlerine bakmakla ilgilidir. Çünkü kadının ellerine ve yüzüne bakmak mubahtır. İkinci hadiste kastedilen mana ise mucerret olarak bakmak değil, şehvet sebebiyle bakışı tekrarlamaktır. Allahu Teâla şöyle buyurmaktadır:

"
Mûmin erkeklere söyle, gözlerini (haramdan) sakınsınlar." (Nur 30)
Bu ayette kastedilen mana, gözleri haram olan yerlere bakmaktan alıkoymaktır. Şari, mahrem olanların, kadınların; saçlarına, göğüslerine, memelerine, baldırlarına ve ayaklarına bakmalarını mubah kılmıştır. Yabancılar ise ancak kadınların yüz ve ellerine bakabilirler. Çünkü gözleri sakındırmak, bakışı düşürmek demektir. Kamus el-Muhit'te şöyle denilmektedir: "Gözleri yummak, bakışları indirmek demektir."

Bunlardan anlaşıldığı üzere şehvet ve lezzet kastı olmaksızın kadın ve erkek, birbirlerinin mahrem olmayan yerlerine bakabilirler. Erkeğin avrat mahalli; göbeği ile diz kapakları arasında kalan kısımdır. Kadının avrat mahalli ise; el ve yüzü hariç vücudun her tarafıdır. Buna göre kadının, boynunu, saçının bir tek teli olsa dahi saçını göstermesi haramdır. Elleri ve yüzünün dışında kalan vücudunun her tarafı avrat olup, örtülmesi farzdır. Bunun delili ise Yüce Allah'ın şu ayetidir:

"
Ancak kendiliğinden görünen kısmı mustesna, ziynetlerini açmasınlar." (Nur 31)

Ayette geçen kendiliğinden görünen kısımlar, eller ve yüzdür. Çünkü müslüman kadınlar ellerini ve yüzlerini Rasulullah (s.a.v.)'ın yanında açıkta bırakıyor, Allah'ın Rasulu de onlara ses çıkarmıyordu. Zira eller ve yüz namaz ve hac gibi ibadetlerde açılıyordu. Yine bu iki uzuv ayetlerin indiği dönemde yani Rasulullah (s.a.v.) zamanında adet olarak da açılıyordu.
Bununla ilgili delil ise Rasulullah (s.a.v.)'ın, kadının elleri ve yüzünün dışındaki vücudunun her tarafının avrat olduğunu bildiren şu hadistir:

Kadın avrattır."
(Tirmizi, Rıdâ, 1093)

Bir başka hadiste ise şöyle buyurulmaktadır:

"Bir kadın buluğa erdiğinde yüzünün ve -elleri ile bileklerini tutarak- şunların dışında kalan kısımlarının görülmesi caiz değildir."

Yine Ebu Bekir (r.anh)'ın kızı Esma'ya şöyle diyordu:

"Ey Esma! Kadın hayız görmeğe başladığı zaman onun şurası ve şurası -ellerini ve yüzünü işaret ederek- dışında kalan azalarının görünmesi doğru olmaz."
(Ebu Davud, Libas, 3580)
Bu delillerin tümü, elleri ve yüzü dışında kadının tüm vücudunun avret; örtünmesinin ise farz olduğu hususunda açık ve net delillerdir.

Bazı Hükümler
Erkeğin evlenmek istediği kadına bakması câizdir. Bu konuda kadının buna izin vermesi ile vermemesi arasında bir fark olmadığı gibi, kadının bundan haberi olmasıyla olmaması arasında da bir fark yoktur. Çünkü erkeğin evlenmeden önce alacağı kadına bakması evlilik hayatının daha mutlu ve ahenkli ve devamlı olmasını sağlar.
Nitekim el-Mugîre b. Şu'be bir kadınla evlenmek istemiş de Peygamber (s.a.v.) O'na:
"
Git o kadına bak, çünkü bakman aranızda ulfet ve sevginin devam etmesi için daha uygundur” buyurmuş.
(İbn Mace, nikah 9; Tirmizî, nikah 5, Nesaî, nikah 17; Dârimî, nikah 5; Ahmed b. Hanbel, IV, 245, 246)
Bu mevzuda daha pek çok hadis-i şerif vardır. Bunlardan bazılarının meali şöyledir:

"
Biriniz bir kadınla evlenmek istediği zaman, evlenmek gayesiyle ona bakmasında bir günah yoktur. İsterse kadının bundan hiç haberi olmasın" (Ahmed b. Hanbel, V, 424)

"Allah teâlâ bir adamın kalbine bir kadınla evlenme isteğini attığı zaman artık adamın o kadına bakmasında hiçbir sakınca yoktur." (İbn Mace, nikah 9)
Kadı lyaz, bazı âlimlerin bunun mekruh olduğu görüşünde olduklarını söylemişse de bu görüş hatalıdır. Çünkü hadislerin açık ifâdelerine aykırıdır.

Hanbelî ulemasından İbn Kudâme bu konuda şunları söylüyor:
"Biz evlenmek isteyen bir adamın evleneceği kadına bakmasının câiz olduğu konusunda ulema arasında bir görüş ayrılığı bulunduğunu bilmiyoruz. Çünkü nikah bir akiddir, akd yapan kimsenin akde konu olan şeye istediği kadar bakması hakkıdır. Bu konuda kadının buna izin verip vermemesinin de bir önemi yoktur. Çünkü Rasul-u Ekram efendimiz bize bunu mutlak surette emretmiştir. Ancak erkeğin o kadınla başbaşa yalnız kalması caiz değildir, haramdır. İslâm dini evlenilecek olan kadına bakmaktan öte bir şeye cevaz vermez. Bu bakımdan mustakbel eşlerin başbaşa kalmaları yasak hükümleri içinde kalır. Aynı zamanda sakıncalı durumların doğmasına da sebeb olabilir. Bilindiği gibi "bir erkek yabancı bir kadınla başbaşa kaldığı zaman, onların üçüncü arkadaşları şeytan olur."

Ayrıca erkek o kadına şehvetle de bakmaz, sadece o kadında aradığı güzelliğin bulunup bulunmadığını araştırmak niyetiyle bakar. Yüz avret sayılmadığı için erkeğin evlenmek istediği kadının yüzüne bakmasının caiz olduğunda bütün ilim adamları ittifak etmişlerdir. Çünkü yüz kadın güzelliklerinin toplandığı bir yerdir ve nazar mahallidir. Fakat bir kadının günlük hayatında toplum içerisinde açması caiz olmayan yerlerine bakmak ise, caiz değildir. İmam Evzaî'ye göre erkek evlenmek istediği kadının etli yerlerine bakabilir. Davûd-ı Zahirî ise, bütün bedenine bakabileceğini söylemiş'se de bunun isabetsizliği son derece açıktır.


Mezheblerin görüşünü şu şekilde özetlemek mümkündür:

1. Hanefi mezhebine göre; nikah kıyılmadan önce, erkeğin evleneceği kadına bakması mendubdur. Ancak kadının kendisine verileceğinden emin olması şarttır. İstediği zaman olumsuz cevab alacağını bilen bir kimsenin o kadına bakması helal değildir. Bir başka ifâdeyle erkeğin evlenmek istediği kadına bakması, onun o kadınla evlenme azmini yansıtmasından ve her iki tarafın evlenme arzusunu ve karşılıklı rızalarını ortaya koymasından başka bir mânâ taşımamalıdır. Binaenaleyh evlenme kasdı olmaksızın şehevî arzulan tatmin için bir kadına bakmanın haramlığı ortadadır. (Abdurrahman el-Cezîrî, Kitabu'l-Fıkh alâ'l-mezâ bi'l-erbe'a, IV, 8)

2. Mâlikî mezhebine göre; evlenilmek istenen kadının bileklerine kadar ellerine ve yüzüne bakmak evlenmek isteyen erkek için mendubdur. Ancak bu bakmanın caiz olabilmesi bir takım şartlara bağlıdır. Bunlardan birincisi erkeğin lezzet ve şehvet kasdı ile bakmamasıdır. İkincisi kadın ergenlik çağına varmış ise kendisinin; varmamış ise velisinin evlenme talebinde bulunan erkeğin bu talebinden razı olduğu erkek tarafından kesin bir şekilde bilinmelidir. Üçüncüsü erkeğin bakacağından kadının haberdar olması lâzımdır. Aksi halde bakmak haram olur. (Abdurrahman el-Cezîrî, Kitabu'l-Fıkh alâ'l-mezâ bi'l-erbe'a, IV, 9)

3. Hanbeli Mezhebine göre; Evlenilecek kadının yüzüne, boynuna ve eline bakmak, istekli erkek için mubahtır. Ancak isteğin kadın tarafından olumlu karşılanacağından erkeğin emin olması gerekir ve bakılırken erkek ile kadının başbaşa yalnız kalmamaları şarttır. Bu konuda kadının kendisine bakılması için izin verib vermemesi önemli değil, bununla beraber kadının bundan haberi olmaması da önemli değildir. (Abdurrahman el-Cezîrî, Kitabu'l-Fıkh alâ'l-mezâ bi'1-erbe'a, IV, 10)

4. Şafiî mezhebine göre; bir kadınla evlenmek isteyen kimsenin onun yüzüne ve bileklerine kadar ellerine bakması caizdir. Bu bakış şehvetle de olsa veya ona âşık olmaya sebebiyet de verse caizdir. Çünkü bu duygular evlenmelerine vesile olabilir. Bakmaktan gaye de budur. Kadına gelince o da erkeğin avret sayılan diz kapağı ile göbek arası hariç bedenin başka yerlerine bakmak fırsatı bulursa bakması caizdir. Çünkü onun da erkeğin vücûdundan beğenip beğenmeyeceği kısımlar olabilir. Şayet erkek kadına bakma fırsatını bulamazsa veya bundan sıkılırsa kadını görüp durumunu anlayacak emin bir kimseyi gönderebilir. (Abdurrahman el-Cezîrî, Kitabu'l-Fıkh alâ'l-mezâ bi'1-erbe'a, IV, 10)
Şurasını da unutmamak gerekir ki kadın, kendisine bakılmak üzere kendisinden izin istenmesinden utanır. Ayrıca bakan kimsenin o kadını beğenmeme ihtimali de vardır. Kendisine bakılması için izin verdiği veya kendisine bakıldığından haberdar olduğu takdirde beğenilmeyen bir kadının, kalbi kırılabilir. Onun içindir ki, ulemadan bazıları "kadına dünür göndermeden önce onu görmek ve ona bakmak mustehabtır, ta kî beğenilmediğinden haberdar olmasın ve dolayısıyla gücenmesin." demişlerdir.
 
Üst Ana Sayfa Alt