Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Dua Ederken Semaya Bakmanın Hukmu , Duâ Etmenin Usul ve Âdabı?

Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdulmuizz abi dua ederken yüzünü semaya kaldırmak doğru bir davranış mıdır?....

İnt.te biraz araştırdım ancak tasavvufçuların cvpları hariç başka şey bulamadım




akhim onu bilmiyorum ama namazda göğe bakan kimse hakkında ALLAH Resulü (a.s) bedduası var tabi bu senin söylediğin soruyu bağlamaz :)
.

Not : Aramalarda çıksın, bulunabilsin diye kendine özgü başlıkta yayınlanmıştır.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Dua Ederken Göğe Bakmak

"Rabbinize yalvara yalvara ve gizlice dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez." (Âraf 55)

"Sabah akşam demeden, kendi içinden, korkarak ve yalvararak, alçak sesle Rabbini an ve gafillerden olma. (Âraf 205)

"Zira Rabb'inin katında olanlar, Allah'a kulluk etmekten asla kibirlenmezler, O'nu tenzih eder, şanını ulularlar ve yalnızca O'na secde ederler." (A'raf 206)


"(Sen onlara) de ki: İster "Allah" deyin, ister "Rahmân" deyin, nasıl çağırırsanız çağırın. En güzel isimler O'nundur. Namazında sesini pek yükseltme, çok da gizli okuma, orta yolu seç." (İsra 110)

Ebu Hurayra (r.anh), Rasulullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir.
"Allah Teâlâ buyuruyor ki: "Kulum beni nasıl zannederse ben öyleyim. O beni andığı zaman ben onunla beraberim. Eğer beni içinden anarsa ben de onu içimden anarım. Eğer beni bir topluluğun içinde anarsa ben de onu, o topluluktan daha hayırlı bir topluluğun içinde anarım. Eğer kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşacak olursa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Eğer o bana yürüyerek gelecek olursa ben ona koşarak varım." (Buhari, K. et-Tevhid bab: 15/Tirmizi, K. ed-Da'vâı o. 13. Hadis No: 3603)
(Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 4/176-177)

Duada Elleri Kaldırmak

Ebu Musâ el-Eş'arî: Peygamber (s.a.v.) duâ etti, sonra ellerini yukarı kaldırdı, demiştir.
Yine Ebu Musâ: Ben Peygamberin koltuk altlarının beyazlığını gördüm, demiştir.
Abdullah ibn Umer de: Peygamber (s.a.v.) ellerini yukarıya kaldırdı da "Allâhumme innî ebreu ileyke mimmâ sanaa Hâlidun (Yâ Allah! Hâlid'in işlediği bu işten Sana sığınırım)" dedi.
Ebu Abdillah el-Buhârî dedi ki:
Ve bana el-Uveysî söyledi: Bana Muhammed ibn Ca'fer, Yahya ibn Saîd'den ve Serik'ten; onlar da Enes'ten işittiler diye tahdîs etti ki, Enes (r.anh): Peygamber (s.a.v.) ellerini kaldırdı, hattâ ben O'nun iki koltuk altı beyazlığını gördüm, demiştir.

(Ebu Musa'nın bu hadîsi, amcası Ebu Âmir'in öldürülmesi kıssasında olup Huneyn gazvesi bâbi'nda senedli olarak ulaştırılmıştır.
îbn Umer'in hadîsi de Hâlid ibn Velîd'in Peygamber tarafından Mekke fethinden sonra Benû Cezîme kabilesi üzerine gönderilmesi ve Hâlid'in onlardan bâzı kimseleri öldürmesi kıssasında geçmektedir.

Enes'ten gelen hadîs ise Yağmur Duası bölümünde geçen hadîsten bir parçadır. Bu rivayetler ve diğerleri duâ sırasında elleri kaldırmanın meşru' olduğunun delilleridir)

Abdest Alırken Duâ Etmek

76-.......Ebu Mûsâ el-Eş'ari (r.anh) şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.) abdest suyu istedi ve o su ile abdest aldı. Sonra iki elini kaldırıp:
— "Allâhumme'ğfir lî Ubeydin Ebî Âmirini Allâhumme'c'al-hu yevme'l Kıyâmeti fevka kesîrin min halkıke mine'n-nâsi (Yâ Allah! Ebû Âmir Ubeyd kulunu mağfiret eyle! Yâ Allah! Ebû Âmir kulunu kıyamet gününde şu yarattığın insanlardan çoğunun üstünde yüksek bir makaamda kıl)" diye duâ etti.
Duâ ederken (ellerini o kadar kaldırdı ki) ben O'nun iki koltuğunun beyazlığını gördüm. (Bu, Mağâzî'de "Evtâs gazvesi bâbı"nda geçen uzun hadîsin bir parçasıdır. Ebu Mûsâ, o seferde amcası Ebû Âmir'in yaralanıp şehîd olurken Peygamber'e kendisine duâ etmesini vasiyet ettiğini haber verdiği zaman, abdest alıp ardından o şehîd için böyle duâ etmişti)


Âyet ve Hadislere Göre Duâ Etmenin Usul ve Âdabı

Duâ, mutlaka kabul olunacak bir ibâdettir. Ancak duayı Peygamberimizin yaptığı ve bildirdiği şu şartlara uygun olarak yapmak lâzımdır:

1- Vucud, helal kazançla alınmış, helal gıdalarla beslenmelidir. (İbn Kesir, Bakara: 168 tefsiri)
2- Abdestli olmalı, Kıbleye yönelinmeli ve eller semâya açılmalıdır . (Tirmizî, İbn Mâee. Ebû Dâvud)
3- Duaya euzu-besmele, Allah'a hamd ve Peygamberimize salât ve selâm İle başlanmalıdır.' (Süneni Tirmizî; H. no: 3473)
4- Zulumler terkedilmeli ve tövbe edilmelidir.
5- Günahı gerektirecek isteklerde bulunulmamah ve acele edilmemelidir. Zîra, Muhammed (s.a.v.) şöyle müjdelemektedir:
"Yeryüzünde Allah'a duâ eden her bir mûminin Allah (c.c) (ya duasını kabul ederek) ona istediğini verir. Ya da isteğine eş değerde olacak bir kötülüğü ondan giderir. Veyahud âhirette karşılığını bulur..." (Riyazu's Salihin)
Duâ eden, duasının yararını ya hayatında, ya da âhirette muhakkak görür.
6- Duâ ihlasla ve Israrla yapılmalıdır. Zira; Rasulullah (s.a.v.) üçer defa duasını tekrar ederdi. (Ebû Dâvud; İbn Sunnî.)
7- Diğer müslümanların aleyhine ve zararına isteklerde bulunulmamalıdır. Ailesine, çoluk-cocuğuna ve malına beddua etmemelidir. (Âraf Suresi: 55-56. R. Salihin)
8- İslam'a aykırı isteklerde bulunulmamahdır.
9- Duâ esnasında bağırıp çağırmamalı ve zoraki edebî sanat gösterilerinde bulunulmamahdır. Baş göğe dikilmemeli, Allah'a yalvarman, O'ndan korkarak ve umarak duâ edilmelidir. Ölüden, tekkeden, türbeden velîden değil bizzat Allah'dan istenmelidir.' (Enbiya Suresi: 90, Âraf Suresi :55)
10- Beş vakit farz namazın ardından yapılacak duâ ile gece yarısından sonra (seher vakti) yapılacak duâ mustecab olacak duaların başındadır. (Süneni Tirmizî: Hadis no: 3492. Muslim: Hadis no: 1880)
11- Ezanla farz namaz için getirilen ikâmetler arasında yapılan dualar, makbul dualardır. (C. Sağîr: 2/17. Buhârî.)
12- Namazda secdede iken yapılan dualar, makbul dualardır.(C. Sağîr: f/52.)
13- Cumua günü yapılan dualar, makbul dualardır.' (İbni Mâce: H.no: 1137)
14- Ramadan geceleri, Ramadan ve Kurban bayramları geceleri, Mîraç, Berât ve Kadîr geceleri de duaların daha çok makbul olduğu vakitlerdir.
15- Mazlumun bedduası, misafirin duası ve ana-babanın çocuğuna duası makbul dualardır." (Tirmizî: Hno; 7442)
16- Hastanın, oruçlunun iftar vaktindeki duası, ihramın duası ve bir müslümanın diğer müslüman, kardeşine gıyabında yaptığı dualar makul dualardır.
17- Kim, musibet, ve şiddet zamanında duasının kabul edilmesini severse, genişlik zamanında çok duâ etmelidir.' (Tirmizi; Hâkim, el-Mustedrak)
18- Peygamberlerden ve ashabdan nakledilen dualarla duâ edilmelidir.
19- Yukardaki şartlardan sonra yapacağı duanın mutlaka kabul olunacağı inancıyla canı gönülden, ihlasla duâ edilmelidir. Dalgın ve ne istediğini bilmeyen bir kalble duâ edilmemelidir." (Tirmizî. Tac 5/110.)
20- Duaya başlarken olduğu gibi, bitirirken de Allah'a hamd ve resulüne salât ve selâm ile bitirilmelidir.
21- Duâ sonunda âmin diyerek eller yüze sürülmelidir.

Yukarıdaki izah ettiğimiz şekilde duâ edildiğinde Cenabı Hak, isteyenin, duâ edenin ve kendisine yalvaranın duasını kabul edeceğini Kur'an-ı Kerim'in Bakara Suresinin 186. ayetinde açıkça beyan etmektedir.

Dua bir ibadettir, Duayı Allahtan başkasına yapmamak tevhiddir. Kul, kendisine en yakın olarak Allah'ı bulmalı ve hiç unutmamalıdır...
Duanın kabulü ve Allah'ın rıdasını almak için, hayatımızı İslam'a göre düzenlemeli ve yaşamalıyız ki, Allah'tan istemeye yüzümüz olsun.

Dua ederken göğe bakmak , yüzü semaya doğru çevirmek aslen Bid'at bir tavırdır. Böyle bir uygulama sunnette görülmediği gibi, Duada aslolan tevazu ile Allah (c.c.) isteklerde bulunmaktır.
Kıbleye yönelerek, tevazu ile başı öne eğip elleri açacağına, Kişinin söylediği dualardan alakasızca, Allah'a bakmak istercesine göğe/semaya doğru bakarak dua amelinden farklı hallere bürünmek , Günahkar sahibi biz kulların, azamet sahibi Allah (c.c.)ye karşı edeb ile boynumuzu alçaltmalıyız.

Bir hadis-i şerifte :



ـ5091 ـ3ـ وعن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ] قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: إذَا كَانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ مَاجَ النَّاسُ بَعْضُهُمْ الى بَعْضٍ، فَيَأتُونَ آدَمَ عَلَيْهِ السَّمُ، فَيَقُولُونَ: اشْفَعْ لِذُرِّيَّتكَ. فَيَقُولُ: لَسْتُ لَهَا وَلكِنْ عََلَيْكُمْ بِإبَْرَاهِيمَ عَليْهِ السَّمُ، فإنَّهُ خَلِيلُ اللّهِ، فيَأتُونَ إبْرَاهِيمَ، فَيَقُولُ لَسْتُ لَهَا، وَلَكِنْ عَلَيْكُمْ بِمُوسى، فإنَّهُ كَلِيمُ اللّهِ تعالى. فيُؤْتَى مُوسى عَليْهِ السَّمُ: فَيَقُولُ: لَسْتُ لَهَا، وَلَكِنْ عَلَيْكُمْ بِعِيسى، فإنَّهُ رُوحُ اللّهِ تعَالى وَكَلِمَتُهُ فَيُؤْتى عِيسى عَليْهِ السَّمُ. فَيَقُولُ: لَسْتُ لَهَا، وَلَكِنْ عَلَيْكُمْ بِمُحَمّدٍ #. فَيَأتُونِي، فأقُولُ: أنَا لَهَا. فأنْطَلِقُ، فأسْتَأذِنُ عَلى رَبِّي، فَيُؤذَنَ لِي فأقُومُ بَيْنَ يَدَيْهِ، فأحْمَدُهُ بِمُحَامِدَ َ أقْدِرُ عَليْهَا ا Œنَ، يُلْهِمُنِيهَا اللّهُ. ثُمَّ أخِرُّ لِرَبِّي سَاجِداً، فَيَقُولُ: يَا مُحَمّدُ! ارْفَعْ رَأسَكَ، وَقُلْ يُسْمَعْ لَكَ، وَسَلْ تُعْطَهُ، وَاشْفَعْ تُشَفَّعْ فأقُولُ: يَا رَبِّ أُمَّتِي أُمَّتِي. فَيَقُولُ انْطَلِقْ فَمَنْ كَانَ في قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةٍ مِنْ بُرَّةٍ أوْ شَعِيرَةٍ مِنْ إيمَانٍ فأخْرِجْهُ مِنْهَا. فَانْطَلِق فَأفْعَلُ. ثُمَّ أرْجِعُ الى رَبّيّ فأحْمدُهُ بِتِلْكَ الْمَحَامِدِ ثُمَّ أخِرُّ لَهُ سَاجِداً فَيُقَالُ لِي مِثْلُ ا‘ولى. فأقُولُ: يَا رَبِّ أُمَّتِي أمَّتِي. فَيُقَالُ لِى انْطَلِقْ، فَمَنْ كَانَ في قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ مِن إيمَانٍ فأخْرِجْهُ مِنْهَا. فأنْطَلِقُ، فأفْعَلُ. ثُمَّ أعُودُ الى رَبِّي، فأفْعَلُ كَمَا فَعَلْتُ. فَيُقَالُ لِي: ارْفَعْ
رَأسَكَ مِثْلَ ا‘ولى، فأقُولُ: يَا رَبِّ أُمَّتي أُمَّتِي. فَيُقَالُ: انْطَلِقْ، فَمَنْ كَانَ في قَلْبِهِ أدْنَى مِنْ مِثْقَالِ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ مِنْ إيمَانٍ فأخْرِجْهُ مِنَ النَّارِ. فأنْطَلِقُ فأفْعَلُ ثُمَّ أرجِعُ الى رَبِّي في الرَّابِعَةِ، فأحْمَدُهُ بِتِلْكَ الْمَحَامِدِ. ثُمَّ أخِرُّ لَهُ سَاجِداً. فَيُقَالُ لِي: يَا مُحَمَّدُ ارْفَعْ رأسَكَ، وَقُلْ يُسْمَعْ لَكَ، وَسَلْ تُعْطَهُ، وَاشْفَعْ تُشَفَّعْ؛ فأقُولُ
: يَا رَبِّ ائذَنْ لِى فِيمَنْ قَالَ: َ إلَهَ إَّ اللّهُ. قَالَ: لَيْسَ ذلِكَ لَكَ، أوْ قَالَ لَيْسَ ذلِكَ إلَيْكَ، وَلَكِنْ وَعِزَّتِي وَجََلِي وَكِبْرِيَائِي وَعَظْمَتِي ‘خْرِجَنَّ مِنْهَا مَنْ قَالَ: َ إلَهَ إَّ اللّهُ [. أخرجه الشيخان


3. (5091)- Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kıyamet gününde, insanlar birbirlerine girecekler. Adem aleyhisselam'a gelip: "Evlatlarına şefaat et!" diye talebde bulunacaklar.
O ise: "Benim şefaat yetkim yok. Siz İbrahim aleyhisselam'a gidin! Çünkü O Halilullah'tır" diyecek.
İnsanlar, İbrahim'e gidecekler. Ancak o da: "Ben yetkili değilim! Ancak İsa'ya gidin. Çünkü o Ruhullah'tır ve O'nun kelamıdır!" diyecek.
Bunun üzerine O'na gidecekler.
O da:
"Ben buna yetkili değilim. Lakin Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'e gidin!" diyecek.
Böylece bana gelecekler.
Ben onlara:
"Ben şefaate yetkiliyim!" diyeceğim. Gidip Rabb'imin huzuruna çıkmak için izin taleb edeceğim. Bana izin verilecek. Önünde durup, Allah'ın ilham edeceği ve şu anda muktedir olamayacağım hamdlerle Allah'a medh-u senada bulunacak, sonra da Rabb'ime secdeye kapanacağım.
Rabb Teala: "Ey Muhammed! Başını kaldır! Dilediğini söyle, söylediğine kulak verilecek. Ne arzu ediyorsan iste, talebin yerine gelecektir! Şefaatte bulun, şefaatin kabul edilecektir!" buyuracak.
Ben de: "Ey Rabb'im! Ummetimi, ummetimi istiyorum!" diyeceğim.
Rabb Teala: "(Çabuk onların yanına) git! Kimlerin kalbinde buğday veya arpa denesi kadar iman varsa onları ateşten çıkar!" diyecek.
Ben de gidip bunu yapacağım! Sonra Rabb'ime dönüp, önceki hamd-u senalarla hamd ve senalarda bulunacağım, secdeye kapanacağım. Bana, öncekinin aynısı söylenecek.
Ben de: "Ey Rabb'im! Ummetim! Ummetim!" diyeceğim.
Bana yine:
"Var, kimlerin kalbinde hardal danesi kadar iman varsa onları da ateşten çıkar!" denilecek.
Ben derhal gidip bunu da yapacak ve Rabbimin yanına döneceğim. Önceki yaptığım gibi yapacağım.
Bana, evvelki gibi: "Başını kaldır!" denilecek.
Ben de kaldırıp: "Ey Rabbim! Ummetim! Ummetim!" diyeceğim.
Bana yine: "Var, kalbinde hardal danesinden daha az miktarda imanı olanları da ateşten çıkar!" denilecek.
Ben gidip bunu da yapacağım. Sonra dördüncü sefer Rabbime dönecek, o hamdlerle hamd-u senada bulunacağım, sonra secdeye kapanacağım.

Bana: "Ey Muhammed! Başını kaldır ve (dilediğini) söyle, sana kulak verilecektir! Dile, talebin verilecektir! Şefaat et, şefaatin kabul edilecektir!" denilecek.
Ben de: "Ey Rabbim! Bana La ilahe illAllah diyenlere şefaat etmem için izin ver!" diyeceğim. Rabb Teala: "Bu hususta yetkin yok! -veya: Bu hususta sana izin yok!- Lakin izzetim, celalim, kibriyam ve azametim hakkı için la ilahe illAllah diyenleri de ateşten çıkaracağım!" buyuracak."
(Buhârî, Tevhid 36, 19, 37, Tefsir, Bakara 1, Rikak 51; Muslim, İman 322, (193)

Bu vesile ile bu hadis-i şerifi hatırlayarak moral bulduk. Elhamdulillah
 
Üst Ana Sayfa Alt