Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Doğru Yolun Gereği

I Çevrimdışı

islami bilgiler

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بســـم الله الرحمن الرحيم


Doğru Yolun Gereği


Dinimizi kemale erdiren, üzerimizdeki nimetleri ni tamamlaya n İslâmı din olarak benimseme mizden hoşnut olacağını belirten, kendisind en bizleri gazaba uğramışların (yahudiler in) ve sapıkların (hıristiyanların) yollarından uzak tutarak dosdoğru yola (sırat-ı müstakim'e), nimetlend irdikleri nin yoluna iletmesin i dilememiz i emreden Allah'a hamdolsun .

(Üstad burada, her namazda okuduğumuz Fatiha suresinin içerdiği dualara işaret ediyor. Bu bir ihtiyaçdır. Nitekim Müslim, her zaman, yalnız Allah'tan hidayet (doğru yola iletme) istemiyle Fatiha'nın dua olarak okunmasının müstehab (iyi bir eylem) olduğunu belirtiyo r.)

Şahadet ederim ki, Allah'dan başka ibadete layık ilâh yoktur, O tektir ve ortaksızdır. Yine şahadet ederim ki, Muhammed (salât ve selâm üzerine olsun) O'nun kulu, hak dinle ve dosdoğru şeriatla gönderdiği, bu şeriata uymasını emrettiği ve:

“İşte benim yolum budur, ben ve bana uyanlar Allah'a basiretle davet ederiz.” (Yusuf: 108) demesini buyurduğu rasûlüdur.

( -hak dinle ve dosdoğru şeriatla- “El-Millet-Ül-Hanifeye”: Eğriliği olmayan, dosdoğru şeriat ve dindir. İbrahim Aleyhisse lam'ın milletidi r. Kısaca İslamdır.)

İmdi, ben zaman zaman gerek doğrudan doğruya ve gerekse sorulan sorulara cevap vererek bayram törenleri konusunda kâfirlere özenilmemesi gerektiğini belirtmiş, bu konuda klâsik kaynaklarımızda bulunan yasaklayıcı bilgileri ve şer'i delilleri dile getirmiş, gerek kitaplı (ehl-i kitap) ve gerekse kitapsız kâfirlerin izleyicis i olmaktan kaçınmanın şeriattaki gerekçelerini açıklamıştım. Bu nokta şeriatın önemli bir temel kuralı ve bir çok detayı içeren ana ilkesi olmasına rağmen, bu konuda söylediklerim hep kısa ve üstünkörü olmuş, verdiğim yazılı cevaplar da o andaki hazır bilgileri mle sınırlı kalmış, bununla birlikte bu söz ve yazıların Allah'ın takdiri oranında yararı görülmüştür.

Bir süre sonra bu söz ve yazılarımın köklü alışkanlıklarına ters düştüğünü gören bazı kimseleri n söylediklerimi garip ve asılsız bulduklarını haber aldım. Bu kimseler bana karşı çıkarken bazı genelleme lere dayanmaya kalkışmışlardı.

İşte bunun üzerine bir dostum benden bu konunun iç yüzünü ele alan bir eser yazmamı istedi. Ona göre böyle bir eser çok yararlı, yaygın ve etkili olacaktı. Söz konusu kâfirlere özenme hastalığının çoğu kimselere bulaştığını ve bu yüzden bir çeşit Cahiliye Dönemi görüntüsüne büründüklerini gördüğüm için bu konuda bildikler imi kaleme almaya karar verdim.

Şunu da belirteyi m ki, eğer bu konudaki delillere ve alimlerin sözlerine yer verseydim, bu mesele ile ilgilenen eserlerin tümünü taramış olsaydım söylenecek daha çok şeyler bulurdum.

Kanaatim odur ki, fikıh ilmini derinliğine inceleyer ek, şeriatın incelik ve amaçları ile fıkıh alimlerin in gerekçelerini ve problemle rini iyi kavrayan kimseler bu konudaki uyarılarımızın haklılığından asla şüpheye düşmezler. Başka bir deyimle kalbinde köklü bir iman barındıran, İslâmın gerçek mahiyetin i kavrayara k onun Allah tarafından kabul edilecek, geçerli tek din olduğunu benimseye n herkesin böyle bir uyarı ile karşılaşınca kalbinin diriliği ve imanının sağlamlığı sayesinde derhal bu uyarıyı benimseye ceği düşüncesindeyim. Fakat kalb kirliliği ile nefsin ihtirasla rından Allah'a sığınırız. Çünkü bu iki hastalık insanı gerçeği tanıyıp benimseme kten alıkoyar.
 
Üst Ana Sayfa Alt