Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Dar'ul - Harb'de Çocukları Okula Göndermenin Hükmü

A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu konuyu ilgilendiren bir soru maili yazmıştım Nurettin Yıldız sitesine. Bugün cevabını okudum mail adresimin resmini çekerek sorduğum soruyu ve gelen cevabı yorumlamadan paylaşmak istedim.

Soru :

Selamun aleyküm. Buluğ çağına girmemiş çocukları okula göndermenin hükmünü
sormak istiyorum. Bu konuda okullarda işlenen şirk, küfr amelleri nedeniyle
göndereninde kafir olduğunu beyan edenler var. Bu şirk, küfr amellerini
yaptırtmayıp, engel olur ise kafir olmayıp, haram filleri (karma eğitim
gibi) olduğundan günahkar olarak adlandırılıyor.
Bende bu küfr, şirk amellerinin ne olduğunu sorduğumda şu cevapları
veriyorlar. Bu maddeleri aşağıya sıralıyorum. Ve size sormak istiyorum. Bu
maddeler küfr, şirk amellerini içeriyor mu? Bunların işlenmesine
engellemeyen anne-baba kafir oluyor mu?
1. andımız okumak.
2. istiklal marşı (küfrün şiarlarını yaptığı için) 3. 10 kasım Atatürke
saygı duruşu 4. Cumhuriyet, 23 nisan bayram kutlamaları 5. Derslerde
anlatılan laiklik, demokrasinin övülmesi, Allah'ın ayetlerinin dolaylı veya
direkt inkar veya alay edilmesi.

Gelen Cevap :
Selamünaleyküm.
Şirk ve küfür gibi kavramlar adeta idam gibi son kullanılabilecek
kavramlardır. Ulu orta bu kadar rahat kullanılmaları ağır bir sorumluluktur.
Buna dikkat edelim.
Okulların mü'min insan yetiştirmek için ikame edilmedikleri gayet açıktır.
Tam aksine kafası karışık insan yetiştirmek için ikame edilmektedirler. Bir
mü'minin çocuğunu, hiçbir sakınca yokmuş kabul ederek yani bu durumu normal
görerek okullara göndermesi elbette Allah katında sorumluluk gerektirecek
bir durumdur. Bunu şirk, küfür kavramları ile kullanmasak da ağırlığını
reddedemeyiz. Meseleyi zaruret meselesi olarak görüp, kendi çapında da
tedbirler alan mü'min için ise aynı şeyi söylememiz doğru olmaz.
Mü'min insanları cehenneme doldurduktan sonra delil toplama mantığı ile
hareket etme yerine ne durumdayız, neler yapabiliriz mantığı ile hareket
etmek gerekmektedir. Allah'a emanet olunuz.
Selamünaleyküm.
Nureddin YILDIZ

Mail resmi :
2elqudk.jpg
 
C Çevrimdışı

cihad_38

Üye
İslam-TR Üyesi
peki bu ülkede çocuğu okula göndermek küfür ise gönderen kafir oluyorsa alternatif öneriniz nedir. yani çocuğu okula göndermeyelim tamam. ama nasıl eğitim verelim,. peygamberimiz ilim çinde de olsa alınız derken,bir yönden uzaklık,bir yönden de ilim ilimdir,bu çinden de alınır,müslüman olmnayandan da,kafirden de manası yokmudur.İlim cihanşümuldur (evrenseldir). Faydalı bilgi belli bir kavmin malı değildir ve her yerde bulunabilir. Başka bir ifadeyle, doğru bilginin milliyeti,dini yoktur. İnsan doğru bilgiyi Çin’de de olsa aramalı ve onu her nerede bulursa almalıdır.

bir türk vatandaşı olarak çocuğumu eğitmek için(matematik,edebiyat,tarih,fen ilimleri,vs..vs.) başka ne yapabilirim.bir öneriniz var mı?
oğlum Hamza 4 yaşında;seneye anaokuluna verecez,.benim düşüncem okula gönderip,büluğa erince mümkün olduğu kadar günaha götüren işlerden onu bilinçlendirip,uzak tutmaya çalışmakdır. başka ne yapabilirim ??


 
H Çevrimdışı

hakdava

Üyeliği İptal Edildi
Banned
şimdi bir gün ebu hanzalanın cemaatında bulunan biri ben çocuğumu sakındırıyorum şirk fiillerinden koruyorum demiş bir gün okul çıkışı ebu hanzala çocuğun sırtındaki çantayı vermesini istemiş belki andımız saygı duruşu veya benzerleri konulardan kouyabilirsiniz ama cocuğun çantasındaki defterlere baktığın atatürkü çokk seviyorum diye sayfa dolusu yazmış peki bu konudan dolayı nasıl koruyamadın işte insan koruyamıyormuş koruması zannımca mümkün değil bu sebeblerden dolayıda cocuğunu okula göndernden tekfir edilir...
 
A Çevrimdışı

antitağut1979

Üyeliği İptal Edildi
Banned
bu sistemin okuluna bir müslüman çocuğunu gönül rızasıyla göndermemeli şahsen ben kızlarımı müslümanların açtığı içinde şirk ve küfrün olmadığı okula gönderiyorum gönderdiğimi düşüneyim (Allah korusun) benim çocuğum eve gelecek atatürkü ne kadar çok sevdiğini söyleyecek yazacak ataputun önünde saygı duruşunda duracak melek çizdirecekler çizecek (kız) olarak demokrasyi övdürecek bende ses çıkarmıyacağım bu küfre rıza göstereceğim rabbim beni hesaba çektiğinde ben ona diyeceğim mecburdum param yoktu alternatif yoktu çocuk cahil kalacaktı gibi mazeretleri acaba rabbim kabul edermi
şeyhulislam mustafa sabri efendi bir fetvasına şöyle diyor
OKUL MESELESİ...KÜFRE RIZADA KÜFÜRDÜR...
Şeyhulislam Mustafa Sabri Efendi (rha) (1869-1954)

Bir baba namazını kılar, orucunu tutar, Müslümanlık hakkında olumsuz birşey işitmeye tahammül edemez, dini yolunda canını esirgemez. Fakat hamur gibi yumuşak ve değişime kabil çocuğunu Avrupaya eğitime gönderip, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkmasına önem vermez. Bu durum aklın alamayacağı bir zıtlıktır
., evladını küfür ve inkar yollarına sevk eden bu babanın namazının ve diğer ibadetlerinin kendisine katiyyen faydası olmaz. (Hilyet-i Muazzama s. 376)Subhanallah! Merhum Avrupaya küfür diyarına belirsizliğe çocuklarını gönderen babalar çocuklarının düşebileceği küfürlerden sorumludur derken ya bugünkü durum? T.C sisteminin okullarında her türlü küfürler şirkler işlenirken, küfür övülürken (haramlardan ahlaksızlıklardan bahsetmiyorum bile) ve bunlar gözler önünde olurken ebevynler nasıl oluyor da çocuklarını bu okullara gönderebiliyor? Allah'dan korkun!!!Bir de Hafız Ali Reşad Hoca'nın (1899-1980) Mustafa Sabri Efendi'nin okulla ilgili umumi fetvasına göre daha hususi fetvasına bakalım:Kemal'in bir tek ilkesine uyan ve bunları öğreten o öğretmenlere giden, ilmi kimden öğrenirsen öğren! diye onlardan olan öğretmenlerde okuyan ve okutan, her halde onları seven ve sayan “O takdirde sizde onlar gibisiniz” kaydına girdiğinden, namaz kılmasın, oruç tutmasın hiç yorulmasın çünkü yemeği ve kestiği yenmez ibadet ve şehadeti ve hiçbir hayrı kabul olmaz. Eşhedü billâh kâfir ve mürteddir (Muhazafazakar Gazetesi, 1966)
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
şimdi bir gün ebu hanzalanın cemaatında bulunan biri ben çocuğumu sakındırıyorum şirk fiillerinden koruyorum demiş bir gün okul çıkışı ebu hanzala çocuğun sırtındaki çantayı vermesini istemiş belki andımız saygı duruşu veya benzerleri konulardan kouyabilirsiniz ama cocuğun çantasındaki defterlere baktığın atatürkü çokk seviyorum diye sayfa dolusu yazmış peki bu konudan dolayı nasıl koruyamadın işte insan koruyamıyormuş koruması zannımca mümkün değil bu sebeblerden dolayıda cocuğunu okula göndernden tekfir edilir...

inandirici gelmedi kardes.
 
A Çevrimdışı

antitağut1979

Üyeliği İptal Edildi
Banned
tabi her okula gönderenide pat tekfir etmekte doğru olmaz allahu alem adamı tanımak birebir konuşmak lazımdır
 
M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
bu sistemin okuluna bir müslüman çocuğunu gönül rızasıyla göndermemeli şahsen ben kızlarımı müslümanların açtığı içinde şirk ve küfrün olmadığı okula gönderiyorum gönderdiğimi düşüneyim (Allah korusun) benim çocuğum eve gelecek atatürkü ne kadar çok sevdiğini söyleyecek yazacak ataputun önünde saygı duruşunda duracak melek çizdirecekler çizecek (kız) olarak demokrasyi övdürecek bende ses çıkarmıyacağım bu küfre rıza göstereceğim rabbim beni hesaba çektiğinde ben ona diyeceğim mecburdum param yoktu alternatif yoktu çocuk cahil kalacaktı gibi mazeretleri acaba rabbim kabul edermi
şeyhulislam mustafa sabri efendi bir fetvasına şöyle diyor
OKUL MESELESİ...KÜFRE RIZADA KÜFÜRDÜR...
Şeyhulislam Mustafa Sabri Efendi (rha) (1869-1954)

Bir baba namazını kılar, orucunu tutar, Müslümanlık hakkında olumsuz birşey işitmeye tahammül edemez, dini yolunda canını esirgemez. Fakat hamur gibi yumuşak ve değişime kabil çocuğunu Avrupaya eğitime gönderip, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkmasına önem vermez. Bu durum aklın alamayacağı bir zıtlıktır
., evladını küfür ve inkar yollarına sevk eden bu babanın namazının ve diğer ibadetlerinin kendisine katiyyen faydası olmaz. (Hilyet-i Muazzama s. 376)Subhanallah! Merhum Avrupaya küfür diyarına belirsizliğe çocuklarını gönderen babalar çocuklarının düşebileceği küfürlerden sorumludur derken ya bugünkü durum? T.C sisteminin okullarında her türlü küfürler şirkler işlenirken, küfür övülürken (haramlardan ahlaksızlıklardan bahsetmiyorum bile) ve bunlar gözler önünde olurken ebevynler nasıl oluyor da çocuklarını bu okullara gönderebiliyor? Allah'dan korkun!!!Bir de Hafız Ali Reşad Hoca'nın (1899-1980) Mustafa Sabri Efendi'nin okulla ilgili umumi fetvasına göre daha hususi fetvasına bakalım:Kemal'in bir tek ilkesine uyan ve bunları öğreten o öğretmenlere giden, ilmi kimden öğrenirsen öğren! diye onlardan olan öğretmenlerde okuyan ve okutan, her halde onları seven ve sayan “O takdirde sizde onlar gibisiniz” kaydına girdiğinden, namaz kılmasın, oruç tutmasın hiç yorulmasın çünkü yemeği ve kestiği yenmez ibadet ve şehadeti ve hiçbir hayrı kabul olmaz. Eşhedü billâh kâfir ve mürteddir (Muhazafazakar Gazetesi, 1966)





durum keşke okadar la bitse .(çocuğum yok oyüzden senin kadar iyi bilemem ama inşallah yakında evlenirsem benimde olur:)) şimdi çocuk okula gider dışarda fitne ortamı açmaya gerekyok biliyorsunuz işte.eve gelicek tam zıttı bir yaşam. ve kafirlerin standart atmış olduğu iftira (bütün kapalılar zaten ble dicekler veya. evde sıkarsan sıkarsan dışardada böle olur yazık ya kızcağıza dicekler dışarda normal insanlardan dahada azıtıcak çünkü evde peygamber kültürü sokakta ise avrupa kültürü bir çocuk böle büyürse gideceği yer belli cehennem.ve o çocuğu cehenneme gönderen anneye babaya yazıklar olsun.)
 
M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ha birde söylemeden geçemicem. bir türkiye klasiği :)

türkiyeden klasikler
evleniceksin kız arıyosundur sorarsin falancaya kız dinadrmı abi nasıl diye utanmasa peygamber diyecek densiz. diyoki annesi hafız yahu .)) kız geliyo annesi hafız kızı mini etekli yada mini etetkliden bozma sözde kapalı).

2:çocuklarımız büyür 15 yaşına kadar anne baba dinin dsini göstermez kız okula gider çevre kurar dini siyasi her yönden kişiliği oturur sonra çin espirisi gibi . anne baba kızdan hz aişe validemiz gibi bir hayat ve yaşantı bekler veya kapanmasını ister. bukadarla kalmaz kızı zorlarlar kız kapanır vallahi açık hali daha iyiydi en azından islama değil zararı kendineydi.

3.çocuklarımız doğar 4,5 yaşına gelince bakın bu türkiyeye ait bir klasiktir (bestseller best of turkey family ) :) hemen ilk işimiz caminin yolunu tutarız. hoca çocuğa kuran öretecek. hoş hocanın ilmide saldım çayıra mevlam kayıra hesabıda orayı geçtik . aslında esas hedef çocuğun kuran örenmesi değildir. hedef hocanın yanında örensin mantığıdırki tasaffuf mantığı gibidir. hayırlı çocuk olabileceği hurafesı vardır bırde baba ve anne zaten cahildir. bu arada kuran kursu dedikleride hiç bişeye benzemiyor ha ne arapğça öretiyorlar nede kuran tam ortası kuranın alfabesi araçanın hecesı mantık bu .sonra çocuk eve gelir baba kahvede anne komşuda dedi koduda .ama annenin babanın içi rahat niye biliyormusunuz. çocuğa bir kuran kursu sertifikası veriyorlar utanmasalar biraz ısrar edilse evliyalık sertifikası vericekler.

çocuk kursan çıkar evde islamın i si yok.ve karşımıza bu günkü kapanmayı bilmiyen durmadan risale nur okuyan sahabenin s sini tanımıyan tanısada amel etmiyen müslüman bacılarımız çıkıyor.


şu anda aklıma gelen klasiklerımız bunlar. bunlardan ibret alalım çocuklarımı düzgün yetiştirelim
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
şimdi bir gün ebu hanzalanın cemaatında bulunan biri ben çocuğumu sakındırıyorum şirk fiillerinden koruyorum demiş bir gün okul çıkışı ebu hanzala çocuğun sırtındaki çantayı vermesini istemiş belki andımız saygı duruşu veya benzerleri konulardan kouyabilirsiniz ama cocuğun çantasındaki defterlere baktığın atatürkü çokk seviyorum diye sayfa dolusu yazmış peki bu konudan dolayı nasıl koruyamadın işte insan koruyamıyormuş koruması zannımca mümkün değil bu sebeblerden dolayıda cocuğunu okula göndernden tekfir edilir...

Sofiyenin metodunu bırak ta, kendi yaşadığını anlat.

Öğretmen okulda "Atatürkü çok seviyorum" diye tahtaya yazıp, benim bu yazdığımı defterlerinize yazınız diye söylemiş olsa, veya "Ben aptalım" yazısını defterine yazın deyince, bu tüm öğrencilerin yazıya iman edib, onayladığını (Ataputu sevdiği veya aptallığı onayladığını) mı gösteriyor? Dikkat et aynı yazıyı sende yazdın!
Evvela yazının insanı kafir ettiğine ummetin alimlerinin ittifakını delillendirmen gerekmez mi?
Ne kadar basit ve iğrençce insanları cehenneme gönderiyorsun? hayırdır şeytan seni böyle mi ikna etti?
 
M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Sofiyenin metodunu bırak ta, kendi yaşadığını anlat.

Öğretmen okulda "Atatürkü çok seviyorum" diye tahtaya yazıp, benim bu yazdığımı defterlerinize yazınız diye söylemiş olsa, veya "Ben aptalım" yazısını defterine yazın deyince, bu tüm öğrencilerin yazıya iman edib, onayladığını (Ataputu sevdiği veya aptallığı onayladığını) mı gösteriyor? Dikkat et aynı yazıyı sende yazdın!
Evvela yazının insanı kafir ettiğine ummetin alimlerinin ittifakını delillendirmen gerekmez mi?
Ne kadar basit ve iğrençce insanları cehenneme gönderiyorsun? hayırdır şeytan seni böyle mi ikna etti?


selamün aleyküm sevgili Abdulmuizz (abdülaziz değil uzun uraşlar sonunda anladım:)

geçen hz ömer filmini izliyordum orda bir olay yaşanıyor halid binvelid allahın rahmete ona olsun. fetih yapıyor bu sırada uzun seneler yok yani şam şamdan sonra ırak baya bir ortalıklarda yok bu sırada önceden müslüman olmuş .fakat sonra kafirane bir duruş sergiliyen ve halid bin velid ile savaşan fakat yenilip halid bin velidin eline esir düşen bir müslüman var.


halid bin velid buna soruyor .zekatı kabul etmiyormusun diyorki kabul ediyorum ama o mal benim vermek istemiyorum bu kişi özünde kafir. yanlız kaldığında çünkü konuşuyor filmde. ama halid bin velid veya halife ebu bekire karşı müslüman .

halid bin velid bunu idam etmek istiyor. hz ömer ise karşı çıkıyor. fakat hz ebu bekir bu kişinin amellerinin kafirane yönde olduğu için bu kişinin sözü özünden farklıdır gibi bir söz söylüyor ve kalpbini yarıp bakamyız diyor ve sonucunda galiba idam ediliyor.


şimdi bu olaya göre bir kişi dili ile müslümanım dese ama amelleri farklı olsa bu kıyasa göre kafir hükmündemidir.


not: bu bir film yanlış anlatılmış olabilinir bunu bilmiyorum
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
selamün aleyküm sevgili Abdulmuizz (abdülaziz değil uzun uraşlar sonunda anladım:)

geçen hz ömer filmini izliyordum orda bir olay yaşanıyor halid binvelid allahın rahmete ona olsun. fetih yapıyor bu sırada uzun seneler yok yani şam şamdan sonra ırak baya bir ortalıklarda yok bu sırada önceden müslüman olmuş .fakat sonra kafirane bir duruş sergiliyen ve halid bin velid ile savaşan fakat yenilip halid bin velidin eline esir düşen bir müslüman var.


halid bin velid buna soruyor .zekatı kabul etmiyormusun diyorki kabul ediyorum ama o mal benim vermek istemiyorum bu kişi özünde kafir. yanlız kaldığında çünkü konuşuyor filmde. ama halid bin velid veya halife ebu bekire karşı müslüman .

halid bin velid bunu idam etmek istiyor. hz ömer ise karşı çıkıyor. fakat hz ebu bekir bu kişinin amellerinin kafirane yönde olduğu için bu kişinin sözü özünden farklıdır gibi bir söz söylüyor ve kalpbini yarıp bakamyız diyor ve sonucunda galiba idam ediliyor.


şimdi bu olaya göre bir kişi dili ile müslümanım dese ama amelleri farklı olsa bu kıyasa göre kafir hükmündemidir.


not: bu bir film yanlış anlatılmış olabilinir bunu bilmiyorum

Kardes film izleyerek Allah icin böyle ciddi bir konuda yorum yapma. Hele ki bu konularda filmleri izleyip kiyas yaparak hic yorum yapma. Oradaki olayla bu olayi benzestirmen ciddi bir hata olur.

Sana tavsiyem, akide ile alakali tüm kitaplari iyice analiz ederek oku.


Zorlama hayali kahramanlarla, hayali failler ve fiillerle müslümanlar tekfir ediliyor. Ben de diyorum ki, zamanimda tanidigim bir cocuk, bundan yaklasik 22 küsür sene evvel, tevhid su zamandaki gibi acik acik anlatilmadiginda, bu kadar videolar tartismalar yokken bile okulda andimiz (adli müsrik) sözlerini okumaya ciktiginda "" EY BÜYÜK ALLAH "" demistir ve okulda onunla beraber tekrarlamistir.

Dedim ya hayali failler ve fiillerle zorlayarak tekfir edilmez, ne özelden genele gidilebilir ne de genelden özele gidilebilir.

Yok efendim ben anlamam sonuna kadar giderim diyen olursa, bircogu kendi cemaatinden de olan okula giden olsun, askere gitmeyipde para ödeyenler bile kafir hükmündedir. Kafirin de neleri helal devamini siz biliyorsunuz...

Not: Benim dedigim hayalide degil : )
 
M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardes film izleyerek Allah icin böyle ciddi bir konuda yorum yapma. Hele ki bu konularda filmleri izleyip kiyas yaparak hic yorum yapma. Oradaki olayla bu olayi benzestirmen ciddi bir hata olur.

Sana tavsiyem, akide ile alakali tüm kitaplari iyice analiz ederek oku.


Zorlama hayali kahramanlarla, hayali failler ve fiillerle müslümanlar tekfir ediliyor. Ben de diyorum ki, zamanimda tanidigim bir cocuk, bundan yaklasik 22 küsür sene evvel, tevhid su zamandaki gibi acik acik anlatilmadiginda, bu kadar videolar tartismalar yokken bile okulda andimiz (adli müsrik) sözlerini okumaya ciktiginda "" EY BÜYÜK ALLAH "" demistir ve okulda onunla beraber tekrarlamistir.

Dedim ya hayali failler ve fiillerle zorlayarak tekfir edilmez, ne özelden genele gidilebilir ne de genelden özele gidilebilir.

Yok efendim ben anlamam sonuna kadar giderim diyen olursa, bircogu kendi cemaatinden de olan okula giden olsun, askere gitmeyipde para ödeyenler bile kafir hükmündedir. Kafirin de neleri helal devamini siz biliyorsunuz...

Not: Benim dedigim hayalide degil : )



vallahi doğru söyledin kardeşim .en güzeli okumak .

bu ve benzeri sorular günümüz en zor soruları ve kesin net bir cevabı henüz yok.
 
M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
bir sualim olucakti kardeşlere:

süekli yaşadığım bir şey bu oyüzden soruyorum .

geçenerde atatürkçü ama müslüman namaz abdest vs kılan çocuklar. arkadaşlarımla sohbet ediyorduk. konu atatürkçüyüm müslümanım laikim müslümanım,konusuna döndü.

ben ise şöyle dedim. allahın şeriati dışındaki tüm sistemleri koruyan doğru bulan maddi veya manen destek veren nefes almasına olanak sağlıyan (oy vermek hariç) hertürlü destek olmak kafirliktir. ama oy vermek tekfir edilme sebebi doğurmaz fakat oy veren kişinin akıbeti hakkında yarın öldüğünde allah kafir hükmü verirse hiç şaşırmayın . ama ben oy veriyorsunuz diye size kafir diyemiyorum dedim.


acaba yanlışmı söylemişim bu konuda sıkıntılı yerler neresi .
 
A Çevrimdışı

antitağut1979

Üyeliği İptal Edildi
Banned
atatürkçü ama müslüman nasıl oluyor oy vermek nasıl hariç oluyor oy vermek bizzat onları oraya elinle seçip yerleştirmektir. allahın indirdiği hükümleri bırakıp tağut hükümleriyle hükmet diye bizzat onları oraya göndermektir oy vermek tartışmasız küfürdür
 
H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hepsini okumadım ama bir yorumda denilmişki çocuğunu okula gönderende kafirdir,sübhanALLAH..Bulunduğum ildeki ilkokul 3.sınıfa kızım gidiyor ve biz zorlaya zorlaya,okulla ve müdürlerle tartışa tartışa,hatta polis bile çağırdılar ama çocuğumuzu okula gönderip sahib çıktık,arkadaşlarımızla beraber hareket edip tam bir baskı oldu ve diğer arkadaşlarımızın çocuklarıda aynen örtülü gittiler,öğretmen veya müdüre siz yönetmeliğe göre onu okuldan atamazsınız ama buyrun istediğiniz şekilde resmi olarak başörtülü olarak geliyor diye tutanak tutabilirsiniz,siz tutanak tutun ama çocuklarımız gelecek dedik ve şuan okulda çocuklarımız baş örtülü olarak okula gidiyor,hemde hiç bir sıkıntı yok,ayrıca geçende annelerini çağırmış çocuğunuz atatürk hakkında konuşuyor,kuran düşmanıdır demiş vb..şimdi bu çocuk niye bunu diyor,özerinde durursan kirleri temizlersin,hiç bir çaba sarfetmeden hemende hüküm vermek doğru değil,sen çocuğuna kuduz aşısı yaptırısan,köpeklerin ısırması etki etmez.çocuğunu okula gönderiyorsan arkasındada dimdik durup bedel vermeyi,tartaklanmayı veya karakola gitmeyi göze alırsak sorun kalmaz,sorun korkmaktan kaynaklıdır,acaba gönderirsem ne olacak,başım belaya girermi gibi korku putlarını yıkamamaktan kaynaklıdır..şuan diyarbakırda ciddi olarak örtü sorunu yoktur,bizahmet anne babalarda biraz çocuklarıyla ilgilense ve ona bilinç aşılasa diğer kirlerinde bulaşması zor olur...

Ama keşke alternatif okullarda olsa,o zaman zaten kimse oraya göndermez,bu alternatifsizlikte bizde bunu yapabiliyoruz,isteyerekmi gönderiyorum elbette hayır,ama başkada alternatif yok şimdilik..
 
tevhidi Çevrimdışı

tevhidi

Üye
İslam-TR Üyesi
Oy Verme Hükmü

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd alemlerin Rabb’ı olan Allah’a mahsustur.Salat ve selam onun nebisine beytine ve tüm hidayete tabi olanların üzerine olsun..
Bilindiği gibi oy kullanma meselesi asrımızın tartışmalı meselelerindendir.

Bir grup Müslüman tevhide aykırıdır diye konuyu baştan reddetmiş,başka bir grup insanda özellikle maslahat ismi altında oy kullanılabileceği görüşünü benimsemişlerdir. Bazı kardeşlerim benden kuran ve sünnet ışığında bu konu hakkında bir yazı yazmamı talep ettiler.Bende yüce Allah’tan yardım talep ederek diyorum ki;

Genelde insanlar bu meseleye yaklaşırken falan hoca cevaz verdi,falan hoca asla olmaz dedi,bir başkası kullanmayız kullanana da bir şey demeyiz gibi düşüncelerle yaklaşmışlardır..Oysa Allah cc kendini islama nispet edip,iman ettiklerini iddia eden insanlara tartışmalı meselelerde nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini kuranda belirtmiştir..

‘’Allah’a resulüne ve sizden olan ululemre itaat ediniz.Eğer bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz,Allah’a ve ahret gününe inanıyorsanız işi Allah’a ve resulüne götürün’’[2] buyurmuştur.
‘’Senin Rabbine andolsunki onlar aralarında çıkan çekişmelerde seni hakem tayin edip,verdiğin hükme hiçbir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar’’[3]buyurmuştur..

İşte bu ve benzeri ayeti kerimeler,mümin olduğunu idda eden insanların,anlaşamadıkları meselelerde izlemeleri gereken yolu beyan etmektedir.ayetler dikkatle incelendiğinde ilk ayette yüce Allah,Allah’a ve ahret gününe iman ettiklerini pratik olarak göstermek isteyen insanların,çekişmeli mevzularda meseleyi Allah’a ve resulüne getirmelerini istemekte,ikinci ayette ise çıkan hükme rıza göstermeyecek olanların,veya çıkan hükümden rahatsız olacakların,veya teslim olamayacakların asla ve asla iman edemeyeceklerini belirtmektedir..
Bizde bu ayetlerden yola çıkarak kuran,sünnet ve peygamber(s.a.v) fiili yaşantısından oy kullanan bir insanın nasıl bir suç işlediğini anlatmaya çalışacağız..

OY KULLANAN BİR SEÇMENİN MUHALEFET ETTİĞİ ŞER’İ NOKTALAR.

1-)OY KULLANMAK YÜCE ALLAHA AİT OLAN BİR VASFIN ONDAN BAŞKASINA VERİLMESİDİR.

.Yüce Allah Yusuf süresi 40.ayeti kerimede;‘’HÜKÜM SADECE VE SADECE ALLAHINDIR’’diyerek hüküm ve hükmetme yetkisinin sadece ona ait bir özellik olduğunu işte böyle tekidle vurgular.

Şimdi şöyle bir düşünelim seçmen oy verdiği parti veya vekillere nasıl bir yetki veriyor?

Oy verilerek başa getirilen parti veya vekiller artık o ülkede kanun yapma,ülkeyi yönetme hakkına sahiptirler.hatta bu partilere yöneten egemen olan güç manasında İKTİDAR PARTİ denir.O zaman yüce Allah’a ait olan bu özellik artık oy vesilesiyle başka bir varlığa verilmiştir.

Adamın biri dese ki; ben her şeyi her anda her yerde görme vasfına sahibim,veya dese ben mutlak olarak gayb ilmini bilirim.Biz hiç çekinip tereddüt etmeden bu adama müşrik deriz.Çünkü bu adam yüce Allah’a ait olan bir sıfatı, kendi nefsine vermiştir.Veya Mekkeli müşrikleri düşünelim.Bu insanlar Allah cc yaratıcı olduğunu, rızk verdiğini,kabul ediyorlardı.[4]peki neden Allah cc bu insanlara müşrik demişti?Çünkü bu insanlar Allah’a ait olan fayda ve zarar verme,ona dua edip ondan isteme vs. vasıfları, Salih insanların heykeli dedikleri taş parçalarına vermişlerdi.[5]

Aynı şekilde ne isim adı altında olursa olsun, bugün Allah’ın yönetme ve hükmetme yetkisini Allah’ın dışındaki varlıklara veren insanlarda şirke düşmüşlerdir.Ki yüce Allah bunu daha net bir şekilde şöyle beyan eder;’

O ALLAH HÜKMÜNDE HİÇ KİMSEYİ KENDİNE ORTAK KOŞMAZ’’[6].

‘’YOKSA ALLAH’IN İZİN VERMEDİĞİ KONULARDA ONLARA KANUNLAR YAPAN ORTAKLARIMI VARDIR’’[7]

İşte oy kullanarak Allah’ın izin vermediği konularda kanun yapanlara bu fırsatı veren seçmen, ayetin nassıyla Allah’ın dışında ortaklar edinmiştir..[8]

‘’SİZEDE ALLAHIN DIŞINDA İBADET ETTİKLERİNİZE DE YAZIKLAR OLSUN.AKLETMEZMİSİNİZ???[9]..


2-)OY KULLANMAK YÜCE ALLAHIN DIŞINDA RAB EDİNMEKTİR.

Medaricu-s salikin kitabında ibni kayyım rububiyet tevhidini açıklarken;’’RUBUBİYET YARATMA VE HÜKMETMENİN SADECE ALLAHA MAHSUS OLUŞUDUR’’diye tanımlamıştır.yani bir insan yaratma ve hükmetme yetkisini kime ait kılıyorsa onun rabbı odur..yine kuranı kerimde naziat süresinde firavunun şu sözüne dikkat edelim.’’sizin yüce olan rabbiniz benim’’..müfessirlerden Fahreddin er-Razı bu sözü şöyle açıklar;’’kimsenin benim halkım üzerinde benden başka emir ve yasak koyma yetkisi yoktur.

Peki şöyle bir soru soralım?

Acaba bugün yönetme yetkisini oy kullanarak, yüce Allah’tan başkalarına veren insanlar,bu yetkiyi verdikleri varlıkları rab edinmişler midir?

Cevabı yine kuran ve onu tefsir eden peygamberimizden alalım…tövbe süresi 31. ayette;

‘’ONLAR PAPAZLARINI VE RAHİPLERİNİ ALLLAHIN DIŞINDA RABLER EDİNDİLER’’

Peygamberimiz (s.a.v.) bu ayeti şöyle tefsir etmişlerdir.’’onlar Allah’ın helal kıldıklarını haram,haram kıldıklarını da helal kıldılar’’[10]

İşte yüce Allah’ın emretme ve yasaklama,helal ve haram kılma yetkisini din adamlarına veren insanlara, yüce Allah ‘’onları rabler edindiler’’diye yaklaşıyor..bugün bu yetkiyi ve allahın helal ve haramlarını değiştirme yetkisini meclise girecek olan partilere, oy vererek veren insan da ayetin nassıyla onları Allah’ın dışında rabler edinmiştir…

‘’SİZEDE ALLAHIN DIŞINDA İBADET ETTİKLERİNİZE DE YAZIKLAR OLSUN.AKLETMEZMİSİNİZ???[11]..


3-)OY KULLANMAK ALLAHIN DIŞINDA İLAH EDİNMEKTİR

İLAH kelimesi için kamuslarda bir çok mana zikredilmiştir.Biz bu kelimenin manasını anlamak istiyorsak kurana baş vuralım.

‘’firavun-ey ileri gelenler-sizin için benden başka bir ilah tanımıyorum dedi’’[12]

Acaba firavun ilahlıktan neyi kastediyordu..Firavun ben sizin ilahınızım derken: Ben sizin yaratıcınızım,rızk vereninizim demiyor,bilakis ben sizin yöneticiniz,kanun yapanınızım demek istiyordu..Firavunun kastının bu olduğunu razi tefsirinde,alusi ruhul meani de ve mevdudi gibi alimler belirtmişlerdir..[13]

Aynı sekilde İLAH kavramını anlamak için Mekke toplumuna gitmemiz yeterlidir.Çünkü Allah ve resulü bu toplumdan ısrarla lailaheillallah demelerini istemiştir..acaba neden bu insanlardan özellikle ‘’Allah’tan başka ilah yoktur’’ sözü istenmiştir de,’’Allah’tan başka rab yoktur’’ veya ‘’Allah’tan başka rızık veren yoktur’’gibi yine Allah’a ait olan sıfatları içeren sözler istenmemiştir?

Bunu anlamak için Mekke toplumunun içinde bulunduğu şirk çeşidini anlarsak, ilah kavramının manası kendiliğinden açığa çıkacaktır..Mekke toplumunda başlıca iki şirk çeşidi vardı.Varolan diğer şirkler ya bu iki çeşidin kısımlarından veya bu iki kısmın sonuçları mahiyetindeydi.

a-dua,adak,secde, vb ibadetlerin aracı olduklarına inanılan bir takım varlıklara yapılması
b-hayat nizamını,Allah ve onun şeriatı değil,o günün parlamentosu olan darunnedvede bir takım kabile reislerinin belirlemesiydi..

İşte böylesi bir ortamda yüce Allah o kavimden tek ilah olarak onu benimsemelerini istemişti..yani tüm ibadetlerini ona yapacak,ve yönetme yetkisini var olan parlamentoda ki kabile reislerine değil ,yüce Allah’a vereceklerdi..

Acaba o günün insanları bu yetkiyi kabile reislerine tanıyınca, kendilerinden kelime-i tevhit istendiyse,bugün bu yetkiyi modern kabile reisi olan parti ve milletvekillerine,oy aracılığıyla veren insanlara,yeniden din gelse hangi kelime istenirdi?????

‘’SİZEDE ALLAHIN DIŞINDA İBADET ETTİKLERİNİZE DE YAZIKLAR OLSUN.AKLETMEZMİSİNİZ???[14]..


4-)OY KULLANMAK DİNE GİRİŞİN İLK ŞARTI OLAN ‘’TAĞUTU RED ETMEK’’ İLKESİNE AYKIRIDIR…

Yüce Allah ayeti kerimede ‘’Kim tağutu inkar eder.Allah’a da iman ederse muhakkak ki kopmayacak olan sapasağlam kulpa yapışmıştır’’[15]buyurmuştur.tağutu inkar edenlerin yapışacağı sapasağlam kulp tefsirlerde;’’kelime-i tevhit’’,’’iman’’,’’islam’’vb şekillerde tefsir edilmiştir.ama hepsinin ortak noktası dindir.yani ayeti kerime bir insanın dine veya kelime-i tevhide girebilmesi için iki şart koşmuştur.’’TAGUTU İNKAR’’ve ‘’ALLAH’A İMAN’’..

Ayeti kerimede –men- şart edatı kullanılmıştır[16].Usul alimlerimiz şartı tanımlarken; Şart, kendisi olmadığı zaman şart koşulan hükmünde olmadığıdır.Bir örnekle açıklayalım;Abdest namazın şartlarındandır.Abdestsiz namaz kılan insanın namazı geçersizdir.Aynı şekil tağutu inkar dine girmenin ilk şartıdır.tağutu inkarsız bir din veya kelime-i tevhit geçersizdir.nasıl ki abdestsiz namaz kılan adam, ne kadar fazla kılarsa kılsın,ne kadar tadili erkana riayet ederek kılarsa kılsın, namazı geçersizse,tağutu inkar etmeyen bir adamında dini vecibeleri ne kadar yerine getirse de bu iddiası geçersizdir..

Aynı şekilde tağutu inkarın İslamdaki öneminden olsa gerektir ki,Allah kendine imandan önce tağutu inkarı zikretmiş,ve gödermiş olduğu tüm peygamberlerin ortak davetinin insanları tağutu inkara çağırmak olduğunu bildirmiştir..

‘’Muhakkak ki biz her kavimde insanları Allah’a ibadete ve tağuttan uzak durmaya çağıran bir peygamber gönderdik….’’[17]

Acaba bütün peygamberlerin ortak daveti olan ve dine girişin, kelime-i tevhidin ilk şartı olan,inkar edilmesi gereken, uzak durulması gereken bu tağut nedir??yine cevabı kuranı kerimin ilgili ayetlerinden bulalım.tefsir ehlince malumdur ki kuran önce kuranla tefsir edilir.çünkü yüce Allah’ın sözünden ne murat ettiğini en iyi ifade edecek olan,yine kendine ait olan kurandır..İçerisinde tağut kelimesinin geçtiği ayetlere bakılacak olursa tağutun manası ve özellikleri anlaşılacaktır..

‘’Allah, iman edenlerin dostudur.onları karanlıklardan aydınlıklara çıkarır.kafirlerin dostu ise tağuttur.onları aydınlıklardan karanlıklara çıkarır’’[18].
Bu ayetten anlaşılan insanları vahyin aydınlığından küfür, şirk ve zulmün karanlığına götüren her şey tağuttur.

‘’Sen,sana ve senden önce indirilenlere iman ettiklerini zannedenleri gördün mü?onlar tağuta muhakeme olmak isterler,oysa onlar onu inkar etmekle emrolunmuşlardı’’[19].
Bu ayette de Allah ve şeriatının dışında insanların baş vurduğu her türlü mercinin, kanunun, şahsın tağut olduğu anlaşılıyor.

‘’İman edenler Allah yolunda,kafirler ise tağut yolunda savaşırlar’’[20]
Bu ayetten de Allah’ın ordularının dışında,onun yolunun dışında bir amaç için çarpışanların tağut oldukları ve ordularının da tağuti ordular olduğu anlaşılıyor.
Şimdi asıl meselemize geçelim.Acaba bügün seçmenlerin kendilerine oy verdiği parti ve vekiller tağutun sıfatlarını kendilerin de bulunduruyorlar mı??bunu yaparken de piyasada bilinen en iyi partileri düşünelim..

-İnsanları vahyin aydınlığı olan ‘’hüküm sadece ve sadece Allah’ındır’’ düsturundan,demokrasinin karanlığı olan ‘’egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’’düsturuna çağırmıyorlar mı???

-Bunların iktidardayken yürürlükte tuttukları ve her geçen gün yenisini ekledikleri kanunlar,yüce Allah’ın şeriatının dışında olan tağuti kanunlar değil midir?

-Yüce Allah’ın dinine açıktan düşmanlık yapan polis,asker vb kuruluşlar bunların elinde olan bakanlıklara bağlı kuruluşlar değil midir??,Uluslararası terör antlaşmaları adı altında dünya Müslümanları ile her türlü mücadeleyi verenler,ve bu antlaşmalar gereği İsrail,Amerika vb ülkelerle sıkı çalışma içerisinde olanlar bizzat bu şahıslar değil midir???

Bu içlerinde kendini İslam’a nispet eden ve en muhafazakar görünen-ama asılda en tehlikeli olan-partilerdir.oy verip başa getirilen insanlar görüldüğü üzere ya bizzat tağutlaşmakta veya başa geldikleri tağuti sistemin çarkında döndüklerinden dolaylı mecburen tağutlaştırılmaktadırlar.işte oy veren insan, dine girmenin ilk şartı olan tağutu inkar etmek bir yana,onlara oy vererek onları desteklemektedir.

‘’SANA VE SENDEN ÖNCE İNDİRİLENLERE İMAN ETTİKLERİNİ ZAN EDENLERİ GÖRMEDİNMİ?ONLAR TAĞUTA MUHAKEME OLMAK İSTİYORLAR,OYSA ONLAR ONU İNKAR ETMEKLE EMROLUNMUŞLARDI’’

Allah bu ayetlerde münafıklardan bahsediyor-bazı tefsirlere göre-…onlara, inkar edin denilen tağuta başvurduklarından münafık damgası vurulmuştu..Acaba kendisine inkar et diye emredildiği halde,günümüz tağutlarına oy veren zavallılara kuran ayetleri inse ne derdi?
Veya konu başındaki örneğimizi tekrar hatırlayalım.Allah abdest namazın şartıdır diyor.adamın biride ben abdestsiz de namaz kılsam olur diyor…Allah tağutu inkar etmeden Müslüman olamazsın diyor.Adam ben tağutu inkar da etmem,oyumla destek de veririm Müslüman da olurum diyor..

‘’SİZEDE ALLAHIN DIŞINDA İBADET ETTİKLERİNİZE DE YAZIKLAR OLSUN.AKLETMEZMİSİNİZ???[21]..

5-)OY KULLANMAK RESULULLAH (S.AV.) İN METODUNA MUHALEFET ETMEKTİR..


‘’Eğer bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz,Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız işi Allah’a ve resulüne götürün’’[22]

’Senin Rabbine andolsunki onlar aralarında çıkan çekişmelerde seni hakem tayin edip,verdiğin hükme hiçbir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar’’
‘’Kim Resüle itaat ederse muhakkak ki Allah’a itaat etmiştir.’’[23]

‘’Allah’a ve resülüne itaat ediniz.umulur ki merhamet edilirsiniz’’[24]

Yüce Allah kendine imanın ve ahiret gününe imanın gereği olarak tüm insanlıktan, resülüne itaati istemiştir.ve Resüle itaat edecek olanların yüce Allah’a itaat ettiklerini bildirmiştir..Yalnız Resüle itaat bazı sapkınların anladığı gibi helaya girerken,yatağa girerken,bıyık keserken vs gibi yerlerle yetinmek değil,bilakis resulün(s.a.v) din alanında yapmış olduğu tüm fiiliyatına tabi olmaktır.Ve bunun en başında dinin nasıl yayılacağı,nasıl bir metot izleneceği,nereden ve nasıl başlanılacağı gibi mevzular gelir.konumuzla ilgili olan kısma geçecek olursak;

Siyer kitaplarına bakıldığı zaman,Mekke döneminde peygamberimizin iki veya üç defa o günün parlamentosu olan darü’n nedveye çağırıldığı ve reddettiği herkesin malumudur.ve verdiği cevabın ilk sözü üzerinde düşünülmeye değerdir.’’ben bununla gönderilmedim’’.Evet peygamberimiz bununla gönderilmemişti.O Ebu Davut ve Ahmet’in rivayet ettikleri bir hadisinde ‘’Ben kıyametten önce sadece Allah’a ibadet edilsin ve şirk koşulmasın diye kılıçla gönderildim ve benim rızkım mızrağımın gölgesinde kılındı demiştir’’.Yani o şirk meclislerine girmek,onları oy ve şakşakçılık yaparak desteklemekle değil,kılıç ile bu şirk merkezlerinin ortadan kaldırılması için mücadele vermek için gönderilmişti.

Bugün varolan parlamentolarla o günün darunnedvesi arasında ne fark vardır.Orda da Allah’ın kanunlarının dışında kanunlar ile hayat nizamı belirleniyor,bugünün şirk merkezi olan TBMM de.

Peygamberimiz (s.a.v.) bu kadar açık bir şekilde bu parlamentoları reddetmesine rağmen,bugün verdiği oylarla kendi yerine vekil olarak başkalarını aynı mahiyetteki meclislere gönderen insan, acaba lisanı hali ile ne demek istiyor??veya peygamberimize ne kadar büyük bir muhalefet içerisinde olduğunu biliyor mu?Allah peygambere itaati emrettiği gibi,ona itaat etmeyenleri de küfür ve şirkle itham etmiştir.

‘’Deki Allah’a ve Resulüne itaat edin.Eğer yüz çevirirlerse Allah kafirler gurubunu sevmez’’[25]

‘’O resulün emrine muhalefet edenler kendilerine bir fitnenin ve elim verici azabın isabet etmesinden sakınsınlar.’’[26]

‘’Onlar Allah’a resülüne iman ettik ve itaat ettik derler.Sonra onlardan bir grup itaatten yüz çevirir.onlar iman etmiş değillerdir.’’[27]


6-)OY KULLANMAK İSLAMDAKİ CİHAD ANLAYIŞINA AYKIRIDIR.

Yüce Allah müminlerin güç sahibi oldukları dönemde cihadı farz kılmıştır.Evet şirkin var olduğu toplumlarda,şirk var oldukça cihat da vardır.

‘’Cihat sizin üzerinize farz kılındı FAKAT O SİZE SEVİMSİZDİR’’[28]

‘’Fitne(şirk) kalkıp,din sadece Allah’ın oluncaya dek onlarla savaşın’’[29]

Eğer müminler bu kuvvet ve imkanlara sahip değilseler,yüce Allah onları başıboş bırakmamış,ne yapmaları gerektiğini yine öğretmiştir.

‘’Gücünüz nispetinde onlara(kafir ve müşriklere) karşı kuvvet ve savaş atları hazırlayın.’’[30]

Bunun da mümkün olmadığı yerde,yani imkansızlıkların had safhaya ulaştığı yerlerde-ki bunun en güzel örneği Mekke dönemidir-davet istenmiştir.Tevhit ve şirkin anlatılması,dinin
Allah’tan indiği gibi insanlara ulaştırılması söz konusu olur.Peygamberimiz’ın (sav) mekkede yaptıkları gibi.Ama dikkat edilirse hiç bir aşamada şirki desteklemek,onlarla beraber çalışmak,onların çarkının dönmesi için oy vb usullerle onların yanında yer almak yoktur.İslam sürekli şirkin karşısındadır.ya silahla,ya davetle,hiçbirini yapamazsa dahi kalb ile kin besleyerek şirkin karşısındadır.[31]

Evet asıl konumuza dönecek olursak;acaba oy vererek şirk merkezlerine adam yollayan,buna razı olan ve Müslüman olduğunu iddia eden-İslam ondan oda İslam dan beridir_seçmen acaba Allah’ın şirk ve ehliyle mücadele merhalelerinden hangisindedir??yoksa hiçbirini yerine getirmediği gibi,şirkin devamı ve işlevi için oy kullanarak şirk ehlinin safında mı yer almaktadır.??
‘’SİZEDE ALLAHIN DIŞINDA İBADET ETTİKLERİNİZE DE YAZIKLAR OLSUN.AKLETMEZMİSİNİZ???[32].

7-)OY KULLANAN SEÇMEN OY VERDİĞİ MÜESESENİN TÜM SUÇLARINA ORTAKTIR.

Bilindiği gibi parti milletvekillerinden oluşur.Yönetimde söz sahibi olacak parti veya vekiller seçmenlerin oyları ile belirlenir.Bu şekilde demokrasilerde insanlar partiler arcılığıyla yönetimde söz sahibi olurlar.Bir başka deyimle verilen oy insanın vekalet vermesi gibidir.Zaten oy verilen şahsa milletvekili denir.yani oy veren seçmenlerin yönetimdeki vekili.

Vekil ne demektir?

Vekil insanın belirli veya genel bir konuda herhangi bir şahıs veya kuruma,kendi adına tasarruf hakkı vermesidir.İslam hukuku ve diğer beşeri hukuklarda vekalet veren insan,vekalet verdiği konuda,vekilinin yaptığı her tasarrufta pay sahibidir ve gelen sonuçlara katlanmak zorundadır.Bunun en güzel örneği peygamberimizin hayatıdır.Bir kavimle savaş yapmak istediği zaman,önce onları İslam’a davet ederdi.Yalnız bu daveti tüm kabile fertlerine değil,sadece yönetimde olan adama sunardı.Eğer kabul ederse savaşmaktan vazgeçilir,etmezse de o kavimle savaşılırdı.Buradan çıkan sonuç şudur:her kavim kendine razı olduğu yöneticinin tasarruflarından sorumludur.

Bu girişten sonra; varolan sistem de oy vererek kendine yönetimde vekil tayin eden seçmenin,verdiği vekalet aracılığıyla ortak olmuş olduğu suçlara bir göz atalım.Aynı zamanda bu bölüm önceki bölümlerin toplayıcısı ve özeti mahiyetinde olacaktır.

a-Kanun yapma ve Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeme
YAZİNİN DEVAMİ
OY KULLAN MANIN HÜKMÜ MASA ÜSTUNE İNDİR DOWNLOAD

Kaynak: - Oy kullanmanın hükmü
 
M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH HERKEZDEN RAZI OLSUN. UMARIN YANLIŞ ANLAŞILMIYORUMDUR. KORKUYORUM AŞIRIYA KAÇMAKTAN OYÜZDEN OLABİLDİĞİNCE KORKARAK KONUŞUYORUM . KALBEN KİŞİSEL OLARAK OY VERMENİN KAFİRLİK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORDUM. AMA BUNU YANLIŞ OLUCAK DİYE SÖYLİYEMEDİM.
 
M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Oy Verme Hükmü

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd alemlerin Rabb’ı olan Allah’a mahsustur.Salat ve selam onun nebisine beytine ve tüm hidayete tabi olanların üzerine olsun..
Bilindiği gibi oy kullanma meselesi asrımızın tartışmalı meselelerindendir.

Bir grup Müslüman tevhide aykırıdır diye konuyu baştan reddetmiş,başka bir grup insanda özellikle maslahat ismi altında oy kullanılabileceği görüşünü benimsemişlerdir. Bazı kardeşlerim benden kuran ve sünnet ışığında bu konu hakkında bir yazı yazmamı talep ettiler.Bende yüce Allah’tan yardım talep ederek diyorum ki;

Genelde insanlar bu meseleye yaklaşırken falan hoca cevaz verdi,falan hoca asla olmaz dedi,bir başkası kullanmayız kullanana da bir şey demeyiz gibi düşüncelerle yaklaşmışlardır..Oysa Allah cc kendini islama nispet edip,iman ettiklerini iddia eden insanlara tartışmalı meselelerde nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini kuranda belirtmiştir..

‘’Allah’a resulüne ve sizden olan ululemre itaat ediniz.Eğer bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz,Allah’a ve ahret gününe inanıyorsanız işi Allah’a ve resulüne götürün’’[2] buyurmuştur.
‘’Senin Rabbine andolsunki onlar aralarında çıkan çekişmelerde seni hakem tayin edip,verdiğin hükme hiçbir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar’’[3]buyurmuştur..

İşte bu ve benzeri ayeti kerimeler,mümin olduğunu idda eden insanların,anlaşamadıkları meselelerde izlemeleri gereken yolu beyan etmektedir.ayetler dikkatle incelendiğinde ilk ayette yüce Allah,Allah’a ve ahret gününe iman ettiklerini pratik olarak göstermek isteyen insanların,çekişmeli mevzularda meseleyi Allah’a ve resulüne getirmelerini istemekte,ikinci ayette ise çıkan hükme rıza göstermeyecek olanların,veya çıkan hükümden rahatsız olacakların,veya teslim olamayacakların asla ve asla iman edemeyeceklerini belirtmektedir..
Bizde bu ayetlerden yola çıkarak kuran,sünnet ve peygamber(s.a.v) fiili yaşantısından oy kullanan bir insanın nasıl bir suç işlediğini anlatmaya çalışacağız..

OY KULLANAN BİR SEÇMENİN MUHALEFET ETTİĞİ ŞER’İ NOKTALAR.

1-)OY KULLANMAK YÜCE ALLAHA AİT OLAN BİR VASFIN ONDAN BAŞKASINA VERİLMESİDİR.

.Yüce Allah Yusuf süresi 40.ayeti kerimede;‘’HÜKÜM SADECE VE SADECE ALLAHINDIR’’diyerek hüküm ve hükmetme yetkisinin sadece ona ait bir özellik olduğunu işte böyle tekidle vurgular.

Şimdi şöyle bir düşünelim seçmen oy verdiği parti veya vekillere nasıl bir yetki veriyor?

Oy verilerek başa getirilen parti veya vekiller artık o ülkede kanun yapma,ülkeyi yönetme hakkına sahiptirler.hatta bu partilere yöneten egemen olan güç manasında İKTİDAR PARTİ denir.O zaman yüce Allah’a ait olan bu özellik artık oy vesilesiyle başka bir varlığa verilmiştir.

Adamın biri dese ki; ben her şeyi her anda her yerde görme vasfına sahibim,veya dese ben mutlak olarak gayb ilmini bilirim.Biz hiç çekinip tereddüt etmeden bu adama müşrik deriz.Çünkü bu adam yüce Allah’a ait olan bir sıfatı, kendi nefsine vermiştir.Veya Mekkeli müşrikleri düşünelim.Bu insanlar Allah cc yaratıcı olduğunu, rızk verdiğini,kabul ediyorlardı.[4]peki neden Allah cc bu insanlara müşrik demişti?Çünkü bu insanlar Allah’a ait olan fayda ve zarar verme,ona dua edip ondan isteme vs. vasıfları, Salih insanların heykeli dedikleri taş parçalarına vermişlerdi.[5]

Aynı şekilde ne isim adı altında olursa olsun, bugün Allah’ın yönetme ve hükmetme yetkisini Allah’ın dışındaki varlıklara veren insanlarda şirke düşmüşlerdir.Ki yüce Allah bunu daha net bir şekilde şöyle beyan eder;’

O ALLAH HÜKMÜNDE HİÇ KİMSEYİ KENDİNE ORTAK KOŞMAZ’’[6].

‘’YOKSA ALLAH’IN İZİN VERMEDİĞİ KONULARDA ONLARA KANUNLAR YAPAN ORTAKLARIMI VARDIR’’[7]

İşte oy kullanarak Allah’ın izin vermediği konularda kanun yapanlara bu fırsatı veren seçmen, ayetin nassıyla Allah’ın dışında ortaklar edinmiştir..[8]

‘’SİZEDE ALLAHIN DIŞINDA İBADET ETTİKLERİNİZE DE YAZIKLAR OLSUN.AKLETMEZMİSİNİZ???[9]..


2-)OY KULLANMAK YÜCE ALLAHIN DIŞINDA RAB EDİNMEKTİR.

Medaricu-s salikin kitabında ibni kayyım rububiyet tevhidini açıklarken;’’RUBUBİYET YARATMA VE HÜKMETMENİN SADECE ALLAHA MAHSUS OLUŞUDUR’’diye tanımlamıştır.yani bir insan yaratma ve hükmetme yetkisini kime ait kılıyorsa onun rabbı odur..yine kuranı kerimde naziat süresinde firavunun şu sözüne dikkat edelim.’’sizin yüce olan rabbiniz benim’’..müfessirlerden Fahreddin er-Razı bu sözü şöyle açıklar;’’kimsenin benim halkım üzerinde benden başka emir ve yasak koyma yetkisi yoktur.

Peki şöyle bir soru soralım?

Acaba bugün yönetme yetkisini oy kullanarak, yüce Allah’tan başkalarına veren insanlar,bu yetkiyi verdikleri varlıkları rab edinmişler midir?

Cevabı yine kuran ve onu tefsir eden peygamberimizden alalım…tövbe süresi 31. ayette;

‘’ONLAR PAPAZLARINI VE RAHİPLERİNİ ALLLAHIN DIŞINDA RABLER EDİNDİLER’’

Peygamberimiz (s.a.v.) bu ayeti şöyle tefsir etmişlerdir.’’onlar Allah’ın helal kıldıklarını haram,haram kıldıklarını da helal kıldılar’’[10]

İşte yüce Allah’ın emretme ve yasaklama,helal ve haram kılma yetkisini din adamlarına veren insanlara, yüce Allah ‘’onları rabler edindiler’’diye yaklaşıyor..bugün bu yetkiyi ve allahın helal ve haramlarını değiştirme yetkisini meclise girecek olan partilere, oy vererek veren insan da ayetin nassıyla onları Allah’ın dışında rabler edinmiştir…

‘’SİZEDE ALLAHIN DIŞINDA İBADET ETTİKLERİNİZE DE YAZIKLAR OLSUN.AKLETMEZMİSİNİZ???[11]..


3-)OY KULLANMAK ALLAHIN DIŞINDA İLAH EDİNMEKTİR

İLAH kelimesi için kamuslarda bir çok mana zikredilmiştir.Biz bu kelimenin manasını anlamak istiyorsak kurana baş vuralım.

‘’firavun-ey ileri gelenler-sizin için benden başka bir ilah tanımıyorum dedi’’[12]

Acaba firavun ilahlıktan neyi kastediyordu..Firavun ben sizin ilahınızım derken: Ben sizin yaratıcınızım,rızk vereninizim demiyor,bilakis ben sizin yöneticiniz,kanun yapanınızım demek istiyordu..Firavunun kastının bu olduğunu razi tefsirinde,alusi ruhul meani de ve mevdudi gibi alimler belirtmişlerdir..[13]

Aynı sekilde İLAH kavramını anlamak için Mekke toplumuna gitmemiz yeterlidir.Çünkü Allah ve resulü bu toplumdan ısrarla lailaheillallah demelerini istemiştir..acaba neden bu insanlardan özellikle ‘’Allah’tan başka ilah yoktur’’ sözü istenmiştir de,’’Allah’tan başka rab yoktur’’ veya ‘’Allah’tan başka rızık veren yoktur’’gibi yine Allah’a ait olan sıfatları içeren sözler istenmemiştir?

Bunu anlamak için Mekke toplumunun içinde bulunduğu şirk çeşidini anlarsak, ilah kavramının manası kendiliğinden açığa çıkacaktır..Mekke toplumunda başlıca iki şirk çeşidi vardı.Varolan diğer şirkler ya bu iki çeşidin kısımlarından veya bu iki kısmın sonuçları mahiyetindeydi.

a-dua,adak,secde, vb ibadetlerin aracı olduklarına inanılan bir takım varlıklara yapılması
b-hayat nizamını,Allah ve onun şeriatı değil,o günün parlamentosu olan darunnedvede bir takım kabile reislerinin belirlemesiydi..

İşte böylesi bir ortamda yüce Allah o kavimden tek ilah olarak onu benimsemelerini istemişti..yani tüm ibadetlerini ona yapacak,ve yönetme yetkisini var olan parlamentoda ki kabile reislerine değil ,yüce Allah’a vereceklerdi..

Acaba o günün insanları bu yetkiyi kabile reislerine tanıyınca, kendilerinden kelime-i tevhit istendiyse,bugün bu yetkiyi modern kabile reisi olan parti ve milletvekillerine,oy aracılığıyla veren insanlara,yeniden din gelse hangi kelime istenirdi?????

‘’SİZEDE ALLAHIN DIŞINDA İBADET ETTİKLERİNİZE DE YAZIKLAR OLSUN.AKLETMEZMİSİNİZ???[14]..


4-)OY KULLANMAK DİNE GİRİŞİN İLK ŞARTI OLAN ‘’TAĞUTU RED ETMEK’’ İLKESİNE AYKIRIDIR…

Yüce Allah ayeti kerimede ‘’Kim tağutu inkar eder.Allah’a da iman ederse muhakkak ki kopmayacak olan sapasağlam kulpa yapışmıştır’’[15]buyurmuştur.tağutu inkar edenlerin yapışacağı sapasağlam kulp tefsirlerde;’’kelime-i tevhit’’,’’iman’’,’’islam’’vb şekillerde tefsir edilmiştir.ama hepsinin ortak noktası dindir.yani ayeti kerime bir insanın dine veya kelime-i tevhide girebilmesi için iki şart koşmuştur.’’TAGUTU İNKAR’’ve ‘’ALLAH’A İMAN’’..

Ayeti kerimede –men- şart edatı kullanılmıştır[16].Usul alimlerimiz şartı tanımlarken; Şart, kendisi olmadığı zaman şart koşulan hükmünde olmadığıdır.Bir örnekle açıklayalım;Abdest namazın şartlarındandır.Abdestsiz namaz kılan insanın namazı geçersizdir.Aynı şekil tağutu inkar dine girmenin ilk şartıdır.tağutu inkarsız bir din veya kelime-i tevhit geçersizdir.nasıl ki abdestsiz namaz kılan adam, ne kadar fazla kılarsa kılsın,ne kadar tadili erkana riayet ederek kılarsa kılsın, namazı geçersizse,tağutu inkar etmeyen bir adamında dini vecibeleri ne kadar yerine getirse de bu iddiası geçersizdir..

Aynı şekilde tağutu inkarın İslamdaki öneminden olsa gerektir ki,Allah kendine imandan önce tağutu inkarı zikretmiş,ve gödermiş olduğu tüm peygamberlerin ortak davetinin insanları tağutu inkara çağırmak olduğunu bildirmiştir..

‘’Muhakkak ki biz her kavimde insanları Allah’a ibadete ve tağuttan uzak durmaya çağıran bir peygamber gönderdik….’’[17]

Acaba bütün peygamberlerin ortak daveti olan ve dine girişin, kelime-i tevhidin ilk şartı olan,inkar edilmesi gereken, uzak durulması gereken bu tağut nedir??yine cevabı kuranı kerimin ilgili ayetlerinden bulalım.tefsir ehlince malumdur ki kuran önce kuranla tefsir edilir.çünkü yüce Allah’ın sözünden ne murat ettiğini en iyi ifade edecek olan,yine kendine ait olan kurandır..İçerisinde tağut kelimesinin geçtiği ayetlere bakılacak olursa tağutun manası ve özellikleri anlaşılacaktır..

‘’Allah, iman edenlerin dostudur.onları karanlıklardan aydınlıklara çıkarır.kafirlerin dostu ise tağuttur.onları aydınlıklardan karanlıklara çıkarır’’[18].
Bu ayetten anlaşılan insanları vahyin aydınlığından küfür, şirk ve zulmün karanlığına götüren her şey tağuttur.

‘’Sen,sana ve senden önce indirilenlere iman ettiklerini zannedenleri gördün mü?onlar tağuta muhakeme olmak isterler,oysa onlar onu inkar etmekle emrolunmuşlardı’’[19].
Bu ayette de Allah ve şeriatının dışında insanların baş vurduğu her türlü mercinin, kanunun, şahsın tağut olduğu anlaşılıyor.

‘’İman edenler Allah yolunda,kafirler ise tağut yolunda savaşırlar’’[20]
Bu ayetten de Allah’ın ordularının dışında,onun yolunun dışında bir amaç için çarpışanların tağut oldukları ve ordularının da tağuti ordular olduğu anlaşılıyor.
Şimdi asıl meselemize geçelim.Acaba bügün seçmenlerin kendilerine oy verdiği parti ve vekiller tağutun sıfatlarını kendilerin de bulunduruyorlar mı??bunu yaparken de piyasada bilinen en iyi partileri düşünelim..

-İnsanları vahyin aydınlığı olan ‘’hüküm sadece ve sadece Allah’ındır’’ düsturundan,demokrasinin karanlığı olan ‘’egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’’düsturuna çağırmıyorlar mı???

-Bunların iktidardayken yürürlükte tuttukları ve her geçen gün yenisini ekledikleri kanunlar,yüce Allah’ın şeriatının dışında olan tağuti kanunlar değil midir?

-Yüce Allah’ın dinine açıktan düşmanlık yapan polis,asker vb kuruluşlar bunların elinde olan bakanlıklara bağlı kuruluşlar değil midir??,Uluslararası terör antlaşmaları adı altında dünya Müslümanları ile her türlü mücadeleyi verenler,ve bu antlaşmalar gereği İsrail,Amerika vb ülkelerle sıkı çalışma içerisinde olanlar bizzat bu şahıslar değil midir???

Bu içlerinde kendini İslam’a nispet eden ve en muhafazakar görünen-ama asılda en tehlikeli olan-partilerdir.oy verip başa getirilen insanlar görüldüğü üzere ya bizzat tağutlaşmakta veya başa geldikleri tağuti sistemin çarkında döndüklerinden dolaylı mecburen tağutlaştırılmaktadırlar.işte oy veren insan, dine girmenin ilk şartı olan tağutu inkar etmek bir yana,onlara oy vererek onları desteklemektedir.

‘’SANA VE SENDEN ÖNCE İNDİRİLENLERE İMAN ETTİKLERİNİ ZAN EDENLERİ GÖRMEDİNMİ?ONLAR TAĞUTA MUHAKEME OLMAK İSTİYORLAR,OYSA ONLAR ONU İNKAR ETMEKLE EMROLUNMUŞLARDI’’

Allah bu ayetlerde münafıklardan bahsediyor-bazı tefsirlere göre-…onlara, inkar edin denilen tağuta başvurduklarından münafık damgası vurulmuştu..Acaba kendisine inkar et diye emredildiği halde,günümüz tağutlarına oy veren zavallılara kuran ayetleri inse ne derdi?
Veya konu başındaki örneğimizi tekrar hatırlayalım.Allah abdest namazın şartıdır diyor.adamın biride ben abdestsiz de namaz kılsam olur diyor…Allah tağutu inkar etmeden Müslüman olamazsın diyor.Adam ben tağutu inkar da etmem,oyumla destek de veririm Müslüman da olurum diyor..

‘’SİZEDE ALLAHIN DIŞINDA İBADET ETTİKLERİNİZE DE YAZIKLAR OLSUN.AKLETMEZMİSİNİZ???[21]..

5-)OY KULLANMAK RESULULLAH (S.AV.) İN METODUNA MUHALEFET ETMEKTİR..


‘’Eğer bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz,Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız işi Allah’a ve resulüne götürün’’[22]

’Senin Rabbine andolsunki onlar aralarında çıkan çekişmelerde seni hakem tayin edip,verdiğin hükme hiçbir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar’’
‘’Kim Resüle itaat ederse muhakkak ki Allah’a itaat etmiştir.’’[23]

‘’Allah’a ve resülüne itaat ediniz.umulur ki merhamet edilirsiniz’’[24]

Yüce Allah kendine imanın ve ahiret gününe imanın gereği olarak tüm insanlıktan, resülüne itaati istemiştir.ve Resüle itaat edecek olanların yüce Allah’a itaat ettiklerini bildirmiştir..Yalnız Resüle itaat bazı sapkınların anladığı gibi helaya girerken,yatağa girerken,bıyık keserken vs gibi yerlerle yetinmek değil,bilakis resulün(s.a.v) din alanında yapmış olduğu tüm fiiliyatına tabi olmaktır.Ve bunun en başında dinin nasıl yayılacağı,nasıl bir metot izleneceği,nereden ve nasıl başlanılacağı gibi mevzular gelir.konumuzla ilgili olan kısma geçecek olursak;

Siyer kitaplarına bakıldığı zaman,Mekke döneminde peygamberimizin iki veya üç defa o günün parlamentosu olan darü’n nedveye çağırıldığı ve reddettiği herkesin malumudur.ve verdiği cevabın ilk sözü üzerinde düşünülmeye değerdir.’’ben bununla gönderilmedim’’.Evet peygamberimiz bununla gönderilmemişti.O Ebu Davut ve Ahmet’in rivayet ettikleri bir hadisinde ‘’Ben kıyametten önce sadece Allah’a ibadet edilsin ve şirk koşulmasın diye kılıçla gönderildim ve benim rızkım mızrağımın gölgesinde kılındı demiştir’’.Yani o şirk meclislerine girmek,onları oy ve şakşakçılık yaparak desteklemekle değil,kılıç ile bu şirk merkezlerinin ortadan kaldırılması için mücadele vermek için gönderilmişti.

Bugün varolan parlamentolarla o günün darunnedvesi arasında ne fark vardır.Orda da Allah’ın kanunlarının dışında kanunlar ile hayat nizamı belirleniyor,bugünün şirk merkezi olan TBMM de.

Peygamberimiz (s.a.v.) bu kadar açık bir şekilde bu parlamentoları reddetmesine rağmen,bugün verdiği oylarla kendi yerine vekil olarak başkalarını aynı mahiyetteki meclislere gönderen insan, acaba lisanı hali ile ne demek istiyor??veya peygamberimize ne kadar büyük bir muhalefet içerisinde olduğunu biliyor mu?Allah peygambere itaati emrettiği gibi,ona itaat etmeyenleri de küfür ve şirkle itham etmiştir.

‘’Deki Allah’a ve Resulüne itaat edin.Eğer yüz çevirirlerse Allah kafirler gurubunu sevmez’’[25]

‘’O resulün emrine muhalefet edenler kendilerine bir fitnenin ve elim verici azabın isabet etmesinden sakınsınlar.’’[26]

‘’Onlar Allah’a resülüne iman ettik ve itaat ettik derler.Sonra onlardan bir grup itaatten yüz çevirir.onlar iman etmiş değillerdir.’’[27]


6-)OY KULLANMAK İSLAMDAKİ CİHAD ANLAYIŞINA AYKIRIDIR.

Yüce Allah müminlerin güç sahibi oldukları dönemde cihadı farz kılmıştır.Evet şirkin var olduğu toplumlarda,şirk var oldukça cihat da vardır.

‘’Cihat sizin üzerinize farz kılındı FAKAT O SİZE SEVİMSİZDİR’’[28]

‘’Fitne(şirk) kalkıp,din sadece Allah’ın oluncaya dek onlarla savaşın’’[29]

Eğer müminler bu kuvvet ve imkanlara sahip değilseler,yüce Allah onları başıboş bırakmamış,ne yapmaları gerektiğini yine öğretmiştir.

‘’Gücünüz nispetinde onlara(kafir ve müşriklere) karşı kuvvet ve savaş atları hazırlayın.’’[30]

Bunun da mümkün olmadığı yerde,yani imkansızlıkların had safhaya ulaştığı yerlerde-ki bunun en güzel örneği Mekke dönemidir-davet istenmiştir.Tevhit ve şirkin anlatılması,dinin
Allah’tan indiği gibi insanlara ulaştırılması söz konusu olur.Peygamberimiz’ın (sav) mekkede yaptıkları gibi.Ama dikkat edilirse hiç bir aşamada şirki desteklemek,onlarla beraber çalışmak,onların çarkının dönmesi için oy vb usullerle onların yanında yer almak yoktur.İslam sürekli şirkin karşısındadır.ya silahla,ya davetle,hiçbirini yapamazsa dahi kalb ile kin besleyerek şirkin karşısındadır.[31]

Evet asıl konumuza dönecek olursak;acaba oy vererek şirk merkezlerine adam yollayan,buna razı olan ve Müslüman olduğunu iddia eden-İslam ondan oda İslam dan beridir_seçmen acaba Allah’ın şirk ve ehliyle mücadele merhalelerinden hangisindedir??yoksa hiçbirini yerine getirmediği gibi,şirkin devamı ve işlevi için oy kullanarak şirk ehlinin safında mı yer almaktadır.??
‘’SİZEDE ALLAHIN DIŞINDA İBADET ETTİKLERİNİZE DE YAZIKLAR OLSUN.AKLETMEZMİSİNİZ???[32].

7-)OY KULLANAN SEÇMEN OY VERDİĞİ MÜESESENİN TÜM SUÇLARINA ORTAKTIR.

Bilindiği gibi parti milletvekillerinden oluşur.Yönetimde söz sahibi olacak parti veya vekiller seçmenlerin oyları ile belirlenir.Bu şekilde demokrasilerde insanlar partiler arcılığıyla yönetimde söz sahibi olurlar.Bir başka deyimle verilen oy insanın vekalet vermesi gibidir.Zaten oy verilen şahsa milletvekili denir.yani oy veren seçmenlerin yönetimdeki vekili.

Vekil ne demektir?

Vekil insanın belirli veya genel bir konuda herhangi bir şahıs veya kuruma,kendi adına tasarruf hakkı vermesidir.İslam hukuku ve diğer beşeri hukuklarda vekalet veren insan,vekalet verdiği konuda,vekilinin yaptığı her tasarrufta pay sahibidir ve gelen sonuçlara katlanmak zorundadır.Bunun en güzel örneği peygamberimizin hayatıdır.Bir kavimle savaş yapmak istediği zaman,önce onları İslam’a davet ederdi.Yalnız bu daveti tüm kabile fertlerine değil,sadece yönetimde olan adama sunardı.Eğer kabul ederse savaşmaktan vazgeçilir,etmezse de o kavimle savaşılırdı.Buradan çıkan sonuç şudur:her kavim kendine razı olduğu yöneticinin tasarruflarından sorumludur.

Bu girişten sonra; varolan sistem de oy vererek kendine yönetimde vekil tayin eden seçmenin,verdiği vekalet aracılığıyla ortak olmuş olduğu suçlara bir göz atalım.Aynı zamanda bu bölüm önceki bölümlerin toplayıcısı ve özeti mahiyetinde olacaktır.

a-Kanun yapma ve Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeme
YAZİNİN DEVAMİ
OY KULLAN MANIN HÜKMÜ MASA ÜSTUNE İNDİR DOWNLOAD

Kaynak: - Oy kullanmanın hükmü





tevhidci genç yazını en ince noktasına kadar okudum allah bin razı olsun . bundan böyle oyverenlerde kafirdir. zaten aslında mantıken oy verren kişi zaten demokrasi putunun nefes alması ve devamının sağlanmasını sağlamıştır. dolayısı ile islam ile bagdaşamaz.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Peki hepinize birden soruyorum,

Istisnasiz olarak;

1- Cocugunu okula gönderen
2- Her oy veren
3- Her askere giden (bunun icine devletin verecegi cezaya razi olup ceza ödeyen ve askere zorla gidip icinde kalanda dahil)

Bunlar istinasiz kafir midir?

Bana o siteden bu siteden ya da copy yazi tevilleri, zorlama sonuclar ile gelmeyin net sekilde kisa olarak evet kafir olur ya da olmaz deyin.

Tevhidigenc,muhammedrabbani,ismail vakkas ve antitagut kardesler hepinizden ayri ayri yanit bekliyorum.
 
Üst Ana Sayfa Alt