Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Cuma Günü Yapılması Gereken Sünnetler

O-Atmaca Çevrimdışı

O-Atmaca

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Esselamu Aleykum ve Rahmetullah
Gusül(abdesti almak), Misvak(kullanmak), Temiz Elbise(Giyemek), Salavat(Getirmek), Sürme(Çekmek), Güzel Koku(sürmek), Kehf Suresi Okumak, Tırnak Kesmek diye okumuştum doğru mu kardeşler?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullah;

2- Bab: Cumua Günü Yıkanmanın Fazileti

Bu başlıkta üç kısım vardır: Birincisi cumua günü yıkanmanın fazîleti; ikincisi çocuğun cumuada hâzır bulunması; üçüncüsü kadının cumuada hâzır bulunmasıdır. Sonra Buhârî, birinci kısmın hükmünü zikretmekle yetindi ki, o da yıkanmanın faziletidir. Çünkü bunun mânâsı yıkanmağa rağbet ettirmektir; bu hükümde deliller ittifak etmiştir. Son iki kısımda hükmü kesin söylemedi de soru tarzında zikretti. Çocuk ve kadın hakkındaki ihtimâli gelecek hadîslerle bertaraf edecektir.

2-.......Bize Mâlik, Nâfi'den; o da Abdullah ibn Umer'den haber verdi ki, Rasûlullah (s.a.v.): "Her biriniz cumua namazına geldiğinde yıkansın" buyurmuştur. [Bu emir, bu yıkanmanın cumua namazına hass bir yıkanma olduğunu gösterir. Muslim'de "İzâerâdeahaduhum..." (el-Cumua, I-"844") denilmiş olması, bu hükmü daha sarîh olarak anlatır.]


3-.......Abdullah ibn Umer (Radıyallahu anh) şöyle demiştir: Bir defa Umer ibnu'I-Hattâb cumua günü (minber üstünde) dikilip hutbe îrâd ettiği esnada, Peygamber'in sahâbîlerinden ve ilk muhacirlerden bir zât -ki Usmân ibn Affân olduğunda ittifak vardır- mescide girdi. Umer , (gecikmesinden dolayı onu tevbîh ve inkâr kasdıyle) yüksek sesle: Bu 1 saat hangi saattir? diye nida etti. O da: Meşgul idim, evime geldim, 1 derken ezanı işittim, ancak bir abdest alabildim, dedi. Bunun üzeri ne Umer (inkârı daha şiddetlendirerek): Bir de Rasûlullah'ın yıkanmayı emredip durduğunu bildiğin hâlde yalnız abdest almak hâ! Dedi. [Bu hadîste haber verilmiş olan Peygamber'in ısrarlı-yıkanma emri, vucûb için olmadığı anlaşılıyor. Zîrâ bu emrin vucûb için olduğu gerek Umer, gerek Usmân, gerekse mescidde hâzır olan diğer sahâbîlerce mâlûm olaydı, Umer tenbîh ile yetinmez de: "Hemen dön, yıkan" der idi. Usmân'ın ise o gün cumua yıkanması için evine döndüğüne dâir hiçbir tarîkten rivayet yoktur.]


4-.......Ebû Saîd Hudrî'den: Rasûlullah (s.a.v.): "Cumua günü yıkanması, her baliğ olan kimseye vâcibdir" buyurmuştur. [Buradaki vâcib sözünü fakîhlerin çoğu tergîb ve te'kîde hamletmişlerdir]


3- Cumua İçin Güzel Koku Sürünmek Babı

5-.......Bize Şu'be, Ebû Bekr ibnu'l-Munkedir'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Bana Amr ibnu Suleym el-Ensârî tahdîs edip şöyle dedi: Ben Ebû Saîd'in şöyle dediğine şehâdet ederim: Ben Rasûlullah (s.a.v.)'ın: "Her baliğ olan-kimseye cumua günü yıkanmak ve imkân bulursa gerek misvaklanmak, gerek hoş koku sürünmek vâcibdir" buyurduğuna şehâdet ederim. ["Vâcibdir" sözü, "vâcib gibidir" ma'nâsına da gelebilir.


İmâm Mâlik, vucûba delâlet eden hadîslerin zahirine bakarak, cumua yıkanmasının vâcib olduğuna kaail olmuştur. Fakîhlerin çoğu ise, vucûba kaail olmayıp, vucub lâfzını burada tergîbe ve emri vâcib imişcesine te'kîde hamletmişlerdir. Zîrâ bu hadîste -vâcib olmadığı üzerinde ittifak edilmiş olan- misvak tutunmak ile güzel koku sürünmek, yıkanmak üzerine atf edilmiştir. Mâtûf ile mâtûfun aleyh'in ise hükmü birdir. İkisi vâcib olmayınca gusül de vâcib değil demektir...


Hulâsa bu hadîste emredilen yıkanma, misvaklanma ve hoş koku sürünme; bunların üçü de cemâate bedenin çirkin kokusuyle ezâ vermemek hikmetine binâen olup, gusül, diğer ikisinden daha mustehâb emirdir.]


(Seneddeki Ebû Bekr ibnu'l-Munkedir, kendisinden önceki râvî Amr ibn Suleym'in şu mutalaasını haber verdi)

Amr dedi ki: Yıkanmağa gelince, bunun vâcib olduğuna ben de şehâdet ederim. Lâkin misvak tutunmak ile koku sürünmeğe gelince vâcib mi, değil mi, Allah bilir. Lâkin bu hadîste böyle gelmiştir.


Ebû Abdillah el-Buhârî şöyle dedi:,O, yânî senedde geçen Ebû Bekr ibnu'l-Munkedir, Muhammed ibnu'I-Munkedir'in kardeşidir. Hadîste râvî olan bu Ebû Bekr'in ismi söylenmedi. Bu hadîsi Ebû Bekr ibnu'l-Munkedir'den, Bukeyr ibnu'l-Eşecc, Saîd ibnu Ebî Hilâl ve daha birçok insanlar rivayet etti. Muhammed ibnu'l-Munkedir, Ebâ Bekr ve Ebâ Abdillah ile künyelendirilirdi. [Bu izahtan murâd, Şûbe'nin bu hadîsi Ebû Bekr ibnu'l-Munkedir'den rivayet etmekte yalnız kalmadığını göstermektir (İbn Hacer)]


4- Cumuanın Fazileti Babı

6-.......Ebû Hurayra (Radıyallahu anh) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Her kim cumua günü cunublük guslü ile yıkanır [Cunubluk yıkanması ile yıkanmak, keyfiyeti o yıkanmağa benzeyen yıkanmak mânâsınadır, yoksa cunub kimseye vâcib olmuş gusül gibi hükümde, yânî vucûbda, ona benzeyen demek değildir. Maamafih bâzıları vechi şebehi hükümde bulup, musallînin halâl ve haramda gözü kalmaksızın rahat ve nefs sükûnu ile cumuaya gidebilmesi için, cinsî münâsebetten sonraki yıkanma kasdediidiğini söylemişlerdir.], sonra (ilk saatte cumua namazına) ["İlk saatte" kaydı, Muvatta'daki rivayette sabittir. Bu, cumua namazına erken davranma saatlerinin başlangıcını ifâde eder.] giderse, bir deve kurbân etmiş gibi; ikinci saatte giderse bir sığır kurbân etmiş gibi; üçüncü saatte giderse (sağlam) boynuzlu bir koç kurbân etmiş gibi, dördüncü saatte giderse bir tavuk sadaka etmiş gibi; beşinci saatte giderse bir yumurta tasadduk etmiş gibi olur. İmâm (hutbeye) çıkınca da melekler hâzır olur, zikri (yânî hutbeyi) dinlerler"

[Muslim'deki rivayet de şöyledir: "Cumua günü olunca mescid kapılarının her birinde bir takım melekler, girenleri sırasıyle yazarlar; imâm minbere çıkıp oturunca fazilet derecelerini tesbite mahsûs olan sahîfeleri yânî defterleri dürüp hutbeyi dinlemeğe gelirler... " (el-Cumua, 7. bâb, 24-"850").


Cumuaya erken davranmak, cemâatin zimmetine terettüb eden bir vazîfe-dir. İmâmın ise Peygamber ile Râşid Halîfeler'e uyarak hutbe vaktine kadar gecikmesi sünnettir. ]



5- Bab

(Bu, geçen bâbdan bir fasıl gibidir)


7-.......Bize Şeybân, Yahya (ibn Ebî Kesîr)'dan; o da Ebû Seleme'den; o da Ebû Hurayra (Radıyallahu anh)'den tahdîs etti (ki o şöyle demiştir): Umer cumua günü hutbe îrâd etmekteyken mescide bir zât girdi. Hemen Umer: Namazdan niçin alıkonuluyor sunuz? dedi. O zât: Ancak ezanı işitip abdest aldım, başka iş yapmadım, dedi. Umer: Peygamber (s.a.v.)'in ''Herhangi biriniz cumuaya gittiğinde yıkansın" buyurduğunu işitmediniz mi? Dedi. [Bu hadîs, 3 rakamıyle daha mufassal olarak geçti. Hadîsin geçen bâb başlığına uygunluk vechi, Umer'in, erken davranmaktan alıkonulması sebebiyle sahâbîler ve büyük tabiîlerin huzurunda, Usmân'ın büyüklüğüne rağmen, ona karşı çıkışmasıdır. Erken davranmanın fazileti olmayaydı Umer, Usmân'a karşı bu çıkışmayı yapmazdı. Cumuaya erken davranmakta fazîlet sabit olunca, cumua için fazîlet sabit olur (Kastallânî)]


6- Cumua İçin Yağ Sürmek Babı

8-.......Selmân el-Fârisî (Radıyallahu anh) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bir kimse cumua günü yıkanıp elinden geldiği kadar paklanır ve yağından yağlanır yâhud evindeki kokudan sürünür, sonra cumuaya çıkar, yanyana oturan iki kimsenin arasını açmaz, daha sonra (Allah tarafından) ona takdir olunduğu kadar namaz kılar, daha sonra da imâm söze başlayınca (namaz bitinceye kadar) sesini keserse, muhakkak o cumua ile öteki cumua arasındaki günâhları mağfiret edilir. [Öteki cumuadan maksad, kılınan cumuadan sonraki cumua da olabilir, evvel-: kişi de olabilir. Hulâsa vâd edilen mağfiretin elde edilmesine medar olacak mustehâbların muhim bir kısmı metinde sayılmış oluyor. Hadîsin zahiri, bahis konusu olan günâh silinmesinin ancak bu işlerin cem'i ile hâsıl olacağını gösteriyor.]


9-.......Tâvûs ibn Keysân şöyle dedi :Ben İbn Abbâs'a: Peygamber (s.a.v.)'in: "Cumua günü cunub olmasanız bile gusul ediniz ve başlarınızı yıkayınız [Cumua günü cunub olanın yıkanması vâcib olduğu gibi, cunub olmayanın da yıkanması sünnettir.

Hadîs metninde baş yıkamak yıkanmakta dâhil iken iğtisâl (yıkanmak) üzerine atfedilerek zikredilmesi, hâssın âmm üzerine atfı nev'inden bir te'kîddir. Guslün şanına ihtimam edip, meselâ saç örgülerini çözmeğe hacet yok vehmine düşmeyip, tastamam bir gusl edilmesi emrediliyor. Yâhud iğtisâl, mâlûm olan gusle, baş yıkamak da, başı iyice temizleme ve saçları tarayıp yağlamak suretiyle dağınıklığını gidermeye hamledilmiştir.], ve bir mikdâr hoş koku sürünüz" buyurmuş olduğunu söylediler (ne dersin)? dedim ["Zekerû= Söylediler" fiilindeki fail ile Ebû Hurayra'nin kasdedilmiş olması muhtemildir." Çünkü İbn Huzeyme, İbn Hıbbân ve Tahâvî, Amr ibn Dînâr tarikinden; o da Tâvus'tan; o da Ebû Hurayra'den bunun benzerini rivayet etmişlerdir.] İbn Abbâs: Gusul evet (böyle buyurduğunu bilirim), fakat hoş koku (hakkında bir şey buyurduğunu) bilmiyorum, dedi.


10-.......İbn Curayc haber verip şöyle demiştir: Bana İbrâhîm ibnu Meysere, Tâvus'tan; o da İbn Abbâs'tan olmak üzere haber verdi. İbn Abbâs (Radıyallahu anh), Peygamber'in cumua günü yıkanmak hakkındaki sözünü zikretti.

Tâvûs: Ben İbn Abbâs'a: Kişi, kendi ailesi yanında var ise güzel koku yâhud yağ sürünecek mi? dedim.

İbn Abbâs: Bunu bilmiyorum, dedi. [Yânî bu güzel koku yâhud yağ sürmek işinin Peygamber'in sözünden olduğunu veya bunların mendûb olduğunu bilmiyorum.]


7- Bab: Cumuaya Gidecek Olan Kimse, Bulabileceği Giysilerin En Güzelini Giyer

11-.......Bize Mâlik, Nâfi'den; o da Abdullah ibn Umer (Radıyallahu anh)'den haber verdi (o, şöyle demiştir): Umer ibn Hattâb, mescidin kapısı yanında satılık ipekli çitârî nev'inden yollu bir elbise ["Hulletun siyerâu" tâbirindeki hülle, ızâr ve ridâ'dan meydana gelen takım elbise demektir. "Siyerâ" kelimesi hakkında: “Bir nevi' alaca kumaştır ki yol yol san kalemli ve çubuklu olur, ve nescinde bol bol ipek karışık bulunur" denilmiştir. (Kaamûs Tercemesi)

Bol ipekli olduğu için Peygamber nehyetmiştir. Binâenaleyh ipeği az olan kumaşın kullanılması caiz oluyor. Kumaştaki ipeğin azlığı-çokluğunda Hanefîler kumaşın argacıyle erişini; Şâfiîler ağırlığını mikyas almışlardır. Hanefîler'e göre bir kumaşın erişi ibrişim, argacı, pamuk, keten, yün... olursa, ondan yapılan elbiseyi giymekte beis yoktur.] gördü de: Yâ Rasûlallah; bunu satın alsan da cumua günü ve sana elçiler geldiği zaman giysen, dedi.
Rasûlullâh da: "Bunu âhiratte nasibi olmayan giyer" buyurdu. Sonra Rasûlullah'a o ipeklilerden birçok elbiseler geldi. Rasûlullah onlardan birisini Umer ibn Hattâb'a verdi.
Umer: Yâ RasûlAllah! Bunu bana verdin, hâlbuki daha önceleri Utârid ibn Hâcib'e âid hulle hakkında bana söylediğini söylemiştin, dedi.
[Utârid ibn Hâcib, Benû Temînı reislerinden "Zû'l-Kavs= Kavs sahibi" lakabıyla tanınmış bir zâttır. Benû Temîm tarafından Peygamber'in huzuruna gönderilen yetmiş seksen kişilik bir hey'etin başında bulunanlardan biri idi. O hey'et, el-Hucurât Sûresi'nin baş kısımlarının nazil olmasına sebeb olmuştu.

Hadîsden, mescid kapılarında alış verişin cevazı da çıkarılır. Yine bu hadîsden giymesi caiz olmayan şeyi temellük ve başkasına hediye etmek câiz olduğu mânâsı da çıkar. Zîrâ sahibi giymese bile kadınlara giydirmek gibi başka suretle faydalanılabilir.]
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): "Ben onu sana giyesin diye vermedim ki" buyurdu.
Umer muteakiben o elbiseyi Mekke'de bulunan muşrik bir kardeşine giydirdi.

[Bu zât, Umer'in yâhud kardeşi Zeyd'in ana baba bir kardeşi, bir kavle göre de Umer'in süt biraderi Usmân es-Sulemî'dir. Bu hadisin başka tarikten gelen Buhârî rivayetinde "İslâm'a girmezden evvel" denildiğinden, daha sonra İslâm'a girdiği anlaşılır.
Umer'in bu fiilinden kâfir olan akrabayı bile gözetmek güzel görülüp, kâfire hediye vermenin caiz olduğu istidlal olunmuştur.]



8- Cumua Günü Misvak Kullanma Babı

Ve Ebû Saîd Hudrî ("Cumua günü güzel koku sürünmek" babında zikredilen hadîsinde) Peygamber'den olmak üzere: Dişlerini misvak ile ovalar, dedi. [Parantez içindeki ifâdelerle, Ebû Saîd hadîsinin yeri gösterilmiş ve böylece bâb başlığındaki bu hadîsin muallak olmadığı isbâtlanmıştır.]


12-.......(Ebû Hurayra Radıyallahu anh şöyle demiştir) Rasûlullah (s.a.v.): "Ummetime -(diğer rivayete göre) yâhud insanlara- meşakkat vermem endîşesi olmayaydı, kendilerine her namaz kılarken misvak kullanmalarını emrederdim" buyurdu.
[Buhârî bu hadîsi Kitâbu's-Savm'da Ebû Hurayra'den, lâkin Her abdest aldıkça kendilerine misvaklanmayı emrederdim" lâfzıyle rivayet etmiştir. Hadîsin son fıkrası, bazılarınca misvak kullanmanın farz olmayıp mendûb olduğuna delildir.]


13-.......Bize Enes (Radıyallahu anh) tahdîs edip şöyle dedi:

Rasûlullah (s.a.v.): "Misvak kullanmak hakkında size çok sözler söyledim, (artık dinleyip itaat etmek gerek)" buyurdu.
[Diş ve ağız temizliği hakkındaki emirlerin çokluğu bu işi tergîb ve teşvîk içindir. Cumua ile kuvvetli munâsebeti de vardır. Zîrâ bundan evvelki hadîste farzlar ve nafilelerin hepsinde misvak kullanmaya teşvîk vardır; bu namazların içinde misvak kullanmaya en çok ihtiyâç gösteren cumua namazıdır. Çünkü cumua namazında cemâat büyük olur; böyle cemâate eza vermemek için yıkanmak nasıl mustehâb ise, yıkanmakla giderilemeyecek çirkin kokuları ağızdan gidermek de öylece mustehâbdır.]

14-.......Huzeyfe (Radıyallahu anh) şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.) geceleyin kalktığı zaman ağzını (ve dişlerini) iyice ovalayıp temizler idi.
[Geceleyin bâtını temizlemek için misvak kullanmak meşru olunca, cumua için içi ve dışı temizleyip güzelleştirmek hususunda misvak kullanmak daha lâyık ve daha lüzumludur.]
 
Nazenin34 Çevrimdışı

Nazenin34

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Her cuma Kehf süresini düzenli okumak bidattir diyenler var öyle bir görüş var mı?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللهِ الْحَافِظُ، أنبأ أَبُو بَكْرٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْمُؤَمَّلِ، ثنا الْفَضْلُ بْنُ مُحَمَّدٍ الشَّعْرَانِيُّ، ثنا نُعَيْمُ بْنُ حَمَّادٍ، ثنا هُشَيْمٌ، أنبأ أَبُو هَاشِمٍ، عَنْ أَبِي مِجْلَزٍ، عَنْ قَيْسِ بْنِ عُبَادٍ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: " ‌مَنْ ‌قَرَأَ سُورَةَ الْكَهْفِ فِي يَوْمِ الْجُمُعَةِ أَضَاءَ لَهُ مِنَ النُّورِ مَا بَيْنَ الْجُمُعَتَيْنِ
Her kim Cumua gününde Kehf suresini okursa, iki Cumua arasında ona bir nur parlar
(el Hakim, 2/399; Beyhaki, 3/249, Hadis no: 5996

İbn Hâcer Hasen dedi, Feydulkadir 6/198, Elbani sahih demiştir)


Ebu Said el Hudri şöyle dedi: “Her kim Cumua gecesinde Kehf suresini okursa, kendisiyle Kâbe arasında ona bir nur parlar
(Darâmi 3407, Elbani sahih demiştir)

Rivâyetler sahih, ameller övülmüştür
 
Üst Ana Sayfa Alt