Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Caiz ve Şirk Olan Tevessul, İstiğase ve Şefaat

Muzzammil Çevrimdışı

Muzzammil

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Abdulaziz kardeşim, Allahın zamandan ve mekandan münezzehiyetini ve sesleri işitmesini bir evliyanın mesela bir kaç yerde bir anda bulunması ve 4 müridinin sesini aynı anda işitmesi gibi itikad etmek çok tehlikelidir. Ayrıca, Allah kudretiyle bir tek güneşi bile binlerce yere ulaştırıp, hadsiz yerlerde tasarruf etmesini ve hadsiz yerleri görmesini sağlıyor. Yani, bir evliya binlerce yerde bulunsa bile, bu Allahın kudretine göre çok kolaydır.

Araya seyhi koyunca du'alar daha mi cabuk kabul olmaktadir ?
Hem bu konu hem de Risale'lerdeki Tezatlar konusundaki yorumlarini izliyorum, henuz 1 tane ayet ve hadis goremedim, hep akil mahsulu seyler koyuluyor masaya.
Allah subhana wa tealanin kudreti ve iradesi sonsuzdur, ama Islam aleminde bunu sizin gibi dillendirip kendi seyhinin ustadinin acik yanlislarini temize cikartacagim diye kullanan bir tane alim yoktur, ki kullanamaz, boyle bir usul yoktur.
Mesajlarinizda hep Said Nursi gibi her daim akilci konusuyorsunuz.Umarim burada kimse Qur-an'dan cok Risale okuyanlardan degildir...
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
bildiğim kadarıyla mekkeli müşriklerinde şirki buydu uzak bir Allah cc inancı Allah cc ile aralarına birilerini koymak yazık şimdi ise bu düşünceyi ben müslümanım diyen kişiler bile benimsemişler tek fark var onlar kendilerini ibrahin as nispet ediyorlarda şimdikiler ise muhammed sav leme
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Cahiliyye devrinde, eğer o müşrikler, zerreden yıldızlara kadar herşeyin Allahın ilim, irade ve kudretiyle hareket ettiğini ve sebeplerin Allahın kudretine birer hikmet perdesi olduğunu ve o putların da kendi başına hareket etmeyip, Allahın ilim, irade ve kudretiyle yardıma geleceklerine itikad etselerdi ve bu itikad ile "ey put bana tarlamı sürmem için yardım et veya yardım et şu taşı kaldıralım" deselerdi elbette şirke girip, müşrik olmazlardı

SübhanALLAH,SübhanALLAH,SübhanALLAH

RABBİMİN,işittirmesine izin vermediği bir kimseye şüphesiz biz işittiremeyiz.

Mekkeli müşrikle ALLAH'a iman eden kimselerdi fakat uygulamada hatalı idiler peki bu hatalar nelerdi ?

ALLAH (c.c) bir ayeti kerimede

Size gökten yağmur indirip size yerden rızık çıkaran kimdir dedikleri vakit onlar ; ALLAH diyeceklerdir. o halde neden sakınmazsınız

Bu ayet mekkeli müşrikler hakkında inen ayet

Başka bir örnek vereyim Hz.İbrahim (a.s) putları tek tek kırıp en büyük putu bırakarak, orda ki halkın bunu görmesi üzerine bunu kim yaptı diyerek Hz.İbrahim (a.s) sorarak Şu boynunda balta olan putunuza sorun diyerek buna mukabil sende biliyorsun ki Onlar konuşmaz demeleri

Putlarının böyle bişeye muktedir olmadığını biliyorlardı.Bunun şuurunda idiler.Bizler günahkar olduğumuzdan dolayı bu putlar hiçbirşey yapmadıkları için günahtan münezzehtir.Bizler günahkar olduğumuz için ALLAH'tan istemeye yüzümüz yok demelerinden ötürü şeytan bu amellerini göstermiş bu şekilde sapıklığa dalmışlardır ta ki Hz.Muhammed (s.a.v) gelene kadar ve tekrar görüyoruz ki şeytan hala bile boş durmamakta

Çekirdek kardeş

Çok mu zor ALLAHtan yardım istemen,ALLAHtan yardım istedikten sonra dilerse sana şeyhini gönderir dilerse peygamber efendimizi bu ALLAHın keremine ve büyüklüğüne kalmış bişey
 
muvahhide sehidan Çevrimdışı

muvahhide sehidan

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bunlar Allah'a ulasmak icin bir seyhe gerek olmadigini kavramis olsalardi. yine Allah dururkun baskasindan yardim dilenemiyeceginide kavramis olurlardi. Allah basiretimizi artirsin.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Cevaplarım, aralarda mor renktedir.
çekirdek;205656' Alıntı:
Arkadaşım, ben tarikat ehli değilim fakat, nasıl ki, telefonla uzaktaki bir kimseye Allah sesini işittiriyor. Öyle de bir evliyaya da telefonsuz işittiriyor ve yardım ettirebiliyor. Buna keramet denir.


Bugün günümüzde hiç evliya var mı ? Var ise hiç seslendi de, yardımına gelip buyur "çekirdek" dedi mi! Bu anlattıklarının Kur'an-ı Kerimde veya sahih hadislerde hiç delilini gördün mü?
İnsanlar roketler yardımıyla aya çıkabiliyor. Şimdi senin kafandaki Şeyhin aracısız aya gider diyorsun! Buna musluman olarak iman ediyorum diyorsun ama muslumanın kitaplarından (Kur'an ve sunnetten) delil getirip sunamıyor, sapkın heva ve hebesinle din/akaid belirliyorsun.




çekirdek;205656' Alıntı:
O şeyhin veya evliyanın hayatı, zerreleri, ruhu Allahın elinde olduğu gibi, bu keramet de Allahın bir ihsanıdır. Akılsız ve şuursuz herbir hava zerresi Allahın izni ve kudreti ile milyonlarca sesi bir anda alıyor ve aynı anda milyonlarca zerreye karıştırmadan iletebiliyor. Ayrıca, güneş bir tek iken nuraniyet sırrı ile hadsiz yerlerde izn-i ilahi ile tecelli edebiliyor. Hadsiz aynalarda görünebiliyor ve hadsiz işleri bir anda yapabiliyor. Madem, Allah bazı mahlukatına bunları yaptırıyor. Elbette hava zerresinden ve güneşten daha mükerrem ve muhterem bir kulunu, 1000 km ötedeki bir insana yardım ettirebiliyor.


Allah c.c.'nin her şeye gücü yetiyor diye, bütün sapıklıklara meşruiyyet içerisine sokabilmektesiniz. Her türlü İslam dışı işleri, "evliya" sıfatı yükleyerek , nasılsa benimsemişsiniz. Ayet hadis yerine hayal gücünüzün sınırlarını koymuşsunuz. Ama nedense sapkın kitapları okumaktan; sahih kaynakları okuyamadığınız için Rasulullahın hayatından bunların tam tersini göremiyorsunuz! Allah'ın peygamberi, sahabelerine yardım, veya bir bilgi iletebilmek için diğer sahabelerini at veya develere bindirip yollamak suretiyle göndermiş; Rasulullah (s.a.v.) kaybolan devesini bulamamış; Ashabını katledecek olanların niyetini anlayamamış , ashabını onlarla göndermiş, yardımlarına yetişememiştir!
Ama senin bunları anlayacak yapın olmadığı için, hikayeleri okumaya devam edeceksin!



çekirdek;205656' Alıntı:
Ayrıca, bu olayların olduğu naklediliyor fakat, önemli olan o şeyhin gelip gelmemesi değil..Önemli olan, bu kişiden yardım istemenin yanındaki kişiden yardım istemek kadar basit bir şey olduğudur. Gelip, gelmemesi farketmez. Önemli olan gelse bile bunun çok normal birşey olduğu ve şirkle alakası olmadığıdır.


Kurayşli muşriklerin fikir ikizi olmak böyle oluyor demek ki. Bu tür olayların olduğu nerede naklediliyormuş? Ehl-i Hikaye ve'l Menkıbe'nin İslam Dışı kitaplarında mı, Yoksa kendi iradesiyle değilde, Allah tarafından(!) yazdırıldığına inandığınız sapık kitaplarda mı?
Birde diyorsunuz ki, "evet yardıma çağırsak şeyh gelmez ama önemli olan bu şirke batmaktır" . İslamı öğrenememek için yoğun çaba sarf ediyorsunuz. Kur'an ve sunnet dışında ne kadar sapık kitap var nasıl da tutturmuşsunuz!
Bir de şirkle alakası yok diyorsunuz ama, daha neyin şirk, neyin şirk olmadığına kendi sapık düşünceleriniz haricinde bir delil getirmediğinizi de anlayacak çapta değilsiniz!
Ehl-i sunnet olmayı, Kur'an ve sunnetle amel etmeye ne zaman döneceksin?
[/QUOTE]

çekirdek;205655' Alıntı:
Abdulaziz kardeşim, boğulmak üzere olan bir adamın sesini kıyıdakilere ulaştıran Allah olduğu gibi, 1000 km ötedeki birine de senin sesini işittiren yine Allah. Allah, deniz kıyısındakilere o adamın sesini ulaştırınca niçin şirk olmuyor da, Allah kudretiyle 1000 km ötedeki bir adama sesini işittirince şirk oluyor? O uzaktaki adamın sesimizi duyması Allahın izni ve kudretiyle olduğu için, o sesi duyan Allahın sıfatını almış olmuyor.


Abdulmuizz ismini Abdulaziz örneğinde olduğu gibi bu hale düşmenize sebeblerden biri de; yazılanları böyle okuyup anlayıp yazdığınız için buraya sapıkça inançları yazıyorsunuz.
Kıyıdaki biri ile Başka şehirdeki, ülkedeki biri aynı diyorsanız, ve buna da delil olarak sapkın büyüklerinizi gösteriyorsanız, Siz daha İslamı bilmiyor, tanımıyorsunuz! Siz İslam diye şirk inancına sahip kişilerin kitaplarından başka bir şey okumadığınız için bunları saçmalayabiliyorsunuz. Zaten bu sebeble ne Kur'andan bir ayet ne Rasuldan bir hadisi kendi sapıllığına delil getirebiliyorsun!
İnsan, insani özelliklere sabittir. Bu sapık imanına sebeb olan sözleri Kur'an veya sunnetten ispatlayamadığın sürece bir daha yazmana musade edilmeyecektir.


çekirdek;205655' Alıntı:
Eğer bir kimse, değil uzaktaki birinin sesini duymasını, 1 metre ötedeki bir kişinin sesini duymasını Allahın kudretine değil de tabiata verirse şirk koşmuş olur. Sizin karıştırdığınız nokta burası. Yani, kainatta Allahın yaptığı ve Allahın yapmadığı diye bir şey yok. Her şey, her zerre doğrudan doğruya onun ilim, irade ve kudretiyle hareket etmektedir.

Şirk akidesini tevhid zanneden cahil! , Allah'ın gücünün yetmediği bir amel söyleyebilir misin? Allah'ın c.c. her şeye gücü yetiyor diye, bütün sapıklıklara inanıyorsunuz. Evliyanıza dua edin de Allah'ın gücüyle sizi Kutuplara götürsün! Nasılsa Allahın her şeye gücü yetiyor(!)

[/QUOTE]






Hanbeli Alim Muhaddis Ebu'l Ferec İbnu'l Cevzi derki;''Nefsimi terbiye edemedim bazı salih kişilerin kabrine gidip onları aracı yapıp düzelmem için dua ettim'' (Saydu-Hatır müminlere öğüt ,Ebu'l Ferec El-Cevzi Tevhid yayınları ,s.99-100,Baskı 1998)

"Hastalıktan dolayı gittikçe sıkıntılarım, iniltilerim artmaya başladı. Nefsimi aramaktan (irademin kontrolüne almaktan) aciz kaldım. Bunun üzerine Kubulu's-salihin iltica ettim; halimin ıslahı, düzelmesi için onları vesile yaptım. Derken, Rabbimin lutfu –istemediğim halde- beni inzivaya çekti.. Eski kalbimi tekrar bana iade etti. Daha önceki kusurlarımı gösterdi.. Ve ben o gaflet uykusundan uyandım.." (Ebu'l-Ferec Cemâleddin Abdurrahman b. Ali İbnu'l-Cevzi, Saydu'l-hatır, 1/93)

Not: Bizdeki ilgili kitabın nushasında "Salihlerin kabirleri" anlamına gelen "Kuburu's-salihin" ifadesi "Kubulu's-salihin" şeklinde tahrif edilmiştir ki, bunun hiçbir anlamı yoktur.
Yine aynı eserde İbnu'l-Cevzi şöyle de demektedir:

"Salihlerin kabirlerini ziyaret ettiğim her defasında, nefsim (daha önce sevmediği) uzleti/inzivaya çekilmeyi arzu etmeye ve Allah ile olan muamelelerinde daha dikkatli olmaya başlıyordu.” (Ebu'l-Ferec Cemâleddin Abdurrahman b. Ali İbnu'l-Cevzi, Saydu'l-hatır, 1/95 - 96)
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
quote_icon.png
eL_Muhacir Nickli Üyeden Alıntı
Çok mu zor ALLAHtan yardım istemen?

eyvallah kardeş,
soru aslında bu kadar basit...



ALLAH SWT'DAN YARDIM ISTERLERSE O ZAMAN MUSRIK OLMAZLAR AKHI ..

ALLAH SWT ONLARIN SAPKINLIGINI ARTIRMIS ANLAYAMIYOR, FIKIH EDEMIYORLAR .. ONLARA MUSRIKLIK YAZILMIS, ALLAH SWT'NIN DILEMESI MUSTESNA ONLAR KAVRAYAMAZLAR ...


onlar daha allah swt dan isteme ile bakalcidan sogan istemenin arasini ayirt edemiyecek kadar fikihsizlar bunlarin en alimleri bile "Allahtan baskasindan istemenin caiz olduguna deliller" diye yazi yaziyor daha ne diyebilirsinki ..

Eğer mü’minler iseniz, yalnızca Allah’a tevekkül edin. MAIDE 25

Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler. BAKARA 186

rabbim cumlemizi islah etsin, muhakkaki kalblerimiz allah swt nin iki parmagi arasindadir onu diledigi gibi cevirir, rabbim kalbimizi egriltmesin bize merhamet etsin AMIN ....








 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
bildiğim kadarıyla mekkeli müşriklerinde şirki buydu uzak bir Allah cc inancı Allah cc ile aralarına birilerini koymak yazık şimdi ise bu düşünceyi ben müslümanım diyen kişiler bile benimsemişler tek fark var onlar kendilerini ibrahin as nispet ediyorlarda şimdikiler ise muhammed sav leme


Kardeş günümüz durumu geçmiş ümmetlerden daha kötü ve vahimdir.

Geçmişteki insanlar zora geldiklerinde sıkıştıklarında Allah derlerdi, günümüzdeki müşrik kesim ise sıkıştığında Abdulkadir, Gavs, vs vs demektedir. Bu yönüyle bana göre sapkınlıklarında geçmiştekileri bile geçmişlerdir.

SubhanAllah, Rabbim bizleri korusun, ne acı, ne kötü bir durum.

Rabbim bizleri sapıtma, bu kardeşlerimize de hidayet ver, bizleri nefislerimize uydurma, bizleri ıslah et, Sana yaraşır şekilde kul et, şüphesiz bize merhamet ve hidayet etmezsen biz de geçmiştekilerin akibetlerine uğrarız, her türlü kötülükden Sana sığınırız.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
akhi bu gibi kimselerden en çok ürperdiğim konu ruh halleri ''bunlarla aynı ortamda olanlar anlar''

daha önce bi iş yerinde çalışıyorum (patronumuz nurcu cemaatine bağlı bi kimse idi ) çalıştığım bölümde biri menzile diğeri ismailağa cemaatine diğeride cami hocalarına bağlı bi kimse idi aralarında bi ben bağımsızdım.

sohbetlerimiz hep tartışma idi ne onlar anlamak istiyordu beni nede ben onları o zamanlarda daha yeni yeni akide kitapları okuyup kendimi düzeltiyordum elhamdulillah.

Hiç aklımdan çıkmıyor sübhanALLAH önceleri onlarla cemaat yapıyorduk çatı katında namaz bölümü vardı öğle,ikindi işi bırakıp cemaatle namaz kılıyorduk daha sonra tartışmalarımız başlayınca onlarla cemaati terk ettim.bi ara cuma konusunda benden delil istediler bende tamam dedim ertesi gün bi kitap getirdim iş sırasında iken usta başımıza kitabı sesli okumasını istedim en çok tepki veren menzile bağlı olan zat idi

kitabı istedi ustadan dedi ki bu kitabın başında işte besmele yok :) uydurduğu bahaneye bak

Namaz kılarken o menzilli zat hal ve hareketlerinden öyle huzursuz oluyordum ki anlatamam bi görmeniz lazım o halini akhiler olmaz böyle bişey

Başka bi sapıklıkları dahada menzillilerin peygamber efendimizin resmi varmış onlarda oraya has olan adamlarında varmış bunu gizliyorlar bi başka şey daha dedi şeyhlerinin üstüne yağmur yağmazmış :)

RABBİM,şerlerinden korusun amin
 
MuhacirSelman Çevrimdışı

MuhacirSelman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
akhi bu gibi kimselerden en çok ürperdiğim konu ruh halleri ''bunlarla aynı ortamda olanlar anlar''

daha önce bi iş yerinde çalışıyorum (patronumuz nurcu cemaatine bağlı bi kimse idi ) çalıştığım bölümde biri menzile diğeri ismailağa cemaatine diğeride cami hocalarına bağlı bi kimse idi aralarında bi ben bağımsızdım.

sohbetlerimiz hep tartışma idi ne onlar anlamak istiyordu beni nede ben onları o zamanlarda daha yeni yeni akide kitapları okuyup kendimi düzeltiyordum elhamdulillah.

Hiç aklımdan çıkmıyor sübhanALLAH önceleri onlarla cemaat yapıyorduk çatı katında namaz bölümü vardı öğle,ikindi işi bırakıp cemaatle namaz kılıyorduk daha sonra tartışmalarımız başlayınca onlarla cemaati terk ettim.bi ara cuma konusunda benden delil istediler bende tamam dedim ertesi gün bi kitap getirdim iş sırasında iken usta başımıza kitabı sesli okumasını istedim en çok tepki veren menzile bağlı olan zat idi

kitabı istedi ustadan dedi ki bu kitabın başında işte besmele yok :) uydurduğu bahaneye bak

Namaz kılarken o menzilli zat hal ve hareketlerinden öyle huzursuz oluyordum ki anlatamam bi görmeniz lazım o halini akhiler olmaz böyle bişey

Başka bi sapıklıkları dahada menzillilerin peygamber efendimizin resmi varmış onlarda oraya has olan adamlarında varmış bunu gizliyorlar bi başka şey daha dedi şeyhlerinin üstüne yağmur yağmazmış :)

RABBİM,şerlerinden korusun amin

Amin.. Anlattığının benzeri benim başımdanda geçti.. Benim yakın akrabam menzile bağlı ben ona ayet okudukça delil getirdikçe o sufi itikadı adlı kitaptan okuyor ve bana diyor ki ben ayetten anlamam.. Hocam o ayet hakkında bir şey söyler doğru yada yanlış farketmez ben ona itibar ederim araştırma gereksinimi duymaz genel itibari ile ayetleri yanlış tefsir ediyolar Ali-i İmran 200. Ayetinde olduğu gibi..
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bu şeyhlerinin üzerine yağmur yağmıyor safsatası, daha önce de kulağıma gelmişti. Bunu sanki keramet olarak görüyor beyinsizler. Allah'ın rahmetini nasib etmiyor diye ağlamıyorlar da. Bunlar Rasulullah'ın hayatından habersiz oldukları için, Allah c.c. , Rasulullah s.a.v.i Güneşin ateşinden Bulutuyla koruduğunu bilselerdi, Rahmet yerine ateşten sakındırılıyor yalanı uydururlardı! Allah c.c. Kur'an ve sunnetten habersiz olan bu cehillerin bir an önce Rasulullahın yağmurdan sırılsıklam olduğunu öğrenmeleri umuduyla...

Enes Bin Malik (r.anh) demiştir ki; Bir gün Rasulullah (r.a.v.) ile birlikte yağmura tutulduk, Rasulullah (s.a.v.) yağmurun altına çıkıp vucudunun bir kısmından elbisesini sıvazladı., nihayet orası yağmurla ıslandı .
Bunun üzerine biz : Ey Allahın Rasulu ! Bunu niçin yaptın ? diye sorduk ..
Rasulullah (s.a.v.) : "Çünkü bu Rabbimin katından geliyor!" buyurdu. (Muslim, istiska,13)

844) Enes (r.anh) şunu anlattı:
Bir defasında Rasulullah'la (s.a.v.) beraberken yağmura tutulduk. Rasulullah (s.a.v.) başını açtı ve yağmurdan ıslandı.
Ben O'na: -Ya Rasulellah! Neden böyle yaptın? dedim.
Rasulullah (s.a.v.): - "Bu yağmur, Aziz ve Celil olan Rabbim tarafından yeni geliyor da onun için" dedi.
[İmam Ahmed, Musned, 111/267; Hakim, Mustedrek, İV/285; Bağavî, Şerhu's-Sunne, İV/424; Ebu Nuaym, Hilyetu'l-Evliya, VI/292; İbn Ebi Şeybe, Musannef, VHI/555; Ze-hebî, Mizanu'l-İ'tidal, 1505]

845) Ebu Hurayra anlattı:
Rasulullah'la (s.a.v.) ashabı, o yıl ilk yağan yağmurda başlarını açarlar ve Rasulullah (s.a.v.) şöyle derdi: "Bu Rabbimiz'in en yeni yağmuru ve O'nun en büyük bereketidir."
[Kenzu'l Ummal, 4939; Tarihu ibn Asakir, 111/214 ; Abdurrahman İbnu’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 393.]

.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Amin.. Anlattığının benzeri benim başımdanda geçti.. Benim yakın akrabam menzile bağlı ben ona ayet okudukça delil getirdikçe o sufi itikadı adlı kitaptan okuyor ve bana diyor ki ben ayetten anlamam.. Hocam o ayet hakkında bir şey söyler doğru yada yanlış farketmez ben ona itibar ederim araştırma gereksinimi duymaz genel itibari ile ayetleri yanlış tefsir ediyolar Ali-i İmran 200. Ayetinde olduğu gibi..

akhi RABBİM,izin vermediği müddetçe biz onlara işittiremeyiz körü körüne taklid budur işte aynı mekkeli müşriklerin,mekkeye ilk putu getiren amr bin luhay (ismi tam aklımda değil ALLAHu alem) gibi mekkeliler bu zatın ilim ehli olduğu için bu hareketini sorgulamadan tabi olup uygulamışlar sebeb ilim ehli olduğu için

Bi akhi vardı geçen yazısında okudum sübhanALLAH ne güzel söylemiş biz diyor 5 yaşında ki bir çocuk delil getirirse kabul ederiz fakat 65 yaşında ki biri akli delil getirirse biz onu red ederiz

işte bunlarında böyle bi ahlakları olmadığı için küçük çocuğun yaşı itibarı ile itibar etmezler

RABBİM ıslah etsin ve hidayet nasip etsin amin

Vallahi içlerinde öyle saf temiz insanlar var ki sadece ALLAH Resulu (s.a.v) nesebinden olması hasebi ile onlara saygı duyuyorlar başka bişey değil bu kardeşlerin ilmi olmadığı için sorgulama gibi bi eylemden veya başka sebeplerden ötürü bişey diyemiyorlar

Hakkınızı helal edin konu farklı bi yere kaçtığı için
 
T Çevrimdışı

tewhid-el-hak

Üye
İslam-TR Üyesi
esselamu aleykum we rahmetuLLAHi we barakatuh ahiler umarim iyisinizdir ALLAH hepinizden razi olsun amin bu yazdigimi tartisma amaçli yazmiyacagim çunku bizler tartistigimiz zaman ilmimiz artmiyor ancak birbirmizi zindiklik ve kafirlikle suçlariz


tevvesul için sirk diyen kardeslerimiz tevvesul için delil getirenleri sirk ile suçluyorsalar veya peygamber efendimiz aleyhi salatu we selem ile tevvesul yapanlara sirk kosuyorlar diyorlarsa

Hafiz Ebu Bekir el-Beyhakî, Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiş*tir: "Hz. Ömer, zamanında Müslümanlar kıtlığa maruz kaldılar. Ada*mın biri, Peygamber (s.a.v.)'m mezarının yanına gelip:
- Ya Rasûlallah! Ümmetine yağmur vermesini Allah'tan iste. Çün*kü helak oldular,dedi.
Daha sonra Rasûlullah, o adamın rüyasına girip şöyle dedi:
- Ömer'e git, ona benden selam söyle ve kendilerine yağmur yağdı*rılacağım haber ver ve ona de ki: "Ey Ömer, aklım basma al, aklını başı*na al"
Adam uykudan uyanınca Hz.Ömer'e gidip rüyasını anlattı. Hz. Ömer de şöyle dedi: "Ya Rab, onlar ancak benim aciz kaldığım şeyden döndüler."

kaynak el bidaye ve nihaye buyurun kitaba girin tam sayfsaini açtim okuyun

El Bidaye Ve'n-Nihaye bn Kesir

buyrun eger akideniz onu yapani ve ona dagir delil getireni sirk ile suçlamksa akidenizin sonuna kadar gidin ibni kesiride sirk dair deliler getiriyor diye suçlay'in beyhakiyide malikide ve omer radi ALLAH 'u anh zamaninda peygamber efendimiz'in aleyhi salatu we sellem'in kabrine giden adamida musriklikle suçlayin buyur'un


ALLAH bizleri affetsin amin ALLAH hepinizden razi olsun ve sizleri peygamber efendimiz aleyhi salatu we sellem ile diger peygamberler ve sehidler ile firdews cennetinde komsu etsin amin

esselamu aleykum we rahmetuLLAHi we barakatuh
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
aleykum es selam, Allah cahillerden korusun, ahi niyetin temizmi değil mi bilmem ama burada bizlere saldıran sapıklarla aynı dili konuşuyorsun. Denizde bir cevher bulmuş gibi atlıyorsun ve komikçe akidede ciddi bir hatamız olmuşta hatanızda dönün diyorsun. Akide konularını okumadığın araştırmadığın bu konularda ne kadar cahil olduğun üstteki mesajından belli.

Öncelikle buradaki konuyu okusan bile sapıkların dillerine doladığı bu rivayet hakkında ayrıntılı yanıt verildiğini görürdün, ama ne yazıkki araştırmadan okuduğun rivayet hakkında başka kaynaklara bakmadan rivayetin hüccet olup olmayacağını sahih olup olmadığını araştırmadan buraya bu şekilde yansıtman içinizdeki niyetide yansıtmakta..

Ne diyeyim Allah bizleri affetsin.

Yanıt vermiyorum zira sapıkların getirdiği bu rivayete karşı ilk mesajda ayrıntı var. Az zahmet edin...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
tewhid-el-hak;209270' Alıntı:
esselamu aleykum we rahmetuLLAHi we barakatuh ahiler umarim iyisinizdir ALLAH hepinizden razi olsun amin bu yazdigimi tartisma amaçli yazmiyacagim çunku bizler tartistigimiz zaman ilmimiz artmiyor ancak birbirmizi zindiklik ve kafirlikle suçlariz

tevvesul için sirk diyen kardeslerimiz tevvesul için delil getirenleri sirk ile suçluyorsalar veya peygamber efendimiz aleyhi salatu we selem ile tevvesul yapanlara sirk kosuyorlar diyorlarsa

Hafiz Ebu Bekir el-Beyhakî, Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiş*tir: "Hz. Ömer, zamanında Müslümanlar kıtlığa maruz kaldılar. Ada*mın biri, Peygamber (s.a.v.)'m mezarının yanına gelip:
- Ya Rasûlallah! Ümmetine yağmur vermesini Allah'tan iste. Çün*kü helak oldular,dedi.
Daha sonra Rasûlullah, o adamın rüyasına girip şöyle dedi:
- Ömer'e git, ona benden selam söyle ve kendilerine yağmur yağdı*rılacağım haber ver ve ona de ki: "Ey Ömer, aklım basma al, aklını başı*na al"
Adam uykudan uyanınca Hz.Ömer'e gidip rüyasını anlattı. Hz. Ömer de şöyle dedi: "Ya Rab, onlar ancak benim aciz kaldığım şeyden döndüler."

kaynak el bidaye ve nihaye buyurun kitaba girin tam sayfsaini açtim okuyun

El Bidaye Ve'n-Nihaye bn Kesir


buyrun eger akideniz onu yapani ve ona dagir delil getireni sirk ile suçlamksa akidenizin sonuna kadar gidin ibni kesiride sirk dair deliler getiriyor diye suçlay'in beyhakiyide malikide ve omer radi ALLAH 'u anh zamaninda peygamber efendimiz'in aleyhi salatu we sellem'in kabrine giden adamida musriklikle suçlayin buyur'un

ALLAH bizleri affetsin amin ALLAH hepinizden razi olsun ve sizleri peygamber efendimiz aleyhi salatu we sellem ile diger peygamberler ve sehidler ile firdews cennetinde komsu etsin amin

esselamu aleykum we rahmetuLLAHi we barakatuh

Günaydın !



UYDURMA BİR HADİSE



Yine bazı kabir sevicilerin kendilerine payanda yapabilmek için hadis olmayan fakat "bazı tarih kitaplarında geçen zayıf olayı" , sanki sahihmiş gibi aktarmaları aslında aleyhlerine delil olmaktadır. Şimdi bahsi geçen çarpıtılan olayı aktaralım ve hakiki yorumunu yapalım :

HADİSENİN HAKİKATİ

(Taberi tarihinde , İbn Esir tarihinde ve el bidaye ven nihaye isimli kitablarında aşağıdaki olayı nakledecekler. Orada birileri Rasulullah'ı aracı kılacaklar.)

Ömer’in oğlu Asım diyor ki :

Ömer zamanında insanlara kıtlık geldi . Hayvanlar oldukça zayıfladı . Çölde yaşayan Muzeyne oğullarından bir aile gelip adamlarına dediler ki : "Bizim açlığımızın ne dereceye vardığını görüyorsun , koyunlarından birini keste yiyelim" .

Koyunların sahibi dedi ki : "VAllahi koyunların üzerinde et diye bir şey yok".

Fakat onlar ısrar ettiler. Onlara bir koyun kesti . Soyduğunda kırmızı kemikten başka bir şey görülmedi .

İşte burada adam şöyle seslendi : “Ya Muhammeda (Yetiş ey Muhammedim)

Adam rüyasında gördü ki Rasulullah s.a.v. ona geldi ve dedi ki : “sana yağmur yağacağını müjdeliyorum. Git Ömer'e , ona benden selam söyle ve de ki : “ Ey Ömer , benim seninle yaptığım sözleşme oldukça sağlam sözleşmedir . Sen ahde vefakar birisin . İnsanlara iyi davran , iyi davran.”

Adam geldi. Ömer'in kapısına vardı ve kapıda bulunan köleye : “ sen Rasulullah için Ömer’den izin iste” dedi . (Yani ben Rasulullah adına geliyorum dedi)

Köle geldi Ömer’e söyleyince Ömer telaşlandı . Dedi ki : “bu gelen adamda herhangi bir işkence izi gördün mü?” Köle dönüp baktı döndü “hayır yok" dedi. “Bırak içeri girsin” dedi.

Adam içeri girdi haberi Ömer’e anlattı.

Ömer insanları camide toplanmaya davet etti. Minbere çıktı ve şöyle dedi : “Sizi İslam’a eriştiren Allah hakkı için söyleyin bana siz benden sizin hoşunuza gitmeyecek bir şey gördünüz mü?

Onlar da dediler “Allah için görmedik”. Ve devam ettiler “niçin böyle yaptın ya Ömer” dediler.

Ömer olayı onlara anlattı. Onlarda meselenin farkına vardılar , Ömer varamamıştı .

Dediler ki “Rasulullah’ın sana bunu söylemesi , kıtlık oldu yağmur için duada yavaş davrandın ondan olmuş olabilir. Gidelim yağmur duası yapalım”.

Ömer (r.anh) yağmur duasına çıktı. Kısa bir hutbe irad etti . Yine kısaca 2 rekat namaz kıldı sonra şöyle dedi : “Ey Allah’ım ; yardımcılarımız aciz kaldı, bizim gücümüz kuvvetimiz aciz kaldı , hatta kendimiz kendimize karşı aciz kaldık. Senin dışında herhangi bir halden diğer hale çevirecek veya bir şeye kuvvet yetiştirecek yoktur. Ey Allah’ım sen bize yağmur gönder , kulları ve memleketleri ihya et”.

Taberi Tarihi : C.4 , S: 99 ; İbn Esir Tarihi C.2, S:274 ; Bidaye ve’n Nihaye (Tarih) : C.7 , S:91.

************************************************** ********

Görüldüğü gibi Adam burada “va Muhammeda” (Yetiş Muhammedim) diyor.

Diyen adam kim ? Oradaki koyunların sahibi. Bu sahabe mi ? Değil !. Ama Ömer döneminde birileri. Bunun böyle demesi ne kadar isabetli ?

Böyle dediği niye bir hadis kitaplarında yok ta Tarih kitaplarında zikrediyor ? Ne kadar doğru ? Böyle dedi mi demedi mi ?

Velhasıl , bunu delil getirerek Rasulullah’a “ey Muhammedim yetiş” dediğine göre “onun yüzü suyu hürmetine haydi haydi denilir , yetişte denir” gibi bize mesned olamaz.

Neye varıyoruz ; Demek ki Rasulullah’ın yüzü suyu hurmetine demek ihtilaflı. Bid’attir , değildir. Ama biz demeyelim bunu telafuz etmeyelim. Çünkü kimseden bu duyulmamış . Birileri de yapıyorsa yapma bunu diye uyaralım .

Hafız İbni Hacer, Ebu Salih es Semman’a kadar olan isnadının sahih olduğunu belirtmiş, kabre gelen adamın Bilal Bin Haris olduğunu belirtmiştir. (Fethul Bari(2/412)

Elbani , üç gerekçe öne sürerek bu rivayeti kabul etmemiştir;

1- Ravi Malik ed Dar’ın zabt ve adaleti maruf değildir, o mechul bir ravidir. İbni Hacer, Malik’in mechul oluşuna işaret etmiştir.

2- Hadisin metni şeriatta mustehab olan istiska namazına ve bazı ayetlerin ifade ettiği dua ve istiğfara aykırıdır.

3- Rivayetin sahih olduğu kabul edilse bile bu konuda hüccet olamaz. Çünkü rivayet ismi bilinmeyen bir adama dayanmaktadır. O da mechuldür. Seyf’in rivayetine dayanarak onun adının Bilal olduğunu söylemekte bir şey ifade etmez, zira seyf Bin Ömer et Temimi ittifakla zayıf bir ravidir…”


İbni Sa’d der ki; “Malik ed Dar, Ömer Bin Hattab’ın azatlısıdır. Cublan’lı, Himyer kabilesindendir. Ebu Bekr ve Ömer radıyallahu anhuma’dan hadis rivayet etmiştir. Kendisinden de Ebu Salih es Semman rivayette bulunmuştur. O maruf idi.” (İbni Sad Tabakat(5/12)

İbni Hibban, onu güvenilir ravilerin ismini saydığı Sükat adlı eserinde zikretmiş, İbni Sa’d’ın verdiği bilgileri vermiş, hakkında menfi bir söz söylememiştir. (İbni Hibban Sukat(5/384 no;5312)
Lakin İbni Hibban hakkında cerh varid olmamış meçhul ravileri güvenilir saydığından, buna itibar edilmemektedir.
Hafız İbni Hacer de şunları söyler; Malik ed Dar diye bilinen zat, Malik Bin Iyad’dır ve Asrı seadete yetişmiştir. Muaz ve Ebu Ubeyde’den rivayetleri vardır. Kendisinden iki oğlu; Avn ve Abdullah rivayette bulunmuştur. Buhari Tarih’te Ebu Salih Zekvan tarikiyle Malik ed Dar’dan, Ömer radıyallahu anh’ın kıtlık senesindeki sözünü (muhtasar olarak) rivayet etmiştir. (Buhari Tarihu Kebir(7/304)
Aynı rivayeti tafsilatlı olarak İbni Ebi Hayseme de tahric etmiştir… İbni Sad onu Medineli tabiilerin ilk tabakası içinde zikretmiştir. Ömer ve Osman radıyallahu anhuma onu mali işlerde görevlendirmiş ve bu yüzden de ona Malikud Dar adı verilmiştir. Ali İbnul Medini’den rivayete göre o, Ömer radıyallahu anh’ın haznedarı idi.” (İbni Hacer El İsabe(6/274)

İbni Ebi Hatem der ki; “Malik ed Dar, Ömer radıyallahu anh’ın azadlısıdır. Ebu Bekr ve Ömer radıyallahu anhuma’dan rivayeti vardır. Ondan da Ebu Salih es Semman rivayette bulunmuştur. Bunu babam(Ebu Hatem)dan böyle işittim.” (İbni Ebi Hatem Cerh ve Ta’dil(8/213, no; 944) Mizzi Tehzibul Kemal(22/624)
Malik ed Dar’ın meçhulul aynlık vasfı kalkmış, lakin meçhulul hal (mestur) sıfatı devam etmektedir. Nitekim Hafız Munziri de; “Malik ed Dar’ın durumunu bilmiyorum” der. (Tergib(2/29) Böyle bir ravinin rivayeti zayıf hadisler kapsamındadır.
Muhammed Bin Yahya ez Zuheli der ki; “Meçhul ravi, kendisinden iki veya daha fazla kimselerin rivayette bulunması ile meçhullukten kurtulur.”(İbni Raceb elHanbeli Şerhu İlel(1/82)

Hatib el Bağdadi de der ki; “Meçhul olan bir ravi, ilimle şöhret kazanmış iki ve daha fazla kimsenin kendisinden hadis rivayet etmesi halinde meçhul olmaktan kurtulur.” (Hatib el Kifaye Fi İlmir Rivaye(s.89) İbnu Salah Ulumul Hadis(s.113) Talat Koçyiğit Hadis Terimleri Sözlüğü(s.260)

Bu durumdaki bir ravi, meçhulül ayn olmaktan kurtulur, fakat meçhulül hal (mestur) olma vasfı devam eder
Bazıları, Ömer radıyallahu anh’ın onu mali işlerde görevlendirmesini, Malik ed Dar’ın hıfz ve adalet bakımından güvenilir oluşuna delil getirmek istemiştir. Lakin bu rivayetin metninde de belirtildiği gibi, o sadece yiyecek dağıtımında görevlendirilmişti.
Nitekim İbni Kuteybe der ki; Ömer Bin Hattab’ın azatlılarından biri de Malik ed Dar idi. Ömer radıyallahu anh ona bir ev vermişti ki, o bu evde halk arasında bir şeyler bölerdi.” (İbni Kuteybe Maarif s.129)
Ebu Ya’la el Halili de, “Malik ed Dar’ın kadim bir Tabii oluşunda ittifak edilmiştir” der ve Tabiin’in ondan övgü ile bahsettiklerini belirtir. Sonra bu rivayeti aktararak Ebu Salih’in Malik ed Dâr’dan rivayetinin mürsel olduğunu söyler. (Ebu Ya’la elHalili el İrşad Fi Marifeti Ulemail Hadis(1/313-316)

Nitekim Ebu Salih bunu tahdis sigası ile değil, an’ane ile rivayet etmiştir. Yani Ebu Salih’in Malik ed Dar’dan hadis işittiği şüphelidir.
Rasulullah (s.a.v.)’in kabrine gelen zatın isim olarak tesbiti konusunda İbni Hacer tarafından Seyf Bin Ömer’in rivayetine dayanılmasına gelince, asıl itibarıyla rivayetin sahih olarak tesbiti konusunda Seyf’in alakası yoktur.
Seyf Bin Ömer, sadece gelen zatın kim olduğu sualine cevap ararken devreye girmektedir. Lakin yine de bu adamın kim olduğu önemlidir. Zira kabre gidip yağmur duası istemek sözkonudur.
Mesela Buhari’nin Tarihul Kebir’de Ebu Salih Zekvan tarikiyle Malik ed Dar’dan rivayetinde sadece; Ömer radıyallahu anh’ın kıtlık senesinde; “Rabbim! Üstesinden gelemediğim şeyler hariç, çaba sarfetmekten geri durmuyor ve elimden geleni yapıyorum!” dediğini rivayet etmiş, kıssadan bahsetmemiştir. (Buhari Tarihu Kebir(7/304)
 
T Çevrimdışı

tewhid-el-hak

Üye
İslam-TR Üyesi
ahi benim burda soylemek istedigim rivayet'in sahih veya zayif olmasi degilki bunu muhaddis yapar galiba iyi anliyamadin ahi soyledigimi turkçemin iyi olmadigindan dolayi belki ALLAH'u alem benim demek istedgim hadi diyelimki rivayet zayif ama burda ibn kesir bunu yaziyormu yazmiyormu ? simdi biz ibn kesiri veya imam beyhakiyi sirkle suçliya bilirmizmiyiz ? bak rivayet'in sahih veya zayif oldgunu soylemiyorum yanlis anlamayin ahiler


niye bugun bunu bir hoca çikip soylese hemen sapik diyoruz ama ibni kesir rahimehuLLAH"a onu orya yazdigi için sapik demiyoruz ? ahi benim bilmek istedigim bunlari bugun soyleyipte o zamanda soyleyenler"in arasindaki fark ne ?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
tewhid-el-hak;209273' Alıntı:
ahi benim burda soylemek istedigim rivayet'in sahih veya zayif olmasi degilki bunu muhaddis yapar galiba iyi anliyamadin ahi soyledigimi turkçemin iyi olmadigindan dolayi belki ALLAH'u alem benim demek istedgim hadi diyelimki rivayet zayif ama burda ibn kesir bunu yaziyormu yazmiyormu ? simdi biz ibn kesiri veya imam beyhakiyi sirkle suçliya bilirmizmiyiz ? bak rivayet'in sahih veya zayif oldgunu soylemiyorum yanlis anlamayin ahiler


niye bugun bunu bir hoca çikip soylese hemen sapik diyoruz ama ibni kesir rahimehuLLAH"a onu orya yazdigi için sapik demiyoruz ? ahi benim bilmek istedigim bunlari bugun soyleyipte o zamanda soyleyenler"in arasindaki fark ne ?

Bütün uydurma hadisler, sapık rivayetler bir kitapta bulunur. kitapta bulunması bunun yapın diye değil, halkın uyanması , ibret alması, kınaması için de olabilir. Bahsi geçen hikaye hiç bir hadis kitabına alınmamıştır. Hikaye veya tarihi bir olay diye alınması, Onun akaid olarak kabullenilebilirliğini göstermez. Sizin ilmi, cehaletinizi gösterir ki bunu kendinize din ediniyorsunuz.
Kitabına alan yazarlar bunun sahih olmadığını bilerek alıyor ve bunu bir menkıbe olarak tarihten anlatıyor. Akaid ve hadis alimlerini hiçe saymanız, menkıbelerden itikad edinmeniz yapınızı belli ediyor.


İbn Kesir , tarih kitabına bu tarz rivayetleri alması, onu sahiplendiğini göstermez. İbn Kesir Tefsirinde dahi aynı ayet hakkında 10 larca birbirine zıt farklı hadisleri aktarabilmektedir. Buradan ilim ehli alacağını alır. Cahillerde Cübbeli bayraklı ahmed gibi Aleyhine olan Uydurma Hadisler kitabı olan Acluni'nin keşfu'l hafa'sını, kendi lehine sanarak ; "işlerinizde ne yapacağınızı şaşırdığınız, sıkıştığınız zaman kabir ehlinden yardım isteyiniz" uydurmasını hemde Keşful hafa (uydurma hadisler) kitabını kaynak vererek gösterebilmektedir.

Akıl sahibleri onlarca muhalif sahih hadisleri bırakıp , bir tane lehine bulduğu uydurma hadise sarılmaz.
İbn kesire sorarsanız (ahirette) , bunun sahih olmadığını, zayıf olduğunu, hiç bir muhaddisin sahih/zayıf hadis kitablarında bile almadığını kendisi de biliyordur. Bu sebeble kaynak da verm emiştir. Kişileri putlaştırmadan, Kuran ve sunnetle amel etmeye gayret ediniz.
 
S Çevrimdışı

Sebuhi

Üye
İslam-TR Üyesi
Neye varıyoruz ; Demek ki Rasulullah’ın yüzü suyu hurmetine demek ihtilaflı. Bid’attir , değildir. Ama biz demeyelim bunu telafuz etmeyelim. Çünkü kimseden bu duyulmamış . Birileri de yapıyorsa yapma bunu diye uyaralım .

dogru........yüzü suyu hurmetine demek ihtilafdir,bazilarina gore ise bidatdir.Ama asla shirk diyildir.en iyisi uzak duralim, cunki sofilerin tevessul ile ne kast etdiklerini bilmek olmuyorr.mesela Cupbeli kendi shirkini kast ediyor, Alp Arslan kuytul ise yuzu suyu hurmetini kast ediyor.cahil halk ise neyin hakk ve neyin batil oldugunu ayird edemiyor.
 
Üst Ana Sayfa Alt