Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Borçlunun Borcundan Fazla Vermesi Caiz midir ?

  • Konbuyu başlatan Abdulgaffur
  • Başlangıç tarihi
A Çevrimdışı

Abdulgaffur

Guest
Birinden 2 3 bin tl borç alıp bana bu parayı ver belki üstüne birşeyler veririm deyip alacaklı istediğinde fazlasıyla vermek caiz midir ?

Borçlunun hiçbir şart olmadan borcundan fazlasını vermesi caiz midir ?

Hocam ama diyorlar ki bu Şafii'de sünnettir . Ayrıca bu niye faiz olsun ? Biz adamla anlaşmıyoruz ki fazla vereceğiz diye.
Ayrıca gecikme cezası olarak fazla ödemek hakkında ne dersiniz ? Bu faiz midir ?
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Borçlu, alacaklısına tam borcunu ödemelidir. Fazla veremez, alacaklısı kabul etmesi halinde eksik verebilir ama fazla veremez.
Borçlu alaklısına normal zamanda yapmadığı muameleyi, tebessumu borç aldı diye alacaklısına (normal zamanlarda yapmadığı tebessüm vs.) yapsa o hareket bile faize girer.
Kişi aldığı borcu öderken eksik çıkması sebebiyle biraz eksik verse ve bu durumu fark eden alacaklı kişi tamam borcunu ödedin kabul ediyorum dese, borçlu kalanı ödemeyebilir, çünkü kendisine o kalan miktar hediye edilmiştir ki bu durum câizdir. Fakat fazla vermesi fâiz şubhesi olduğundan sakınılması gerekir.


Hocam ama diyorlar ki bu Şafii'de sünnettir . Ayrıca bu niye faiz olsun ? Biz adamla anlaşmıyoruz ki fazla vereceğiz diye.
Ayrıca gecikme cezası olarak fazla ödemek hakkında ne dersiniz ? Bu faiz midir ?
Evet gerçekten de zahiren borç veren verdiğinden fazla alma gibi bir şart koşmuyor. Bundan dolayı bilinen faizle alakası yoktur. Fakat borç alan kişi; borç veren kişiyle ilişkisinde daha önceden davranmadığı şekilde sadece kendisine borç vererek yardımda bulunduğundan dolayı daha önceden adeti olmadığı şekilde farklı davranarak yüzüne gülümsese, çeşitli ikramlarda, hediyelerde bulunsa bu tür hareketler kendisi açısından davranışta faize girer.
Yine kişi borcunun günü geldiğinde borcunu aldığı gibi ödemelidir. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) “Her menfaat sağlayan borç faizdir. (Suyûti, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 94; Zeynuddîn Muhammed Abdurraûf b. Tâcil'ârifîn b. Nûriddîn Alî el-Munâvî el-Haddâdî, Feyzu'l-Kadir, C. 5, sf: 27, Hadis No: 6336)
Alacaklı borç verirken bir şart koşmamış ise, borçlu olan borcunu öderken de aldığı miktarı aynen ödemelidir. Borçlu kendisine koşulan bir şart ve mecburiyet olmamasına rağmen gönlünden gelerek de olsa fazla ödeme yapması kendisi açısından faiz davranışına girme şubhesi vardır. Her ne kadar buna cevâz veren âlimler olduğu gibi fâiz görenler de mevcuddur. Bu âlimleri ve delillerini aşağıya doğru açıklayacağım inşeAllah.
Âlimlerin bu konuda ihtilaf etmesine binân şahsım şubheli şeyden kaçınmak ve takvayı yol edinmek maksadıyla böyle bir durumun ancak kişi borcunu tam olarak öder, alacaklısı ile karşılıklı rıda ile hesabı kapatır ve , meclis dağılır. Aradan bir sure geçtikten sonra istiyorsa borç aldığı kişiye yaptığı iyiliğe karşılık olarak olmadan kendisi ikramda, hediyede bulunması câiz olduğu kanaatindeyim.


Ebû Râfi'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Rasûlullah (s.a.v.) genç bir deve borç almıştı. Kendisine, sadaka develeri geldi. Bana, (alacaklı) adama genç devesini ödememi emretti.
Ben Efendimize: "Develer arasında altı yaşını doldurmuş güzel bir deveden başkasını bulamadım" dedim.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: "Adama onu ver, şubhesiz insanların en hayırlısı borcunu en iyi şekilde ödeyendir." buyurdu.
(Ebu Davud, ticârat, bab 11, Hadis no: 3346; Muslim, musâkat, 118, 128; Tirmizî, buyu 73; Nesâî, buyu, 64; İbn Mâce, ticârât, 62; Dârimî, buyu 31; Muvatta, buyu, 89; Ahmed b. Hanbel, VI, 375, 390)

Hadiste; Peygamber'in birisinden borç olarak genç bir deve aldığı ve bunu zekât olarak gelen develerden fakat daha iyisiyle ödediği ifade edilmektedir.
Peygamber'in bu hayvanı kendisi için mi yoksa başkaları adına mı aldığı konusunda bir açıklık yoktur. Âlimlerin bu konudaki görüşleri de birbirine uymamaktadır.

Aliyyu'l-Kârî, Şerhu's-Sunne'de; "Hadis, devlet başkanının fakirler için borç almasının caiz.olduğuna işaret eder" dendiğini nakleder. Bu ifade Peygamber'in deveyi fakir müslümanlar için borç aldığına işaret etmektedir.

Nevevî ise, "Zekât mallarını başkasına teberru olarak vermek câiz olmadığına göre, nasıl olmuş da Peygamber aldığı borcu, zekât develerinden fazlasıyla ödemiştir" şeklindeki muhtemel bir itiraza cevap verirken şöyle der: "Hz. Peygamber (s.a.v.), genç deveyi kendisi için ödünç almıştı. Sonra zekât develerinden birisini satın aldı ve borcunu ödedi. Ebû Hurayra'nin rivayetindeki, onun için bir deve satın alıb alacaklıya verdiler, şeklindeki ifade de buna delâlet eder."
Görüldüğü gibi Nevevî, Peygamber'in genç deveyi kendisi için satın aldığı görüşündedir.
Peygamber'in deveyi kendisi için borç alıb bunu ihtiyaç sahiblerine vermiş olması da mümkündür.

Hadisin zahiri, hayvan borç alıb vermenin câiz olduğuna delâlet etmektedir. Evzaî, Leys, İmam Mâlik, İmam Şafiî ve Ahmed b. Hanbel bu görüştedirler.
Hanefîlere göre, sadece para ve mislî olan mallar borç verilebilir.

Mislî mal; piyasada misli bulunan, telef edildiğinde kıymeti değil misli ile tazmin olunan mallardır. Bunlar; mekîl (ölçekle alınıb satılan mallar), mevzun (tartı ile alınıb satılan mallar) ve ceviz, yumurta gibi büyüklükleri birbirlerine çok yakın olan aded-i mutekarib mallardır.

Hanefîler bu sayılanların dışındaki mallarda borç alıb vermeyi kabul etmezler. Çünkü bu adaletli bir ödemeye imkân vermez. Hayvan da borç olarak verilmesi câiz olmayan mallardandır.

Nevevî, bu hadislerin Hanefîler aleyhine delil olduğunu, delil olmadan nesh davasının kabul edilemeyeceğini söyler.

Hanefî âlimleri; Peygamber’in hayvan ödünç aldığına delâlet eden hadislerin mensuh (hükmünün kaldırılmış) olduğunu ve nesh davasının delilsiz olmadığını söylerler. Tahavî, Meâni'l Âsâr adındaki eserinde, hayvanı borç vermenin câiz olmadığına işaret eden bazı hadisler rivayet eder. Bunların bir iki tanesini verelim:

İbn Abbas (r.anhuma) şöyle der: "Peygamber (s.a.v.) veresiye olarak hayvan mukabilinde satmayı nehyetti." (Ebu Davud, ticârat, bab 15, Hadis no: 3356, Tirmizî, buyu, 21; Nesâî, buyu, 65; İbn Mâce, ticârât 56; Dârimî, buyu, 30; Tahâvi, Şerhli Meâni’l-Âsâr, IV, 60)

Câbir (r. anh) şöyle demiştir:
"Rasulullah (s.a.v.) -peşin olarak- iki hayvanı bir hayvan karşılığında satmakta bir beis görmez, fakat veresiye olarak satışını kerih görürdü." (Tahâvi, Şerhli Meâni’l-Âsâr, IV, 6)

Tahavî; bu hadislerin, hayvanı hayvan mukabilinde veresiye olarak satmayı câiz addeden hadisleri neshettiğini, hayvanı ödünç almanın da aynı hükümde olduğunu söyler. Tahavî daha sonra, karşı görüş sahibleri tarafından ileri sürülen bazı itirazlara işaret ederek bunları cevablandırır.

Hadis-i şerifin delâlet ettiği diğer bir konu da şudur:
Borç alan kişi, borcunu aldığından daha üstün bir şekilde ödeyebilir. Çünkü Peygamber borç olarak genç bir deve almış ve bunu yedi yaşına girmiş iyi bir deve ile ödemiştir. "Bekr" denilen genç deve, yedi yaşına giren deveye nisbetle daha az değerlidir. Üstelik bu iyi bir davranıştır, mustehabdır. Üstünlük borcun mikdarı yönünden olabileceği gibi, kalitesi yönünden de olabilir. Meselâ, 1000 TL. borç alan bir kimse, borcunu 1100 TL olarak verebilir. Yine ikinci kalite buğday borç alan, borcunu öderken birinci kaliteden ödeyebilir. Ancak burada önemli olan, bunun borç verme esnasında şart koşulmamış olmasıdır. Borç alınırken borcu daha fazlasıyla veya daha iyisiyle ödemek ya da borçlunun alacaklıya fayda temin edecek başka bir şeyi yapması şart koşulursa bu câiz değildir, faizdir. Peygamber Efendimiz bir hadisinde, "Menfaat sağlayan her türlü borç faizdir" buyurmuştur.

İmam Mâlik'e göre; şart koşulmamış bile olsa borcu mikdar olarak fazlasıyla ödemek caiz değildir. Hadisteki, "İnsanların en hayırlısı, borcunu en iyi şekilde ödeyendir" cümlesi, İmam Mâlik'e karşı delil olarak ileri sürülmüştür.


Enflasyonun altındaki fazla ödeme, borcun zamanında ödenmemesinden kaynaklanan gecikme ödemesinin faiz olduğu kanaatindeyiz.
 
A Çevrimdışı

Abdulgaffur

Guest
Sağolun cidden hocam .. benim içtihadım caiz olduğu yönünde fakat şüpheli şeylerde dikkatli olmak gerek .. ama bu işte bir mahsur olduğunu sanmıyorum
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Sağolun cidden hocam .. benim içtihadım caiz olduğu yönünde fakat şüpheli şeylerde dikkatli olmak gerek .. ama bu işte bir mahsur olduğunu sanmıyorum
Kardeşim, siz bilirsiniz ama Medine imamı İmam Mâlik mahsur olduğuna hükmetmiş.
Size nacizane tavsiyem tedbiri elden bırakmayın, nasılsa bir şart koşulmamış. Bâri illa fazla vereceksiniz hadisteki gibi maddi (para) değil, hayvan tarzında borcların ödemesinde uygula. Yine de son söz sizin.
 
Üst Ana Sayfa Alt