ANKARA FİLİSTİN DOSTLARINDAN,BASIN AÇIKLAMASINA DAVET

RTÜK; RADYO DENGE’yi Suçlu bulup, İsrail’i Akladı.
RADYO DENGE üzerine gidilerek, İsrail’in Gazze’de işlediği insanlık suçuna itiraz edip protesto edenler cezalandırılmak, susturulmak isteniyor. Ankara Emniyet Müdürlüğünün ihbarı üzerine “İsrail Maçının İptali Eylemine Çağrı Metni”ni yayınlayan RADYO DENGE’ye dava açılmasının ardından, RTÜK de aynı gerekçeyle DENGE RADYO ’ya Yayın Durdurma Cezası verdi.

Bilindiği gibi, Siyonist İsrail’in Gazze’de en vahşi insanlık suçlarının işlendiği bir dönemde, Basketbol maçı için Ankara’ya gelen İsrail’in Hasharon basket takımının Türk-Telekom takımıyla yapacağı maçı protesto amacıyla Ankara Filistin Dostları Platformu’nun çağrısıyla bir basın açıklaması yapılmıştı. Siyonist İsrail’in ırkçı katliamlarını protesto çağrısı için yapılan ilana dayanarak bir araya gelen kitle, şiddete başvurmadan sadece sivil bir tepki ortaya koyup herhangi bir çatışmaya yol açmadan dağılmış ve hiçbir şiddet olayı da yaşanmamıştı. Buna rağmen Radyo Televizyon Üst Kurulu yayınlanan çağrı metninde “Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olması ilkesinin ihlal edildiği” suçlamasıyla Radyo Denge’den savunma istemişti.

Sonunda RTÜK kararını verdi. Radyo Televizyon Üst Kurulu, hukuk müşavirliği tarafından gönderilen yazıda, “3984 sayılı Kanunun 4756 sayılı kanunla değişik 4. maddesinin (v)bendinde belirtilen -Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması- ilkesinin ihlal edildiği ” tespiti yapıldığı bildirilerek, Radyo Denge’ye Program Durdurma cezası verildiği bildirildi. RTÜK tarafından belirlenen uyarı kararı gereğince; kararın tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde ihlale konu programın yayınlandığı tarih, ihlalin konusu ve hangi yayın ilkesinin ihlal edildiği belirtilerek Program durdurma metninin okunması gerekiyor. Ayrıca RTÜK’ün program durdurma cezası çerçevesinde 30.06.2009 günü yayın akışı içerisinde “Bir efsanedir Anadolu” programının da zorunlu olarak yayınlanması isteniyor

RTÜK 10.06.2009 tarihinde gönderdiği yazıda, program durdurma kararının tebliğinden itibaren, aynı yayın ihlali nedeniyle program durdurma müeyyidesi uygulanan herhangi bir programında, aynı yayın ilkesinin ihlali veya kanunda belirlenen esaslara aykırılığının tekrarı ya da üst kurulca öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, Radyo Denge’ye altmış milyardan az olmamak kaydıyla yüz yirmi milyar liraya kadar para cezası verilebileceğini belirtiyor.

Siyonist İsrail’in ırkçı katliamlarını protesto çağrısı için yapılan ilana Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından, hiçbir şiddet çağrısı ve şiddete teşvik unsuru taşımayan ve ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı hiçbir muhteva taşımadığı gibi, tam tersine ırkçı Siyonist zulme sivil tepki çağrısını ihtiva eden bir ilan metnini yayınladığı için, “Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olması ilkesinin ihlal edildiği” suçlamasıyla Radyo Denge’ye Program durdurma cezası verilmesi ve Ankara Emniyetinin suç duyurusuyla Radyo Denge Yayın Yönetmeni Bülent Koca’nın ağır cezalarla yargılanmaya kalkılması, Davos Fatihi’nin bürokratlarınca “stratejik ortaklık dayanışmasının gereği mi yapılıyor” sorusunu akla getiriyor.

Kararın ardından bir açıklama yapan Radyo Denge genel yayın yönetmeni Bülent Koca Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından belirlenen Program Durdurma kararına en kısa zamanda itiraz edeceklerini söyledi.

RTÜK'ten İsrail'i Sevindiren Karar Uluslararası Basketbol Federasyonu, İsrail takımı Hasharon`un 20-0 mağlup sayıldığını açıkladı. Bu karar; Denge Radyo`ya, ırkçı duyguları kışkırtıcı ve şiddeti özendirici yayın yaptığı iddiasıyla yayın durdurma cezası veren RTÜK`ü yalanladı
Hani şiddetti!

Uluslararası Basketbol Federasyonu, İsrail`i mağlup saydı: RTÜK, “İsrail Maçının İptali Eylemine Çağrı Metni”ni yayınladığı gerekçesiyle Denge Radyo`yu suçlaması sonucu yayın durdurma cezası verildi. Kararda, radyonun yayınının durdurulmasında, yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olması sebep gösterildi. RTÜK`ün verdiği kararı, Uluslararası Basketbol Federasyonu yalanlıyor.

Radyo Televizyon Üst Kurulu`nun (RTÜK) Siyonist İsrail`in Gazze`de en vahşi insanlık suçlarının işlendiği bir dönemde, Ankara`ya gelen İsrail`in Hasharon basket takımının Türk-Telekom takımıyla yapacağı maçı protesto amacıyla “İsrail Maçının İptali Eylemine Çağrı Metni”ni yayınladığı gerekçeyle Denge Radyo hakkında verdiği yayın durdurma kararı eleştiriliyor.

ULUSLARARASI BASKETBOL FEDERASYONU, RTÜK`Ü YALANLADI
RTÜK`ün, Denge Radyo`nun yayınlarının, şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olduğu gerekçesiyle verdiği yayın durdurma cezasının gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Uluslararası Basketbol Federasyonu, saha güvenliği sağlandığı halde İsrail takımı Hasharon`un sahaya çıkmaması yüzünden maçın fiilen yapılamadığı ve İsrail takımı Hasharon`un 20-0 mağlup sayıldığını açıkladı. Radyo Denge Genel Yayın Yönetmeni Bülent Koca, Uluslararası Basketbol Federasyonu tarafından verilen karara dikkat çekerek, “Bu karar, İsrail takımının bile şiddete dayalı bir fiili saldırıya muhatap olmadığının hukuki delilini oluşturmaktadır” dedi.

İŞTE O SAVUNMA
Bülent Koca, radyolarında 6 Ocak 2009 tarihinde okunan çağrı metninin kanunlara aykırı hiçbir yönü bulunmadığını belirterek, “İddia edildiği gibi, ‘Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması ilkesinin ihlal edildiğine` işaret eden tek bir ifade ve tek bir eylem söz konusu olmamıştır” dedi.

Bülent Koca, Radyo Televizyon Üst Kurulu Hukuk Müşavirliği`ne yaptığı yazılı savunmada, şu ifadeleri kullandı:
“İsrail`in Filistinliler üzerinde uyguladığı vahşi şiddet ve katliam, sadece bizim tarafımızdan değil, dünyanın değişik yerlerinde yaşayan Müslümanlar, erdemli bütün insanlar ve hatta vicdanlı yöneticileri olan devletler tarafından da kınanmış, protesto edilmiş, hatta bazı devletler, İsrail terör devleti ile olan bütün ilişkilerini kesmişlerdir. Yaşadığımız ülkede de birçok siyasi parti, sivil toplum kuruluşu İsrail`in yaptığını haklı olarak vahşi şiddet, devlet terörü ve katliam olarak değerlendirmiş ve mensuplarını İsrail`i protesto etmek için değişik medya kuruluşları aracılığı ile meydanlara çağırmıştır. Bütün bu İsrail karşıtı eylem çağrıları, protestolar, açıklamalar, bir kısmı naklen canlı yayınla, bir kısmı da bilahare haber olarak medyada yer almıştır. Aslında bütün bunları duyurmak, haberleştirmek, medyanın bir sorumluluğu ve habercilik ahlakının da önemli bir gereğidir.

“ERDOĞAN`IN AÇIKLAMALARI, YAYINLADIĞIMIZ METİNDEN DAHA SERT”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, Davos`ta uluslararası bir platformda Türkiye`yi temsilen, ‘insanlık suçu işlediklerini, devlet terörü yaptıklarını` ifade ederek, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres`e hitaben ortaya koyduğu, ‘siz adam öldürmeyi çok iyi bilirsiniz` içerikli itirazı ve Peres`in konuşmalarını alkışlayan dinleyicileri bile ‘bu yaptığınız da bir insanlık suçudur` diye azarlamasıyla, (ki Radyomuzda yayınlanan metinden daha sert ifadeler taşıyan bu konuşmalar da, bütün Radyo ve TV`lerde günlerce tekrarlanarak yayınlanmış ve RTÜK tarafından hiçbir uyarı yapılmamıştır) İsrail`in insanlık suçu işlediği resmi devlet görüşü halini almıştır. İşte bu resmi bakış açısıyla da ‘insanlık suçu ve devlet terörü` faili Siyonist İsrail`in insanlık suçunu, katliamlarını protesto etmeye çağrı metnini yayınladığı için Radyo Denge`nin suçlanması, Peres`in konuşmasını alkışlayanları bile ‘insanlık suçu`nun iştirakçisi sayan Başbakan`ın ortaya koyduğu resmi bakış açısından bakıldığında ne anlama gelecektir?

“İSRAİL MAÇA ÇIKMAMIŞTIR”
Yapılan protesto sonucunda da hukuken maç iptal edilmemiş; ancak İsrail takımı maça çıkmamıştır. Saha güvenliği sağlandığı halde İsrail takımının sahaya çıkmaması yüzünden maç fiilen yapılamamış ve bu yüzden de İsrail takımı Uluslararası Basketbol Federasyonu tarafından 20-0 mağlup sayılmıştır. Bu durum da, İsrail takımının bile şiddete dayalı bir fiili saldırıya muhatap olmadığının hukuki delilini oluşturmaktadır.

“BU, İFADE VE BASIN HÜRRİYETİDİR”
Soruşturma konusu yapılan ilan, o günkü sıcak gündemde, tüm erdemli insanlarca paylaşılan duyguları yansıtan faaliyetler içinde yer alan bir çağrının duyurulmasından ibaret olup, insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde, ifade ve basın hürriyeti içinde değerlendirilecek bir yayındır.”

Denge Radyo: Haklı davamızın arkasındayız Denge Radyo: Haklı davamızın arkasındayız
“İsrail maçının iptali eylemine çağrı metni”ni yayınladığı için hakkında haksız yayın durdurma kararı verilen Denge Radyo'nun yönetmeni Bülent Koca karar sert tepki gösterdi.
Denge Radyo Genel Yayın Yönetmeni Bülent Koca, terör devleti İsrail’in protesto edildiği “İsrail maçının iptali eylemine çağrı metni”ni yayınlamaları sebebiyle RTÜK tarafından verilen haksız yayın durdurma kararına sert tepki gösterdi.

Koca, “Bütün Müslümanların haklı olarak tepki gösterdiği bu katliam karşısında koyulan tepkinin kışkırtıcı olarak lanse edilmesi, İsrail yandaşlığı ve işbirlikçiliğidir. Haklı davamızın sonuna kadar arkasındayız” diye konuştu.

Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) Siyonist İsrail'in Gazze'de en vahşi insanlık suçlarının işlendiği bir dönemde, Ankara'ya gelen İsrail'in Hasharon basket takımının Türk-Telekom takımıyla yapacağı maçı protesto amacıyla “İsrail maçının iptali eylemine çağrı metni”ni yayınladığı gerekçeyle Denge Radyo hakkında verdiği haksız yayın durdurma kararına tepkiler sürüyor.

VAKİT’E TEŞEKKÜR

Gazetemiz Ankara Temsilcisi Serdar Arseven, RTÜK’ün haksız yere yayın durdurma cezası verdiği Denge Radyo’nun Genel Yayın Yönetmeni Bülent Koca’yı ziyaret ederek “geçmiş olsun” dileğinde bulundu. Vakit gazetesinin verdiği destekten dolayı çok memnun olduklarını belirten Koca ise, “Özellikle Vakit gazetesinin haberlerinden sonra Müslüman dünyasından çok büyük destek geldi. Siyonist tahakkümünün son bulması hepimizin dileğidir. Katil Siyonistlerin durdurulması için Vakit’in verdiği desteklerden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Aynı duyarlılığı diğer medya organlarından bekliyoruz” dedi. Bütün insanların ortak duygularını dile getiren bir haberin, duyurunun yapılmasının bir medya sorumluluğu olduğunu belirten Koca, “Terör devleti İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama tepki koyan insanların duygularına tercüman olmak, insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde, ifade ve basın hürriyeti içinde değerlendirilmelidir” diye konuştu.

“HAKLI DAVAMIZIN SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ”

Yayınlarının, şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını dile getiren Koca, şunları söyledi: “Bu ilanı vermek Denge Radyo için bir onurdur. Siyonistlerin katliamını protesto etmek için yapılmış haklı bir davettir. Filistin Dostları Platformu görevini en iyi şekilde layıkıyla yapmıştır. Aslında bu çağrıyı sadece Denge Radyo’nun değil, bütün basın organlarının yapması gerekiyor. Çünkü orada Müslüman kardeşlerimiz katlediliyor. Biz buna nasıl sessiz kalabiliriz? Maalesef tepki koymayanlar ödüllendirilirken, haklı tepki koyan bizler adeta cezalandırılıyoruz. Bütün Müslümanların haklı olarak tepki gösterdiği bu katliam karşısında koyulan tepkinin kışkırtıcı olarak lanse edilmesi İsrail yandaşlığı ve işbirlikçiliğidir. Biz özür dileyici pozisyonda değiliz. Haklı davamızın sonuna kadar arkasındayız. Yahudiye ‘öte git’ demek suç oldu.”

İŞTE O KARAR

Gazze’de katliam yapan İsrail’in takımı Hasharon ile Türk Telekom arasındaki basketbol maçı öncesi maçın iptali eylemine çağrı metni yayınlayan Denge Radyo’ya verilen yayın durdurma cezası kararı henüz RTÜK’ün internet sitesinde yayınlanmadı. Ancak İsrail’i sevindiren kararı Vakit ele geçirdi.

ÜYELER İSRAİL ARZUSU DOĞRULTUSUNDA OY KULLANDI

Vakit’in ele geçirdiği karar oy birliğiyle alındı. Başkan Zahit Akman’ın mazeret bildirerek katılmadığı oturumda bütün üyeler İsrail’in arzusu doğrultusunda oy kullandı. Kararda şu ifadeler dikkat çekti: “Kurulumuzca 6 Ocak 2009 tarihinde yayınlanan “Filistin Dostları Platformu” adlı programın; 3984 sayılı Kanunun 4786 sayılı Kanunla değişik 4. maddesinin (v) bendinde belirtilen ‘Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması’ ilkesine tekraren aykırı bulunması nedeniyle, yayın kuruluşumuza bir kez program durdurma müeyyidesi uygulanmasına karar verilmiştir.”(Vakit

Bilirkişiniz İSRAİL mi?

Radyo Televizyon Üst Kurulu'ndan (RTÜK) skandal uygulama... RTÜK üyeleri, "İsrail maçının iptali eylemine çağrı metni"ni yayınladığı gerekçesiyle Denge Radyo hakkında yayın durdurma cezası verirken, bilirkişi raporunu dikkate dahi almamış. RTÜK Hukuk Müşavirliği'nin isteği üzerine hazırlanan bilirkişi raporunda; Denge Radyo'nun yayın ihlâli yapmadığına hükmedilmiş. Bilirkişi raporunda; "Radyo Denge adlı yayın kuruluşunun kamuoyu oluşturma görevini ifa edebilme adına toplumun ortak hassasiyeti niteliğini taşıyan 'Gazze Olayı' karşısında içerik olarak herhangi bir şiddet, bölücülük, yıkıcılık, ırkçılık içermeyen sadece pasif bir protesto eyleminin hayata geçirilmesi ve bahsi geçen olaya karşı hassasiyet içinde olan kamuoyunun haberdar edilmesi adına çağrıda bulunduğu görülmüştür. Radyo Denge yayın kuruluşunun, bu yayınında 3984 sayılı kanunu ihlâl eden bir husus bulunmadığı kanaatine varılmıştır" deniliyor.
RTÜK ÜYELERİ, BİLİRKİŞİ RAPORUNU DİKKATE ALMAMIŞ
RTÜK üyeleri, söz konusu bilirkişi raporuna rağmen, ırkçı duyguları kışkırtıcı ve şiddeti özendirici yayın yaptığı iddiasıyla, Denge Radyo hakkında yayın durdurma cezası vermişti. Denge Radyo hakkında verilen karar, oybirliğiyle alınmıştı. RTÜK üyelerinin, bilirkişi raporuna rağmen Denge Radyo aleyhine karar vermesi, "İsrail, RTÜK üyelerine baskı mı yaptı?" sorularını akla getirdi.
İŞTE O BİLİRKİŞİ RAPORU
Denge Radyo hakkında hazırlanan bilirkişi raporunda şu ifadelere yer veriliyor:
"Kuruluşunun (Radyo Denge) 08.01.2008 tarihinde saat 11.40'da başlayan ve aralıklarla devam eden Filistin Dostlar Platformu adlı kuruluşa ait olduğu bildirilen ve spiker tarafından okunan çağrı metninde yer aldığı yayın incelenmiştir.
Yapılan yayında program sunucusunun "Evet değerli dinleyenler, tekrar etmek istiyorum, Ankara Filistin dostlarından yapılan çağrıyı sizlere tekrar etmek istiyorum. Bugün Siyonist İsrail devletinin takımıyla Türk Telekom arasında Atatürk Spor Salonu'nda saat 19.00'da basketbol maçı yapılacaktır. Katil İsrail, Filistinli kardeşlerimize bunca vahşeti yaşattığı, çocukları kadınlarıyla masum Gazze halkını topluca yok etmeye teşebbüs ettiği bir süreçte utanmadan bir de Ankara'ya her biri Filistinli kanına bulaşmış sporcularını gönderebilmektedir. Katil İsrail'in böyle bir katliamı gerçekleştirdiği bir süreçte bile bu maçı iptal etmeyip sporcularını Ankara'ya göndermesi, bize Ankara'da meydan okuma ve Gazze katliamı konusundaki duyarlılıklarımızı ciddiye alma anlamı taşımaktadır. Bize kendi ülkemizde hakaret etmek anlamına gelen bu arsız ve cüretkâr tutuma sessiz kalamayız. Bizi aşağılama ve kendi ülkemizde bize meydan okuma anlamı yanında aslında İsrail terörünü örtme amacı da taşıyan bu maç, mutlaka ama mutlaka iptal edilmelidir. Allah'ın izniyle işte bu amaçla Gençlik Parkı ve 19 Mayıs Stadyumu yanındaki Atatürk Spor Salonu önünde bugün saat 18.00'de buluşalım değerli dinleyenler. Bu edepsizliğe haddini bildirmek, bu maçın yapılmasını protesto etmek üzere gerçekleştirilecek basın açıklamasına katılalım. Allah için oraya koşalım inşallah" şeklinde bir çağrıda bulunulduğu tespit edilmiştir.
Yapılan konuşma, içerik bakımından analize tabi tutularak konjonktürel olarak değerlendirilmiş ve aşağıda mesgur bulgu ve argümanlara ulaşılmıştır. Bilindiği gibi basın ve yayın kuruluşları demokratik toplumlarda vazgeçilmez olarak çoğu kere yasama yürütme ve yargıdan sonra 4. kuvvet olarak zikredilmektedir. Hür ve sansür edilmeyen bir basın-yayın kuruluşunun dengeli bir biçimde haber vermek kamuoyu oluşturmak ve eğlendirmek gibi görevleri bulunmaktadır. Demokratik toplumun sağlıklı bir şekilde tesis edilmesi ve sürdürülmesi için yerine getirmesi elzem sayılan bu görevlerden biri ve belki de demokratik toplumun oluşması noktasında en önemlisi elzem sayılan bu görevlerden biri ve belki de demokratik toplumun oluşması noktasında en önemlisi, basın-yayın kuruluşlarının 'kamuoyu oluşturmak' görevidir. Genel halk kitlelerinin örgütlü bir biçimde hareket ederek ifade özgürlüğünü kullanması, eylem yapması, protesto gösterisinde bulunması olgusu da Türkiye Cumhuriyeti devletinin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade başlıklı 10 maddesinin birinci fıkrasında "Herkes görüşlerini açıklama ve anlatma özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir..." şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca Anayasa'nın 25. maddesinde hüküm bulan "Düşünce, kanaat hürriyeti", 26. maddesinde "düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti" ve 34. maddesinde "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı" başlıklı maddelerinde bahsi geçen hakların sadece kamu düzenini milli güvenliği bir suçun işlenmesinin söz konusu olması gibi hallerde ancak kanunla sınırlandırılabileceği ifade edilmektedir.
"Bunlara ek olarak, bilindiği gibi Türk milleti sadece soydaşlarının değil, dünyanın herhangi bir yerinde zulüm altında olan herhangi bir millete karşı da son derece duyarlı davranan ve bu duyarlılığını eyleme (aynî ve nakdî yardımlar, kan bağışı, protesto eylemleri...) döken bir millettir. Filistin devletinin de son dönemde maruz bırakıldığı zulüm, tüm dünya kamuoyunu ayağa kaldıran bir eylem olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye ile Filistin arasında hem coğrafi, hem tarihi, hem de dinî birtakım ortaklıklar bulunması sebebiyle Türk milletinin Filistin topraklarında yaşanan olay ve olguları gözardı etmesi mümkün görünmemekte ve bu eylemin müsebbibi olarak kamuoyu tarafından telakki edilen İsrail devletine karşı birtakım eylem ve protestoların düzenlendiği müşahede edilmektedir. Sivil insanların, özellikle kadın ve bebek yaştaki çocukların maruz bırakıldıkları muamelenin evrensel ve çağdaş pozitif normlar ile dinsel metinlerde yer alan normlar bağlamında hiçbir şekilde meşru görülmeyeceği açıktır."
"Yukarıda ifade edilen anlatılar ışığında Radyo Denge adlı yayın kuruluşunun kamuoyu oluşturma görevini ifa edebilme adına toplumun ortak hassasiyeti niteliğini taşıyan 'Gazze Olayı' karşısında içerik olarak herhangi bir şiddet, bölücülük, yıkıcılık, ırkçılık içermeyen, sadece pasif bir protesto eyleminin hayata geçirilmesi ve bahsi geçen olaya karşı hassasiyet içinde olan kamuoyunun haberdar edilmesi adına çağrıda bulunduğu görülmüştür. Radyo Denge yayın kuruluşunun bu yayınında 3984 sayılı kanunu ihlâl eden bir husus bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Takdirlerine arz ederim."
KENAN KIRAN / VAKİT