Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Anadolu'nun kayıp dervişleri: Paulicienler (Şeyhler-Dervişler)

KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Anadolu'nun kayıp dervişleri: Paulicienler

( Tasavvuf ile Afyonlar Bütün Halkı Kontrol altına Alırlardı )
Anadolu kültür havzası din ve inançların buluştuğu sentezlendiği bir kavşak noktası. Paulicienler'den Alevilik ve Anadolu sufizminin köklerine bir yolculuk...
Bülent Şahin Erdeğer/ TIMETURK

Bugünkü Doğu İran, Orta Asya , Afganistan, Pakistan ve Batı Hindistan’ı içine alan ve inançlar açısından önemli bir buluşma ve kavşak Noktası olan bölgede doğan “Erenler, Dervişler Kültürü” Horasan’dan kopup gelip tebliğci derviş gruplar halinde Anadolu’ya girmişti.


16569.jpg



Horasan erenlerinden Hubyar Sultan günümüz Aleviliğinin de kurucuları arasında sayılıyor.

Dervişlerin inanç dünyası, kitabi kültüre dayanmayan aksine menkıbe tarzı sözlü aktarımlarla İslam’la tanışmış, İslam görünümlü kültürel öğeleri araştırıp öğrenerek değil folklorik ve siyasal sebeplerle şekillenmiştir.

Kur’an’ın Farsça’ya çevrisi bile çok zor koşullarda gerçekleştirilebilmişken (ki Farsça’nın Arap dünyasına en yakın kavmin dili olduğu ve ilk Müslümanlaşan Arap olmayan kavim olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.)

Bu atmosferde İlahi mesajın Orta Asya bölge dillerinde insanlara ulaştırılması hayat bulmamıştır. Dolayısıyla zaten Şamanizm, Maniheizm, Budizm gibi dış etkilere gayet açık olan ve böyle geçmişe de sahip olan derviş hayat görüşü bu tip bir zihni donanımla Anadolu’ya gelmişti. Bilindiği üzere Anadolu, dervişlerin geldikleri bölgeden çok daha fazla İnanç sentezi bir dini coğrafyadır.

16571.jpg



Dinlerin birbirine karıştığı bu önemli kavşağa zaten kafası bir hayli karışık derviş fikriyatının gelmesi Anadolunun geleceğine yepyeni bir seyir vermiştir.


16572.jpg



Buda Zahitliğinin ve Panteizminin Şamanist Doğa kutsayıcılığıyla paralel olarak Sufi kültürde harmanlanmasından sonra Anadoludaki heretik Hristiyan tarikatlarla karşılaşması bir çok paylaşılan ortak değer doğurmuştur. Örneğin İznik Konsili sonrası mevcut Resmi Kiliseye karşı tepkisel olarak gelişen bazı hristiyan oluşumlar Vahiysiz bir arayış sebebiyle eski putperest inançları muhalefetlerine dayanak bulmuşlardır.

Bu dayanağın sebebi hiç kuşkusuz İncil metinlerinin resmi dini otorite tarafından tekele alınması ve Tek Tanrıcı muhalefet’in (Ariusçuluk gibi) kanlı bir biçimde bastırılmasında yatmaktadır. İşte bu oluşumlarla adeta mecz olan Sufi görüş şekilsel kalıplara ihtiyaç duymayan münzeviliklerini yeni komşularıyla pekiştirmişlerdir. Hatta Bu dirsek teması zaman içerisinde sapkın hristiyan tarikatların Müslüman öğeler içerisinde şeklen yokolup hayatlarını sürdürmelerini sağlamıştır. Günümüzde halen yaşayan Hristiyan Kültüründeki “Aziz”lik (Saint) ile Tasavvufi hayattaki “Evliyalık” toplumsal sınıf olarak aynı işlevi görmektedirler.

16573.jpg



Sufizm’deki “El alma ve Şeyhin Müride Tövbe Vermesi” geleneği ile Mesihilikteki “Günah Çıkartma” sembolizmi ya da Tasavvuf literatüründeki “İlham Bilgisi ve Rüya yoluyla Peygamber ya da ölmüş diğer büyüklerle görüşmek” gibi konuların tıpatıp bir şekilde Hristiyan kültüründe de yeralması etkileşimin boyutları açısından dikkate değer.

Paulicienler, Doğu Roma İmparatorluğunun özellikle Anadolu topraklarında ortaya çıkan ve 9 yy.’da önemli bir gelişme gösteren, 872 yılında Doğu Roma komutanı Khristophoros tarafından binlercesi katledilen radikal bir dinsel akımın taraftarlarıdırlar.

Paulicienler, Hristiyanlığın ileri sürdüğü bütün biçimsel ibadet tarzlarını reddediyorlar, kurumlara karşı çıkıyorlar ve dolayısıyla da sık sık devlet ve kiliseye karşı ayaklanıyorlardı. Bir çok bakımdan daha sonra Anadoluda yayılacak müslüman dervişlere benzeyen bir yaşam tarzı sürdüren Paulucienler, bir çok katliama karşılık Türklerin Anadolu’ya girdikleri yıllarda hala çeşitli şekillerde varlıklarını sürdürüyorlardı. (bkz. George Ostrogorsky,Bizans Devleti Tarihi, Ankara, 1986, s.22 ve “Tarih Heterodoksi ve Babailer” Reha Çamuroğlu Metis Yay.)

Paulicienler ya da diğer deyişiyle Paflikyanlar haça değer vermezler, yalnızca İncil'in bir kısmına inanırlar; İsa'yı reddettiği için Aziz Petrus'un mektuplarını dikkate almazlar; yalnızca Luka İncili ve Pavlus'un mektuplarına değer verirler Tüm resim ve heykellere karşıdırlar Maddi dünyaya ait herşeyin sadece simgesel bir değeri vardır Bu bakımdan, Paflikyanlar Kiliseyi de, Kilisenin geleneklerini, dogmalarını, kurumlarını, ruhban sınıfını da reddemişlerdi Onlara göre, herkes kutsal metinleri okuyup yorumlama hakkına sahiptir.

Paflikyanlar kendilerini kabul ettirmek için çok şiddetli bir misyoner etkinliği göstermişlerdi Ayrıca korku duyulan savaşçılar olup, bu nitelik kuşkusuz bulundukları bölgenin coğrafyasından kaynaklanıyordu Zira Paflikyanlar, dinleri ve uygarlıkları ayıran bir sınır üzerinde yer alıyorlardı Akımın bu militan görünümü, toplumsal alanda da radikal bir ideoloji ile koşuttu Yeryüzünde tüm tinsel yetkeyi reddetikleri için, dünyasal iktidar ve politik hakların varlık nedenini de inkar ediyorlardı Böylece, dinsel düzeydeki eşitlikçiliğe, toplumsal düzeyde de bir eşitlikçilik eklenmekteydi.

Paulicienler'in tarihi ve inanışlarının Alevilik ve Anadolu sufizmi içinde yaşamaya devam etmesi Anadolu'nın kültür kodlarını okumak için önewmli bir ipucu. Türkiye'deki zengin kültürel çeşitliliğin, Hristiyanlık, İslam ve mistik öğretilerin harmanlanmasıyla oluşmuş inançların irdelenmesine daha çok çlok ihtiyaç var.



Timeturk: Günün haberleri, yorum, spor, ekonomi, politika, sanat, sinema sitesinden 06.05.2009 tarihinde yazdırılmış.
 
Üst Ana Sayfa Alt