Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Allah Ademi Kendi Suretinde Yarattı Hadisinin İzahı Nasıldır?

M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Esselamu Aleykum

Soru: Allah Ademi kendi suretinde yaratti hadisi hakkinda Ehli Sunnetin gorusu nedir?
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullah;

إن الله تعالى خلق آدم على صورته
Şubhesiz Allah, Adem’i kendi suretinde yarattı.
(Buhari, İstizan, 1; Muslim, Bir, 115, Cennet, bab 11, Hadis no: 28)

Bazı âlimlere göre, hadiste geçen “Suûratihi”deki zamir Allah’a râcidir. Hadisin tercümesi bu doğrultuda yapılmıştır. Bir kısım alimlere göre ise, oradaki zamir Adem’e racidir. Bu takdirde hadisin manası “Allah Adem’i, Adem’in suretinde yarattı.”şeklinde olur. (İbn Hacer, 5/182-83)
İmam Nevevî’nin bildirdiğine göre, alimlerin bir kısmı, bu rivayetleri muteşâbih kabul etmiş, manâsını tevil etmeden Allah’a havale etmesini daha uygun görmüştür.

Allah Adem'i Rahmân'ın suretinde yaratmıştır.”
(Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, “Kitâbu's-Sunne”, 64; İbn Ebî Âsim, “Kitâbu's-Sunne”, 228 - 229)

İbni Ebi Asım, Ebu Hurayra (radiyallahu anh)’dan Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

: يضا عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم
إذا قاتل أحدكم فليجتب الوجه فإن الله تعالى خلق آدم على صورة وجهه
Mukatele eden kimse yüzden (hasmının yüzüne vurmaktan) sakınsın. Zira insanın yüzünün şekli, Rahmanın yüzünün şeklindedir.”
(İbn Ebî Âsim, “Kitâbu's-Sunne”, 230)
Mukâtele eden kimse yüzden (hasmının yüzüne vurmaktan) sakınsın. Zira Allah Teâlâ onu, kendi yüzünün suretinde yaratmıştır
(İbn Ebî Âsim, “Kitâbu's-Sunne”, 227 - 228)

Yüzü kötülemeyin. Zira Âdemoğlu, Rahman azze ve celle'nin suretinde yaratılmıştır.”

(İbn Ebî Âsim, “Kitâbu's-Sunne”, 227 - 229; el-Âcurrî, “eş-Şerî'a”, 315)

Ebu Hurayra (r.anh)'dan rivayet ettiklerine göre Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
: عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ
خَلَقَ اللَّهُ آدَمَ عَلَى صُورَتِهِ طُولُهُ سِتُّونَ ذِرَاعًا فَلَمَّا خَلَقَهُ قَالَ اذْهَبْ فَسَلِّمْ عَلَى أُولَئِكَ النَّفَرِ مِنْ الْمَلائِكَةِ جُلُوسٌ فَاسْتَمِعْ مَا يُحَيُّونَكَ فَإِنَّهَا تَحِيَّتُكَ وَتَحِيَّةُ ذُرِّيَّتِكَ فَقَالَ السَّلامُ عَلَيْكُمْ فَقَالُوا السَّلامُ عَلَيْكَ وَرَحْمَةُ اللَّهِ فَزَادُوهُ وَرَحْمَةُ اللَّهِ فَكُلُّ مَنْ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ عَلَى صُورَةِ آدَمَ فَلَمْ يَزَلْ الْخَلْقُ يَنْقُصُ بَعْدُ حَتَّى الآن
"Allah Ademi kendi süretinde altmış zira boyunda yaratıştır Allah, O'nu yarattığında 'Git şu oturmakta olan melek topluluğuna selam ver onların seni nasıl selamlayacaklarını iyi dinle zira bu senin ve zurriyetinin selamıdır' buyurdu. Bunun üzerine Adem onlara Es-Selamu aleykum dedi.
Melekler de bu söze ilavede bulunarak Es-Selamu aleykum ve rahmetullah diye mukabelede bulundular.
Cennete girecek herkez Adem,in suretinde olacaktır. Ondan bugüne kadar yaratılanlar hep eksilip durmaktadır.

(Buhari, İstizan, Bab 1, Hadis no: 1; Muslim, Cennet, Bab 11, Hadis no: 28; Hafız İbn Hacer, Fethu,l-Bâri, 11: 3)

Hafız İbn Hacer el Askalâni (rahimehullah) şöyle der:
Bu son rivayet Hadiste geçen kendi süretinde ifadesinin işaret ettiği zamir Adem'e aittir. Bu takdirde mana; Allah Adem'i ilk yarattığı hali ne ise o şekilde vucuda getirdi. Yaratılışında halden hale sokmadı ve zurriyetinde olduğu gibi rahimlerde şekilden şekle çevirmedi. Bilakis Allah kendisine ruh üflemesinden itibaren onu tam ve eksiksiz bir kişi olarak yarattı. Nitekim akabinde Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Boyu altmış zira idi ifadesini getirmiş ve zamir aynı şekilde Adem a.s,ı işaret etmiştir şeklinde ki görüşü te,yid etmektedir. (Hafız İbn Hacer el Askalâni, Fethu'l-Bâri, 6/366)

İmam Nevevi (rahimehullah) şöyle der:
Bu son hadise göre, Adem (a.s) yaratılışının başlangıcında yeryüzünde bulunduğu haliyle yaratılmış ve o şekilde vefat etmiştir. Boyu altmış zira idi. O'nun cennetteki sureti de yeryüzündeki suretinin aynısıdır değişikliliğe uğramamıştır. (İmam Nevevi, Sahih-i Muslim Şerhi, 17 : 178)

Hafız İbn Hacer (rahimehullah) şöyle der:
Adem'in suretinde cennete girmek iyilik güzellik ve uzunlukta Adem'in özelliklerine sahip olarak cennete girmek demektir. Kimse cennete kendi süretiyle ve maluliyetlerin hasıl olabileceği şekliyle girmeyecektir. Bu karalık topallık körlük ve bunların dışındaki noksanlık ve kusur gibi durumların cennete girildiğinde son bulacağına dalalet etmektedir. (Hafız İbn Hacer el Askalâni, Fethu'l-Bâri, 6 / 368)

Beyhâkî (rahimehullah) şöyle der:
“Suret, terkib demektir. Musavver (suretlendirilmiş, biçim verilmiş) olan şey murekkebdir (muhtelif parçaların biraraya getirilmesiyle oluşturulmuştur), musavvir (şekil veren) de murekkib (muhtelif parçaları bir araya getiren)'dir. (...) Allah Teâlâ’nın (c.c) musavver olması câiz olmadığı gibi, O'nun bir suretinin bulunması da câiz değildir. Çünkü suret(ler) muhtelif ve görünüşler birbirine zıttır. Görünüşlerin ve suretlerin birbirine zıt olması sebebiyle Allah Teâlâ’nın (c.c), bütün suret ve görünüşlerle muttasıf olması câiz değildir. Bir tahsis edici olmadan, bu şekil ve görünüşlerden sadece birisinin Allah Teâlâ’ya tahsis edilmesi de câiz değildir. Çünkü bu suret ve görünüşlerden birisiyle muttasıf olanın, tümüyle muttasıf olması da (aklen) câizdir. Allah Teâlâ’nın bunlardan sadece birisiyle muttasıf olması, bütün görünüş ve suretleri değil de onlardan sadece birisini O'na tahsis eden bir muhassıs (tahsis edici delil) bulunmasını gerekli kılar. Bu ise -hâşâ- Allah Teâlâ’nın mahlûk olmasını icabettirir ki, bu muhaldir! Şu halde Allah Teâlâ’nın (c.c) musavver olması akıl dışı bir şeydir...”(el-Beyhâkî, “el-Esmâ ve's-Sıfât”, 289)


Nevevî (rahimehullah), şöyle der:
“Bil ki, ilim ehlinin, sıfatlarla ilgili ayet ve hadisler konusunda iki görüşü vardır.
Birincisi Selefin büyük çoğunluğunun veya tamamının görüşüdür. Onlar, bu sıfatların manası hakkında konuşmazlar. Aksine şöyle derler: Bize gereken, bunlara inanmak ve iman etmektir. Bu sıfatların, Allah Teâlâ’nın celal ve azametine layık bir manası vardır. Bununla birlikte bizler kesin bir şekilde inanırız ki, Allah Teâlâ’nın benzeri hiçbir şey yoktur. O, tecessumden (cisim özellikleri taşımaktan), (bir mekândan diğerine) intikalden, bir yönde bulunmaktan, mekân işgal etmekten ve mahlûkatın diğer sıfatlarından munezzehtir. Bu, Kelamcılar'dan bir grubun da mezhebidir. Kelamcılar'ın muhakkiklerinden bir cemaat da bu görüşü seçmiştir. En sağlıklı görüş de budur.

“İkinci görüş ise Kelamcılar'ın büyük çoğunluğuna aittir. Buna göre bu türlü ayet ve hadisler, yerine göre ve layıkı veçhile tevil edilir. Bunların tevili ancak Arab dilini, usul ve furua ait kaideleri hakkıyla bilen ehil ve ilimde temrin sahibi kimselere caizdir...”(en-Nevevî, “el-Minhâc”, III, 19)

İbni Kuteybe (rahimehullah), şöyle der:

الصورة ليست بأعجب من اليدين والأصابع والعين ، وإنما وقع الإلف لتلك لمجيئها في القرآن ، ووقعت الوحشة من هذه لأنها لم تأت في القرآن ، ونحن نؤمن بالجميع ، ولا نقول في شيء منه بكيفية ولا حد
Suret; iki el, parmaklar ve göz'den daha çok şaşılacak bir şey değildir. Bunlara olan alışkanlığımız, sadece bunların Kur'an'da zikredilmesi sebebiyledir. Suret kelimesinden ürkülmesi (acayib karşılanması) ise, bu kelimenin Kur'an'da bulunmayışındandır. Biz, bütün bunların (eller, parmak, göz ve suret) hepsine inanır, onlardan hiçbirinin ne keyfiyyeti, ne de haddi (sınırı, şekli) olduğu hakkında herhangi bir şey söyleriz. (İbni Kuteybe, Te’vilu Muhtelifu’l-Hadis, 221)



30226
Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Yüzü Kınamayın, Allah, Adem'i Rahman Suretinde Yarattı."
(Nuraddin el Haysemi, Mecma'uz Zevâid, Bab 8, Hadis no: 106)
 
Üst Ana Sayfa Alt