Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Ailesinin Yanında Kalarak İmanı Tehlikede Olan Birisi; İnternetten Tanıştığı Birisiyle Evlenebilir mi?

Z Çevrimdışı

zerqawi

Üyeliği İptal Edildi
Banned
esselamu aleykum.
arkadaslar benim merak ettiğim bi konu var konunun yeri burasımıdır bilmiyorum ama en uygun yer olarak anca burayı bulabildim.

Evlenme çağında olan bi bayan yeni iman etmiş bi bayan öğrenmeye çok açık ama ilmi olarak yetersiz.
Ve yasadıgı aile ve cevresi onu islami görüntüsü ve yasayısından dolayı tam anlamıyla benimsiyememiş.
Bu bayan çok fazla sıkıntı yaşıyor hatta kendi ailesinden bile bunalma derecesine gelmiş. İslami yönden çok olmasa da
ailevi sebeplerden dolayı aile içinde haksızlığa ugruyo huzuru yok. Ve bu bayanın çevresinde kendi gibi olan tevhidi kimse yok.
Ailesinin yanında kaldıkca bunalıyor ilmi şeyleri internet yada facebook vasıtası ile ögrenmeye çalışıyor.
Ve buralardan tanıdıgı bazı erkekler bu bayanla evlenmek istiyor fakat bu bayan nefsi olarak onlara karsı herhangi bi duygu beslemiyor.
Ama ailesinin yanında daha fazla kalırsa da şirke yada günaha girmekten korkuyor imanını tehlikeye atmaktan korkuyor.
Bu bayan nefsi olarak hiç bi şekilde sevmediği begenmediği ama sırf tevhid ehli die müslüman die kendisi ile evlenmek isteyen adamla
evlenirse bu dogru olur mu..?

Bu durumda olan bi bayanın ne yapması lazım.. Ailesinin yanında kalıp sabırla sevecegi bi erkeği beklemesimi gerek
Yoksa imanını daha fazla tehlikeye sokmadan sevmese begenmese bile tevhid ehli oldugu için kendisi ile evlenmek isteyen kişi ile
evlenmesi mi gerek..?

Bu konu hakkında hadisler ayetler varsa veya fikri olan kardesler varsa bilgi verirlerse çok sevinirim.
Şimdiden Allah swt razı olsun...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
fedayeen;243413' Alıntı:
esselamu aleykum.
Ama ailesinin yanında daha fazla kalırsa da şirke yada günaha girmekten korkuyor imanını tehlikeye atmaktan korkuyor.
Bu bayan nefsi olarak hiç bi şekilde sevmediği begenmediği ama sırf tevhid ehli die müslüman die kendisi ile evlenmek isteyen adamla
evlenirse bu dogru olur mu..?

Bu durumda olan bi bayanın ne yapması lazım.. Ailesinin yanında kalıp sabırla sevecegi bi erkeği beklemesimi gerek
Yoksa imanını daha fazla tehlikeye sokmadan sevmese begenmese bile tevhid ehli oldugu için kendisi ile evlenmek isteyen kişi ile
evlenmesi mi gerek..?

Aleykum selam we rahmetullah kardeşim ;
Yazından alıntıladığım paragraflar, sorunun özeti ve mihenk noktasıdır ki, Kişi iman ettikten sonra, küfre dönmeyi ateşe düşmek gibi görmelidir. Eğer şirke, küfre girme durumun söz konusu ise, tabi ki bu durumdan kaçınmalı, ahiretini kurtarmaya bakmalısın. Tabi bunu net ortamında önüne gelen biriyle gözü kapalı evlenerek de değil. Ki net ortamında tanışmalar ve evlenme vaadleri çok istismar edilen bir durumdur ki, pek çok kızın hayalleri karartılmıştır.
Bizim konumuz islama uygun evlilik şartıyla aşağıdaki delillerimizdir :


Ebu Hurayra Nebi (s.a.v.)'den şunu rivayet etmektedir:
"Üç kişiye yardım etmek Allah'ın üzerindeki bir haktır: Allah yolunda cihad eden kimse, namuslu olmayı arzu ederek nikahlanan (evlenen) kimse, borcunu ödemek isteyen sözleşmeli köle."

(Tirmizi, K. Fedail el Cihad, 1079)

Nebi (s.a.v.) halasının kızı ve aynı zamanda da Kurayş'in ileri gelenlerinden olan Zeyneb binti Cahşı azadlı kölesi Zeyd b. Harise ile evlendirmiştir. Abdullah b. Burayde, babasından rivayet ettiğine göre:
"Genç bir kız Rasulullah(s.a.v.)'e geldi ve şöyle dedi: Ya Rasulullah! Babam, kendi itibarını yükseltmek için, beni kardeşinin oğlu ile evlendirdi.

Bunun üzerine Allah Rasulu evlenme işini kıza bıraktı.
Ardından kız şöyle dedi: Ben, babamın teklifini yerine getirdim. Fakat ben, (bu meselede) babaların kızlarını (zorlama) hakları olmadıklarını kadınlara öğretmek istedim."

(Nesei, Nikah, 36/ 6, 87; İbn Mace, Nikah, 12/ 1874)

Bu hadis, kızının rıdası olmadan babasının onu evlendirdiğini göstermektedir. Fakat kızın bu evliliğe rıdası yoktur. Ancak kızın bu hoşnutsuzluğu evlendiği kimseyi kendisine denk görmemesinden kaynaklanmamaktaydı. Ebu Hatem El-Muzenni'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Size, ahlak ve dininden hoşlandığınız biri gelirse onu evlendiriniz. Eğer evlendirmezseniz yeryüzünde fitne ve büyük bir fesad olur.

Dediler ki: Ey Allah'ın Rasulu, onun herhangi bir kusuru olsa da mı? denilince;
Dini ve ahlakı sizi memnun eden birisi gelirse (kız isterse) onu nikahlayınız, sözünü üç kere tekrarladı."
(İbn Mace, Nikah, 12/ 1957)

Tirmizi bu hadisi Ebu Hurayra'den şu lafızla rivayet etmektedir:
"Dini ve ahlakı sizi memnun eden birisi kız istemek üzere size gelirse onu evlendirin. Böyle yapmazsanız yeryüzünde fitne ve büyük bir fesad olur."

(Tirmizi, Nikah, 3/ 1084)

Aynı hadis bir başka yoldan da rivayet edilmiştir. Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre;"Ebu Hind Rasulullah (s.a.v.)'in bıngıldak kısmından kan almıştı. Nebi (s.a.v.): "Ey Beni Beyada, Ebu Hind'i evlendirin ve onunla evlenin, buyurdu."
(Ebu Davud, 27/ 2102)


Hanzala b. Ebu Sufyan el-Cumeyhi annesinden şunu rivayet eder:
Dedi ki: "Ben, Abdurrahman b. Avf'ın kız kardeşinin Bilal'e nikâhlı olduğunu gördüm."
İşte bütün bu deliller, eşler arasında denkliğin muteber ve değerli bir şey olmadığına açıkça delalet ederler. Herhangi bir kadın, herhangi bir erkeğin kocalığına radı olursa onunla, kendi rıdasıyla evlenir. Aynı şekilde, herhangi bir erkek de bir kadını eş olarak seçer ve onun rıdasıyla onunla evlenebilir, aralarında denkliğin bulunub bulunmamasına bakılmaz.

Berira'nin hadisine gelince; Nebi (s.a.v.)’in Berira'ye söylediği: "Sen azad edildiğin zaman, senin nikâhın da azad edilmiş olur. İstediğin seçeneği yap" mealindeki hadis denkliğe delalet etmez. Çünkü onun kocası köle idi. Bir köle ile evli bulunan cariye azad edilerek hürriyetine kavuştuğu zaman, köle olan kocasının zimmetinde kalmakla, köle ile olan nikâhını feshetmek arasında muhayyer bırakılır.
Bu hadis de denkliğe delalet etmemektedir. Kasım'ın, Aişe'den rivayetine göre:
"Berire'nin kocası bir köle idi. Berire, onun nikâhı altında idi; azad edilince Rasulullah (s.a.v.) ona: "Seçme hakkına sahibsin. İstersen bu kölenin nikâhı altında kalırsın, istersen ondan ayrılabilirsin." buyurmuştur.
(Ahmed b. Hanbel, Musned, 24/ 24294) Muslim'deki rivayete göre; Urve'nin Aişe'den rivayet ettiği hadis ise şöyledir:
"Berire azad edilmişti. Kocası ise halen köle idi. Allah Rasulu, Berire'yi muhayyer bıraktı. Eğer kocası hür olmuş olsaydı onu, muhayyer bırakmazdı."
"Ancak birbirine denk olanları evlendiriniz; o kadınları ancak velilerinin izinleriyle evlendiriniz" mealindeki hadis, aslı olmayan, zayıf bir sözden ibarettir. (Muslim)" Ey iman edenler! Mûmin kadınlar size muhacir olarak gelirlerse, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onları mu’mine olarak görürseniz, onları kafirlerle geri döndürmeyin. Onlar, kafirlere helal olmadığı gibi, onlar da o kadınlara helal olmazlar." (Mumtehine 10)

Bu ayet yalnızca tek bir manayı ihtiva eder, bu da; Müslüman kadının kafire helal olmadığı ve kafirlerin de Müslüman kadınlara helal olmadıklarıdır. Kocanın kafir oluşu, kafir koca ile Müslüman kadın arasında nikâhın tahakkuk etmeyeceğini sonuçlandırır.
- "İçinizde evli olmayanları,(50) kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları(51) evlendirin.(52) Eğer fakir iseler Allah, kendi fazlından onları zengin eder.(53) Allah geniş (nimet sahibi)dir, bilendir.
- "Nikâh (imkânı)
bulamayanlar, Allah onları kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar.(54).... " (Nur 32 - 33)

AÇIKLAMA

50. "Evli olmayanlar" olarak çeviridğimiz "" tek başına bekâr anlamındaki "eyyim" kelimesinin çoğulu olub, karısı olmayan her erkek ve kocası olmayan her kadın için kullanılır.

51. Yani, sizinle olan ilişkilerinde doğru tavır takınanlar ve kendilerinde evlilik hayatının sorumluluklarını yerine getirebilme yeteneği gördükleriniz. Kölesi doğru tutum içinde olmayan ve gerçekten mutlu bir evlilik hayatı sürdürme yetenek ve mizacından yoksun görünen köle sahibinden köle veya cariyesini evlendirmesi istenmez.
Çünkü, bu durumda o bir başkasının hayatını mahvetme nedeni olacaktır. Bu şart hür kişilere yüklenmiş değildir, çünkü onlar için evlendirme teşebbüsünde bulunacaklar ancak öğüt verici, arkadaş veya tanıtıcı olabilirler. Evlilik gelinle güveyin karşılıklı isteğine bağlıdır. Köleyle ilgili olarak, tüm sorumluluk sahibinin üzerindedir, bu yüzden, eğer o yoksul bir insanı kötü tabiatlı, kötü huylu biriyle evlendirirse bu sorumluluğun tüm sonuçları kendisinin olacaktır.

52. "... salih olanları evlendirin" ifadesindeki fiilin emir kipinde gelişi, bazı alimleri bu işin zorunlu olduğu sonucuna götürmüştür, oysa sorunun mahiyeti, işin gerçekte böyle olmadığını göstermektedir. Bir kimsenin bir başkasını evlendirme zorunda olmadığı açıktır. Evlilik tek yanlı bir iş olmayıb, bir ikinci tarafın daha bulunmasını gerektirir. Eğer zorunluysa, evlenecek kişinin durumu ne olacaktır? Başkaları kendisini evlendirmek istediğinde, bunu kabul etmek zorunda mı kalacaktır? Eğer böyleyse, o zaman onun bu konuda hiç bir seçim hakkı yok demektir. Ve, eğer kişinin reddetme hakkı varsa, diğerleri sorumluluklarını nasıl yerine getireceklerdir? Tüm bu yönleri dikkate alan çoğu fakihler, buradaki hükmün emir değil, tavsiye ifade ettiği görüşünü benimsemişlerdir. Hükmün amacı, toplumda evlenmemiş kimsenin kalmaması konusunda müslümanları temin etmektir. Ev halkı, arkadaşlar ve komşular bu konuya gerekli ilgiyi gösterecekler ve böyle bir yardımın olmadığı yerde de, devlet gerekli düzenlemeleri yapacaktır.

53. Bu, Allah'ın evlenen herkese servet bahşedivereceği anlamında değildir. Amaç, para hesabına dayalı bir yaklaşıma engel olmaktır. Talimat hem erkeğin, hem de kızın anne babasınadır. Kızın ebeveyni, yoksul diye dindar ve faziletli bir eşi reddetmemeli, erkeğin ebeveyni de, henüz ailenin tam kazanan bir ferdi değil diye, çocuklarının evlenmesini ertelememelidirler. Gençlere de, daha uygun zaman bulma bahanesiyle, yok yere evlenmekte gecikmemeleri öğütlenmektedir. Gelir yeterli olmasa bile, kişi Allah'a tam bir iman ve teslimiyetle evlenmelidir. Çok zaman evlilik dar ve zor şartlardan kurtulma nedeni olur. Kadın aile bütçesinin kontrolune yardım eder, ya da koca yeni görev ve sorumluluklarını yerine getirmek için daha bir çabalar. Ayrıca, aile bütçesine katkıda bulunmak için kadın da kazanabilir. Sonra, geleceğin onlar için ne hazırladığını kim bilebilir? İyi vakitler kötüye, kötü vakitler de iyiye dönebilir. Bu nedenle, bu konuda çok hesablı olmamak gerekir.

54. Bu ayetler en güzel yorumunu hadis-i şeriflerde bulmuştur. Abdullah b. Mes'ud'un rivayetine göre;
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "
Ey gençler, içinizde kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin, çünkü bu, gözleri kötü bakıştan alıkor ve kişinin temiz ve iffetli kalmasını sağlar, evlenmeye gücü yetmeyen ise oruç tutsun, çünkü oruç ihtirasların bastırılmasına yardım eder."
(Buhari; Muslim)

Ebu Hurayra'nın bir rivayetinde ise Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:
"Allah üç kişiye yardım etmeyi üzerine almıştır:
a) İffetini korumak için evlenene,
b) Hürriyetini kazanmak için çalışan köleye,
c) Allah yolunda savaşmak için çıkana."
(Tirmizi, Nesaî, İbn Mace, İmam Ahmed) .
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
aleykumselam ve rahmatullah

Abdulmuiz abi gereken şeyi söylemiştir elhamdulillah.ben konuya binaen nasihatte bulunmak istiyorum.

İnsanoğlu sıkıntı anında iken kendisi için neyin hayırlı olup olmadığını bilmeyecek kadar acizdir.bu gibi durumlarda ''sabrı tavsiye ediyorum'' kardeşlerime ve bol bol samimi olarak dua etmesini inşaALLAH.

Rahman ve Rahim olan ALLAH'ın adı ile

5. Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.

6. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. 7. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. 8. Ancak Rabbine yönel ve yalvar. (İnşirah suresi)


İbn Mesud dedi ki;

Nefsim elinde olana yemin ederim ki, eğer zorluk bir taşın içerisinde dahi olsa, kolaylık onun bulunduğu yere girinceye kadar arkasından gider ve asla bir zorluk iki kolaylığı yenik düşüremez

Ebu Ubeyde b. el-Cerrah, Ömer b. el-Hattab'a yazdığı mektubunda kalabalık Bizans ordularından ve onlardan korkusundan sözetmişti. Ömer (r.a) ona şunları yazdı;

o halde, herhangi bir mü'min bir zorluk ve sıkıntı ile karsı karşıya kalacak olursa, mutlaka ondan sonra yüce Allah, ona bir kurtuluş takdir eder ve hiçbir zaman bir zorluk iki kolaylığı yenemez. Yüce Allah kitabında şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Sabredin, sabır yarışı yapın ve ribatta bulunun. Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz." (Al-i imran, 3/200)


 
Üst Ana Sayfa Alt